Sirius Posted July 17, 2008 Share Posted July 17, 2008 Osmanlı Sıkma Kehribar Tesb.. Osmanlı Sıkma Kehribar Tesb.. Yusuri Tesbih Yusuri Tesbih Kuka Tesbih İşlemeli Yusuri Tesbih Baga Tesbih 33lük kuka tesbih işlemeli Ateş Kehribarı Su Damlası Kehribarı Osmanlı Sıkma Kehribar Tesb.. Kesme Sıkma Kehribar Tesbih Fosilli Damla Kehribar Su Damlası Kehribarı Tespih namaz sonrasında Allah’ı belli sayılardaki sözcüklerle anmak için ortaya çıkmış, çeşitli maddelerden yapılan 33, 99, 500 ve 1000 taneli dizilerdir. Elde örnek olmadığı için bu sanatın geçmişi açık biçimde Osmanlılarda XVII. Yüzyıldan sonra izlenebilmektedir. XIX. Yüzyıl sonlarında Kapalıçarşı çevresinde 300 dolayında tesbih tezgahının çalıştığı bilinmektedir. Tane, nişane, durak, imame, pul, tepelik, hatime, çivi gibi değişik ad ve işlevleri olan parçaların yapılışında tespihçi ustasının beceri ve yeteneği belirir. Klasik tespihte tane sayısı 99’dur. 33’lük olanları bulunduğu gibi, tekke ve dergahlarda dervişlerin zikr (Allah’ı tespih etmek) için kullandıkları 500 hatta 1000 taneli tespihler de vardır. Taneler "armudi, servi, şalgami, beyzi, üstüvane” gibi çok değişik biçimlerde yapılmıştır. Durak veya nişaneler her 33 tanede bir konulan ve tane dizisinden dışarıya doğru sarkan bölümlerdir. Bazer üzerinde hareketli halkalar da bulunur. Pul, imameden itibaren yedinci veya beşinci taneden sonra konur. İmame ise, tane, nişane ve pulları iki uç halinde bir araya getirerek ipliklerin içinden geçirildiği, sanatçının yeteneğini gösteren en önemli parçalardandır. Tespihe imameden sonra kamçı denen bir kordon bağlanır. Kamçının üst tarafına ise, Türk başı denilen, dört zincirin ucuna bağlanan taneler takılır. Tepelik veya hatime ise, kamçının üst ucunda bulunur. Tespih, elmas, yakut, zümrüt, zebercet, firuze, inci, şehcerağ, lacivert, altın gibi, değerli mücevher ve madenlerden yapıldığı gibi mürassağ tesbih denilen kıymetli taşlarla süslenmiş olanları da vardır. Büyük bir bölümünde madensel, hayvansal kökenli malzeme kullanılmıştır. Bunlar cinsine göre, şahmaksut, şiraz taşı, yüzsürü, necef, yeşim, bağa, fildişi, sedef, mercan, gergedan boynuzu, amber gibi adlar alırlar. Ağaç ve meyvalardan yapılan tesbihlerde ise, daha çok pelesenk, abanoz, yılan ağacı, kuka, öd ağacı, demir hindi, gül ağacı, hindistan cevizi, kan ağacı gibi ağaç ve meyvalar kullanılmıştır. Tespihcilikte kemaneyle çalıştırılan ağaçtan yapılmış özel bir torna kullanılır. "Çarguşe" denilen delici bölümle, "malafa" denilen kalıp sol eldeki kemeneyle döndürülür, puntalar arasını sıkıştırma sol ayakla sağlanır, sağ ellede "rende" ve "arda" denilen kesici aletler kullanılarak tespih çekilirdi. Türk tespih ustaları bu ilkel tornalarda çok zarif tespihler yapmışlardı. Bilinen tespih ustaları arasında, Sadık Usta, Mevlanakapılı Mahmut Usta, Horozun Salih Usta, Kalafatcı Hasan Usta, Yamalı Nuri Usta, Eyüplü Tahir Usta, Balatlı Nuri Usta, Rıfat Usta ve çırağı, 1926’da Türk Sanatlarını Avrupa ülkelerinde tanıtmak amacıyla çeşitli limanlara uğrayan gezici sergide tespihci ustası olarak giden Topuzun Halil Usta ile son yılların Hilmi Efendi, Mehmet Cemil Bey, Galip Usta ve Neyzen Niyazi Sayın sayılabilir Link to comment Share on other sites More sharing options...
ysfyuzluhotmail.com Posted September 20, 2008 Share Posted September 20, 2008 BUNLAR ANTİKA MI Please register to see this content. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.