Jump to content

Gittiği yere kadar gidebilme


exit

Recommended Posts

Sinirli bir adam, bunu belli ettiğini bilmeden kendi kendine söyleniyordu.

Gittiği yere kadar gidebilmek. Önemli olan da bu değil mi.

Fısıldamadan içinizden söylesenize.

Gittiği yere kadar gidebilmek...

Önemli olan bu.

Arabamın benzin ışığı yandığında riske girer, kendi benzincime gitmek üzere yola çıkabilirim. Yolda kaldığım da olmuştur. Ama - ya gidersem -der giderim. Çoğunlukla giderim. Yolda kaldığım olmamış mıdır? Olmuştur. Ama denerim. Korkarsam biter zaten. Bitmemeli der basarım gaza.

Yollar benim.

Jack Daniels şişem de biter. Az kaldı diye onu bekletmem, müzelik etmem. İçerim. Evde özel bir gün için içki saklamam. Özel bir gün o gündür. Canımın istediği gün. Yağmurun yağması ya da yağmaması sebep olabilir. Belki de hüzünlü bir şarkı ne bileyim, kadınımın güzel bir bakışı, bir günün batışı, doğuşu, günün ortası…

Özel günlerden en özeli bu gündür.

Anlamsız yaşama standartlarıyla yaşamaya da hep karşı çıkmışımdır. -O kadar et yeme, kolestrole dikkat et, aman üç beyazdan uzak dur. Yahu tuzlu salata yemedikten sonra salatanın anlamı ne? Ya da şekersiz çay sevmiyorum o zaman neden içeyim.

Sağlıklı yaşam.

Evet sağlıklı yaşam anahtar sözcük. Şehrin stresinden kurtulabilmek için spor salonlarına dalıyoruz. Spor salonlarına para verdiğimiz için oradaki koşu bandı bizi bekliyor. Oysa sahilde koşmak bedava. Ama sahile para vermediğimizden, hava bozuk, akşam dönünce koşarım gibi kendimizi kandırmacalardayız…

Mutsuzuz. Bunun suçlusu da kendimiz oluyoruz da bize söyleyen yok. Yaşamdan bile sıkılıyoruz.

Tek derdimiz evlenip yuva kurmak.

Evlenip yuva kurmak ve yavrulamak isteyen ve ARTIK BİYOLOJİK SAATİM geldi diyen kadınlardan kaçıyoruz. Ya da hayatına cinsellik sokabilmek için tek yolun evlenmek olduğunu düşünen erkeklerden. Bir de evlilik öncesi seks sendromuyla 30 yaşını geçmiş ve artık ilk gece korkusu kendini her gece korkusuna bırakmış ve ASLA OLMAYACAK’a doğru gidenler var.

- Hayatım sen o duygularını başkasıyla yaşa aşkın bana kalsın.

- Tabii hayatım. Biraz cila ister misin? Boynuzlarını parlatırsın.

- Levent seni aldattı Ceyda.

- Levent beni asla aldatmaz Beyza.

- Sen öyle san Ceyda.

- Ben ne yaptım ki ona. Ühü ühü. Beni neden aldattı.

- Biraz kilo versene hayatım.

- Diyetisyene gittim canım.

- Diyetisyeni yedin de mi geldin sevgilim.

- Kilonun ne önemi var. Önemli olan aşkımız.

- Tabii de canım sen yine de kilo versen azıcık…

Savaş halindeyiz.

Kadına da yazık.

Evlenmeden önce çalışıp kendine bakıyorsun. Evlenip hem adamın donlarını yıkıyor hem ona hem de kendine bakıyorsun.

Evlenip ne olacak? Çifte masraf. Legal ilişki. Sonra ben sana ömür boyu sadık kalacağım hayatım?

Sadık kim?

Sadık diye isim kaldı mı?

Adı sadık olan kişi her şeye sadık mı?

Bir bakış bile ihanet sayılırken eskiden, şimdi ufak kaçamaklar suç sayılmıyorsa Sadık’ın suçu ne? Bir kere oldu bir daha asla olmaz hayatım kelimesinin altında aslında çok oldu ama sen bunu yakaladın canım, bir daha asla olmaz, yani yakalanmamak için daha fazla düşünürüm yatmıyor mu?

Kim kimle yatıyor?

Ha?

Ne?

Ne olmuş?

Hayat gittiği yere kadar gitmeli.

Kasmamalı.

Biraz da kaderci olmalı.

Kanser olmayayım diye sürekli domates yiyenler de kanser olmuyorlar mı?

Düşünmeli.

Ama o kadar da değil.

Link to comment
Share on other sites

evet çok güzel bi yazı... bende geçenlerde bi yerde bi söz okumuştum ingilizce... çevirebildiğim kadarıyla yaziym buraya...

"Yaşlılar koğuşunda fazladan 3 yıl geçireceğim diye hayatın bütün tat ve zevklerinden vazgeçmeye hiç niyetim yok"...

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...