exi23 Posted April 18, 2011 Share Posted April 18, 2011 [img]http://rsm.haber365.com/H/1303115366_19_ii.addulhamit.jpg[/img] [b]Dünya'nın kalbi Ortadoğu'nun ateşi, hiçbir devirde sönmüyor. Her devirde aynı oyun oynanıyor ve ne yazık ki Ortadoğu halkları her devirde aynı tuzağa düşüyor. Öyle girift bir coğrafya ki kimin ne yaptığını ve kimin yanında olduğunu kestirmek mümkün değil.[/b] Yılların çözemediği kördüğümler, bu günlerde daha da kör düğümlere dönüştü. Ortadoğunun kanla yazılan tarihine kısa bir göz atalım. Aslında her şey Hz. Musaya kavminin ihanetiyle başladı. Bu ihanet kibri ve hırsı getirdi. Bilinçaltına kodlanan geleneksel genlerin baskınlığı Ortadoğunun ilk sorunudur. Tarihçede bu kadar uzağa gitmeye gerek yok bugünü anlamak için. Türklerin Batıya gelmesinden itibaren Ortadoğunun içten içe kıpırdamaya devam ettiği ancak, yine de huzur dolu yüzyıllar geçirdiğini görüyoruz. Ta ki Türkler Ortadoğudan elini ayağını çekene kadar. Selçuklular Sahip oldukları geleneksel örgütlenme modeli, askeri ve siyasi disipliniyle, kendi döneminde İslamın Hamisi olmuşlardır. Şuurlu siyasetleri sayesinde Halifeye de güçlerini kabul ettirmiş aynı zamanda hilâfet ülkelerinin birlik ve bütünlüğünü de sağlamışlardır. Selçuklular Kaşgar önlerinden Yemene kadar yayılan bu geniş topraklara hâkim olmuşlar ve buraları yaklaşık iki asır idare etmişlerdir. Osmanlılar Aslında Osmanlıların -Yavuz Sultan Selim Han dışında bir Ortadoğu politikası olmamıştı. Ortadoğu hep kutsal ve bizden görülmüştü. Osmanlının ülküsü Hıristiyan Dünyaya yönelikti ve nizam-ı âlem üzerine kuruluydu. Dolayısıyla haçlılar zaten Osmanlı gibi bir kaleyi geçip kutsal topraklara girebilme cüretinde bulunamamışlardır. Ta ki, dağılma dönemine kadar. Ne ilginçtir ki petrolün önemi ve Ortadoğunun karışması aynı döneme tekabül eder. Tam da bu noktada Büyük Sultan II. Abdülhamit Hanı anmadan geçmek Ortadoğu hatta dünya tarihinin bir sayfasını yırtıp atmak olur. Abdülhamit'in Ortadoğu Politikası Hicaz Demiryolu Büyük Sultanın en önemli projelerindendir. Hicaz Demiryoluna bakarken sadece 1465 kilometre uzunluğunda dev bir tesis olmaktan öte, yerli ve okul niteliği taşımasını da vurgulamak gerekir. Ancak bu projenin en önemli noktası Abdülhamit Hanın enerji politikasının bir parçası olmasıdır. Birinci Dünya Savaşının temel gerekçesi petrol dür. Yani ana sorun, İran, Irak, Suriye, Kuveyt, Azerbaycan vs. gibi yerlerdeki petrole hangi emperyalist ülkenin daha önce ulaşacağı sorunudur. Emperyalist devletler, Dünyanın en önemli enerji kaynağının Ortadoğuda bulunduğunu anladıkları an, yepyeni bir strateji geliştirmiş ve çeşitli bahanelerle bugün de olduğu gibi Arap coğrafyasının karışmasını sağlayarak, her zaman ki gibi kaos planlarını uygulamaya koymuşlardır. İlginç bir anekdot: Yıl 1882. İngiliz Amiral Fisher, Savunma Bakanlığını petrol için ikna etmeye çalışıyor. Fisher, o dönemde kömürle çalışan hantal gemilerin, petrolle daha iyi manevra yapacağını ve dünya üzerinde daha kolay kontrol mekanizmaları geliştireceklerini ve İngilizlerin dünyanın her yerinde bu güçle kontrolü elinde tutacağını savunuyor. Peki, petrol nerede? Tabii ki Ortadoğuda! Öyleyse daimi hedef Ortadoğu, ileri! Ancak bir sorun var! Abdülhamit Han Bağdat Demiryolları ihalesini Almanlara vermiş. Hicaza kadar uzanan bir demiryolu, İngilizlerin hem Hindistanda ki hâkimiyetlerine tehdit oluşturacak, hem de Almanyadan Basra Körfezine kadar demirden duvarlarla İngilterenin, Rusya bağlantısını kopararak müttefikinden uzaklaştıracaktı. Bağdat Demiryolu, demirden bir duvar olacaktı İngiliz emellerine. Sırbistan bu durumda çok stratejik bir noktada bulunuyordu. Almanya mı? İngiltere mi? Kimin tarafında yer alacaktı? Birinci Dünya Savaşının görünen nedeni olarak bir Sırp terörist tarafından Saraybosnada Avusturya-Macaristan Arşidüküne gerçekleştirilen suikast yazar tarih kitaplarında. Hiçbirimiz de bir anlam veremeyiz bu sebebe. Dünya üzerinde gerçekleşen her suikasttan dolayı bir savaş çıksa, bilmem kaçıncı dünya savaşının çıkması gerekir. Asıl mesele suikast değil elbette, Ortadoğu petrollerine uzanacak hattın en zayıf halkası Sırbistanın kimin yanında olacağı meselesiydi. Bağdat Projesi 1896 yılında Berlinden Konyaya bağlanmış, sıra Konya-Bağdat arasına gelmişti. Aslında Bağdat Demiryolları, Hicaz Projesinin bir ayağıydı. Hicaz Demiryolu, Sultan Abdülhamitin imparatorluğu kurtarma projesinin bir parçasıydı. İleri görüşlü Sultan, kopacak fırtınaları bildiği için, petrol bölgelerini korumak, ordunun hareket kabiliyetini arttırmak, bölgeyi sömürmeye gelecek ülkelere karşı savunmak için Hicaz Projesini başlatmıştı. Hicaz Demiryolunun yapılmasının asıl nedeni enerji havzasının çakallardan korunmasıydı. Tarihin cilvesine ve tesadüfler zincirine bakın, *Petrol hattı üzerine demiryolu kuruluyor. *Mayıs 1908de Concession Sydicate Limited şirketinin operasyon şefi George B. Reynolds, İran sınırları içindeki Mescid-i Süleyman bölgesinde dünyanın o zamana kadar gördüğü en zengin petrol yataklarını patlatıyor. *Temmuz 1908de Jön Türkler isyan ediyor. *Abdülhamit Hana Kızıl Sultan yaftası yapıştırılıyor. *Demokrasi çığırtkanları (tıpkı bugün olduğu gibi) Meşrutiyeti ilan ettiriyor. *Abdülhamit Han iktidarı bitiyor. Bu olaylardan sadece 10 yıl sonra Abdülhamit Hanın korumaya çalıştığı tüm stratejik noktalar İngilizlerin eline geçiyor ve hasta adam hayata veda ediyor. Kasım 1918de Enver Paşa kaçmak zorunda kalırken, yaveri Mersinli Cemal Paşaya, Siyonizmin oyununa geldiklerini ve en büyük hatalarının Sultan Hamiti anlayamamak olduğunu söylüyor. Ne acı ki iş işten geçmiş oluyor Peki, Bugün neler oluyor? Aynı oyun devam ediyor. Demokrasi diyerek üretilen bahaneler; * İrana ambargo uygulanıyor. Aman bu adamlar halkına zulmediyor. Savaşamıyoruz, öyleyse mahrum bırakalım. * Irakta nükleer silah var. Demokrasi yok, getiririz deniliyor. *Mısırda demokrasisiz olmaz. Mübarekin son kullanma tarihi geçti. İndirelim. *Libyada Kaddafi halka zulmediyor. Onun da son kullanma tarihi geçti ve kokmaya başladı. İndirelim. *Suriye, Tunus, Fas, Umman Demokrasi istiyor. Yardımcı olalım. * Siz petrollerinizi koruyamazsınız, üzülmeyin biz sizin yerinize yönetir ve koruruz. Üstelik sizi, sömürücü diktatörlerinizden daha iyi sömürürüz. *Arabistana ellemeyelim. Zaten Kral da ne istersek yapıyor. Oraya dokunursak İslam coğrafyası cihat ilan eder ve kendi kazdığımız kuyuya düşeriz. Peki, petrol fışkıran bu coğrafyada bulunan Türkiye de neden petrol yok? Neden petrol yatakları siyasi sınırlarla çizilmiş gibi Türkiye sınırlarından geçince kuruyor. Yoksa petrol yatakları gelecekte kullanılmak üzere, stok olarak mı tutuluyor? Yoksa yakın gelecekte doğru politikalar geliştirmezsek sıra Türkiyeye mi gelecek? Yoksa Türkiye bu oyunu gördü ve bundan korkuyorlar, Bu yüzden mi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunu Neo Osmanlıcı İlan edip, deli diyorlar? Yoksa Abdülhamit Han'a 'Kızıl Sultan' diyenlerle bu adamlar aynı mı? Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Sirius Posted April 18, 2011 Share Posted April 18, 2011 Kim demiş ülkede petrol yok diye? Seçimlerden önce hep petrol bulunur bu ülkede bilen bilir TPAO: Karadeniz’de çok kaliteli petrol bulundu [code]http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/17509320.asp[/code] Diyarbakır'da petrol bulundu [code]http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/17231651.asp[/code] Her hafta böyle petrol çıkar memleketten seçim bitince uçar gider lanet olasıca petrol uçucu lanet madde! Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
YeniçeRiyan-i Posted April 18, 2011 Share Posted April 18, 2011 (edited) Cumhuriyet Öncesi Tabi padişahın iktidarı zamanında Petrol için Baya istihbarat Savaşı Yaptığı Ansiklopedilerde Okumuştum. Edited April 18, 2011 by YeniçeRiyan-i Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
BeNefSE Posted April 18, 2011 Share Posted April 18, 2011 [quote name='Nash' date='18 April 2011 - 14:17 ' timestamp='1303132628' post='994793'] Kim demiş ülkede petrol yok diye? Seçimlerden önce hep petrol bulunur bu ülkede bilen bilir TPAO: Karadeniz’de çok kaliteli petrol bulundu [code]http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/17509320.asp[/code] Diyarbakır'da petrol bulundu [code]http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/17231651.asp[/code] Her hafta böyle petrol çıkar memleketten seçim bitince uçar gider lanet olasıca petrol uçucu lanet madde! [/quote] Amma yaptın sende Nash Hürriyet gazetesinin bir tane doğru haberini göster bana:) Petrolün litresi 10 tl de olsa bizim vatandaş malesef bakkala bile arabayla gider.Geçen gün baka bir konuda da değindim.Biz hep geriden takip ediyoruz diye.Tamam petrol var ya da yok varsa çıkartalım ancak şu an ülkelerin çoğu alternatif yakıt için uğraşıyorlar örneğin elektrikli ve güneş ışığıyla çalışan araçlar üzerinde çalışılıyor.En azından bu treni kaçırmamak lazım bence.... Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Sirius Posted April 18, 2011 Share Posted April 18, 2011 [quote name='tmc200505' date='18 April 2011 - 18:33 ' timestamp='1303147983' post='994911'] Amma yaptın sende Nash Hürriyet gazetesinin bir tane doğru haberini göster bana:) Petrolün litresi 10 tl de olsa bizim vatandaş malesef bakkala bile arabayla gider.Geçen gün baka bir konuda da değindim.Biz hep geriden takip ediyoruz diye.Tamam petrol var ya da yok varsa çıkartalım ancak şu an ülkelerin çoğu alternatif yakıt için uğraşıyorlar örneğin elektrikli ve güneş ışığıyla çalışan araçlar üzerinde çalışılıyor.En azından bu treni kaçırmamak lazım bence.... [/quote] [code]http://www.haber3.com/karadenizde-kaliteli-petrol-bulundu--759360h.htm[/code] [code]http://haber.gazetevatan.com/karadenizde-kaliteli-petrol-bulundu/370067/2/Haber[/code] [code]http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1045601&CategoryID=80[/code] [code]http://www.sonsayfa.com/Haberler/Ekonomi/Karadenizde-kaliteli-petrol-bulundu-186783.html[/code] [code]http://www.8sutun.com/Karadenizde-kaliteli-petrol-bulundu_106217.html[/code] Haberi gazeteler uydurmuyor. Ne yazık ki seçim zamanları böyle haberler çıkar, google denen şeye bakmak zor olmasa gerek Alternatifi konusunda haklısın benim proje ödevimdi rüzgar tribünleri ve güneş panelleri. Bunlar kurulduktan sonra kendilerini amorti edebilen, fazla üretilen enerjinin satılıp kişinin kar edebildiği, tamamen doğayı koruyan, zarar vermeyen sistemler. Hollanda, Almanya ve çok yerde kullanıyor. Türkiyede de görmeye başladım ama dediğin gibi bizde bilinç oluşuna kadar yılların geçeceği sistemler. Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.