Jump to content

Galip Paşa’nın cinsel temalı şiirleri artık Türkçe


mavikiz

Recommended Posts

Alt-Üst yayınlarından çıkan kitapta Türk Galip Paşa, kendi dönemindeki erkek cinsellik anlayışıyla dalgasını geçiyor.

266452.jpg

Paşa, cinsel temalı, komik, zaman zaman hicivlerle örülü 81 gazelini topladığı eserinde, hem toplumun kendi dönemindeki erkek cinsellik anlayışıyla dalgasını geçiyor, hem de erkeklerin cinselliğe bakışı ile cinsel iktidarın kurulma pratiklerini detaylarıyla anlatıyor. Paşa, cinselliğin “yaşama sevinci veren” yönünü öne çıkarması ile de dikkat çekiyor.

KASTAMONU DELİKANLISI HİMMET, KADINI KEZİBAN...

Galip Paşa’nın şiirlerinde erkeği Kastamonu delikanlısı Himmet, kadını Keziban temsil ediyor. Paşa, bazen bizzat kendisi araya girerek, bazen de muhtarı, muhtarın oğlunu, köy hocasını, emmiyi, yenge kadını da işin içine sokarak 19. yüzyıl Anadolu’sunun cinsel geleneklerini renkli bir biçimde sergiliyor. O dönemde “muzır” ne kavram, ne de yasa olarak varolmadığı için Türk Galip herşeyi apaçık, kelimesi kelimesine, hiç çekinmeden yazmış.

Paşa’nın deyimiyle cinsellik temasının “yaşı kurusu”, “en ayıbı, en oturaklısı”, Mutayebat-ı Türkiyye’nin sayfaları arasında yer buluyor. Şiirlerin sunuş bölümünde Paşa “kaba Türkçe” ile yazdığını belirterek şöyle diyor: “Şiirlerime Türk usulü garip bir külah giydirerek yeni bir tarzda meydana çıktım ve yine bir destana girdim. Eğlence arasında cüret diliyle yüze çarpılan ayıplardan dolayı ortaya çıkacak günahların affını tanrının uçsuz bucaksız bağışlama denizine salıp gönderiyor acizane bu derme çatma gazelleri gözler önüne koyuyor, saygıdeğer okuyucularımın insaf dolu anlayışlarına sığınıyorum”.

Edebiyatı “edep”le karıştıran bakış açısı nedeniyle Mutayebat-ı Türkiyye bir buçuk asır gibi uzun bir zaman boyunca karanlıkta kalmış, tam metin olarak okuyucu ile buluşamamış.

ABDÜLAZİZ’E İTHAF ETMİŞ

Galip Paşa bu küçük şiir kitabını dönemin hükümdarı Abdülaziz’e ithaf etmekten geri durmamış. Yazıldığı zamanlarda Mutayebat-ı Türkiyye, çok az sayıda yayınlanmış, taş baskıları yapılmış ancak üzerine ne tarih ne de basıldığı yer kaydı koyulmamış. Bugün bile kütüphanelerde nadir olarak bulunabilen bir eser olma özelliğini koruyor.

Kitabı yayına hazırlayan Filiz Bingölçe, kitapla ilgili şu bilgileri veriyor:

“ESER ERKEK OKUYUCULAR İÇİN YAZILMIŞ”

Mutayebat-ı Türkiyye, özellikle benim gibi kaba dil araştırmaları yapan biri için fazlasıyla dikkate değer bir eser hatta kaynak mertebesinde. Argonun ve küfürün mizahla buluştuğu noktada yer alıyor, şen şakrak bir iplerinden kopuşu dillendiriyor.

Şüphesiz her eser kendi çağı ile ve kendi bağlamıyla birlikte değerlendirilmeli. Eserin erkek okuyucular için yazıldığına şüphe yok. Üstelik eğitimli bir okur kesimince yazıldığı günden beri çokça okunmuş olduğu da kesin. O nedenle belli bir kesimin değer yargılarını yansıttığı söylenebilir. Galip Paşa’nın zamanında müstehcenin sınırları bugünkü gibi çizilmemiş, yasalar onu “perdelemeye” zorlamamış olduğu için bedenin alt kesitine ilişkin her organ işleviyle birlikte adlı adınca kitapta yer bulmuş.

Gazellerde zevk peşinde koşan bir erkek bedeninin komik hikayesi anlatılıyor. Anlatılan erkek bedeni bugün bizim anladığımız kavramlarla örülmüş, çağdaş beden değil elbet. Ne ‘mahrem’ kavramı bizimkine benziyor ne de ‘ayıp’ kavramı. Onun için röntgencilik ya da pornografi gibi kavramlar da yok.

PAŞANIN ŞİİRLERİNDEKİ BENZETMELER

Galip Paşa’nın şiirleri tamamen erkek cinsel organı çevresinde dönen şiirler. Şairin dünyasında kadın en fazla yiyeceklere benzetiliyor. Teninin keşten yani peynirden daha ak, kollarının dolma kabak, yanağının elma, dudağının pekmez, bal, pestil olduğu söyleniyor.

Cinsel organlar da Paşa’nın kaleminde türlü adlar alıyor. Vajina için “han, orman, kutu, ıssı dam (hamam), pambuk tulumu, merek (samanlık), gül, faraş, çamçak, külhan” sözcükleri tercih edilirken penis içinse “çam, direk, öküzün ön kolu, koca direk, kalın, göl kabağı, dikilir taş, kıllı, tokmak, köpek ağzındaki bardak” gibi adlar kullanıyor.

.

bak sevdügümün govdesü keşden daha akdur

kendü yuvalakdu

gor benlerünü gap gara say ki bi budakdu

kökden pıtırakdu

gollarunu şöyle yuduv tolma gabakdu

çok ganu sıcakdu

gun yüzlü kömür gozlü gozel dün bana bakdu

meylim ana akdu

Not: Mutayebat; güzellemeler, taşlamalar, iğnelemeler, eğlenceler, şakalar, yarenlikler demek.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...