mutlku_1991 Posted January 25, 2010 Share Posted January 25, 2010 Arkadaşlar deftere beğendiğim şiirleri yazıyorum sizde beğendiğiniz şiirler varsa yazarmısınız! HERŞEY SENDE GİZLİ (can yücel) Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin... Link to comment Share on other sites More sharing options...
mutlku_1991 Posted January 25, 2010 Author Share Posted January 25, 2010 arkadaşlar hiç mi yok bilen Link to comment Share on other sites More sharing options...
mcsersery Posted January 25, 2010 Share Posted January 25, 2010 KİMİ SEVSEM SENSİN Kimi sevsem sensin, hayret! Sevgi hepsini nasıl değiştiriyor? Gözleri maviyken, yaprak yeşili. Senin sesinle konuşuyor elbet, Yarım bakışları o kadar tehlikeli, Senin sigaranı senin gibi içiyor... Kimi sevsem sensin, hayret! Senden nedense vazgeçilemiyor... Her şeyi terk ettim; ne aşk ne şehvet... Sarışın başladığım esmer bitiyor. Anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli, Dudakları keskin kırmızı jilet, Bir belaya çattık, nasıl bitirmeli? Gitar kımıldadımı zaman deliniyor... Kimi sevsem sensin, hayret! Kapıların kapalı girilemiyor... Kimi sevsem sensin, senden ibaret. Hepsini senin adınla çağırıyorum, Arkamdan şımarık gülüşüyorlar... Getirdikleri yağmur, sende unuttuğum; Hani o sımsıcak, iri çekirdekli... Senin gibi vahşi öpüşüyorlar. Kimi sevsem sensin, hayret! İn misin? Cin misin? Anlamıyorum... ATTİLA İLHAN Link to comment Share on other sites More sharing options...
KaaB Posted January 25, 2010 Share Posted January 25, 2010 Tekil Bir Yaşantının Güzelliği Nede Bir Avuntunun Masumluğu Canımın İstediği Sevdiği Tek Aşkım Tek Sevdiğim Rananım Yarim Sevdiğim Sevgilim TNCTR Funy1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlilimon Posted January 26, 2010 Share Posted January 26, 2010 Öncelikle böyle bir konu açmanız süper olmuş..Sevdiğim birçok şiir var hepsini olmasa da çoğunu paylaşacağım..ilki "Şikayetname" Şikayetname Hiç olmazsa eskiden,arada bir uğrar, Hal,hatır sorarlardı, Hani yasak savmak kabilinden diyelim, Senden sonra evin yolunu unuttu çocuklar, Geçenlerde ışığı açık görmüş, Kapıdan şöyle bir göründü küçük oğlun, Bir sitem,bir sitem, Uğraşamam,diyor,üç buçuk emekli aylığınla senin, Banka kuyruklarında bu iş güç arası, O gitti,oturup bir güzel ağladım, Hani,sana da kızmıyor değilim ara sıra, Benden önce gittin de sanki, Sultan mı ettiler seni Mısır'a? Büyük oğlun desen,bana hala dargın, Getirdiği müteahhide vermemişim diye evi, Ha bire söylenip duruyormuş, Yok,babamın anıları varmış, Yok,elleriye dikmişmiş bahçedeki sardunyaları. Bıraksın diyormuş, Bıraksın o eski hülyaları, Ne babamdan,ne ondan anı kalır, Bilsin ki,öldüğü gün o ev satılır, Bu çocuklar kime çekti bilmiyorum ki canım, Son günlerde dalıp dalıp gidiyorum, Canım sıkılıyor canım. Kız daha kırkın çıkmamıştı ki evlendi İki çocuklu,o paragöz adamla, Geçenlerde ayaküstü şöyle bir uğradılar, Adam hem saygısız,hem de aşırı şişman, Sana bir şey söyleyeyim mi canım, Kız pek mutlu değil,yani bin pişman, Hani dokunsan ağlayacak, Ayrlırken elimi öptü, Bu kış havalar soğuk geçecekmiş, Aman kendine iyi bak,sakın hastalanma bu yaşında, Sabah akşam mutlaka al o ilacı, Biliyorsun,dedi,babam da yok artık başında, O gitti oturup bir güzel ağladım, Artık ne telefonum çalıyor,ne de kapım, Mektup desen kimden gelecek be canım? Son günlerde zaten, Karşı kaldırımlardan dolaşıyor postacı. Yok,sakın aklından geçireyim deme, İnan ki kırgın değilim, Biraz burukluk işte,biraz hüzün, Hüzün,bilirsin benim en doğal halimdir, Hani bir de kahve yapmak zor gelmese, Taşırmasam hani her defasında, Şişşt,kimse duymasın,ilaç milaç da almıyorum artık, Kokunu öyle özledim ki canım, Dün gece kahverengi paltona sarılıp uyudum, Hayalimde okşadım o güzel saçlarını, Hani sana da kızmıyor değilim ara sıra, Benden önce gittin de sanki, Sultan mı ettiler seni Mısır'a? Mehmet Çetin Link to comment Share on other sites More sharing options...
YeniçeRiyan-i Posted January 26, 2010 Share Posted January 26, 2010 Suya Attım bir Taş Çıkardı Bir ses Fhaş Fhaş Kafama biri vurunca gözümden geliyor yaş Hüsnüye hüsnüye Döndürdün beni Deliye İstersen Beni Sor veliye Diyecek ki 10:30'da hüsnüye binecek Gemiye Cemal dediki En güzel aşk Şiiriymiş Kemal SUNAL Link to comment Share on other sites More sharing options...
dejavu_10 Posted January 26, 2010 Share Posted January 26, 2010 Sen yokken biraz daha ölüyorum ben Gönlüm sonbahar, yaprak yaprak dökülüyor Her mevsim kış, hergünüm gece Sonu yok yolların, yarını yok saatlerin Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında Kokusu yok çiçeklerin, gök kuşağının rengi yok Ateşi yok sevmelerin, sigaramın dumanı yok Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin Ve ben biraz daha ölüyorum gözlerinin ortasında Alevi yok yangınların, suyu olmadığı gibi yağmurun Denizin mavisi yok, tıpkı gözlerin gibi Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında Dostu yok gecelerin, geceler çok uzun Geceler bir ömür, ömür dediğin bir tutam ümit Ümidi yok yarınların, Tıpkı senin yokluğun gibi Ve ben biraz daha sana hasret Hasret bir ip boğazıma düğümlenmiş Düğümler her tarafımda, bütün yollar kör düğüm Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında Yalnızlığını ben yazarım şiirlerin, ayrılığını ben Karamsarlıkları hep senden Hayalinle süslenen bu şehir Ve ben ölüyorum bu şehirde sensizlik ortasında Link to comment Share on other sites More sharing options...
Reyli Posted January 26, 2010 Share Posted January 26, 2010 ADAM GİBİ ADAM OLMAK çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse sen aklı başında kalabilirsen eğer herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır hem kendine güvenebilirsen eğer bekleyebilirsen usanmadan yalanla karşılık vermezsen yalana kendini evliya sanmadan kin tutmayabilirsen kin tutana düşlere kapılmadan düş kurabilir yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer ne kazandım diye sevinir ne yıkıldım diye yerinir ikisini de önem vermeyebilirsen eğer söylediğin doğruyu ve gerçeği büken düzenbaz kandırabilir diye safları dert edinmezsen ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz ve yeniden koyulabilirsen işe döküp ortaya varını yoğunu bir yazı turada yitirsen bile yitirdiklerini dolamaksızın diline baştan tutabilirsen yolunu yüreğine, sinirine “dayan” diyecek direncinden başka şeyin kalmasa da herkesin bırakıp gittiği noktaya sen dayanabilirsen tek başına herkesle düşüp kalkıp yine de erdemli kalabilirsen unutmayabilirsen halkı krallarla gezsen de dost da düşmanda incitemezse seni ne küçümser ne de büyültürsen çevreni her saatin her dakikasına emeğini katarsan alın terine hakçasına bölüşürsen vicdanındaki adaleti her şeyiyle dünya önüne serilir korktuğun yerde el öpmez hükümran olduğun yerde ezmezsen oğlum adam oldun demektir üstelik adam gibi bir adam. Rudyard KİPLİNG Link to comment Share on other sites More sharing options...
mai_brs Posted January 26, 2010 Share Posted January 26, 2010 BİR ADAYDI SENDEKİ AŞKIM Rüyalarım hiç uzun sürmedi. Hep rüyaların en tatlı yerinde uyandım uykudan. Yinede sevdim hayatı, yaşamayı sevdim ve seni. Aşamadığım tek engel sanırım kalbindi. Bazen titrek dudaklarım bazen asi kalbim. Dudaklarımdan tek kelime çıkıyor ara sıra "kahretsin". İnsan istemeden severmi ? Bunu sende öğrendim Belkide alışkanlıktı sana sevgim, bilmiyorum Bildiğim seni sevmenin ötesine geçemedim. Değermiydin ? Kalbime sorsam sanırım bin yılda değerdin. Bir okyanusta bir kum tanesini aramak nasılsa Bende seni öyle aramaktan yoruldum artık. Dönsen de istemem artık geçti sevdan Azgın dalgaların yordu beni Artık gidiyorum Bir adaydı sendeki aşkım Giderken aşkımı sende bıraktım ____________________________________________________ BENİM KIRGINLIĞIM AŞK'A Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok. Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım, sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım, kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda... Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum, imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi isteklerimi bastıramıyorum... Çalmayan telefonuma elim gidiyor, sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum... Bende olan seni, hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum... İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum! Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı... Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım anılarım dışında... Isınabilmek için onlara sarılıyorum... Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye çalışıyorum... Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı... Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım falıma... Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş itiraf etti sonunda... Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil... Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı, kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini, sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi, dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de hiç niyetin yoktu aslında... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum... Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana... Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde, gecede, uykumda... Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi... Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki? Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana... Gittin! Belki de hiç gelmemiştin, ben geldiğini sandım... Ayak uyduramadım yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım... Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir adam; dokunuşlarında kendini bulan... Ama! En çok da imkânsızın oldum... Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... İnanamadığın, Yenemediğin, üzerinden atlayamadığın korkuların oldum... Ağladığın, bağırdığın ya da sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum... Yüreğindeki adam ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan bir anı oldum... Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken belki de hiçbir şeyin oldum... Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum? Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim... Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim? Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan ama bir ömür gibi gelen aşk. Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini, öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum .Seni halen benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum. Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi. Suskunluğun en büyük silahındı, suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak. Söylesene unutulmak kime yakışıyor? Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor. Meraketme ,üstüne giydirmedim bu duyguyu ,unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor. Görüyorsun işte, aşk'a ve sana ihanet etmiyorum benim kırgınlığım aşk'a.Sen üstüne alınma..... _________________________________________________________ GÜL'E BENZİYOR SENİ SEVMEK Hüzne çalan mavi bi okyanus yüreğim bu gece… sonsuzluğun esaretinde hasretler demlemişim bahara çalan son vuslatımda… son seferine çıkıyor hasretliğim buğulu beyaz limanımdan … kırmızı güller yeşeriyor acının koynunda .. hüzne çalıyor her yanım....sen yalnızlığı bilir misin? hani soğuk işler ya içine titrersin … yanarsın sonra… güneşi özlersin… geceler diyarına bakarken sessizlik; sevgini haykırmak istersin zamanlı zamansız… sevişme seslerini duymak istersin martıların.. kalemi kırılmış bi yüreği yeşertmeye çalışırsın bağrında… çiğ düşer yüreğine.. çılgınlıklarını özlersin .. bağıra bağıra “seviyorum seni hala çok seviyorum” demek istersin.. susarsın… sessizliğe hakim dört duvar odanda ölümü beklersin… hayatının bileğini kesersin… kan damlar aciz gecelere…ağlarsın.. sessiz sedasız beklersin.. ıslanır yastığın.. sazendeleri duymaz olursun.. bi kaç mısra ya sıkıştırırsın aşklarını sevgilerini hasretlerini ve özlemlerini… “ gittiğinde ayrıldım bedenimden Sensizlik ağır geliyordu boynuma Kaçmak isterken gizli mabedimden Giriyorum gecenin bi bilinmez koynuna..” Sensizlik denilen boşluğu yaşadım yıllarca ve yaşamaya da devam edeceğim belki sonsuza dek sürecek bi fırtınanın ortasındayım yalnız çaresiz ve sessiz… kimsesiz çığlıklarımın karşılığı olmayacak belki. aşk dediğin üç günlük hasretle unutturmuyor kendini… içselliğimde yaşamaya devam ettiğim kimsesiz hasret gün olur bulur sarılır beyhude sevdasına gün gelir yüreğinde hasret kıpırtıları olur dönmek istersin belki ; olur ya sakın dönme … giderken yaptığını yap bakma gözlerime… sokulma dokunma mabedime … sen benim yüreğimdeki çocuğu yaşattığım saklı bahçemsin … korkulardan kaçtığım sığınağım … gece yarıları sarıldığım kimsesiz hayallerim .. sen benim düşlerimdeki sevgilimsin… ama güle benziyor hasretin.. dokunsam kanım akıyor sokulsam canım yanıyor ama kokunu duymasam içimde fırtınalar kopuyor… dedim ya güle benziyor seni sevmek … yüreğimde yeşerttiğim gri güllerime inat hala saklı bahçemdeki tek kırmızı gülümsün… adını bilmediğim tarifini bilmediğim uzak bi toprak parçasında yaşasa da bedenin inan her an başucumda suretin… solmayan tek gülü saklı bahçemin… güle benziyor seni sevmek her ne kadar dağlansa da yüreğim…. _______________________________________________________ HOŞÇAKAL EY SEVGİLİ yalandı herşey.. ve bitti seni seviyorum bile diyemeden gidiyorum şimdi bir ben birde içimdeki sen özlemlerim sevdam var, ama bana çok uzaklar. gidiyorum şimdi gitme desen ve beni engellesen ve senı sevıyorumu duysam senden ilk ve son kez.. son herşey hayatımdaki son nokta. özlemim sevdiğim sevgimi söyleyemediğim ve gidiyorum şimdi dilimde eskilerden bir parça ve yüreğimde bir sen birde tam bilemediğim bir şiir. ne hasta bekler sabahı ne taze ölüyü mezar nede şeytan bir günahı seni beklediğim kadar. hoşcakal ey sevgili.... Ağlayacağım hemde hıçkıra hıçkıra elimde resmin olmayacak belki ama yüreğim seninle dolu olacak gözlerimde gözlerin olacak ve yarım kalan bir aşkın hikâyesi yazılacak son defa umutlarım yeşermeyecek belki akan son göz yaşlarımda ama biliyorum ki bir sen daha olmayacak tutamadığım ellerin bakamadığım gözlerin ile gidiyorum ve dilimde son sözüm SENİ SEVİYORUM ______________________________________________________ MAVİ MAVİ SEVDİM SENİ Bir tek şeyi unutma! Seni sevdim ben. Kalbim şimdi bir sokak çocuğu Kelebekleri göç etti gönlümün Issızlaştı hayat sanki Sanki, sabahı eksik şiirlerimin. Sanki, gecesi hep kanayan bir yara Ve sanki, artık hep kanayacak... Ağlanacak bir aşkın kıyısına vurduysa gözlerim Çare yok, ağlayacak. Bir tek şeyi unutma! Seni sevdim ben. Kapıları kendime ben açamadım Ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni Düşünüyorum da sen gideli ne çok yalnızım.. Sarmaşık aşkın sarısında kaldım, sarılamadım. Savunamadım seni kimselere Anlatamadım seni kimselere Kimsesiz kaldım,En çok da sensiz... Bir tek şeyi unutma! Seni sevdim ben.. Sana uyumak,Sana uyanmaktı hayat. Sıratını geçtim yaşarken korkmadan Korkumu geçtim cesaretle, ihanetle Berduş bir yalan masumiyeti öptüm bile bile Tek sen gitme diye Sonbahar oldum yaprak yaprak Ağaç oldum köklerimi unutarak Tesellisiz bir geceye fırlatıldım Kalbimi dar kafese kapatarak İçimdeki bir kanarya Hiç susmadan ağlayacak Bir tek şeyi unutma! Seni sevdim ben. Yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak Seni sevdiğimi bağırdım mehtabına Beyazında akladım bulutunun Mavi mavi sevdim seni içim kan ağlayarak Bir tek şeyi unutma! Seni sevdim ben. Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim. Bugün sardunyalarım da açmadı Belki de küskün renklere Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım Sensiz soluyorum anlayacağın Mavi mavi ölüyorum Duyuyor musun, orada mısın, Var mısın, yok musun? Bir tek şeyi unutma! Seni sevdim ben. Yanarak, yıkılarak Aklıma her geldiğinde ağlayarak.... ____________________________________________________ KEŞKE Al ******ür aşklarımı. bırakma geriye hiçbirşey. sadece yalnızlık istiyorum. eğer yapabiliyorsan acı çektir bana. ama kimsenin yaşayamadığı acıları çektir. canım acısın. bırak izin ver kendime zarar vereyim. kanlar aksın yavaşça damarlarımdan. sıcak bir şekilde süzülerek damlasın yerlere. kimseler ellemesin. bi önemi olsun gözyaşlarımın. olmayan gözyaşlarımın yitip giden anlamını geri ver bana. yok olan duygularımı, acılarımı, yalnış sevme politikalarımı, aşklarımı, kalp atışlarımı geri istiyorum artık. sence zamanı gelmedimi? yetmezmi bu kadar yok oluş? yetmez mi bu kadar yalnızlık? bırak artık bedenimi ben kontrol edeyim. geri verki duygularımı biraz olsun sevebileyim artık. gözyaşarımı istiyorum senden. yok olun, kayıp giden gözyaşlarımı istiyorum. bu kadar da acımasız olma lütfen. yokoluşlara bu kadar uzun süre alışık değilim. keşke diyorum ilk kez. evet keşke başlamasaydım bazı şeylere. keşke kimseleri sevmeseydim şu ana kadar. keşke akıtmasaydım gözyaşlarımı boş yerlere. keşke hiç başlamasaydım sigaraya. keşke hiç sabahlamasaydım sahilde. keşke hiç yürümeseydim yollarda salınarak. keşke aşık olmasaydım bu kadar sana keşke sevmeseydim bu kadar hayatı. belki o zaman gidişim daha kolay olurdu. belki o zaman birileri severdi beni ilk kez. bi anlamı olurdu belki yürüyüşlerimin. bir anlamı olurdu belki gözyaşlarımın. cigerlerime çektiğim duman bile anlamsız. ne garip.hakettim mi gerçekten ben bunları. çok mu küçük düştüm gözünde?. çok mu çocuksu isteklerim?. çok mu acizim ben?. bırak akıtayım damarlarımdaki kanı bu gece. sadece bir geceliğine izin ver bana. sonra yine al neyi istersen. al hepsi senin olsun. nasıl olsa yaşamayan bir bedende saklı herşey. bırak bir geceliğine öleyim. bakarsın uyanmam bir daha... ________________________________________________________ NE GEREK VARDI SANA Öznesiz cümleler kurmaya alışmıştım ben oysa... Yalnızlığıma, ıssızlığıma sahip çıkmıştım onca kalabalığın arasında.. Korkularımdan korkmamayı öğreniyordum yavaş yavaş... Hayallere düşlere sığınıp onlarla avunuyordum... Küçücük mutluluklara, hayata dair geçici heveslere sarılıp gülümseyebiliyordum... Geride bırakmıştım bütün hüzünleri, ertelenmişleri, yaşanmışları, yarım kalmışları... Yürüyordum ardıma bakmadan kendi yolumda... Geçmişin izleri bazen takılıyordu ayaklarıma bir yerlerde... Ama ben aldırmadan yürüyordum işte... Sevdaya dair hikayelerin noktasını koymuştu hayat yıllar öncesinde... Ben de çaresizce boyun eğmiştim ona... Bence mutluydum ben kendi kendimle... Hiç beklemediğim bir zamanda, ansızın çıktın yollarıma... Yalan mıydın sen...! Yalan bunca ısıtabilir miydi ruhumu...! Bunca işler miydi sevdanı yüreğime...! Geçmişin izlerini silip, doldurabilir miydi yüreğimi böylesine...! Bilseydim dinler miydim seni...! Geçmişimden koparıp, beni alıp gitmene izin verir miydim...! Görseydim, eğer sonunu görseydim... Başlamadan daha, orada dur derdim...! Bilseydim, eğer sonunu bilseydim... "Sevme bırak" derdim...! "Sevme, uzak dur"...! Geldiğin gibi de gittin ansızın bir gün... Sensizliğe alışmak daha zordu yalnızlığa alışmaktan... Şimdi öznesi sensin cümlelerimin, yüklemleri yok... Sensiz günüm zordu zaten, bir de sen geldin üstüne... Yokluklarım yetmezmiş gibi, sen de eklendin üstüne... Ben zaten bunları sen olmadan da yaşardım... Ne gerek vardı sana, sensiz de yalnız kalırdım... Ben zaten sen olmadan da ağlardım isteseydim eğer... Ne gerek vardı sana...! Ne gerek vardı yokluğuna...! ____________________________________________________ NEDEN ACIKTIM midem yanıyor............... agzım tatsız kupkuru..... bedenimde yorgunluk sancıları..... ya akşam sahura kalkmayı unutmuşum da ondan ..... uykuda kabuslar yerine seni görseydim ..... feryatlar çığlıklar yerine kadife sesini işitseydim... acıkmayacaktım.......... sana hasret kalmasaydım yıllar boyu ............ özlemin yakmasaydı yüreğimi ..... senden anılar zehir olmasaydı aşıma ekmeğime.................. acıkmayacaktım......... yemek yemeğe değil sana acıkmışım ........ sen beni unutmuşken ben varlığından habersizken mavi yagmurlar yeşilimsi deniz kıyılarını döverken ........... yapraklar dallardan kopup uçarken ......... ben sana acıkmışım... yeşilden sarıya dönen yapraga degil sana acıkmışım _____________________________________________________________ SEN GİDERKEN BEN Sen giderken ben yüreğim ellerimde, gözümde yaşlar seni seyredeceğim… Ta ki karanlığın içinde kaybolana kadar… Sonra yavaş yavaş yürümeye başlayacağım… Attığım her adım beni senden biraz daha uzağa ******ürecek. İki damla yaş akacak gözlerimden yüreğime. Her damlada seni çağıracağım… Nereye gittiğimi bilmeden yürüyeceğim saatlerce… Ölümü düşüneceğim sonra… Her şeye son vermeyi… Ama aklıma “sen” geleceksin. Cesaret edemeyeceğim. İki damla yaş akacak gözlerimden. Her damlada seni yaşayacağım… Hiç bitmeyecek bu gece… Bundan sonraki gecelerin bitmeyeceği gibi. Sabaha kadar resimlerine bakacağım. İki damla yaş akacak gözlerimden. Her damlada seni hatırlayacağım… Elim telefona gidecek. Seni aramak isteyeceğim. Sana bağırmak, haykırmak isteyeceğim. Ama belki korkudan, belki istenmemenin verdiği üzüntüden arayamayacağım. İki damla yaş akacak gözlerimden. Her damlada seni duyacağım. Güneş doğacak. Kimin için acaba? Benim için olmadığı kesin… Kendimi yollara atacağım. Kalabalığın içine karışacağım… Tutunacak bir dal, sığınacak bir liman arayacağım kendime… Aklıma “sen” geleceksin. İki damla yaş akacak gözlerimden. Her damlada seni arayacağım. Annemler soracak. Neden diye soracaklar. Neden gitti? Verecek bir cevap bulamayacağım. Bildiğim tüm kelimeler sanki senle beraber gitmiş gibi olacak. İki damla yaş akacak gözlerimden… Her damlada seni göreceğim… İşte senin istediğin oldu. İşte benim hayatımın özeti. Her şeye rağmen ayrılmakta kararlıydın… Ama bende seni içimde yaşatmaya kararlıyım.. Bırakta hiç değilse seni istediğim gibi yaşayayım… Son öpüşünün sıcaklığı kalsın dudaklarımda… Son söylediğin söz elveda değil SENİ SEVİYORUM olarak kalsın… Sen git ben gelmiyorum… SENDEN KALANLARLA BURADA KALACAĞIM… İki damla yaş akacak gözlerimden… Her damlada sana yeniden aşık olacağım! __________________________________________________________________ SENİ SANA YAZDIM DÜN GECE Zamanın gözbebeklerinden yuvarlanıp, seni " sana " yazdım dün gece, oysa yarın erken kalkacaktım Göğsünde dikenleri taşıyan rüzgarların saçlarını yıkayacaktım gözyaşlarımla Sütten yeni kesilmiş dağ ceylanlarını sabah ezanında uyandıracaktım Uyumalıydım aslında, kirpiklerim, uykuya hazırdı oysa Ama ben seni düşündüm yıldızların siyahı giyindiği gecenin dar vakitlerinde Uykusuzluğumu taş dibeklerde dövüp ben seni " sana " yazdım dün gece Yüreğimi kalem bilip, sevdamı bıraktım mürekkebin sıcak koynuna Yürek lugatındaki tüm kelimelerimle bir bir seni anlatmaya çalıştım Seni " sana " yazdıkça gözlerin parmak uçlarımı okşuyordu sanki, dur durak bilmiyordum Kalemin ucundan mürekkep değil de bembeyaz yüreğinin mavi denizlerine " ben " akıyordum sanki... Hatırlar mısın gülüm, seni sevdiğim zamanları... Gözlerini ilk gördüğümde, güneş nadasa bırakılmış toprağa ekiliyordu Yıldızlar, gecelere bir gelin edasıyla birer birer seriliyordu "seni" yüreğime ördüğümde Güneş, toprağa; gece, karanlığa; kelebekler, bahara ve ben sana sevdalıydım Utangaç yanaklarına uzanıp gözlerimi pamuksu düşlere kapatmıştım Sesin hoyrat meltemlerin sarıldığı deniz kadar ılıktı Dokunmaya bile kıyamadığım bir yürektin sen Sen gece uyurken gözlerine cicekleri taşırdım göz bebeklerini inciteceğim diye korkardım Gözlerinin içine bakmaktan çekinirdim Her baktığımda buz dağının güneşin karşısındaki erimesi gibi Gözlerindeki umut tanelerinin de erimesinden korkardım Bilirsin ellerim küçüktür benim, küçük ellerime düşleri giydirip yüreğinin resmini çizdim gökyüzüne Alnındaki ince cizgileri işledim bulutların narin gözlerine Oysa irin toplamış acıları,soğuk kaldırımlarda dövmekte usta olan ellerim Yüreğinin resminigökyüzü tuvaline yapamayacak kadar acemiydi Oysa alnındaki ince çizgileri bulutların gözlerine işlemekten aciz ve bir o kadar kabaydı Gözlerini, suya; yüreğini semaya yazdım Küçük ellerimle nasıl çizdim bilmiyorum ama dün gece seni " sana " yazdım... Seni " sana " yazdığımda sen uyuyordun, ay ışığı saçlarına beyazları giydirmişti Kangren gece, kirpiklerine yaslanıp, delicesine umudu soluyordu Avuç içlerinde, rüzgarla olan kavgalarını bir türlü bitiremeyen hayırsız fırtınalar Sabahın geceden ayrılışını bekliyordu Oysa senin olan bitenden haberin yoktu Sen, gül kokulu Melek'lerin omuzlarına göğsünü dayayıp sanki Cenneti soluyordun yatağında Mavi denizler, karakışlara gelin gitmiş baharların tozlu dudaklarını yıkıyorlardı o masum gözlerinde Önünde eğilip yüreğinin soluk alışını izledim Öyle duruydu ki gözlerin, öyle ılıktı ki nefesin Senden habersiz her nefes alışında nice yetim kırlangıçlar sıcak iklimlere kanatlanıyordu Yağmurun toprağa düşerken nabzı atmıyordu, çünkü sen uyuyordun Sen hülyalarda Cenneti soluyor ve huzur şehirlerini bulutların üzerinde izliyordun Hiçbir sey bu güzelliği bozmamalıydı Ve karanlık sırf sen uyanmayasın diye cığlıklarını yüreğine gömüp dudaklarını kanatarak Yeni günün doğumuna sessizce tanıklık ediyordu... Birazdan zaman; yeni doğacak sabahın, arsız karanlığın esaretinden kurtulup Özgürlüğüne kavuşma çığlıklarına gebe kalacak Güneş, perdelerine eğilip baharın umutlarını fısıldayacak, saçların, bir karanfil kadar güzel kokacak. Ve ben bir nefes kadar yakında seni izliyor olacağım. Zannetme ki yanındayım, ben, senin tarafından sevilmenin verdiği güçle Yeni filizlenmiş ciceklerin dallarını kıran fırtınalara kafa tutacağım Uykusunu almış ceylanları uyandırıp senin gül desenli yanaklarına salacağım Ve avuç içlerinin terine kıyamadığım için rüzgarın peşine düşüp yüreğine ılık meltemleri yollayacağım Ve akşam olup sen uyuduğunda ben senin yüreğine geleceğim Dün gece kaldığım yerden seni " sana " yazmaya devam edeceğim...! _____________________________________________________ SIRF AYAKLARINA BATMASIN DİYE En çok senin yanında üşürdüm.. Sen beni her zaman üşütürdün de haddimi aştığım zamanlarda sana yaklaşmayı denediğim zamanlarda yani; en acımasız soğuğunu çarpardın üstüme.. Çok toydum.. Dayanamazdım.. Buz kesilirdim ve son bir vuruşla; Paramparça etmeyi de ihmal etmezdin O buz kütlesini her seferinde.. Yine de ben toplardım yerlerden; kalbimin kırıklarını.. Suya benzerdin.. Musluktan damlardın mesela; ben uykuya dalmadan hemen önce.. Ya da durup dururken Bir salgın hastalık getirirdin uzaklardan; Bana armağan ederdin.. Hiçbir şey yapmasan Ayakkabımın içine girerdin; Tam da evden yeni çıkmışken ben.. Sen basbayağı suya benzerdin.. Ne zaman kötü hissetsen Kötü hissettirmek için Yokuş aşağı akmaya başlardın bütün gücünle.. Tabii ki ben olurdum yokuşun altında.. Ve her zaman hazırdı savunman: "Yokuş yukarı nasıl akacaktın ki?" Ve tabii ki gövdemi parçalardın Sen benim gövdemi parçalardın da; Yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını Sen suya benzerdin ya Sensiz olmazdı.. Olduğu kadar da olmazdı.. Yani ben hiç kimseydim.. Ama yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını; Sırf ayaklarına batmasın diye.. _______________________________________________ VEDA ZAMANI Bir buğulu yağmur kaldı gözlerimde… Sen giderken, ardından bakıp, usulca döküldü gözyaşlarım. Bulutlar kıskandı bu gözyaşı yağmurumu… Veda sözcükleri düşerken dudaklarından kalıverdim öylece sessiz…konuşamadım… Sen de bilirsin ya hani, sevmem ben vedaları, her veda bir ölüm benim yüreğimde… Gidiyorsun işte, öylece gidişini seyretmek düşmüştü gözlerime… Acılar bekliyordu beni sevda sınırlarında, yalnızlıklar çevirecekti yolumu… Ben kendi elimle çizerim de sonumu, ama sen ağlama, sakın ağlama okurken bu yaralı mektubumu… Belki de her sevdanın sonuydu ayrılık, ağlamak düşerdi insana ayrılırken, görmedim çevirmiştin yüzünü…Ağlamışmıydın sen de?? Dokunamıyordum sana, ağlattıysam bitanem gücenme, kızma bana… Yarım kalıyordum sensiz, gidiyordun bir daha hiç dönmemecesine… Azrailin eline düşmüştü sanki ruhum, acı çekiyor ölemiyordum, üzerime hasret toprağı serpiliyordu bir mezara gömülürcesine… Uykusuz gecelere esir olmuştu gözlerim, ağır bir yük bırakıyordun kalbimde, binerken veda trenine… Hoşcakal sözünü düşüremiyordun dudağından, ne bileyim belki de söylemek istemiyordun… sessizce gitmek istiyor, sadece bakıyordun… Ne kadar gizlemeye çalışsam da, ben gözyaşlarımı tutamıyordum… sen gidiyor ve ben ölüyordum… Bir eski resim kaldı elimde.. Ve aşkımızın parçalanmış kırıntıları cebimde… Sen duymasanda, ben resminle konuşuyordum her gece… Sen yine sadece bakıyordun, ya da ben ben artık deliriyordum… Yıldızlarla dertleştim gecelerce… Hani bir yıldız vardı ya, bak bu sensin dediğim, gariptir kaç gecedir onu da bulamıyorum yerinde… O’da mı kırıldı bana yoksa… Ya ben deliriyorum ya da ölesiye hasretim sana…!!!! _______________________________________________ KİME NE Seni sevmek için ne kadar sebep varsa içimde, işte Seni sevmemek içinde öyle Seni sevmek için ne kadar söz varsa dilimde, seni yermek için sana, ermek için yok iste yok iste Bir yalan uyduruyorum ben kendimce, kendime umutsuzluk, sana umut, yollarima çaresizlik düsmüs eskiya Ben sana zehir zemberek bir suskunlugum ben sana gözlerinden vurulmusum Sana açilan kapilarin üzerime kapanan sesinde ben seni degil kendimi kendimi unutmusum Yaralarin kanayan damarlarina uykusuz gecelerimden kör sokaklar sürmüsüm Ne mutlu bana ne mutlu en çok bir yildiz kayiyor biliyor musun? Bir dilek tutuyorum iste ellerin oluyor tutunuyorum sana Soluksuz bir sokak lambasi altinda subata müebbet gözlerimi sunuyorum sana subata müebbet gözlerimi anlasana anlasana Seni sevmek için ne kadar sebep varsa içimde iste o kadar yalan uyduruyorum kendime o kadar yalan kime ne Kendime yalanlarla tutunuyorsam kime ne Kendimi sende unutuyorsam kime ne Sende susuyor sende konusuyorsam Sende uyuyup sende uyaniyorsam Vuruyorsam talan olan umudun mahzenine kendimi kime ne Kime ne kendimi kanatiyorsam senin düsünde Yalan ya da gerçek sen sen sakin gecesiz uykularinda üsüme Sakin üsüme ben üsüyorsam kime ne ben üsüyorsam Kime Ne ? Kime ? Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlilimon Posted April 25, 2010 Share Posted April 25, 2010 Benim Sevgim Ben senin beni sevdiğin kadar sevemem seni ben seni gözü yaşlı arkamda bırakamam ben sensizliği göze alamam ben nefretini sana tercih edemem ben ben seni silemem ne kalbimden ne de.. dedim ya ben senin beni sevdiğin kadar sevemem seni ben sadece benliğimi kaybedip sende bulacak kadar, ben sensizlik dışında herşeyi göze alacak kadar ben yıllarımı yoluna serecek kadar severim seni ben bir annenin evlada duyduğu karşılıksız sevgi gibi ben umutsuz bir hastanın başında mucizeyi bekler gibi ben çorak bir toprağın suya susaması gibi severiim seni ben ben değil sen gibi severim seni... Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlilimon Posted May 17, 2010 Share Posted May 17, 2010 BİRGÜN ANLARSIN Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez. Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya, Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar ne yastık. Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık. Onun unutamadığın hayali, Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine. Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu. Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin. Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için, Vurursun başını soğuk taş duvarlara. Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın. Duyarsın, Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin. Niçin yaratıldığını. Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini. Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini. Boşuna geçip giden günlerine yanarsın. Dolar gözlerin, için burkulur. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların. Sevilen gözlerin erişilmezliğini. O hiç beklenmeyen saat geldi mi? Düşer saçların önüne, ama bembeyaz. Uzanır, gökyüzüne ellerin. Ama çaresiz, Ama yorgun, Ama bitkin. Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın. Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın hayal kurmayı; Beklemeyi, ümit etmeyi. Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi. Lanet edersin yaşadığına... Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın. O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden. Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın. ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Link to comment Share on other sites More sharing options...
cexen Posted May 17, 2010 Share Posted May 17, 2010 daha önce de bir konu açılmıştı ve ben o zamanda uyarımı yapmıştım neler oluyor bu foruma. girederek yumuşuyor ortam. en son basamka herhalde izdivaç tarzı bir konu olur herhalde titre ve kendine gel TNCTR diyorum başka da bişi demiyorum ayrıca en çok yeniçeri nin şiirini sevdim. bi an gözümün önünde canlandı o sahne hazır canlanmışken linkinide vereyim aşağıda http://www.vidivodo.com/62851/yedi-bela-husnu-siir[/CODE] bak benide kendinize benzettin alın size sevdiğim 2 guzide şiir Link to comment Share on other sites More sharing options...
mutlku_1991 Posted May 19, 2010 Author Share Posted May 19, 2010 niyeki tnctrdekiler robot mu onları şiir duygusu olamaz mı!! sizden sadece bir paylaşım yapmanızı istedim diğer sitelerden de bulabilirdim şiirleri ama seçme şiirlerin daha güzel olduğuna inanıyorum! sitede ki 300 bin kişiden beğenmeyen tek kişi sensin sorunun sende olduğuna inanıyorum ! Link to comment Share on other sites More sharing options...
cexen Posted May 19, 2010 Share Posted May 19, 2010 niyeki tnctrdekiler robot mu onları şiir duygusu olamaz mı!! sizden sadece bir paylaşım yapmanızı istedim diğer sitelerden de bulabilirdim şiirleri ama seçme şiirlerin daha güzel olduğuna inanıyorum! sitede ki 300 bin kişiden beğenmeyen tek kişi sensin sorunun sende olduğuna inanıyorum ! sen bu alınganlıkla çok yaşamazsın arkadaşım. önce türkçe okumayı öğrenmelisin tavisyem şiirden önce dilbigisi ile ilgilenmen. orada beğenmeme söz konusu değil. daha önce yazdığım bir iletiyi de göz önüne alarak şaka mahiyetinde bir ileti yazdım beğenmemiş olsam bende şiir göndermezdim. beğenmemek değildir buradaki kasıt. ama kime anlatıyorum ki sen bunu da şimdi nasıl anlarsın kim bilir. neyse takıl sen bildiğin gibi bu arada 300.000 kişiden sadece 13 ileti gelmiş. acayip beğenilmiş başlık. Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlipire Posted May 19, 2010 Share Posted May 19, 2010 Törer Bambosu Patlaka Bu hayvanlar müslüman mı söylesene bebeğim Şu öküz müslüman mı bu sakallı sünepe? Bir zalimin köpeği bak Allah’ı zikrediyor Bak gazete ne yazıyor türklerinmiş türkiye Yahudiler bombaları kucaklayıp bebeğim Düşlemiyor intiharlar, işlemiyor karakol Al ******ür bu yumruğu akşam çocuklar yerler Başbakan meşgul namaz kılıyor ayol Bana kolpa malzemeden putlar yontma bebeğim Sezen Aksu’dan mesela, Kanarya’dan, Tanrı’dan Allah’tan demiyorum, çarpılmış gibi korkma! Kork putların ellerinde patlamasından! Emmeyince sencileyin akmıyor bebeğim Kan ağzıma gürül gürül - alnımda süt dişleri... Seni öyle seviyorum ki condeleza, bebeğim Ağzına veresim geliyor ağzımdaki dişleri. Ah Muhsin Ünlü (Onur Ünlü) bkz: Polis, Güneşin Oğlu Filmleri senarist ve yönetmeni.. Ben bu adamın üstüne.. büyük laf etmiyim. bi de Mustafa İbakorkmaz var Link to comment Share on other sites More sharing options...
mutlku_1991 Posted May 19, 2010 Author Share Posted May 19, 2010 alınganlık değil sadece bi karşılıktı, bak benide kendinize benzettin alın sözünede birşey demiyorum sitede böyle şeylerin olması doğal alışkanlık haline getirmelisin. Link to comment Share on other sites More sharing options...
caggry Posted May 19, 2010 Share Posted May 19, 2010 Tam otuz yıl saatim çalışmış ben durmuşum,Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum. Necip Fazıl Kısakürek Necip Fazıl bu şiiri otuz yaşına kadar inançsız yaşadığı ve otuz yaşında dine döndüğü için yazmış Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlilimon Posted May 20, 2010 Share Posted May 20, 2010 en çok şiir paylaşan üye ben olacağım sanırım güzel bir şiir ara ara sözleri aklıma gelir balık hafızama rağmen sözlerini hatırladığım ender şiirlerden Link to comment Share on other sites More sharing options...
mucit41 Posted May 20, 2010 Share Posted May 20, 2010 Mustafa Kemal'i Düşünüyorum Yeleleri alevden al bir ata binmiş Aşıyor yüce dağları, engin denizleri, Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda, Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri... Mustafa Kemal'i düşünüyorum; Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında Destanlar yaratıyor cihanın görmediği Arkasından dağ dağ ordular geliyor Her askeri Mustafa Kemal gibi. Mustafa Kemal'i düşünüyorum; Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere. Al bir ata binmiş yalın kılıç Koşuyorlar zaferden zafere... Mustafa Kemal'i düşünüyorum; Ölmemiş bir Kasım sabahı! Yine bizimle beraber her yerde. Yaşıyor dört köşesinde vatanın Yaşıyor damar damar yüreklerde. Mustafa Kemal'i düşünüyorum: Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda, Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum. Uykularıma giriyor her gece. Elllerinden öpüyorum. Ü.Yaşar OĞUZCAN Link to comment Share on other sites More sharing options...
kafadar_14 Posted May 21, 2010 Share Posted May 21, 2010 YUSUF GİBİ Yusuf’san önce sevmekle başlayacaksın çileye… Öyle bir seveceksin ki; şüphe olmayacak içinde. Öyle saf, öyle temiz olacak işte. En yakınların kesecek başını… En yakınların itecek seni karanlıklara… En yakınların yakacak her zerreni. Ve sen güzel görecek, güzel bakacaksın her şeye… Dedim ya; Yusuf olmak zor çok zor Bu dünya perdesinde Yusuf olmayı seçtiysen, önce dar kapılardan geçeceksin… Dört duvara dokunacaksın, her köşe başında bir kuyu olacak sen girecek - sen çıkacaksın. Her çıkış bir başlangıç, her düşüş bir devrin bitişi olacak. Ve O’ndan başka kimseyi imdada çağırmayacaksın. Zindanların yakın edecek bütün yaratılmışı. Dağlar yoldaşın, taşlar arkadaşın, kuyular sırdaşın olacak. Önce sıla yakacak içini… Sonra adı hasret olan tüm özlemler gelecek peşinden… Sabırla başlayacak dünya sürgünün. Yusuf olmak zor çok zor…“Nurunda hoş, narında” diyeceksin. Tüm ateşleri gül diye tutacaksın. Kor önce avucunu, sonra yüreğini yakacak, susacak susacaksın “ Ah” demeyi bile çok göreceksin diline. Şikâyet kapılara gelip gelip gidecek eski yerine Sevmenin ne zor olduğunu elbet anlayacaksın. Yusuf olmak zor çok zor… Köle olup önce pazarlarda satılacaksın… Saraylara ayağında kelepçeyle gireceksin. Toprak değecek tenine, rüzgâr savuracak tanelerini gözlerine Kimse inanmazken sana, yitirmeyeceksin hiç ümidi. Hamken yanacak, yandıkça pişeceksin, “Elhamdülillah” kemerini kuşanacaksın, Çileden geçmeden gidilmez hiçbir yere Çekecek çekecek hep pişeceksin… İmtihanı öyle kolay olmayacak aşk yolunun Her adımda bir kez daha bileneceksin. Yusuf olmak zor çok zor… Her yanışında anlayacak; Yusuf olmak zor diyeceksin. Sonra aşkın ne zehir olduğunu tadacaksın, Kılıçtan keskinliğini, nankörlüğünü, acizliğini Yolun zindanlara düşecek, edep perdesinin ardında bekleyeceksin. Beyaza değen siyah temizlenene kadar sürecek bekleyişin. Öyle kolay olmayacak siyahtan arınmak, Yani seneler sürecek bekleyişin. Kapılara asılacak Yusuf gömleğin, Bakıp bakıp, eğeceksin başını Ama mahcubiyetten değil, yine edepten olacak sakınışın. Ne zamanki sebepler kapısını kapatıp tümden, Dönünce yüzünü Rahmana bir haber gelecek gaybtan: “Yusuf tertemizdir günahtan” Sultanlığın yolu zindandan geçecek bileceksin… Dedim ya; Yusuf olmak zor çok zor Yusufken sultan olmakta zor Hele Yusuf’un Yakup’u olmak, işte o hepsinden zor… YUSUF YÜREKLİLERE SELAM OLSUN.... Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlilimon Posted May 25, 2010 Share Posted May 25, 2010 Uçak Babama Selam SÖyle... Karlı bir akşamdı ankara'da; Son kez elele yürümüştük, Bitmesin istediğimiz yola. Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık. Yazarsın bana demiştin. Bende yazarım sana sık sık. Ağlıyordum.... Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı. Elimi daha sıkı tuttun, Anlıyordun.... Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim, Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin, Kelebekleri kitap arasında kurutma, Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana, Kitaplarım sana emanet, İncitme kimseyi, kin büyütme kalbinde... Beni bekle... Yol bitti, gidiyordun artık; gittin Sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre, Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye, Kitaplarını okudum, kelebeklerine dokunmadım, Öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim, En çok fesleğeni, çoban heybesini, akşam sefasını sevdim. Seni beklerken çok şey öğrendim, Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam... Nasıl olsa bulacaktır diye, her görüşümde aynı sesle seslendim Uçak, babama selam söyle! Beni kötü rüyalardan uyandıran sevdiğim ilk adam... Bir bilsen seni nasıl özledim... Kar yağıyor şimdi, otuz yaşım bitti, Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri, Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi; Selamını aldım babacığım, Kin büyütmedim kalbimde.... Küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde. Uçak, babama selam söyle! Uçak, babama selam söyle! İclal Aydın Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlilimon Posted May 31, 2010 Share Posted May 31, 2010 ER MEKTUBU O elinde tuttuğun zarf Bir ihanet anında örülmüştür Ve zarfın içindeki kağıt ER mektubudur görülmüştür Doğum günüm bu gün 3 Aralık Ve şafak karanlık Bu mektubu sana yazıyorum anne Dün sevdiğimle ayrıldık Son mektubuymuş bana yazdığı Bir daha yazmayacakmış Demek sevda ayrılığa bir ay dayanırmış Ve asker ocağında terkedilmek de varmış Bu mektubu sana yazıyorum anne Bu gün doğum günüm 3 Aralık Ve şafak karanlık 3-5 nöbetindeydim dün gece Bir şarjörün boşluğunda içtim son sigaramı Ve yorgan gibi üstümü örttü kar siperde Sabaha karşı biraz içim geçmiş Hayalin gözümün önüne geldi anne Kızkardeşimi de verdiğinden beri sevdiğine Bir ben bir de sen kaldın geriye Üzülme anne üşümüyorum Bekliyorum elim tetikte Bekliyorum memleketi ve seni Ve artık beklemiyorum beni beklemeyen sevdiğimi Beklemiyorum yüreğimi ve aşkımı Soğuk siperde yalnız bırakan sevgiyi Ve bekliyorum anne elim tetikte Eğer girerse menzile vurup öldüreceğim Hem aşkı hem sevgiyi Geçen gece karakolu bastılar Kurşunlar yağmur gibi yağdı üzerimize Garip gelecek belki sana ama Ortalık bayram yeri gibi oldu anne Biliyormusun o an hiç korkmuyorsun Herkes kendini bir sipere atıyor Ve gecenin karanlığında kurşun yerine Işıl ışıl yıldızlar yağıyor sanki üzerimize Ve ölüm aklımıza bile gelmiyor anne Yıldızlar yagıyor üzerimize Ve kurşundan yagmurlar Ama sadece şehitler ıslanıyor anne Canlar canlar gidiyor Canlarkimbilir ne zaman bahar Doğum günüm 3 aralık Hiç saymadım kaç günüm kaldı ana Daha şafak karanlık Yeni yeni bitmeye başladı dede torun muhabbetleri Ve yeni yeni öğrendim tokat yememeyi Biliyormusun anne zamanla herşeye alışıyor insan Akşam postalları boyayıp yatmaya Sabah iştimaya kalkmaya Barut kokusuna,tüfege,havai fişege,nohuta ve kara şimşeğe İnsan herşeye alışıyor anne Hele birde olmasa şu çarşı izni Doyasıya yemek yemek ve eşe dosta telefon etmek bir deolmasa Herşeye alıştımda bir Alışamadım sevdiğimin başkasına gitmesine Benden saklama anne Sende biliyorsun 1 haftaya kadar Nikah masasına oturacağını Kızma ama anne Bu terk ediliş ya firara gebe yada bir daha hiç dönmemeye Sitemimm sana deil anne Ama bu terk ediliş ya firara gebe yada bir daha hiçdönmemeye Geçen gece gene karakolu bastılar Kurşunlar yine yagmur gibi yagdı üzerimize Belki garip gelecek sana ama Ortalık bayram yeri gibi oldu anne Biliyorumusun o an hiç korkmuyosun Herkes kendini bir ispere atıyor Ve gecenin karanlığında Kurşun yerine ışıl ışıl yıldızlar yapıyor sanki üzerimize Ve ölüm aklına bile gelmiyor anne Yıldızlar yağıyor üzerimize Ve kurşundan yağmurlar Ama sadece şehitler ıslanıyor anne Canlar canlar ne zaman bahar Canlar canlar ne zaman bahar Link to comment Share on other sites More sharing options...
mkuruldak Posted June 6, 2010 Share Posted June 6, 2010 Buyur Kardeş Bu da benden olsun ACİZ KALIR Seni sevdiğimi nasıl anlatsam Kelimeler yetmez dil aciz kalır Okşayıp sevmeye canımı atsam Sana dokunmaya el aciz kalır Her bakışta yakar kara gözlerin Kalp atışım artar titrer dizlerim Semadan duyulur tatlı sözlerin Melekler bir yana kul aciz kalır Seyretsem laleyi gülü sümbülü Koklasam sinende tomurcuk gülü Dinlerken seherde öten bülbülü Mızrap tele vurur tel aciz kalır Aşkın gözlerinden kalbime akar Hasretin özümü kor olur yakar Kalbim kuş misali hep kanat çırpar Dağlar geçit vermez yol aciz kalır Sevda gönüllere dolup taşarsa Seven sevdiğinden ayrı düşerse Ferhat şirin için dağlar aşarsa Mecnun çöle düşer çöl aciz kalır Âşıktan maşuka mektuplar gider Maşuksa aşığa bin cefa eder Özüne doluşur gam ile keder Gönül sitem eder hal aciz kalır Açılır bahçemde son güz gülleri Ötmeyi bıraktı aşk bülbülleri Yüreğimde eser hazan yelleri Dökülür yapraklar dal aciz kalır Hüsn-ü cemalini göremeyince Tomurcuk gülünü deremeyince O ince belini saramayınca Kollar yana düşer bel aciz kalır Gül bülbüle hasret boynunu büker Bülbül gülden ayrı gözyaşı döker Bu sevda bülbülü gülü de yakar Bülbül figan eder gül aciz kalır Mustafa’yım derim aşığım sana Sen ise bin cefa eyledin bana Aşkından erirken ben yana yana Ateş kora döner kül aciz kalır Mustafa Kuruldak Adana 10.03.2007 Link to comment Share on other sites More sharing options...
hayaletxxx Posted June 6, 2010 Share Posted June 6, 2010 Beklenen Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar, Ne de şeytan bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar? Necip Fazıl Kısakürek Link to comment Share on other sites More sharing options...
bitlilimon Posted June 9, 2010 Share Posted June 9, 2010 " Aşk Ağır Yükler Bindirdi Omzuma...Ne Taşımaya ''GÜCÜM" var, Ne de Atmaya ''CESARETİM''... Çığlıklar Arasında Sağır ve de Dilsizim...Ne Duyup Anlatmaya İsteğim Var, Ne de Konuşup Anlatmaya Mecalim… Aşk Diye Birşey Yaşıyorum... Ne ''TEK'' Taraflı Demeye Dilim Var... Ne de ''KARŞILIKLI'' Olduğuna İspatım... Sessizce Bekliyorum Ama... Ne Daha Fazla Beklemeye ''SABRIM'' Var... Ne de Boşver Diyecek ''YÜREĞİM'' .... " Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.