Jump to content

Çanakkaleden Sonra Büyük Zafer


agahh

Recommended Posts

Bir yanda ingiliz ordusu, diğer tarafta hasta adam Osmanlı devleti...'Tarih bu savaşı yazmaya kelime bulamayacaktır.'

________________________________________

askerlerfr1.jpg

kutatllarzc3.jpg

30632966td1.png

Cemil Solak'ın özel Haberi / Haber5.com

çanakkale savaşının gölgesinde kalan bu olay, Osmanlı Ordusunun o yokluk ve darlık zamanlarında bile ne büyük bir zafer kazandığının delilidir...

11 Kasım 1914’te Birinci Dünya Savaşı’na giren Osmanlı Devleti’nin savaştığı cephelerden biri, ingilizlere karşı oluşturulan Irak cephesidir. Osmanlı dönemi kaynaklarında Irak-ı Arap olarak adlandırılan bölge, jeopolitik ve stratejik bakımdan önem arz eden Dicle-Fırat havzasında tarihteki Mezopotamya’yı (Verimli Hilal) içine alır ve Basra Körfezine kadar uzanır.

Geri çekilen ingiliz Kuvvetleri teması keserek 3 Aralık sabahı Kutü’-l Ammare’ye ulaşmışlardır. General Townshend Kutü’l-Ammare’ye kapanarak burayı bir kale gibi savunmaya karar vermiştir. Türk kuvvetleri takviye birliklerinin gelmesiyle 5 Aralık günü Kutü’l-Ammare’ye taarruz etmişlerdir.

Siperde ki Türk Kuvvetleri

Irak Ordusu Komutanlığı, 8 Aralık 1915 tarihinde General Townshend’e gönderdiği mesajda, direnmemesi ve Türk kuvvetlerine teslim olması çağrısında bulunmuş, ancak Townshend’dan olumsuz cevap gelmesi üzerine 14 Aralık 1915 tarihinde birliklerine taarruz emrini vermiştir.

15 Aralık günü de devam eden taarruzda bir sonuç alınamamış ve taarruza son verilmiştir. Ancak kuşatmanın daha şiddetli devamı kararlaştırılmıştır. ingilizler, Kutü’l-Ammare’de mahsur kalan General Townshend’i kurtarmak için bundan sonra Aralık 1915-Nisan 1916 tarihleri arasında pek çok girişimde bulunmuşlar, ancak sonuç alamamışlardır. Bu başarısız girişimler üzerine ingiliz Kolordu Komutanı bütün ümidini kaybetmiştir. ingiliz makamlarınca deniz ve kara yoluyla Kutü’l-Ammare’ye yardım gönderme girişimleri de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bundan sonra Türk makamlarıyla yapılan görüşmelerde teslim şartlarının müzakeresine başlanmış ve General Townshend, 29 Nisan 1916 tarihinde teslim olmuştur. Türkler, Kutü’l-Ammare’de ingilizlerden başta ingiliz Tümen Komutanı General Townshend olmak üzere bir tümeni esir almışlardır.

14792.jpg

Arslanlar!..

1- Bugün Türkler’e şerefü şan, ingilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın müşemmes semasında sühedamızın ruhları şadü handan pervaz ederken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.

2- Bize ikiyüz seneden beri tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren Cenab-ı Allah’a hamdü şükür eylerim. Allah’ın azametine bakınız ki, binbeşyüz senelik ingiliz Devleti’nin tarihine bu vakayı ilk defa yazdıran Türk süngüsü oldu. iki senedir devam eden Cihan harbi böyle parlak bir vaka daha göstermemiştir.

3- Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut’u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve on bin neferini şehit vermiştir. Fakat buna mukabil bugün Kut’da 13 general, 481 subay ve 13.300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen ingiliz kuvvetleri de 30.000 zayiat vererek geri dönmüşlerdir.

4- şu iki farka bakınca cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu vakayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır.

5- işte Türk sebatının ingiliz inadını kırdığı birinci vakayı çanakkale’de, ikinci vakayı burada görüyoruz.

6- Yalnız süngü ve göğsümüzle kazandığımız bu zafer yeni tekemmül eden vaziyeti harbiyemiz karşısında muvaffakiyeti atiyemizin parlak bir başlangıcıdır.

7- Bugüne KUT BAYRAMI namını veriyorum. Ordumun her ferdi, her sene bu günü tesit ederken şehitlerimize yasinler, tebarekeler, fatihalar okusunlar. Sühedamız, hayatı ulyatta, semevatta kızıl kanlarla pervaz ederken, gazilerimiz de atideki zaferlerimizle nigehban olsunlar.

Mirliva Halil

Altıncı Ordu Komutanı

( Sorgun ; s. 189, 190 )

Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut’u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10.000 erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut’ta 13 general, 481 subay ve 13.300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen ingiliz kuvvetleri de 30.000 zayiat vererek geri dönmüşlerdir. şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. işte Türk sebatının ingiliz inadını kırdığı birinci zaferi çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz.”

Savaşın bilançosu:

Osmanlı kuvvetleri: 350 subay ve 10.000 erini şehit vermiştir.

ingiliz birlikleri de buna karşılık: 13 general, 481 subay ve 13.300 er rehin alındı.

30.000 de zayiat vermişlerdir.

Kut şehitliği

1920 yılında Bağdat’a 180 km uzaklıkta Kutü’l-Ammare’de inşa edilen şehitlik, etrafı duvarlarla çevrili büyük bir anıt şeklindedir. Burada 7 subay ve 43 er olmak üzere 50 şehidimizin mezarı bulunmaktadır.

14801.jpg

Tarihi bir kez daha okumaya tabi tutmalı ve sahip olduğumuz dinamiklerin farkında olmalıyız. Yaşanan bu zaferin üzerinden henüz 92 yıl geçmişken, ortadoğudaki yerimizi düşünmeliyiz. Kutül Ammare'yi unutmamalı, tarihi tozlu sayfalarına hapsetmemeliyiz. En az çanakkale Zaferi kadar hatırlamalı ve anmalıyız.

Sonuç olarak; Kutü’l-Ammare Muharebesi; Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun zor şartlar ve imkansızlıklar içerisinde, çanakkale’den sonra ingilizlere karşı kazandığı ve bir tümeni bütün personeli ile birlikte esir aldığı eşsiz bir zaferdir.

Aziz şehitlerimizi bir kez daha bu vesile ile rahmet ve minnet ile anıyoruz. Onların bıraktıkları mirasa layık olabilmek umudu, ümidi ve isteği ile...

haber5.com

Link to comment
Share on other sites

Turgut Özakman'ın "Diriliş - Çanakkale" eserinde Çanakkale zaferini 7-8 ay değil 7-8 günde kazanabileceğimizi ziyadesiyle anlatıyor. Zamanın Alman komutanı Liman von Sanders, düşmanın çıkarma yapacağı tepeyi yanlış tespit edip oraya 24 bin askerimizi yığıyor ve akşama kadar orada bekletiyor. Diğer taraftan bizim asil komutanlarımız ise 150 kişilik bir grup ile,çıkarmanın nereden olacağına karar verip, 1500'e yakın kişiyi durdurmayı başarıyor. Ah şu Alman hayranlığımız.. :D

Eser gerçekten okunmaya değer. Tavsiye ediyorum.

Link to comment
Share on other sites

Tarihimizi bir oyuncunun/ senaryo yazarının kaleminden okumaktansa; bir tarih yazarının kaleminden okumayı tercih ederim... Turgut Özakman'ı "Şu Çılgı Türkler" adlı eseri ile tanımaya çalıştım ve tanıdığım kadarı bana yetti... Otantik felsefe ile yazılmış kitaplar bana göre değil sanırım. Tabii renkler ve zevkler tartışılmaz. Siz orada yazılanların gerçeküstü bir senaryo ya da uydurma bir hikaye olduğunu değil de, gerçek olduğunu kabul ederek okumak istiyorsanız, sizin bileceğiniz iş... İşin doğrusu, güzel sözler ve etkileyici cümleler kurabiliyor yazarımız. Yiğidi öldür, hakkını yeme demişler değil mi...

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...