Jump to content

Telefon-kanser Ilişkisi Kanıtlandı


mucit41

Recommended Posts

Telefon-kanser ilişkisi kanıtlandı

Dünya Sağlık Örgütü 10 yıl süren cep telefonu kullanımı araştırmasını açıkladı. Çalışmaya göre cep telefonuyla günde 30 dakikadan uzun konuşmak beyin kanseri riskini üçte bir artırıyor.

Günde 30 dakikadan fazla cep telefonu kullanmak beyin kanseri riskini artırıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün 10 yıl süren çalışmasının sonuçları cep telefonu ve kanser arasındaki ilişkinin sonuçlarını ortaya koydu.

13 ülkeden 30 yaş üstü 5 binden fazla katılımcıyla yapılan araştırmada, günde 30 dakikadan fazla cep telefonuyla konuşanlarda beyin kanseri riskinin üçte bir arttığı gözlendi.

Uzmanlar cep telefonlarının kulaklıkla kullanılmasını, direkt kulağa koyulmamasını öneriyor ancak cep telefonu kullanıcılarının büyük bölümü, cep telefonlarını kulaklıkla kullanmayı tercih etmiyor. Cep telefonunu günde 30 dakikadan az ya da kulaklıkla kullanmanın beyin kanseriyle doğrudan ilişkisi olup olmadığıysa gözlemlenmedi.

Uzmanlar, cep telefonu kullanımının son 10 yıldır yoğunlaştığını, cep telefonu kullanmanın az ya da dolaylı olmasının beyinde nasıl bir hasara neden olduğunun henüz geniş çaplı bir araştırmaya konu olmadığını söyleyip uyarıyor: Yakın gelecekte cep telefonunun uzun vadeli zararlarını da göreceğiz.

30 yaş altı 'ağır kullanıcı'

Uzmanlar özellikle 30 yaş altı kişilerin cep telefonunun en sık kullanan kitle olduğunu söylüyor. Araştırmacılar, 30 yaş altı cep telefonu kullanıcıları, 'ağır kullanıcılar' olarak tanımlanıyor. Bu kişiler cep telefonuyla günde 30 dakikadan fazla konuşuyor. 30 yaş üstü kullanıcıların genel cep telefonu kullanma ortalamasıysa ayda iki saat. Araştırmacıların bir sonraki adımı, çocukların cep telefonu kullanmasının beyin tümörü oluşumuna etkisini araştırmak olacak. Uzmanlar, çocukların beyin hücreleri henüz gelişmemiş olduğu için risk altında olduklarını düşünüyor.

(Radikal)

http://www.interaktifhaber.com/news_detail.php?id=38314[/CODE]

Link to comment
Share on other sites

Domuz gribi alarmının bir korku tatbikatı olduğunu açıklayan dünya sağlık örgütü gözümde güvenirliğini tamamen kaybetmiştir. Haklı olarak diyebilirsiniz ki tatbikat yapmakta ne var? Doğru tatbikatta birşey yok ama o arada devletlere,dolayısıyla halklara sattırılan ve hiçbir gerekliliği olmayan o aşılar ilaçlar kimleri kimleri zengin etti,zenginliklerine zenginlik kattı...

Ben bu haberi okuduğumda içimden acaba hangi araştırmalar ve deneylerler bu yazı yazdırmıştır demedim,acaba hangi şirketlerle anlaşılmış da bu yazı yazılmış dedim! <_<

Link to comment
Share on other sites

Sinyaller aslında öyle dayanılmaz ki mısır bile patlatıyor yani telefonu kulağa dayamak aslında

Mikrodalgaya kafamızı sokmaktan az biraz daha risksiz :D

Diğerlerini görmek için

http://www.youtube.com/watch?v=xo0m65De4Pw[/CODE]

Link to comment
Share on other sites

Mısır patlatma olayı bence yalan.İki cep telefonu kendi arasında haberleşemez.cep telefonu önce baz istasyonuna ondan sonra birçok yerden geçerek öbür telefona ulaşır

Link to comment
Share on other sites

Mısır patlatma olayı bence yalan.İki cep telefonu kendi arasında haberleşemez.cep telefonu önce baz istasyonuna ondan sonra birçok yerden geçerek öbür telefona ulaşır

Neden yalan olsun paylaşılan video hakikatları göz önüne koyuyor,bu da benim yakın cevremde paylaştığım fikir ve tezlerimi kuvvetlendiriyor.Her telefon bir mikrogalga fırın gibidir,paylaştığım tezde ise 4 telefon arasına bir hamburger konulsa bakalım 4 nüde arama esnasında o hamburger eti ne olur onu merak ediyorum acaba pişermi diye.

İlim adamları boşuna bağırmıyorlar radyasyon yayan her nesne insan sağlığına zararlı dır diye,eskiden bu kadar radyasyon olmadığı dönemlerde kanser vakkası ne kadardı şimdi her yerimiz radyasyon ağı ile örülmüş hali ile kanser vakkası ne kadar bunu sizden araştımanızı bekliyorum ve araştırmalarınızda ne kadar kanser vakkasının günümüzde arttığını göreceksiniz.

Lütfen diyorum çağımızın bize hediyesi olan çep telefonları mümkün olduğu derece az kullanınız ve mümkün olduğu süre içinde mesaj atmalarınızı azaltınız,aşırı ve çok mesaj atanlar ilerde parkison gibi bir hastalığa bulaşma olasılığı yüksek olacağını sakın unutmayınız.Selametle kalınız kansersiz uzun sağlıklı yaşamlar dileği ile allaha emanet olunuz.

Link to comment
Share on other sites

ceptelefonu1.jpg

ceptelefonu2.jpg

ceptelefonu3.jpg

ceptelefonu4.jpg

ceptelefonu5.jpg

KAYNAK :

Please register to see this content.

Kanser uzmanlarının liderliğinde yapılan çalışmaların sonuçlarına göre; cep telefonları, sigara ve asbestten daha çok insan ölümüne sebep olabilecek.Geçen 16 yılda 14 ödülün sahibi olmuş, İngiltere?nin zirvedeki beyin cerrahı Profesör Vini Khurana; cep telefonunun etkileri üzerine yapılmış yüzden fazla çalışmanın kritiği niteliğindeki bir çalışmaya imza attı.

Araştırma sonuçlarına göre; 10 yıl veya daha uzun süreyle cep telefonu kullanımı, beyin kanseri riskini ikiye katlayabiliyor. Benzer araştırma sonuçları ise cep telefonunun sağlığa zararları konusunda giderek artan kanıtları oluşturuyor.

Kanserlerin gelişimleri için en azından bir dekatlık (10 yıl) bir zamana ihtiyaç duyduklarını dile getiren Khurana; gelecek 10 yılda cep telefonu kullanımı ile belli beyin tümörlerindeki ilişkinin muhakkak ispatlanacağına inanıyor.

Yeni çalışmanın değerlendirmesinin dayandığı bir diğer olgu ise; dünya üzerinde sigara içenlerin üç katı yani 3 milyar insanın cep telefonu kullandığı gerçeği.

Khurana insanlara mümkün olan her yerde, cep telefonu kullanımından kaçınmalarını ve devletlerinden veya cep telefonu endüstrisinden telefon yüzünden maruz kaldıkları radyasyonu en aza indirgemek için derhal adım atılmasını istemelerini öneriyor.

Cep Telefonu Operatörleri Birliği?nin Khurana?ya tepkisi ise hiç de şaşırtıcı olmadı. Birlik; çalışmanın dengeli bir analiz olarak sunulmadığını ve Dünya Sağlık Teşkilatı?nın (WHO),

30?dan fazla bağımsız uzmanın bilimsel görüşlerinin bu yönde olmadığını iddia etti.

cep telefonunuzun sar değerini öğrenin

ceptelefonu.jpg

cep telefonlarının kanser yapıp yapmadığıyla ilgili tartışmalar süredursun, yapılan araştırmalar bu iddiayı destekler yönde sonuçlar sunmaya devam ediyor.

sar (specific absorption rate) vücudun 1 kg?ının sıcaklığını 1°C (1 derece) yükselten elektromanyetik enerji miktarı olarak tanımlanıyor. bu enerji miktarı 4 Watt/kg?dır. Bu değerin 10?da biri, yani 0,4 w/kg?ı, meslekleri gereği elektromanyetik alanlara maruz kalan kişiler için, 50?de biri, yani 0,08 w/kg?lık oran ise normal halk için limit değerler olarak kabul ediliyor.

cep telefonları da belirli bir elektromanyetik enerji yayarlar ve bu değerin yüksek olduğu telefonlar uzun vadede kişide daha fazla olumsuz etki bırakır. bu etkiler kansere kadar varabileceği gibi genetik yapının bozulması, hafıza zayıflaması gibi onlarca olumsuz sonuca da neden olabilirler.

epqagp.jpg

cep telefonu kullanımının yıllara göre artan zararları böyle gösterilmiş

cep telefonlarıyla konuşma süreleri düşünüldüğünde ise sar değerlerinin önemi daha da artıyor. ameirka?da cep telefonları için sar derğeri limit 1,5. normalde 1?in üzerinde sar değerlerine sahip cep telefonlarının da tercih edilmemesi tavsiye ediliyor. makul değer ise 0,5-0,7 arası sar değerine sahip cep telefonları.

cep telefonunuzun sar değerini öğrenebileceğiniz birkaç site bulunuyor. bu siteler yeni çıkan telefon modellerini sar değerlerini de hemen listeye ekliyorlar. siz de cep telefonuzun sar değerini kontrol edin ve gerekiyorsa telefonunuzu değiştirin. yeni bir telefon almadan önce de mutlaka bu listelere göz atın.

işte cep telefonlarınızın sar değerlerini öğrenebileceğiniz web adresleri:

http://sarvalues.wordpress.com
http://www.sarvalues.com
http://www.mobile-phones-uk.org.uk/sar.htm[/CODE]

CEP TELEFONUNDAN KORUNMANIN

BASİT YOLLARI

· Cep telefonu görüsmelerini mümkün olduğunca kısa tutup gereksiz konusmalardan kaçınmak, yakında sabit hat varsa onu tercih etmek.

· Acil durumlar hariç çocuklara cep telefonu kullandırtmamak, telefonları onların yakınında tutmamak.

· Cep telefonu görüsmelerini çocuklardan mümkün olduğunca uzakta yapmak.

· Hamilelikte cep telefonunu acil durumlar dısında kullanmamak, hamilelik süresince evdeki cep telefonlarını kapalı tutmak.

· Cep telefonunu bir kulaklık aracılığıyla kullanmak. (Bu, zararı bütünüyle önlemez, ancak azaltabilir. Çünkü kulaklıkla da radyasyon beyne ulasır.)

· Konusma dısında cep telefonunun ekstra özelliklerini kullanmaktan kaçınmak. (Bir çalar saat, gece boyunca basucunuzda durarak biyolojik ritminizi altüst edecek cep telefonuyla aynı islevi görecektir.)

· Kısa bilgi gönderiminde SMS kullanmak.

· Cep telefonlarının en savunmasız zamanda yakalayacağı geceleri cihazı kapatma alıskanlığı kazanmak.

· Cep telefonlarının en çok radyasyon yaydığı zamanlar, telefon çaldığı ve çevirdiğiniz numaranın bağlandığı anlardır. Bu sırada telefonu bas bölgesinden uzakta tutmak. (Gelen çağrıyı açtıktan veya karsı taraf görüsmeye açtıktan 1-2 saniye sonra cihazı kulağa ******ürmek daha güvenlidir.)

· Asansör ve otomobil gibi dar ve kapalı alanlarda cep telefonu ile görümse yapmamak. (Cihaz çekmediği için görüsmenin gerçeklesmesi baz istasyonun daha fazla elektromanyetik radyasyon

iletmesini gerektirir.)

· Baz istasyonları ve tasıma hatlarını, okul, kres, hastane ve huzurevi gibi alanların uzağında kurmak. (Radyasyondan en çok zararı çocuklar, hamileler ve yaslılar görür.)

· SAR değeri daha düsük cihazı tercih etmek daha az radyasyona maruz kalmak demek. SAR değeri düsük cep telefonlarını tercih etmek.

· Harici antenli cep telefonlarını tercih etmek.

· Cep telefonunu gün içinde vücudunuzdan olabildiğince uzakta, çantada; çantanız yoksa, en dıs cebinizde tasımak.

· Cep telefonlarını elektromanyetik fren sistemli tasıtlarda, petrol istasyonlarında ve hastanelerde kullanmamak.

· Cep telefonunu kalp, beyin ve cinsel organlara yakın bir yerde tasımamak.

· Yakınınızda bulunan baz istasyonunu kaldırtmak ve servis yetkililerine,istasyonları için sağlığı tehdit etmeyecek yerler seçme konusunda sorumluluklarını hatırlatmak.

· Cep telefonunun bir organımız olduğunu zannetmemek, hayatı cep telefonu olmadan idare etmenin yollarını aramak, mümkün mertebe klasik iletisim araçlarını kullanmak.

KISA VADELİ ZARARLARI (24 SAAT)

· Görüs alanında daralma.

· Kalp pilinin bozulma riski.

· Yoğun stres ve yorgunluk hissi.

· Konsantrasyon ve dikkat bozulması.

· Kulak çınlaması ve kulaklarda ısınma.

· İsitmede geçici aksaklıklar olusması. Bas ağrıları ve sersemleme.

UZUN VADELİ ZARARLARI (10 YIL)

· Genetik yapının bozulması.

· Beyaz kan hücresi (lenfoma) kanseri.

· Kan beyin bariyerinin zedelenmesi.

· Kalp rahatsızlıkları.

· Hafıza zayıflaması ve beyin tümörü riski.

· Kalıcı isitme bozuklukları.

· Embriyo gelisiminin zarar görmesi.

· Kadınlarda düsük riskinin artması.

· Kan hücrelerinin bozulması.

· Bağısıklık sisteminin bozulması.

· Yüksek tansiyon.

· Sperm sayısının azalması.Özel Emme Oranı olarak ifade edilen ?SAR? değeri cep telefonlarının kullanılırken vücudun emdiği radyasyon miktarının watt cinsinden karsılığı olarak tanımlanıyor.Buna göre tavsiye edilen maksimum oranı 10 gramlık dokuda 2 watt açıklanan listede yer alan 0.12 watt\1.5 watt arasında değisen radyasyon emme değerlerinin, Uluslar arası Radyasyon Koruma Komisyonu tarafından güvenli olduğu açıklandı. Yine de bu oranların da insan sağlığına zarar verip vermediği kesin olarak kanıtlanamadı. Telefonların sar değerini öğrenmek için: www.sarvalues.com sitesi ziyaret edilebilir

Link to comment
Share on other sites

Cep telefonu olan odada uyumayın

Kilis Devlet Hastanesi Nöroloji Uzman Dr.Ali Şahin, geceleri cep telefonunun oda dışında tutulması gerektiğini söyledi.

cephaberjy4.jpg

Sağlıklı Yaşama Derneği Kilis Şubesi tarafından günümüzün popüler sağlık sorunları üzerine bir panel düzenlendi. Paneline katılan doktorlar birbirinden ilginç konulara değindi. Özellikle elektromanyetik cihazların zararlarını duyan katılımcılar şaşkınlıklarını gizleyemedi.

Kilis Devlet Hastanesi Nöroloji Uzman Dr. D.Ali Şahin, özellikle geceleri cep telefonunun oda dışında tutulmasının önemine değindi.

Gece uykusunda vücudun bağışıklık sisteminin zayıfladığını ifade eden Şahin, “Uykunun en ağır yerinde bağışıklık sistemi zayıflıyor. Cep telefonlarının manyetik dalgaları vücutta her zamankinden daha fazla zararlı oluyor.” dedi.

Şahin, “Kalp hastalıklarından beyin krizlerine, kulak altı tükrük bezlerinin işlevini kaybetmesinden kısırlık gibi bir çok hastalığa davetiye çıkardığı belirlenen cep telefonlarının uzun vadede insanlara nasıl zararlar vereceği henüz bilinmiyor. Özellikle gömlek cebinde kalbin üzerinde telefon taşıyanlar çok daha fazla dikkat etmeli. Arka cepte telefon taşımanın, kısırlığa yol açacağı ifade ediliyor. Onun için gece yatarken cep telefonlarını baş ucuna koyup yatanlar dikkatli olmalı. En azından odalarının dışına çıkarmalılar.” diye konuştu.

Cep telefonu ile konuşurken kablolu kulaklık kullanmanın manyetik dalgaların vücuda verdiği zararları azaltabileceğini aktaran Şahin, “Araç içerisinde telefonla konuşmak da zararlı. Araç içerisinde kapalı kalan elekromanyetik dalgalar dışarı çıkamadığı için araç köşelerine çarpıp insanları defalarca etki altına alabiliyor.” şeklinde konuştu.

Kumandayla kapatılan televizyonların radyasyon yaymayı sürdürdüklerini kaydeden Şahin, “Televizyonlar, üzerlerinde bulunan kapatma düğmelerinden ya da fişlerinin prizden çekilmesi suretiyle kesin olarak kapatılmış oluyor. Aksi takdirde kumandadan kapatılan televizyonlar radyasyon yaymaya devam ediyorlar.” dedi.

Öğretmenevi konferans salonunda gerçekleştirilen programa, yüzlerce vatandaş katıldı.

Devlet Hastanesi Acil Servis doktorlarından Mustafa Yün, insanlarda yüksek ateş ve kusma konusunda bilgiler verirken, Nörolog Ali Şahin, elektronik cihazların günlük hayatta kullanımının zararlarını konu alan bir sunum gerçekleştirdi.

Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kiremitçi, anne sütünün faydaları üzerine görüşlerini dile getirirken eczacı Tarık Şiltelioğlu, günümüzün en önemli sorunlarından biri olan bilinçsiz ilaç tüketimi konusunda bilgiler aktardı. Ayrıca programda katılımcıların soruları da cevaplandırıldı.

Acil servislerde özellikle çocuklarda yüksek ateşin aile bireylerini paniğe sevk ettiğine şahit olduğunu aktaran Dr. Mustafa Yün ise ateşin vücut için bir gereksinim olduğuna değindi.

Çocukların ateşlerinin olup olmadığını anlamak için çocuğun alnının üzerine el konduğunu anlatan Dr. Yün, bunun yanıltıcı bir yöntem olduğunu ifade etti.

Yün, “Bunun yerine çocukların ateşini ölçmek için anne-babaların dudaklarını ya da dillerini çocuğun şakağına dayayıp 15 saniye kadar beklemeleri daha iyi netice ortaya çıkartır. Bu şekilde ateşlerinin olup olmadığını diğer geleneksel yöntemlere göre daha iyi anlamış oluruz. Çünkü dudak ve dil daha iyi algılayıcılardır.” şeklinde konuştu.

http://saglikveyasam.wordpress.com/2007/03/19/cep-telefonu-olan-odada-uyumayin/[/CODE]

Cepten uzun konuşmanın zararları

Cep telefonlarının programlanmış hücre ölümü sürecini etkilediği, bu nedenle operatörlerin ücretsiz konuşma sürelerine artırmasının sağlık açısından risk getirdiği bildirildi.

Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Daşdağ, yaptığı açıklamada, Türkiye´de cep telefonu kullanımının 1994-1995´li yıllarda başladığını, o tarihten itibaren cep telefonunun canlılar üzerindeki etkileri konusunda araştırma çalışmalarına başladıklarını söyledi.

İlk çalışmalarında cep telefonu kullandıklarını ve o günlerde cep telefonu kullanımının maliyetinin yüksek olması nedeniyle 2 saatlik bir kullanım ile 3-5 dakikalık ışınlamalarla incelemelere başladıklarını ifade eden Daşdağ, kullanım süresinin kısa olması nedeniyle ciddi sonuçlara ulaşamadıklarını, ancak araştırmaları sürdürdüklerini kaydetti.

cep1.jpg

Daşdağ, şöyle dedi:

´´Daha sonraki çalışmalarımızda 20 dakikalık bir ışınlamanın etkilerini araştırdık. Bu zaman aralığında da programlanmış hücre ölümü dediğimiz sürecin etkilenip etkilenmediğini araştırdık. Testis ve beyine yönelik çok ciddi bir etki gözlemlemedik. Cep telefonu kullanımının daha farklı boyutlarını araştırmak üzere Doç. Dr. Faruk Oktay ile birlikte günde 1-3 saat cep telefonu kullanımının işitme üzerindeki etkilerini araştırdık. İşitme üzerinde etkisinin olduğunu saptadık.

Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Ulukaya ve ekibi ile son olarak iki yıl boyunca günde en az 2 saat cep telefonu kullanımın etkilerini araştırmaya başladık. 10 ay süreyle fareler üzerinde bir araştırma yaptık. Her gün hafta sonları da dahil günde 2 saat süresince fareleri ışınladık. Çalışmada günde 2 saat kullanımla 900 Mgh´lik cep telefonu frekansının programlanmış hücre ölümü sürecini etkilediğini gözledik.´´

Prof. Dr. Daşdağ, araştırma sonucunun yayım aşamasında olduğunu ve 2004 yılından itibaren yayımlanan çalışmalardaki cep telefonu kullanımının beyin tümörü ya da tümöre neden olduğuna ilişkin kaygılara bilimsel bir destek olabileceğini söyledi.

Cep telefonu kullanımının canlılar üzerindeki etkilerinin sadece Türkiye´de değil dünyanın birçok ülkesinde araştırıldığını kaydeden Daşdağ, şöyle dedi:

´´Cep telefonu kullanımının 10 yılı aştığı ülkemizde cep telefonunun risklerinin belirlenmesi amacıyla ulusal bir program oluşturulması şart. Tespitlerimizde uzun süreli cep telefonu kullanımının programlanmış hücre ölümü sürecini etkilediğini tespit ettik. Tüm canlılarda her hücrenin belli bir yaşam süresi vardır. Bu yaşam süresi dolduğu zaman hücre kendini programlı bir şekilde öldürür. Cep telefonları bu süreci etkileyerek sürecin uzamasına neden oluyor. Hücrenin ömrünün uzaması ölmesi gereken hücrenin yaşamını sürdürerek risklere daha açık hale gelmesine neden oluyor. Hücrenin tümör hücresine dönüşme riskini artıran bir faktör olma ihtimalini artırıyor.´´

´´KAMPANYALAR KULLANIMI TEŞVİK EDİYOR´´

Prof. Dr. Daşdağ, cep telefonlarının en çok çocukları etkilediğini ve cep telefonu kullanımına yönelik çalışmaların başladığı günden bu yana bilim adamlarının özellikle çocukların cep telefonu kullanımının sınırlandırılmasından yana olduğuna dikkati çekti.

Cep telefonlarının, keyfi kullanımdan çok ihtiyaca yönelik olarak kullanılması gerektiğini anlatan Daşdağ, şöyle dedi:

´´Cep telefonu operatörlerinin bedava veya ücretsiz konuşma sürelerini artıran kampanyaları insanların daha fazla radyasyona maruz kalmasına neden olarak programlanmış hücre ölümü sürecini etkiliyor. Bedava veya ücretsiz konuşma sürelerini artıran kampanyaların bu nedenle çok doğru olmadığını düşünüyorum. Radyasyondan korunma kurallarına baktığımızda süre çok önemli bir faktör. Cep telefonu kullanım süresini ne kadar azaltırsanız radyasyon etkisinden o kadar korunmuş olursunuz. Ancak kampanyalar cep telefonunu daha çok kullanmaya teşvik ediyor. Bu da toplum açısından risk oluşturuyor. Cep telefonu kullanımına bağlı olumsuzluklardan daha fazla etkilenecek olan çocukların ebeveynler tarafından özendirilmemesi ve cep telefonu kullanımlarının mümkün olabildiğince sınırlandırılmasından yanayız. Cep telefonuna yönelik çalışmaların başladığı günden bu yana bilim adamları özellikle çocukların cep telefonu kullanımının sınırlandırılmasından yana. Cep telefonunun doğru kullanımı konusunda okullarda düzenlenecek panel ve konferanslar ile çocuklar bilinçlendirilmeli.´´

Prof. Dr. Daşdağ, çocuklara cep telefonunun mümkün olduğu kadar sınırlı kullandırılması gerektiğini ifade ederek, sözlerini söyle tamamladı:

´´Aileler çocuklarını kontrol etmek için cep telefonu kullanmalarına izin verebiliyor. Cep telefonu bu konuda belki avantaj gibi görünüyor. Ancak, çocukların cep telefonu kullanım yaşını mümkün olduğunca geciktirerek çocuklarımızı cep telefonu kullanımı konusunda iyi eğitmemiz gerekiyor. Ülke genelinde okullarda bu eğitimin konferans ve paneller şeklinde çocuklara verilmesi gerekiyor. Böylece toplumumuzun bu konuda daha bilinçli ve duyarlı olmasını sağlayabiliriz."

[CODE]http://www.8sutun.com/haberdetay.asp?tarih=29.03.2010&Newsid=4826&Categoryid=22[/CODE]

Link to comment
Share on other sites

Ben bırak uzun süre kullanmayı telefonu evde kaybettiğim bile oluyor :D . sessizde kullandığımdan bulmak için bir kaç dakika aradığım bile oluyor.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...