Jump to content

Tecavüz Tatbikatı =))


Sirius

Recommended Posts

Sabahtan beri hastanedeyim... Bu sefer kendim için değil, ismini asla

veremeyeceğim, verirsem benimle tüm ilişkisini kesecek olan (ama hepinizin

yakından tanıdığı) bir arkadaşım için hastanedeydim.

Hayatımda bundan daha saçma bir incinme vakası duymadım... Bütün gerzekler

benim etrafımda toplanmış anladığım kadanyla...

Sabahın köründe aradı beni... Acilen hastaneye gitmesi gerektiğini, hemen

taksiye atlayıp gelmemi söyledi.

Telaş içinde gittim evine. Bizimkinin kafa göz patlamış, nefes almakta

zorlanıyor. Ne gömleğini giyebiliyor ne ceketini... Müthiş bir kaburga

ağrısı... Ne oldu diyorum, sırıtarak "Sonra anlatırım" diyor...

Bindik taksiye gidiyoruz... "Kızım" diyorum "Ne oldu? Kocan mı dövdü?"

"Yok" diyor... "Eeeee?" diyorum, sırıtıyor... "O yaptı ama dövme değil!"

Allahım ya Rabbim! Delireceğim meraktan..

Gittik hastaneye, filmdi, röntgendi, tahlildi... Sonuç: Kaburganın birinde

kırık, omurgada zedelenme, sağ elin dışında ezilme ve muhtelif çürükler...

Kaburga kırıklarında pek bir şey de yapılamıyor biliyorsunuz.

Bandajladılar, ilaçladılar, gönderdiler bizi...

Çıktık hastaneden, gittik pastaneye, oturduk...

Bu arada arkadaşım habire kıkırdıyor. Fakat bir yandan da kıkırdamasını

durdurmaya çalışıyor çünkü her tür nefesli hareket -gülme, hapşırma,

hıçkırma- müthiş bir ağrıya neden oluyor.

" Eh" dedim "artık anlat."

Bardağı kaldıramadığı, öne de eğilemediği için benim yardımımla çayından

bir yudum aldıktan sonra "Tamam ama..." dedi, "Kimseye söyleme. En azından

ismimi söyleme..."

" Tamam" dedim. "Söz!"

Başladı anlatmaya...

Hadise şuymuş: Benim dümbük arkadaşım ve kocası (Bay ve Bayan Dümbük)

evlerinde "tecavüz tatbikatı" yapmışlar!.. Olay şöyle meydana gelmiş.

Televizyonda mı gazetede mi ne bir tecavüz haberi görmüşler, üzerinde

konuşmaya başlamışlar. Benimki (Bayan Dümbük) "Ben sporcuyum, kimse bana

tecavüz edemez" diye sallamış. Kocası da (Bay Dümbük) "öyle bir ederler

ki..." diye karşı sallayışı yapmış. Bunlar beş dakika "şöyle yaparım, böyle

yaparım" diye atışmışlar durmuşlar. Derken başlamışlar boğuşmaya...

Fakat aynı zamanda geri zekâlı oldukları için işi gereğinden fazla ciddiye

almışlar. Benimki kendini savundukça kocası olacak orangutan bastırdıkça

bastırmış.

Kanepelerden düşülüp, sırtlar sehpa köşelerine mi çarpmamış, kül tablaları

kafalara mı indirilmemiş (kocasının kafasına!!!), eller kollar duvarlara mı

sürtmemiş...

Sonunda Dümbük efendi benimkinin üzerine oturmuş. Enişte 98 kilo! Benimki

53! Kaburga kırığı tahmin ediyoruz o an oldu...

"Peki" dedim "tecavüz gerçekleşti mi?"

"Hayır!" diye şakıdı bir halt becermişçesine. "Pantolonumu çıkartmayı

başardı ama sonra yorulup pes etti! Ho ho hoyt! Ahhh..."

"Koçandaki hasar ziyan nedir peki?"

"He he heee.. Sorma. Hâlâ küçük tuvaletini yaparken zorlanıyor. Sıkı tekme

atmışım... Kafası da çok fena şişti... Galiba burnunu da ısırmışım.

Morardı. O da evde yatıyor, işe gidemedi... He he hee.. Ahh..."

Yok değil mi bunlar kadar saloz bir çift? Bir tane daha olması durumunda

cidden insanlık aleminden şüphe edeceğim.

Tuğçe Baran (Vatan Gazetesi köşe yazarı)

4871790serk4470a05.jpg

Link to comment
Share on other sites

güzel bi karikatür

ama bence bunun yerine ahlaki karikatürler konsa daha iyi olur çünki böyle karikatürden çok konular davetiye çıkarıyor insanları farklı düşüncelere sahip oluyor sanki günümüzde normalmış gibi

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...