Jump to content

Kıraç’ın Yolu...


ysncn_

Recommended Posts

Kıraç’ın Yolu...

Enver Özüdoğru

“Anadolu Rock”un yeni nesil temsilcilerinden Kıraç, geçtiğimiz aylarda “Benim Yolum” isimli 5. solo albümünü yayımladı. Albümde “Hayalimdeki Resim” ve “Ya Seninle Ya Sensiz” gibi klasikleşmiş kimi eserler Kıraç’ın yorumu ile buluşuyor. Bunların yanı sıra sözü ve müziği kendisine ait olan şarkılara da yer veriliyor.

Albüme adını veren “Benim Yolum” adlı şarkı yıllar önce, Kanada’da yaşayan İranlı şarkıcı Googoosh tarafından seslendirilmişti. Zaland Farid’in bestesi olan “Talagh”, Kıraç’ın yazdığı yeni sözlerle “Benim Yolum” olarak çıkıyor karşımıza. Aşk ve ayrılık temalı şarkılar içinde “Benim Yolum” toplumsal içerikli bir şarkı olarak bir hayli ayrışıyor.

Onlar kaçmadı yoldan/Onlar kaç kere yandı yine dayandı/Onlar benim yolumun yolcularıydı/Bu yol çok uzundur, çok ıssızdır/Çok yalnızdır/Zindanları çıldırtıcı/Gardiyanlar çok amansızdır/Bu yol bir ışık için/Bin ateşle yananlarındır/Onlar ki hep masallarda/Şarkılarda yaşayanlardır/Mahşer karanlığından/Zalim yalnızlığından/Cahil korkularından/Seni kim kurtaracak sanıyorsun/Bundan bütün kızgınlığım/Bundan tüm karamsarlığım/Bundan çılgınım, bundan hırçın/Umudum bir tek sensin tanrım/Onlar rüzgârlarıyla/Geldi geçti bu yoldan defalarca/Onlar göçüp gitti çığlıklarıyla

Buradaki “onların” kim olduğu açıkça ifade edilmese de, bu yolun neyin yolu olduğu muğlak bırakılsa da, diğer şarkılardan nitelik olarak bir farklılık göze çarpıyor.

Albümde şarkılar rock formatına uygun olarak davul üzerinde inşa ediliyor. Altolardaki kimi düzenlemeleri saymazsak davulun daha önceki Kıraç albümleri ile benzer yoğunlukta ve ritim kalıplarında olduğunu, bu alanda fazla bir yeniliğin olmadığını söylemek mümkün. Ama özellikle elektrik gitarın “drive” tonlarının yoğun olarak kullanıldığını, buna yer yer klavyenin de eşlik ettiğini de belirtmek gerekiyor. Şarkıların düzenlemelerinde yaylıların da özel bir önem taşıdığı, yaylı partisyonlarının dikkatli ve titizce hazırlandığı görülüyor. Yer yer trompet partisyonları ve koro vokaller de ayrı bir renk katıyor şarkılara. Kıraç, sesinin alt ve üst tonlardaki özelliklerini bu albümde de sergiliyor. Bununla birlikte solistin sesinin altyapıya olması gerektiğinden biraz fazla gömüldüğünü söylemek mümkün. Albümde bir bütün olarak ezgi yürüyüşlerinin olduğu ve Kıraç’ın sesinin yükseldiği yerler, şarkıların da asıl varmak istediği nokta gibi. Üst derecelerde ve üst oktavlarda, şarkı altyapıları da yoğunluk kazanarak dinamikleşiyor. Ve şarkıların önceki, yani aşağıdaki yerleri, asıl olarak buraları hazırlamak ister gibi.

Kıraç’ın esas olarak sert ve dinamik bir tarzı benimsediğini söylemek mümkün. Daha önceki albümlerde var olan bu özellik, bu albümde de korunuyor. Türküleri ve şarkıları ezmeden, tersine tutup kaldırarak söyleme alışkanlığı, albümdeki müziğin de temelini oluşturuyor. Bu yanlarıyla, ‘rock’un dinamik yanına denk düşüyor yaptığı.

Bütün bunlarla birlikte, biçimde var olan dinamizm ve agresifliği, içerikte görmek pek mümkün değil. Ya karamsar bir aşk hikâyesi, ya öfkeli ya da sevinçli; ama yine bir aşk hikâyesi… Burada bir kısırdöngü göze çarpıyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bunun tek istisnası, tüm kapalılığına rağmen “Benim Yolum”. Oysaki bu öfkeyi, bu hırçınlığı, bu asiliği ifade edecek onlarca olay söz konusuyken, tüm bunlardan uzak, sadece aşk merkezli bir albüm var karşımızda. ‘Rock’un köklerini ve toplumsal yaşamla bağlarını düşündüğümüzde, bir öz-biçim çelişkisi oluşuyor albümde. İçerikte hüzünlü ve karamsar ama biçimde sert ve dinamik…

Kıraç özellikle 70’ler Anadolu Rock’unu örnek alıp, müziğini onun üstünde şekillendiriyor. Bu şekillendirme sadece melodik yani biçimsel değil, aynı zamanda içeriksel de olmalıydı. Ancak bu kısmında ciddi gediklerin olduğu görülüyor. Politik temellerden yoksun bir Anadolu Rock’un bir ayağı aksak demektir. “Benim Yolum” şarkısı ile kısmen de olsa kapısı aralanan bu yol, Kıraç’ın efsaneler yaratabileceği bir yoldur. “Tamirci Çırağı”nı efsaneleştiren sadece müziği değil, hatta asıl olarak içerdiği konusu ve işleniş biçimiydi. Kıraç’ın bu gerçeği göremediği ya da göz ardı ettiği görülüyor.

Her ne kadar albüm ismi öyle olsa da, albümde yer alan 13 şarkıyı alt alta sıraladığınızda, arka arkaya dinlediğinizde “Kıraç’ın yolu”nun ne olduğu, sorusunun cevabını bulamıyorsunuz albümde.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...