Jump to content

Gerçek İtiraflar =)


mehsa

Recommended Posts

Gerçek itiraflar. :D

--------------------------------------------------------------------------------

*****; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 33; İl: Tekirdağ

Magmanın en sıcak olduğu zaman, annesinin sürekli “tırnaklarını yemeye devam edersen karnın şişer” diyerek korkuttuğu 6 yaşındaki bir yeğenimin, parktaki hamile kadına “Teyze ben senin ne yediğini biliyom ” dediği andır sanırım.

*****; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29; İl: Hatay

Okulların kapısındaki seyyar satıcıları bilirsiniz. Simitçi, dondurmacı, şekerci v.s. İlkokul sondaydı sanırım, bir gün dondurmacıya gittim “Limonlu dondurma var mı?” dedim. O sırada dondurma külahının sivri tarafıyla kulağını karıştırmakta olan amca aheste aheste başını çevirip beni süzdü, kulak temizleme çalışmaları bitince de elindeki külahı yerine koydu ve gayet rahat “Ne gadarlık olsun?” diye sordu. Sağol amca, ben alacağım kadarını çoktan aldım.

*****; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 26; İl: İstanbul

Sebze pazarında ısırgan otunun yeni yeni satıldığı dönemlerde, yeni evli olduğu belli olan bir çift ısırgan otu satan yaşlı teyzeye yaklaşıp sordu: “Teyze bu ne?” Cevap: “Isırgan otu” Genç kadın herhalde dokunursa elinin acıyıp acımayacağını merak etti ki ikinci soruyu da sordu: “Peki ısırır mı?” Soru böyle saçma olunca yurdum teyzesi genç kadına ters ters bakarak bombayı patlattı: “Eskiden ısırıyordu ama artık alıştı. Bak, ısırmıyor. Uysal uysal yatıyor.”

*****; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 31; Ülke: Almanya

Askerdeyken sağlık kontrolünden geçirilmiştik. İdrar tahlili için hepimize plastik bardaklar verilmişti. Erlerden biri bunun üzerine doktora: “Bunları neresine kadar dolduralım?” diye sormuştu. Doktorun cevabını aynen yazıyorum: “Bize biraz dudak payı bırak da içerken üstümüze dökülmesin.”

*****; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 25; Ülke: Fransa

Dün gece kocamı emzirmişim! 6 aylık bebeğim gece ağlayınca ona verdiğimi sanarak gögüsümü açıp kocama dönmüşüm. Peki o ne yapmış? Tabii ki emmiş!

*****; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 21; İl: Ordu

Geçenlerde su satın almak için bir bakkala girdim. Bakkalın sahibi olan yaşlı amcaya pet şişede su olup olmadığını sordum. “Evet var.” dedi. Ben de ücretini sormak için “Ne kadar?” dedim. Amca bana eliyle boyunu göstererek: “Ahaa bu gadar”

*****; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 23; İl: Kocaeli

Bugün ofiste sekreterle yaz tatili için planlarımızdan bahsediyoduk. Çantasından geçen yaz tatildeyken çektirdiği fotoğrafları çıkardı ve sigarasını almak için mutfağa gitti. O sırada ben de bir yandan çilek yiyor diğer yandan da resimlere bakıyor, aklımca arkadaşlarının arasından en güzel olanlarını seçmeye çalışıyordum. O sırada elimdeki çilekten fotoğrafların üzerine su damladı. Bir anlık refleksle fotoğrafın üstündeki suyu yalayıverdim! Aynı anda kızla göz göze gelmemizi ve benden fotoğrafları isteyişini ömrüm boyunca unutamam herhalde. Cidden kötü bir niyetim yoktu. Ben suyu yalıyordum ya!

*****; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 31; Ülke: ABD

3,5 yaşındaki oğlum bademcik ameliyatı olmuş ve doktoru iyileştikten sonra bol bol balon şişirmesini tavsiye etmişti. Tabii bizimkisi o zamanlar balon şişirmeyi pek beceremiyordu. Bir iki kere deneyip sonunda balonları şişirmem için bana veriyordu. Ben de “Sen yaparsın, sen büyüdün artık” gibi laflarla onu cesaretlendirmeye çalışıyordum. Uzun bir süre uğraştıktan sonra artık çok sıkılmış olacak ki bıkkın bir ifadeyle bana dönüp: “Baba ben bunu şişiremiyorum, benim gazım bitti.” dedi.

Alıntıdır...

Link to comment
Share on other sites

akMurat; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 24; İl: Antalya

Az önce yakalaşık 500 parçalık özene bezene topladığım MP3 arşivimi sildim, artık vaktimi yararlı şeylere ayıracağım. Artık masal dinlemek istemiyorum, Allah'ın kelamını dinleyerek doğruya ulaşmak varken boş laflarla ruhumu sıkmaktan vazgeçiyorum.

Daksin; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 23; İl: Kütahya

Arkadaş ziyareti sebebiyle Trabzon'a gittim. Gece boş bir yere arabamı park ettim. Sabah kalktığımda alışveriş yapmak için arabanın yanına gittim. Fakat önüne ve arkasına araçlar park etmişti. Çok zor çıkaracağımı bildiğim için sinirli bir şekilde arabaya bindim. O sırada yanıma bir adam geldi ve bana yardım etmeye başladı. İleri, geri, sağ, sol derken uzun uğraşlar sonucunda arabayı çıkardık. (Neredeyse 20 dakika sürdü.) Ve teşekkür etmek için arkaya dönüp baktığımda adamın arkamdaki arabayla uzaklaştığını gördüm! O neydi ki öyle?

bilmezsinsenbeni; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 24; İl: İzmir

Annem internette okey oynarken kendine bir arkadaş grubu kurdu. Gruptaki erkeklerden biriyle dostane bir sohbet ederken adam sapıtıp kamerayı açmış ve malum yerini anneme göstermiş. Şok olan annem bize interneti yasakladı. Buradan o adama sesleniyorum: Şeyin kopsun e mi! Bizi bilgisayar çağında internetsiz bıraktın!

aşkageldim; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 27; İl: İstanbul

ikibinbeş'i okurken adeta kendi hislerimi okudum. Yıllardır sevdiğin bir adam varsa ve yine de onu ilk kez aldatacaksan... 1) Yeni adamın öpüşmesini deliler gibi merak edersin zira öpüşemediğin bir adamla sevişemeyeceğini bilirsin. 2) Sonra ilk öpüş gelir. Bunun nasıl bir sevişmeye referans olduğunu anlayınca kalbin deliler gibi atarak "o gün"ü beklersin. 3) Her şey bir elektriklenme ve cinsellik için başlasa da sana, "Kadınım" dediğinde için bir hoş olur. 4) Bu adrenalin nasıl bir şeydir ki vazgeçemezsin. Evde telefonunun sesini kısarken bile müthiş heyecanlanırsın. 5) Yapılı ve düzgün bir vücudu nasıl özlediğini anlarsın. Sevdiğin adam ne yazık ki kendini yıllar önce bırakmış, göbeğini çoktan salmıştır. 6) Yalanlarla dolu hayata başlaraın. Onunla görüşmek için bir sürü bahane uydurmak zorundasındır. Ama mutlu olacağından öyle eminsindir ki, yalanları bir bir sıralarsın.

thedoctor; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28; İl: İstanbul

Staj yaptığım zamanlarda bir hastam vardı. Mavi gözlüydü. Gözleri çok da büyüktü. Aynen nazar boncuğu gibi bir bakışı vardı. Ne zaman gelse ya pamuk kavanozum kırılırdı ya da benzeri cam aletlerim. Tedavinin sonlarına doğru, dolguyu düzeltmek için çalışırken iki parça dolgu kırıntısı gözüme saplandı. Kan geldı. Acile ******ürdüler. Doktor, şanslı olduğumu, kör olmaktan kıl payı kurtulduğumu söylemişti. Hastayı zar zor bir arkadaşıma devrettim. Adam hakikaten bir acayipmiş. Arkadaşım bir ay ayağı alçılı gezmişti.

rumuzlurumuz; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 24; İl: İstanbul

Bu yıl Umre ziyareti için çok isteyerek ve merak ederek Kabe'ye gittim. Orada çok etkilenmeme, çok büyük manevi tatlar almama, kötü alışkanlıklarımın çoğundan vazgeçmeme rağmen döndüğümde nefsime hakim olup kapanamadım. Açık saçık giyinmesem de bazen çok büyük vicdan azabı duyuyorum. Ne zaman başıma kötü bi şey gelse istediğim halde kapanmadığım için Allah'ın beni cezalandırdığını düşünüyorum.

ruger; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 44; İl: İstanbul

Bir arkadaşım misafirleriyle otururken bebek telsizinden çocuklarının ağladığını duyup bakmaya gitmiş. Bebeği susturduktan sonra sevgilisine telefon etmiş. Bütün konuşmaları yine bebek telsizinden salondaki misafirlere, en önemlisi de karısına naklen dinletmiş! Şu anda eşiyle ayrılar. İnsan bu kadar da aptal olabilir mi Allah aşkına!

yaparımsandım; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 38; İl: İstanbul

Christina Aquilera hayranıyım. Onu dinlerken adeta kendimden geçiyorum. Sesi sanki vücudumdaki bütün organları çalıştırıyor. Tüylerimi ürpertiyor. En tuhafını ise ince sütyen giydiğimde yaşıyorum. Göğüs uçlarım şarkı bitene kadar düğme şeklinde kaldığı için dışarıdan inanılmaz belli oluyor. Dayanamayıp sonunda kasetini de aldım. Arabada bütün gün dinledim. Şu an acıdan göğüslerime dokunamıyorum!

1hacıamca; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 53; İl: Erzurum

Yıllar önce karı-koca öğretmen olarak görev yaptığımız köyde doğumda ölen bir kadının çocuğunu yanımıza aldık. Bebeği kendi çocuğumuz olarak nüfusa kaydettirdik. Daha sonra iki de bizim çocuğumuz oldu. Onları zor şartlarda ama iyi okullarda okuttuk. Artık boyumuzu aştılar, kendi kanatlarıyla uçuyorlar. Bu sırrı hiç kimseye açmadık. Dün Regaip Kandili'mizi ilk önce en büyük oğlumuz kutladı. Zaten o bize her zaman kardeşlerinden daha büyük bir sevgiyle bağlandı. Daha içten, daha sorumlu, daha saygılı oldu. Çocuğun sizden olması değil, aldığı sevgi, eğitim ve terbiye önemliymiş. Yıllar içinde bunu öğrendim. Sanırım onu kardeşlerinden daha fazla seviyorum.

tenten67; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 36; İl:Muğla 25.07.2003

Beş vakit namazımı kılmasam da ezan sesi duyduğumda yaptığım işi bırakırım. Ayak-ayak üzerine atmışşam düzelip doğru otururum. Yatıyorsam kalkıp ezanın bitmesini beklerim. Bunları yaptığımda sanki kılmadığım namazın günahı az da olsa hafifliyormuş gibi geliyor.

makyajgüzeli; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 29; İl: İzmir

Birkaç gün önce kayınpederimi kaybettik. Çok geç teşhis konmuş bir kanserdi. Ölümünden birkaç gün önce bir kağıda İslam'ın şartlarını yazıp vermemizi istedi. İnanışa göre yukarıda bunlar soruluyormuş. Kağıda bakarak ezberlemeye çalıştı. İlahi Baba, yumurta kapıya gelince mi aklına geldi? Toprağın bol olsun. Nur içinde yat.

şirinceylan; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 30; İl: Ankara

1995 yılında eşimi trafik kazasında kaybettim. O zamanlar hamileydim. Vefatından bir ay sonra bebeğim dünyaya geldi. Hamileyken sigara kullanıyordum. Eşim, "Eğer bir daha sigara içersen ölümü gör" demişti. Fakat ondan gizli birkaç kez içmiştim. Daha sonra bu kazayı yaşadık. Kendimi çok suçlu hissediyorum. Cezamı babasız bir bebek büyütmekle ödüyorum.

whey; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 26; İl:İstanbul 08.12.2002

On sekiz yaşındayken body salonunda bir kadını dikizlemeye çalışıyordum. Bench-press'in üzerindeki ağırlıkların bir tarafındakileri kaldırdım. Barın ağır basan diğer ucu aşağı düşerken benim olduğum taraf çeneme vurdu. Dudağımın hemen altı iki santim kadar yarıldı. Yirmi yaşındayken body salonundan çıkıyordum. Elektrikler kesildiği için merdivenleri kullanmak zorunda kaldım. Karanlıkta karşıma cüsseli bir adam çıktı. Merdivenlerde önümü kesti. Ne tarafa çekilsem yol vermedi. Ben de saldırıya uğrayacağımı zannedip elimdeki çantayı var gücümle adama vurdum. Meğer adam benim aynadaki yansımammış. Ayna tuzla buz oldu. Bir salaklık daha yaparsam bu sporu ebediyen bırakacağım.

faray; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 36; Ülke: Yurtdışı

Japonya'da yaşıyorum. A) 1- Tuvalete girdiğiniz zaman klozet ısıtmalıdır. Canınız kalkmak istemez. 2- Düğmeye bastınız mı Türkiye'deki tuvaletlerde taharet borusu olan yerden "zzzzt!" diye bir sesle otomatik bir boru çıkar. Uzayarak tam büyük tuvaletinizi yaptığınız yerin altında durup aşağıdan yıkamaya başlar. Suyun ısısını da kendiniz ayarlayabilirsiniz. 3- "Peki hanımlar küçük tuvaletini yapınca ne olacak?" mı diyorsunuz? Hiç merak etmeyin. 'Kadın' işareti olan düğmeye bastınız mı boru daha da uzun şekilde yerinden çıkar. 4- Bitmedi. Başka bir düğmeye bastınız mı altınızı fönler, kurutur. :) Burada cep telefonları en son model ve sudan ucuz. Bedava veren yerler bile var. Bunu duyan eş, dost, '"Aman abi Türkiye'ye gelirken beş-on tane getir" diyor. "Kardeşim buradakilerde SİM kart yok. Türk sisteminden farklı" desem de inandıramıyorum. C) Buranın en güzel yemeği çiğ balık. İlk geldiğimde "Git be! Çiğ balık da yenir mi?" demiştim. Ama bir yedim, müdavimi oldum. Siz de evde yapabilirsiniz. Önce balığı yüzersiniz, sonra 'slice' yaparsınız. Üstüne bulabilirseniz biraz wasabi denen acıdan koyup soya sosuna bandınız mı işte size enfes bir tat. Bunu yağsız ve tuzsuz pişirilmiş pilavın üstüne koyup yerseniz de suşi olur.

kepslok; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29; İl: İstanbul

İş görüşmesi için Trabzon'a gittim. Yolda birine rezervasyonumun yapıldığı otelin adını söyleyip nasıl gideceğimi sordum. "Taksiye binicen" dedi. Evet, Trabzon'dayım.

AlamanCanan; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 25; Ülke:Almanya 10.09.2002

Bes yildir Almanya'da yasiyorum. Simdiye kadar iki Alman erkek arkadasim oldu ama artik Alman sevgili istemiyorum. Evlenmek istemiyorlar, cocuk yapmak istemiyorlar, her an terk edeceklermis hissini yasatiyorlar, daha hicbiriyle orgazma ulasamadim... Ayrica etraflarindaki butun guzel kizlari suzuyorlar, en kotusu de hic kiskanc degiller. Oysaki ben etegimin boyuna karisan, dekolteme kizan, gorustugum insanlari kisitlayan, diger erkeklerin yaninda attigim kahkahalara bozulan bir erkek istiyorum.

oluvicdan; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 30; İl: İstanbul

İki yıl kadar Los Angeles'ta yaşadığım için deprem kültürüm epey artmıştı. 1997 yılında eşim ve iki kızımla beraber Gölcük'e yerleştik. Tabii o zaman için bölge hakkında pek bilgimiz yoktu. Uyaran da olmadı. Bir gün tamamen tesadüf eseri bir jeofizik profesörüyle tanıştım. "Gölcük ve çevresi çok tehlikeli. Oturduğunuz eve dikkat edin" dedi. Beni inanılmaz bir korku sardı. Oturduğumuz apartmanın geçmişini araştırmaya başladım. Ancak pek bi şey bulamayınca şüphelenip taşınmaya karar verdim. Eşimi zor ikna ettim. Yeni bir ev arıyordum. Orada tanıştığım birkaç kişi Veli Göçer adındaki mütaahitin yaptığı evlerden söz etti. Bölgenin saygın insanlarından biri olduğunu söylediler. Bir ay sonra onun yaptığı siteye taşındık. Yaklaşık bir yıl sonra da kahrolası deprem oldu. En üst katta oturuyorduk. Depremde iki kızımı kaybettim. Eşimse sakat kaldı. Yedi katlı apartmandan sadece ben ve eşim kurtulduk. Hayatımı asıl mahveden ise depremden iki hafta sonra gittiğimde önceden oturduğum evi! n sapasağlam yerinde durmasıydı. Etrafındaki bütün evler yıkılmış, sadece o ayakta kalmıştı. Bunu eşime asla söylemedim. Benim yüzümden iki yavrumu kaybettik. Eşim herhalde yaşamının sonuna kadar koltuk değnekleriyle yaşayacak. Allahım, ben bu vicdan azabıyla nasıl yaşayacağım! Eşim şu anda yaşamasaydı kesinlikle intihar edecektim. Geride bıraktığım bir şey olmasın diye onun intihar etmesini bekliyorum.

gasssteci; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28; İl:İstanbul 18.06.2001

Az sonra okuyacaklarınız, benim tarafımdan bire bir yaşanmış olmasına rağmen, bu kez benim hiçbir suçum yok. Anlatacağım kişi, Türkiye'nin en tanınmış ve kıvırmaya meraklı gazetecilerinden biri. Artık kim olduğunu biraz kafa yorup bulun. Yıllar önceydi. Güneydoğu'daki terör olaylarında binlerce insan can veriyor, terör haberleri televizyonların ve gazetelerin manşetlerinden inmiyordu. Biz de, (kalabalık bir grup gazeteci olarak) Diyarbakır'ın kırsalındaydık. Herkes birbirine haber atlatmaya çalıştığından, görüşmeler gizli yapılıyor ve gerektiği takdirde, PKK'dan üst düzey militanlarla bile irtibata geçiliyordu. İşte bu gazeteciye gelen bir istihbarat, her ne kadar onun tarafından özel diye bilinse de, hepimiz tarafından duyulmuştu. Bir örgüt üyesi, ünlü gazeteciyi arayarak, "Bir korucunun, elektrik direğinde ağzına para tıkıştırılarak asılacağına karar verildiğini" söylemişti. Ünlü gazeteci, bu "infazın" görüntülenmesi için aranmıştı ama örgütün unuttuğu bir şey vardı. Bu gazeteci alkolden fırsat bulamıyor ve hatta kendisine gelen bu bilginin, ne zaman gerçekleşeceğini unutuyordu. Oysa terör örgütü gün ve saati çok açık vermişti. Sabaha kadar içen ve sızan gazeteci, tatlı rüyalar görürken olay gerçekleşti. Gazeteci abimiz uyandığında iş çoktan bitmiş, korucu öldürülmüştü. Ayıldığında, olayları yarım yamalak hatırlayan ve bunu daha önce merkezine, "özel haber" diye veren gazetecinin etekleri tutuştu. Ne yapacağını bilemiyor, kendinden genç meslektaşlarına nasıl mahçup olduğunu düşünüyor, hatta kendi özel haberini atlayan gazeteci olarak tarihe geçiyordu. Ama bu hırslı, acımasız, kadın ve alkol düşkünü gazetecinin aklına iğrenç bir fikir geldi. Terör örgütü militanlarını arayıp, binbir türlü yalan söyleyerek, örgütten "küçük" bir ricada bulundu. "Acaba yeni bir idam olayı, gazeteci abimiz için özel olarak yapılabilir miydi?" Sonuç "olumlu" geldi ve başka bir korucu ağzına yine para tıkıştırılarak, elektrik direğine asıldı. Gazeteci abimiz de, büyük bir vakurla bu olayı en iyi şekilde, daha doğrusu iğrenç şekilde, görüntüledi. Şimdi sıra geldi ikinci itirafa. Biz bu olayı başından beri biliyorduk ve istesek engelleyebilirdik, ama sırf basın piyasası bu iğrenç adamı tanısın diye bir şey yapmadık. İçimizde hala pişmanlığını yaşıyoruz. Tamam, biz de arada hoş olmayan haberler yapıyoruz, ama ne bu kadar ünlü, ne de zengin, hatta şerefsiziz.

boz; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 32; İl:İçel(Mersin) 07.07.2000

Karıcıgım bu gece sana gıcık oldum. o kısacık etekle yanında oturmamı bekledin ama bosuna... o bize uymaz. ben yanında yokken ne b... yersen ye. onun ıcın o dugunden ayrıldım.

SANCI; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 31; İl:İstanbul 08.04.2000

Özel bir şirkette bilgisayar mühendisiyim. Malum oturaklı olmak gerekir ya, ama itiraf ediyorum; bütün gün işyerinde mini etekli, herşeyi ortada olduğu halde yanımda dönüp duran kadınlara tecavüz etme isteği sürekli kafamı kurcalıyor. Birgün ne olursa olsun, herşeyi göze alıp "BAŞARACAM"

sıkılmışhoca; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 35; İl:İstanbul 19.11.2001

1) Dokuz yıldır yaptığım öğretmenlik mesleğinden hep nefret ettim ama en çok da şimdilerde ediyorum. 2) Sıkıldığım günlerde ders yapmamak için çocuklara kitaplarının falanca sayfasını defterlerine geçirmelerini söyleyip, ben de ya aralarında dolaşarak yaşamımla ilgili maddi planlar yapıyorum, ya da masamda oturup hayal kuruyorum. 3) Türkiye’ deki en tanınmış özel okullardan birinden iteleye kakalaya mezun oldum. İlk girişimde, hem de dersaneye bile gitmeden mesleğimin bölümünü kazandım. Ancak ne o yıllarda, ne de geçen dokuz yıl süresince hiç mutlu olmadım. Gözüm hep, arkadaşlarımın işlerinde, çevrelerinde, kazançlarında ve hatun potansiyellerinde oldu. 4) Geçen gün burada bir arkadaş, öğretmenlik mesleğinin artık çok basit insanlar tarafından yapıldığını yazmıştı. Aynen katılıyorum. 5) Zil çaldıktan sonra öğretmenler odasında yanyana oturup geyik yapan öğretmenleri, cinsiyetleri ne olursa olsun, genelevlerdeki salonlarda müşteri bekleyen kadınlara benzetiyorum. (Sadece ortamın görüntüsü açısından. Yanlış anlaşılmasın.) 6) Geçen gün düşündüm de, işimden bu kadar nefret edişimin nedenlerinden en büyüğü, belki de bazı kız öğrencilere karşı bir şeyler hissedip ama hiçbir şey yapamamam da olabilir. 7) Bu yazdıklarımdan ötürü bana küfredecek olan bazı insanlar: İnanın bu ülkede o kadar çok kişi nefret ettiği halde mesleklerini yapmaya devam ediyor ki... Tek gerekçe ise, başka dallara sıçramaya korkmak. Belki siz bile öylesiniz. Beni hislerimden ötürü aşağılayacak olan bazılarınız: Artık lise öğrencisi kızlar sizin zamanınızdaki gibi masum birer çocuk değil. Sizi beğeniyorlarsa potansiyel erkek olarak görüyorlar. Bazen kendimizi tutmak çok zor oluyor. (Hele görev yaptığım İstanbul ilçesindeki mini etekli kızlar.) :D Karım ikinci kez gebe. Kızım olacak diye üç buçuk atıyorum. Ya o da öyle olursa...

Barrato; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 22; İl: Adana

Yaklaşık bir aydır, yani sıcaklar kendini gösterdiğinden beri şort giyiyorum. İlk başta rahatlık içindi ama zamanla intikam için giymeye başladım. Biz sokaklarda dolaşırken mini mini giyinip gözlerimizi yuvalarından fırlatan hatunların acısını çıkarıyorum. Kısacık şortumla bisiklet şaheseri kaslı bacaklarımı gören hatunlar inanın bizim mini eteklilere gösterdiğimiz ilgiden fazlasını gösteriyor. Hatta bazıları abartıp ben gözden kaybolana kadar bakıyor. Tabii ben de onların bize yaptığı gibi bakanları görmezlikten geliyorum. Bu da bana inanılmaz haz veriyor. İşte intikam, işte erkeğin fendi.

garez; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 19; İl: İstanbul

Ne zaman uçağa binsem tesettürlü bir kadının bulunmasını çok isterim. İki gün önce yine uçağa binecektik. Etrafıma baktığımda kapalı bir kadının bulunduğunu görünce derin bir oh çektim. Allah herhalde kendisine bu kadar bağlı olan bir insanın bulunduğu uçağı düşürmez değil mi?

stokastik; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29; Ülke: ABD

Amerika'da bir universitede ogretmenim. 1) Amerikali ogrenciler (ozellikle de kizlar) bayagi aptal. Ilkokul aritmetigini bile beceremiyorlar. En basarili ogrenciler yabancilar. 2) Ama o aptal Amerikali kizlarin hepsi cok guzel. Turk kizlarini kiskancliktan cildirtacak kadar guzeller. 3) Ogrencilere deli gibi odev veriyorum. Tabii hicbirini okumuyorum. Herkes odevlerden tam puan aliyor. Odevler ise dogruca cope gidiyor. 4) Vizeleri cok kolay yapip yuksek notlar veriyorum. "Finaller de boyle kolay olacak" diyorum. Fakat finalleri ogrencilerin elinde patlatiyorum. Sikinti icinde sorulari cevaplamaya calismalari cok komigime gidiyor. 5) Sinavda kizlar bir sey sordugunda hemen soruyla ilgili ipucu veriyorum. (Gerci kullanamiyorlar.) Erkekler soru sordugunda ise ters ters, "Soru acik. Dikkatli okusana" diyorum. 6) Ders sirasinda ve ozellikle sinavlarda surekli kizlari kesiyorum. Ofisime gelenlere sarkiyorum. Taciz ediyorum diye sikayet edilmekten korkuyorum.

rico©; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29; İl: İzmir

Birkaç yıl önceydi. İstanbul-İzmir uçağındaydım. Business class'ta yanıma, tesadüfen, ilimizin önemli şahsiyetlerinden biri oturdu. Oldum olası bu tiplere gıcığımdır. Yol boyunca hep ters ters konuşup adamı bozdum. Ama o, mesleği gereği bu tavra alışık olduğundan mıdır bilinmez, uçak indiğinde kartvizitimi istedi ve işe yerleştirmek istediği birini bana göndereceğini söyledi. Aradan bir hafta geçmeden personel sorumlumuz odama gelip malum şahıs tarafından gönderilen birinin dışarıda iş görüşmesi için beklediğini söyledi. Bir form doldurtup yollamasını söyledim. Neden sonra, personel ofisini gösteren monitörde fiziksel özürlü bir kızcağız gözüme takıldı. Hemen telefona sarılıp o özürlü kişiye para verip yollamalarını, bir daha da bu tipleri içeri almamalarını bağırarak söyledim. Daha fazla detay anlatmayacağım. O kız şimdi şirketimizin göz bebeği. En önemli, en hassas projeleri ona veriyorum. Beni şimdiye kadar hiç utandırmadı. Ama ben hala ondan utanıyorum. Affet beni. Hepiniz affedin.

dermatalojiktest; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 29; İl: İstanbul

Birkaç saat önce, SSK'da çalışan yeni doktor sevgilimin yanındaydım. Daha doğrusu bir çay içmek için uğramıştım. Uğramaz olaydım. Ön büroda oturdum. Bizimki de içerde hasta muayene ediyor. Arada bir bölme var ama içeriyi görebiliyorum. Hasta, hakim karşısında duran suçlu gibi ellerini önünde bağlamış, ayakta. Bizimki, "Ne şikayetin var" dedi, amca kekeledi. Belli belirsiz birkaç cümle edebildi. "Öfff, daha konuşmasını öğrenememişsin bir de hastaneye geliyorsun" deyip sepetlendi sevgilim tarafından. Çıkarken amcayla göz göze geldik. Bakışlarındaki o masum suçluluk ifadesi hala duruyordu. Kimbilir ne derdi vardı, kimbilir kaç saatlik yoldan geldi, kimbilir ne kadar sıra bekledi. Odaya girdim. Allah'ım, ayağa kalkışı, "Canım" demesi, sarılışı... Bütün o mimikleri nasıl iğrenç geldi anlatamam. Hiçbir sebep, açıklama, detay söylemeden, "Pislik olduğunu düşünüyorum" dedim. O an gözlerini görmeliydiniz. Yanından çıktım. Cebimi de kapattım. Şu an deli gibi işyerimi arıyor. Bir daha görüşmeyi asla düşünmüyorum. Yazık. Oysa o kadar severdim doktorları.

kinin; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 26; İl: İstanbul

Dün Anneler Günü'ydü. Yedi buçuk aylık hamileyim. Küçük kızım bana ilk hediyesini verdi. Dün göğüslerimden ilk defa süt geldi. Ağlayacak gibi oldum. Bu nasıl bir mutluluk anlatamam.

confesso; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 30; İl: İstanbul

Yaşları 28 ile 32 arasında değişen, iyi eğitimli, güzel, kültürlü, kariyer sahibi, akıllı, becerikli on iki kız arkadaşım var. Hepsi değilse bile büyük bölümü birbirini tanıyor. Hepimizin ortak bir noktası var: Ciddi ve aklı başında ilerleyen ilişkilerimiz, en yenisi altı ay, en eskisi iki yıl önce sona erdi. O günden beri kimimiz karşı cinsle bazı yakınlaşmalar yaşasa da hiçbirimiz kaydadeğer bir aktivitede bulunmadı. İşin kötüsü, ne zaman değişik kombinasyonlar halinde buluşsak, masada en az dört-beş tane müthiş kadın oluyor ve “Ne olacak halimiz?” sorusu sessiz bir biçimde akıllarda dolaşıyor. Aynı endişeleri 40 yaşında da hissedip buraya yazıyor olmaktan çok korkuyorum.

hseyn; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 25; İl: İstanbul

Cep telefonumu yeni almıştım. Epey pahalı bi şeydi. Malımın kıymetini hiç bilmediğimden açılış mesajı olarak kendime, "Dikkatli kullan!!!" diye yazmıştım. Annem telefona bakarken yere düşürdü. Telefon kapandı. Açtığında, "Dikkatli kullan!!!!" yazısını görünce kalpten gidecekti kadın. Anne, -senin de dediğin gibi- helal olsun di mi şu Japonlar'a. Adamlar senin telefonu yere düşürdüğünü anladılar valla!

benimhayatım; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 37; İl: İzmir

1998'in sonbaharında eşimi kaybettim. 7 senelik evliliğimizin 2 senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirdik. Eşim her evlilik yıldönümümüzde ikimizin fotoğrafını çekip çerçeveler, "Bunlar bizim hayatımızın gölgeleri" derdi. Öldüğünde 7 tane çerçeveli resmimiz vardı. 97'nin bir gecesinde onu aldattım. Ona sürekli, onu çok sevdiğimi ve hep sadık kaldığımı söylerdim. Ölmeden 2 hafta önce bunu tekrarladığımda acı bir gülümsemeyle bana baktı ve sadece, "Biliyorum" dedi. 1 ay önce İzmir'e kar yağdığı gün evdeydim. Resimlere bakıyordum yine. Her çerçevenin altında bir harf olduğunu ilk defa o gün farkettim. "A-r-k-a-s-ı-n" Gerisi için yıllar yetmemişti. Hemen çerçevelerin arkasına baktım. Hiçbi şey yoktu. Sonra hepsini söktüm. Herbirinin arkasından bir mektup çıktı. Geçirdiğimiz her sene için sevgi dolu sözler yazmıştı. 1997'deki resmimizin içinden çıkan zarf ise siyahtı. Şu sözler yazılıydı: "14 Mart 1997. O sabah bana gözlerin başka birine dokunmuş gibi baktı, biliyorum." İçim kanıyor. Sadece paylaşmak istedim.

utanıyorumben1; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 33; İl: İzmir

Geçen hafta, günlerden Cuma. Akşamüstü eve geldim. 64 yaşında, bedeninin sol kısmı tamamen felç bir babam var. Bu ay ona bakma sırası bendeydi. 3 kardeşiz ve her ay birimizde kalıyor. Henüz 6 aylık, delicesine bi aşkla evlendiğim bi kocam var. Eve girdiğimde eşimin babama bağırdığını duydum. Yemek yerken koltuğun üstünü kirletmiş! Babama baktığımda, kirlettiği yeri temizlemeye çalışıyordu. Canım babam ağlamak üzereydi. Gözleri dolmuş, durmadan koltuğu silmeye calışıyordu. Bu sahneyi görünce eşime bağırdım. Üstüme yürüyüp bana vurmaya başladı. Babam ayağa kalkıp bana yardım etmek istedi. Ve eşim dediğim insan, kırılan sandalyenin bacağıyla babama vurmaya başladı. Koltuğa yığıldığını gördüm. İtirafıma gelince; ben bu adamla bir bağımlı olduğunu bilerek evlendim. Canım babam... Kendimi ölene kadar affetmiycem.

naneli_salem; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 20; İl: İstanbul

Bakırköy'de bir ayakkabı mağazasında çalışıyorum. Hem erkek hem de bayan ayakkabısı satıyoruz. Vitrinde fiyatlar standart. 39 milyon, 55 milyon, 69 milyon ve 100 milyon. Müşteriler ayakkabılara bakarken içimden, "Hadi sor şu ayakkabının fiyatını" diyorum. Çünkü ayakkabının yüz milyon lira olduğunu söyleyerek onları ezmek istiyorum. Cevap verirken de adam o ayakkabıyı hayatta alamazmış gibi, "Yüüüzz milyon" diye üstüne bastıra bastıra söylüyorum. Acayip hoşuma gidiyor.

Melancholy_; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 19; İl: Ankara

Uzun zamandir uyusturucu kullaniyorum. Bunu, benden baska kimse bilmiyor. Galiba korkunc son yaklasti. Aslinda bu, en iyi kurtulus yolu diye dusunuyordum. Ancak son zamanlarda bunun kurtulus degil, korkunc bir son oldugunun farkina vardim. Çünkü: 1- Beni cok seven bir ailem var. Ben de onlari cok seviyorum. Simdiye kadar her istedigimi yaptilar. Bana tum olanaklari sagladilar. Onlara tesekkurumu bu sekilde sunmak beni cok uzuyor. 2- Yaklasik 2 senedir birlikte oldugum bir sevgilim var. Onu her seyden cok seviyorum, o da beni. Her an yanimda olan bu insandan ayrilacak olmama inanamiyorum. Ölümümden sonra ne yapacagini dusunemiyorum bile. 3- Tabii dostlarim, arkadaslarim... Her sorunuma cozum bulmaya calisan, beni en kotu anlarimda bile mutlu etmeyi basarabilen can dostlarim. Adeta bir parcam olan bu insanlara ihanet etmek cok icime oturuyor. Bu aptal seyi bu insanlara, bu hayata degistigime inanamiyorum. Ne yapicam bilmiyorum. Bunun bi cozumu yok mu? Olmek istemiyorum!

kötüyümgaliba; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28; İl: Bursa

itiraf.com çok fan sweat'im var. Kimileri beğense, kimileri fazla uçuk bulup eleştirse de severek giyiyorum. Ama bugün bu sweat shirt'ü giymenin bambaşka bi faydasını keşfettim. Bir arkadaşımın evinin doğalgazı kesikmiş. Benden rica etti, ******ürüp faturasını yatırdım. Gazın açılması için müracat yapılacak yere gittim. Bayan memura, "Gaz açtıracaktım" dedim. Kafasını masadan kaldırmadan elimdeki evrakı aldı ve "Birkaç güne kadar açılır" dedi. "Daha önce olmaz mı?" falan gibi laflar geveliyordum ki, o ana kadar suratıma bakmayan bayan kafasını kaldırdı. Belli ki sinirlenmişti. Tam ağzından, "Olmaz kardeşim, ne laf anlamaz adamsın sen" gibi sözcüklerin dökülmesini beklerken birden gözü benim sweat'e takıldı. Kocaman itiraf.com yazısını görünce eline bir kağıt aldı ve bir telefon numarası yazarak, "Bu numaradan X Bey'le görüşün, o yardımcı olur" dedi ve tatlı bi tebessümle kağıdı uzattı. Vay be site sahibi, sen ne büyük adamışsın da haberimiz yokmuş. (Vaaaay. Zinciri kuruyoz heee. Süpper. Bi nevi mason locası yani. "itiraf.comcuysan geç ön tarafa!" Memleketin torpil mekanızmasında bi biz eksiktik. Geldik. Velkam. İyi ettik. [Üstad SiteSahibi])

TürbanlıSever; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 25; İl: İstanbul

Tam bir "türbanlı kız" hayranıyım. Manyağıyım desem daha doğru olur. Bu hastalık (!) okumak için geldiğim İstanbul'da başladı. Geldiğim şehirde de (büyük bir şehir) kapalı kızlar olmasına rağmen, kesinlikle buradakiler kadar şık, seksi, yoğun ve ilgi çekici değiller. Artık üniversitedeki ukala, cıvık ve iğrenç kızların da etkisiyle, dünyanın en güzel kızı da olsa, -yemin ediyorum- açık kızlar bende hemen hemen hiçbir ilgi uyandırmıyor. Hatta güzel bir açık kız gördüğümde, onun türban takmış halini hayal ediyorum. Şunu da iddia ediyorum ki, dünyanın en şık, seksi ve güzel türbanlı kızları İstanbul'da. İnanın, Türkiye'de ve özellikle İstanbul'da, benim gibi "türbanlı kız manyağı" sayısı hiç de az değil. Bu, türbanlı kızların daha nerdeyse ergenlik çağına girer girmez hemen sözleniyor olmasından, daha doğrusu kapılmasından belli. Bu itirafımı kimseye anlatamıyorum ve sürekli içimde taşımak beni gerçekten çok rahatsız ediyor.

promethe79; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 22; İl:Ankara

Eniştem teyzeme fiziksel ve sözlü şiddet uyguluyor. Hele Fenerbahçe'nin yenildiği akşamlar eve zil zurna sarhoş gelip, aynı şiddeti kuzenlerime de uyguluyor. Ailecek koyu Beşiktaşlı olmamıza rağmen Fenerbahçe yenilecek diye ödümüz kopar olduk. Fener'in yenildiği geceler bir vukuat olabilir diye sabaha kadar tetikte bekliyoruz. Sağolsun Fener de bir haftada 3 kere yenilerek gecelerimizi kabusa çevirdi.

filizakın; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 31; İl: Eskişehir

Rita Hayworth'a, neden çok sayıda evlilik yaptığı sorulduğunda, "Kocalarımın hepsi, sabah yanlarında Gilda ile uyanacaklarını sanıyorlardı. Ben onları hayal kırıklığına uğrattım" gibi bir açıklama yapmış. Kadınlar hep, o kapıdan içeri girdiği anda tüm erkekleri kendisine baktıran, hep popüler olan hemcinslerini kıskanır. Onun gibi olabilmek için güzellik salonlarına servetler harcarlar. Ama ben bir "Gilda" olarak diyorum ki: "İmdaaat". Tüm erkeklerin ilgisini çekiyorsanız, size sadece, kendine çok güvenen, bir şeyleri çok olan ve güzellik düşkünü erkekler yaklaşır. Bakımsız ya da hasta olma hakkınız yoktur. Pofuduk terlik giyemez, küfredemezsiniz. Gilda'ya aşık olmuşlardır; sizi tanımak, duymak bile istemezler. Akıllıca bir planla yeni başladığınız işinize kocaman gözlükler, salaş giysilerle gidersiniz. Sırf başka tür bir adam, sizi kişiliğinizle sevecek bir adam için... Ama olmaz. Egonuz alıştığı ilgiden mahrum kalınca hızla depresif temalar üretmeye ve sizden gizli, cazibe sinyalleri yaymaya başlar. Ve yine güzellik tutkunu yeni sevgilinizin yanında yeni yalnızlığınız başlar. İmdaaat! Kadınlar kusurlarınızı sevin, kilolarınızı, koca poponuzu, sivilcelerinizi, büyük burnunuzu... Sadece ve sadece, çok güzel olmayan bir kadın gerçek aşk yaşayabilir.

gasssteci; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 27; İl: İstanbul

Sakın bana kızmayın, küfür etmeyin ve lütfen yaptığımın işim olduğunu unutmayın. 3 yıl önce, ünlü bir tiyatro sunucusunun sunduğu bir haber programda, muhabir olarak çalışıyordum. Genelde yaşam haberleri hazırlıyordum. Telefonla aldığım bir istihbarat, 12 yaşında, Pınar isimli böbrek hastası bir kız ile ilgiliydi. Parasızlık yüzünden ameliyat olamayan Pınar, yaşamak istediğini söylüyor ve bizden yardım bekliyordu. Ertesi gün kızı bulduk ve onunla röportaj yaptık. Ardından da canlı yayına konuk aldık. Kızı televizyonda gören yüzlerce kişi ona yardım etmek istedi. Hayırsever bir vatandaş kızın bütün masraflarını üstlendi. Pınar bunları yayında öğrendiği zaman, dünyanın en mutlu insanıydı ve yeniden doğmuş gibiydi. Yayında uzun süre ağladı, bize binlerce kez teşekkür etti. Ertesi gün içimdeki sesi dinledim ve Pınar'ın doktoruna gittim. Öğrendiklerim beni şok etmişti. Pınar'da hepatit vardı ve bir sene boyunca böbrek nakli yapılamazdı. İşin daha da kötüsü, genç kızın bir sene yaşayacak kadar gücü de yoktu. Yani bir gece önce kurtulduğu için gözyaşları döken kızcağızın yaşama şansı sıfırdı. Bu bilgiyi alır almaz Pınar'ı gece ikinci kez yayına aldık. Pınar hala yaşayacağına inanıyor, bizlere durmadan teşekkür ediyordu. Yayının ilerleyen bölümlerinde, doktorunu canlı yayına bağladık, genç kıza kurtulamayacağını söyledik. O an neler yaşadığını anlatmaya herhalde gerek yok. Ben ise, bu yayının büyük rating alacağını biliyor ve kendimle gurur duyuyordum. Evet, bir gün önce kurtulduğuna sevinmiş, ertesi gün ise ölümün ne kadar yakınında olduğunu canlı yayında öğrenmişti; hem de tam kurtuldum derken. Bu olayın ardından uzun süre Pınar'ı rüyamda gördüm. Mezarından çıkıp boynuma sarılıyor ve "Beni sen öldürdün" diye bağırıyordu. Yaptığım bu büyük adiliği asla affetmeyeceğim.

yazar-çizer; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28; İl: İstanbul

Bir yıl önceydi, sevgilim hamile olduğunu söyledi. Nasıl korktum bilemezsiniz, çünkü kürtaja karşıyım. Ona yalan söyledim. Kısır olduğumu, benden hamile kalamayacağını anlattım. Sonra da, "Söyle bakalım, kimden bu çocuk?" dedim. İki gün sonra tekrar geldi. Testi yanlış yaptıklarını, hamile olmadığını söyledi. Şimdi de 3 ayrı sevgilim var. Bunlardan biri ile geçenlerde ayrıldık ve bana hamile olduğunu söyledi. Hatta test sonuçlarını gösterdi. Ben kürtaj için doktor ararken, "Seni kaybetmek istemiyorum" dedi. İlişkimizi bu hamileliğin çok yıpratacağını söyledim. Ertesi gün aradı. Ultrasona gittiğini ve kesin olarak hamile olmadığının ortaya çıktığını anlatıp, yeni rapor getirdi. Benden ayrılmamak için hamile yalanı söyleyen ve onlara alet olan doktorlardan nefret ediyorum. Hamilelik yalanını söyleyen kadınlar, iğrençsiniz!

bilemem; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 30; İl:İstanbul

Yaklaşık 4 aydır işsizim. Dolayısıyla geçim sıkıntısını had safhada yaşıyorum. Bu, aile yaşantımı oldukça olumsuz etkiliyor. Şimdiye kadar en az 100 yere başvurdum, 50'siyle görüştüm ama hiç sonuç yok. Nihayet psikolojim ve mantığım zedelendiği için olmayacak bir girişim yaptım. Tanınmış bir alışveriş merkezini üs edindim ve orada insanlarla diyaloğa girmeye çalıştım. Maksadım durumu iyi ve çevresi geniş insanlarla tanışmak ve onlardan iş konusunda yardım alabilmekti. Bu arada jigololuk veya adı her neyse onu bile yapmaya razıydım. Çünkü evime para ******ürmem gerekiyordu ve bu yolda, herşeyi yapmam gerektiğini düşünüyordum. Orada insanlarla; genç-yaşlı, kadın-erkek demeden diyalog kurmaya çalıştım. Bebeklerini sevdim, köpeklerini okşadım, sigaralarını yaktım, ikramda bulundum, yani aklıma gelen her yolu denedim. Öğlen yemeğini simitle geçirdim, suyumu caminin şadırvanından içtim, tuvalet için kahveye gittim, hatta oraya gidebilmek için sabah akşam 3 kilometre yol yürüdüm. Neticede 4 günün sonunda hiç kimseyle kontakt kuramadım. Hiçbiri gülümsemedi bile. Sanki ben canavar, katil veya sapıkmışım gibi uzak durdular. Oysa hiçbirine kötü niyet beslemedim. Son akşam eve dönerken bir halk mahallesinde bir parka oturup dinlenme ihtiyacı hissettim. İnanın 20 dakikada 4 kişiyle sohbet ettim ve dertlerimizi paylaştık. İtirafım şu ki; paranın insanları değiştirmeyeceğini düşünme saflığındaki ben, artık bunun tam tersini düşünüyorum. Yani biraz parası olan geridekileri dışlıyor ve kesinlikle kendini farklı bir boyutta görüyor. Kendimden, insanlardan, düştüğüm durumdan utandım. Hele o insanların kendi aralarındaki diyalog ve yapmacık hareketlerinden resmen midem bulandı.

gözetlemek istemiyorum; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 28 ; İl: İstanbul

Yine dayanamadım ve söylüyorum. Sevgilim, "Biri Bizi Gözetliyor" ekibinde çalışıyor. Hani şu programın sonunda ismi geçenlerden biri kendisi. Aslında o da bu işi yapmaktan çok sıkılmış durumda. Özür dilerim sevgilimcim ama söylemek zorundayım. BBG'de geçen günlerde evde yapılan zirveyi gözetledik. Melih-Berra-Eray arasındaki bu zirve aslında bize aksettirildiği gibi değil. Dün şirketlerine gidip kayıtları bile izledim ki, TV'de izlediğimiz tartışmayla yaşananın hiçbir ilgisi yok. Olay tamamen bir montaj mucizesi. Kavga tamamen konuşmanın alakasız bölümlerinden alınan parçaların bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş, rating amaçlı birşeymiş aslında. Eray'ın Berra'nın ailesiyle görüşmek istemesi farklı bir konu. Berra'nın babamla görüşme demesi Melih'in sorduğu bir soru üstüne verilmiş bir cevap. Peki, "böyle bir kurgu neden yapılmış?" derseniz, sebebi de şu; Eray'ı yok etmek. İlk haftaki oylamalarda yıldızı parlayan Melih'in karşısına bir zıt kutup yaratma çalışmaları başlamış. Sebebi de evde huzursuzluk yaratıp rating yükseltmek. Ve Demircan olarak düşünülen bu zıt kutup tam bir hayal kırıklığı olunca Eray'ın üstüne oynamışlar. Ancak Eray'ın tam anlamıyla bir psikopat çıkması işleri zorlaştırmış. Bütün prodüksiyon ekibi ve reji grubu Eray'da nefret ediyor. Ayrıca bütün oylama sonuçlarıyla oynuyorlarmış. Nedense, haftanın birincisi bu hafta, son bölgeye kadar belli değildi. Ne kadar büyük bir heyecan değil mi? Eray'dan kimse haz etmiyor ancak rating uğruna evde kalması gerekiyor ve son haftaya kadar da -planlara göre- ne Melih elenecek, ne de Eray. Eray elenirse evde herşey çok güzel olacak. Ve rating düşecek. Ha unutmadan, yarışmanın galibi de şimdiden belli: Melih!

gümüşadam; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 30 ; İl: Antalya

5-6 yaşlarında iken ekmeği bile veresiye aldığımız dönemlerdi. Babam Mardin'de öğretmenlik yapıyor, biz ise Konya'da yaşıyorduk. Babamın gönderdiği para ile zar zor bir ayı çıkarıyorduk. İşte bu dönemde Konya Fuarı denen, içinde onlarca çeşit dükkanın bulunduğu, hem alışveriş yapılan, hem de park havasında gezilebilen bu yere annem ve kardeşimle birlikte dolaşmaya gittik. Çocuk aklı yokluğu bilmez, onlarca dükkanı dolaşırken, gördüğümüz oyuncakcı dükkanında kardeşim ve ben takılı kaldık. Beğendiğimiz oyuncakları birbirimize gösterip "Anne bize bunları al" diye yalvarmaya başladık. Annem parasızlıktan bizi ordan uzaklaştırmaya çalışıyordu. Nasıl oldu bilmiyorum ama, bir ara annem dayanamayıp beğendiğimiz oyuncakları elindeki çantasına atıverdi ve sonra da telaşla ordan uzaklaştık. Bizim boynu bükük kalmamıza dayanamayıp oyuncakları çalmıştı. O gün aynı şekilde şeytana uyulup bunlara benzer birkaç şey daha aynı yöntemle alındı. Yakalanmamamız kesinlikle mucizeydi. Kardeşim ve ben çok mutluyduk ama annemin durumu hiç iyi değildi. Bir yanda çocukları, diğer yanda vicdanı. Sonunda bizi alıp bu oyuncakları geri vermemiz gerektiğini söyledi. Bir hafta kadar sonra oyuncakları çaldığımız yerlerin yakınlarına ******ürüp bıraktık. Ama bir hafta o oyuncaklarla oynamak bizi çok mutlu etmişti, sonunda geri verilse de. İşte bu yüzden; annem annem, güzel annem...

medenifearless; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 26 ; İl: İstanbul

2 yıldır evliyiz. Hergün "Allah belanı versin" demeye başladım. Artık her kavga ettiğimizde, eski sevgilisiyle beni karşılaştırmaya başladı. Kavga bittikten sonra neden bu kadar iğrenç şeyler söylediğini sorduğumda, "Sinir anında söylenmiş gerçek olmayan sözlerdi" diyerek geçiştiriyor. O kadar da severek evlenmiştik. Onun için yapmadığım ve yapamayacağım şey yokken yine de nankörlük yapıyor. Aman arkadaşlar evlenmeden önce bin kere düşünün. Özellikle eşiniz olacak kadının geçmişini mutlaka öğrenin.

tosbili; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 22 ; İl: İstanbul

Evlenmek üzereyim. Annem de tutturdu, "Sizi balayına umreye (Mekke'ye)göndericem" diye. Haydaaaa! Umrede balayı? Tamam, namaz niyaz olayı kabulde, umrede balayı olur mu yaa!

naheröt; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 25 ; İl: Yurt Dışı

Askerdeyken bölük cavuşuydum. Istediğimi nöbete gönderir, istediğimi göndermez, istediğim saatte kaldırır, istediğim saatte yatırırdım. Bölükte tek çavuş olduğum icin her şey elımdeydi yani. Bir gün sevmediğim birine 4saat nöbet, arkasına bulaşık, ondan sonra tekrar 3 saat gece nöbeti yazdım.Gece çocuğun nöbet yerinde intihar ettiği haberi geldi. Sonradan öğrendim,çocuğu da varmış. Çok fena oldum. Askerliğimin son 2 ayı bana zehir oldu.Rüyalarıma bile girdi. Hala çok pişmanım.

zaar; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 22; İl: İstanbul

1) Kız arkadaşımdan ayrılıcam. 2) O intihar edicek. 3) Babası da beni öldürecek...

itirafçıbeyaz; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 30 ; İl: İstanbul

Cok sevmeme ragmen, onceden bekaretini kaybetmis karımla evlendıgıme cok pısmanım. Benden once baskasıyla beraber oldugunu bilmek cok kötü.

bilim adamı; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 19; İl: Ankara

Ben 19 yaşında bir bilim manyağıyım. Ailemden başka kimsenin bilmediği bu olayları anlatmazsam çıldıracağım. Birincisi, ben bir kedinin kafasını başka bir kediye naklettim. Kedi 3 gün yaşadı. Bir diğeri ve en ilginci; ben bir tavuğu dondurdum ve 1 ay sonra tekrar yaşama döndürdüm ve tavuk hala sağlam. Tek sorun, galiba onu kör ettim. (Allahımm! Bu ne? Bu ne? [siteSahibi])

rahatsızkız; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 22; İl: İstanbul

Erkek arkadasımı, beni arayıp sormadıgı zamanlarda kızıp bazı motivasyonmesajlarıyla tahrik ediyorum. "Yanında olsam, söyle olur böyle olur, sunu bunu yapardık" falan diye :) Ama yanına gittigimde sadece öpmesine izinveriyorum. Aslında sevismeyi ben de istiyorum ama bana dokundugu anda benaglamaya baslıyorum, nedense :)

allotrop; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 26; İl: Ankara

Deli miyim neyim? Bugün şirkete yeni alınan fotokopi makinasına kafamı soktum bakalım çekecek mi diye. (tabii kimse yokken, yoksa tüm karizma gider) Bi ışık çıktı ve gözüme geldi ve şu an acayip başım ağrıyo. Acayip korkuyorum! Offffffff...

asia; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 17; İl: İzmir

Çocukluğumdan beri yoğun şiddet duygularım var. O zamanlar küçük şeylerdi: Böcekleri öldürmek, annemler görmeden kedilere işkence çektirmek vs. Kimse karışmamışti. 'Çocukça davranışlar' dediler sanırım. Büyüdükçe insanlara yöneldi ve daha da kuvvetlendi. Bazen o kadar yoğunlaşıyorlar ki! Bir kıza baktığım zaman, kollarını kökünden koparıp, göğüslerinden birini kesip suratına kapatarak boğmak sonra da her yerini kezzaplamak... Ve daha yüzlerce benzer şey geciyor aklımdan. Kurban bayramlarında o direklere birilerini saçlarından asıp midesini yararak mavili-kırmızılı bağırsaklarını çıkarmayı hayal ettim kaç kez. Yakın arkadaşım, hatta kız arkadaşım bile yok; bir an için kendimi kaybetmekten korkuyorum. Psikoloğa gitmeyi denedim. Kendimi koltukta uzanmiş bir vaziyette adamın parmaklarını tırnak makasıyla kesmeye çalışmayı düşünürken buldum. Zor çıktım odasından. Sınıfta bazen tavandan kanlar boşalırmış gibi sanrılar görüyorum, kusacak gibi oluyorum. Bunları bir tek annem biliyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, zor durumdayım. En büyük korkum; bir gün kendimi kaybetmek ve yanımda sevdiğim birilerinin olması...

while; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 26; İl: İstanbul

Şu an yatakta süper güzel karım uyuyor. Bense nette yeni kız arkadaşlar buluyorum. Ve onlarla telefonda sohbet etmek çok hoşuma gidiyor. Salak mıyım?

skywalker; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 21; İl: Ankara

Yıldırım aşk bu heralde. Aman tanrım o ne güzellikti. Bu yaz, reklam olmasın ama siz de görmelisiniz bunu, bir bankada (Egebank) müşteri hizmetlerine bakan kıza vuruldum. Kızı tekrar tekrar görebilmek için 20'ye yakın tanımadığım kişinin telefon parasını ödemeye gittim. Yav kız çok güzeldi gidip saatlerce kuyrukta bekliyordum, sıram gelince biraz daha arkaya gidip tekrar seyretmeye başlıyordum. Sonra şu karara vardım banka bunu bilerek yapıyordu. Daha fazla müşteri çekiyim diye. Olan benim paralara oldu. Zaten kız da evliymiş

vanilyas; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 27; İl: İstanbul

Evliydim. Aancak 3 ay cehennem azabı yasattı bana karım. Kendi işe girince evi de terk etti. Dava açtım. Sanki alacagı varmış gibi seni yolmadan bırakmam dedi. Tazminat istiyor ve uğraştırıyor. Bizim kanunlar, kadınlar o kadar bağırmasına rağmen, aslında hep kadınları koruyor; haksız olsalar da. Hiç birşey vermesem de kadına mahkemenin sürdüğü süre kadar tayin edilecek bir tazminat varmiş onu mutlaka vermek zorundaymısız. Neden peki hak mı bu? Bir de ben şimdi işten ayrıldım, o çalışıyor para da kazanıyor ve ben sanki yolunacak kaz gibi ona para ödemek zorunda kalacakmışım. İşte artık erkekler neden evlilikten kaçıyor anladınız mı kızlar?Gerçekten çok nankörsünüz

korkularım; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 26; İl: Balıkesir

Evliyim. Mükemmel bir hayatım var diyebilirim. Eşim sevgi dolu, bir de kızım var. Mutlu bir aileyiz. Buraya kadar herşey iyi ama içimde beni yiyip bitiren bişi var: Bu mutluluğun bozulacağını biliyorum. Nasıl mı? Ölüm var, bir gün bitecek. Bu ölüm korkusu hayatımı cehenneme çeviriyor. Bu bir itiraf mı bilmiyorum ama normal hayatta çok rahat görünen ben gece yattığımda bu korku içime düşüyor ve uyku tutmuyor derin derin nefes alıyor ve hayatımı mahvediyorum. Üzülüyorum. Kendi hayatımı kendim cehenneme çeviriyorum. Korkuyorum!

de_javu; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 24; İl: İstanbul

Ben salagım. Sırf onu etkılemek ıcın ev kırasını odedım, her zaman yanında oldugumu gostermek ıcın bırkac on mılyona gıttım ona bot aldım, ona deger vardıgımı gostermek ıcın her ay elım kolum dolu evıne gıttım. Gece saat 03'de Ulus parkında "senı sevıyorum" dedım. Bana sadece olabılır dedı. Sımdı bır baskasına "verıyor" ve bunu bıldıgım halde bana dejavu telefonum kapandı, yok dejavu elektrıgımı kestıler, yok evı tasıycam para lazım dıyor. Salagım ben, nıye o kadar para harcadım onun ıcın, nıyee? Nıyee? Hıyarım ben!

mankionbord; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 25; İl: İstanbul

Eskiden sakız ambalajlarının üstünde balonlu çiklet yazıyordu (hala yazıyor mu bilmiyorum) ve ben sakızı her açtığımda içinden bir balon bir de sakız çıkacak sanıyordum. Ne yazık ki hep sakız çıktı sadece...

KEDA; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 17; İl: Malatya

Sevgilimi düşünerek masturbasyon yapmanın ona olan sevgime zarar vereceğini düşünüyorum. Şu ana kadar aramızda cinsel açıdan bir yakınlaşma olmasına fırsatlar izin vermedi. Hep romantik ortamlarda olduk. Bundan da memnunum ama onu düşünerek 1-2 kez denedim ve ertesi gün onun yanına gittiğimde kendimi berbat hissettim. Onu herşeyden çok sevmeme rağmen sanki onu hayallerimde kirletmişim gibi hissettim.

çita; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 22; İl: İstanbul

2-3 sene evveldi galiba. Annemle geziniyorduk. Bir yerin merdivenlerinden çıkarken ben önde annem arkada ilerliyoruz. Derken yanımızdan sırtında çuval bir amele geçiyordu ve aynı anda popomda bir el hissettim. Kanım beynime çıkmıştı, elim kolum bağlı duracak bir tip olmadığım için var gücümle amelenin sırtına bir yumruk indirmiştim. Adam salak salak suratıma bakarken "Ne oluyor ya" diye de söyleniyordu. Annem yanıma gelip "Kızım ne yapıyorsun sen şaşırdın mı, seni ben kenara çekmeye çalışıyordum" demez mi. Sinirden başıma ağrı girmişti. Ya anne, insan kızını poposundan kenara mı çeker. Montumu yakalayamamışmış. Adam da iyiymiş de birbirimize girmedik. Yani o günden sonra annemle merdivenleri yanyana çıkıyorum, hatta merdiven çıkmıyorum.

serinkan; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 22; İl: Ankara

Siteyi çökertmek istiyorum ama bunu yapabilecek kadar bilgili degilim.

harala_gürele; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 20; İl: İstanbul

Babam iki yıl önce erkeklik fonksiyonlarını bir prostat ameliyatı ile kaybetti. Annemle de araları bir süredir açıktı. Geçenlerde, babamdan 10 yaş küçük olan annemin karnında bir ur bulundu. Kadının rahmini alacaklarmış. Çook üzüldüm her ikisine de. Ama dün gece uyandığımda onların o kadar da üzgün olmadığını anladım. Babamsa gecenin bir vakti -benim uyuduğumu sanarak- yüksek sesle annemle alay ediyordu: "Nasılmış? Önce ben şimdi de sen. Hahaha! İlahi adalet işte. Maç artık 1-1 berabere sürecek vs." Yani anne, baba! İkinize de yuh olsun! Ben ne kadar üzülüyordum oysa ki...

__DeNiZCi__; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 23; İl: Ankara

Hayatımın aşkıydı. Daha gözgöze geldiğimiz ilk anda, ki o zaman beni sevgili olarak görmüyordu, "İşte hayat arkadaşım bu kız olmalı" dediğim ilk ve son insandı. Dostluk adı altında görüşmeler devam etti. Beraber olduğum biri vardı, ama ben onu değil, "Arkadaşım, dostum" dediğim aşkımı görmek istiyordum her saniye. Uzun bir süre, onun bendeki aşk dolu cevheri keşfetmesini bekledim. Dostluğun dışında alacağım ilk olumlu sinyalde ona açılacaktım ve öyle de oldu. Aşkıma karşılık verdi. Hayallerimdeki insana kavuşmuştum. Eli elime değse kızarıyor, utanıyordum. Cinsellik deseniz; öpmekten, onu koklamaktan öteye geçmiyordu. Kıyamıyordum. Birlikteliğimizin 4'üncü ayıydı. Benim evde başbaşaydık. İlk defa bu kadar yakınlaşmış, masumca birbirimize dokunuyorduk. Bakirdim ve bekaretlerimizi birbirimize vereceğimiz hevesiyle, kalbim hızla tempo tutuyordu. Vücutlarımızı keşfederken ve iyice birbirimizi arzularken, beynime dağıtan silah onun tatlı dilinden çok doğalmış gibi dökülüverdi: "Prezervatifin var değil mi?" Gerçeği, yani onun benden önce bir başkasıyla bunu yaşamış olmasını kabullenmek istemediğimden, bu sözlerde bir masumiyet arıyordum ki; ikinci kurşun hemen arkasından geldi. "Sana güvenmediğimden değil bitanem, kendimizi riske atmayalım." Ereksiyon halinde olan kalbim, beynim, ruhum, her şeyim bir anda arzusunu yitirdi. Yattığımız yerden doğruldum. Başım ellerim arasında ne kadar süre oturdum hatırlamıyorum. O da kapıdan usulca çıktı gitti, hayallerimle beraber...

katsi; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 31; İl: Ankara

Fizik sınavındaydım. (Nerdeyse 15 yıl oldu.) Hoca 10 soru sormuştu. İstediğimiz 7 tanesini seçip çözecektik. Okulun son günleri. Hava çok sıcaktı. Sorular harika, hepsini biliyorum. Sınavın sonuna doğru, 9 tanesini bitirmiş, (İşgüzarlık değil, sorular gerçekten çok güzeldi) 10'uncunun sonucuna çok yaklaşmıştım. Hoca o arada, "Bırakın kalemleri" diye sıkıştırmaya başladı. Telaş! "Bunu da bitireyim, tam olsun kağıdım" dedim. Sıcak da iyice basmış. Birden bir tuhaflık hissettim kendimde. Tuhaf bir titreme. 5 dakika kadar kendime gelememiştim. Çoook yıllar sonra, o sınavda yaşadığım şeyin ne olduğunu anladığımda gülmekten ölecektim.

yandım_; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 19; İl: Adana

Öğrencilik zamanlarımda en sevmediğim şey birinin bana, "İleride ne olacaksın?" demesiydi. Bir gün babam durduk yerde, "Büyünce ne olacaksın?" diye sordu. Çok kızdım ve o sinirle, "Peygamber olucam" dedim. Dank diye, "Ulan eşşekoğlueşşek, 2 sene daha oku da Allah ol bari" cevabını verdi. Buyrun burdan yakın!

HaberciBey; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 28 ; İl: Ankara

Keşke başka birşey isteseydim. Herşey 1 ay önce BBC'deki bir oto tanıtım programında Pejo 607'yi görmemle başladı. Resmen aşık oldum arabaya. Yok böyle bir güzellik, design şaheseri. İnternetten resimlerini ve motor seslerini indirdim bilgisayarıma, screen saver falan yaptım. Neyse, olaya geleyim. 16:00 suları akşam nöbeti için iş yerime gideceğim. Dikmen Caddesi'nde kırmızı ışıkta durdum. Radyoyu ayarlıyorum. Tam o sırada "küüüüüüüt" diye bir ses! Aynadan bir baktım, arabanın biri dokundurmuş bana. Şiddetle indim ve aynı anda bastım kahkahayı. Bana çarpan, hayalini kurduğum bir 607'miş. Yolun ortasında çöktüm gülmekten, yerlerde teker izi oldum. Çarpan beyefendi bir adam. Koştu, geldi ama beni tutmak ne mümkün, sinirlerim de boşalmış zaten. Adam bana bakıyor ben gülüyorum. Koca Dikmen Caddesi'nde herkes durmuş kaza sonrası manyak gibi gülen bana bakıyor. Tam kendime geleceğim, oradan yaşlı bir amca koşarak geldi, şoka falan girdiğimi sanıp kendime geleyim diye beni tokatlamaya kalktı. Daha da koptum, bir yandan gülüyorum bir yandan kendimi tokatlardan korumaya çalışıyorum. 2-3 dakika güldükten sonra kendime gelebildim.

İMF; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 23; İl: İzmir

12 cm :)

Link to comment
Share on other sites

Geçenlerde su satın almak için bir bakkala girdim. Bakkalın sahibi olan yaşlı amcaya pet şişede su olup olmadığını sordum. “Evet var.” dedi. Ben de ücretini sormak için “Ne kadar?” dedim. Amca bana eliyle boyunu göstererek: “Ahaa bu gadar”

Gerçekten de bu ne kadar? sorusu hala anlaşılabilmiş değil. Bende bir keresinde sigara ne kadar diye sordum, adam cetveli aldı eline ölçtü. 12cm dedi. Ne diyim ki ben buna? :D

Link to comment
Share on other sites

Geçenlerde su satın almak için bir bakkala girdim. Bakkalın sahibi olan yaşlı amcaya pet şişede su olup olmadığını sordum. “Evet var.” dedi. Ben de ücretini sormak için “Ne kadar?” dedim. Amca bana eliyle boyunu göstererek: “Ahaa bu gadar”

Gerçekten de bu ne kadar? sorusu hala anlaşılabilmiş değil. Bende bir keresinde sigara ne kadar diye sordum, adam cetveli aldı eline ölçtü. 12cm dedi. Ne diyim ki ben buna? :)

:D

Link to comment
Share on other sites

*****; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 33; İl: Tekirdağ
Magmanın en sıcak olduğu zaman, annesinin sürekli “tırnaklarını yemeye devam edersen karnın şişer” diyerek korkuttuğu 6 yaşındaki bir yeğenimin, parktaki hamile kadına “Teyze ben senin ne yediğini biliyom ” dediği andır sanırım.[/CODE]

bu komikmiş yha :D

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...