Jump to content

Meğersem Neymiş?


ysncn_

Recommended Posts

Meğersem Neymiş?

Yozlaşmaya Karşı Sokak Oyunu

İdil Kültür Merkezi'nde Üretilmiştir

(Önde bir görevli polis, arkada üç kişi sahneye girerler.

Üç kişi izleyiciye sırtlarını dönerek dururlar.

Görevli Polis oldukça sinirlidir.)

1. Oyuncu:

(Sinirli bir halde dolaşırken izleyiciye)

Selamünaleyküm ey millet!

Kusura bakmayın, çok sinirliyim bugün çok. Zaten sinirli olmadığımız gün mü var? Bu meslek adamı deli eder deli. Akşama kadar elin uğursuzuyla, hırsızıyla, dolandırıcısıyla, namussuzuyla uğraş dur.

Bazen tepem çok atıyor. Ulan diyorum kendi kendime. Ben mi düzelteceğim bu çivisi çıkmış memleketin işlerini? Al işte gene getirmişler tıkmışlar üç kişiyi nezarete. Nerede bunların dosyaları?

Aman ne uğraşacağım, dosyasız da olur sorguları.

(Döner. Sırtı dönüklerden 2. oyuncuyu çeker alır)

Gel bakalım ulan, kadın halinle ne işin var burada?

2. Oyuncu:

Memur bey benim hiçbir suçum yok.

1. Oyuncu:

(İzleyiciye gülerek) Herkes böyle söyler. Benim bir suçum yok.

2. Oyuncu:

Vallah da billah da suçum yok. Benim babam kahveci ama uykusu erken geliyor. Tabii ben artık büyüdüm. Dikiyor beni geceleri kahveye. Millet de oturup televizyon seyredeceğine, sohbet edeceğine, ha babam kâğıt oynuyor. Edepsizler. Ben ne yapayım?

1. Oyuncu:

Vah yavrum vah. Nerede senin babanın kahvesi?

2. Oyuncu:

(Gösterir) Nah! Şu aşağıdaki meşhur kahve.

1. Oyuncu:

Hani şu haftada üç kere kumar yüzünden basılan kahve değil mi?

2. Oyuncu:

Siz de biliyorsunu,z orası herkesin tanıdığı temiz bir müessese.

1. Oyuncu:

Tabii tabii onun için haftada üç kere basılıyor.

2. Oyuncu:

(Yaklaşır) Memur bey babamın eli biraz darda, yoksa yollayacak sizin çorba paranızı. O zaman ne baskın olur ne de bir şey. Öyle değil mi?

1. Oyuncu:

Sus! Edepsiz. Sen sus. Kanun adamıyım ben. Bize işlemez öyle şey.

Ben teslim edeyim de savcılığa gör bak seni nasıl süründürüyorlar zindanlarda. Hele zindana girerken bir de hoş geldin dayağı. Ooohh tadından yenmez vallahi. (Hayali bir sopayla döver) Hoş geldin... Hoş geldin... (kendince eğlenir)

(2. Oyuncu umursamaz)

2. Oyuncu:

Sen ne biçim adamsın be? Amirim bize hiç böyle davranmıyor.

<1. Oyuncu:

Kes sesini edepsiz kumarcı. Siz oynatın kumarı, söndürün milletin ocağını, ondan sonra bizden merhamet bekleyin. Biz bu memlekette kumara nefes aldırmayız.

2. Oyuncu:

(Kız garip hareketler yaparak)

Dim dom dim dom dom dim dom dom lay lay lay lom.

1. Oyuncu:

Ne diyon kızım sen sapıttın mı?

2. Oyuncu:

Cebiniz çalıyor memur bey.

1. Oyuncu:

Haaa... Hay bu telefonların müziğine. Bizim oğlan ayarlamış...

Aloo... Siz misiniz amirim? Buyurun emredin. Hanımefendi mi?

Hayır, amirim burada öyle biri yok. Burada kumar oynatan milleti soyduran kahvecinin kızı var... Ne? Hanımefendi o mu? Ama amirim... Emredersiniz amirim.

(Telefonu cebine koyarken)

Ulan ne ballı karısın. Yürü defol git buradan. Şükret amirime.

2. Oyuncu:

Ben sana o kadar anlatmaya çalıştım ama sen laf anlamaz adamın tekisin. Babam o kadar hizmet yapıyor mahalleye, yine de yaranamıyor sizin gibilere.

1. Oyuncu:

Bana bak çık git defol git. Yoksa alacağım ayağımın altına.

2. Oyuncu:

Bu memleket sizin gibilerin yüzünden batıyor zaten. İşinde gücünde çalışan vatandaşı boşu boşuna nezarethanede tutuyorsunuz. Ama biz sizin gibilere rağmen hizmet aşkıyla çalışmaya devam ediyoruz. Dayan Türkiye'm geliyorum. ("Ölürüm Türkiye'm" şarkısını yüksek sesle söyleyerek çıkar.)

1. Oyuncu:

(Sinirle kızın ardından bakar.)

Neyse şu üç paralık kızla kapışmaya değmez.

(Arka tarafa yönelir. 3. Oyuncuyu alırken)

Sen gel bakim. Senin de bir suçun yoktur herhalde.

3.Oyuncu:

Ah be amirim allah söyletiyor işte.

1. Oyuncu:

Ne amiri be? Ben gariban bir memurum.

3.Oyuncu:

Ama biz seni amir olarak görüyoruz başımızda.

1. Oyuncu:

Bırak yağcılığı seni niye getirdiler?

3.Oyuncu:

Sormayın memur bey, ben akşamları şu diskoteğin karşısında öööleee duruyorum.

1. Oyuncu:

N'apıyorsun orda öööleee durarak?

3.Oyuncu:

Vatandaşa hizmet. Simit satıyorum be abi…

1. Oyuncu:

Gecenin bir yarısı, diskoteğin önünde?

3.Oyuncu:

Gariban vatandaş karnını doyursun diye.

1. Oyuncu:

Diskoteğe gelip avuç dolusu para harcayanların hangisi gariban be?

3.Oyuncu:

Dedim ya bizimkisi gariban vatandaşa hizmet abi.

1. Oyuncu:

O yan ceplerinde ne var öyle?

3.Oyuncu:

Şeyyy varrr. Bir kaç parça mebzul hap.

1. Oyuncu:

Uyuşturucu hap yani.

3.Oyuncu:

Yok be memur abi. Bu diskoteklerde çok gürültülü müzik çalıyor ya...

Vatandaşın da başı ağrıyor tabii. Hem benim bu sattığım hap ayrıca bel ağrısına, fıtığa, bilumum idrar zorluklarına iyi geliyor. (Burada oyundan koparak, sanki işporta yapıyormuş gibi bağırarak...) Gel vatandaş kaçırma. Kredi kartına taksit de yaparım.

1. Oyuncu:

Kes lan namussuz, biz bilmez miyiz o hapların ne olduğunu? Öbür cebinde ne var öyle?

3.Oyuncu:

Bir şey yok be amirim.

1. Oyuncu:

Ben amir değilim, memurum.

3.Oyuncu:

Allah söyletiyor memurum, amir olacaksın inşallah.

1. Oyuncu:

(Dalarak dua eder) İnşallah. Ah... Ah...(kendine gelir) Bırak dedim yağcılığı; ne var öbür cebinde?

3.Oyuncu:

Bir şey yok memurum. Yani ben öyle sanıyordum. Benim bu bölgede vatandaşa hizmetimi çekemeyen namussuzlar o cebime tıkıştırmamışlar mı esrar plakalarını, kokainleri.

1.Oyuncu:

Vay namussuz bir cebinde uyuşturucu hap, öbür cebinde esrar plakaları, kokainler. Ulan sen hangi uyuşturucu şebekesinin bayiisin?

3.Oyuncu:

Memurum biz de senin gibi bu vatandaşa hizmet aşkıyla doluyuz. Ah amirim burada olsa, anlatırdı sana bizim ne milliyetçi çocuklar olduğumuzu.

1. Oyuncu:

Sus ulan namussuz! Siz değil misiniz elalemin çocuklarını bataklığa sürükleyen? Kaç çocuğun uyuşmuş ölüsü bulundu sokaklarda. Derinizi yüzmek lazım sizin, derinizi.

3.Oyuncu:

(Garip hareketler yaparak)

Güm güm güm çak çak çak güm çak güm çak çak çak çak çak.

1. Oyuncu:

Ne oluyor ulan! Kriz saatin mi geldi?

3.Oyuncu:

Hayır, ama galiba telefonunuz çalıyor memurum. Bir açın da hayırlısıyla alo deyin.

1. Oyuncu:

Kes ulan! Ne zaman telefonumu açacağımı sana mı soracağım?

3.Oyuncu:

Açın açın güzel haberler gelecek içime doğuyor. Allah söyletiyor.

1.Oyuncu:

Alo... Amirim yine mi sizsiniz? Buyurun emredin. Beyefendi mi? Yok buraya böyle bir insan gelmedi. Ben mi ne yapıyorum? Burada hergele bir simitçi var sağ tarafı hap, sol tarafı esrar, kokain deposu. Adam bir şebekenin başbayii sanki. Adını mı sorayım? Adın ne ulan senin?

3.Oyuncu:

Tayyip Abdullah.

1.Oyuncu:

Bakın, adı Tayyip göbek adı Abdullah'mış...

Anladım amirim anladım. Beyefendi kusura bakmayın, hakkınızda yanlış ihbar olmuş. Sizden özür diliyorum.

(Hırsla arkasını döner)

Aslında bu telefon gelmese sen görürdün gününü.

(Krize girer)

Ahh hırsımdan kendimi tokatlamak istiyorum.

3. Oyuncu:

Üzme tatlı canını sana bir pembe hap veriyim bütün dünyanı pespembe yapsın. Hem rahatlarsın. Gerginlik yok. Relaks ol be memurum.

1. Oyuncu:

Sana beşe kadar sayıyorum defol git yoksa sabrım tükenmek üzere.

3.Oyuncu:

Ulan ne memura çattık be! Cumartesinin gecesi ekmeğimize kan doğradı be. Ayrıca sen bu kafayla asla amir olamazsın.

1. Oyuncu:

(Hırstan titrer)

Defooooool!

3. Oyuncu:

Tamam yaa. (İzleyiciye yönelir) Hap vereyim mi abi? Sağlam çift kâğıtlarım var.

1. Oyuncu:

Ah! Kafayı yemek üzereyim ama şu kadın var ya şu kadın elimden kurtulamayacak. ( Arkaya yönelir ve kadını çeker)

Gel bakalım mamacığım.

4. Oyuncu:

Benimle doğru dürüst konuşur musun? Bir hanımefendiye nasıl davranılacağını anan denen o karı sana öğretmedi mi?

1. Oyuncu:

(Sinirlenmez sakindir) Ben seni tanıyorum. Sen değil misin körpecik genç kızları ona buna pazarlayan?

4.Oyuncu:

Sus! Haddini bil. Bilip bilmeden de konuşma. Ben o kızları üniversiteye hazırlıyorum.

1. Oyuncu:

Yok yaaa... Sen kime yutturuyorsun? Senin evine giren çıkanın hesabı yok.

4.Oyuncu:

Sus, anlayışsız! Onların hepsi öğretmen. Kimi kızlarıma fizik öğretiyor, kimisi kimya. Yani herkesin kocası şeyy hocası ayrı.

1. Oyuncu:

Ne eğitimi ne kursu o öyle? Akşama kadar orda ne biçim işler dönüyormuş?

4.Oyuncu:

Her konuda eğitim veriyoruz kurslarımızda...

1. Oyuncu:

Eğitim gönüllüsüymüş. Ben sana şimdi göstereceğim o kızları pazarlamak ne demekmiş, sen dur... (Telefonu çalmış gibi, elini cebine atıp telefonu alarak...) . Alooo... Amirim yine mi sizsiniz?

Aman aman. Ne üniversitesi, ne kursu amirim? Bu kadının evi pislik yuvası. Yoook bunu yapamam. O alçak kadının elini öpemem önünde eğilemem. Peki amirim peki. (Eğilir ve elini uzatır öper elinden.)

Saygılar hanımefendi...

4. Oyuncu:

Ne oldu?

1. Oyuncu:

Yanlış anlama varmış hanımefendi. Amirim öyle söylüyor da. Size de güle güle.

4.Oyuncu:

Yoo beni öyle yaka paça getirdiniz buraya. Şimdi layık olduğum biçimde uğurlayacaksınız.

1. Oyuncu:

Nasıl yani anlayamadım?

4.Oyuncu:

Telefonu açacaksınız. Taksiyi çağıracaksınız. Beni de arabanın kapısına kadar bir memurunuzla uğurlayacaksınız.

1. Oyuncu:

Peki çağıralım taksiyi. Yok mu orada bir memur. Alın bindirin bu eğitim gönüllüsü hanımefendiyi...

4.Oyuncu:

Yalnız taksinin parasını da çatır çatır sen vereceksin. Bir daha da işinde gücünde vatandaşı rahatsız etmeyeceksin. Ben kapıya çıkıyorum. Taksi sinirlerim yatışıncaya kadar beni gezdirip eve bıraktıktan sonra dönüp hesabı senden tahsil edecek. İyi günler. (Kırıtarak dışarı çıkarken, yüksek sesle...) Taksiiiiii, taksi, taksiiiiiii, taksi...

(Sıkıntıyla dolaşır. Bu kez telefonu kendisi açar)

1. Oyuncu:

Alooo alo amirim. Kafam çok bozuk amirim. Yani şu emir demiri kesmese ben yapacağımı bilirdim ya. Ama... Amirim bu bırak gitsin dediğiniz kişilerden biri kumar oynatıyordu, milleti soyuyordu; öbürü hap esrar, kokain demeden uyuşturuyordu, daha öbürsü de körpecik kızları çatır çatır pazarlıyordu. Biz bu pisliklerin üstüne gidip gözünü oymayacak mıyız? Peki kimin gözünü oyacağız. Nasıl düzlüğe çıkacak memleket? Ha anladım, uyuşturucuya kumara fuhuşa karşı çıkan o dernektekilerin...

Madem büyüklerimiz, bu ülkeyi yönetenler böyle istiyor. Bu emrin karşısında da boynumuz kıldan ince. Anladım amirim anladım. Heeeeeyt! Geliyorum ulan. Oraya buraya kumar var, fuhuş var, uyuşturucu satıyorlar diye asılsız afişler asıp, basın toplantıları yaparsınız ha! Ulan ben sizi oymaz mıyım? Savulun lan. Kıpırdamayın. Yaktım hepinizin çırasını! (Copunu çekip nara atarak çıkar.)

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...