Güler Misin? Ağlar Mısın?

[nuru]

Transferi ortalığı karıştan ve hangi takımlı olduğu sürekli olarak değişen Mehmet Topuz'un, "Doğuştan Beşiktaşlıyım" demesine rağmen daha önce de "Doğuştan G.Saraylıyım" dediği öğrenildi.

Transferi arapsaçına dönen Kayserisporlu Mehmet Topuz'un şimdi de hangi takımı tuttuğu polemik konusu oldu.

Galatasaray eski yöneticisi Fatih Gökşen, yıldız futbolcuyu doğuştan Galatasaraylı olarak bildiğini söyledi. Radyospor'da yayınlanan "Aydın Cingöz ile Haber Aktif" programına katılan Gökşen, milli futbolcunun "Doğuştan Beşiktaşlıyım" açıklamasıyla ilgili olarak "2004 yılında Ergun Gürsoy ile birlikte Mehmet'i kadromuza katmak için Kayserispor Başkanı Recep Mamur ve Mehmet Topuz ile görüşmüştük. Anlaşma noktasına geldiğimiz transfer son onda gerçekleşmemişti. Bugün ilginç olan Mehmet Topuz'un açıklamaları. Mehmet, doğuştan Galatasaraylı olduğunu söylemişti. Benimde bildiğim Mehmet Topuz, doğuştan Galatasaraylı" şeklinde konuştu.

Kaynak: DHA

[ALEXEDAT]

ilk cevap benden olsun bi fenerli olarak rezalet beşiktaş takımı bonservisi elinde olmayan bi oyuncu içinn önce kulubuyle gorusulecegini bilmiyosa yazıkk o takımada yoneticilerinede ben bi fenerbahçeli olarak bu adamdan bize hayır gelecegine inanmıyorum artık fenerde adamı beşiktaşa satmalı bence rezaletttt

adamda karaktersizmiş kardeşim one ole yok gs liyim yok kanım siyah beyaz ne bu yaaa

[akMurat]

Bırakın şu gereksiz işleri yaw, başlığı görünce bende epey bişi sanmıştım.

Futbol spor mu?

Lüzûmsuz şeylerin peşinden koşan, lüzûmlu şeyleri kaçırır. Hazreti Ali Radıyallahu anh

Günümüzde abdest almayı bilmeyen, kutsal kitabımızın ilk ayeti diyebileceğimiz besmelenin ne demek olduğunu bilmeyen hatta imanın şartını sayıp şehadet getiremeyen AMA; taraftarı olduğu futbol takımının oyuncularını sayabilen bir nesil ile karşı karşıyayız. Dikkat ederseniz bunlara oyuncu deniyor, kocaman adamlar bu oyuna ve oyunculara çocuklar gibi gönül bağlıyor; birileri inancını, vatanını çalarken bu anlamsız top koşturmaya ömrünü vaktini aklını feda ediyor, Türkiye Japonya'ya gol atacak diye resmi tatil ilan ediliyor! Japonya'ya gol atsan ne ifade eder? Japonya sana yıllardır gol atıyor; kolundaki saat arabandaki teyp bilgisayarındaki cdrom Japon! Üzerinde Türk Malı yazan bütün elektronik cihazların içi Japon! Bazı milletler nasıl bir Müslüman fazla boğazlaya bileceğinin nasıl sömürüp kanını emeceğinin hesabını yaparken bizim insanımız futbol seyreder, film seyreder, şarkı dinler; Bosna'da Filistin'de boğazlanıp tecavüze uğrayan kardeşinin akıbetinin kendi ensesinde olduğu aklına gelmez çünkü Allahu tealanın bakara suresi 214. ayette: "Yoksa siz, kendinizden önce gelip geçenlerin hali (uğradıkları sıkıntılar) başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız?..." buyurduğundan haberi yoktur.. Allahu teala asr suresinde; 2- İnsan mutlaka ziyandadır. 3-Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır. buyuruyor. Cuma dergisinin konuyu irdelediğini öğrendik, konu hakkında kim neler demiş bakalım:

Sadece 22 kişi oynuyor, milyonlar sadece seyrediyor. Türkiye’de Cuma Dergisi, dünyayı peşinden koşturan “futbol olgusu”nu masaya yatırdı. Kitleleri uyutma, gerçeklerden uzak tutma aracı haline getirilen futbolun “Seküler bir din” olma yolunda hızla adım attığı vurgulanıyor.

Haftalık haber yorum dergisi Türkiye’de Cuma, Dünya Kupası maçları sebebiyle dünyanın gündemine oturan futbol’u “Futbolun neresi spor?” ana başlığı ile kapak konusu yaptı.

Bugün geldiği nokta itibariyle bir spor dalı olmaktan çıkarak dev bir şova dönüşen futbolun, geçmişte faşist diktatörler tarafından kitleleri uyutma aracı olarak kullanıldığı gibi, günümüzde de kapitalizm tarafından insanları tüketime itmede muazzam bir araç haline dönüştüğü işlenen kapak yazısında, bu uyutmanın nasıl gerçekleştirildiğine örnekleriyle dikkat çekildi.

AMATÖRCE OYNANIRSA

“Futbol sadece bir spor mu? Buna ‘evet’ diyebilmek zor görünüyor. Zira futbol sadece amatörce oynayanlar için bir spor statüsünde kabul edilse de; bugünkü şekliyle ister profesyonelce bu işi yapanlar, isterse de seyredenler açısından sporla hiçbir ilişkinin olmadığı bir gerçek. Zaten bugünkü şekliyle futbola genel bir bakış açısıyla yaklaştığımızda özellikle kapitalist ekonominin insanları tüketime itmede futbolu bir araç olarak kullandığını görmekteyiz.” denilen kapak yazısında, toplumumuzun, adına popüler kültür denilen ve çoğu kez hakim ideolojilerin empoze ettiği kural ve kaidelerin etki alanına hapsolacak duruma geldiğine de değinildi.

Futbol kitleleri uyutma aracı mı?

Hakim ideolojilerin “kitleleri uyutma aracı” olarak kullandığı popüler kültürün en çok kullanılan araçlarından biri haline gelen futbolun bu derece yayılmasının altında yatan faktörün ise, futbolun basit bir oyun aracı olması ve psikiyatristlerin de tespit ettiği gibi insanlara aidiyet kazandırması olduğu dikkat çekilen kapak yazısında, özellikle ezilmiş kitlelerin bir araya gelerek kendilerini bulma organizasyonu olan futbolun bugün en dindar kesimlerde bile hastalık derecesine gelmesini bu ezilmişlikle ifade etmek mümkün göründüğüne de vurgu yapıldı.

SİMON KUPER: SEKÜLER BİR DİN OLMA YOLUNDA

“Futbolun seküler bir din yerine konmak istendiğini söylemek mümkün. Zira sık sık maç aralarında duyulan, ‘Mutluluk iki kale ve bir toptur, Bundan başka cennet yoktur, Haftada bir sana tapmaya geliyoruz, Sen bizim ilahımızsın’, gibi sloganlar bu iddianın yersiz olmadığını herhalde bütün çıplaklığı ile ortaya koyar.”

Futbolun ülkemizde kumar aracı olarak da kullanıldığına dikkat çekilen kapak yazısında, futbol maçları esnasında ve sonrasında meydana gelen olaylarda ölen ve yaralananlara bakıldığında, futbolun ciddi anlamda bir terör aracı haline getirildiğine de dikkat çekildi.

Mustafa Karahasanoğlu: “Türkiye’nin son bir aylık gündemini futbol işgal ediyor. Milli Takım’ın başarıları, Türkiye’nin ekonomik problemlerine tek çare gibi gösterilirken, diğer taraftan da futbolun önemli bir spor olduğu propagandası yapılıyor.

Amatör oyuncular için futbolu spor olarak değerlendirmek mümkün. Ancak ne seyirciler, ne de profesyonel futbolcular için “spor yapıyorlar” demek mümkün değildir. (...)

65 milyon nüfusa sahip olup da Türkiye’den başka hiçbir ülke yoktur ki; atom bombasına sahip olmasın, kıtalararası füze imal edemesin. Biz ise tank yapmak şöyle dursun, tankın modernizasyonunu bile tartışmalı ihalelerle yaptıran bir ülke halindeyiz. Böyle bir ülkede kitleleri futbolla uyutmak, elbette ki bir devlet politikası haline gelir.”

Mustafa İslamoğlu: Modern dünyanın, tüm kitlelerin arkasından sürüklendiği ‘İkon’ların seri imalatına geçtiği şu zamanlarda her bir olay karşısında kendinize özgü tavrı hiç çekinmeden takınabilirsiniz. Örnek mi istiyorsunuz? Futbol, hani şu alınıp satılan cinsten çıplak rahiplerin stat adlı mabetlerde icra ettikleri modern ayin. Ağır yargılara mı varıyoruz dersiniz? Bebeniz daha dillenir dinlenmez dünyanın bilmem neresindeki bir futbol azizinin adını talim ediyorsa, maç diye adlandırdıkları bu çağdaş çılgınlıklar sırasında çıkan kavgalarda (savaşlarda mı demeliydim) sayısı kırklara varan ölüler, kalabalık nedeniyle ilkçağın savaş alanına dönen ve dehşet manzaralar arz eden olaylar olabiliyorsa; panik yüzünden bu çağdaş ikon uğruna kurbanlar veriliyorsa; her yaştan insan alınıp satılmayı ‘transfer’ adı altında meşrulaştırıp, köleliği çağa taşıyan bu olaya çoşku ve heyecanla katılıp, ruhi tatmin yollarını arıyorsa; insanın insanlığını sömüren ve kendileri de daha üst düzeydeki sömürgenlere yem olan bu satılık azizler, toplumlarının en saygın ve en kutsal kişileri durumuna yükseltiliyorsa; bu yargılar hiç de ağır olmayacaktır. Bu afyonu yutmayanı, bu evrensel avuntunun oltasına takılmayanı çağın içinde kabul etmiyor toplum. (Bahtımca, 43-44)

Doç. Sefa Saygılı: Futbol bugün seyirlik bir olay olarak görülmektedir. 22 kişi sahada koşmakta, televizyondakilerle birlikte milyonlar seyretmektedir.

İdeolojilerin öldüğü bugünkü dünyada futbol yeni bir ideolojiymiş gibi yaygınlaşmıştır. Artık mücadeleler hatta savaşlar askerlerle değil futbolcularla yapılmaktadır.

MİLYARLAR FATİHLER BEKLİYOR

Zannetmeyin ki, G.Saray'ın UEFA kupasını almasına yalnızca Türkiye'deki 65 milyon sevindi. Beş kıtadaki yüzmilyonlarca Türk sevindi. Dünyanın dört bir yanındaki mazlumlar, İngiliz sömürgesiyken inim inim inlemiş milyarlar 'oh' çekti, G.Saray'a alkış tuttu. Batı Avrupa ülkelerinde ekmek kavgası veren, buraları vatan tutan, ama yıllardır Türk olmanın ezikliğini her an hisseden milyonlar, Türkiye'dekilerden çok daha fazla sevindi.

Yalnızca onlar mı? Hayır. Türk'ün yaşadığı her yer bayram yerine döndü G.Saray'ın zaferiyle. Sofya'da, Kırcaali'de, Gümülcine'de, İskeçe'de, Avustralya'da, Amerika'da, onbinler sevindiler; Türk olduklarını haykırarak, hem de göğüslerini gere gere...

Yalnızca onlar mı? Malezya'da yayınlanan The Star Gazetesi, G.Saray'ın Müslüman bir ülkenin takımı olduğunu vurgulayarak, "Artık İslâm ülkeleri de futbolda söz sahibi." yorumunu yaptı.

Nijerya basını, G.Saray'ın zaferine geniş yer verdi. "Futbolda, Batı hegemonyasının kırıldığını." yazdı.

Srilanka'da yayınlanan "The Straits Times" gazetesinin yorumunda G.Saraylı futbolculardan "kahramanlar" diye söz edildi ve "G.Saray'ın bir peri masalını hayata geçirdiği." yazıldı.

İslâm âleminde Türkiye'ye en fazla muhalif olan İran'da dahi gazeteler, Türkçe, "Yaşasın G.Saray" diye başlık attılar.

Yalnızca onlar mı sevindi? Hayır. Hıristiyanlar dahi G.Saray'ın zaferi için, dua etti. Rumen Devlet Televizyonu spikeri, "Tanrım Türkler'e yardım et!" diye yalvardı. Maçı anlatan Cezayirli spiker, Popescu'nun penaltıyı atmasıyla birlikte çılgınlar gibi, "Kazandık!.. kazandık!.." diye bağırdı.

Yüzlerce yıl Osmanlı'yle sevinmiş, Osmanlı'yle üzülmüş milletlerin torunları, G.Saray'la sevindiler.

Bayrakların rüzgâr beklediği gibi, milyarlar, Fatihleri bekliyor, demirden Batı kapılarını sonuna kadar açacak, Batı'yı kendi silahıyla geçecek, binbir bahane arkasına saklanmayacak, çalışacak, çok çalışacak ve sonunda başaracak Fatihleri...

Halil Delice t 26.05.2000

KEMTER

Please register to see this content.