feri Posted June 3, 2010 Share Posted June 3, 2010 Kıza bir partide rastlamisti.. Harika birseydi. O gün pesinde o kadar delikanli vardi ki.. Partinin sonunda kizi kahve içmeye davet etti. Kiz parti boyu dikkatini çekmeyen oglanin davetine sasirdi, ama tam bir kibarlik gösterisi yaparak kabul etti. Hemen kösedeki sirin kafeye oturdular. Delikanli öyle heyecanliydi ki, kalbinin çarpmasindan konusamiyordu. Onun bu hali kizin da huzurunu kaçirdi.. “Ben artik gideyim” demeye hazirlanirken, delikanli birden garsonu çagirdi.. “Bana biraz tuz getirir misiniz” dedi.. “Kahveme koymak için..” Yan masalardan bile saskin yüzler delikanliya bakti.. Kahveye tuz!.. Delikanli kipkirmizi oldu utançtan, ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye basladi. Kiz, merakla “Garip bir agiz tadiniz var” dedi.. Delikanli anlatti: “Çocukken deniz kenarinda yasardik. Hep deniz kenarinda ve denizde oynardim. Denizin tuzlu suyunun tadi agzimdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.. Bu tadi çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadi dilimde hissetsem, çocuklugumu, deniz kenarindaki evimizi ve mutlu ailemi hatirliyorum. . Annemle babam hala o deniz kenarinda oturuyorlar.. Onlari ve evimi öyle özlüyorum ki..” Bunlari söylerken gözleri nemlenmisti delikanlinin.. Kiz dinlediklerinden çok duygulanmisti. Içini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmaliydi. Evini düsünen, evini arayan, evini sakinan biri.. Ev duyusu olan biri.. Kiz da konusmaya basladi.. Onun da evi uzaklardaydi.. Çocuklugu gibi.. O da ailesini anlatti. Çok sirin bir sohbet olmustu.. Tatli ve sicak.. Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel baslangici olmustu tabii.. Bulusmaya devam ettiler ve her güzel öyküde oldugu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yasadilar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kasik tuz koydu, hayat boyu.. Onun böyle sevdigini biliyordu çünkü.. 40 yil sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç” diye bir mektup birakmisti sevgili karisina.. Söyle diyordu, satirlarinda.. “Sevgilim, bir tanem.. Lütfen beni affet. Bütün hayatimizi bir yalan üzerine kurdugum için beni affet. Sana hayatimda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.. Ilk bulustugumuz günü hatirliyor musun?.Öyle heyecanli ve gergindim ki, seker diyecekken ‘Tuz’ çikti agzimdan.. Sen ve herkes bana bakarken, degistirmeye o kadar utandim ki, yalanla devam ettim. Bu yalanin bizim iliskimizin temeli olacagi hiç aklima gelmemisti. Sana gerçegi anlatmayi defalarca düsündüm. Ama her defasinda korkudan vazgeçtim. Simdi ölüyorum ve artik korkmam için hiçbir sebep yok.. Iste gerçek.. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat.. Ama seni tanidigim andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pismanlik duymadan. Seninle olmak hayatimin en büyük mutlulugu idi ve ben bu mutlulugu tuzlu kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, herseyi yeniden yasamak, seni yeniden tanimak ve bütün hayatimi yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da..” Yasli kadinin gözyaslari mektubu sirilsiklam islatti. Lafi açildiginda birgün biri, kadina “Tuzlu kahve nasil bir sey” diye soracak oldu.. Gözleri nemlendi kadinin..Çok tatli!..” dedi.. Kim içer şimdi sevgilisi için tuzlu kahve? Kim bir ömür boyu bir yalanı bu kadar devam ettirebilir? Ama yalan kendisine söylediği ve kendinden verdiği bişeyse? Link to comment Share on other sites More sharing options...
muselmansuffe Posted June 3, 2010 Share Posted June 3, 2010 STV haberde okunan öykülerden birisi. Çok hoştu. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Thorny Posted June 3, 2010 Share Posted June 3, 2010 Gerçekten güzelmiş, keşke günümüzdede kahveler böyle tuzlu ve yalanlar bu kadar tatlı olsa... Ama nerdeee! Link to comment Share on other sites More sharing options...
y.C.g Posted June 3, 2010 Share Posted June 3, 2010 Tavuk Suyuna Çorba serisindeki bir kitapta okumuştum zamanında çok beğenmştim okuduğumda içimde bir burukluk olmuştu şimdi okuduğumda yine aynı duyguyu yaşadım.Gerçekten güzel hikaye Link to comment Share on other sites More sharing options...
maxi_cex Posted June 3, 2010 Share Posted June 3, 2010 Paylaşımın için teşekkür ederim arkadaşım bu saatte bizleri duygulandırdın. Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlilimon Posted June 3, 2010 Share Posted June 3, 2010 Güzel "hikaye"... Link to comment Share on other sites More sharing options...
ŞimşekAdam Posted June 3, 2010 Share Posted June 3, 2010 Okurken duygulandım paylasman onur verıcı Link to comment Share on other sites More sharing options...
69sihirbaz69 Posted June 3, 2010 Share Posted June 3, 2010 Çok güzel bi hikâyeymiş. Soruya gelince insan gerçekten sevdiği için tuzlu kahveyi bırak çiğ tavuğu bile yer hatta hiç tereddüt etmeden ya da sadece benim düşüncem de olabilir sadece bu sadece bunu yapan enayi ben de olabilirim Link to comment Share on other sites More sharing options...
tipoti Posted June 3, 2010 Share Posted June 3, 2010 ahh ahh bende duygulandım 23 yasında olmama ragmen bende eşim ıcın cok seyler yapmısımdır paylasımın guzelmıs arkadasım ama tabı heryerde ve herkezde bulunmuyor boyle duygular sımdı herkez emo takılıyor Link to comment Share on other sites More sharing options...
arsen Posted June 3, 2010 Share Posted June 3, 2010 bu hikayeyi yıllar öncebende okudum güzel bir hikaye gerçekten bunun bir başka benzeri bir hikayeside vardı. bulursam bende paylaşırım Link to comment Share on other sites More sharing options...
feri Posted June 3, 2010 Author Share Posted June 3, 2010 hepinizin okuyan gözlerine yorumlarına sağlık arkadaşlar...bende bu hikayeyi ilk okudugumda çok etkilenmiştim hatta nişanlım ve ailesi beni istemeye geldiklerinde onun kahvesine 2 çay kaşığı tuz katmıştım ve içeri haber yollamıştım kahve bitmeden kızı vermek yok diye kahvesini 4 bardak suyla bitirmişti bizimde öyle bi anımız olmuştu bu hikaye sayesinde şimdi ona kahve içirtemiyorum Link to comment Share on other sites More sharing options...
arsen Posted June 4, 2010 Share Posted June 4, 2010 yakımışsın adamı ilkinde daha içermi Link to comment Share on other sites More sharing options...
feri Posted June 4, 2010 Author Share Posted June 4, 2010 yakımışsın adamı ilkinde daha içermi şimdi olsa yine aynısını yapardım pişman değilim Link to comment Share on other sites More sharing options...
arsen Posted June 4, 2010 Share Posted June 4, 2010 şimdi olsa yine aynısını yapardım pişman değilim eminim değilsindir arkadaşım ama yaktın adamı başında tatlı biryanış adamı kahveden etmiş :) Link to comment Share on other sites More sharing options...
feri Posted June 4, 2010 Author Share Posted June 4, 2010 olsun tadını unutunca tekrar içmeye başlar içirtirim ben ona bu sefer en ballısından önemli olan o gece içmesiydi oyy canım aşkım benim Link to comment Share on other sites More sharing options...
shining85 Posted June 4, 2010 Share Posted June 4, 2010 Bir yudum hikaye (Asım Yıldırım) dan dinlemiştim güzel okumuştu çok etkilenmiştim Kankem eniştemin kahve içerken olan fotosu hala telefonumda hatıra olarak saklıyorum Link to comment Share on other sites More sharing options...
cumman Posted June 5, 2010 Share Posted June 5, 2010 O kadar tuzdan sonra damar sertlesmesinden olmustur kesin. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.