Haydi büyükler, bu yaz sanat kurslarına!

[tarihogretmeni]

Daha önce düzenlenen “Haydi çocuklar aşıya!” ve “Haydi kızlar okula” kampanyaları vardı. Bu yaz da geleceğimiz olan çocuklarımızın büyüklere bir çağrısı var: “Haydi büyükler bu yaz kurslara!”

Meslek edindirme kurslarını kast etmiyoruz elbette. Sanat kurslarını, kültür hayatına katkıda bulunan kursları amaçlıyoruz tabii. İstanbul’da sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İSMEK kurslarına her yıl, şehir genelinde 150 bin civarında kursiyerin katıldığı hesap edilirse bu ilginin büyüklüğü de ortaya çıkıyor. Pek çok bölümü bulunan bu kurslara devam eden kursiyerlerin, geçen hafta Feshane’de düzenledikleri “dünyanın en büyük” sergisi, ziyaretçiler tarafından gezildi ve çok beğenildi. Şimdi özel kurum ve kuruluşların, vakıf ve derneklerin kış boyunca devam ettirdikleri kursların bir kısmı yazın da devam ediyor. Meselâ Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı’nda bu yaz üç kursu devam ediyor. Bunlar Osmanlı Türkçesi, Hat Sanatı ve Ney kursu. Her üç kurs, Eylül ayının sonuna kadar devam edecek. Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’nın Sultanahmet’teki Caferağa Medresesi’nde yıllardan beri devam eden kursların bir bölümü yazın da sürüyor. Küçükayasofya Camii medresesinde hizmet veren Yesevi Vakfı’nın bulunduğu mekânda da küçük atölyeler sürekli olarak sanat kursları veriyor. Küçükayasofya’nın hemen yanındaki Sanat Çarşısı’nda da hat, ebru ve minyatür kursları aralıksız sürüyor. Bilim Sanat Vakfı, Türk Ocağı Vakfı ve Türkocağı’nda da kurslar devam ederken, geçen hafta Divanyolu’ndaki II. Mahmut Türbesi’nin avlusunda güzel bir sergi açıldı. Sergide, yıl boyunca kurslara devam eden öğrencilerin eserleri sergilendi. Sergi bu hafta da gezilebilecek.

İLÇE BELEDİYELERİ DE KURSLAR DÜZENLİYOR

Vakıf, dernek ve kuruluşların yanı sıra başta İstanbul’da olmak üzere il ve ilçe belediyeleri de talep üzerine sanat kursları düzenliyorlar. İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Bursa, Sivas, Kayseri, Erzurum, Kütahya ve daha bir çok ilimizde yaz aylarında da sanat kurslarının devam ettiği gözleniyor. Özellikle sıcak mevsimde şehirlerden ayrılmayan ve zamanını değerlendirmek isteyen öğrenciler, emekliler ve meraklılar, ilgilerini çeken bir kursa devam etmeye karar veriyor ve bu kararlarını da gerçekleştiriyorlar.

KURSLAR ANADOLU’YA YAYILIYOR

1950’ler ve 60’larda Necmettin Okyay, Hamit Aytaç, Mustafa Düzgünman ve Süheyl Ünver gibi dahi sanatkârların uygulamaya başlattıkları klâsik Türk sanatlarına ilgi her geçen gün büyüyor. Gençler özellikle Hat, Tezhip, Ebru, Çini ve Minyatür gibi geleneğin yaşatıldığı sanat kurslarını çok seviyor ve öğrenmek istiyorlar. Düne kadar sadece İstanbul’da birkaç atölyede uygulanabilen bu kurslar, şimdi dört koldan Anadolu’nun her tarafına yayılmaya başladı. Bazı üniversitelerimizde Türk İslâm Sanatları bölümleri açılmaya başlandı. Özellikle Güzel Sanatlar fakültelerinin Mimari ve Resim bölümlerinde öğrencilerin bu sanatları öğrenmek istedikleri görülüyor.

GENÇLER, GELENEĞE BAKIYOR

Türkiye’de son yıllarda gençlerin gelenekli sanatlara olan büyük sevgisi bir çok yerde bu sanatların öğretildiği kursların açılmasına zemin hazırladı. Sadece Hat, Tezhip, Minyatür ve Ebru gibi sanatlar değil Osmanlı Türkçesi’ne de büyük bir teveccüh gösteriliyor. Gençler Osmanlı Türkçesini öğrenerek camilerdeki ve çeşmelerdeki kitabeleri ve dedelerinin mezar taşlarındaki yazıları okumak istiyorlar. Tarih araştırmacıları ise, Lâtin harflerine aktarılmamış binlerce kaynağa bu sayede ulaşmak istiyor.

Öte yandan müzikte de geleneğe ve klâsik sazlarımıza sevgi her geçen gün artıyor. Ney, Ud ve Tanbur gibi Türk mûsikisinin temel sazları Türk gençlerinin vazgeçemediği enstrümanlar arasında çoktan yerini aldı bile. Gençlerin ellerinde ve omuzlarında artık gitarların, Batı sazlarının yerini neyler, udlar, tanburlar ve kemençeler alıyor. Bir çok yerde amatör korolar kuruluyor ve halkın karşısında icra-yı sanat ederek bol bol alkış alıyorlar. Bu gönüllü sanat sevdalıları, hem zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmiş, hem de sanatımızı yaşatmış oluyorlar.

HER YAZ BİR FIRSAT

Elbette her mevsimin bir fırsat olduğunu bilen gençler ve sanatla uğraşarak genç kalanlar bu yazı da değerlendireceklerdir. Bu tarz kursların bulunmadığı il ve ilçelerde vatandaşlar kültür sanat derneklerine ve vakıflarına, belediyelere müracaat ederek bu kursların açılmasını sağlayabilirler. Ebru artık sadece İstanbul’da değil Kars’ta da bilinen ve uygulanan bir sanat olmalı. Minyatür Bursa’nın yanı sıra Hakkâri’de de yapılmalı. Hat’lar Muğla’da da, Sinop’ta da, Diyarbakır’da da meşk edilmeli. Çini sanatı, Kahramanmaraş’ta, Şanlıurfa’da, Erzincan’da, Isparta’da, Eskişehir’de, Rize’de, Ağrı’da da uygulanmalı. Velhâsıl Türk İslâm sanatları bütün yurdumuzda bilinmeli, uygulanmalı, sevilmeli ve yayılmalıdır. Millî sanatımızı oluşturabilmemiz ve dünya ile bu konuda yarışabilmemiz tamamen bu gayrete, bu çabaya bağlıdır. Kabul edilmelidir ki son yıllardaki olumlu gelişmeler, sanatımızın gelişmesi ve yaygınlaşması adına sevindirici ve ümit vericidir.

sanat alemi

[tuncerhan]

Ney ve Hat sanatı kursuna gidiyorum. Çok eğitici ve orjinal.