Jump to content

HAARP'ı duydunuz mu?


BeyazEylem

Recommended Posts

hpimage.jpg

High Frequency Active Auroral Research Program

Bakalım bu HAARP göründüğü kadar masum mu?

HAARP Nedir?

HAARP, HF'da yüksek enerji çıkışları ile iyonosferin ısıtılması ve burada bir takım değişimler yapılarak etkilerinin incelenmesi için başlatılmış bir projedir. Kullanılan frekans aralığı 2.8-10MHz arasıdır, çıkış gücü ise resmi kaynaklarda 3.6 Gigawatt olarak belirtilmesine karşılık 10 Gigawatt'a çıkarılabileceği açıklanmaktadır. Bu enerji dünyadaki en büyük radyo vericisi ünvanını kazandırmaktadır. Merkezin 1 saat boyunca çalıştırılması durumunda Hiroşima atılan atom bombası kadar enerji ortaya çıkaracağı hesaplanmıştır. Fakat bu merkezin yılda 4-5 kere ve sürekli olmayıp vuruş modunda (seri ve güçlü atışlar üretme) ile çalışacağı bildirilmektedir.(Bahse konu enerjinin aslında ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini göstermek için bu örnek verilmiştir)

HAARP'ın Yeri ve Projeyi Gerçekleştirenler Kimler?

HAARP, çok ilginç bir yerde konuşlanmıştır, Alaska Gakona. Gakona'da askeri üstün yakınlarında ve kimsenin girmediği özel bir alanda tesis kurulmuştur. Niçin burası seçilmiştir. İki temel amacı vardır. Birincisi Alaska dünyadaki elektromanyetik kuşakların özel bir kesişim bölgesinde bulunmaktadır. Dünyanın elektromanyetik alanlarına müdahale edebilmek için en iyi yerdir. İkincisi ise insanlardan uzak, korunması kolay ve gözlerden mümkün olduğunca uzak bir yer olmasıdır.

HAARP'ın resmi kaynaklardaki amaçları:

1-Atmosferdeki termonükleer araçları kontrol edecek elektromanyetik vuruşları gerçekleştirmek.

2-Denizaltılar ile haberleşmeyi kolaylaştırmak. Bu haberleşme ELF(Extremely Low Frequency) ve VLF(Very Low Frequency) dediğimiz 30Hz-30KHz civarında çalışmaktadır. ELF nin yan etkileri bilindiğinden mevcut ELF vericileri ile HAARP vericileri değiştirilmek istenmektedir.

3-Radar sistemlerini geliştirmek.

4-Çok geniş bir alanda ABD ordusunun haberleşmesini sağlamak.

5-Cray ve EMass süperbilgisayarlarının yardımı ile yer altının tomografik haritasını çıkarabilmek.

6-Petrol, doğalgaz ve mineral yataklarını tespit etmek.

7-Cruise füzesine benzer alçak irtifadan uçan füze ve hava araçlarını havada imha etmek.

HAARP'ın sadece bu amaçları gerçekleştirmesi durumunda bile 'Star Wars' projesine gerek kalmayacağını görüyor ve çekiniyoruz. Fakat bunlar işin görünen yanı, buz dağının altında çok daha vahim bir tablo ile karşılaşıyoruz. Bu tablo projenin karşısında olanlar tarafından dile getirilmektedir. Özellikle de 230 sayfalık 'Angels Don't Play This HAARP-Melekler HAARP ile Oynamaz' adlı kitap bu görüşleri dile getiren en önemli kaynaktır.

HAARP karşıtı birçok görüş yayınlanmış ve bu görüşler inanılmaz baskılara uğramış, net deki sayfalar kapatılmıştır. Fakat ABD hükümeti bu karşıt görüşleri tam anlamıyla yalanlayacak bir döküman veya bilgiyi basına vermemiştir. Bu da karşıt görüş oluşturanların şüphelerinde haklı olma gerçeğini arttırmaktadır. Şimdi HAARP karşıtı açıklamalara bakalım ve teorileri destekleyen olayları inceleyelim.

1-İklimleri değiştirebilir.

2-Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir.

3-Ozon tabakası ile oynayabilir.

4-Deprem yaratabilir.

5-Okyanus dalgalarını kontrol edebilir.

6-Dünyanın enerji kuşakları ile oynayarak insan biyolojisini ve beynini etkileyebilir.

7-Radyasyon yaymadan termonükleer patlama oluşturabilir.

Yukarıda yazanları tekrar okuyup son 10 yılda yaşanan olayları göz önünüze getirmenizi istiyorum. Aklınıza gelen örneklerin sadece basit doğa olayları veya küresel ısınmayla açıklanamayacağını bir kez düşünün. Dünyamız yaşadığı sıkıntıları sadece doğal nedenlerle mi yaşıyor, yoksa insan parmağı işin içinde mi?

HAARP ve Doğa Olayları İlişkisi:

1981 yılında nükleer mühendis ve ABD nin önde gelen Tesla araştırmacılarından Albay Thomas Bearden, Amerikan Psikotronik Derneği'nde bir konferans verdi. Konuşmasının bir bölümünde 1978 yılında Specula dergisinde de tartışılan Tesla vericileri tarafından üretilen kalıcı dalgalardan bahsetti.

'Yaptığımız şey frekansı değiştirmektir. Eğer frekansı bir yönde değiştirirseniz, enerjiyi dünyanın diğer bölümünde hedeflediğiniz yerin ilerisindeki atmosfere boşaltırsınız. Havayı iyonize etmeye başladıkça, hava akışı seyrini, jet gidişlerini vb. şeyleri değiştirebilirsiniz. Bu mükemmel bir hava makinasıdır. Eğer ani bir şekilde boşaltırsanız, bunun gibi küçük iyonizasyon elde etmezsiniz. Bu kez kıvılcımlar ve ateş topları dünyanın yüzeyine boşalacaktır. Bu aletle ileri geri oynayarak, dünya çapında dev hava değişikliklerine yol açabilirsiniz.'

28.Temmuz 1976 yılında Çin, Tanghan'da yaşanan ve 650.000?in üzerinde kişinin ölümüyle ilgili New York Times'da bir yazı çıktı. Sarsıntıdan hemen önce gökyüzü aniden aydınlanmıştı. Beyaz ve kırmızı ışıklardan oluşan bu ateş topu 200 mil uzaktan bile görülmüş, birçok ağacın yaprakları yanmış ve sebzeler kavrulmuştu, tıpkı 17 Ağustos 1999 depreminde olduğu gibi.

1979 yılında 56 önemli deprem olmuş. 1981 yılında ise bu rakam 71'e yükselmiş. Bu tarihte hem ABD, hem de Rusya ELF ericilerini arttırmıştı. Burada kısa bir bilgi notu daha düşmek istiyorum. Dünyada büyüklüğü 7 ve üzerindeki depremlerin yıllara dağılımı: 70 li yıllarda 5, 80 li yıllarda 5 ve 90 lı yıllarda 9 dur. Bilim adamları ne kadar olayları doğal seyrinde giden bir durum gibi izah etmeye çalışsalar bile sismik hareketlerde gerek sayı gerekse büyüklük olarak bir artış vardır.

Volkanik hareketlerde, sel ve tayfunlardaki artışları da güncel haberleri takip edenler görmektedir. Dünyamız adeta bir kabuk değiştirmektedir. Bu olayların ortaya çıkmasında insanların ne kadar etkisi olmaktadır. Yer altında yapılan nükleer patlamaların, dünyanın çok farklı yerlerinde volkanik ve sismik hareketlere neden olduğunu artık biliyoruz. Zaten bu nedenle denemelere son verildi. Ama dünyamızın dengesini ve doğal gidişini değiştiren HAARP ve benzeri sistemler halen kullanılmaktadır. İşin tehlikeli bir yönü de yaratılmak istenen küçük ve kontrollü atmosferik ve sismik olayların kontrolden çıkacağıdır. Buna domino taşı etkisi de denmektedir. Örneğin Ankara'dan İstanbul'a uzanan bir domino taşı dizisi yapalım. Bir taşı devirdiğimizde sırayla İstanbul'a kadar uzanan taşlar devrilir. Fakat bu taşların gittikçe büyüdüğünü düşünelim ve İstanbul'daki son taş 1 ton ağırlığında olsun. Küçük bir domino taşını Ankara'dan devirdiğimizde 1 ton ağırlığındaki son taş yıkıldığında ortaya çıkan enerji ilk verdiğimiz enerjiden kat kat büyüktür ve bilim adamları özellikle sismik oluşumlarda bu tip küçük tetiklenmelerin büyük sarsıntılar meydana getirebileceğini kabul etmektedir.

Konumuza dönecek olursak anlattıklarımızın sadece varsayımlar olmadığını, bilimsel gerçeklere dayanarak bu olayların olabileceğini ve hatta olduğunu söylemektir. Yer altındaki fay hatlarının nereden geçtiğini ileri teknoloji sahibi ülkeler son derece hassas bir şekilde biliyorlar. Bu hatlara yapılacak küçük bir ?tetiklemenin? nelere yol açabileceğini de sanırım test ettiler.

Bilgi:

HF: High Frequency(radyo dalgaları)

Daha kapsamlı bilgi için:

http://www.antrak.org.tr

http://www.haarp.alaska.edu

http://www.netpano.com/newsdetail.asp?NewsID=155

Aşağıdaki linklerden projenin uygulanacağı yerin görüntülerini indirebilirsiniz.

http://www.ufonet.be/VIDEOLAR/haarp/arraym.mov
http://www.ufonet.be/VIDEOLAR/haarp/cevresi.mov
http://www.ufonet.be/VIDEOLAR/haarp/cntrRm.mov
http://www.ufonet.be/VIDEOLAR/haarp/dizeljenarator.mov
http://www.ufonet.be/VIDEOLAR/haarp/transmittercontrol.mov
http://www.ufonet.be/VIDEOLAR/haarp/transmittersalterodasi.mov[/CODE]

Link to comment
Share on other sites

Anlamadığım şey bu kayıtlarda ki resimleri kim nasıl çekmiş. Artık bu görüntülere dayanarak bunun gizli bişey olmadığı ortada ve açıkça amerika tarafından depremden sarsıldığımızı yazıyor :clapping: Ve sadece 3 kişi teşekkür edip geçiyor. Bu anlatılanlara ne yorum yapılır bilmiyorum. Böyle bir konu hakkında bilgilendirdiğin için de ayrıca teşekkür ederim Epstein-Barr.

Link to comment
Share on other sites

Merhaba arkadaşım,güzel ilginç bir konuya değinmişsin.

Bu konuyu,Vatandaş Aydoğan da ,Timaş yayınlarında inceliyor.

Sizde,bu konu da güzel kaynaklar vermişiniz.

Çin olayı dışında da;Japonya Kobe depremi ile bizim 1999 Körfez depremimizde bu konuyla ilişkilendiriliyor.

Ben de buraya bir bilgi ekliyeyim.Gerçi bunu herkes biliyor.

Körfez depreminden önce;sanırım Kanadalı bilim admıydı.Saroz da deprem olacak demişti.Dediği de bir buçuk ay sonra gerçekleşti.Tabii bir farkla.O Marmara'nın batısı demişti.(Saroz).Deprem Marmaranın doğusundan geldi.Bilgiyi biraz eksik duydu sanırım.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...