Jump to content

Evrim teorisi çöküyor mu?


Kardelen

Recommended Posts

Evrim teorisi çöküyor mu?

Evrim çöküyor mu?Evrim teorisi konusunda yıllardan beri devam eden tartışmalarda dün yeni bir sayfa açıldı.

Evrim teorisi konusunda yıllardan beri devam eden tartışmalarda dün yeni bir sayfa açıldı. Dünyaca ünlü bilim adamları son yıllarda fosiller üzerinde yapılan incelemenin teorinin şimdiki halini zayıflattığını açıkladı.

Evrim teorisine göre modern insan, 3 aşamadan geçerek günümüze ulaştı. Milyonlarca yıl öncesinde modern insanın ilk atasına Homo Hibilis adı verildi. Ardından Homo Erektus geldi. Ve son olarak insanın şu anki haline ulaştığı Homo Sapiens türü yaşamaya başladı. Ancak bu sıralama dün bilim adamları tarafından yapılan açıklamayla darbe yedi. Amerikalı paleantrolog Maeve Leakey AP ajansına yaptığı açıklamada "Normalde farklı dönemlerde yaşamış olması gereken ilk iki türün tam 500 bin yıl boyunca yan yana hayatlarını sürdürdüğünü belirledik" dedi.

Şaşkına döndüler

2000 yılında Kenya'da yaptığı kazılarda, bir Homo Erectus'a ait kafatasıyla bir Homo Habilis'a ait çene kemiği aynı seviyede bulundu. Yedi yıl süren araştırmalar sonucunda iki fosilin de aynı dönemde yaşadığının anlaşılması bilim dünyasını şaşkına çevirdi. Çünkü Homo Habilus'ların 2.5 ile 1.8 milyon yıl önce, Humo Erectus'ların ise 1.9 milyon yıl öncesinden 250 bin yıl öncesine kadar var olduğu tahmin ediliyordu.

"Keşfedilmeyi bekliyor"

Çalışmaya katılan bilimadamlarından Prof. Fred Spoor'a göre, iki tür muhtemelen yakın alanlarda yaşıyordu ancak birbirlerinin arasına pek karışmıyordu. Birbirlerinden rahatsız olan ve karşılaşmaktan kaçınan iki türün beslenme alışkanlıkları da farklıydı. Homo Habilis'ler daha otçul bir yaşam sürerken, Homo Erectus'lar et de yiyordu. Spoor, elde ettikleri sonuç karşısında yaşadıkları şaşkınlığı "Bu, büyük büyük anneniz ile büyükannenizin kardeş çıkması kadar ilginç" diye anlattı. "Bu sonuç insan evrimin bilinenden çok daha karışık olduğunu ortaya koyuyor" diyen Spoor'a göre, bu türlerin atası olan ve 2 ile 3 milyon yıl önce yaşayan bir tür daha var. Ancak bu döneme ait fosiller şimdiye dek bulunamadığı için bu tür hala keşfedilmeyi bekliyor.

Vatan

Link to comment
Share on other sites

Ben Darwin'e çok gülüyorum...

Darwinistler kusura bakmasın ama...

Adam Madara oldu be... Teori diye attığı o kadar sav teker teker yıkılıyor...

Bi adam...

Bu kadar yalan söyleyebilirmiymiş! ve arkasına bi o kadar da ateist takabilirmiymiş...

Hidayet olmadımı yaparmış demek...

Paylaşım için teşekkürker.

Link to comment
Share on other sites

darwin türlerin kökeni kuramını; yani hepimizin bildiği adıyla evrim teorisini bundan 150 yıl önce ortaya koymuştu.(1859 - On the Origin of Species - Türlerin Kökeni Üzerine) 150 yıl önceki bulgularla günümüzde ulaşılan bulgular arasında elbette farklılıklar oluşacaktır. malum günümüz teknolojisi ve bilgiye erişim olanakları 150 yıl öncesinden çok farklı...

açıkcası; farklı dönemlerde yaşadığı tahmin edilen ve insanın ataları olduğu kabul edilen türlerin bugünkü bulgularla birarada yaşamış olabileceğinin kanıtlanmış olması evrim teorisini tekbaşına çökertmeye yeterli diil. veya teoride bugüne kadarki yanlış / hatalı bulguların ortaya çıkarılmış olmasıda evrim teorisini çökertebilecek konumda diil. tüm bunlar olsa olsa, yanlış/hatalı/eksik bilgi ve varsayımların günümüz teknolojisi ile yeniden ele alınıp doğru cevapları bulma çabasından daha fazlası diildir. nihayetinde bilimin amacıda doğru cevapları bulmak değilmidir.

kısaca evrim teorisi henüz çökmüş diil. anti-darwinizmciler; alkışlamak için bu kadar acele etmeyin.

Link to comment
Share on other sites

bazı eklentiler daha yapsam sanırım daha anlaşılır olacak...

Evrim Teorisi en kaba tabiri ile bir KURAM dır ve kuramların her biri, gözlem ve deney yoluyla, konunun uzmanlarınca gerçek olarak kabul edildikleri bir düzeyde doğrulanmış açıklamalardır. Bilim insanlarının kuram derken kastettiği, kanıtlara uyan, açıklanabilir bir söylem. Ancak bu tür bir açıklamayı da güvenle, ama koşullu kabul ediyor; en azından ciddi biçimde çelişen birtakım veriler ya da daha iyi bir açıklama ortaya çıkana dek onu gerçeğe ilişkin eldeki en iyi görüş olarak benimsiyorlar.

Burada önemli olan kriterler mantığa yatkınlık, kanıtlanabilir olmaktır. Eldeki mevcut kanıtlar zaman içinde yeni bilgiler ışığında çürütülebilir ancak tek bir bilginin çürütülebilir olması yada hakkında şüphelerin bulunması o kuramı tamami ile çökertmeye yetmez. 1540 larda Kopernik'in ortaya attığı "dünya güneşin çevresinde dönüyor, güneş dünyanın değil" kuramıda yaşadığı dönem için bir deli saçmalığından ibaret değilmiydi? Geldiğimiz noktada bugün kaç kişi "güneşin dünya çevresinde döndüğünü" iddia edebilir?

Bilimin işi eldeki kanıtları biraraya getirerek, sonsuz bir şüphecilikle hertürlü kanıtı yeniden ele almak ve evrensel bir gerçekliğe ulaşma çabasıdır. Bilim işini yaptığı sürece Evrim Teoreminde bugüne kadar ortaya sunulan kanıtları yok etmeye devam edecektir ve yerlerine daha kesin daha tartışma ******ürmez kanıtlar getirilecektir.

Son olarak "Evrim Teoremine" ilişkin biryığın kanıt varken, sadece gerçekliğinden şüphe duyulan birkaç kanıta sığınmak nedendirki. Evrim Teoreminde hala çürütülmeyi bekleyen bir yığın kanıt var, daha çooooooooooooooooooooooook çalışmanız lzm. :D

bu arada; çınar ağacı neyin evriminin sonucudur bilemiycem ama, evrimciler cevabı maydanoz olarak vermez aksine maydanoz neyin evrimi ile ortaya çıktı diye şüphe ederler. -_-

Link to comment
Share on other sites

"akillinin dü$manligi, cahilin dostlugundan daha hayirlidir.." ,"faziletli ki$iler hakkinda haset edilir.. cahiller de ilim sahiplerine dü$man kesilirler.." demişler. düşmanınızı bile eleştirirken ufalmayın.

Link to comment
Share on other sites

Evet Evrim Teorisine inanıyorum. İkinci olarak Evrim Teorisi türlerin gelişimini ve farklılaşmasını ele alır.

Maddenin ve canlının ilk olarak nasıl ortaya çıktığı doğrudan Evrim Teorisinin ilgilendiği konu değildir, bu konulara cevabı ancak fizik ve biyoloji cevap verebilir. Evrenin nasıl varolduğuna ilişkin bugün genel kabul gören 2 kuram vardır. 1 tanesi sizinde söylediğiniz gibi Evrenin Tanrı tarafından varedildiğine inanılan Yaratılış Kuramı ki bu kuram aynı zamanda türlerin varoluşu ve gelişimine de cevap vermeye çalışmaktadır. Diğeride daha önce sözünü ettiğiniz gibi Big Bang (Büyük Patlama) kuramıdır.

Her 2 kuramında kendi içinde çelişkiler içerdiği kaçınılmaz bir gerçektir. Varoluş kuramlarından hangisini seçtiğimi sorarsan, sanırım cevabın mantıklı olan olduğunu tahmin edersin...

Bu arada Yaratılış Kuramı da teoride türlerin gelişimine ve farklılaşmasına zemin teşkil eder. Diğer canlı türlerini bir kenara bıraktığımızda, sadece insanın ortaya çıkışı, gelişimi ve farklılaşmasıda yine kısmen olarak evrim teorisi veya benzer bir teori ile cevap bulunabilecek bir konu değilmidir? Yaratılış Teoreminde insanoğlunun tek bir çiften türediği kabul edilir (Hz Adem ve Hz Havva), fakat insanlar arasındaki farklılıkların oluşması üzerinde çok fazla durulmaz. İnsanın farklılaşması ve bugünkü halimizi alma sürecimiz kaçınılmaz olarak Darwin söylemlerine göndermede bulunmuyormu? Açıkcası "modifikasyonlu ortak ata" fikri temelde Darwin Kuramından çokda farklılık göstermemektedir.

Link to comment
Share on other sites

Evrim teorisi çöküyor mu?

Evrim çöküyor mu?Evrim teorisi konusunda yıllardan beri devam eden tartışmalarda dün yeni bir sayfa açıldı.

Evrim teorisi konusunda yıllardan beri devam eden tartışmalarda dün yeni bir sayfa açıldı. Dünyaca ünlü bilim adamları son yıllarda fosiller üzerinde yapılan incelemenin teorinin şimdiki halini zayıflattığını açıkladı.

Evrim teorisine göre modern insan, 3 aşamadan geçerek günümüze ulaştı. Milyonlarca yıl öncesinde modern insanın ilk atasına Homo Hibilis adı verildi. Ardından Homo Erektus geldi. Ve son olarak insanın şu anki haline ulaştığı Homo Sapiens türü yaşamaya başladı. Ancak bu sıralama dün bilim adamları tarafından yapılan açıklamayla darbe yedi. Amerikalı paleantrolog Maeve Leakey AP ajansına yaptığı açıklamada "Normalde farklı dönemlerde yaşamış olması gereken ilk iki türün tam 500 bin yıl boyunca yan yana hayatlarını sürdürdüğünü belirledik" dedi.

Şaşkına döndüler

2000 yılında Kenya'da yaptığı kazılarda, bir Homo Erectus'a ait kafatasıyla bir Homo Habilis'a ait çene kemiği aynı seviyede bulundu. Yedi yıl süren araştırmalar sonucunda iki fosilin de aynı dönemde yaşadığının anlaşılması bilim dünyasını şaşkına çevirdi. Çünkü Homo Habilus'ların 2.5 ile 1.8 milyon yıl önce, Humo Erectus'ların ise 1.9 milyon yıl öncesinden 250 bin yıl öncesine kadar var olduğu tahmin ediliyordu.

"Keşfedilmeyi bekliyor"

Çalışmaya katılan bilimadamlarından Prof. Fred Spoor'a göre, iki tür muhtemelen yakın alanlarda yaşıyordu ancak birbirlerinin arasına pek karışmıyordu. Birbirlerinden rahatsız olan ve karşılaşmaktan kaçınan iki türün beslenme alışkanlıkları da farklıydı. Homo Habilis'ler daha otçul bir yaşam sürerken, Homo Erectus'lar et de yiyordu. Spoor, elde ettikleri sonuç karşısında yaşadıkları şaşkınlığı "Bu, büyük büyük anneniz ile büyükannenizin kardeş çıkması kadar ilginç" diye anlattı. "Bu sonuç insan evrimin bilinenden çok daha karışık olduğunu ortaya koyuyor" diyen Spoor'a göre, bu türlerin atası olan ve 2 ile 3 milyon yıl önce yaşayan bir tür daha var. Ancak bu döneme ait fosiller şimdiye dek bulunamadığı için bu tür hala keşfedilmeyi bekliyor.

Vatan

bu habere ek olarak birde aşşağıdaki makaleye gözatmanızı öneririm.

......

....Evrim Kuramının can alıcı noktası, Darwin'de ve Darwin'den bu yana daha da açık olarak anlaşılan biçimde, bir türe ait bireylerin doğal seçilimle evrimleşirken-türleşirken ait oldukları populasyondaki bir oransal bölümü temsil etmeleridir; başka deyişle, türün populasyonlarının sahip olduğu genetik değişkenliğin çevresel değişime uygun bir bölümü dolayısıyla, bunları taşıyan bireyler doğal seçilime uğrar. Böylece -doğada sıkça örneklerinin görüldüğü gibi- coğrafi bir yalıtım söz konusu olduğunda da -seçilerek farklılaşan bireyleri genetik açıdan tekrar eski hale getirecek gen akışı kısıtlandığından- yalıtılmış bölgedeki ekolojik koşullar ölçüsünde doğal seçilime uğrayan bireyler farklı türlere evrimleşebilir ve bu durum doğal seçilimle türleşme adını alır. Gen akışı önemli sayılabilecek düzeyde de olsa, hatta -simpatrik türleşme adı verilen bir farklılaşmada olduğu gibi- ayrılan bireyler arasında coğrafi engeller de olmasa, yüksek adaptasyon sağlayabilecek genetik değişkenliğe sahip bireyler hızla farklılaşarak farklı türler haline gelebilmektedir. Türleşmenin bir başka çeşidinde ana etken genetik sürüklenmedir ve bir türe ait populasyonların daha küçük populasyonlara ayrılmasıyla genetik olarak faklılaşmasını öngörür. Genetik sürüklenme ardından genellikle doğal seçilimin işleyişiyle türleşmeye varan bu süreç, istatistiksel örneklem hatasına benzetilebilecek rastlantısal nitelikte bir süreçtir.

Hem doğal seçilim etkili coğrafi ya da simpatrik türleşmede, hem de genetik sürüklenme ile başlayan türleşme olaylarındaki en dikkat çekici nokta, türleşen bireylerin geldikleri türün bir bölümünü temsil eden bireyler olmalarıdır. Dolayısıyla, geride hep atasal nitelikte olan türler kalır ve gezegenimizdeki tür çeşitliliği -yani birbirine akraba formların bulunuşu- akraba türlerden oluşan, bu akraba türler arasında kronolojik ayrılmaların (türleşme zamanları) bulunduğu canlıları ifade eder. Modern evrimsel genetik ve genomiks, bir yandan doğal seçilim ve ilişkin süreçlerin biyolojik-işlevsel yapıların evrimleşmesine katkılarını incelerken, diğer yandan türleşmenin bu süreçlerle ilişkisini araştıran, ortaya oldukça tutarlı akrabalık ağaçları koyan bilim dallarıdır. Gezegende pek çok türün yan yana bulunması (ki ekolojik açıdan bu yan yanalık da yanlış bir tanımdır, zira türler kendilerine has habitatlarda çevreleri ve birbirileriyle etkileşerek dinamik bir denge durumunda bulunurlar); tam tersine, özellikle de evrimleşmenin bir kanıtıdır. Zira bir canlının dönüşerek bir başka türü oluşturması ve bu süreçle atasal türün tamamen ortadan kalkması, Yaratılışçılığın dayandığı "her canlının ve her canlı yapısının bir işlevi olduğu; yerine getirilen işlevden sonra ilgili organ ya da türün dünya sahnesinden vazifesini tamamlayarak geri çekildiği" yönündeki arkaik 17. yüzyıl doğacı ilahiyatının temel düsturudur. Bir bütünün (örneğin çok sayıdaki populasyondan oluşan bir birlik olarak türün) tamamen dönüşerek bir başka bütünü oluşturması canlı evriminin değil, yıldızların evrimleşmesi örneğinde olduğu gibi cansız sistemlerin evrimine ait bir durumdur. Darwinci evrim dönüşümsel değil, canlı değişkenliğinin bir bölümünün oransal değişimine dayanan değişkenlik esaslı bir modeldir.

İnsan evrimi de yukarıda özetlenen çerçeve ile açıklanabilir. Australopitecus, Homo habilis ve Homo erectus paleontolojik açıdan kronolojik olarak sınıflandırılır ve her formun jeolojik olarak da doğrulanan bir yaşam dönemi olduğu saptanmıştır.....

Ergi Deniz Özsoy (Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü)

makalenin tamamı için :

Please register to see this content.

Link to comment
Share on other sites

1)Maddenin ve canlının ilk olarak nasıl ortaya çıktığı doğrudan Evrim Teorisinin ilgilendiği konu değildir, bu konulara cevabı ancak fizik ve biyoloji cevap verebilir.

2)Evrenin nasıl varolduğuna ilişkin bugün genel kabul gören 2 kuram vardır. 1 tanesi sizinde söylediğiniz gibi Evrenin Tanrı tarafından varedildiğine inanılan Yaratılış Kuramı ki bu kuram aynı zamanda türlerin varoluşu ve gelişimine de cevap vermeye çalışmaktadır. Diğeride daha önce sözünü ettiğiniz gibi Big Bang (Büyük Patlama) kuramıdır.

3)Her 2 kuramında kendi içinde çelişkiler içerdiği kaçınılmaz bir gerçektir. Varoluş kuramlarından hangisini seçtiğimi sorarsan, sanırım cevabın mantıklı olan olduğunu tahmin edersin...

1) Bu Konudaki Araştırmalar, İnsanlığı Büyük Patlama'ya ******ürmedi Mi? Ve İspatlanmadı Mı?

2) Bunu Anlayamadım.. Büyük Patlama Zaten Evrenin Yoktan Varedildiğini, Dolayısı İle Allah'ın Varlığını Kanıtlamadı Mı? Yani Bu İkisi Nerede Ayrılıyor Tam Olarak?

3)Büyük Patlama Kuramı'nın Çelişkileri Nelerdir Mesela?

* * *

Ek Olarak..

Mesela Herkesin Bildiği, Darwin'in Sahtekarlıklarından Bahsedelim..

Bir İnsanın Kafatasını Alıp, Ona Maymun Çenesini Monte Edip Tezini Desteklemeye Çalışması Mesela..

Ya Da Cansız Varlıklardan Canlı Yaratılabileceği İnancı..

Etten Kurtçuk, Yemek Artıklarından Böcek Türediği İnancını Savunması ve Anlatması..

(Etten Kurtçuk Çıkmıyor, Sinekler Üzerine Larvalarını Bırakıyor)

Ya Da Darwin'e Göre, Türler Zamanla Evrim Geçirmiştir..

Ancak Yüzyıllar Öncesine Ait Bulunan Fosillerde Hamamböceğinin Asla Evrimleşmediği Kanıtlandı..

Ve Daha Birçok Hayvanın.. Daha Doğrusu Aksini Kanıtlayan Delil De Yok..

Başka Boyutu.. Herşeye Bir Kaynak Bulan, O Şundan Gelmiştir, Bu Bundan Diyen Darwin,

Neden Arılardan Konu Açılınca ''Arılar, Başka Ne Söylenebilir Ki?'' Demiştir..

Başka Mesele.. Neden Darwin Teorisini Aşkla Savunana Bilim Adamları, Ömürlerinin Son Deminde İtiraflarla Dolu Demeçler Vermişlerdir..

Örnek: ''Maalesef hücrenin kökeni, evrim teorisini içine alan en karanlık noktayı oluşturmaktadır''

(1930'lu Yılların En Önde Gelen Darwinisti, Alexander Oparin)

Ya Da Bu Teoriye Sıcak Bakan Birisi Olarak, Hitler'in Bu Teoriye Sıcak Bakması İle, Kusursuz Irk İdeali Arasında Ne Gibi Bir Bağ Olabilir.. Ve Bu Tezi Oraya Koyan Adamın, Türkler'i De Evrimini Tamamlayamamış İnsanlar Olarak Gördüğünü Biliyor Muydunuz? Yani Hitler Durdurulamasaydı Sıra Türklere Gelecekti Diyebilir Miyiz?

Ya Da Herşeyi Boşverelim.. Düşünelim Bir An.. Yüzümüzü Mesela..

Dudaklarımız.. Olmasa Korkutucu Olurduk.. Dişlerimiz Açıkta Kalırdı..

Gözlerimiz.. Çukurdalar Ki, Dış Tehditlerden Koruyabilelim Diye.. Yapısına Değinmiyorum Bile..

Dilimiz.. Yeryüzündeki Herşeyin Tadını Ayırdedebilme Özelliği..

Burnumuz.. Tozu Tutan Tüyler ve Sümüksü Sıvı.. Ek Olarak, İki Deliğe Sahiptir, Bu Kanal İlerde Birleşir ve Tekrar Ayrılır.. Sebebi İse Burun Deliğimizin Birisi Tıkanırsa, Diğeri İkisine De Hava Verebilsin Diye..

Kaşlar.. Alnımızdan Gelen Terler Gözümüze Zarar Vermesin Diye..

Kirpikler.. Toz Kalkanı..

Gözkapakları.. Silecek.. Gözümüzü Islatma ve Kayganlaştırma Görevi..

Bu Söylediklerim Bir İnsan Bedeni İçin Sadece Hicav Peşrevi..

Tüm Bu Lütûfları, Nimetleri, Mucizeleri, Güzellikleri Tabiat Ana'ya Bağlamak Vicdan İle Bağdaşmaz..

Bunun Adı Bilim Değil, Güneşi Balçıkla Sıvamaya Çalışmaktır..

Uykum Geldi.. Son Söz Sciense Dergisinin Kapağı Olsun:

''Science Finds God''

Link to comment
Share on other sites

1) Bu Konudaki Araştırmalar, İnsanlığı Büyük Patlama'ya ******ürmedi Mi? Ve İspatlanmadı Mı?

2) Bunu Anlayamadım.. Büyük Patlama Zaten Evrenin Yoktan Varedildiğini, Dolayısı İle Allah'ın Varlığını Kanıtlamadı Mı? Yani Bu İkisi Nerede Ayrılıyor Tam Olarak?

3)Büyük Patlama Kuramı'nın Çelişkileri Nelerdir Mesela?

* * *

Ek Olarak..

Mesela Herkesin Bildiği, Darwin'in Sahtekarlıklarından Bahsedelim..

Bir İnsanın Kafatasını Alıp, Ona Maymun Çenesini Monte Edip Tezini Desteklemeye Çalışması Mesela..

Ya Da Cansız Varlıklardan Canlı Yaratılabileceği İnancı..

Etten Kurtçuk, Yemek Artıklarından Böcek Türediği İnancını Savunması ve Anlatması..

(Etten Kurtçuk Çıkmıyor, Sinekler Üzerine Larvalarını Bırakıyor)

Ya Da Darwin'e Göre, Türler Zamanla Evrim Geçirmiştir..

Ancak Yüzyıllar Öncesine Ait Bulunan Fosillerde Hamamböceğinin Asla Evrimleşmediği Kanıtlandı..

Ve Daha Birçok Hayvanın.. Daha Doğrusu Aksini Kanıtlayan Delil De Yok..

Başka Boyutu.. Herşeye Bir Kaynak Bulan, O Şundan Gelmiştir, Bu Bundan Diyen Darwin,

Neden Arılardan Konu Açılınca ''Arılar, Başka Ne Söylenebilir Ki?'' Demiştir..

Başka Mesele.. Neden Darwin Teorisini Aşkla Savunana Bilim Adamları, Ömürlerinin Son Deminde İtiraflarla Dolu Demeçler Vermişlerdir..

Örnek: ''Maalesef hücrenin kökeni, evrim teorisini içine alan en karanlık noktayı oluşturmaktadır''

(1930'lu Yılların En Önde Gelen Darwinisti, Alexander Oparin)

Ya Da Bu Teoriye Sıcak Bakan Birisi Olarak, Hitler'in Bu Teoriye Sıcak Bakması İle, Kusursuz Irk İdeali Arasında Ne Gibi Bir Bağ Olabilir.. Ve Bu Tezi Oraya Koyan Adamın, Türkler'i De Evrimini Tamamlayamamış İnsanlar Olarak Gördüğünü Biliyor Muydunuz? Yani Hitler Durdurulamasaydı Sıra Türklere Gelecekti Diyebilir Miyiz?

Ya Da Herşeyi Boşverelim.. Düşünelim Bir An.. Yüzümüzü Mesela..

Dudaklarımız.. Olmasa Korkutucu Olurduk.. Dişlerimiz Açıkta Kalırdı..

Gözlerimiz.. Çukurdalar Ki, Dış Tehditlerden Koruyabilelim Diye.. Yapısına Değinmiyorum Bile..

Dilimiz.. Yeryüzündeki Herşeyin Tadını Ayırdedebilme Özelliği..

Burnumuz.. Tozu Tutan Tüyler ve Sümüksü Sıvı.. Ek Olarak, İki Deliğe Sahiptir, Bu Kanal İlerde Birleşir ve Tekrar Ayrılır.. Sebebi İse Burun Deliğimizin Birisi Tıkanırsa, Diğeri İkisine De Hava Verebilsin Diye..

Kaşlar.. Alnımızdan Gelen Terler Gözümüze Zarar Vermesin Diye..

Kirpikler.. Toz Kalkanı..

Gözkapakları.. Silecek.. Gözümüzü Islatma ve Kayganlaştırma Görevi..

Bu Söylediklerim Bir İnsan Bedeni İçin Sadece Hicav Peşrevi..

Tüm Bu Lütûfları, Nimetleri, Mucizeleri, Güzellikleri Tabiat Ana'ya Bağlamak Vicdan İle Bağdaşmaz..

Bunun Adı Bilim Değil, Güneşi Balçıkla Sıvamaya Çalışmaktır..

Uykum Geldi.. Son Söz Sciense Dergisinin Kapağı Olsun:

''Science Finds God'' [/b]

evrim teorisi hücrenin kendi kendine oluştudunu söyler bu saçma deilmi şaçma deil işe evler de kendi kendine olusa bilirmi hücre bir dairete benzer ve onun yöneticisi vardir dna bilim adamlarin bile dna nın kendi kemdie oluşmasının olasılıgı 10 üzeri 25 milyondur yani imkassızdır 10 üzeri 50 den sonrasi imkansız diye kabul edilir

Link to comment
Share on other sites

Arkadaşalar bu konu artık kabak tadı verdi. Niyemi dersiniz. Teori denen şey zaten kanıtlanmamış bilimsel bir değer kabul edilmeyen kuramlar topluluğudur. Yani darvinist marvinist işini bu kadar kucalayıp zaman kaybetmek zaman irrafıdır.

Bunun böle olmadığını genetik bilimi bizlere yıllar öncesinden haber verdi. 2n kromozom olan insana en yakın hayvan farelerdir. İlaç denemeleride bu yüzden bu hayvanlarla yapılır. Maymunlarla değil.

Gelelim işin içyüzüne Adanan OKTAR veya Yalancıktan adı olan Harun YAHYA türevi insancıklar, memleketimin saf duyguları ile oynayıp para kazanma peşindeler. unutmayın bu konuda en fazla ses çıkartan Harun YAHYA'yı adamın saray yavrusunu magazin programlarındaki görüntülerini. Biz aslı astarı olmayan şeyler konuştukca bakın nasıl insanlar para kazanıyor ve o paraları nasıl sapıkca harcıyolar.

Unutmayalım ki;

1. İSLAM dini kul ile ALLAH arasında ruhban takımı istemez. Yani Harun Yahya gibileri

2. KURAN'ın ilk emri OKU'dur ve Kendine muhattap aldığı düşmanı ise CEHALETTİR.

Şimdi soruyorum bu konu hakkında ne biliyoruz?

Ben bildiğimi söliyeyim. Darvinin kendi ağzından. Bu olayı ne fizikle ne biyoloji ile ne kimya ile çözebilirsiniz. Bunu ancak fosil bilimi çözecektir. yani model olan ara fosillerin bulunması gerektiğini söyler. Bu fosiller bulunamadığı sürece teoremin geçerliliği ve bilimsel hiç bir değeri yoktur.

Acaba bu kadar açık şekilde ortaya çıkartılan ve gerçekliğinin olmadığı sahibi tarafından telefuz edilen bu olayı niye gündem taşıyoruz. Bizler bçlesi şeylerle zaman kaybettikce okyanuz ötesi ülkeler bizim gibi ülkelere füze, bomba gibi şeyler hediye ederken kızlarımıza karılarımıza,analaraımız ırakta tecavüz ediyorlar. Azcık kendimize gelip faydalı şeylerle uğraşalım Adnan Oktar gibilerin kesesini doldurmayalım

Mutlu Çalışmalar

Zemcius

Link to comment
Share on other sites

Şimdi konuyu Harun Yahya'ya getirmenin anlamı ne ? Anlaşılan, dertlisiniz bu yönden.

Harun Yahya ve Ekibinin çıkardığı kitapları yalanlayamamanız mı acaba ? (Kesinlikle evet)

Fosil Biliminden bahsetmişsin.

Harun Yahya Fosil biliminde kaç tane Darwin yalanı çıkardı saymaya gerek varmı ?

Daha,

"Evrim Teorisinin Çöküşü" kitabının içerisinde yer alan dellileri belgelerle yalanlayamadılar. Sadece Darwinistler dillerinde gevelediler. Efendim öyle değil böyleo değil şu. Ama somut bi kanıt hiç olmadı.

Ben hep diyorum. Darwin kadar aleme madara olan yok.

Bi adamın bu kadar yalanı resmen belgelerle bilmin ışığında ortaya çıkarıbilinir.

El insaf Darwin bu kadar mı yalan söylenir.

Yani arada şunu bile düşünüyorum.

Darwin bu savlarını ortaya aatarken atttıklarına kendisi dahi gülmüştür.

İnsan kafatasına maymun çenesini geçiripte garibanlara "kektirmeye" çalışan bi adam :)

Yalancı Darwin. :)

Link to comment
Share on other sites

Darwincilere Göre Bir Tepsi Baklava

Darwinist bilim adamlarına danışılsa ve bunlara baklava ustasını red etmek için delil istense bir baklava tepsinin nasıl var olduğunu şüphesiz şöyle açıklarlar:

- Bu gördüğünüz evet bir tepsi baklavadır. Bu nasıl olmuş merakmı ediyorsunuz. Görüyorsunuz etrafta un çuvalları var. Bidonun içinde de su var. Yine şeker çuvalıda kenarda duruyor. Fırında tam karşıda. Olay gayet açık. Gördüğünüz un çuvalı muhtemelen açık olan pencereden gelen hava cereyanı ile devrilmiş ve tepsinin içine akmış. Bu un çuvalı devrilirken yanındaki şeker çuvalına takılmış oda tepsinin içine akmış. Ani bir sarsıntı ile su bidonu yerinden kaymış ve tepsinin içine dökülmüş. Hava cereyanının verdiği ilk ivme ile kaygan zemin üzerinde duran tepsi ritmik hareketlerle gitmiş gelmiş, gitmiş gelmiş ve içindeki materyal hamur halini almış. Güçlü hava cereyanları ile yerinden kopan hamur parçacıkları masanın üstüne düşmüş. Kenarda duran oklava ise yerinden kayarak hamurun üstüne denk gelmiş ve hava akımının sağladığı mevcut ritmik hareketlere kapılarak ileri geri hareket etmeye başlamış ve bu esnada yufkalar incecik açılmış. Rüzgarlar yardımı ile yufkalar yerinden havalanarak tepsilerin içine düşmüş. O anda yine güçlü hava cereyanlarına maruz kalan ceviz parçacıkları yufkanın iç yüzeyine yayılmış. Hazır hale gelen tepsi karşıda duran ve ezelden beri yanık olan fırının içine muhtemel büyük bir sarsıntı ile düşmüş ve fırının kapağıda o esnada kapanmış. Belli bir süre sonra muhtemel zıt bir yer hareketi ile fırının kapağı geri açılmış ve içinden pişmiş tepsi dışarı düşmüş. Ve ortada gördüğünüz bu baklava tepsisi husule gelmiş. Durum gayet açık değil mi arkadaşlar?

-Alıntı-

Link to comment
Share on other sites

harun yahya diğer adıyla ADNAN OKTAR bu ve bu gibi konularda 1 numara yani tek geçerim...

öyle okumadan o zatın yazdıklarını incelemeden kimse bence bu konu hakkında yazı bile yazmasın...

Brightblade: Buyrun adnan oktar okuyun:

Please register to see this content.

Link to comment
Share on other sites

Şimdi O Zaman Kaytarmadan Cevap Verin..

:)

Evrim Teorisini Savunuyorsanız, Evreni Allah'ın Yarattığına İnanıyor Musunuz?

bilim konulara daha farklı bir felsefe yaratır

bilim ile dini çarpıştırmaya çalışmayın!

gelişememmemizin sebebi bu adamlar uzayı keşfediyor biz hala uçak geliştiremez durumdayız!

rabbimiz değilmi bize öğrenmeyi öğretmeyi emreden? insanoğlu bilime öğrenmeye aç gelmiş ve hergeçen gün de yeni şeyler keşfedecek! böyle bağnazlıklar olduğu sürecede olduğumuz yerde kalacağız!

evrim teorisi diyoruz! ders olarakta aldım bu dersi üniversitede! alınmasıda gerekiyor ki yeni teoriler ortaya atılsın!

Link to comment
Share on other sites

Bunun böle olmadığını genetik bilimi bizlere yıllar öncesinden haber verdi. 2n kromozom olan insana en yakın hayvan farelerdir. İlaç denemeleride bu yüzden bu hayvanlarla yapılır.

Orangutan ve şempanzelerin DNA'larıyla insan DNA'ları yüzde 96 oranında benzerlik gösteriyor(The Sunday Times Bilimsel Araştırmalar). Farelerin kullanılması türlerin devamı açısından daha uygundur. Farelerde denenmeyen çok fazla ilaç var. Bilmede konuşmayınız.

Arkadaşlar darwinin hataları var ama sadece virüslerin bile değişim göstererek ilaçlara bağışıklık kazanması bir evrim durumudur. İnsan renklerinin bölgelere sıcaklığa iklime göre değişiklik göstermeside bunlara örnek değil mi?

Sadece insan atası maymun dedi diye birçok kanıtı olan bir olayı toptan çöpe atmamak gerekir. Populist bir yaklaşımla darwin insan atası arayışına girmiş ve bu sayede kendini dünyaya duyurmuştur. Bunu reklam olarak da görmek mümkün ama bilinmeli ki hücreler değişim gösterir. sistemler değişiklikler gösterir.

Ayrıca bunu sadece müslümanlığa vurmayalım. Vatikanda bu durumu desteklemedi. Hatta darwini kliseye gömdürmediler.

Kaynaklar:

Please register to see this content.

Tek bir yabancı kaynak verdim orada da resimlerle inceleme şansınız bulunmaktadır. Tüm kaynaklar herkesin kullandığı sitelerdendir. Bu sebepten abuk subuk sitelerden ters görüşün kaynağını göstermeyiniz. Sadece incelemeniz açısından verdim.

Unutmadan söyleyeyim Allah'ın varlığını sorgulamak olarak evrime bakmak yapılacak en büyük saçmalıktır. Evrimde Allah'ın gücünün bir göstergesidir. Kaderin nasıl işlediğinin göreceli örneğidir. Dünyanın bizim ellerimize bırakıldığının en değerli örneğidir. Bu da herkesin Peygamberlerin dahi herkes Allah-ü Teala karşısında günahlarıyla ve sevaplarıyla eşit yargılanacaktır.

Konuşmayı daha fazla tartışma boyutuna çekmeyelim arkadaşlar.

Link to comment
Share on other sites

bilim konulara daha farklı bir felsefe yaratır

bilim ile dini çarpıştırmaya çalışmayın!

gelişememmemizin sebebi bu adamlar uzayı keşfediyor biz hala uçak geliştiremez durumdayız!

rabbimiz değilmi bize öğrenmeyi öğretmeyi emreden? insanoğlu bilime öğrenmeye aç gelmiş ve hergeçen gün de yeni şeyler keşfedecek! böyle bağnazlıklar olduğu sürecede olduğumuz yerde kalacağız!

evrim teorisi diyoruz! ders olarakta aldım bu dersi üniversitede! alınmasıda gerekiyor ki yeni teoriler ortaya atılsın!

İlim Bağdat'da da olsa gidin alın demiştir efendimiz(s.a.v). Burada tartışanlar evrimi bilmeyenler değil. Belirli bilgilere sahip ki insanlar, bunun gereksizliğini savunuyorlar. Sen buna bağnazlık mı diyorsun?

Tabiki herkes her bilgiyi öğrenmeli.Buradaki hiçkimse öğrenilmemesinden yana değil. Sadece bu konuyu tartışıyoruz. Seninde söylediğin gibi insanoğlu bilgiye aç. Doğayı keşfettikçe, evrim teorisine mi yaklaşıyor? Yoksa Allah(c.c.)'e mi yaklaşıyor?

вяιgнтвℓα∂є® abimizin söylediği gibi uzatmayalım bencede.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

Guest
This topic is now closed to further replies.
  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...