Jump to content

Cennet Bedava - Cehennem Parayla


sevket

Recommended Posts

Cennet bedava, Cehennem parayla...

* Namaz kaç para?

* Abdest kaç para?

* Şehadet kaç para?

* Namuslu yaşamak kaç para?

* Kur'an okumak kaç para?

* Terbiyeli olmak kaç para?

* Şerefli yaşamak kaç para?

* Günahtan korunmak kaç para?

Bir de Cehennemin Fiyat Tarifesine Bakalım;

* Namussuzluk parayla

* Kumar parayla

* İçki parayla

* Zina parayla

* Şerefsizlik parayla

* Haramların hepsi parayla

* Cehenneme giden bütün yollar parayla...

Birileri parayla Cehennemi kucaklıyor da, bedava Cennet'e gelmiyor.

Hem Cehennem'e girmek için sadece para da yetmiyor başka bi takım vasıflarınız da olması lazım;

* İnkârcı olacaksın.

* Kur'ân-ı Kerîm'i beğenmeyeceksin.

* Dinin emirlerine karşı geleceksin.

* Allah'ın emirlerini yaşamaya değer görmeyeceksin.

* Bu asırda Kur'ân-ı Kerîm bizi idare edemez, diyeceksin.

* İçki, kumar, zina, hırsızlık, hortumculuk günah değil diyeceksin.

* Fâiz alıp-vereceksin.

* Rüşvet alıp-vereceksin.

* Yalan, dedi-kodu, gıybet, iftira, dalga, dubara ile sarmaş dolaş olacaksın.

* Haram-helâl tanımayacaksın.

* İnsanları aldatacaksın.

* Namaz, oruç, zekât gibi ibâdetlerin semtine bile uğramayacaksın.

* Yetim malını zimmetine geçireceksin.

* Eline geçen imkânları ve fırsatları har vurup harman savuracaksın; yani israf edeceksin.

* Kul hakkını zimmetine geçireceksin. Bu hakla ahirete göçeceksin.

* Konuştuğun zaman yalan söyliyeceksin. Vaad ettiğin zaman yerine getirmiyeceksin. Sana emanet edilene ihanet edeceksin.

* Karının, kızının, oğlunun derbeder yaşantısına göz yumacaksın.

* Menfaatin için mukaddesatını ve mukaddeslerini satacaksın.

* Kendin ve aile efradın için islamın gerektirdiği gibi yaşanacak bir ortam oluşturmayacaksın.

* Neslin bozulmasına zemin hazırlayacaksın.

:D

Link to comment
Share on other sites

Başlık bana dersanede bir hocamın anlattığı hikayeyi hatırlattı.

Ortaçağ Avrupasında kilise cennetten arsa satıyormuş.Halkı toplayıp meydanda hadi cennetin arsaları filan diye bağırıyormuş. Herkes tabi inanıp alıyormuş.Birisi gelip cehennemden de arsa satıyormusunuz? Kilise yetkilileri evet satıyoruz, buyrun bütün cehennem sizin olsun demiş.Adam cehennemin hepsini aldıktan sonra kilise yetkililerin hemen yanında "ey ahali cehennemin hepsi benimdir,kimseyi almıyorum cehennemime, herkes cennete gidecektir " deyince kilise yetkilileri hemen adamı yakalatıp idam etmişler :D

Link to comment
Share on other sites

Başlık bana dersanede bir hocamın anlattığı hikayeyi hatırlattı.

Ortaçağ Avrupasında kilise cennetten arsa satıyormuş.Halkı toplayıp meydanda hadi cennetin arsaları filan diye bağırıyormuş. Herkes tabi inanıp alıyormuş.Birisi gelip cehennemden de arsa satıyormusunuz? Kilise yetkilileri evet satıyoruz, buyrun bütün cehennem sizin olsun demiş.Adam cehennemin hepsini aldıktan sonra kilise yetkililerin hemen yanında "ey ahali cehennemin hepsi benimdir,kimseyi almıyorum cehennemime, herkes cennete gidecektir " deyince kilise yetkilileri hemen adamı yakalatıp idam etmişler :D

Güzel hikaye:D

Link to comment
Share on other sites

Başlık bana dersanede bir hocamın anlattığı hikayeyi hatırlattı.

Ortaçağ Avrupasında kilise cennetten arsa satıyormuş.Halkı toplayıp meydanda hadi cennetin arsaları filan diye bağırıyormuş. Herkes tabi inanıp alıyormuş.Birisi gelip cehennemden de arsa satıyormusunuz? Kilise yetkilileri evet satıyoruz, buyrun bütün cehennem sizin olsun demiş.Adam cehennemin hepsini aldıktan sonra kilise yetkililerin hemen yanında "ey ahali cehennemin hepsi benimdir,kimseyi almıyorum cehennemime, herkes cennete gidecektir " deyince kilise yetkilileri hemen adamı yakalatıp idam etmişler ^_^

Züğürt Ağa'yı hatırlar mısınız? Ordaki Şıh 'da tapu veriyordu. Hemi de sadece oy karşılığı.

Gerçekten güzel bir anekdot.

Kimin cennete kimin cehenneme gideceğini gerçekten Allah bilir.

Sevket arkadaşımızın yazdıklarından namaz, şehadet, abdest, oruç, hac gibi şeyler Allah'ın bize borç olarak emrettiği şeyler. Bunlar bizim borcumuz. Borcumuzu ödemek bence cennet için yetmemeli. Bir de bu saydıklarım İslam'a mensup kişilerin bilip uyguladığı şeyler. Evet İslam dini bizim dinimiz, en son ve geçerli din olduğuna inanmaktayız ama unutmayalım ki "Müslüman bir ülkede doğmak" bizim marifetimiz değil. Sizin söyleminize göre biz -atıyorum- Finlandiya'da doğan bir kişiye göre 1-0 önde başlıyoruz. Fikrimce bu yanlıştır. Alah-u Teala, kendi haklarını affediyor ama kul hakkını affetmiyor. Yanlış mı söylüyorum ?

Sizler namaz kılmadı, oruç tutmadı, hep abdestsiz gezdi diye Edison, Pasteur, Currie gibi insanlar kesin cehennemdedir mi demek istiyorsunuz ?

Allah' a olan borçlarımızın söylemini bırakıp kul hakkı yememekten, yardımsever olmaktan, gıybet yapmamaktan, Allah'ı ve gerçek alemi unutmamaktan bahsedelim. Komşumuz açken tok yatmamaya çalışalım diyelim. Sabahları kapı komşumuza "Günaydın" demenin özel bir şey olduğunu söyleyelim.

Müslüman olmak, Allah'ın bize bir lütfudur. Çünkü Müslüman bir ülkede müslüman bir anne babadan doğmuşuz. Dediğim gibi, bu lütuftan olduğunca yararlanmalıyız.

Saygılarımla.

Link to comment
Share on other sites

Başlık bana dersanede bir hocamın anlattığı hikayeyi hatırlattı.

Ortaçağ Avrupasında kilise cennetten arsa satıyormuş.Halkı toplayıp meydanda hadi cennetin arsaları filan diye bağırıyormuş. Herkes tabi inanıp alıyormuş.Birisi gelip cehennemden de arsa satıyormusunuz? Kilise yetkilileri evet satıyoruz, buyrun bütün cehennem sizin olsun demiş.Adam cehennemin hepsini aldıktan sonra kilise yetkililerin hemen yanında "ey ahali cehennemin hepsi benimdir,kimseyi almıyorum cehennemime, herkes cennete gidecektir " deyince kilise yetkilileri hemen adamı yakalatıp idam etmişler :p

tamamen uydurma...

bigün bektaşinin birisi camiye gider hoca cennetten bahsediyordur...

"Cennet öyle bir yerdir ki oraya gittiğinizde size hurileri verilecek, 7 kapı olacak her kapının arkasında 7 huri herşey serbest günah yok orada, hangi huri ile beraber olursanız o tekrar bakire olacak vs... vs... vs..."

bektaşi atlamış demiş ki

"Cennette şarap var mı?"

hoca gerilmiş

"Sen oraya meyhane mi sandın?"

bektaşi gayet rahat

"Sen kerhane mi sandın?"

aslında güzel konu iyi olan herşeyi yapmak elimizde hem de bedava ^_^8)8)

Link to comment
Share on other sites

yine dağıttın ortalığı bilal ^_^

eee naparsın kardeşim herkes olaya kendi açısından bakıyo aslında geniş düşünmek lazım biraz... bi video buldum bence çok güzel sözleri var bi izleyin derim...

b8ymAhOwjys

Link to comment
Share on other sites

Başlık bana dersanede bir hocamın anlattığı hikayeyi hatırlattı.

Ortaçağ Avrupasında kilise cennetten arsa satıyormuş.Halkı toplayıp meydanda hadi cennetin arsaları filan diye bağırıyormuş. Herkes tabi inanıp alıyormuş.Birisi gelip cehennemden de arsa satıyormusunuz? Kilise yetkilileri evet satıyoruz, buyrun bütün cehennem sizin olsun demiş.Adam cehennemin hepsini aldıktan sonra kilise yetkililerin hemen yanında "ey ahali cehennemin hepsi benimdir,kimseyi almıyorum cehennemime, herkes cennete gidecektir " deyince kilise yetkilileri hemen adamı yakalatıp idam etmişler ^_^

sonra da günah çıkartıp hep birlikte cennete gitmişler 8)

Link to comment
Share on other sites

Tövbe etmek vardır. Ama arada aracı yoktur.

günah çıkartmak toplum arasında bilinen gibi deildir aslında sadece yaptığın kötü davranışları başkalarının önünde itiraf edip tövbe ediyosun ve bi daha o günahı işlememek için elinden geleni yapıyosun arada aracının olmasına gerek yok gibi görünebilir ama çok kolay bişey değildir günahlarını birinin veya topluluğun önünde itiraf etmek işte bu yüzden size garip gelebilir ama çok güzel bir duygu yaşanıyor sonrasında bu her dinde vardır uygulama değişik olabilir...

Link to comment
Share on other sites

Tövbe etmek, günah çıkartmak değildir. Çünkü garantisi yoktur. Ayrıca, tövbe edince affedilen günahlar Allah'a karşıdır. Sen komşunun hakkını yemişsen onu affedecek olan komşudur. "Sen şuraya şu kadar şey verirsen, ya da şu duayı okursan komşuya karşı işlediğin günah affedilir" diye birşey olamaz.

Ayrıca, Bilal Bey'i de anlamak lazım. Ülkemiz bir dinler mozaidir. Ortalığı boş bulup başka dinler hakkında kırıcı konuşmamak lazım. Eleştiriler yapıcı olmalıdır.

Saygılarımla.

Link to comment
Share on other sites

  • Administrator

günah çıkartmak toplum arasında bilinen gibi deildir aslında sadece yaptığın kötü davranışları başkalarının önünde itiraf edip tövbe ediyosun ve bi daha o günahı işlememek için elinden geleni yapıyosun arada aracının olmasına gerek yok gibi görünebilir ama çok kolay bişey değildir günahlarını birinin veya topluluğun önünde itiraf etmek işte bu yüzden size garip gelebilir ama çok güzel bir duygu yaşanıyor sonrasında bu her dinde vardır uygulama değişik olabilir...

Benim günahım kimseyi ilgilendirmediği için rahibi ve toplumu da ilgilendirmez. Araya rahibi almak çok formal bi durum. Rahip olmasa tevbeler kabul edilmez mi?

@canavar_55

Bu sallama lafı banaysa biraz daha açar mısınız?

Link to comment
Share on other sites

Tövbe etmek, günah çıkartmak değildir. Çünkü garantisi yoktur. Ayrıca, tövbe edince affedilen günahlar Allah'a karşıdır. Sen komşunun hakkını yemişsen onu affedecek olan komşudur. "Sen şuraya şu kadar şey verirsen, ya da şu duayı okursan komşuya karşı işlediğin günah affedilir" diye birşey olamaz.

Ayrıca, Bilal Bey'i de anlamak lazım. Ülkemiz bir dinler mozaidir. Ortalığı boş bulup sallamamak lazım. Eleştiriler yapıcı olmalıdır.

Saygılarımla.

neden garantisi yoktur diyorsun Beraat kandilinde yürekten dua eden herkesin duaları kabul olunmaz mı? öyle bir inanış yok mu? şuraya şu kadar verirsen şu duayı okursan diye bişey zaten yoktur bunların hepsi hurafedir... Ülkemiz dinler mozaidir doğru keşke herkes birbirinin inanışına saygılı olsa...

Benim günahım kimseyi ilgilendirmediği için rahibi ve toplumu da ilgilendirmez. Araya rahibi almak çok formal bi durum. Rahip olmasa tevbeler kabul edilmez mi?

bilmiyorum kardeşim hiç yaşadın mı birisine karşı bi hata yapmışsındır ve bunu gidip ona itiraf edersin sonrada pişman olduğunu söyleyip özür dilersin aslında kendini bir nevi aklanmış hissedersin affedilince... ben mesela kendimden örnek vereyim iman etmeden önce şu anda deliler gibi sevdiğim kızı başkası ile aldatmıştım bundan onun haberi bile yoktu ama ben kendi içimde rahatsız oluyordum bu durumda ne yapmam gerekirdi? bir odaya çekilip Allah'a bu yaptığımdan dolayı pişman olduğumu söyleyerek sabahlara kadar tövbe etsem kendimi iyi hissedebilirmiydim? bana göre yanlış olan aslında bu idi, bi kaç imanlı (benim inandığım dine inanan insanlar diğer kişilere imansız demiyorum yanlış anlaşılmasın) arkadaşla pazarları dua ettiğimiz yere kız arkadaşımı da davet edip onların önünde yaptığım şeyi açıkladım ve ondan özür diledim şu anda kendimi gayet iyi hissediyorum yaptığım hatanın farkına vardım telafi etmek için elimden geleni yaptım ve bir daha da beni bu hataya sevk edecek herşeyden uzak duruyorum... elbette haklısın senin günahın rahibi ilgilendirmez ancak buradaki amaç sadece kendi iç dünyanı birilerini anlatıp rahatlamaya çalışmandır, psikologlar bunun için yoklar mı? bir nevi bu şekilde düşünebilirsin elbetteki rahip aracılığı olmadan da tövbe edilebilir ama eğer işlediğin suç RAB e karşı ise bu şekilde tövbe mantıklıdır, başkalarına karşı bi suç işlemiş ve bunu kendi içinde halletmeye çalışıyorsan bu tövbenin pek bi anlamı olmayacağı kanaatindeyim...

Link to comment
Share on other sites

neden garantisi yoktur diyorsun Beraat kandilinde yürekten dua eden herkesin duaları kabul olunmaz mı? öyle bir inanış yok mu? şuraya şu kadar verirsen şu duayı okursan diye bişey zaten yoktur bunların hepsi hurafedir... Ülkemiz dinler mozaidir doğru keşke herkes birbirinin inanışına saygılı olsa...

bilmiyorum kardeşim hiç yaşadın mı birisine karşı bi hata yapmışsındır ve bunu gidip ona itiraf edersin sonrada pişman olduğunu söyleyip özür dilersin aslında kendini bir nevi aklanmış hissedersin affedilince... ben mesela kendimden örnek vereyim iman etmeden önce şu anda deliler gibi sevdiğim kızı başkası ile aldatmıştım bundan onun haberi bile yoktu ama ben kendi içimde rahatsız oluyordum bu durumda ne yapmam gerekirdi? bir odaya çekilip Allah'a bu yaptığımdan dolayı pişman olduğumu söyleyerek sabahlara kadar tövbe etsem kendimi iyi hissedebilirmiydim? bana göre yanlış olan aslında bu idi, bi kaç imanlı (benim inandığım dine inanan insanlar diğer kişilere imansız demiyorum yanlış anlaşılmasın) arkadaşla pazarları dua ettiğimiz yere kız arkadaşımı da davet edip onların önünde yaptığım şeyi açıkladım ve ondan özür diledim şu anda kendimi gayet iyi hissediyorum yaptığım hatanın farkına vardım telafi etmek için elimden geleni yaptım ve bir daha da beni bu hataya sevk edecek herşeyden uzak duruyorum... elbette haklısın senin günahın rahibi ilgilendirmez ancak buradaki amaç sadece kendi iç dünyanı birilerini anlatıp rahatlamaya çalışmandır, psikologlar bunun için yoklar mı? bir nevi bu şekilde düşünebilirsin elbetteki rahip aracılığı olmadan da tövbe edilebilir ama eğer işlediğin suç RAB e karşı ise bu şekilde tövbe mantıklıdır, başkalarına karşı bi suç işlemiş ve bunu kendi içinde halletmeye çalışıyorsan bu tövbenin pek bi anlamı olmayacağı kanaatindeyim...

Biz buna kul hakkı diyoruz. Yani kuldan bir hak alınmışsa ondan helallik alınmalı.

Kul hakkı, geniş bir kavram. Kulun bedenine ve malına yapılan tecavüzler maddî hukuk, kalp ve ruhuna verilen zararlar ise mânevî hukuk olarak değerlendirilmeli.

“Kim bir nefsi, kısas yahut yeryüzünde fesat çıkarma sebeplerinin biri olmaksızın öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir.”

(Mâide Sûresi, 32)

“Tövbekâr olanlar hakkında hukukullah dâvâsı takip edilmez. Ancak hukuk-u şahsiye dâvâsı kalır.”

( Hak Dini Kur’an Dili)

Kul hakkı nedir?

Bir okuyucumuz: “Kul hakkı nedir? Kul hakkı mahşerde nasıl giderilecek? Kul hakkının affı ve tövbesi nasıl olur?”

Üzerimizde iki türlü temel hak vardır. Bunlardan birincisi hukûkullah, yani Allah’ın hakkı; diğeri ise hukuk-u ibâd, yani kulların birbirlerine karşı doğuştan getirdikleri hak ve vazifeleri.

Takva, Allah sevgisi, tevekkül, ihlâs, riya ve kibirden uzaklaşmak gibi ahlâk-ı hamide ile bezenip, nefsimizi kötülüklerden arındırmak; Allah’a imanla birlikte ibadet ve taatte bulunmak Allah’ın üzerimizdeki haklarındandır.

Kul hakkı ise, ferdin zimmetinde bulunan, başkalarına mahsus maddî ve manevî imkân ve menfaatler ile Müslüman’ın başkaları lehine yapmakla yükümlü bulunduğu vazifelerdir.

İnsanların sosyal birer varlık olmaları ve toplumlar hâlinde yaşamaları, birbirlerine karşı sayılamayacak derecede haklar ve sorumluluklar doğurur. Karşılıklı hak ve sorumluluklarına riayet etmekle yükümlü bulunan Müslüman’lar, bu yükümlülüklerini “kul hakkı” ifadesi içinde formüle etmişler ve riâyet etmeye çalışmışlardır.

Ebû Hüreyre (ra) anlatmıştır: Resulullah Efendimiz (asm): “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona hıyanet etmez. Ona yalan söylemez. Ona yardımı terk etmez. Her Müslüman’ın ırzı, malı ve kanı diğer Müslüman’ın üzerine haramdır. (Mübarek kalbini göstererek) Allah korkusu buradadır. Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor görmesi yeter” buyurmuştur.1

Kulun mahşer gününde hakkını yiyen bir kimse ile ilgili olarak Cenâb-ı Allah’a: “Şu kişide alacağım var. Hakkımı yedi. Onu Cehennemde yak!” deme hakkı elbette yoktur. Çünkü orada Ahkemü’l-Hâkimin Cenâb-ı Allah’tır. Hâkim’in takdirine ve inisiyatifine müdahale edilir mi? Takdir O’nundur. Sonra, Cenab-ı Allah zalime –hâşâ- iltimas mı geçecektir ki, buna ihtiyaç olsun? Nitekim kul hakkının mahşer günündeki yansımasını konu alan şu hadis-i şerifin verdiği haber tüylerimizi diken diken eder:

Ebû Hüreyre (ra) bildirmiştir: Resulullah (asm) Ashab-ı Kirâm’a: “Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sordu.

Ashab-ı Kiram: “Bize göre müflis, parası-pulu olmayan ve malı bulunmayandır” diye cevap verdi.

Allah Resulü (asm) şöyle buyurdu: “Ümmetimden müflis olanlar şu kimselerdir: Kıyamet Günü namaz, oruç ve zekât ile gelir. Fakat amel defterinde; ‘Şuna sövdü!’, ‘’Şuna zina iftirası yaptı.’, ‘Şunun malını yedi.’, ‘Şunun kanını akıttı.’, ‘Şunu dövdü!’ diye yazılmış olarak gelir. Bu durumda hasenatının sevaplarından şu kimseye verilir. İyiliklerinin sevabından bu kimseye verilir. Eğer üzerindeki borç ödenmeden önce sevapları tükenirse, alacaklıların günahlarından alınıp onun üzerine yazılır. Sonra Cehenneme atılır.”2

Ebû Katâde Haris b. Rib’iy (ra) rivayet eder: Resûlullah (asm): “Allah yolunda cihad ve Allah’a îman amellerin en efdâlidir” buyurdu.

Bir adam ayağa kalktı ve: “Ya Resûlallah! Eğer Allah yolunda öldürülürsem, benden sâdır olan günahlarım örtülür mü?” diye sordu.

Allah Resulü (asm): “Eğer sabrederek, sevabını umarak ve arkanı dönmeden harbe yönelmiş halde iken öldürülürsen, kul hakkından başka günahlarına kefaret olur. Bunu bana şüphesiz Cibril söyledi” buyurdu.3

Ebû Hüreyre (ra) rivayet eder: Allah Resulü (asm) şöyle buyurmuştur: “Kimin yanında kardeşinin vakar ve onurunu sarsacak cinsten veya kıymeti bulunan bir şeyden zulüm ve haksızlık ile elde edilmiş bir hak varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı gün gelmeden önce bu gün, dünyada iken helâlleşsin. Yoksa sâlih ameli varsa, haksızlığı kadar alınır, hak sahibine verilir. Şayet hasenatı yoksa hak sahibinin günahları alınır, onun üzerine yüklenir.”4

Zikrettiğimiz hadis-i şeriflerden anlaşılacağı gibi, kul hakkı bir Müslüman’ın mânevî hayatı üzerinde önemli bir handikap olarak bulunmaktadır. Her Müslüman’ın hayat hakkı, şahsiyet ve onurunun korunması hakkı, özel hayatının gizliliği hakkı, dinî ve vicdanî kanaat hakkı, ikamet, seyahat, öğrenme, bilgi edinme, düşünce ve ifade hürriyeti, mülk edinme, çalışma, harcama ve tasarrufta bulunma gibi kendi zatına özgü doğuştan getirdiği hakları İslâm Dîni tarafından korunmuştur ve dokunulmaz îlân edilmiştir. Müslüman’a iftira atmak, gıybetini yapmak ve haksız yere kalbini kırmak da hiç şüphesiz kul hakkı kapsamına girer.

Kul hakkının günahından ve vebalinden kurtulmanın tek yolu, bu hakka riayet etmek ve karşı taraf ile gönülden ve içten helâlleşmektir. Helâlleşme sağlandıktan sonra tevbe ve istiğfarda bulunulursa, Cenâb-ı Hakk’ın Ğafûr ve Rahîm olduğu inşaallah anlaşılacaktır.

DİPNOTLAR:

1. Riyâzu’s-Sâlihîn, 234

2. Müslim

3. Riyâzu’s-Sâlihîn, 217

4. Buhârî

Link to comment
Share on other sites

Ülkemiz dinler mozaidir doğru keşke herkes birbirinin inanışına saygılı olsa...

biri istemeden ya da nereye gideceğini düşünmeden yanlış bir ifadede bulunmuşsa bunun karşılığı bilalin verdiği kerhane cevabı bigi olmamalı,

karşındaki hata yapsa bile sen vereceğin cevapla o saygıyı hak etmelisin ilk önce

Link to comment
Share on other sites

neden garantisi yoktur diyorsun Beraat kandilinde yürekten dua eden herkesin duaları kabul olunmaz mı? öyle bir inanış yok mu? şuraya şu kadar verirsen şu duayı okursan diye bişey zaten yoktur bunların hepsi hurafedir... Ülkemiz dinler mozaidir doğru keşke herkes birbirinin inanışına saygılı olsa...

Sevgili bilalatac... Senin dini algılamanı tüm samimiyetimle destekliyorum... İnsanlar diledikleri dine inanabilirler ama bilmedikleri dinler hakkında yorum yapamazlar... Verdiğin örnekte bir aracı yoktur... Yaradanın kendisinden dileme vardır... İslam için önemli günlerde...

Örnek mi istiyorsun aracı kullanılmasına... Verelim:

1. Ağaç dallarına çaput bağlanır. O ağacın altında evliya yatıyor denir. Ben evliyadan himmet bekliyorum anlayışı hakimdir...

2. Yatırlara çeşitli sebeplerle adaklar adanır. Çocuk dilenir, sağlık istenir, bereket ve para beklenir....

3. Bazı yörelerde kayalara çiviler çakılır, işim sağlam, huzurum bol olsun diye...

4.

5.

vs.

Örnekleri çoğaltmak mümkündür....

Bunlar benim saf Anadolu insanımın atadan miras aldığı değerleridir... Tümü eski Türk inançlarından beslenen, İslamlıktan sonra terk edilememiş inanmalardır... İslamla uzaktan yakından alakası yoktur... Prof. Dr. Bahattin Ögel'in Türk mitolojisi ve Prof. Dr. Abdülkadir İnan'ın Şamanizm isimli eserlerini okursanız bunları ve örneklerini bolca görürsünüz... Ayrıca İbn-i Fazlan Seyahatnamesine göz atarsanız aynı uygulamaların ve daha fazlasının Türklerin İslamlaşma sürecinde dahi var olduğunu göreceksiniz...

Bu halkımın bilgi konusunda eksik olduğunu gösterebilir fakat Dinimin içerisinde olduğunu göstermez... Lütfen bu tür inanmaları sizin inancınızda bu da var şeklinde anlatmaya kalkışmayın...

Yorum yapabilmek için evvela bilmek gerekir...

Saygılarımla...

Link to comment
Share on other sites

  • Administrator

neden garantisi yoktur diyorsun Beraat kandilinde yürekten dua eden herkesin duaları kabul olunmaz mı? öyle bir inanış yok mu? şuraya şu kadar verirsen şu duayı okursan diye bişey zaten yoktur bunların hepsi hurafedir... Ülkemiz dinler mozaidir doğru keşke herkes birbirinin inanışına saygılı olsa...

bilmiyorum kardeşim hiç yaşadın mı birisine karşı bi hata yapmışsındır ve bunu gidip ona itiraf edersin sonrada pişman olduğunu söyleyip özür dilersin aslında kendini bir nevi aklanmış hissedersin affedilince... ben mesela kendimden örnek vereyim iman etmeden önce şu anda deliler gibi sevdiğim kızı başkası ile aldatmıştım bundan onun haberi bile yoktu ama ben kendi içimde rahatsız oluyordum bu durumda ne yapmam gerekirdi? bir odaya çekilip Allah'a bu yaptığımdan dolayı pişman olduğumu söyleyerek sabahlara kadar tövbe etsem kendimi iyi hissedebilirmiydim? bana göre yanlış olan aslında bu idi, bi kaç imanlı (benim inandığım dine inanan insanlar diğer kişilere imansız demiyorum yanlış anlaşılmasın) arkadaşla pazarları dua ettiğimiz yere kız arkadaşımı da davet edip onların önünde yaptığım şeyi açıkladım ve ondan özür diledim şu anda kendimi gayet iyi hissediyorum yaptığım hatanın farkına vardım telafi etmek için elimden geleni yaptım ve bir daha da beni bu hataya sevk edecek herşeyden uzak duruyorum... elbette haklısın senin günahın rahibi ilgilendirmez ancak buradaki amaç sadece kendi iç dünyanı birilerini anlatıp rahatlamaya çalışmandır, psikologlar bunun için yoklar mı? bir nevi bu şekilde düşünebilirsin elbetteki rahip aracılığı olmadan da tövbe edilebilir ama eğer işlediğin suç RAB e karşı ise bu şekilde tövbe mantıklıdır, başkalarına karşı bi suç işlemiş ve bunu kendi içinde halletmeye çalışıyorsan bu tövbenin pek bi anlamı olmayacağı kanaatindeyim...

Birini aldatmış veya birinden birşey çalmışsan bu zaten kul hakkıdır. Kişiden helallik alınmadan affedilmeyecek şeylerdir yani.

Ve yaptığın birşeyi arkadaşına anlatınca rahatlamış olabilirsin. Ama allahtan af dilemiş olmazsın bu pozisyonda yine. Rahip mi bizim yerimize af dileyecek? Allaha bizden daha mı yakın? Yoksa bi zümre meselesi mi rahiplik allaha yakınlık konusunda?

Link to comment
Share on other sites

biri istemeden ya da nereye gideceğini düşünmeden yanlış bir ifadede bulunmuşsa bunun karşılığı bilalin verdiği kerhane cevabı bigi olmamalı,

Sevgili Greyfurt... Forumda henüz üçüncü mesajın... Ne kadar hassas olduğunu kullandığın kelimelerle bize kanıtladın... Seni tebrik ediyorum...

Kişileri birbirine düşürmeye çalışmayınız... Cevap vermeyi beceremiyorsanız bırakın bilenler konuşsun... Kullandığınız sözcükleri doğru seçiniz...

Burada kardeşler arası bir tartışma ve hatta münazara vardır... Kimse kimseye hakaret etmiyor...

Sizi esefle kınıyorum...

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

Guest
This topic is now closed to further replies.
  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...