tarihogretmeni Posted May 12, 2007 Share Posted May 12, 2007 ANNE İlk kundağın Ben oldum, yavrum; İlk oyuncağın Ben oldum! Acı nedir Tatlı nedir... bilmezdin... Dilin damağın Ben oldum! Elinin ermediği Dilinin dönmediği Çağlarda, yavrum Kolun kanadın Ben oldum Dilin dudağın Ben oldum Belki kıskanırlar diye Gördüklerini Sakladım gözlerden Gülücüklerini... Tülün duvağın Ben oldum! Artık isterlerse adımı Söylemesinler bana “Onun annesi” diyorlar... Bu yeter sevgilim, bu yeter bana! Bir dediğini iki Etmiyeyim diye öyle çırpındım ki Ve seni öyle sevdim sana O kadar ısındım ki Usanmadım, yorulmadım, çekinmedim Gün oldu, kırdın... İncinmedim; İlk oyuncağın, Ben oldum, yavrum Son oyuncağın Ben oldum... Layık değildim Layık gördüler Annen oldum yavrum, Annen oldum! Arif Nihat Asya mXcXCIAj5ds Link to comment Share on other sites More sharing options...
jelibon Posted May 12, 2007 Share Posted May 12, 2007 gece gece benı aglattın tum gozyaslarım omrune yıl olsun annem benım.. hayatımda tanıdıgım en zeki kadın..ıyı kı varsın..ıyı kı annemsın...cok ozledım.. Link to comment Share on other sites More sharing options...
ixirix Posted May 13, 2007 Share Posted May 13, 2007 uzun zamandır annemi göremiyorum.şu hayatta canımı verebileceğim tek kişi canım annem ve tüm annelerin anneler günün kutlu olsun Link to comment Share on other sites More sharing options...
Iceberg Posted May 13, 2007 Share Posted May 13, 2007 Link to comment Share on other sites More sharing options...
husamettin Posted May 13, 2007 Share Posted May 13, 2007 KOLAY MI ANA OLMAK .....? kolay mi ana olmak.........? bombalarina karsi ,tas atmak kufrana.... evladini her optugunde,bugun hangimizi vuracak kahpe bir kursun diyerek sarilmak... hapsedilmek ya da surgun sayilmak ama teslim olmamak..... hergun cicekler koklamak yerine sehadet kokusuna alismak.. kolay mi ana olmak....? onurla tasidigin carsafina,yeni dogmus bebegini sarmak.... bir damla sut veremeden,kucuk dudaklarini sehid babasinin kaniyla islatmak........ hep onurlu ve ozgur kalmak...... kolaymi ana olmak....... ortulusun diye , kuyulara atilmak.... sokaklarda hakaret gorup,zindanlara koyulmak....... herseye ragmen...namusunla rizkini aramak..... firavunlara meydan okuyup, buyuculerin hilesine karsi.. dualarini asa yapmak........ kolay mi ana olmak......? karada gemi yapan peygamber misali..... HAKK olan davanda ,alaya alinmak... ben gemimi yapayim deyip, tufanin sahibine siginmak bunca nemrut icinde........ putlar binbir cesit....... hepsini yikip ,atesleri goze almak...... kolay mi ana olmak.........? hanne misali yillarca bekledigin sana verilince, tesekkur edebilmek icin, tek varligini, yillarca bekledigini....... bebegini Rabbine adamak........ kolay mi ana olmak......? derdinle dertlenmeyen,onca kardese ragmen muminler ancak kardestir ,ayetiyle yasamak ummetim diye aglayan bir resulu, evlatlarina anlatmak...... yigin yigin kalabaliklar icinde, yap yalniz kalmak.. herseye ragmen Allah bana yeter ,O ne guzel vekildir inanciyla , ISLAM'a teslim olmak kolay mi ana olmak....... yilda bir gun analigi hatirlatilanlara inat cennetleri ayaklarin altinda tasimak....... kolay mi Musluman bir ana olmak.....? alıntıdır Link to comment Share on other sites More sharing options...
CriminaL Posted May 13, 2007 Share Posted May 13, 2007 Sevgili Anneciğim, Ne garip; yeni yeni farkediyorum ki, çocukları anne olunca çocuklaşıyor anneler ve insan, zamanın nasıl insafsız bir öğütücü olduğunu bu rol değişiminde anlıyor. Eminim karnındaki ilk tekmemden, hatta doktorların Bundan sonra ağır kaldırmak yok’ müjdesinden beridir iki kişilik yaşıyorsun yaşamı… Doğum odasında bir küçük el saçlarına tutununca değişti herşey ve o el, o saçtan hiç eksik olmasın istedin. Kimbilir kaç geceyi karyola başuçlarında derin iç çekişler dinleyip hüzünlenerek uykusuz geçirdin, kaç emzirme seansında bitkin uyuyakaldın. O gün bugündür hayatı, bir toprakla çiçeği kadar ortak üretiyor, tüketiyoruz. Yolboyu, kusurlarını hiç görmedik birbirimizin, yeteneklerimizi abarttık karşılıklı; toz kondurmadık üzerimize, kol kanat gerdik… Ben dünyanın en iyi evladıydım, sense; tarihin en iyi annesi… Her çığlıkta başucumda biteceğini bilmenin güveniyle büyüdüm. Her derdimde benden çok dertleneceğini bilmenin o bencil alışkanlığıylaayakta kaldım. Sevginle donandım… Ama sonra birden o korkunç çark devreye girdi ve yaşamın acımasız kuralı işledi ; Büyüdüm… Senin kollarında ’sen’den habersiz, bambaşka bir ‘ben’ çıktı ortaya. Bazen o eski ‘ben’e hiç benzemeyen bir ‘ben’… Çünkü farkettim ki, anlattığın masalların yaşamda karşılığı yokmuş. Kızlar bir prens umuduyla kurbağaları öpedursun, ben her yalanda burnumu yokladım. Şaşırdım. Bostandaki lahanaların, ısırılmış lahanaların ve benzeri pastoral ninnilerin modasının geçtiğini gördüm sokakta… Söyleyemedim sana… Yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin artık eskisi kadar geçerli olmadığını’ anlatan kitapları salonun ortasında açık bıraktım, açıp okuyasın diye… Her kuşağın o vazgeçilmez ikilemi depreşti yeniden; Devir de amma değişti’ diye yakınırken sen; ben ilginle boğulduğumdan dertlendim. Bir yerim yaralandığında ‘Anam görürse ne kadar üzülür’ diye gizlemeye çalışmak küçük bir çocuk için nasıl bir yüktür bilir misin? Acından çok onda yaratacağın acı, acıtır canını… Oysa ne çok acılar paylaştık seninle… Ve ne çok sevinçler yaşadık beraber… Nasıl dar günlerde yardıma koşup, kaç şenliğine ortak olduk birbirimizin? Lakin artık kafesten uçma vaktiydi. Danaların girdiği bostan’da ayakta kalabilmenin yolu, tek başına kanat çırpmayı öğrenmekten geçiyordu. Yargıladık birbirimizi bir dönem…Sorguladık… Sen bana eş dost çocuklarını örnek gösterdikçe, ben seni eş dost ebeveynleriyle kıyaslar oldum. Sen her sohbete ‘Bizim çocukluğumuzda…’ diye başladıkça ben, değişen takvim yapraklarını koydum önüne… Nasıl da zalim bir çark bu değil mi? Doğuyor, doğuruyor ve günün birinde yuvadan uçacağını bile bile koca bir ömrü karşılıksız veriyorsun… Ve hayat birden ıssız bir adaya dönüşüveriyor. Sonrası kâh bir kapı zili beklentisi, kâh bir mektup, kâh bir telefon sesi… Gizliden gizliye özlenen bir torun müjdesi… Fotoğraflar sarardıkça solan bir yaşam ve uzaklaştıkça yakınlaştığımız bir mazinin geri dönmez anıları… Yazılarla konuştuk öyle zamanlarda…Bakışlarla anlaştık. Ağlaştık birbirimizden gizleyerek acılarımızı… Bir mimikle özleştik, bir gülüşle kavuştuk. Ben büyürken seni de büyüttüm. Şimdi çok daha iyi anlıyoruz birbirimizi… Çünkü küçücük bir el saçlarımı kavrıyor geceleri… Karyola başlarında uykusuz geceler geçiriyorum. Pastoral ninnilerle büyütüyoruz oğlumu; yalancı çocukların burunları uzuyor masallarda, öpülen kurbağalar prens oluyor. Ve yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin geçersizleştiğini anlatan kitapları kaldırıyoruz salondan gizli gizli… O korkunç çark, acımasız bir hızla dönmeye devam ediyor. Zaman, öğütüyor kuşakları… İnsan ancak mahrum kalınca anlıyor sevginin değerini… Bense sevginden mahrum kalmaya fazla dayanamayacağımı biliyorum. O yüzden bu Anneler Günü’nde sana upuzun bir ömür diliyorum. Hem biliyor musun? ‘SENİ ÇOK SEVİYORUM’ Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.