Sirius Posted September 27, 2008 Share Posted September 27, 2008 Hanya’yı Konya’yı görmek’ deyimi günlük hayatta sıkça kullanılsa da “Hanya neresi?” diye sorsanız bilen pek çıkmaz herhalde. Hanya, Girit’te bir yerleşim merkezi. Osmanlı zamanında burada 24 cami, 6 mescit, 14 tekke, 1 medrese bulunmaktaymış. Hanya’daki tekkelerden Mevlevihâne’nin hikâyesi ise hayli hüzünlü. Aydın Mevlevihânesi Şeyhi Şemsi Dede tarafından 1880’de uyandırılan bu Mevlânâ ocağı, bir müddet sonra zamanenin tasavvufa meyletmemesinden dolayı ihvandan hâlî kalır. Bir ara semâhânesini yatakhaneye çevirip Yunan askerlerinin getirdiği Türk esirleri koruma altına alır. Ancak Hanya artık bir Osmanlı yurdu değildir. Sonunda Şeyh Mehmet Şemseddin Dede hicret kararı alır. Kurucu şeyhin kemikleri türbeden alınıp bir tabuta yerleştirilir. Tekkenin levhaları, sakal-ı şerif mahfazası, taşınabilecek eşyalar, kitapların en kıymetlileri sandıklara konulur. Geri kalan kitaplar ‘gavur eline geçmesin’ diye ateşe verilir. Alevler üç gün dinmez. Bu sırada şeyh efendi vefat eder. Onun tabutu da nakledilecek eşyaların yanında yerini alır. İzmir’e göçtükten sonra Mevlevihâne’yi yeniden açmak için uygun mekân aranır. Fakat o sırada tekkelerin kapatılma kararı alınmıştır. Eldeki hatıralar camilere ve müzelere dağıtılır; bir hikâyeye son nokta da böylece konulmuş olur. Hanya Mevlevihânesi’nin bu hüzünlü hikâyesini, pek çok değerli araştırmasıyla tanıdığımız yazar İsmail Kara, son şeyhin ailesinden dinledikleri ile belgeler ve fotoğraflar eşliğinde ayrıntılı olarak kaleme almış. Kara’nın kitabını okurken hem Mevlevihânelerin o huzur dolu ikliminde geziniyor, hem de bir devrin hazin ‘son’una tanık olmanın burukluğunu yaşıyorsunuz. Kim bilir böyle kaç hüzünlü hikâye var araştırılıp yazılması gereken... Link to comment Share on other sites More sharing options...
memoxm Posted September 27, 2008 Share Posted September 27, 2008 bi konyalı olarak doğal olrarak merak edip araştırmıştım girit adasında bir yerleşim yeri olduğunu biliyordum ama mevlevihaneden hiç haberim yoktu emeğine teşekkürler arkadaşım Link to comment Share on other sites More sharing options...
BeyazEylem Posted September 27, 2008 Share Posted September 27, 2008 Bende buna benzer bir şey biliyorum. Bir atasözü var ya, ana gibi yar bağdat gibi diyar olmaz diye. Onun aslı, ane gibi yar bağdat gibi diyar olmazmış. Ane, bağdata giderken bir uçurumun adıymış. Ve her geçen o uçurumdan çok korkarmış. *Bu arada yar uçurum manasındadır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.