tarihogretmeni Posted January 25, 2007 Share Posted January 25, 2007 Vaktiyle bir çocuk vardý. Medresede okurdu. Kavuklu hocalardan ders alýr, öðretilenleri anlamaya çalýþýrdý. Fakat kafasý kalýnca idi. Bütün gayretine raðmen pek bir þey öðrenemezdi. Okumaya karþý da fazla istek duymazdý. Arkadaþlarý onu geçmiþ, okumayý ilerletmiþlerdi. O ise hâlâ bir yýl öncesinin kitaplarýný okuyordu. Günlerden bir gün kararýný verdi: — Kafam çok kalýn, diye düþündü. Zekâm az. Bu durumda okuyamam. Ýyisi mi köyüme dönüp tarla iþlerine bakayým. Bu maksatla bir sabah yola koyuldu. Az gitti, uz gitti bir ovaya düþtü. Sýcak bastýrmýþtý. Çok da yorulmuþtu. Yolun kenarýnda bir maðara vardý, ama girmeye korkuyordu. Ýçerisinin serin olduðundan emindi. Çünkü güneþ almýyordu, ama ya ayýya filan rastlarsa ne olacaktý? Bunlarý düþündüðü için yüreði ürperiyor, içeri girmeye bir türlü cesaret edemiyordu. Sonunda sýcak ve yorgunluk baskýn çýktý. Ne olursa olsun maðaraya girecekti. Kararýný verdi. Adýmlarým aðýr aðýr attý. Korktuðu þeylerle karþýlaþmayýnca sevindi. Korkusu biraz olsun daðýldý. Bir köþeye büzüldü. Sonra uzanýverdi. Birden gözü maðaranýn tavanýndan yere damlayan suya takýldý. Yukarda birikiyor, büyüyor ve damla kendini taþýyamayacak kadar büyüyünce kopup yerdeki taþýn üstüne düþüyordu. Kim bilir kaç yýldýr böyle devam edip gidiyordu bu. Taþ oyulmuþtu. Oysa taþ sertti. Su damlasý ise yumuþacýktý. Yumuþacýk su damlasý nasýl oluyor da taþý deliyordu? Birden þimþekler çaktý beyninde. Yumuþacýk su damlalarý senelerce aka aka sert taþlan deliyordu. Kendisi de ýsrarla derslerine çalýþýr, okuma isteðiyle hocalarýný dinlerse zamanla kafasýna bir þeyler girerdi. — Benim kafam þu taþtan daha sert deðil ya, diye söylendi. Önemli olan sebat etmekti. Þu su kadar sebat etmek. Þu taþ kadar sebat etmek, o zaman kitaplarda yazýlý olanlarla hocalarýn anlattýklarý, kalýn da olsa, kafada izbýrakýrlardý. Hýzla kalkýp gerisin geri medreseye döndü. Çalýþtý, çabaladý, arkadaþlarýna yetiþti. Hattâ zaman içinde hepsini geçti. Öyle bir bilgin oldu ki. kitaplarý hâlâ ellerde dolaþýr, Bu yüzden "Taþ oðlu" mânasýna gelen "Ýbn-i Hacer" dendi adýna. Bunu anlattým ki, hiç biriniz herhangi bir konuyu anlamadýðým söylemesin. Dinledikten, direndikten ve çalýþtýktan sonra anlaþýlmayacak konu yoktur. alýntýdýr Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.