Jump to content

Yıl 2029


kazaam

Recommended Posts

2029 yılındayız. Ben 18 yaşına girdim. Sen ise 41’indesin. Kızın olarak sana bir çift sözüm var baba, lütfen beni dinler misin?

Bizim bayrağımızda sizin zamanınızda ‘ay-yıldız’ varmış, neden şimdi haç işareti ve anlamını bilmediğimiz renkler var baba?

İki arkadaş okulda tavan arasında eski bir atlas bulmuştuk, o atlasta gördük, daha önce Edirne’den Kars’a kadar Türkiye toprağı imiş, şimdi neden o haritanın 1/5’ine Türkiye diyoruz?

Filistinliler’in zamanında topraklarını parça parça satarak İsrail’in kurulmasına sebep olduklarını hiç mi bir yerde okumadınız da, topraklarımızı sattırıp şimdi bu ufacık alana bizi hapsettiniz? Siz atalarınızdan böyle mi aldınız bu toprakları, emaneti böyle mi korudunuz? Günden güne topraklarımız satılırken siz uyuyor muydunuz baba?

Baba, küçükken herkesin beni Aybüke diye çağırdığını hatırlar gibiyim. Şimdi neden bana Angel diyorlar, kulağıma Angel ismini ezanla sen mi söyledin?

Bizim evin önünden tanklarla geçen Amerikan askerleri kim baba? Her gün bize hakaret ederek ve sizi her gördükleri yerde coplayarak demokrasi mi getirdiler baba? Bize okulda demokrasinin tanımını daha farklı öğrettiler sanki

Elime geçen gün bir kitap geçti baba, senin gençliğinden kalan. Biz Ankara’ya taşınmazdan önce memleketimizin ismi Gaziantep’miş ve 6317 şehit vererek “Gazi”lik unvanını kazanmış. Neden şimdi oraya Kürdistan diyorlar baba.?

Baba, hani sizlere Kürtler’le Türkler kardeştir demişler, peki kardeşlerim neden bizi öldürüp ülkemizde ayrı devlet kurdular?

Şimdiki Kürdistan toprağında yer alan Süleymaniye’de askerimizin başına çuval geçirmişler ve sen o dönemde gençtin, hiç mi kanın donmadı baba? Neden hesap sormadınız bunları görmezden gelen yöneticilerinize?

Türk’üm demek suç mu?

BABA, Türkiyeli ne demek, biz Türk çocuğu değil miyiz, soyumuz belli değil mi bizim? O kitapta okumuştum, “Ne mutlu Türk’üm diyene” yazıyordu. Peki, baba ben neden mutlu değilim. Türk’üm demek suçsa ve kötü bir şeyse, siz eskiden neden söylerdiniz?

Baba, biz Kurtuluş Savaşı denen bir şey yaşamışız, kitaba göre dünyanın gördüğü en şanlı savaşmış ve o savaşta 4 milyon şehit vermişiz. Madem bu vatandan bu kadar kolay vazgeçecektiniz de neden o kadar şehit verdiniz?

Hiç mi kitap okumadınız, hiç mi sizi uyaran olmadı, hiç mi göremediniz ülkemizin peşkeş çekildiğini, eğer farkında olduysanız ve duygusuzca evinizde oturduysanız sizin o hainlerden ne farkınız kaldı? Allah’ın huzuruna hangi yüzle çıkacaksınız baba? “Vatan sevgisi imandandır” diye bir hadis varken hadi diyelim ki Türklüğünüzden vazgeçtiniz, bari İslam’ın emrine uysaydınız.

Ne zaman titreyeceksiniz?

SENİN eski cd’lerden dinledim baba, bizim de bir İstiklal Marşımız varmış, o marşı yalnızca körü körüne ezberlediniz mi? Atalarımız sizi her fırsatta uyarmış, demiş ki, “Ey Türk titre ve kendine dön.” Baba ne zaman titreyeceksiniz, Ankara’yı da kaybettikten sonra mı? Bundan 13 yıl önce titremediyseniz eğer artık hiç bir şey titretemez sizi.

Baba, sen son bağımsız olan Türkiye Cumhuriyeti’ni gördün.”Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” diyebilecek bir Hasan Tahsin, bir Şehit Şahin, bir Sütçü İmam yok muydu aranızda? Yazıklar olsun baba sizin gençliğinize!

Bugünleri göreceğime hiç doğmasaydım baba. Türklüğünüzden utanmadınız hiç olmazsa insanlığınızdan utansaydınız baba. Bu vatan göz göre göre altınızdan kayarken hiç olmazsa şerefinizle ölseydiniz.

alıntı: Win32BlackGhost teşekkürler

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...