Jump to content

Gerçekten Aya Gidildi mi ? Yoksa Yalan mı ?


Muallim-i Ali

Recommended Posts

Bilal ben bir müslümanım (elhamdulillah) ve bir müslüman olarak, bir gayri müslimin müslüman olmasıyla gurur duymam. sadece o kişi adına sevinebilirim çünkü islam yeterince ve fazlasıyla gurur ve onur duyulacak bir dindir ve hatta son ve de Allah katında geçerli dinde islam dinidir. Hiçbir mucize olmasaydı, yine de biz müslüman olmaktan büyük bir mutluluk ve haz duyacaktık. Mucizeler müslüman olmayanlar için Allah'ın izin vermesiyle sadece peygamber efendimiz (s.a.v.) zamanında olmuştur.

Müslümanın inanmak için mucizeye ihtiyacı yoktur. :)

konunun dışına çıkıyorsun biz de cevap yazmak zorunda kalıyoruz. Siyasi mevzulara dokunmamaya özen gösteriyorum ama senin bu yaklaşımın da hiç hoş değil. Bizim de bir siyasi görüşümüz var fakat biz başka siyasi görüşte olanlara çatmamaya özen gösteriyoruz o yüzden yukarıdaki üslubunu düzeltirsen memnun olurum. :)

benim annem babam ve çevremde beni çok iyi tanıyan birçok arkadaşım da müslüman, benim müslümanlar ile bir problemim yok ve asla da olamaz benim burada bahsetmek istediğim sadece yeri gelmişken bu saçma sapan ortada dolaşan hikayenin gerçeklikle hiç alakası olmadığını belirtmek idi, müslümanlık ile ilgili olarak herhangi bir rencide edici söz olduğunu sanmıyorum orada ama yine de dininiz hakkında kötü bir şey söylemiş görüntüsü vermişsem özür dilerim...

ben siyasi mevzuya dokunmadım sadece bunlar bugün ülkemizde yaşanan şeyler üstelik dış borç iç borç meselesi hakkında ilk yorumu yazan ben değilim üst kısımlara çıkarsan bunu da görebilirsin... "denyo" kısmına alındıysan eğer bunu da çok rahat bir şekilde düzenleyebilirim sorun değil...

Link to comment
Share on other sites

"bu borçlara karşılık kaynağın var mı?

hem bu şekilde devam ederse başımızdaki denyolar biz ilk sıraya yerleşiriz 5 sene içinde"

bu konuda sana katılıyorum bunu düzeltecek bir gücü tabiki var 6 trilyon dolar geliri olan ülkede ödesin bırakta :)

"google.earth ile ben evimin çatısındaki su deposunu gördüm abicim sen eminmisin Çin tarafına baktığına"

buradaki hatan neil armstrongun zoom özelliği yoktu.

saltuk gazi, dünyaya dönmek için fazla bi yakıta gerek yok dünyanın ay bile dünyanın çekim kuvvetindeyken mekiği iterek te dünyaya getirirsin ama nasıl durdurursun onu bilemiorum.

Link to comment
Share on other sites

Nacizane basit bir soru Google eart den Çin seddinin görülemediğini yada çok zor seçildiğini duymuştum gören varmı ? az önce baktım hakkatten görülemiyor en azından ben göremedim ki bu foto uydular dünyaya aydan çok daha yakın ve baya gelişmiş objektifleri var enteresan neil amcamın gözleri süpermen gibiymiş demekki :)

Düzeltme : 1/1 oranında bakıldığında seçilememektedir Çin seddi

çin seddini bulmak için bayağı bir kasmak gerekiyor. piramitler dank diye bulunurken çin seddi çok zor bulunuyor. sydney opera binasını daha kolay buldum onu diyeyim ben :)

Link to comment
Share on other sites

"

saltuk gazi, dünyaya dönmek için fazla bi yakıta gerek yok dünyanın ay bile dünyanın çekim kuvvetindeyken mekiği iterek te dünyaya getirirsin ama nasıl durdurursun onu bilemiorum.

sağol kardeş benim de dediğim bu nasıl iniş yapacak?ayda duran mekiği yeniden harekete nasıl geçireceklr?ve dünyaya iniş yapacakalr?

Link to comment
Share on other sites

bence amerikanlar bir kez gittiler aya ondan sonrası hava çiva adamlar bir açık vermişlerdi uzay aacından astoranat inerken pat arkasından projektör lambaları düşmüştü bence bildikleri ile bizi kandırıyorlar google adsenseye gelince adamlar reimlerini çekmişler internete koymuşlar yoksa uyduya bağlanma diye bişey yok bu nerdenmi biliyorum ben askere gitmeden önce woswogenimiz vardı sattık şimdi opel aldık uydudan bakıyom kapının önünde hala woswogen duruyor yalan bunlar yalan bence yani

Link to comment
Share on other sites

Tarihi önemi çok büyük

Orijinal görüntüler, manyetik bantlara kaydedildiği için bozulma riskleri çok yüksek ve bir an önce bulunup dijital disklere kaydedilmeleri gerekiyor. Yoksa, gelecek nesiller, insanlık için büyük adımları sadece bozuk televizyon görüntülerinden izleyebilecek.

ya da gelip bizzat kendi çekimlerini yaparlar !!!

aya gidildi,mekik yolculuğunu çok başarılı bir şekilde gerçekleştirdi,ayrıntıya girmiycem,sadece abd bu yolculuğu gerçekleştirebilecek mekiği ve astronot kıyafetlerini üretene kadar onlarca astronotunu ziyan etti,o zamandan beri nerdeyse hiçbir onemli değişiklik yok zaten ikisinde de..

neyse, orjinal çekimlerde insanların gormesinin istenmediği şeyler vardı,

bu nedenle medyaya,aya gidilmeden once studyo provalarında çekilmiş en gerçekçi fotoğraflar verildi

bu dediklerime kaynak soyleyemem ancak ufocular mistikciler falan değil...

edit-2:nette benzer bir yazı buldum-yazıyı biraz daha öncesinden okuyunca daha iyi anlaşılır

Yıllar önce, iki ünlü bilim adamı, Guglielmo Marconi (1874-1937) ve Nikola Tesla (1856-1943) (K38, K102), Ay’dan radyo sinyalleri aldıklarını söylemişler, hatta bu sinyalleri cevaplamaya çalışmışlardı. Ay’da yaşam olduğu yönünde toplumun ilgisini çekmeye çalışan bu bilim adamlarına o devirde inanılmadı. Daha sonraları, 1920’li, 30’lu yıllarda, Amerikalı, İngiliz ve Fransız astronomlar, bir çok kereler, Ay’da hareket eden, yanıp sönen ışıklardan söz ettiler. Çeşitli yerel gazetelerde ve bilimsel yayınlarda yer alan bu bilgiler, bugün mevcut arşivlerden çıkarılabilir. Bu gibi iddiaların doruğa çıkmasına neden olan kişi ise, saygın bir gökbilimci olan, Pulitzer ödüllü astronom  John O’Neill’dir. O’Neill, 1950 yılında, Ay’da bir köprü gördüğünü söylemiş ve bunun doğal bir yapı olamayacağını, ancak bir zekanın ürünü olabileceğini açıklamıştı (D33). O’Neill çok ciddi bir isimdi ve itiraz edilemez birisiydi. Daha sonra, uzunluğu 20 kilometre olan böyle bir köprünün varlığından söz eden iki gözlemci daha çıktı; ancak zamanla unutuldu.

NASA’nın, Ay uçuşları sırasında karşılaşılan UFO gözlemlerine çok sıkı bir sansür uygulamasına karşın, bugün artık NASA’dan emekli olmuş bir çok eski görevli ve astronot, bu uçuşlarda ve Ay’da UFO’larla karşılaştıklarını açık açık söylüyorlar (S11, S50, G1). Bunlardan astronot Gordon Cooper, gördüğü ve resmini çektiği araçların zeki canlılar tarafından yönetildiğinden emin olduğunu israrla belirtiyor. Astronot Edward Mitchell, James Lovell, Frank Borman, Ed White, James McDivitt, Robert White, Joseph A. Walker, Eugene Carnan, Mourice Chatelain, Walter Schirra ve Donalt Slayton, Ay uçuşları sırasında UFO’larla karşılaştıklarını medyaya açıkladılar. Daha önceleri, NASA’nın sansürüne uyarak seslerini çıkarmayan bu astronotlar, artık gördüklerini açıklamaktan çekinmiyorlar. 14 Ekim 1997 tarihli “Florida Today” gazetesi, “Apollo Astronotları Dünya Dışı Canlılar Gördüklerini Açıklıyorlar!” başlığı altında bu haberi vermiştir (G1). Sovyetler Birliği kozmonotlarının uçuşları sırasında da, uzay aracının önünde ve arkasında sıçrayarak dolaşan UFO’ların görüldüğü arşiv kayıtlarına girmiştir.

Ay çevresinde Apollo uçuşları başladığı yıllarda, Ay yüzeyinde görülen bazı garip şekillerin resimleri çekilmiş; ancak bu resimler NASA tarafından şiddetle sansür edilmişti (S8). Bu fotoğraflar, ABD’deki Bilgilendirme Yasası’na dayanılarak, Fred Stecking gibi araştırmacılar tarafından devletten istenmiş; bunun üzerine NASA, “No Comment” (Yorumsuz) başlığı altında bu fotoğrafları yayınlamak zorunda kalmıştır. Söz konusu fotoğraflarda, Ay kraterlerinde “kubbeler” görülmektedir. Aslında, Ay’da görülen kubbeler, bundan 50 yıl kadar önce Fransız astronomlar tarafından rapor edilmiş; 1950’li ve 60’lı yıllarda, Ay yüzeyinde hareket eden, yanıp sönen veya sabit durumda iken ışık saçan bir çok objenin fotoğrafı, sivil astronomlar tarafından da çekilmiştir. 1967’de, Lunar Orbiter-2 tarafından çekilen 33 Ay kubbesi fotoğrafı, yine “No Comment” başlığı altında NASA tarafından yayınlanmıştır.

1 Haziran 1996 tarihinde, NASA, basın mensuplarına, astronotların UFO’ları görmüş olduklarını ilk kez açıklamış; ancak, bu açıklama bir süre sonra yalanlanmıştır. Bazı astronotların halen susmalarına karşın, astronot Gordon Cooper, gördüklerini şöyle anlatmaktadır (D33, S50):

“Dünya dışı yaşama inanıyorum. 1951’de Almanya’da görevli iken UFO’larla karşılaştığım gibi, “Gemini” uzay aracında 16. yörünge dönüşünü yaparken de bir UFO ile karşı karşıya geldim. NASA’da, Ay’daki kubbelerin, yapıların fotoğraflarını gördüm. Bunlar mükemmel geometrik şekillerden oluşmuşlardı. Uzun, beyaz bir kule; kraterleri, vadileri ve tepeleri kesen virajsız, dümdüz yollar vardı. Bazı kubbelerde ışıklar yanıp sönüyordu. Bir çok NASA fotoğrafında, Ay’ın üzerinde duran püro şeklinde araçlar vardı. Bunları da gördüm. Ayrıca, Ay’ın karanlık yüzeyinde piramide benzer bir yapı var (S11, S97). Ay’da atmosfer bulunmamasının bir sorun yaratacağını hiç sanmıyorum. Şu an, yeryüzünde, kendi oksijenini kendi üreten özel yeraltı tesislerinde olduğu gibi, benzer bir teknoloji Ay’da neden uygulanmasın?”

Bir Fransız TV kanalı, Apollo uçuşları sırasında kaydedilen bazı konuşmaları yayınlamıştır (D33): Bu konuşmada, “Kubbe biçimli yapılar yüzeye göre çok genç, yani sonradan yapılmışlar” denilmiştir.Yapılan konuşmalarda, “yanıp sönen ışıklar”, “yollar”, “izler”, “dev bloklar” terimleri sık sık geçmiştir. Dr. Farouk El-Baz, kendisine yanıp sönen ışıkların ne olduğu sorulduğunda, “Doğal değiller” cevabını vermiştir. Diğer taraftan, NASA, gerçekleri mümkün olduğu kadar saklamak istemekte, konuşmalarda geçen sözcüklerin jeolojik terimler olduğunu ileri sürmektedir. Aslında NASA’dan sızdırılan fotoğraflarda, bu kubbelerin yüksekliklerinin 400 metreye kadar çıktığı saptanmıştır. Başka bir fotoğrafta anten kulesine benzer bir yapı ve önünde hareket eden bazı araçlar görülmektedir. Apollo-8 tarafından çekilen ve Ay’ın arka yüzünü gösteren bir diğer fotoğrafta ise, uçuş pistine benzer şekiller ve çok uzun bir yol net bir şekilde görülmektedir (D7, D33, S97).

Dr. Farouk El-Baz, “Saga” dergisinin yaptığı bir röportajda, “Dünya dışından da Ay’a gitmiş olanlar bulunabilir. Ay yüzeyinin üzerinde, ya da altında Dünya dışı objelerin bulunabileceğini ihtimal dışı bırakmamalıyız” demiştir (D33).

"Yıldızlardan Gelen Tanrılar" adıyla S. Gerçeksever tarafından hazırlanan ve 2000 yılında yayınlanan kitapta (K167), Ay'daki gizemli olgular hakkında daha ayrıntılı bilgiler verilmektedir.

1972 yılında yapılan Apollo-17 uçuşundan beri, son 28 yıldır yeni bir Ay uçuşunun yapılmamış olması dikkat çekicidir. Gerçekten, o tarihten beri bu konuda yeni bir girişimin yapılmamış olması, “Ay’ın acaba başka sahipleri mi var?” sorusunu akla getirmektedir.
Bütün bunların ötesinde, Apollo-11 astronotu Neil Armstrong’un, Ay yüzeyinde yürüdüğü sırada duyduğunu söylediği bir “ses”, olaya apayrı bir görünüm kazandırmıştır (S4):

Apollo-7 uzay aracının uçuşu sırasında esrarengiz bir müzik sesinin kayıtlara girdiğinden yukarıda söz etmiştik. Ay’ın keşfi sırasında, Apollo-11’in, hem Ay aracındaki ve hem de Houston Uzay Merkezi’ndeki ses kayıtlarına yine esrarengiz bir müzik sesinin girdiği görülür, ancak bunun ne olduğu bir türlü anlaşılamaz. Bu esrarengiz müziğin ne olduğunu, olaydan 14 yıl sonra, astronot Armstrong şöyle açıklamıştır:

Armstrong, 1983 yılında, bir konferans vermek üzere Kahire’ye gelir. Konferans sırasında bir ezan sesi duyulur. Armstrong konferansı keser, ezanı sonuna kadar dinledikten sonra şöyle der: “Bu ses, Ay’da ilk adımı attığımda duyduğum ve ürpererek dinlediğim, kayıtlara “esrarengiz müzik yayını” olarak geçen sestir”.



Bu açıklamadan sonra, İslam dünyasında ve bazı Batı ülkelerinde, Armstrong’un Müslüman olduğu söylentileri yayılmıştır. “Answering Islam” isimli internet sitesinde (S4), bu konu ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

Diğer taraftan, 1971 yılında, Apollo-15 uçuşu ile Ay’a gidildiğinde, Houston’daki ve Ay aracındaki kayıt aygıtlarına, astronotların konuşmaları dışında, “uzunca bir sözün” uğultulu bir şekilde kaydedildiği saptanır. NASA tarafından yasaklanmasına rağmen, bazı kaynaklarca medyaya sızdırılan ve 3 Ağustos 1972 günü saat 20.00’de, Fransız tarihçi ve yazar Robert Charrouxn’un çabaları ile, Fransız TV kanalı Inter-TV tarafından yayınlanan bu sözler şöyledir (D33, D62):
“Mara Rabbi Allardi Dini Endovour Esa Couns Alim”

Astronot Jack Worden, bu sözler duyulmadan önce, Houston Uzay Merkezi ile olan bağlantısının birden kesildiğini, daha sonra derin bir nefes alış sesi ile birlikte bir ıslık sesinin duyulduğunu, bunun üzerine alarma geçtiğini; akabinde, aynı tonda, keskin ve vurgulu bir şekilde söylenen yukarıdaki sözleri kayda aldığını bildirmiştir.

İlk olarak, Worden’in ve dil uzmanlarının katılımı ile bu sözler çözülmeye çalışılır, ancak bir sonuca ulaşılamaz. Daha sonra, içersinde İbranice’ye benzer bazı sözcüklerin bulunması nedeniyle, ilk önce NASA’daki Musevi ve Hıristiyanlar bu sözlere sahip çıkarlar. Ancak bu sözlerin Arapça olduğu, NASA’daki Müslüman bilim adamlarınca resmen kanıtlanır. Astronot Worden de, bir süre sonra duyduğu ezan sesi ile Ay’da duyduğu ses arasında büyük bir benzerlik bulunduğunu belirtmiştir (D62).

Bu sözlerin Arapça olduğu, aşağıdaki şekilde açıklanmıştır:

“(İs) lam.. Rabbi.. (ves Sema) vel Arz Dini.. indehu.. iza Kun Alim”

“Vel Arz: Dünyalar”; “indehu: indinde, katında”; “iza: ..dığı zaman”; “kun: ol” demektir. Bu sözler, İnşikak Suresi’nde bildirilen “Kendilerine Kur’an okunduğu zaman neden secde etmiyorlar?” sözlerinin tecellisidir.

Şimdi, Hızır Tezkiresi’nin konuyla ilgili bölümünü birlikte izleyelim:

“Acip zürriyet ve siftah eden ademlerden başka, orada, cismani olmayan Kamer süflisi vardır. Biiznillah vakit girince, bir nurani müezzin ezan okur; Kamer ehli namazını kılar ve namaz bitince, bir münadi Ademoğulları’na kıraat okur. Sonra şöyle seslenir: “Bugün, buraya, göklerin ve yerlerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbi indindeki Din-i İslam’a geldiniz. O, “Ol!” dediğinde, oluverir. O, alimler alimidir, ilminden dilediği kadar verir. Gökler ve yer onun mülküdür. Bu Arz da onundur”. Bu nidayı, kulağı mühürlü olmayan her bir adem duyacak, fakat dönerken onu bekleyen şeytanı vesvese ile unutturacak. Yalnız, “üç taneden biri”, vesveseye kanmayınca, kalbinin mührü açılacak. Besmelesiz ayak bastığı Kamer’de unuttuğu besmeleyi Arz’a dönünce hatırlayacak. Kim secde etmeyi dilerse, Rabbi ona secde etmede kolaylık verir; kim yüzünü çevirirse, onu afete boğar.”

Burada, sırası gelmişken, İnşikak Suresi’nin 16. ila 25. ayetlerinden söz etmemiz yerinde olacaktır:

“Siz muhakkak tabakadan tabakaya bindirileceksiniz. Öyleyse, onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar ve kendilerine Kur’an okunduğu zaman neden secde etmiyorlar? Bilakis, o küfredenler yalanlıyorlar. Oysa, Allah onların tüm düşündüklerini en iyi bilendir. Bunun için, onları acı bir azap ile müjdele. İman ederek güzel işler yapanlar istisnadır. Onlar için sonsuz bir ecir vardır.”

Bu ayetler, sanki Ay’da ezanı ve Kur’an’ı duydukları halde secde etmeyen üç astronot ve onların gördükleri ve duyduklarını saklama çabaları içine giren ABD yetkilileri için söylenmiş gibidir. “Tabakadan tabakaya bindirilme”, uzayın katlarını (göklerini) keşfetme anlamındadır. Ay’ı keşfe çıkan bu üç astronot, ezanı ve Kur’an’ı duydukları halde secde etmemişler; üstüne üstlük, bu olay yetkililerce yalanlanmış, belki de ayette belirtildiği gibi küfürle karşılanmıştır. Refakatçi UFO’ların göz göre göre yalanlanması, “Life” dergisinin toplatılması, ses ve görüntü kayıtlarının devlet sansürü altında saklı tutulması, askeri ve politik nedenler kadar, ABD yetkililerinin, İslamiyet’in bu olayda beklenmedik bir şekilde ortaya çıkışının bilinmesini istememelerinden kaynaklanmaktadır. Ancak, yukarıdaki ayetlerde bildirildiği gibi, “Allah, onların düşündüklerini en iyi bilendir ve onlara acı bir azap verecektir” (Burada, geçtiğimiz yıllarda içindeki tüm astronotların ölümü ile sonuçlanan uzay mekiği faciasını anımsamadan edemiyoruz).

Ayette, iman eden, yani Müslüman olan, Müslümanlık yolunda çalışan bilim adamları için ise, sonsuz bir “ecir” (ödül) vadedilmiştir. Bu yorumumuzla, bir gün, Müslümanlar’ca ve Müslümanlığı kabul edenlerce, Ay’a, gezegenlere ve uzayın derinliklerine gidileceğine inanıyoruz.[/CODE]

Link to comment
Share on other sites

amerika sadece şişirilmiş bir balondan ibaret ise bende bi kaç soru sormak istiyorum hazır bilgili !? arkadaşlar varken bu konu ile ilgili dielim ki amerika hiç çıkmadı aya bu görüntüler hiç çekilmedi o zaman müslümanların övünç kaynağı olan Hz. Muhammed'in ayı ikiye bölmesi olayından sonra ayda bu izlerin gidenler tarafından da görüldüğü hatta Neil Armstrong efendinin ayda ezan sesi duyduktan ve bunları gördükten sonra gelip iman ettiği ve müslüman olduğundan islam çevrelerinde gurur ile bahsedildiğini duymayan yoktur sanıyorum, bu komplo teorisi doğru ise eğer o zaman Neil Armstrong ay'a hiç gitmedi orada bahsedilen izleri hiç görmedi ezan sesini ise stüdyonun yanında bulunan bir cami hoparlörlerinden duydu aslında aydan çin seddi de gözükmüyor Neil Armstrong a ay hakkında sorular sorulunca o da çin seddi yapımında çalışan çinli bir dostunun yedi göbekten dedesi olan adamın hatırasına bu yapıyı gördüğünü filan söyledi, aslında NASA bu kadar çalışmayı boşuna yapıyor ve uzay çalışmalarının tamamı yalan... ilginç doğrusu :D

:) ))

yorumunuza katılmamak elde değil

Ay a ilk inildiğinde toplanan taş örnekleri vs. birçok detayı göz önünde bulundurursak dediğiniz doğru.

Ama bilimsel gerçeklerle tezat düşüyor olması iddiaları doğruluyor.

Rusya'ya karşı bir kafa tutma eylemi bu oyun bence

Link to comment
Share on other sites

Öncelikle aya ve Dünyaya roketin inişini açıklayayım: Roketler kısım kısımdır ve her kısımda enjeksiyon püskürtmeli yakıt sistemi vardır (ilk denemeler roketlerde olmuştur sonra arabalara entegre edilmiştir). Bu sistem sayesinde yakıt belli oranda yakmaktadır. Roket yakıtı olarak lityum, bor ve uranyum kullanılmıştır. Bu yakıtların gücü standart yakıta oranla çok daha fazladır. Dünyadan aya ulaşmak için belli bir hızla atmosferin dışına çıkmak gerekir ve ayın çekim kuvvetine kadar o hızı korumak gerekir. Bu uzun zamanda yakıtın yetmesi için 4 kapsüllü roketler hazırlanmıştır. Apollo serisinden önce çok denenenmiş ve en uygunu olarak bu öngörülmüştür. Ayın çekim kuvvetine girdikten sonra roketler kapatılmış ve aya metreler kala açılmış bu sayede iniş gerçekleşmiştir. Son ve en önemli kapsülde kokpitle birliktedir. Aynı sistem ters orantılı olarak işlemiştir. Dünyaya iniş ay kadar kolay olmamaktadır. Genelde yakıt oranı çok aza indiğinden okyanusa inişler gerçekleşmektedir. Kapsülün meteryali çok sağlam olduğundan (Atmosfer sürtünmesine dayanacak kadar, Bu sürtünmeye gök taşları dayanamıyor hesabını yapın) suya çarpma etkisi (geometrik şeklinde yardımı ile) çok küçük boyutlara indirgenmiştir.

Neil Armstrong aya ayak basmamıştır. Bu onların Dünyada raiting yapmasına ve SSCB ile olan büyük uzay rekabetine dayanmaktadır. Bilinmelidir ki aya bir çok insan ayak basmıştır. Armstrong sadece ilk değildir.

Son olarak Amerikanın borcunu öğrenmek istiyorsanız (dakika dakika gösteren bir site)

Please register to see this content.

Link to comment
Share on other sites

  • 5 ay sonra...

peki ayın anlattıgınız gibi oldugunu nerden biliyorsunuz

gibi bi soru sorsam butun tezler coker

tamam belki armstrong amcam aya ilk ayak basan degildir ama aya ayak basan cok olmustur

kim basarsa bassın turkler basmadıktan sonra ben hic birseye inanmam

Link to comment
Share on other sites

amerika sadece şişirilmiş bir balondan ibaret ise bende bi kaç soru sormak istiyorum hazır bilgili !? arkadaşlar varken bu konu ile ilgili dielim ki amerika hiç çıkmadı aya bu görüntüler hiç çekilmedi o zaman müslümanların övünç kaynağı olan Hz. Muhammed'in ayı ikiye bölmesi olayından sonra ayda bu izlerin gidenler tarafından da görüldüğü hatta Neil Armstrong efendinin ayda ezan sesi duyduktan ve bunları gördükten sonra gelip iman ettiği ve müslüman olduğundan islam çevrelerinde gurur ile bahsedildiğini duymayan yoktur sanıyorum, bu komplo teorisi doğru ise eğer o zaman Neil Armstrong ay'a hiç gitmedi orada bahsedilen izleri hiç görmedi ezan sesini ise stüdyonun yanında bulunan bir cami hoparlörlerinden duydu aslında aydan çin seddi de gözükmüyor Neil Armstrong a ay hakkında sorular sorulunca o da çin seddi yapımında çalışan çinli bir dostunun yedi göbekten dedesi olan adamın hatırasına bu yapıyı gördüğünü filan söyledi, aslında NASA bu kadar çalışmayı boşuna yapıyor ve uzay çalışmalarının tamamı yalan... ilginç doğrusu ;)

" ...aydan çin seddi de gözükmüyor..."

gözükmüyor zaten.. onu sonradan photoshop ile eklmeişler bende bunu üzerine bir yazı okumustum.

ben sahsen peygamber efendimzin ayı ikiye böldüğünü fln duymadım. mucize görmek isteyen kendine baksa yeter.. bence birileri abartmıs ezan sesi fln :D "

zaten pres cars da müslüman.. zaten bushta ek olarak kurtulus savası zamanındaki ingiliz kralı da müslüman :) bazen böle seyler cıkıyor.. herkesi müslüman yapmak istediğimizden mi yoksa onlara sempeti duyulması istenyenlerin uydurması mı bilmem..

birde burda anlatılamk istenen abd hiç gitmedi demiyoruz 1969 da gitmedi diyoruz o bir sütüdyoydu rusyanın gerisinde gözükmemek için böle yaptı teorisi var simdi gitmediği anlamına gelmez bu..

su yoruma katılıyorum amerika gitti mi bilmem biz gidemedik :S

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...