tarihogretmeni Posted April 22, 2007 Share Posted April 22, 2007 Yerli ve yabancı 45 sanatçı, unutulan rebabın tanıtımı için Anadolu'da konserler verecek. Sanatçılar, Anadolu'dan dünyaya sevgi, barış ve dostluk mesajları verecekler. Türk klasik musıkisi ve Mevlevi musıkisinin unutulan sazı Rebab'ın tanıtımı için yerli ve yabancı 45 sanatçı bir araya geldi. UNESCO 2007 Dünya Mevlânâ Yılı etkinlikleri çerçevesinde, Türk ve yurtdışından gelen sanatçı ve akademisyenler, konserlerle Rebab'ı tanıtacaklar. Nefes terapisti, sosyal pedagog, doktor, müzikterapist, üniversite öğrencisi, öğretmen, akademisyen, psikolog, avukat, bilgisayar uzmanı, bitki ile tedavi uzmanı, ergoterapist, tezyinat sanatçısı, eğitimci, diş hekimi, çevre mühendisi, elektrik mühendisi, ressam ve ebru sanatçıları ile müziğe gönül vermiş müzisyen ve solistlerin katılacakları organizasyon İzmir'den başlayacak. TÜRK SAZLARI İLE BİRLEŞECEK Alman (, Avusturyalı (4), Moğolistanlı (2), İsviçreli (6), İspanyol (5), Uruguaylı (1) ve Türklerden (20) oluşan 45 sanatçı-akademisyen tarafından 27 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında İzmir, Bodrum, Manisa, Konya, Kastamonu, İstanbul ve Ankara'daki konserlere katılacak sanatçılar, ağırlıklı olarak ülkemizde unutulmaya yüz tutmuş olan ve sadece birkaç hünerli el tarafından icra edilerek yaşatılmaya çalışılan Rebab adlı saz da, ney, ud, bağlama, kanun, tar gibi Türk sazları ile birlikte icra edilecek. Mevleviliğin ikinci sazı Göğsü Hindistan cevizinden yapılan ve üzerine yayın balığı derisi gerilen, at kılı tel ve yay ile icra edilen Rebab, Mevlevi usulü ve klasik Türk musıkisinde en az ney kadar önemli iken son asırlarda unutuldu. Hazreti Mevlânâ'nın da Rebab'ı icra ettiği rivayet edilirken, Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'nın oğlu Sultan Veled'in Rebabname adlı bir eserinin olduğu biliniyor. Kuruculuğunu ve şefliğini Yard. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç'in yaptığı Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (Tümata) organizasyonu olan Rebab Anadolu turunun ilki de büyük ilgi görmüştü. Hz. Mevlana neden bu çalgıyı seçmişti? Bu sorunun cevabını onun şiirlerinde buluyoruz. “Diyorum ki, kalbim içimdeki bir çalgıdır. Ve o bana Rebab´ınki gibi bir sesle seslenir.” “Sen! Ey Rebab namesi! Ben senden daha kederliyim. Ama kalbimde de bir Rebab yaşıyor. Gitme! Biraz daha kal! Ey ziyaretçi! Benim sadece basit ve mütevazi bir yerim var. Burada konakla!” “Ateşin aşkını ve suyun aşkını tattık; kalbin ateşinde buharlaştık. Bir kurtuluş yolu bulduk ve ilahi bir haz ile aşk yaralarını sardık.” “Sevgili aşk namesi ve kalbimdeki Rebab! Kalbimin inlemesinin bütün cevapları olan güzellik: Mükemmelliği bulabilirsin; aradığın da bu değil mi? Ve o ancak benim harabolmuş kalbimde bulunur.” Yeni Şafak / Tümata Link to comment Share on other sites More sharing options...
44kasem Posted September 4, 2009 Share Posted September 4, 2009 yokmu bir iki eseri kulak pası açardı gönüle huzur verirdi be kardeş Link to comment Share on other sites More sharing options...
rezan Posted September 15, 2009 Share Posted September 15, 2009 işte bir örnek Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.