Jump to content

Niye Kızıyorsun Ki Baba? Bu Senin Karnen!


tarihogretmeni

Recommended Posts

Karne zamanı gelince öğrencilere üzülüyorum, anne babalara kızıyorum. Öğrencilik yıllarında en nefret ettiğim soru, “dersler nasıl?” diye başlayan sorulardı. Hangi akrabanızı ziyarete gitseniz aynı soruyla karşılaşıyorsunuz. Sanki dünyada en önemli şey yüksek notlarla dolu karneler almak.

Geçenlerde bir konferansımdan sonra iki veli randevu istedi benden. Müsait olduğum bir gün işyerime geldiler. Oturup konuştuk. Uzun uzun çocuklarını kestiler bana. Derslerinin zayıf olmasından başlayarak tüm şikayetlerini sıraladılar.

Hatta bir ara Anne, “Bu çocuğu psikologa ******ürmeyi düşünüyorum” dedi. Psikologa gitmeyi gerektirecek bir durum olmadığını düşündüğümü söyledim.

Anne konuşmasına devam ederken bir ara aynen şu cümleyi kullandı. “Ya hocam! Bizim alt katta bir komşu var. Onun kızı bu yıl Anadolu lisesini kazandı. Benim kızım kazanamadı. Eve girip çıkarken o komşuyla karşılaştıkça sinirimden kuduruyorum!”

Anne bu cümleyi kurunca ben gerçek sorunu anlamıştım. Annenin sinirlenmesini de göze alarak, “Abla sen kızını psikolga ******ürme. Ama kendin mutlaka git!” dedim.

Anne önce kızdı. Ben öfkeme hakim oldum ve durumu izah etmeye çalıştım. Çocuklarını başka çocuklarla kıyaslamaması gerektiğini uzun uzun anlatmaya çalıştım.

Karnesinde zayıfları yüzünden çocuklarını dışlayan, başka çocukların başarısıyla kendi çocuklarının başarısızlığını sürekli kıyaslayan bütün anne babalara sesleniyorum; Çocuklarınızı değil kendinizi psikologa ******ürün!

* * * * * *

Karne günü hastalanan Mustafa, annesi mutfağa geçince, sınıf arkadaşına telefon açmış. “Öğretmenden karnemi alınca bizim evi mutlaka ara. Ailemi zayıflara hazırlamam gerek! Telefona annem çıkar genelde. Şayet karnemde bir tane zayıfım varsa anneme “Ebubekir’in Mustafa’ya selamı var!” dersin. Şayet iki tane zayıfım varsa “Ebubekir ve Ömer’in Mustafa’ya selamı var dersin. Beklemiyorum ama şayet üç tane zayıf gelirse “Ebubekir, Ömer ve Osman’ın Mustafa’ya selamı var dersin” diye sıkı sıkı tembihlemiş.

Öğleden sonra evin telefonu çalınca Mustafa heyecanlanmaya başlamış. Karnesinde altı tane zayıfı olduğundan habersiz beklerken anne telefonu açmış. Telefondaki ses, “Yenge Mustafa’ya Ümmeti Muhammed’in sana selamı varmış” dersiniz demiş.

* * * * * *

Ben muzip öğrencileri çok severim. Aslında tüm öğrencilerimi severim de, “muzip” olanlara ayrı bir sempatim var. Öğrencilik yıllarımda muziplik yapmayı sevdiğimden olsa gerek…

Böyle muzip bir öğrenci karnesini aldığı günün akşamında babasına karnesini uzatmış. Baba karneyi eline alıp incelemeye başlamış.

Türkçe: 1

Sosyal: 1

Matematik: 1

Fen Bilgisi: 1

Baba notları görünce iyice sinirlenmiş. “Yazıklar olsun sana verdiğim emeğe. Bu ne biçim karne?” gibi cümleleri sıralamaya başlamış. Hızını alamayıp tam oğluna bir tane vuracakmış ki çocuk, “Baba niye kızıyorsun ki? Bu karne senin karnen! Sandıktan çıkarttım. İstersen karşılaştır. Benim sadece bir tane zayıfım var!” demiş.

* * * * * *

Çocuğunuzun getireceği karnedeki notlar sadece kendisinin notları değildir. Eğitimi sisteminin, öğretmenin, anne babanın ve öğrencinin karnesidir bu. Karne ortak, suç ortak… Tüm fırçayı çocuğa atmaya hakkımız yok.

Karnesiyle eve gelen çocuğunuza kızmayın.

Onu bağrınıza basın.

Hem de karneye hiç bakmadan yapın bunu.

Karneyi mi daha çok seviyorsunuz yoksa çocuklarınızı mı?

Sait ÇAMLICA

Eğitimci-Yazar

Link to comment
Share on other sites

Degerli hocam ben 1989 dogumluyum ve 5 senedir lisede okuyorum bir sene heyet raporu ile saglık sorunları nedeni ile

ara verdim ve bu sene öle bi matematik hocamız varki;

Meraba Çocuklar.

Sagolun hocam.

Oturun.

Ders başlar.

Hoca Derse giriş yapar ve herhangi bir ögrenciden Kitap ister.

Evet çocuklar bugünkü konu ...... der.Ve Devam ederek ... sayfadan .... sayfaya kadar deftere yazın der Ve Masasına oturur.

Ögrenciler karsı gelemez tabi kuzu kuzu yazarlar.

Ve bu adam 4 saat matematige ve 2 saat geometriye giriyor. Ve benım Bugünkü karnem de bahsettigim 2 dersimde 0.

Şimdi siz karar verin bakalım Bu babanın mı karnesi Yoksa Ögretmenin mi?

Teknik lise ve endüstri meslek lisesi.(Sivas)

Link to comment
Share on other sites

Çocuk ailenin aynasıdır, sözüne küçüklüğümden beridir inanmışımdır.O yüzden bireyin yetişkin bi hale gelene kadar yaptığı davranışlardan anne ve babası ya da eğitim aldığı kişi sorumludur.

Şöyle bir şey de vardır; ne yazık ki ülkemizdeki eğitim ve öğretim sistemi öğrencilerin üstüne çok yüklenmekte.Bunu bu sene üniversiteye başlamamla birlikte daha iyi anladım.Lise aldığım matematik dersinin sanki daha hafifletilmiş şekli üniversitedeki matematik dersinde karşıma çıktı.Ne gerek vardı pekala bu kadar zorlamaya? Bunun faydasını tabiki görüyorum, ama kalıcı bir şeyler yakalandı mı o da tartışma konusudur.

Son olarak da aslında büyüklerin "notların nasıl, dersler nasıl" gibi sorularını sormalarının nedeni konuşulacak pek konu olmayışından kaynaklanıyor bana göre xD

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...