Bilinchard Posted November 22, 2008 Share Posted November 22, 2008 1."ATA"Lafını Sevmezdi "Atatürk" hitabını ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Bşk. bir konuşmasında kullanmış, M.Kemal de çok beğenerek soyadı olarak aLmıştı.Kendisine "Ata" diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı. 2.EN SEVDİĞİ YEMEK Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye- pilav olarak kaldı.Tatlı sevmezdi ama canı tatlı istediğinde gül reçeli yerdi. 3.EN BÜYÜK HAYALİ DÜNYA TURUNA ÇIKMAKTI Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi. 4.BAŞUCU KİTABI "ÇALIKUŞU"YDU. Binlerce kitabı vardı.Ama Reşat Nuri Güntekin`in ünlü Çalıkuşu romanını hayatı boyunca, hatta cephede bile başucundan ayırmaz, her gün rastgele bir yerinden açar, bir kaç sayfa okurdu. 5.KABUL SALONUNDAKİ AT YAVRUSU Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. "Fox" adını verdiği köpeği, Gazi`nin yatağının ayak ucunda uyurdu.Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti. 6.TAM BİR SALON ADAMI En sevdiği dans valsti. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu.Klasik Batı müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi. 7.GÖMLEKLERİNİN TÜMÜ BEYAZDI Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel olarak dikililen sonra yerli malı kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için Beyoğlu`nda bir terziye diktiriLmeye başlanmıştı. 8.DOLABINDA LACİVERDE YER YOKTU Takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizerdi.Lacivert takım giymeyi sevmezdi. 9.ÖLÇÜLERİ Boyu 1.74 idi.Hayatının son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının ilerlemeye başlamasıyla 46 ya kadar düşmüştü. 43 numara siyah rugan ayakkabı giyerdi 10.RUMELİ ŞİVESİ Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu.Ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz ederdi. 11.HAZİN BİR HİKAYE Hayatında bir dönem çok önemli yer tutan M.Kemal`in evlenmesinden sonra hayatına trajik bir şekilde son veren Fikriye Hanım`ın mezarının nerede olduğu bilinmiyor. 12.CUMHURBAŞKANLIĞINDAN SIKILIYORDU. Hayatının çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor, çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu. 13.PAPA`NIN TEMSİLCİSİNE ELBİSE Kıyafet Kanunu çerçevesinde tüm din adamlarının dini kıyafetleriyle sokağa çıkmaları yasaklanınca, Monsenyör Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milaslı eliyle bir koleksiyon hazırlattı. 14.KENDİSİ TIRAŞ OLMAZDI. Sabah kahvaltılarıyla arası hiç hoş değildi.Yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanın üzerine bağdaş kurarak oturur, günün ilk kahvesini sigarasını içerdi.Bir özelliği de kendi kendine tıraş olmamasıydı. 15.DÜZEN TAKINTISI VARDI Evinde ,çevresinde hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi. 16.HOŞGÖRÜLÜ LİDER Köylünün birinin gazete kağıdına sardığı tütünü içmeye çalışırken eli yanmış ,"Alın bunu kendi içsin"diyerek Atatürk`e küfretmişti.Mahkemeye çıkarılacaktı. Atatürk olayı dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceğinize doğru dürüst sigara içmesini temin edin" dedi 17.SİGARA PAZARLIĞI Hastalığının başlangıcında kendisini muayene eden Dr.Fissinger günde kaç paket sigara içtiğini sormuş, Atatürk "sekiz" demişti. Doktor bunu günde bir pakete indirmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti:"Ben zaten bir paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacağım" 18."BU NASIL HALKÇILIK?" Bir sabah milletvekilleri ile trene binmişti.Kondüktörün milletvekillerinden bilet parası almamasına şaşırmış nedenini sormuştu.Trenin milletvekillerine bedava olduğunu öğrenince epey sinirlenmiş "Ne de güzel halkçılık ama" demişti. 19."LAİKLİK ADAM OLMAKTIR!" İlk mecliste üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlayamadığını söyleyince Gazi sinirlenmiş elini kürsüye vurarak , "Adam olmak demektir hocam, adam olmak!"demiştir. 20.KURBANLARI BAĞIŞLARDI. Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellerdi 21.YABANCI DİLE MERAKI Askeri lisede öğrenmeye başladığı Fransızcayı sonraki yıllarda geliştirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardı. 22.FASULYESİNE POKER Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynardı.Oyun sonunda kazandıklarını iade ederdi. 23.KAN GÖRMEYE DAYANAMAZDI Cephelerde düşmanla göğüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı. 24.KULAKLARI DUYNA TEK KİŞİ Fransız tarihçisi Herriot Ankara`ya geldiğininde Gazi`nin kulaklarının duyuyor olmasına şaşırmış anılarında bunu espirili bir dille anlatmıştı: "T.C`de bir tane kulakları duyan kişi var onu da Cumhurbaşkanı yapmışlar" 25.BİR RİCASI BAŞ AÇTIRDI Bir gün halk arasında dolaşırken çarşaflı bir kadına rastlamış, "Hafız Hanım benim hatırım için başındaki örtüyü açar mısın?" diye sormuştu. Kadın baş örtüsünü açarak , Atatürk`ün önünde eğildi ve ellerini öptü 26.BİLARDO VE YÜZME Sportmen kişiliği vardı.Hegün at biner , yüzmeye gider ve bilardo oynardı. 27.EN BAŞARILI DERSİ Eğitim hayatı boyunca en başarılı dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayatı boyunca sürdü. 28.YAĞCILARA GEÇİT YOK Yağcılığa çok kızardı. Bir akşam sofrasında kendisine gereksiz şekilde iltifat eden Abdülhak Hamit`e müdahale etti. 29.SON YILBAŞI GECESİ 1937`yi 1938`e bağlayan son yılbaşı gecesini Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ile başbaşa geçirmişti.O gece dolabındaki bazı elbiseleri bakana hediye etmişti 30.KÖŞKTEKİ GÜVERCİNLİK Kuşları çok severdi.Çankaya Köşkü`nde özel bir bakıcının ilgilendiği güvercinliği vardı Link to comment Share on other sites More sharing options...
BrightBlade Posted November 22, 2008 Share Posted November 22, 2008 Atatürk hakkında o kadar çok şey söyleniyor ve yazılıyor ki, hangisi doğru hangisi yanlış bilmek neredeyse imkansız. Burada da yanlışlar var mesela. Herkes görmek istediği gibi görüyor ve ona göre bir "yorum" ekliyor. Link to comment Share on other sites More sharing options...
alperica Posted November 22, 2008 Share Posted November 22, 2008 Haberin kaynağı var mı ? Devlet arşivindeki kaynakları çıkartsınlar derim. Atatürk'ü ilk okuldan beri aynı şeylerle tanıyoruz doğum ve ölüm yılı yaptıkları yukardakilerin dışında hayatındaki güzellikleri birçok şeyi bence göstermeliler. Ama nedense hepsini devlet arşivlerinde saklıyorlar. Link to comment Share on other sites More sharing options...
BeyazEylem Posted November 23, 2008 Share Posted November 23, 2008 Haberin kaynağı var mı ? Devlet arşivindeki kaynakları çıkartsınlar derim. Atatürk'ü ilk okuldan beri aynı şeylerle tanıyoruz doğum ve ölüm yılı yaptıkları yukardakilerin dışında hayatındaki güzellikleri birçok şeyi bence göstermeliler. Ama nedense hepsini devlet arşivlerinde saklıyorlar. Evet arkadaşların söylediği gibi Atatürk hakkında çok şey söyleniyor. Hatta doğum yılı 1880 olarak söyleniyor. Ya da, Dolmabahçe'de değilde denizde öldüğü... Bu bilgilerin çoğu İlber Ortaylı'nın kitaplarında mevcut. Doğruluğu ya da yanlışlığı tartışılır. Ama keşke tartışılmasa. Link to comment Share on other sites More sharing options...
alpbilgekagan Posted November 23, 2008 Share Posted November 23, 2008 Arkadaşlar ben bir tarihçi olarak söylemek zorundayım ki yukarıdaki yazı tamamen hayal ürünüdür. Araya bazı gerçekler serpiştirilerek Atatürk küçük düşürülmüştür. Yukarıdaki yazı Atatürk'ü değil ne idüğü belirsiz garip bir adamı anlatıyor. Yazıyı ekleyen arkadaştan kaldırmasını rica ediyorum. Atatürk'ü anlatmayı biz tarihçilere bırakın lütfen... Link to comment Share on other sites More sharing options...
Bilinchard Posted November 23, 2008 Author Share Posted November 23, 2008 Arkadaşlar ben bir tarihçi olarak söylemek zorundayım ki yukarıdaki yazı tamamen hayal ürünüdür. Araya bazı gerçekler serpiştirilerek Atatürk küçük düşürülmüştür. Yukarıdaki yazı Atatürk'ü değil ne idüğü belirsiz garip bir adamı anlatıyor. Yazıyı ekleyen arkadaştan kaldırmasını rica ediyorum. Atatürk'ü anlatmayı biz tarihçilere bırakın lütfen... Eğer Atatürk'ü küçük düşüren bir metin olsaydı, buraya koymazdım. Zîra hoşuma gittiği için ekledim; hepsini bildiğimden değil. Hangilerinin yanlış olduğunu bize ispatlayabilirseniz, konuyu değiştirebilirim. Link to comment Share on other sites More sharing options...
mavikiz Posted November 24, 2008 Share Posted November 24, 2008 Tarihçi değilim, ancak bir Türkolog olarak bana yanlış gibi görünen bir noktayı ifade edebilirim diye düşünüyorum. Çalıkuşu romanı, Reşat Nuri Güntekin tarafından 1922 yılında yazılmış bir romandır. Türk edebiyatının en çok sevilen klasik eserleri arasında yer alır. Ağırlıklı olarak Anadolu'da geçen ve arka planda Osmanlı'nın son yıllarını anlatan bir romandır. Kurtuluş Savaşı ise, 1919-1922 yılları arasında gerçekleşmiş ve 11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen sona ermiştir. Bu da bize, Atatürk'ün Çalıkuşu romanını cephede okumuş olamayacağını açıkça gösterir. İyi bir entellektüel olan Atatürk'ün, bu romanı çok sevmiş olabileceğini anlarım ancak, cephede başucu kitabı yapmış olmasını anlayamam... Saygılarımla... Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.