Jump to content

Churchill: Türkler insan değil gaz kullanılabilir!


tarihogretmeni

Recommended Posts

Savaşta Kızılay bayrağı çekmiş yaralı taşıyan bir gemimiz, yine bir hastanemiz vurulmuştu. Halbuki biz Kızılhaç gemilerine ateş etmiyorduk. Yine cephede gaz kullanarak kural tanımamışlardı.

gazhb7.jpg

İngilizler 1. Dünya Savaşı sırasında uluslararası savaş hukukunu tamamen hiçe saymışlar, Türk askerine karşı zehirli gaz kullanmışlardır. Çanakkale’de ise yine gaz kullanmışlar, Cenevre sözleşmelerini hiçe sayarak yakaladıkları esirleri barakalara doldurup diri diri yakmışlar, hastane gemilerini ve karadaki hastaneleri de topa tutmuşlardı. Buna karşılık Osmanlı askerleri ise hastane gemilerine, yaralanıp yere düşenlere asla ateş etmemişlerdir. Bunlarla ilgili yüzlerce hatıra kendi kaynaklarında bulunmaktadır.

Mesela Sargıyeri’nde bulunan binlerce yaralı askerimiz, Kızılay bayrağı düşman tarafından görünmesine rağmen top atışına maruz kalmış aynı anda 18 bin gazimiz şehit olmuştur. Yine şimdi Akbaş Şehitliği’nde elbiseleri ile yatan 200 Mehmetçiğimiz, yaralı vaziyette hastane gemisiyle İstanbul’a sevk edilirken, düşman gemileri tarafından bombalanarak şehit olmuşlardır. Oysa Türklerin kendi top menziline girdiği halde yaralı taşıyan düşmanın hastane gemilerine ateş etmediklerini bizzat Fransız generali Guro, hatıralarında ifade etmektedir. Avustralyalı Harold C. Newman’ın ifadeleri de şöyledir: “Savaş gemilerimiz hastahane gemisine yaklaşınca, Türk topçusu, Kızılhaç işaretini taşıyan gemiye zarar vermemek için hemen ateş kesmekten geri kalmıyordu. ‘Bunlar ve benzeri olaylar, birliğimizin bütün mensupları üzerinde derin bir saygı ve sempati uyandırmakta gecikmemişti. Pek çoğumuzun düşünce ve kanaatini ifade ettiğimden emin olarak belirtmek isterim ki, Türklerin karşımızda değil, bizimle aynı safta olmalarını yürekten arzulamıştık. O dehşet verici savaş içinde bizler, Türk askerini ‘Coni Türk’ olarak tanımış ve hayranlık duymuşuzdur.”

Savaşın arkasındaki beyin olan Winston Churchill, Türklere karşı zehirli gaz kullanalım teklifinde bulunmuş, ancak sağduyulu bazı İngiliz yetkilileri bu teklife karşı çıkarak “Bu bir insanlık suçu olur.” deyince, dönemin Bahriye Nazırı Churchill’in cevabı tüyler ürperticiydi: “Ama Türkler insan değil ki! Medeni olmayan (barbar) milletlere karşı gaz kullanılabilir!” Churchill’in 1919’da yazılı not olarak kağıda döktüğü görüşlerinin belgesini yanda bulacaksınız. (http://www.chu.cam.ac.uk/images/archives/ CHAR_ 16_15A_46.jpg) Bu, aslında evrimin babası Charles Darwin’in ortaya attığı ve 40 yıl önce de İngiliz Kraliyeti Müstemlekeler Bakanı Lord Gladstone’un ve ekibinin ileri sürdüğü “Türklerin maymun insan arası ‘medeniyet yıkıcı’ bir canlı türü” olduğu görüşüdür! Türkler böyle kodlanınca gaz da dahil her şey caizdir onlara göre.

belgevo3.jpg

Bu, “Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri” (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayını) kitabında açıkça belgelerle ortaya konmaktadır. İngilizler 19-20 Mayıs ve 2 Temmuz saldırılarında gaz kullanmışlardır. Osmanlı idaresi konuyu hariciye vekaleti kanalıyla dünyaya duyurmuş ve “Hâmî-i hak ve medeniyet geçinmek isteyen düşmanlarımıza mukabele-i bi’l-misilde bulunmak mecburiyeti hâsıl oluyor!” sözleriyle protesto etmiştir. Bu kez Alman subayları Türk askeriyesine gaz kullanmayı teklif etmiştir. Çünkü İngilizler sahilde ve alçak seviyededir, rüzgar da aleyhlerine esmektedir. Türk kurmay heyeti bunu kabul etmemiştir. Bu sırada İngiliz kurmay heyeti “Türkler de gaz saldırısında bulunacaklar” endişesiyle askerlerine gaz maskeleri dağıtmıştır. Ancak ecdadımızın cihat meydanındaki mertliğine o ana kadar şahit olan Anzaklar, “Türkler gaz kullanmazlar. Onlar temiz savaşçılardır.” diyerek gaz maskesi takmayı şiddetle reddetmişlerdir. (Bkz: http://www.devletarsivleri.gov.tr/yayin/ osmanli/canakkale/0001_canakkalemuharebe.htm)

“1919’da savaş bakanı olan Winston Churchill, “uygarlaşmamış kabilelere (Kürtler ve Afganlar) karşı zehirli gaz kullanılması” ihtimalinden coşkuya kapılmıştı. Hindistan Bakanlığı’nın itirazlarını “makul olmadığı” için reddetmiş ve “gaz kullanımına karşı gösterilen ‘yufka yürekliliği’ esefle karşılamıştı. Ve Hindistan Bakanlığı’nın itirazlarına karşın, RAF (Royal Air Force-Kraliyet Hava Kuvvetleri) Ortadoğu Komutanlığı’na ‘söz dinlemeyen Araplara karşı deney amacıyla’ kimyasal silah kullanma yetkisi tanımıştı. Churchill, ‘Sınırda hüküm süren kargaşanın hızlı bir şekilde sona ermesini sağlamak için var olan herhangi bir silahın kullanılmasına hiçbir koşulda karşı çıkamayız.’ açıklamasında bulunmuştu. Kimyasal silahlar, Churchill’e göre, sadece “Batı biliminin modern savaşa uygulanmasıydı.” (Bkz: Noam Chomsky, Z Magazine dergisi, Nisan 1998)

Zaman

Link to comment
Share on other sites

Siz ne yaptıgınızı sanıyosunuz! :lol: Çanakkalede olen onlarca sehide hiç mi saygınız yokda boyle bir konu içinde alakasız şeyler tartışıyorsanız! :p Unutmayınki su an burada yazı yazabiliyosak bu oradaki sehitler sayesindedir! Boylesine hassas bir konuda konu dısı ileti yazan herkes sonucuna katlanır.dots.gif

Sevgilerimle...

Link to comment
Share on other sites

Sanırım anlatamadım! Orayla ilgili herşeye saygı duymak gerekir. Bişeyi ayırmadan....

Konu ile iligi sadece bilgi verilmesi bundan sonra rica olunur. O kadar kirlettikten sonrada acıkcası sizlerden bekliyorum konu altına guzel bilgiler vermenizi :lol:

Link to comment
Share on other sites

18 Mart 1915'te Türk ordusu dünyada eşi olmayan bir zafer kazandı. Gelibolu'da yürekleriyle çarpışan Mehmetçiklerimiz bir tarih yazdı, Çanakkale geçilmedi...

Osmanlı topraklarına karşı böyle bir harekat 1904-1911 arasında İngiltere'de planlandı. Ağustos 1914' den itibaren Çanakkale Boğazı giriş çıkışları kontrol altına alındı. Kasım 1914'te Osmanlı Devleti ile İtilaf devletleri arasında savaş başlayınca plan uygulanmaya başlandı.. Kasım-Aralık 1914'te İngilizler, Seddülbahir ve Kumkale tabyalarını topa tuttular. 2.Ocak 1915'te İngiliz hükümeti Çanakkale Boğazının ele geçirilmesi kararını aldı. (Deniz Kuvvetleri Bakanı Winston Churchill). 28 Ocak 1915'te Deniz harekatı kararı verildi. 19 Şubat 1915'de Çanakkale savaşları fiilen başladı. Boğazın dış tabyaları tahrip edildi. Bombardımana 12 büyük zırhlı ve diğer gemiler katıldı. Deniz savaşının yeterli olmayacağı anlaşılarak çıkarma kararı verildi. Dış tabyaların 19 Şubat'ta tahribi (Toplam 19 top) sonucu İtalyanlar İtilaf Devletlerine meyletti, Ruslar telaşlandı ve İstanbul'un Yunanlıların eline geçeceğinden korkarak 40.000 kişilik bir yardımcı kuvvet göndermeyi teklif etti; ancak, İngiliz ve Fransızlar boğazları Ruslara vermeyi vaat ettiler. Asıl çıkarmanın 18 Mart'ta olmasına karar verildi. Orta tabyalar sürekli bombardıman edildi, dış tabyalar için karaya asker çıkarıldı. Boğazda mayın arama ve temizleme işi sürekli uygulandı.

18 Mart 1915'te düşmanın Büyük Taarruz'u sabah saat 11.00 de başladı. 18 büyük zırhlı, birçok muhrip ve denizaltı mevcut idi . Toplam 506 topa karşılık savunmada toplam 150 top vardı. Sonuç aynı gün 17:45 te alınmıştı. İki İngiliz, bir Fransız zırhlısı battı. Bir İngiliz, iki Fransız zırhlısı ağır yara aldı, üç gemi karaya oturdu. Kayıplarımız kırkdört şehit, yetmiş yaralı, sekiz top idi.

Neticede, düşman boğazı denizden geçemeyeceğini anlamıştır. Avustralya'dan Kanada'ya kadar sömürgelerden toplanan askerler de savaşa sürülmüştür. Bu gruptan en savaşcı askerler: "Australia and New Zealand Army Corp.", "ANZAK" lardır.

25 Nisan 1915 Çanakkale Savaşlarının en kanlı muharebeleri başlamıştır. Sabahın erken saatlerinde İngiliz ,Fransız ve ANZAK kara -deniz birlikleri, Seddülbahir ve Arıburnu'na, 70.000 kişi ile 109 harp gemisi, 308 taşıt gemisi desteğinde çıkarma yaptı. Aynı anda Fransız birlikleri Kumkale'ye yanıltıcı küçük bir çıkarma yaptılarsa da tutunamadılar. Arıburnu'na çıkan ve Conkbayırı'na doğru ilerleyen İngiliz birliklerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen karşıladı. Mayıs, Haziran, Temmuz ayları boyunca gögüs göğüse kanlı çarpışmalar oldu. 9 Ağustos ve 20 Ağustos'taki büyük saldırı ve geri püskürtülmeden sonra Çanakkale'yi karadan da geçemeyeceklerini anlayan İngiliz ve Fransızlar Kasım 1915'ten itibaren savaşı sona erdirmeye karar verdiler ve 9 Ocak 1916'da son düşman kuvvetleri de çekildi. Savaş boyunca 300.000 kadar İtilaf Devletlerinden, 250.000 kadar Türk askerinden kayıp oldu.

haber7.com/Nusret Odabaş

Link to comment
Share on other sites

BİR KAHRAMAN TAKIM VE DE "YAHYA ÇAVUŞ"TULAR,

TAM ÜÇ ALAYLA ,BURADA GÖNÜLDEN VURUŞTULAR.

DÜŞMAN, TÜMEN SANIRDI BU ŞAHASER ERLERİ,

"ALLAH"I ARZU ETTİLER,AKŞAMA KAVUŞTULAR

------------------------

DÜNYAYA BARIŞ ÇAĞRISI

"Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar!

Burada bir dost vatanın toprağındasınız,huzur içinde uyuyunuz.

Sizler Mehmetçiklerle yan yana,koyun koyunasınız.

Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar,göz yaşlarınızı siliniz.

Evlatlarınız bizim bağrımızdadır.Huzur içindedirler.

Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra,

Artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."

ATATÜRK

-----------------------------

Ruhları şad olsun.

Geçenkerde türkiyeyi ziyarete gelen bir uzakdoğulu ekip çanakkale ile ilgili şunları söylemişti:

Geçmişini bilmeyen toplumlar geleceğine yön çizemez !

Sizlerin tek eksiğiniz yeni doğanlara çanakkale yi anlatamamak bunun için her yıl turlar düzenlemeli ve yeni nesile bunları göstermelisiniz.bizim hiroşima ve nagazaki deki yaptığımız gibi buraları adeta müze haline getirmelisiniz.

HER TÜRK EVLADI BU GÜNLERE NASIL GELİNDİĞİNİ BİLMELİ,DÜŞÜNMELİ,BU SAVAŞLARDA EN AZ BİR DEDESİNİ KAYBETTİĞİNİN BİLİNCİNDE OLMALIDIR. İSTEYEREK CANLARINI DAHİ VERME GİBİ BİR FEDAKARLIĞIN HER MİLLETE NASİP OLAMAYACAĞI AÇIKTIR.DÜŞMANIN MODERN SİLAH VE CEPHANESİNE, ELİNDEKİ TEK TÜFEĞİ, KESKİN SÜNGÜSÜ VE GÖĞSÜNDEKİ ÇELİK GİBİ SAĞLAM İMANIYLA KARŞI KOYAN MEHMETÇİK, "DÜVEL- İ MUAZZAMA" DİYE DÜNYAYA NAM SALMIŞ DÜŞMANLARINA ÖYLE BİR DERS VERMİŞTİR Kİ, TÜRK OLMANIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ ASIRLAR GEÇSE DE UNUTAMAYACAKLARDIR.

BİZE DÜŞEN EN ÖNEMLİ VAZİFE O GÜNLERİ UNUTMAYIP,ÜLKEMİZ İÇİN ÇALIŞMAK,

ÇOK ÇALIŞMAKTIR.

Link to comment
Share on other sites

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ

Bugün yoğun gündemin içinden çıkarak bir başka önemli konuya değineceğim. Çanakkale şehitlerine. Daha da somut olarak Çanakkale'de şehit olan Türk ordusu mensuplarının imparatorluğun hangi illerinden gelerek Çanakkale'de şehit olduklarına değineceğim. Bunun için kullandığım kaynak 1916 tarihli Şevki Paşa Haritası ve Şehitlerimiz adlı broşür. Bu yayın resmi bir yayın ve Çanakkale'de müzeye giden herkesin ulaşabileceği bir kaynak. Çanakkale'de şehit düşen subay, astsubay ve er sayısı 55.801

Bunların illere göre dağılımına gelince; Adana 880, Adıyaman 12, Afganistan 1, Afyon 1743, Aksaray 309, Amasya 34, Ankara 1926, Antalya 1201, Artvin 15, Aydın 1806, Azerbaycan 1, Bağdat 12, Balıkesir 3003, Bartın 288, Basra 1, Batum 4, Bayburt 21, Berat 1, Beyrut 35, Bilecik 923, Bingazi 5, Bingöl 8, Bitlis 93, Bolu 1419, Bosna 1, Bulgaristan 26, Burdur 616, Bursa 3274, Çanakkale 1876, Çankırı 1024, Çorum 1427, Debre 5, Denizli 2258, Dıraç 1, Dırzor 61, Diyarbakır 46, Drama 2, Edirne 922, Elazığ, 167, Elbasan 1, Ergırı 2, Erzincan 292, Erzurum 112, Eskişehir 864, Gaziantep 556, Girersun1 120, Girit 16, Görünce 2, Gümüşhane 42, Halep 546, Hatay 287, Hicaz 7, İçel 1281, İran 2, Iskodra 16, Isparta 720, İstanbul 1908, İzmir 1814, Kafkasya 1, Kahramanmaraş 233, Karakilise 2,

Karaman 488, Kars 2, Kastamonu 2527, Kayseri 854, Kerbela 1, Kerkük 6, Kırıkkale 245, Kırım 1, Kırklareli 380, Kırşehir 498, Kocaeli 609, Konya 2683, Kosova 65, Köstence 2, Kudüs 54, Kütahya 1563, Lazkınye 31, Malatya 141, Manastır 32, Manisa 2289, Mardin 7, Midilli 4, Mısır 1, Muğla 687, Muş 8, Musul 10, Nablus 33, Nevşehir 565, Niğde 549, Ordu 60, Preveze 1, Rakka 1, Rize 79, Romanya 2, Sakarya(Adapazarı) 565, Samsun 48, Şanlıurfa 407, Selanik 22, Serfice 2, Siirt 40, Sinop 1538, Siroz 3, Sivas 260, Sülaymaniye 39, Suriye 83, Tekirdağ 688, Tiflis 1, Tokat 48, Trablusgarp 15, Trablussam 17, Trabzon 166, Tunceli 30, Tunus 3, Uşak 895, Van 36, Yanya 13, Yemen 2, Yozgat 678, Zonguldak 817, (Belirsiz 663), ve toplam 55801 şehit.

Çanakkale savaşlarında verilen yaralı sayısı 100 bin. Kaybolup akibeti tespit edilemeyen ve esir 10.067. Bulaşıcı hastalıklardan ölen 21.498 yani savaş alanında şehit olanların nerede ise yarısı kadar. Hastalık veya yaralanma sonucu muharebe harici kalanlar ise 64.400 yani şehitlerden bile fazla. Böylece neden Çanakkale ile ilgili olarak 250 bin şehit rakamından bahsedildiği ortaya çıkıyor. Aslında şehit sayısı 141 bin civarında, Yaralılar ve akibeti belli olmayanlarla birlikte savaş dışı kalanlar 250 bine ulaşıyor.

Çanakkale savaşı çok boyutlu olarak öneme sahiptir. Bir yandan Çanakkale 1774'den beri geri çekilen bir milletin Plevne muharebelerinden sonra kazandığı ikinci büyük zaferdir. Üstelik nasıl Plevne, dönemin üstün gücü Ruslar'a karşı kazanılmış ise Çanakkale de İngiliz ve Fransızlara karşı kazanılmış. Öte yandan Çanakkale'de İngiliz ve Fransızları yenen ordunun daha birkaç sene önce küçük Balkan uluslarının ordularına yenildiği düşünülür ise Türk milletinin ve ordusunun maneviyatı üzerinde yaptığı olumlu etki sadece uzun bir tarihsel dilimde değil, kısa tarihsel kesitte de görülür.

Çanakkale aynı zamanda İstiklal Savaşı'nı yöneten ve Cumhuriyeti kuran askeri heyetin, askeri anlamda olgunlaştığı savaş meydanı niteliğini taşımaktadır. Çanakkale Savaşı'nı anlamadan İstiklal Savaşı'nı izah etmek tam anlamı ile mümkün değildir. "Çanakkale geçilmez" anlayışı 22 gün 22 gece süren Sakarya Savaşı'nın habercisi olmuştur. Sakarya, "Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakarya'nın Türk tarihi vurulur" diyen şairin dediği gibi Batı emperyalizmi ile, 1071'den 1920'ye kadar geçen sürenin hesaplaşmasıdır. Hatta, Roma kapıları önüne inen ve Papa'ya yer öptüren Atilla ile hesaplaşmadır.

Şimdi Türk milleti yeni bir Sakarya'da yeni bir hesaplaşmaya zorlanmaktadır. Bu Sakarya, çağdaş Sakarya KKTC-Kerkük arasındadır. Kerkük'ü unutmak, Hakkari'yi, Erzurum'u unutmaktır.

Ümit Özdağ

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...