Jump to content

Atamızı Rahmetle Anıyoruz...


Sirius

Recommended Posts

Bu misafirdi ,inan memleketin neyse varı,

Böyle bir yüzmü görür

birdaha fani ömrüm?

Gelin ey Bahr-i muhit'in köpüren dalgaları,

Kırk asırlık yolu bir hızda geçen Türk'ü görün...

Sana hasret ,sana vurgun gönlümüz,

Nerdesin mavi gözlüm, sarı saçlım

Nerde, nerde ,nerdesin dost?

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 71. yıl dönümünde son

yolculuğunu anlatan 150 eşsiz fotoğraf karesi, Anadolu Ajansı tarafından,

"Dolmabahçe’den Anıtkabir’e" adlı fotoğraf galerisinde izlenime sunulmaya

başladı.

Galeride, Atatürk’ün naaşının Dolmabahçe Sarayı’nda kaldığı süreç, Etnoğrafya

Müzesi’ne nakledilişi ve oradan ebedi istirahatgahı Anıtkabir’e gelişinin öyküsü,

fotoğraf kareleriyle özetleniyor.

-EN ÖNEMLİ ŞEY VATANI VE MİLLETİYDİ-

Türk milletinin büyük kurtarıcısı Atatürk’ün ilk hastalık belirtisi 1937 yılında ortaya

çıktı. 1938 yılı başlarında Yalova’da bulunduğu sırada, ciddi olarak hastalandı.

Buradaki tedavi olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen iyileşmeden Ankara’ya

yaptığı yorucu yolculuk, hastalığının artmasına sebep oldu.

Bu tarihlerde Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Hasta

olmasına rağmen, Mersin ve Adana’ya geziye çıktı. Kızgın güneş altında askeri

birlikleri teftiş edip tatbikat yaptıran Atatürk, çok yorgun düştü. Ülkü edindiği milli

dava uğruna sağlığını hiçe saydı. Güney seyahati hastalığının artmasına sebep

oldu.

Ulu Önder, 26 Mayısta Ankara’ya döndükten sonra tedavi ve istirahat için

İstanbul’a gitti. Doktorlar tarafından, siroz hastalığı teşhisi konuldu. Deniz

havası iyi geldiği için Savarona yatında bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke

sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul’a gelen Romanya kralı ile görüştü.

Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti.

Hatay Antlaşması’nın 4 Temmuz 1938’de yürürlüğe girmesi Atatürk’ü çok

sevindirip moralini düzeltti. Temmuz sonlarına kadar Savarona’da kalan

Atatürk’ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı’na nakledildi fakat hastalığı

durmadan ilerliyordu. O’nun hastalığını duyan Türk halkı, sağlığıyla ilgili haberleri

heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle iyileşmesini diliyordu. Hastalığının

ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938’de vasiyetini yazıp servetinin büyük bir

kısmını Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına bağışladı.

Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu fakat çok arzuladığı halde,

Ankara’ya gelip Cumhuriyet’in 15. yıl dönümü törenlerine katılamadı. 29 Ekim

1938’de kahraman Türk Ordusu’na yolladığı mesaj, Başbakan Celal Bayar

tarafından okundu. "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman

zaferlerle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu" sözü ile

Türk ordusunun önemini belirtti.

Atatürk, 1 Kasım 1938’de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılış töreninde de

bulunamadı. Hazırladığı açılış nutkunu Başbakan Celal Bayar okudu. Atatürk, bu

nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve ekonomi konularındaki faaliyetleri

açıkladı. Ayrıca, eğitim ve kültür konularına da temas edip gençliğin milli şuurlu

ve modern kültürlü olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesinin geliştirilmesi,

Ankara Üniversitesinin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin

kurulması için çalışmaların yapıldığını belirterek, Türk Tarih ve Türk Dil

kurumlarının çalışmalarından duyduğu memnuniyeti ifade etti. Atatürk, ölümüne

kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı.

-KARA GÜN...-

Atatürk’ün hastalığı o sıralar tekrar şiddetlendi ve 8 Kasımda

sağlığıyla ilgili raporlar yayımlanmaya başladı. Bütün memleketi tekrar derin bir

üzüntü kapladı. Her Türk’ün kalbi O’nun kurtulması dileğiyle çarpıyordu ancak

kurtarılması için gösterilen çabalar sonuç vermedi ve korkulan oldu.

10 Kasım 1938... Dolmabahçe Sarayı, saat dokuzu beş geçe, Türk ulusunun

büyük kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrıldı. Bu kara haberle,

yalnız Türk milleti değil, bütün dünya yasa büründü. Büyük-küçük bütün devletler

O’nun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, Türkiye

Cumhuriyeti’nin kurucusuna karşı duydukları derin saygıyı belirten mesajlar

gönderdiler.

-ANADOLU AJANSI DUYURDU-

Atatürk’ün sonsuzluğa uğurlandığı gün Cumhuriyet

Hükümeti, milli yasın acısını her satırında ortaya koyan ve ulusun duygularını dile

getiren resmi bir tebliğ yayımladı. Bu tebliğ, o günün diliyle şöyle:İSTANBUL, 10

(A.A) - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin resmi tebliğidir: Müdavi ve müşavir

tabiplerinin neşredilen son raporu Atatürk’ün dünyaya gözlerini kapadığını

bildirmektedir. Bu acı hadise ile Türk vatanı büyük yapıcısını, Türk milleti Ulu

Şefi’ni, insanlık büyük evladını kaybetti. Milletimize içimiz yanarak bu tarife

sığmayan ziyanından dolayı en derin taziyelerimizi sunarız.

Kederlerimizin tesellisini ancak ve ancak O’nun büyük eserine bağlılıkta ve aziz

vatanımızın hizmetinde ararız. Şurasını da her şeyden evvel beyan etmeliyiz ki

ölmez olan, O’nun büyük eseri Cumhuriyet Türkiye’sidir.

Hükümetimiz, içinde bulunduğumuz bu mühim anda bugüne kadar olduğu gibi

dikkatle vazife başındadır. Müesses olan nizamı ve vaziyeti idame hususunu,

büyük Türk Milleti’nin hükümeti ile tek vücud olarak teyid ve temin edeceğine

şüphe yoktur.

Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun 33’üncü maddesi mucibince, Büyük Millet Meclisi

Reisi Abdulhalik Renda, Reisicumhur Vekaleti vazifesini deruhte etmiş ve ifaya

başlamıştır.

Gene teşkilatı Esasiye Kanunu’nun 33’üncü maddesi mucibince, Büyük Millet

Meclisi derhal yeni Reisicumhur intihab edecektir.

Türkiye’nin büyük makamına Teşkilatı Esasiye Kanunu’na göre, geçecek zatın

etrafında hükümeti ile şanlı ordusu ile ve bütün kuvveti ile Türk Milleti, sarsılmaz

bir varlık olarak toplanacak ve yükselmesine devam edecektir.

Bugün ayrılığına ağladığımız Büyük Şefimiz Atatürk, her vakit Türk Milleti’ne

güvendi. Eserlerini bu güvenle yaptı. İdamesi esbabını da istikmal ederek,

güvenle büyük milletimize bıraktı. Ebedi Türk Milleti, onun eserlerini ebediyetle

yaşatacaktır. Türk gençliği, onun kıymetli vediası olan Türkiye Cumhuriyeti’ni

daima koruyacak ve onun izinde yürüyecektir.

Kemal Atatürk, Türk’ün tarihinde ve gönlünde daima yaşayacaktır."

-HERKESİN GÖZÜ YAŞLI-

16 Kasım günü Atatürk’ün tabutu, Dolmabahçe Sarayı’nın büyük

tören salonunda katafalka konuldu. Üç gün üç gece, gözü yaşlı bir insan seli ulu

önderine karşı duyduğu saygı, minnet ve bağlılığını ifade etti.

Ata’nın cenaze namazı 19 Kasım günü Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından

kıldırıldı. On iki generalin omzunda sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top

arabasına konularak, İstanbul halkının gözyaşları arasında Gülhane Parkı’na

******ürüldü. Buradan bir torpido ile Yavuz zırhlısına nakledildi. Büyük Ada

açıklarına kadar, Türk donanması ve törene katılmak için gelmiş olan yabancı

gemilerin eşlik ettiği Yavuz zırhlısı cenazeyi İzmit’e getirdi. Burada Yavuz

zırhlısından alınan cenaze, özel bir trene kondu. Atalarına son saygı görevlerini

yapmak üzere toplanan halkın kalbinde derin bir üzüntü bırakarak Ankara’ya

getirilmek üzere hareket edildi.

Atatürk’ün vefatı üzerine Cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Türkiye Büyük

Millet Meclisi Başkanı, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, milletvekilleri ile ordu ve

devlet ileri gelenleri tarafından karşılanan cenaze, Türkiye Büyük Millet Meclisi

önünde hazırlanan katafalka konuldu.

Ankara halkı da O’nun cenazesi önünden saygıyla geçerek son görevini yaptı. 21

Kasım 1938 Pazartesi günü, sivil ve askeri yöneticiler ile yabancı devlet

temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on binlerce insanın katıldığı büyük bir tören

yapıldı.

Daha sonra Atatürk’ün tabutu katafalka alınarak, Etnoğrafya Müzesi’nde

hazırlanan geçici kabre konuldu. Türk milleti daha sonra, bu büyük insana layık,

Ankara Rasattepe’de bir Anıtkabir yaptırdı. 10 Kasım 1953’te Etnografya

Müzesi’nden alınan Atatürk’ün naaşı Anıtkabir’e getirildi. Burada yurdun her

ilinden getirilmiş olan vatan toprakları ile hazırlanan ebedi istirahatgahına

yerleştirildi.

fft15_mf419243.Jpeg

fft15_mf419241.Jpeg

fft15_mf419239.Jpeg

fft15_mf419237.Jpeg

fft15_mf419235.Jpeg

fft15_mf419233.Jpeg

fft15_mf419231.Jpeg

fft15_mf419229.Jpeg

fft15_mf419223.Jpeg

fft15_mf419221.Jpeg

Link to comment
Share on other sites

Bir kelimenin arkasından bilinmedik paylaşımlar yapmaya kalkışanlar....

Atatürk'ü bu ülke kalbinde taşıdığı sürece,

Onun fikirlerini,onun düşüncelerini aklımızda yaaşattığımız sürece.....

Yaptıkları iş sadece küçük beyinlerinde oynadıkları evcilik oyunundan öt gitmeyecek..

Atam Kalbimizde ve aklımızdasın.Sana Layık olmak için yaşıyor ve bu vatan uğruna yaşıyoruz.

Şehit versekde kalleş eller yüzünden,

Hepimizin dilinde gerçekten anlamını bilenin anlıyacağı o cümle.

VATANIMIZ SAĞ OLSUN,MİLLETİMİZ VAR OLSUN !

2zqs8pg.jpg

Link to comment
Share on other sites

Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını* Türk halkına ilham veren liderliğini* modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması* yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması* Atatürk'ün Türk halkının ismidir. Şüphesiz ki* Türkiye'de giriştiği derin ve geniş inkılâplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.

John F.KENNEDY (A.B.D.Başkanı* 10 Kasım 1963)

Benim üzüntüm* bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır.

Franklin ROOSEVELT (A.B.D.Başkanı* 10 Kasım 1963)

Asker-devlet adamı* çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi* Türkiye'nin* dünyanın en ileri memleketleri arasında hakettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O* Türklere* bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden* kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.

General Mc ARTHUR

Sovyet Rusya Hariciye Naziri Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa'nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa'nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaskanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.

Rooswelt (Franklen D.) 1928 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı

Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli* çekici adamlarından biri geçti.

Chicago Tribune

Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri.

New York Times

İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardır. O* tetiktir* hazır cevaptır* dikkati çekecek kadar zekidir.

Gladys Baker(Gazeteci)

O* kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktator değil* gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı.

Prof.Walter L.WRIHT Jr.

Atatürk Türkiye'yi tek düşmanı kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır.

Alman Volkischer Beobachter Gazetesi

Almanya* ATATÜRK'ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda* tarihi eseri* özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir.

Berlin* Alman Ajansı

Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi değil* manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk'ün iman verici ve yön göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar.

Prof. Herbert MELZIG(Tarihci)

Kendisinin tarihi büyüklüğü* eseri olan yeni Türkiye'ye bakılarak bu günden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti* uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır.

Illustrierte Dergisi

O* kendi milleti ve beşeriyet alemi için beslediği muhabbetle* bir dahinin neler yarattığına dair* cihana fevkalade heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir.

Herbert MELZIG

İnsanlığın bütün belirtileri O'nda kendini hemen gösteriyor.

Noelle Gazetesi

Eski Osmanlı İmparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken* milli bir Türk Devleti'nin kuruluşu* bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal* yüce bir eser ortaya koymuştur. Atatürk'ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur.

Maurice BAUMANT(Profesor)

Çok büyük bir adamdı... Bir siyasi dahiydi.

Excelsior Gazetesi

Dünyanın* çağdaş* en büyük kişilerinden biri.

Le Jour-Echo de Paris

Atatürk'ün yurt kurtarıcı olduğunu* milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır.

Noell Roger Gazetesi

Karşımdaki bu büyük adamda* keşfettiğim bu büyük meçhulde maharet ve karakter o kadar iyi işlenmişti ki* sözlerinde hiçbir şüphe aranamazdı.

Claude Farrer(Yazar)

Bu günün Türkleri* yüzyıllar önce Avrupayı titreten canlı millet durumuna erişmiştir. Ve bu akşam O büyük ölünün başında bekleyen Türkiye* güçlü ve dipdiri Türkiye'dir.

Pierre Dominique(Gazeteci)

Asırları aşan adam !..

Fransa* Paris Basını

Akıllı ve barışcı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların tarihinde izlerini bırakacaktır.

Albert LEBRUN Fransız Cumhurbaşkanı

Mevcut rütbelerin hepsini kaldırdığı bir memlekette* bu adam* bütün rütbeleri* kazanmıştır. O memlekete* bulabilecek en şerefli isim O'na verilmistir.

Mercel Sauvage(Gazeteci)

Bu* insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir. Atatürk yüzyıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı.

Gerrad Tongas(Yazar)

Atatürk öldü. Barış kubbesinin doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felaketinin içine sürüklemişlerdir.

SANERWIN Gazetesi

Atatürk* bir milleti* birkaç yılda asrileştirmek mucizesini göstermistir.

Paris-Le Temps

Yeni Türk Devleti ile Ankara Antlaşması'nın imzalanması nedeniyle; "Bizi arkadan vurdu* dağ başındaki haydutlarla* Mustafa Kemallerle anlaştı" diyenlere Fransız Başbakanının Mecliste verdiği cevap:

Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman Mustafa Kemal ve O'nun tüm askerleri burada olsalardı* teker teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum.

(1921) Fransız Başbakanı BRIAND

Sırasıyle ihtilalci ve asi* sonradan muzaffer bir kumandan olan "Türklerin babası" Yeni Türkiye'yi yarattı* sultanları kovdu* kadınlara hürriyet verdi* fesi kaldırdı* ülkesinde radikal bir inkilap yaptı. Paris-Soir'den

Denilebilir ki onsuz* İslam alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.

Berthe Georges-Gaulis

O* yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için* O'na çok uzaklardan bakmak gerekir.

Claude FARRER Fransız Edibi

Türkiye tarihi* bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk'ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır. Memleketlerimiz arasındaki yüzyılları aşan dostluk* bu gelişmenin temel öğelerinden biridir.

Charles De GAULLE

Kemal Atatürk'ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu. Birdenbire durdu:

Görüyorsunuz ya* dedi: birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam* savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum.

Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir şef'in* yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?...

George BENNES Vu Gazetesi-1938

Devrin yüksek şahsiyetleri kitaplarda* konferanslarda Türkiye'nin asla değişmeyeceğini ve değişmeden öleceğini ilan etmişlerdi. Halbuki ölmeden değişti. Hem de kökünden ve baştan

aşağı değişti. İnançlar* gelenekler* yöntemler yıkıldı. Son döküntülerini de yabancı zırhlıları ve kapitilasyonlar gibi memleketten sürüp attılar. Türkiye* ruhunu değiştirmişti. Tamamen ve tasavvur edilmesi mümkün olduğu kadar...

Raymond CARTIER Le Nouvelliste Gazetesi

Türkiye* dost ve düşmanlarının hayran olduğu bir deha adama* malik bulunmak bahtiyarlığına erişmiştir.

Katimerini

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...