Jump to content

Bugünkü ortamın tek suçlusu Atatürk’tür!


Kardelen

Recommended Posts

Biz, asıl suçluyu bir kenara bırakıp suçsuzlarla uğraşıyoruz!

Evet, bugünkü ortamın tek suçlusu Atatürk’tür!

Eğer bugün 60 milyon insanımız, Batı Trakya’daki Türkün durumunda değilse, bunun suçlusu odur.

Eğer 1923’te kişi başına ulusal geliri 70 dolar olan bir toplum, şimdi 2700 dolara ulaşmışsa; bunun suçlusu odur.

Eğer 1929-39 yılları arasında, bütün dünyada sanayi üretimi %19 artarken, Türkiye’de %96 artmışsa bunun suçlusu odur.

Eğer Türk işçisi, batıdaki gibi, çocuk yaşta yeraltında günde 14-16 saat çalıştığı dönemler yaşamamışsa; bir oy hakkı için bile, Fransız işçisi gibi, 59 yıl kanlı bir savaşım vermek zorunda kalmamışsa bunun suçlusu odur.

Eğer Türk kadını yasal olarak erkeğine eşitse, “köle” değilse, seçme ve seçilme hakkını Fransız kadınından bile önce elde etmişse, kadınlar bugün Türkiye’de vali, bakan, başbakan bile olabiliyorsa bunun suçlusu odur.

Eğer 1923de Darülfünundaki öğrenci sayısı 2100 olan bir Türkiye’de, bugün yüzbinlerce genç üniversitelerde okuyorsa bunun suçlusu odur.

Eğer açık havadaki klasik müzik konserlerini onbinlerce genç izliyorsa bunun suçlusu odur.

Eğer şeyhülislamlar “fetva” verip Kuran’ın türkçe basımını engelleyemiyorlarsa; ezanlar düşman bayraklarının gölgesinde okunmuyorsa bunun suçlusu odur.

Eğer bugün köy enstitülü binlerce köylü çocuğu, kültür yaşamımıza damgalarını vurabiliyorsa bunun suçlusu odur.

Eğer 1923lerde ortaçağ karanlığında yaşayan bir toplum, bugün 21. yüzyılın aydınlığına bir ölçüde yaklaşabilmişse bunun suçlusu elbette ki odur.

Atatürk’ün suçları saymakla bitmez. Bir zamanlar kralların , şahların, cumhurbaşkanlarının, başbakanların Ankara’yı ziyaret için kuyruk olmalarının sorumluluğu da Atatürk’e aittir. Baskı rejimlerinden kaçan yüzlerce batılı bilim adamının bir zamanlar Kemalist Türkiye’yi seçmesinin sorumluluğu da...

Faşist Mussolini’nin bile Türkiye’yi “Avrupalı” saymasının günahı da..

Ama suçlunun suçlarının iyi anlaşılabilmesi için suçsuzların suçsuzluklarının da unutulmaması gerekir.

Sokaktaki adamın bile miras hakkına doukunulmazken Atatürk’ün vasiyetini çiğneyerek Türk Dil ve Tarih kurumlarını devletleştiren , Atatürk’ün miras gelirlerini, devletin atadığı memurlara dağıtan “beş general” suçsuzdur!

“Ben Atatürkçüyüm ve laikim” diyerek, din derslerinin zorunlu olması hükmünü anayasaya koydurtan, Alevinin, Hıristiyanın, Yahudinin Sünni inancını öğrenmesini zorunlu hale getiren Marmaris’teki emekli adam suçsuzdur!

Köy Enstitülerini kapatırken, İmam-Hatip liseleri açanlar, laik liselerde eğitim görenlerin sayısı son 20 yılda 3 kat artarken, imam-hatip okullarını bitirenlerin sayısının 14 kat artmasını sağlayanlar, Menderes’ten Demirel’e, Özal’dan Yılmaz’a tüm “Atatürkçü Laik” başbakanlar suçsuzdur!

Milli eğitim bakanlığını şeriat yanlılarının işgaline terk edenler, Sağlık ve Tarım bakanlıklarını şeriatçılara peşkeş çekenler, İçişleri bakanlığının yapısını bozup valilerin, kaymakamların, emniyet müdürlerinin şeriatçı olması için kolları sıvayanların hepsi suçsuzdur!

Asıl suç Harp Okulunu şeriatçılara açmamakta direnen Kemalistlerdedir..

Sokaktaki adama küfreden suçludur, ama Atatürk’e küfreden suçsuzdur!

Erbakanlar, Mezarcılar, Dicleler... Holding solcuları, numaracı cumhuriyetçi liboşlar... Şeriatçılar, Kürt ırkıçıları... Hepsi de haklılar!...

Onların ayaklarının altına halıları kim döşedi?

1950’den beri bu ülkeyi yönetenler değil mi?...

Ahmet Taner KIŞLALI

(2 Mart 1994)]

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

Guest
This topic is now closed to further replies.
  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...