vjugur Posted June 25, 2013 Share Posted June 25, 2013 Selamun Aleyküm arkadaşlar benim izleyince ve okuyunca tüylerimin diken diken olduğu TÜRK savaşçılarını paylaşıcam izlemenizi ve okumanızı tavsiye ederim eğer benim bilmediğim biri varsada paylaşırsanız çok memnun olurum.. ☾☆ Kürşad ve Kırk Çeresi ☾☆ http://www.youtube.com/watch?v=mwqAv0-IG2I Müthiş Türk Koca Yusuf http://www.youtube.com/watch?v=2RTNwwkT584 Tozkoparan İskender Kemankeşlik; Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan bir okçuluk sporudur. Osmanlı İmparatorluğunda okçuluk Orta Asya Türkleri'nden gelerek, Arap geleneklerinin de hafif bezemeleri ile gelişmiştir. Osmanlı kemankeşlik sporu yüzyıllardır adını çok bilmediğimiz büyük kemankeşlerin (Bosna'lı Şüca, Havandelen Solak Bali, Tozkoparan İskender vs.) çıkmasını sağlamıştır. Bu sporcuların kimilerinin menzil atışları 1275 gez (800-850 metre) mesafeler ile kırılması güç rekorlara imza atmışlardır. Osmanlı kemankeşleri pir olarak Sahabe'den Ebu Vakkas'ı sayarlar. http://www.youtube.com/watch?v=OJkD8QxiIWM&NR=1&feature=endscreen Tarihi çevir, nal sesi kısrak sesi bunlardelmiş roma'nın kalbini mızrak gibi Hun'larGöktürkler, Uygurlar, Oğuzlar, PeçeneklerTürk'ün tarihine binbir zafer eklerDünya atımın nalları altında ezildiKaç haçlı sefer göğsüme çarpınca kesildiBir gün gemiler dağlara tırmandı denizdenKudret ve zafer bizlere miras dedemizden Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
mmcdejavu1 Posted June 25, 2013 Share Posted June 25, 2013 RUSLARI BİLE ŞAŞIRTAN O BÜYÜK MÜDAFAA: ''PLEVNE SAVAŞI'' Tarih: Cmt Eyl 19, 2009 7:48 am Doksanüç Harbi diye meşhur olan, Osmanlı-Rus Savaşında (1877-1878) Plevne cephesinin ünlü kumandanı. 1832’de Tokat’ta doğdu. Beşiktaş’taki Askerî Rüşdiyede ve Kuleli Askerî İdâdîsinde (lisesinde) okudu. Harbiye’yi yirmi yaşında ikincilikle bitirdi. Harp Akademisine girdi. Akademi’yi bitirmeden, Kırım Savaşının çıkması üzerine Tuna cephesine gönderildi. Burada dört yıl kalarak, teğmenliğe yükseldi. Savaşın sonunda yüzbaşı oldu. 1856’da Akademi’ye devâm ederek tahsilini tamamladı. Genel Kurmay Başkanlığında çalıştı. Anadolu’nun haritasını çıkarma göreviyle Bursa’ya gönderildi. Teselya’da, Yenişehir’de ve Cebel-i Lübnan’da görev aldı. Girit isyânlarının başlaması üzerine Girit’e tâyin edildi. 1866’da Girit’teki çalışmaları ile Serdâr-ı ekrem Ömer Paşa'nın takdirini kazandı. Miralay (albay) oldu ve Yemen’e gönderildi. Arkasından Paşa rütbesiyle Rumeli’de bulunan Beşinci Ordu Manastır Fırka (tümen) Kumandanlığına tâyin edildi (1875). Buradaki çalışmaları takdir edilerek, birinci ferik (korgeneral) oldu. Sırp isyânları başlayınca emrindeki birliklerle İzver tepelerini ve Zayçar kasabasını zaptetti. Sırp ordusunu yendi ve müşir (mareşal) oldu (l876). Gâzi Osman Paşa'yı bütün dünyâya tanıtan, (1877-1878) Osmanlı-Rus Harbindeki savunma, gayret ve kahramanlıklarıdır. Bu harpte, Plevne cephesindeki müdâfaası ile dünyâ harp târihine yeni prensipler getirdi. Gâzi Osman Paşa, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı başladığı sırada Vidin ve Rahova bölgelerinin korunmasıyla vazifeliydi. Tuna’yı geçerek savaşın düşman topraklarında yapılmasını teklif ettiyse de, buna izin verilmedi. Rusların Berkofça Dağlarını aşmaya başlamasından sonra Osman Paşaya hareket emri verildi. Osman Paşa, kumandasındaki kuvvetlerle Plevne önlerine geldi. Rusların elinde bulunan şehri ele geçirerek, savunma için gerekli tedbirleri aldı. Ruslar Pelevne’ye karşı saldırıya geçti. Osman Paşa, Rusların bu ilk saldırısını, bir karşı taarruzla Osma Suyunun öte yakasına atarak bertaraf etti (20 Temmuz 1877). Ruslar, 30 Temmuz'da tekrar bir saldırıya geçtiler ve yapılan kanlı savaşlardan sonra geri çekildiler. Bunun üzerine Rus Çarı, Osman Paşaya karşı Romen ordusundan yardım istedi. Rus Çarı, Romanya Prensi Birinci Karol’e yardım için şu târihî telgrafı çekti. “İmdâdımıza gel! İstediğin gibi, istediğin yerden, dilediğin şartlarla Tuna’yı geç! Acele Plevne’de yardımımıza yetiş! Türkler bizi mahvediyorlar! Hıristiyanlık, dâvâsını kaybetmek üzeredir!” Bu yardım talebi üzerine, Romenler elli bin kişilik bir orduyla Plevne’de Ruslar'a yardıma koştu. 11 Eylüld'e Rus-Romen birleşik ordusu, tekrar Plevne’ye doğru taarruza geçti. On iki saat süren büyük Rus taarruzu, düşmanın, kesin mağlûbiyetiyle neticelendi. Böylece Osman Paşa, üçüncü Plevne Savaşını da kazandı (11 Eylül 1878). Gâzi unvânını aldı. Daha büyük kuvvetlerle kuşatmaya devâm eden Ruslar, Plevne’nin teslimini istediler. Gâzi Osman Paşa, bu teklifi reddetti. Hiçbir yerden yardım gelmeyen Plevne’de yiyecek, yakacak ve ilâç sıkıntısı başlamıştı. Bu durum karşısında Gâzi Osman Paşa, bir huruç (çıkış) harekâtı yaparak, Plevne’den çıkmaya karar verdi. Bu kararı öğrenen Plevne ahâlisi, ileri gelenleri Osman Paşaya ricâcı gönderdiler; “Eğer asker Plevne’den çıkarsa, sivil halk içindeki Bulgarlar, bizlere çok zarar verir. Müsâade ediniz biz Müslüman ahâli de Plevne’den çıkalım” şeklindeki teklif üzerine Bulgar halkının ileri gelenlerini çağıran Osman Paşa, onlardan Müslümanlara zarar vermeyeceklerine dâir söz aldı. Buna rağmen Müslümanlar; “Biz de sizlerle gelelim.” diye çok yalvardılar. Osman Paşa, kimseyi kırmamaya dikkat ederdi. “Biz askerî usûllerle harekât yaparız. Sizler bize ayak uyduramazsınız” dediyse de, halkın istekleri çok acındıracak durumda olduğundan istemeyerek râzı oldu. Huruç harekâtının yapılacağı sabah, halkın araba, kağnı ve hayvanları ile askerin intikal yoluna askerden önce, geceden dizilmiş olduğu görüldü. Plevne yollarında tam bir hengâme oldu, yollar kapanmıştı. İşte bu esnâda Rus topçusu ateşe başladı. Nice çoluk çocuk, kadın-kız bu ateş altında şehid oldu. Halkın bu aceleciliği aynı zamanda harekâtı da ifşâ etmişti. Zâten küçük bir kasaba olan Plevne yollarında yayaların bile geçmesi zorlaşmıştı. Plevne’yi kuşatan Rus ordusuna karşı asker “Allah Allah” sesleri arasında hücûma geçti. Sayı ve silâhça kendilerinden kat kat fazla olan düşman ordusunun birinci hattını kahramanca yardı. Ancak Ruslar, asker ve silâh çokluğunun yanında, ayrıca devamlı takviye alıyordu. Bu çıkış harekâtı sırasında Gâzi Osman Paşa'nın atı isâbet alarak öldü. Kendisi de bacağından ağır yaralandı. Açlık, hastalık, yardımın gelmemesi ve maiyetinde her türlü fedâkârlığı gösteren askerin harcanmaması düşünceleri, Gâzi Osman Paşa'yı teslime mecbur etti. Yarası, Vizsuyu kenarında bir evde sarılırken, Rus generali Ganetski tarafından esir alındı. Az sonra Rus Başkumandanı Grandük Nikola, askerî tören yaptırarak, askerlik ve esirlik kâidelerine aykırı olmasına rağmen, Osman Paşa'nın kılıcını iâde etti. Heyecan ve samimiyetle takdir ve parlak savunmasından dolayı tebriklerini bildirdi. Azamî hürmet göstermeye çalışan Nikola, Osman Paşaya: “Şu anda yeryüzünde bu kılıcı şerefle taşımaya hakkı olan tek insan sizsiniz” demekten kendini alamadı. Kısa bir süre sonra Rus Çarının bulunduğu karargâha getirilen Osman Paşa, Çar tarafından da tebrik edildi. Rusya’ya trenle götürülen Osman Paşa, trende Rus subaylarıyla harp ve askerlik üzerine Fransızca sohbetler etti. Rusya’ya varışında, ülke içinde istediği yere gidebileceği bildirildi. Gâzi Osman Paşa, bâzı Türk illerini gezdi. Her gittiği şehirde devlet reislerine yapılan merâsimle karşılanıp uğurlandı. Gâzi Osman Paşa, bir müddet sonra Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın teşebbüsleri neticesinde Rusya’dan İstanbul’a döndü. İstanbul’a gelişte halk tarafından büyük sevgi ile karşılandı. Sultan İkinci Abdülhamid Han, göz yaşları içinde alnından öptü ve kendisine; “Sen benim yüzümü bu dünyâda ak ettiğin gibi, Allah da senin yüzünü iki cihânda ak etsin” diye duâ etti. Serasker oldu. Yedi yıl bu görevde kaldıktan sonra Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından Mâbeyn Müşiri (Saray Mareşalliği) görevine getirildi. Ölünceye kadar bu görevde kaldı. Törenlerde, Pâdişâhın arabasında ve ona karşı otururdu. 1900’de 68 yaşında vefât etti. Kabri, Fâtih Câmii avlusundadır. Türbesini, onu çok seven Sultan İkinci Abdülhamid Han yaptırmıştır. Gâzi Osman Paşa, temiz ahlâkı, kahramanlığı, samîmî Müslümanlığı ve devlete olan bağlılığı ile günümüze kadar sevgi ile anılmıştır. Adına yazılan Plevne veya Gâzi Osman Paşa Marşı hâlâ söylenmektedir. Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa’yı rahmetle ve hürmetle yadediyoruz. https://www.youtube.com/watch?v=ltLA22xZuf0 Bu Savaşı asla es geçmem Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
2parmak Posted June 25, 2013 Share Posted June 25, 2013 biz Türk'lere Türk adını biz vermemişiz.Çinliler Türk demiş Anadolulular rum demişler. Yani anlayacağınız TÜRK olmak zor zanaat Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
vjugur Posted July 28, 2013 Author Share Posted July 28, 2013 Mustafa Levent Göktaş http://www.youtube.com/watch?v=IBtcoNMRXvE Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
vjugur Posted November 16, 2013 Author Share Posted November 16, 2013 (edited) 22.06.2004 Bordo Bereliler’in zaferi Uğur ERGAN / ANKARA Türk Silahlı Kuvvetleri’nin göz bebeği, Abdullah Öcalan ile Şemdin Sakık’ın ele geçirilmesi gibi operasyonlara imza atan ‘Bordo Bereliler’, 26 ülkeden özel kuvvetlerin katılımıyla yapılan ‘Dünya Özel Kuvvetler Şampiyonası’nda ABD’nin dünyaca ünlü Delta Force timlerini geride bırakarak Dünya Şampiyonu oldu. ALMANYA’da 26 ülkeden özel kuvvetlerin katılımıyla yapılan ‘Dünya Özel Kuvvetler Şampiyonası’nda ‘Bordo Bereliler’ diye tanınan Türk Özel Kuvvetleri, tarihi bir başarıya daha imza attı. Bir hafta süren yarışmada Bordo Bereliler birinci olurken, ABD’nin dünyaca ünlü Rangers ve Delta Force kuvvetlerini de geride bıraktı. Tüm puanları topladılar Bordo Bereliler, özel harekat, teçhizatlı koşu, paraşütle atlama, tehlikeli göl geçişi, botla harekat ve su altı dalışı, keskin nişancılık, en zor koşullarda dayanıklılık ve bu koşullar altında düşman güçlerini bertaraf etme, düşman hedeflerini yarma ve içeriye sızma gibi bir çok kategoride, yarıştıkları diğer ekipleri geride bırakıp en üst düzey puanları topladılar. Teröristbaşını getirmişlerdi Özel Kuvvetler, teröristbaşı Apo’nun Kenya’da yakalanmasında kilit rol oynamıştı. Terör örgütü PKK’nın üst düzey yöneticisi Şemdin Sakık’ın ele geçirilmesi de Türk Özel Kuvvetler’in kamuoyunca bilinen operasyonları arasında yer alıyor. http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2004/06/22/478978.asp Edited November 16, 2013 by vjugur Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.