Jump to content

Mehmet Âkif Ersoy


siranusta

Recommended Posts

[center][img]http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/thumb/b/b9/Mehmet_Akif_Ersoy.jpg/233px-Mehmet_Akif_Ersoy.jpg[/img]


[b]Mehmet Âkif Ersoy[/b], (d. [b]Mehmet Ragif[/b], 20 Aralık 1873,İstanbul - ö. 27 Aralık 1936,İstanbul Arnavut asıllı Türkolan Cumhuriyet Dönemi şairi, düşünür,veterineri öğretmen vaiz afız Kur'an mütercimi,yüzücü, milletvekili

Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal marşı olan İstiklâl Marşı'nın güftekârıdır. "[i]Vatan şairi[/i]" ve "[i]milli şair[/i]" unvanları ile anılır. Çanakkale Destanı, Bülbül en önemli eserlerindendir.lI. Meşrutiyet[/url] döneminden itibaren Sırat-ı Müstakim (daha sonraki adıyla Sebil'ür-Reşad ) dergisinin başyazarlığını yapmıştır.Kurtuluş Savaşı sırasında milletvekili olarak 1. TBMM’de yer almış,İstiklal Madalyası sahibi bir vatanseverdir. Mehmet Âkif, son yıllarını Mısır’da Türkçe dersleri vererek veKur’an’ın Türkçeye çevrilmesi konuları ile uğraşarak geçirdi. Çevirdiği nüshayı yaktığı söylenir.




Mehmet Âkif Ersoy, 1873 yılının aralık ayında ]İstanbul'da,B0stanbul"]Fatih[/url] ilçesinin Sarıgüzel semtinde dünyaya geldi. Nüfusa kaydı, babasının doğumundan sonra imamlık yaptığı ve Âkif'in ilk çocukluk yıllarını geçirdiği Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde yapıldığı için nüfüs kağıdında doğum yeri Bayramiç olarak görünür Annesi Buhara'dan Anadolu'ya geçmiş bir ailenin kızı olan [i]Emine Şerif Hanım[/i]; babası isenın İpek kenti doğumlu, Fatih Camii medreseMehmet Tahir Efendi hocalarından dir. Mehmet Tahir Efendi, ona doğum tarihini belirten "[i]Ragif[/i]" adını verdi. Babası vefatına kadar Ragif adını kullansa da bu isim yaygın olmadığı için arkadaşları ve annesi ona "[i]Âkif[/i]" ismiyle seslendi, zamanla bu ismi benimsedi. Çocukluğunun büyük bölümü annesinin Fatih Sarıgüzel'deki evinde geçti. Kendisinden küçük, [i]Nuriye[/i] adında bir kızkardeşi vardır.

[/center]
Link to comment
Share on other sites

[center][b]Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl! [/b]

[/center]

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...