Jump to content

En Nefret Ettiğiniz Icat


Pc.KoPaT19

En nefret ettiğiniz icat hangisi  

113 members have voted

  1. 1. en nefret ettiğiniz icat

    • Cep Telefonu
      3
    • Bilgisayar
      4
    • Tütün mamülleri
      34
    • Alkol
      15
    • Silah
      18
    • Nükleer Enerji
      8
    • Fast Food
      2
    • Televizyon
      6
    • Diğer
      4
    • Hepsi:)
      19


Recommended Posts

Sınırlı bir anket ama listeye göre oylarsak Burada en zararlı bence Nükleer Enerji dir.

Yurdumuzda da ısrarla yapılmak isteniyor. Nükleer santraller ucuza enerji üretiyor. Ancak açığa çıkardıkları atıkların etkisi yüz bin yıl sonra bile devam ediyor. Yeraltında depolanan bu maddelerin sızıntıya karşı en az 300 yıl boyunca denetlenmesi gerekiyor.

Türkiye'nin gündemine oturan nükleer enerji tartışması uzun yıllardan beri dünyanın da gündeminde bulunuyor. Özellikle Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan doğalgaz kriziyle başlayan enerji kaynakları ve enerji çeşitliliği gibi konular hemen her ülkede yoğun tartışmalara neden oluyor. Bu tartışmalarda nükleer enerjinin de adı sık sık geçiyor. Nükleer karşıtları bu teknolojiyi gelecek nesillere yapılacak en büyük haksızlık olarak nitelendirirken sistemin taraftarları, "Eğer enerji sıkıntısı çekmek istemeden yaşamak istiyorsanız risk almanız gerekir" diyor. Peki sözü edilen risk tam olarak nedir? Bu riskin hesabını yapmak mümkün mü? Tam bu noktada söze yine nükleer karşıtları giriyor: "Atom enerjisini aklınızdan bile geçirmeyin. Zira böyle bir adımın geri dönüşü yok!"

ATIKLAR 35 YIL BEKLETİLİYOR
Son rakamlara göre ortalama bir nükleer santralinin maliyeti 3-5 milyar dolar arasında değişiyor. Büyük ölçekli bir santral ise yılda yaklaşık 11 milyar kilowatt saat (Atatürk Barajı kadar) enerji üretiyor. Bu büyüklükte bir santral yılda ortalama 60 metreküp radyoaktif atık üretiyor. Bu teknolojiyi kullanan ülkeler atıkları 70 dereceye varan yüksek ısıları nedeniyle önce santral yakınlarında bulunan soğuk su havuzlarında 'dinlendiriyor'. Bu dinlendirme 5 yıl sürüyor. Ardından ara depolama safhası başlıyor. Soğuyan radyoaktif maddeler toprak altına gömülmeden önce ışıma oranının düşmesi için genellikle toprak üzerinde bulunan 'ara depolarda' yaklaşık 30 yıl daha bekletiliyor. Bu depolar 60 santimetrelik beton ve çelikten oluşan duvarlarıyla her türlü deprem, sel ve yangına karşı dayanacak şekilde inşa ediliyor. Son depolama safhasında ise yaklaşık 35 yıldan beri bekletilen atıklar toprak altına gömülüyor. Bunun için eski ve kurumuş maden ocakları kullanılıyor. Bu yer altı depolarının derinlikleri ise 200-900 metre arasında değişiyor. İşin bu kadar uzun sürmesi atıkların içerisinde bulunan ağır metal adı verilen maddelerin etrafa yaydıkları radyasyonun azalmamasından kaynaklanıyor.

AVRUPA'NIN ALTI ATIK DOLU
Avrupa'da bu atıklardan tam 12 bin ton toprak altında bulunuyor. Ve bu rakama her yıl bin 730 ton yeni atık ekleniyor. Son verilere göre Avrupa'da halen 145 nükleer santral faaliyet gösteriyor. Alman Nükleer Enerji Kurumu'nun rakamlarına göre bu atıkları güvenli olarak ortadan kaldırmanın yıllık faturası ise 30-35 milyon Euro arasında değişiyor. Santral karşıtları özellikle ağır metal atıklarından yola çıkarak bir ülkede nükleer santral yapılmasının gelecek kuşakları doğrudan ve sonu olmayan bir radyasyon tehdidine mahkum etmek anlamına geldiğine dikkat çekiyor. Santral taraftarları ise enerji açığının altını çiziyor ve elektrik yoksa gelecek de yok diyor. Bu durumda son söz yine siyasi otoriteye kalıyor. Ancak sağlıklı bir karar için konunun yalnızca ekonomik açıdan değerlendirilmemesi büyük önem arz ediyor.
Mahmut Sancak - Hacer Gemici

**

100 bin yıl sonra bile etkili
ATIK içinde bulunan 239 plutonyum izotopu 24 bin yıl beklese bile ışımaya devam ediyor. Bazı ağır metallerin ışıma etkisi ise yüz binlerce yıl geçse bile yalnızca yüzde 4-5 oranında azalıyor. Bu yüzden atıklar yer altında depolandıktan sonra en az 300 yıl boyunca sızıntılara karşı denetlenmek zorunda. Uzmanlar toprak altında bulunan son depolama tesislerinin her türlü deprem ve yeraltı su baskınlarından uzak bölgelerde yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.

**

Toroslar nükleer çöplük olacak
Nükleer santralde en büyük sorun atıkların nasıl depolanacağı. Daha önce olduğu gibi bu kez de nükleer atıklar için Toros Dağları adres gösteriliyor.

TÜRKİYE'NİN daha önce iptal ile sonuçlanan nükleer santral macerasında atıklar için adres olarak gösterilen Toroslar yeniden gündemde. Türkiye'nin bir nükleer santrale ihtiyacı olmadığını söyleyen aynı zamanda nükleer mühendisi de olan Marmara Üniversitesi Enerji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Tanay Sıtkı Uyar, daha önce yaşanan nükleer santral ihale sürecini anımsatarak, "O dönem Türkiye'de nükleer santral yapmak isteyen firmalar 'Toros Dağları bu iş için uygun' diyorlardı. Şimdi de aynı şeyi söyleyecekler. Oysa halen dünyada sürekli depolamanın nasıl yapılacağına dair bir görüş birliği yok. Amerika nükleer atıklarını santrallerinin yanındaki soğutma havuzlarında halen bekliyor. Sürekli atık deposu için fikir birliğine varamadıkları için bu konu 2010 yılına ertelendi. Sürekli depoların başka bir ülkede toplanması konuşuluyor. Siz de bu olaya bulaştığınız zaman bedelini ödersiniz. Eğer olaya karışmak istemiyorsanız Beyoğlu'nun arka sokaklarında dolaşmazsınız. Türkiye kendi nükleer atıkları olduğu gibi başka ülkelerin atık deposu olma tehdidi altında da kalabilir" uyarısında bulunuyor. Aynı şekilde Greenpeace Akdeniz Enerji Kampanyası Sorumlusu Hilal Atıcı da atık konusunun büyük bir sorun olacağına dikkat çektikten sonra, "Üstelik uranyum rezervlerinin 40-50 yıl sonra tükeneceği biliniyor. Yani uranyum önümüzdeki yıllarda daha da pahalı bir alternatif olacak" diyor.

KÖMÜR, SU, GÜNEŞ, RÜZGÂR
Dünyada bazılarına göre 50 bazılarına göre ise 60-70 yıl sonra tükenecek uranyum yataklarına karşın kömür yatakları için biçilen süre ise 150 ile 250 yıl arasında değişiyor. Nükleer karşıtları Türkiye'nin kömür yataklarını değerlendirmesine işaret ederken, su, rüzgar ve güneş gibi tükenmesi mümkün olmayan kaynakların da önemine işaret ediyorlar. Ancak savunucuların önündeki bir başka arguman ise Türkiye'de bulunan toryum madeni. Nükleer santrallerde yakıt olarak kullanılabileceği ifade edilirken hükümetin toryum madenlerinin de kullanılabileceği bir teknolojiyi getirmek istediği kaydediliyor.

**

Toryum için CANDU tipi öne çıkıyor
TÜRKİYE'DE kurulacağı açıklanan nükleer santrallerin reaktör tipi de tartışma konusu. Dünyada ağırlıklı olarak CANDU, yani ağır su ile PWR basınçlı su reaktörleri bulunuyor. Bu anlamda bin megavat elektrik gücündeki bir PWR reaktörünün maliyeti 2.2 ile 2.5 milyar dolar arasında değişiyor. Söz konusu santrallerin elektrik verimliliği daha yüksek oluyor. CANDU reaktörler ise ilk yatırım maliyeti diğer reaktörlere göre yüzde 10-20 daha yüksek olan bir teknolojiye sahip. Ancak zenginleştirilmiş uranyum yerine doğal uranyum kullanıldığı için bu tip reaktörlerin işletim maliyeti daha düşük. Türkiye'nin uranyum ve toryum kaynaklarını kullanma isteğine cevap verebilecek en avantajlı teknoloji olarak CANDU gösteriliyor. İnşa halindeki 27 reaktörün 8'i CANDU. Hindistan bu tip reaktörlerden 6 tane inşa ediyor.

**

Dünyada 60 yıllık uranyum kaldı
Nükleer santrallerde yakıt olarak zenginleştirilmiş uranyum kullanılıyor. Dünya üzerinde faaliyet gösteren 443 nükleer santralin yıllık uranyum ihtiyacı 65 bin ton seviyesinde bulunuyor. Dünyanın toplam uranyum rezervi ise 11 milyon ton düzeyinde. Bu rakam teorik olarak dünyaya 100 sene uranyum sağlamaya yeterli. Ancak bu miktarın yalnızca 3 milyon tonluk bölümünün topraktan çıkarılması ekonomik olarak anlam ifade ediyor. Geri kalan kısım ise toprağın çok derinlerinde veya okyanusların altında bulunuyor. Hatta belirli bir kısmının okyanus suyunda çözülmüş olarak dolaştığı belirtiliyor. Yani bu uranyumu kullanır hale getirmek için bugünün teknolojisiyle büyük yatırımlar yapmak gerekiyor.

19 ÜLKE ÜRETİYOR
Ancak bu yatırımlar doğrudan elektrik fiyatına yansıyacağı için kullanımları şu an pek anlam ifade etmiyor. Araştırmalar bugün çıkarılan uranyum miktarının talebe göre en çok 60 yıl yeteceğini gösteriyor. Dünyada 19 uranyum üreticisi var. Bu ülkeler dünya uranyum üretiminin yüzde 90'ını karşılıyor.

**

'Nükleer enerji kalkınma için şart'

ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, dün İstanbul'da katıldığı çeşitli toplantılarda nükleer santralle ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Güler, nükleer enerji çalışmalarının belli bir program çerçevesinde yürütüldüğünü belirterek, bu konudaki tepkilerin yersiz olduğunu söyledi. Güler, "Nükleer enerji konusundaki tepkiler, tamamen konuyu detaylı incelemeden verilen tepkilerdir. Konunun aslı kendilerine anlatılınca yersiz olduğunu görecekler. İnsan için, çevre için teknoloji peşindeyiz. Nükleer enerji, kalkınma ve enerji ihtiyacı için şart'' dedi. Özel sektörün bu konudaki yaklaşımının sorulması üzerine de Bakan Güler, "Özel sektör bu konuda ilgili. Özel sektörden bu konuya, bu yatırıma ilgi duyan firmalar, gruplar var. Bu noktada ortak bir stratejiyi ilgili firmalarla da görüşüyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.[/CODE]

Link to comment
Share on other sites

cep tel..

nükleer enerji denmiş de bence olmazsa olmaz..

- türkiye de yapmayalım

- neden?

- zararı var

- ..

- çook zararlı çevreye..

- çernobil sinoptaydı zaten ??

- !!!!

uzar gider bu muhabbet..

yanı başımızda zaten bilimum santral var.. ülkede yapılacak olan yapılanların en güvenlilerinden biri.. ille korkacaksak ermenistandaki ya da rusya ile ukraynadaki 70 teknolojisyle inşaa edilmiş olandan korkun..

Link to comment
Share on other sites

tütün mamülleri. neyseki bıraktım artık temizim o yüzden nefret etmemi gerektirecek bir durum kalmadı ;)

cep telefonunun zararlarının yazılı olduğu bir döküman vardı bulabilirsem koyayım buraya.

bilgisayar nasıl nefret ederim ekmek kapısı :)

alkol nefret edecek kadar çok içmemek gerekir. Ne zamanki bağımlılık yaptı alkolik olma yolunda ilerliyorum o zaman nefret ederim.

silah bireysel silahlanmaya her zaman karşıyım. Hatta silaha karşıyım.

nükleer enerji bana göre olması gereken bir enerji çeşidi

fastfood yemezsen zararını görmezsin. ayda 1 yenir o da nefret uyandırmaz.

televizyon açmayalı 3-4 ay olmuştur o yüzden nefret edilecek durum yok

Link to comment
Share on other sites

iş yerinde oluyorum maç saatleri. öğle yemeği arasında gidip 2. yarıyı izliyorum yarında öyle olacak gibi.

türkiyede değilsiniz demek ki zaten avatarda değişik bir yerlerde olduğunuz belli :vava:

Link to comment
Share on other sites

Canada da kendisi o yüzden TV seyretmiyor :clapping: Buna rağmen dizi kaçırmaz birton Türk dizi indirir bilgisayarında seyreder :clapping:

tv değil sonuçta :)

Link to comment
Share on other sites

nükleer enerjiye niye karşı çıkarlar anlamıyom tehlikeli olduğu için mi iyi ozaman araba kullanmayalım kaza riski var yolda yürümeyelim kafamıza kiremit düşer çayırda çimende yürümeyelim kene ısırır bu ne ya biraz mantıklı olun hem karşı çırkarsınız sonrada elektrik pahalı dersiniz :clapping:

Link to comment
Share on other sites

Nükleer Enerji sonrası alien gibi çocuğunuz olursa o zaman ah edip ağlamayın...

Burası Türkiye. İhmaller cenneti. Bir Nükleer Santrali düşünmek bile istemiyorum...

Hele ki yıllarca atıkları kalabiliyorken...

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...