Jump to content

Tevrat Ve Kurana Göre İsrailin Sonu


alioren

Recommended Posts

Yazar Mehmet Ali Bulut, Bugün, Tartan'ın Aşdoda geldiği gündür. Bu, sonun başlangıcıdır. Bu gelişme tarihin akışı için bir işaret fişeğidir. Artık hüküm İsrail'in aleyhine olacaktır! diyor.

İsrail amansız bir tutkuyla kendisine vaad edilen feci akibete doğru hızla yuvarlanıyor.

Demek ki yazgı böyle bir şey! Vakti gelince kendi ayaklarınla ölüm vadisine koşuyorsun

Zaten ilahi bir yasadır, bir kavim helak edilmeyi hak ettiğinde, Allah mücrimlerden ve fasık sefihlerden basiretsiz idareciler verir. O idareciler onları yavaş yavaş helake ******ürür:

Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz (İsra, 16)

Maalesef çok geniş dünyevi imkanlara ve teknolojik bir üstünlüğü sahip olmalarından dolayı İsrailoğulları şımarmış durumdalar. Daha doğrusu onlar adına hareket eden siyonistler Kimsenin gücü kendilerine yetmez sanıyorlar. Ve sanıyorlar ki, kendilerini denizden geçiren Rableri hala onlarla beraberdir. Oysa o gün onlar mazlum bir halk idiler. Bugün ise İsrail, Firavunlar Mısırı, Filistinliler ise o yurdun mazlum İsrail oğulları olmuşlar

Filistinlileri selamet sahiline çıkaracak deniz yarılmasının gerçekleşmesi de an meselesi Onlar da tıpkı huyunu kaptıkları ve suyuna gittikleri Firavun (zaten Firavn güç ve kudret sahibi olmak demektir ki, bugün İsrail dünyanın bir numaralı güç ve kudrete sahibi ülkesidir) ve ordusu gibi ilahi hışma doğru sürüklenip gidiyorlar.

Onları bekleyen akıbet, Tevratın da belirttiği gibi topyekûn bir imhadır. Gargat ağacı ki mağaraların yani yerin altına saklanmış gizli ve acayip güçler demektir (bir tür manyetik yelektir ki giyene kurşun isabet etmiyor ve onu dijital taramalardan ve gözlerden saklıyor) inşallah ilerde onu biraz açacağım- bile onları kurtaramayacak

* * *

Koştukları akıbet nasıl bir akıbet mi? İşte Tevrattan bir paragraf:

Yehudada (Telaviv) bildirin ve Yeruşelimde (Kudüs) işittirin ve deyin; Memlekette boru çalın; yüksek sesle bağırın. Ve deyin: Toplanın da duvarlı şehirlere girelim. Siyona doğru bayrak kaldırın; kaçıp sığının, durmayın; çünkü ben Şimalden (Kuzeyden) üzerinize büyük bela ve kırgın (katliam) getireceğim. İşte aslan sık ormanından çıktı. Ve milletleri helak eden (cengâver) yola düştü; şehirlerin harap olsun ve onlarda oturan kalmasın diye senin diyarını viran etmek için yerinden çıktı (Yeremye Bab 4, Pargraf 3)

Şimdi de şu hadis-i şerife bakın:

Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek 'Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır, diyecek. Sadece 'gargat' ağacı bunu söylemeyecek çünkü o Yahudi ağacıdır buyruluyor. (Sahih-i Müslim, Kitab-ul Fiten H. 2239).

İşte hiçbir ikazı dinlemeyen, dünyayı takmayan İsrailin akıbeti bu!

Peki bu akıbetin başlarına geleceğini kabul etsek bile, bunun şimdi olacağının garantisi ne?

Tevratın şifresindeki açılımlar!

* * *

İsrail oğullarının, kıyamet kopmadan önce, kendilerine son defa verilen iktidarı (devlet olma) şansını kötüye kullanacakları, bölgede fesat ve bozgunculuk çıkaracakları, sonuçta da tüm insanlığın onayı ile kozmik bir imhaya uğratılacakları haber veriliyor. Adeta, insanlığın, beşerin bünyesini sarmış kanserli hücrelerin temizlenmesi gibi insanlık vücudunun bu habis hücrelerden temizleneceği haber veriliyor.

Bu hem Tevrat, hem Kuran, hem de hadis-i şeriflerce onaylanıyor. Onun ne zaman olacağını ise Tevratın şifresi belirliyor.

Kuranın ifadesiyle ahiret vadi geldiğinde (İza cae vadül-ahireti), İsrail oğullarının bir kere daha Nebukadnazar dönemindeki gibi topyekûn bir katliama uğrayacaklarını İsra Suresinde net ve açık bir şekilde haber veriyor.

Tabii ki burada asıl mesele, ahretin vadi tabirinin, bir tarihle ilintilendirilmesidir. Yani onun bu dönemde ve bu zamanda olup olmadığını nereden bileceğiz?

Bu noktada da Tevratın Şifresi adlı kitaptan net işaretler bulabiliyoruz:

Tevratın şifrelerini çözmek için iki Rus matematik profesörü tarafından yapılmış bir hesaplama programına günlerin sonu ifadesi verildiğinde (5756) 1996, armageddon (insanlığın son büyük savaşı) kelimesi verildiğinde 2000, nihayet Kudüs eksenli atomik savaş ifadesi verildiğinde ise (5766) 2006 tarihine denk gelen rakamlar çıkmaktadır. İsraili helak edecek hadiselerin başlangıcı olarak 1996 yılı verilir. Sonra bu sürecin 2006ya kadar değişik süreçlerde tırmanarak devam edeceğini ve 2012 yılı itibarıyla da düğmeye basılacağı zaman olarak ortaya çıkar

Esasında bu akıbeti onlar bizden daha iyi biliyorlar. O yüzden de o büyük hadisenin (hadislerde geçen yevmül-melhame) öncesindeki olayların dizilişine müdahale ederek sonucu kendi lehlerine çevirmeye çalışıyorlar.

O büyük imha hareketi, üç sembolik şahsın (Muhammed (asv), -yani Müslüman Araplar Musa (as), (yani Yahudiler), Nuhun çocukları (yani Türkler) kavgası gibi aktarılmış. Hz. Muhammed (asv) ayette ismen değil abd (=kul )olarak geçer. Çünkü o hadiselerin cereyan edeceği zamanda Araplar bugün olduğu gibi- kendi adlarına konuşabilecek dirayette ve kabiliyette olmayacaklar. Musa (as) bir kere kendi adıyla, bir kere de Beni İsrail olarak geçer Bu demektir ki Yahudiler kendi haklarını savunabilecekleri durumda oldukları halde ayrıca da yeryüzüne dağılmış çocuklarından yardım ve destek alacaklar.

Hz. Nuh ise kendisi olarak değil, zürriyetinden gelenlerle anılır. Nuhun çocukları, şükretmeye çağırılırlar Bu da demektir ki, Türkiye o hadiseye bulaşmamak için azami gayret sarf edecek ve etmeli. Ama neticenin belirlenmesinde asıl görevin ona verileceği ve şereften dolayı da şükür etmesi gerektiği vurgulanır. Sonra da o akıbetin nasıl gerçekleşeceği anlatılır.

Denilir ki size iki kere iktidar (devlet olma şansı) verdik. Bunların bikinicisi gerçekleşip de siz bozgunculukta haddi aşınca ( haddi aşmak; kendilerinden olan peygamber ve liderleri ve farklı inanan din kardeşlerini öldürmek demektir) biz de üzerinize acımasız kullarımız gönderdik. Güney Irakta kurulu Babil krallığı kuzeydeki İsrail devletini ve Kudüsteki Süleyman mabedini yıktı, kuzey Irakta kurulu Ninova krallığı da Yehudayı yıkıp yok etti.

Ayet, İsrail oğullarına hitaben, diyor ki, biz daha sonra sizi oğullar ve mal mülk ile destekleyeceğiz, sizi o bölgede nefer olarak çoğaltacağız ve siz, sizin devletinizi yıkanlardan intikam alacaksınız. İşte bugünkü Irakın hali de o rövanşın alındığını gösteriyor.

Sonra diyor ki ahiret vadi geldiğinde biz yine üzerinize acımasız kullar göndereceğiz. Yine mescide (Kudus yahut belki de yeniden inşa etmek için çabaladıkları Süleyman Mabedine) girecekler ve bu kere öncekinden de beter cezalandırılacaksınız. (İsra, 1-8)

Bu cezalandırmanın nasıl bir şey olacağının ipuçlarını da yine Tevrat veriyor. Nitekim Tevratın herhangi bir yerinde atomik soykırım veya dünya savaşı ifadesi geçiyorsa mutlaka Kudüs ile birlikte anılmaktadır. Çünkü Kudüs, lanetli İsrail oğullarına haram kılınmıştır. Onları helak edecek ilahi gazap, onların Kudüsü yeniden ele geçirmeleri üzerine vaki olacak. İşayada Kudüsün adı Ariel diye isimlendirilmiş ve Ariel adı lanetlenmiştir. Şöyle ifade edilir: Lanet olsun sana Ariel! Ey Davudun yerleştiği şehir Ariel!

Yeremya ise, Kudüs'ü, İsrail'in boşadığı kadın diye tarif eder ve ona yeniden dönmesi kesinlikle haram kılar. Şöyle der Yeremya Bab 3, parağraf 1de:

Bir adam karısını boşar ve yanından gidip başka birisinin karısı olursa (Yani sizin elinizden çıkıp Müslümanların şehri olursa) adam olan o kadına bir daha döner mi? O diyar onlar için murdar ve haram olmaz mı?

İşte İsrail Kudüsü işgal edip onu başkent haline getirmesiyle fitili ateşledi. Takdir edileni mukadder kıldı. Halbu ki bir daha oraya dönmeyecek yahut en azından Kudüsü istemeyecekti. Ve tabi bir de kendine vekil edinmeyecekti.

O Kudüsü alıp başkent yapmakla boşadığı kadına döndü ve sırtını Amerikaya dayamakla da Allahtan başka vekil edinmiş oldu. Ardından da 1996ya iki ay kala kendinden olan lideri öldürdü bunlar sembolik işaretlerdir. Diğer tüm dünyevi olaylar ve hadiseler ise o takdirin tezahüründen ibaret Tabii sivil geminin Aşdod limanına çekilmesi de büyük bir işarettir ki Kuzeyden gelecek Arslanın yerinden kalkıp harekete geçtiğini haber veriyor. Tartanın Aşdoda geliği yıl Aşur kralı (Anadolunun kralı) Sargonun harekete geçtiği zaman olacaktır. İşaya, 20, 1)

Evet bugün artık, Tartanın (geminin) Aşdoda (aşdod limanına) geldiği gündür. Bu, artık sonun başlangıcıdır.

Her bir hadisenin bir başlangıcı vardır. Gayeleri çaresiz insanlara yardım etmek olan ve dünyanın tüm halklarından temsilcilerin bulunduğu bir topluluğu taşıyan sivil bir geminin vurulup sonra da Aşdod limanına çekilmesi, bir işaret fişeğidir Artık hüküm İsrailin aleyhine olacaktır!

* * *

Biz Türkiyenin sabırlı ve kararlı hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Esasında bu o geminin yola çıkarılmasında ve İsrailin o gemiyi -hem de kendi kara sularına bile girmeden- vurmasında ciddi planlar var. Bana gör ebu operasyon, Türkiyenin yükselmekte ve parıldamakta olan yıldızını söndürmek amacı taşıyan çok katılımlı ve çok aktörlü bir planın eseridir. Türkiyenin önünü çevirme planı Bunun içinde İran dahil, hiç beklenmeyecek kadar çok faktörler ve aktörler bulunuyor olabilir

Türkiye bütün bu ihtimalleri göz önünde bulundurmalı. Madem ki Türkiyenin maksadı gerçek bir barış ortamı tesis etmektir, dikkatli hareket etmeli. Türkiyenin bölgede barış ortamını sağlama planları içinde elbette İsrail de vardır ve olmalıdır. Yani komşuları ile sıfır problem diplomasisi yürüten Türkiyenin İsrail ile kavgalı olması beklenmez!

Ama İsrail, sürekli Türkiyenin dostane ve barışçı duruşunu bozmaya çalışıyor. Doğal olarak da bir gün muhatabının patlayacağını bilmesi lazım. Nitekim Yeremya, kuzeyden gelecek kırgını (yok edici yıkımı) izah ederken, Aşur kralı ve öfkeli Aslan tabirini kullanıyor. Bu her iki işaret de Anadoluya bakıyor Kabalacı siyonistler bunu iyi bilirler.

* * *

Bu satırlar yazılırken, Başbakanın güvenlik bürokratlarıyla yaptığı toplantı da devam ediyordu.

Ne karar çıkarsa çıksın, inşallah milletin lehine olur. Türkiyenin hali, Bedir Savaşı öncesindeki Müslümanların haline benziyor. Onların, maksadı, Kureyşin, geliriyle savaş hazırlığı yapmayı planladığı kervanı vurup, onları bu maksadından alıkoymakta. Ama Cenab-ı Hakkın muradı başka idi. Kureyşlileri de hırsa o bölgeye sevk etti. Müslümanlar istemedikleri halde müşriklerle bir savaşa tutuştular. Sonunda da Kureyşin hayat damarları kesildi. İnşallah Türkiyenin alacağı tedbirler de İsrailin şımarıklığının önünü kesir!

İşi nereye varacağını Allah bilir. Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler

haber7

Link to comment
Share on other sites

isra süresi

4. Biz, Kitap'ta (Tevrat'ta) İsrailoğullarına, "Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz" diye hükmettik.

5. Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va'd idi.

6. Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da çoğalttık.

7. İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis'e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)

8. Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kafirlere bir zindan yapmışızdır.

Link to comment
Share on other sites

Mehmet Ali BULUT çoğunlukla Ülke TV de Sıradışı programına katılıyor. Anlattıkları bazen çok şaşırtıyor. Ayrıca program adı gibi sıradışı. İzlemenizi tavsiye ederim.
Link to comment
Share on other sites

Mehmet Ali BULUT çoğunlukla Ülke TV de Sıradışı programına katılıyor. Anlattıkları bazen çok şaşırtıyor. Ayrıca program adı gibi sıradışı. İzlemenizi tavsiye ederim.

evet katılıyorum hem Mehmet Ali Bulut çok farklı bir kişilik ve yazar..kitaplarını okumanızı tavsiye ederim ufuk açıyor..

doğru demiş İsrail son demlerini yaşıyor,çırpınıyorlar sudan çıkan balık gibi..

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...