bitlilimon Posted March 29, 2010 Share Posted March 29, 2010 Bizim çocukluğumuzda annelerimiz çalışmazdı. > Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım. > Hatta Babanım bile anahtarı yoktu. > Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi. > Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki..... > > En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı. > Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani. > Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık. > Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya,zıplaya yürüyerek gelirdik. > > Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi. > Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık. > Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi. > Mahallemizdeki teyzeler Annemiz gibiydi. > Susayınca girer evlerine su içerdik. > Ya da pencereden bize bir sürahi bir bardak uzatırlar,hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik. > Kısacacı evine gidip gelen (...ki;sadece çişi gelen giderdi evine)elinde mutlaka yiyecekle dönerdi. > Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi. > Bu bazen bir kurabiye, bazen bir meyve olurdu. > > Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık. > > Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi. > Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştırırlardı bizi... > Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı. > Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz,onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık. > > Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık. > Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık. > Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik. > > Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim. > Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin camında, temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum. > Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem. > Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece; bilmem kaç kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri. > Evlerimiz var, içinde yaşayan yok. Parklarımız var, içinde oynayan çocuk yok. > Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar... Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz.. Tahta iskemlelerimizde oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu. Benkapılarında 'vale'lerin, 'body'lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir. Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana. Benim değildir bu kültür. Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder. Nedir bunlar? Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk. Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk. İyi de neden böyle olduk ? Biz mi istemiştik? Yoksa birileri mi böyle istedi?.. Her toplum hakettiği gibi yönetilir'derler ya, hakettiği gibi de yaşar diyelim mi? Link to comment Share on other sites More sharing options...
wmismail Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 Aynen ya Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlilimon Posted March 30, 2010 Author Share Posted March 30, 2010 bence de nerdeeee bizim çocukluğumuz nerede şimdikilerin çocuklukları çizgifilmlerimiz arasında bile uçurum var en basitinden... Link to comment Share on other sites More sharing options...
wmismail Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 Benim çocukluğumda yukardakine paralel geçti. Güzel günlerdi. Şimdi yeğenlerime bakıyorum, evden dışarı çıkmıyor. Çizgi film, internet, araba yarışları.. Haksızlar mı ? Bilmiyorum. Ben amasyada büyüdüm, kapının önü toprak vs. Şimdi ankarada çocuklar dışarı çıkamıyor vs.. Üzülüyorum, çocukluklarını yaşayamamalarına.. Link to comment Share on other sites More sharing options...
bilalozkan7 Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 Fayansların üstüne oturup sokağın en tepesinden aşağı kayardık Az oramı buramı yarmadım. Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlilimon Posted March 30, 2010 Author Share Posted March 30, 2010 ben de en çok çocukluklarını yaşayamamalarıına üzlüyorum.Çocuklar yarış atı gibi okul hayatları başladığı an yarışa da başlıyorlar.Sonra sosyal zekası gelişemeyen insanlar oluyorlar kendilerini ifade etmekte zorlanan insanlar..Çocukluklarını yaşayamamış mutsuz insanlar.Bazen düşünüyorum çocuğum olsa böyle bir yarışa katılmasına göz yumarmıyım yoksa çocukluğunu dolu dolu yaşamasını mı sağlarım.Benim çocukluğum köyde geçti iyi ki de öyle oldu..Çocuğumu da güvendiğim bir ortamda rahatça oyun oynayabileceği bir ortamda yaşatmak isterim. Link to comment Share on other sites More sharing options...
saydax Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 Aynen yaşım fazla büyük değil ama bende buna benzer bir hayat yaşadım şimdiki çocukaların beyni yıkanmışcasına evde oturuyorlar sorarım size bizi evde kim tutabilrdi annemizin terliği hariç çok üzülüyorum çocuklara onları bu hale getirenlerede iki çift lafım var ama burada olmaz Link to comment Share on other sites More sharing options...
Bultar Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 İçim buruldu Link to comment Share on other sites More sharing options...
wmismail Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 Aynen yaşım fazla büyük değil ama bende buna benzer bir hayat yaşadım şimdiki çocukaların beyni yıkanmışcasına evde oturuyorlar sorarım size bizi evde kim tutabilrdi annemizin terliği hariç çok üzülüyorum çocuklara onları bu hale getirenlerede iki çift lafım var ama burada olmaz Hava güneşli olcak ve çocukken biz içerde oturcaz.. Bayılacak kadar hasta olduğum zamanlar hariç hatırlamıyorum. İçim buruldu Aynen. Link to comment Share on other sites More sharing options...
ethemyigit Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 belkide bir cok ınsanın hayatı boyunca yakalamak ıstedıgı mutlulugun ta kendısıydı o yıllar ama artık dunya düzen hersey degıstı ? napolyon devrı mı basladı nedır? ınsanlar tekbırseye tapar oldular ... ondan sonra hayatından memnun olmayan koca bır sürü neden olmasın Link to comment Share on other sites More sharing options...
weyso Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 Gercektende Artık Boyle Bırsey Yok Kalmadı O Devir Kalktı Artık Link to comment Share on other sites More sharing options...
EMRA Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 şimdi çocuklara Calliou iteleyip duruyorlar .Çocuğa tv karşına bir geçiriyon affınıza sıgınarak mankafa gibi izliyor sonra bu çocuktan ileri de bişey bekle Anne-Babada memnun bu durumdan sessiz sessiz duruyor nasıl olsa çalınma kaçırılma riski de yok.Kanal da öğretici bir kanal zaten Link to comment Share on other sites More sharing options...
seyhdavutari Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 Eskiden Çizgi Filimmiş Diye bişey yoktu Sabah erkendden Kalkar Dışarıya fırlardık. Kahvaltı bile etmezdik. elimizde bir parça ekmek alırdık. doğru dışarıya. arkadaşlarla oynardık. şimdi Oyle değil. Genelde Buluşmak için Kahvehanelerde Yada park Larda geliriz.... Link to comment Share on other sites More sharing options...
siranusta Posted March 30, 2010 Share Posted March 30, 2010 Akşam 8-10 arkadaş dışarı çıkar arabaların altında, sağında solunda gördügümüz kedileri kovalar, Sonra bir kaç mahalle ileri gidip akşamın bir saatinde milletin kapısını, Zilini çalar kaçardık. Bayramlar da dışarı çıkarız gecesi gündüzü fark etmez maytaplar patlatır sokak lambasının ışığında ne kadar çocuk varsa topun peşinde koşar büzük bir zevkle top oynardık. depreşti yine çocukluğum ben çocuk olmak istiyorum... Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.