Jump to content

Yusuf Hayaloğlu Hayatını Kaybetti


ysncn_

Recommended Posts

Yusuf Hayaloğlu hayatını kaybetti

hayaloglu.jpg

Bir süredir hastanede tedavi görmekte olan şair-şarkı sözü yazarı Yusuf Hayaloğlu hayatını kaybetti.

Akciğerinde oluşan ödem nedeniyle son 24 saati yoğun bakımda geçiren Yusuf Hayaloğlu bugün sabah saatlerinde solunum yetmezliğinden hayata gözlerini yumdu. Başta Ahmet Kaya olmak üzere birçok sanatçının şarkı sözlerini yazan, aynı zamanda Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya'nın ağabeyi olan Yusuf Hayaloğlu 3 çocuk babasıydı.

Arkasında yüzlerce şarkı sözü ve "Gözleri İntihar Mavi" adlı bir de şiir kitabı bırakan Hayaloğlu'nun ,"Hani Benim Gençliğim", Başım Belada", "Kod Adı Bahtiyar, "Başkaldırıyorum", Ayrılığın Hediyesi, Yüreğim Kanıyor" gibi onlarca şarkı sözü Ahmet Kaya tarafından bestelenmiş ve yorumlanmıştı. Yusuf Hayaloğlu 56 yaşındaydı.

Kaynak: Mynet

Link to comment
Share on other sites

Mekanın cennet olsun

Bazen acı dinmez,

bazen de yağmur..

sevgilim üzülme,

her şey unutulur..

suskunuz bu aksam üstü,

hasrete yanmışız, neylersin.."

ve

"birazdan kudurur deniz..

birazdan dalgaların sırtından,

üst üste fışkıran rüzgarlar,

bir intikam gibi saldırınca üstüne;

yüzüne şarkılar çarpar,

yüzüne şiirler çarpar, ağlarsın..

sen artık buralarda duramazsın.."

Link to comment
Share on other sites

Yine ancak ölümüyle hatırlayabildiğimiz (bi kaç gün de olsa) büyük bi ustadı kaybettik...

Tüm albümleri vardı bende...Yazık....Sadece bantlarda kalmış olacak....Sevenlerine baş sağlığı diliyorum..Allah rahmet eylesin

Link to comment
Share on other sites

Bir bir gidiyoruz yavaş yavaş ağır ağır yol alıyoruz... Allah Rahmet Eylesin...

İŞTE GİDİYORUM

İşte gidiyorum

Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü

İşte gidiyorum

Toprak alsın benimde bu hazin öykümü

İşte gidiyorum, gurbet yorgunu gövdemi

Çukura kim indirecek

İşte gidiyorum

Bu menfur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek

Çürüdü gözlerim, yüreğim, bu yağmurlu şehirde

İşte gidiyorum

Beni kaldırın, hicran kalsın teneşirde

Size yüzyallardır sesini kaybetmiş

Bir türkü söyliyecektim...

Ve bir yayla şefkatiyle

Kirpiğinizin ucundan öpecektim

Bir masum türküydü sadece

Yüzbinlerce madurun gönlünde

Belki söyleriz hepbirlikte

Belki, mahşerin birinci gününde

Nasıl sevmiştim hepinizi..nasıl böyle oldu akıbetim?

Ve nasıl çöle döndü

O benim gül gülistan memleketim

İşte gidiyorum, hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız

Ben başımı verdim, sizinse

İnsafsız bir linç oldu karşılığınız

İşte gidiyorum

Penceresiz bir dünyanın labirentine

İşte gidiyorum

''Saçlarındaki yıldızları koparabilirsin anne''

Sonunda kaptırdım gönlümü

ölüm denen o kaypak türküye...

Ve işte kurtuldun benden

Şen olasın ey sevgilim Türkiye

Elbet benimde vardı

Kendime ve yurduma dair umutlarım

Belki bıraktığım yerden sürdürür

Dostlarım, karım ve çocuklarım...

Çatladı yüreğim çatladı sazım

Demekki böyleymiş yazım

Sizlere armağan olsun

Sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım...

Benim hiç hayalim olmadı anne

Ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat

Bir mutluluk fotoğrafı bile çekdirmedi bu hayat

Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne

Ne omuzumda bir dost eli, ne saçımda bir şefkat...

Sayki yollarda akan, şu feydasız çamurdan anne...

Sayki ıslanmaktım, üşümektim

Sayki yağmurdum anne?

Bunca yıldır gözyaşını, hangi denizlere sakladın,

Oy ben öleyim, sen beni ne diye doğurdun anne?

ona kendi şiirleriyle veda etmek :mellow:

Link to comment
Share on other sites

Yerin dolmayacak biliyorum şiirler öksüz kaldı;hepimizin başı sağolsun.

Ah Ulan Rıza

Neden halâ gelmedi, yoksa

Saati mi şaşırdı bu hıyar?

Gerçi hiç saati olmadı ama

En azından birine sorar.

Cebimde bir lira desen yok,

Madara olduk meyhaneye!

Ah eşşek kafam benim,

Nasıl da güvendim bu hergeleye!

Gelse, balığa çıkacaktık,

Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık.

Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp

Enteresan hayâllere dalacaktık.

Bu sandalı geçen hafta denk getirip

Çalıntıdan düşürdük.

Arkadaşlar ısrar etti,

Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.

Saat sekizde gelecekti,

Bana birkaç milyon borç verecekti.

Yoksa o nemrut karısı kaçtı da

Onun peşinden mi gitti?

Eğer öyleyse yandık,

Gudubet gene yaptı yapacağını!

Geçen sene de merdivenden itip

Kırmıştı Rıza'nın bacağını.

Abi, kadında boy şu kadar;

Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!

Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,

Ya horlarken Rıza'yı boğacak!

Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama,

Ben olsam, vallahi baş edemem! ..

Hele beş tane velet var ki boy-boy,

Allah'tan düşmanıma dilemem!

Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,

Herkesin suyuna gider.

Yoksa, kalıba vursan hani,

Tek başına on tane adam eder!

Bir keresinde, hiç unutmam

Üç-beş zibidi haraca dadandı;

Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi

Herifleri hastaneye kadar kovaladı!

Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,

Aynı kafadaydık.

Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,

Biz, başka havadaydık.

Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,

Aynı takımı tutardık.

Fener'in her maçına iddialaşıp

Millete az mı yemek ısmarladık! ..

Bir tek askerde ayrıldık,

Bana Bornova düştü, ona Gelibolu.

Döner dönmez evlendirdiler,

En büyük salaklığı da bu oldu! ..

Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu.

Hep tek tabanca gezdim.

Benim beğendiğimi anam istemedi,

Onun gösterdiğini ben sevmedim.

Neyse, bunlar derin mevzu...

Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek.

Ufaktan yol alayım

Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek! ..

Gittim, vurup kafayı yattım;

Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini.

Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp

Hastaneye kavuşmadan can verdiğini! ..

Vay be Rıza! ..

Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!

Dün, boşuna günahını almışım,

Ne olur, kızma bu kardeşine!

Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler

Ne kolay söylediler!

Sanki dev bir taş ocağını

Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!

Ah dostum... o kocaman gövdene

O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?

O zalim tabutun tahtalarını

Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?

Yani sen şimdi gittin, yani yoksun,

Yani bir daha olmayacak mısın?

Yani bir daha borç vermeyecek,

Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?

Peki, beni kim kızdıracak,

Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?

Peki, beni bu köhne dünyada

Senin anladığın kadar kim anlayacak?

Ulan Rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa,

Ne acayip şeyler yapacaktık...

Totoyu bulunca dükkân açacak,

Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.

Talih yüzümüze gülecekti be! ..

Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık.

Hafta sonu iki yavru kapıp

Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!

Ah ulan Rıza... bu mahallenin,

Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?

Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,

Benim en kıral arkadaşımdın! ..

Ah ulan Rıza... ben şimdi,

Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?

Senden ayrılacağımı sanma,

Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim! ..

Yusuf Hayaloğlu

Bir kaç güne kalmaz bizde geliriz...!

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...