Jump to content

Tehcir ermeni terörünü frenlemedi


tarihogretmeni

Recommended Posts

Uluslararası planda Türklerin başını ağrıtmayı sürdüren Tehcir karanının Ermeni terörünü etkilemediği belgelenirken, teröristlerin patrikhane bağlantıları da dikkat çekiyor.

7941.jpg

Genelkurmay Başkanlığı’nın “Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918” çalışmasının 6’ncı cildi çıktı. Kitapta, Ermeni örgütlerinden Taşnaksütyun’un, 1916 yılında, İstanbul’daki yasa dışı faaliyetleriyle ilgili olarak ele geçirilen örgüt üyelerinin ifade tutanaklarından yola çıkılarak, örgütün çalışmalarına ilişkin yeni bilgiler ortaya konuluyor.

Ermeni soykırım iddiaları gündemdeki yerini korurken, Genelkurmay Başkanlığı’nın seri halinde çalışmalarını sürdürdüğü “Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918” kitabının 6’ncı cildi çıktı. Kitapta, Ermeni örgütlerinin yurt dışı bağlantılarının Cenevre’ye bağlı olduğundan, tehcir kararına rağmen özellikle Taşnaksutyun örgütünün faaliyetlerini İstanbul’da sürdürdüğüne kadar pek çok bilgi ve belgeye yer veriliyor.

Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı’nca (ATASE) yayına hazırlanan ve belgelerin, Osmanlıca, Türkçe ve İngilizce örneklerinin yer aldığı kitapta, Ermeni örgütü Taşnaksutyun üyelerinin ifade tutanaklarına yer verildi.

ATASE Başkanı Korgeneral Eyüp Kaptan, kitabın sunuş bölümündeki yazısında, Osmanlı Devleti’nin en önemli idari özelliklerinden birinin “yurttaşlar arasında ayrım yapmaması” olduğunun altını çizerek, bunlar arasında Ermeni yurttaşların, yüzyıllar boyunca huzur ve refah içinde yaşadıklarını, “millet-i sadıka” olarak anıldıklarını anımsattı. Ermeniler’in “dış güçlerin piyonu” olarak Osmanlı Devleti’ne isyan ettiğini belirten Kaptan, kitapta yer alan orijinal belgelerin “Türkleri haklı iken haksız duruma düşürmeye çalışanlara” verilebilecek en güzel cevap olduğunu kaydetti. Kaptan, “Tarihte yaşanmış gerçeklerin orijinal belgeleri Osmanlıca, Türkçe ve İngilizce olarak bu kitapta yer almıştır. Böylece bu belge yayın, konuyla ilgili gerçekleri görmeden ve bilmeden yorum yapanlara en güzel cevap niteliğindedir” dedi.

TEHCİR, FAALİYETLERİ ENGELLEMEDİ

Ermeni örgütlerinden Taşnaksutyun’un 1916 yılında, İstanbul’daki yasa dışı faaliyetleriyle ilgili olarak ele geçirilen örgüt üyelerinin ifade tutanaklarına yer verilen kitapta, Taşnaksütyun örgütünün tehcire rağmen faaliyetlerini sürdürdüğü açıkça ortaya konuluyor.

Örgütün merkezi otoriteye dayanan bir yapısı olduğuna dikkat çekilen kitapta, “Sorumlu Kurul’un” ne olduğuna dair bir soruya verilen bir cevapta şunlar söyleniyor: “Siyasi kuruldan bir ve askeri kuruldan da bir kişi gider. Bunlar toplanırlar ve görüşürler. Buna karma meclis derler. Bu karma meclis toplanır ve müzakere eder. Şubelerin ve kişilerin kendi başlarına hareketlerde bulunmamasına karar vermişler.”

MERKEZ CENEVRE

Kitapta, örgütün dış bağlantılarına ilişkin belgelere de yer veriliyor. Buna göre, Taşnaksütyun’un yurt dışı şubeleri Cenevre’den yönetilirken, özellikle İstanbul’da tehcir sonrasında bile mahalle örgütlenmesine bile gidildiğine dikkat çekiliyor. Kitapta ilgili bölümlerde bu durum şöyle anlatılıyor;

“…Tehcir kararının alınmasından ve uygulanmasından sonra yasa dışı Ermeni örgüt mensuplarından yakalanamayanlar faaliyetlerine devam etmiş, İstanbul genelinde mahalle seviyesinde bir örgütlenme dahi yapabilmişlerdir. Kullandıkları yöntem, değişmez yasa dışı örgüt yöntemleridir. Örgüt faaliyetlerinde kadınları kullanmak bunların başında gelir.

…Mahalledeki tutuklamalar ve uzaklaştırmalar hakkındaki bilgileri elde etmek için kadınları da aralarında postacılıkla istihdam etmişler ve buna da ‘Agravani, Leylak Heyetleri’ adını vermişlerdir. Özellikle Anadolu’daki duruma dair aldıkları bilgiler hayret verici derecede olup bunları tamamen Avrupa’ya ulaştırmış ve göndermişlerdir…”

Kitapta Taşnaksutyun’a ilişkin İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü 24 Haziran 1916 tarihli 257 Sayılı belgesinde şunlar belirtiliyor:

“1915 yılı Nisan ayında, Ermenilerin her tarafta devlet ve hükûmete karşı gösterdikleri büyük hıyanetin kesinleşmesi üzerine, İstanbul’da Ermeni komitacılarından ele geçen ve haklarında bilgi edinilebilen kısmı sürgün edilmiştir. Ancak Taşnaksütyun Örgütünün, kuruluşundaki temel düzeninden dolayı büsbütün sönmeyerek, burada saklanıp kalabilen ve ortaya çıkan bazı şahıslarla hemen yeniden oluşturulup, faaliyete başlamış olduğu hissedilmektedir. Fakat bu konuda gerekli belgeler ele geçirilemediği ve zaten bu örgütün kuruluşu pek sağlam, kuralları pek sıkı ve seçilmiş şahısları da pek dayanıklı bulunduğu için işleyiş tarzları ve düşünceleri, durumları tamamıyla öğrenilememiştir. Bununla beraber örgütten arta kalan şahıslardan şurada burada yavaş yavaş ele geçen kimseler içerilere sevk edilmişlerdir.

Bu arada özellikle Vartkes, Profesör Haçaturyan ve Kirkor Yepranosyan gibi bilinen kişilerle beraber; taşralı bekâr Ermenilerin sevkinde de birçok faal örgüt organları İstanbul çevresinden uzaklaştırılmışlardır. Bunların İstanbul’da yapmaları muhtemel olan zararlı faaliyetler engellenmiş, öteden beri bilinen Sevariş Misakyan adındaki şahıs da aranmasına rağmen bulunamamıştır. Bu durum geçen Şubat ayına kadar böyle devam etmiş ve söz konusu ayda yapılan bazı özel ayrıntılı araştırmalar üzerine, Sevariş’in İstanbul’da gizlendiği yerde önemli bir rol oynadığı anlaşılmıştır…

ÖRGÜTÜN KARAR DEFTERİ

…Sevariş Misakyan, 8 Nisan 1916’da firarı için düzenlenen özel tertibata kapılarak yakalanmış ve geçen yılki yapılan tutuklamalardan sonra kurulan İstanbul örgütü sorumlu yönetim kurulunun 11 aylık karar defteri de kendisiyle beraber ele geçirilmiştir. Bu belgelere, aslı ve tercümesi de ilişik olan, söz konusu kararları içeren iki nüsha defterin içeriğine göre; tutuklamalardan sonra İstanbul’da Erzurum eski milletvekili Vartkes’in yönetimi altında, Sevariş Misakyan ve Rus uyruğundan olup, Bulgar pasaportuyla önceden İstanbul’dan kaçan Kirkor Mercanof ve yine İran pasaportuna sahip olarak, Ermenilerin Osmanlı Devleti dışına çıkmasının 28 yasak olmadığı bir zamanda İstanbul’dan ayrılan Barunak Hosebyan’dan oluşan bir geçici yönetim kurulmuş ve bunların ilk işi derhal silahlı bir kurul oluşturularak, başına da geçen yıl Ağustos ayında İstanbul’dan Bulgarlarla beraber firar eden Harutyun Biberyan ile hâlâ İstanbul’da gizlenmiş olup ele geçirilemeyen ve ‘Ermon’ kod adını kullanan Dikran Vartanyan’ı geçirmek olmuştur…

…Bu defter; Ermeni harekâtının Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesinden sonra nasıl hain eller tarafından idare edilmekte olduğunu ispat etmektedir. Savaşın ilanından sonra İstanbul’dan kaçan Erzurum eski Milletvekili Karakin Pastırmacıyan’ın, ‘Viken’ ve daha başka arkadaşlarıyla Rusya’da bağımsız bir Ermenistan kurmak için Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı nezdindeki girişimleriyle faaliyetlerini, Eçmiyazin Katogigosunun buna yardımcı olduğunu ve Bogos Nubar Paşa’nın da bu eyleme katıldığını anlatmakta ve içermektedir. Bu iki defter, Ermenilerin yalnız militanlarının değil büyük çoğunluğunun savaşın ilanından sonra nasıl bir hırs ve şiddetle ulusal bağımsızlık sevdasına düşerek ve eylemlere girişerek, Osmanlı Devleti’ne karşı büyük hıyanette bulunduklarına, önemli ve tarihî bir delil olarak sayılmaya değer bulunmaktadır.

ÖRGÜT PATRİKHANE İLİŞKİSİ

…Bu örgüt ile Patrikhanenin de birçok işte ilişkili olduğu ve örgütün, faaliyette bulunduğu zaman içerisinde de, yabancı devletlerin elçilerine düzenli 13 Anadolu’da Van İsyanı’ndan başka bir çok bölge de Ermeni ayaklanmaları görüldü. Bunlardan biri de 5 Haziran 1915 tarihinde Şebinkarahisar’da başladı. Sivaslı Murat (Hamparsum Boyacıyan) adında bir Ermeni çete reisi, 500 kadar adamıyla Şebinkarahisar’ı bastı.

Türk ordusunun Doğu Cephesi’ndeki, ana ikmal yolu buradan geçtiği için bölgenin stratejik önemi vardı. Ermeniler bu bölgeyi ele geçirdikleri takdirde Ordunun ikmal ve geri hizmetleri aksayacak, Rus ordusunun ileri harekâtı kolaylaşacaktı. Çeteciler Şebinkarahisar’ın Müslüman mahallesini yaktılar. Rastladıkları Türkleri, işkenceler yaparak, öldürmeye başladılar. Çevreden toplanmış olan asker ve jandarma müfrezelerine de saldırdılar. Bu durum karşısında başka bölgelerden kuvvet tasaarruf edilerek Şebinkarahisar’a getirildi ve Ermeni isyancılar kuşatıldı ve isyan bastırıldı…

DİĞER ÖRGÜTLERLE BAĞLANTILAR

…29 Kasım tarihli gündemden anlaşıldığına göre; Taşnaksütyun Örgütü, henüz anlaşılamayan diğer örgütlerden birinin kalıntılarıyla, mesela Hınçakyan veyahut Veragazmiyallar Hınçakyanlar ile birleşme arzusunu göstermektedir ki, bunun da sebebi yine söz konusu gündemden anlaşılacağı üzere İstanbul halkının tehcirine karar verildiğine dair örgüt tarafından elde edilen bilgilerdir. Çeşitli tarihlerde yönetimde değişiklik olmuş ise de Sevariş Misakyan; Anadolu’ya sürgün edilmişken firarîlerden olan ve İstanbul’da gizlenen Aram Kitapçıyan; Bahçecik sürgünlerinden olup, Konya’dan firar ederek dönen Hüsrev Babayan kod adlı Vagareş; gerçek adı bilinemeyen Çarih; gerçek adının Mihran İdareciyan olduğu belirlenen ve tutuklu olan Hrayer; gerçek adı belirlenemeyen Falak; gerçek adı Haçik olan Pantuht; gerçek adı Dikran Vartanyan olan Eberfon; İstanbul’a gelmek üzere Çankırı’da sürgün iken tekrar askerî hizmete giren ve Pozantı, Konya, Ankara, Eskişehir ve İstanbul arasında gidip gelen Doktor Emirze Toros Ketenciyan; D.Y.K. harfleriyle gösterilen Dikran ve M.G. harfleriyle gösterilen meçhul şahsın aralarında yönetim kurulu üyeliği dönüşümlü devam etmiştir…

haber7

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...