Jump to content

Sata Ve Sata2 Arasındaki Fark?


emre_yucel51

Recommended Posts

Sata ve Sata2 arasındaki Fark.

Arkadaşlar son 2 gündür dikkat ediyorumda Sata ve sata2 olayında bir cok arkadaşın kafası karışmış uyarmı uymazmı diye bende kısaca buraya bilgi veryim dedim.Sata disk ile sata2 arasındaki fark

sata 1 150mb/sn

sata 2 300mb/sn teorik hıza sahiptir.

Anakartınız sata deskteli ise bu iki diskide kullana bilirsiniz yalnız anakartınız sata2 diski sata olarak görceginden hız olarak bi fark olmaz.

Bu arada eski ata diskler kendi içinde 2 ye ayrılıyor.

Ata100 ve ata133 bunlarda 100mb/sn ve 133mb/sn dir.

(ç)alınıtıdır :)

Link to comment
Share on other sites

yanliş bilgi vermek istemem ama sata 2 slotu yok anakartlarin cogunda direk sata destekli olarak geciyor sadece hard disklerin üzerinde yaziyor sata veya sata 2 diye yani bildigim kadariyla sata slotlarinda sata 2 veya sata takip kullanabiliyoruz aralarindaki hiz farkinda ziyadede sata hard disklerini disket sürücü olmadan tanitamiyoruz sata 2 ler ise sistem yüklerken sadece xp de gecerli bu dedigim cunki vista ve windows 7 otomatik taniyor disket takmadan taniyor.

Yanlis bilgi verdiysem kusura bakmayin

Link to comment
Share on other sites

yanliş bilgi vermek istemem ama sata 2 slotu yok anakartlarin cogunda direk sata destekli olarak geciyor sadece hard disklerin üzerinde yaziyor sata veya sata 2 diye yani bildigim kadariyla sata slotlarinda sata 2 veya sata takip kullanabiliyoruz aralarindaki hiz farkinda ziyadede sata hard disklerini disket sürücü olmadan tanitamiyoruz sata 2 ler ise sistem yüklerken sadece xp de gecerli bu dedigim cunki vista ve windows 7 otomatik taniyor disket takmadan taniyor.

Yanlis bilgi verdiysem kusura bakmayin

Yanlışın var her anakart üzerinde sata ve sata2 adında giriş yerleri vardır büyük bir ihtimal.

Link to comment
Share on other sites

Bende bildiklerimi yazmak istiyorum.Benimde bildiğim kadarıyla

SATA : 150 MB/saniye SATA2 : 300 MB/saniye

Ayrıca SATA harddiski SATA2 uyumlu anakartta ve aynı şekilde SATA2 harddiski SATA anakartta kullanabilirsiniz.Burdanda anlayabiliriz.SATA2'den verim alabilmek için kendi alanında kullanmak gerekir.Yani SATA2 anakart kullanmak gerek.

Ama ben bu hızda kopyalama yaptıklarına inanmıyorum :). Yani bence daha azdır.Topladığım bilgisayarlarda da pek bir fark göremedim.

Link to comment
Share on other sites

yanliş bilgi vermek istemem ama sata 2 slotu yok anakartlarin cogunda direk sata destekli olarak geciyor sadece hard disklerin üzerinde yaziyor sata veya sata 2 diye yani bildigim kadariyla sata slotlarinda sata 2 veya sata takip kullanabiliyoruz aralarindaki hiz farkinda ziyadede sata hard disklerini disket sürücü olmadan tanitamiyoruz sata 2 ler ise sistem yüklerken sadece xp de gecerli bu dedigim cunki vista ve windows 7 otomatik taniyor disket takmadan taniyor.

Yanlis bilgi verdiysem kusura bakmayin

sata hızları konusunda üst postlarda verilen datalar doğrudur. bunun dışında anakart üreticileri ürün özelliklerinde zaten belirtiyorlar sata II diye ayrıca birde extra sata kontrolcüleri var silicom imaje gibi jmicron gibi bunlarda sata port sayısını çoğaltmak için konuluyor anakartlara belirli bir kısım port güney köprüsünden belirli bir kısım ise ekstra sata kontrolcüsü üzerinden kontrol ediliyor.

disket olayına gelince eğer kullanmakta olduğun işletim sisteminin içerisinde sata driver yok ise tanıtman gerekir disket yada usb bellek ile. bunun dışında yeni nesil işletim sistemlerinde zaten sorunsuz çalışıyor.

sata 2 ninde devri bitmek üzere yakında sata 3 standardı çıkıyor.

Serial Ata 2 (SATA2) ve NCQ Teknolojisi Nedir

--------------------------------------------------------------------------------

NCQ, Serial ATA II'nin en gelişmiş ve beklenilen özelliklerinden birisidir. NCQ, iş yükünün gerçekleşme sıralamasının sabit diskin kendisi tarafından optimize edilmesine izin veren, performansı ve dayanıklılığı artırmak amacıyla tasarlanmış çok güçlü bir arabirimdisk teknolojisidir. Diskin komut zincirini tekrar düzenleyip, böylece diskin üzerindeki mekanik konumlandırmalardan doğabilecek gecikmeleri en aza indirip, iş yükünün gerçekleşmesini hızlandırır. Bu makale, NCQ'nun veri yedekleme çözümlerine katkılarını ve yazılım geliştirenlerin NCQ'nun performans attırıcı özelliklerinin uygulamalarında nasıl kullanabileceklerini anlatmayı amaçlamaktadır.

Giriş

Sabit disk gibi yedek ünitelerde, verilere erişimin sistem bütünü üzerinde negatif bir performans etkisi olabilir. Sistemlerdeki diğer elektronik cihazların aksine, sabit diskler hala mekanik aygıtlardır. İçlerindeki mekanik parçaların durağanlığı, veri ulaşım hızını sınırlandırmaktadır. Bu mekanik parçaların hızı belli sınırlara kadar artırılabilir, ancak bu da maaliyetlerin yükselmesine yol açmaktadır. Ancak bu mekanik süreçlerin sıralanması, akıllı bir içsel yönetim ile iş akışının verimliliğini önemli ölçüde artırabilir. Etkin emirler içsel ve akıllıdır sürücünün kendisi, hedef mantıksal blok adreslerin (‘logical block addresses’) konumunu belirleyip, emirlerin gerçekleşme sırası için performans artırıcı çözüme karar vermek durumundadır.

NCQ, sürücü içinde birden çok emrin aynı anda hazırda beklemesini sağlayan bir Seri ATA emir protokoludur. NCQ'yu destekleyen diskler, hazırda bekleyen emirleri (o ana kadar tamamlanan veya sırada bekleyen işleri izlemek icin gerekli mekanizmalar ile birlikte) tekrardan dinamik bir şekilde düzenleyen bir içsel emir sıralama yöntemine sahiptir. NCQ, aynı zamanda, sürücü başka bir emir için veri ararken yeni emirlerin girilmesine imkan sağlamaktadır.

Microsoft ve Linux gibi işletim sistemleri, çoklu kullanıma imkan sağlayan yazılımlardan veya işlemci tabanlı Hyper- Threading teknolojilerden daha fazla faydalanmaktadır. Bu yeni özellikler disklere yönelik tamamlanmamış komutların aynı anda ortaya çıkmasına sebep olabiliyor ve işyüklerini artırabiliyor. Bu iş yükleri için NCQ’iden faydalanarak, sabit disk sürücülerin performansı önemli ölçüde artırılabiliyor.

Disk Çalışma Prensipleri

Sabit diskler elektronik ve mekanik parçaların oluşturduğu elektromekanik aygıtlardır. Bunların mekanik aksamları aşınma ve yıpranmaya açık ve aynı zamanda performansı sınırlandıran etkenlerdir. Bu mekanik sınırlandırmaları daha iyi anlayabilmek amacıyla, verilerin disklere nasıl yazıldığı konusuna küçük bir giriş faydalı olacaktır.

Veriler en alttaki plakanın en dışından içe doğru (disk 0, ve ilk yazmaokuma başlığı 0 (‘header 0’)) içten içe daireler (‘tracks’) şeklinde yazılır. Tam bir daire tamamlandığında, yazım işlemi plakanın diğer tarafına geçerek 1 no'lu başlıktan (‘track0, header1’) itibaren devam eder. Bu işlem son plakanın son başlık bölümüne veri yazılıncaya kadar devam eder. Disk daha sonra tekrar en başa dönerek bir sonraki daire hareketine 0 no'lu başlıktan başlar (‘track1, header0’). Bu veri yazma işlemi sonucunda gitgide plakaların ya da disklerin merkezine yaklaşan daireler oluşturur. Bu şekilde yaratılan bir daireye (‘track’) (bütün plakalardaki yazılan başlıklarla birlikte) silindir denir. Böylece diskteki veriler dıştan içe konumlandırılmış silindirlerden oluşur.

En önemli mekanik sorunlardan biri, uygulamaların verileri, yazıldıkları şekilde değil, genelde diskin değişik bölümlerinden talep etmesidir. Böylece doğru yazmaokuma kafasını (‘header’i) konumlandırmadaki mekanik dönüş hareketi belirsizdir.

Disk performansını en çok etkileyenler arama ve dönüş gecikmeleridir (‘seek and rotational latencies’). O yüzden ikisinide aynı anda optimize edebilecek bir algoritmaya ihtiyaç vardır.

Arama ve dönüş gecikmelerini optimize eden algortimalardan en iyi bilineni Dönüş Konumlandırma Sıralaması'dır (‘Rotational Position Ordering RPO’). Bu algoritma, birime gelen emirleri, erişim zamanını en aza indirip performansı artıracak şekilde düzenlenmesine izin verir. Erişim zamanı, erişim düzeneğinin (‘actuator’) arama için konumlandırılmasından ve verilerin gelmesi için diskin dönmesi sonucu oluşan gecikmeden oluşur.

Daha önceki algoritmalar genelde bu erişim zamanını arama süresini kısaltarak en aza indirmeyi amaçlıyordu. Ancak hedef bölgenin konumu yüzünden doğabilecek dönüş gecikmeleri, erişim zamanını toplamda artırabiliyordu. RPO emirleri sıralarken, dönüş konumu ile arama mesafesini birlikte gözönünde bulundurarak en düşük erişim zamanına ulaşmayı ve dolayısı ile performansı artırmayı amaçlamaktadır.

NCQ, birimlere RPO'dan faydalanarak emir sıralamasını optimize etmesine imkan sağlar.

Arama Gecikme Optimizasyonu

Arama gecikmeleri, okumayazma kafasının hedef mantıksal blok adresi'ni (‘logical blok addressing LBA’) içeren doğru izin (‘track’) bulunduğu bölgeye gitmesi icin geçen zamandan oluşur. Birkaç emri gerçekleştirmek için disk birkaç LBA'e gitmek zorunda kalır. Bir sıralama sözkonusu değilse, disk, emirleri gelme zamanlarına göre gerçekleştirir. Ancak bütün emirler aynı zamanda hazır beklemedeyse, arama gecikmesini optimize eden sıralama mekanik hareketi en aza indirgeyendir.

Basit bir karşılaştırma için asansör örneği verilebilir. Eğer asansör, düğmelere basılış zamanına göre hareket etmiş olsaydı, hedef katlar arasındaki hareketler çok verimsiz olur, bu çok büyük bir zaman kaybına yolaçardı. Günümüzde özellikle masaüstü sabit disklerin birçoğu bu mantıkla çalışmaktadır. Asansör teknolojisi, emir-hedef sıralamasının zaman açısından ne gibi kazanımlara yol açabileceğini göstermiştir. Seri ATA ile belli bir başlangıç noktasından itibaren emirlerin tekrar sıralanabileceği gibi, bu işlemin dinamik olması (yani yeni gelen emirlerin de bu sıralama işlemine katılması) da mümkündür. Bu yeni emirler o anki sıralmaya katılabileceği gibi, iş yüküne olan uygunluklarına göre bir sonraki aşamaya da aktarılabilmektedir.

Bunu sabit disk teknolojisine uyarlamak gerekirse; mekanik gecikmelerin önüne, yeni gelen emirleri de kabul edip ve bunları istenilen verileri en kısa sürede sağlamak için optimizasyon sürecine katarak geçilebilir. Sürücü emirlerden birini gerçekleştirirken, yeni bir emir gelirse o anki iş yüküne eklenebilir. Eğer bu yeni emir, mekanik açıdan en verimlisi ise, bir önceki emir biter bitmez gerçekleşecektir. Unutulmaması gereken bir husus, bu emir sıralama işlemi sadece son emrin hedef LBA'lardaki başlıkların (‘header’) bitiş noktalarına göre yapılamaz. Asansör örneğine dönersek, asansör de yeni geçilen bir katın düğmesine basıldığında durmaz. Sabit diskler de benzer bir şekilde, bir sonraki emir için oldukça kompleks algortimalar kullanırlar. Bu karmaşıklığın sebebi, algoritmaların içinde çok sayıda parametrenin gözönünde bulundurulmasıdır. Bunlara kafa değişimi (‘head switching’), arama başlangıç konumu ve yönü, döngü konumlandırması gibi çok sayıda örnek verilebilir.

Dönüş Gecikmeleri (‘Rotational Latencies’)

Dönüş gecikmesi, okuma yazma kafasının doğru iz (‘track’) üzerinde olup diskin hedef LBA'ya ulaşması için geçen süredir. En kötü ihtimalle, diskin hedef LBA'ya ulaşması ve okumaya başlaması için gerekebilecek bir tam rotasyondur. Dönüş gecikmeleri sürücü milinin (‘spindle’) dönme hızına bağlıdır (RPM cinsinden ifade edilir). Örneğin, 7200 RPM'lik bir diskin en kötü dönüş gecikme süresi 8.3 milisaniyedir. Bu 10000 RPM'lik diskte 6 milisaniyeye inebilir veya 5400 RPM'lik diskte 11.1 milisaniyeye kadar çıkabilir. Raslantısal bir başlangıç LBA konum dağılımı durumunda (okuma yazma kafasının konumuna göre), genelde bu dönüş gecikme süreleri en kötülerinin yarısı kadar gerçekleşir.

Girişçıkış gecikmeleri (InputOutput delays) milisaniye ölçütlerinde modern sistemler açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu, özellikle çoklu kullanıma izin veren ve birbirinden bağımsız iş yüklerinin yarı-eşzamanlı gerçekleşmesine imkan sağalayan Hyper-Threading teknolojilerde kendini gösterir. Böyle sistemler, aynı sabit diskten aynı anda veri talebine yol açmaktadır.

Daha yüksek RPM değerleri bu dönüş gecikmeleri için bir çözüm olabilir, ancak bu çözüm maliyetleri önemli ölçüde artırmaktadır. Dönüş gecikmelerin önüne geçmek için iki ek yöntem bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, arama gecikmelerinde olduğu gibi, diskin konumuna göre (ve dolayısıyla hedef LBA’lara göre) emirlerin tekrar ve daha verimli bir şekilde sıralanmasıdır. İkincisi de düzensiz veri dağıtım (‘out-of-order data delivery’) yöntemidir. Bu yöntemde okuma-yazma kafası hedef LBA’nın üzerinde ise, verilerin başlangıç noktasını beklemeden okumaya başlamaktadır. Dönüş tamamlanırken LBA’nın başındaki kayıp verileri daha önce okuduklarına ekleyerek tamamlamaktadır. Böylece sürücü hedef LBA'daki başlangıc noktasına ulaşmak için beklemek zorunda kalmaz ve veriler bir tam rotasyonda tamamlanabilir. Bu yöntem olmadan, verilerin tamamlanması için oluşabilecek en kötü durum, hedef LBA’nın başlangıç noktasını beklemek ve daha sonra verilerin okunması icin gereken bir tam rotasyondur.

NCQ’nun Kazandırdıkları

Mekanik iş yükünü hafifletmek ve IO gecikmelerini en aza indirmek için bir emir sıralama algoritmasına ihtiyaç duyulduğu çok açıktır. Verimli sıralama algoritmaları, verilerin lineer ve açısal konumlarını gözönünde bulundurarak servis zamanını en aza indirmek için optimizasyon yaparlar. Bu işlemin adı arama ve dönüş optimizasyonuna göre tekrar emir sıralamasıdır (kısaca ‘Tagged Command Queuing TCQ’). Bu işlemin bir etkisi de, mekanik iş yoğunluğunu en aza indererek, fiziksel yıpranmaları azaltması ve sürücünün dayanıklılığını artırmasıdır. Seri ATA II’nin bu işlemi gerçekleştirmek için sağlamış olduğu protokol NCQ’dur.

NCQ, yüksek verim ve performansa emirleri verimli bir şekilde sıralamasıyla ulaşabiliyor. Seri ATA protokolü içinde, NCQ performansını artıran 3 ayrı özellik vardır ‘race-free status return’ (türden bağımsız durum raporu), ‘interrupt aggregation’ (kesme kümelendirilmesi), ve ‘First Party Direct Memory Access’ (aracısız bellek erişimi).

• Türden Bağımsız Durum Rapor (Race-Free Status Return) Mekanizması

Bu özellik genel durum hakkında ana sistem ile iletişimi sağlamaktadır. Burada ana sistem durum için herhangi bir onay vermek zorunda değildir. Disk, bazı emirlerin arka arkaya veya aynı anda tamamlanması için kendisi yetki verebilir.

• Kesme Kümelendirilmesi (Interrupt Aggregation)

Genelde, diskler gerçekleşen her emirden sonra ana sistemi bilgilendirir. Bu bilgilendirmeler artınca ana sistemin iş yükü de artmış olacaktır. Oysa NCQ ile sabit disk birkaç emri aynı anda gerçekleştirebildiğinden, ana sistemi, her bir emir için ayrı ayrı değil, bu emirlerin toplamı için tek bir defa bilgilendirebilmektedir.

• Aracısız Bellek Erişimi (First Party DMA FPDMA)

NCQ, veri transferi için herhangi bir ana sistem yazılımı araya girmeden, sürücünün DMA işlemini tamamlamasına izin verir. Bu mekanizmanın adı FPDMA’dir. Sürücü DMA bağlamını ana sistem denetleyicisine DMA Setup FIS (‘Frame Information Structure’) gönderir. FIS, DMA’nın gerekli olduğu emrin imi’ne (‘command tag’) karar verir. Bu ime göre ana sistem denetleyicisi PRD tablosunu yükleyecektir, ve emrin herhangi bir yazılıma takılmadan gerçekleşmesini sağalayacaktır. Bu da diskin arabelleğin yardımıyla emirleri kendi başına tekrar sıralayabileceği anlamına gelir.

NCQ'nun Ayrıntılı Anlatımı

NCQ'nun üç ana bileşeni vardır

1. Sürücüdeki emirlerin sıralamasını oluşturmak

2. Her emir için veri transferi

3. Gerçekleşen emirler için ana sisteme durum bildirimi

Sıralamak (‘Queuing’)

Yeni bir emir iletildiğinde, sürücü bu emrin hemen gerçekleşmesi mi, yoksa sıralanması gerektiği mi konusunda karar vermelidir. Buna ek olarak, sürücü gelen bu emir için kullanması gereken protokole de karar vermelidir (bunlar NCQ, DMA, PIO vs. olabilir). Sürücü bunun kararını o komuta özel işlem koduna bakarak karar verir. O yüzden NCQ'dan yararlanabilmek için, NCQ için tasarlanmış emirler tanımlanmışır. Seri ATA II'nin içinde, NCQ için tanımlanmış iki emir vardır ‘Read FPDMA Queued’ ve ‘Write FPDMA Queued'.

Bu komutlar ayrıca öncelikli uygulamalar için FUA (‘force unit access’) içerir. Örneğin FUA Write FPDMAQueued için yaratılmış ise, disk verileri çalışma ortamına emir gerçekleşti onayını vermeden gönderecektir. Ana sistem, FUA'nın yazma işlemindeki kullanımı sırasında yazılamayan verileri diskin önbelleğini kullanarak denetleyebilir.

Read ve Write FPUDMA Queued emirlerin sunumu diğer emirlerden bir farkı yoktur. Sıralanmış emirle sıralanmamış emri arasındaki fark, emrin sunulmasından sonra olanlarla açıklanabilir. Sıralanmamış bir emir gelmiş ise, sürücü o emrin veri transferini gerçekleştirir ve ana sisteme emri gerçekleştirdiğini belirtmek için Durum Kaydı'ndaki (‘Status register’) BSY bit’ini siler. Sıralı emir geldiğinde ise, sürücü BSY bit’i herhangi bir veri transferi gerçekleşmeden hemen siler. Sıralama durumunda, BSY bit’i emir işlem durumunu belirtmek için kullanılmaz. Onun yerine BSY bit’i sürücünün yeni bir emir alıp alamayacağını belirtmek için kullanılır. BSY bit’i silinir silinmez, ana sistem yeni bir sıralı emri sürücüye iletebilir. Böylece sürücü içerisinde emir sıraları oluşturulabilir.

Veri Transferi

NCQ, ana sistem ve disk arasındaki veri transferi için First Party DMA (FPDMA)'dan faydalanır. FPDMA, diske veri transferi sırasında DMA programlaması üzerinde denetimde bulunmasına olanak sağlar. Bu önemli bir özelliktir, çünkü sadece disk kafanın açısal ve döngüsel konumu hakkında bilgi sahibidir. Böylece disk arama ve dönüş gecikmelerini en aza indiren bir sonraki veriyi seçebilir. FPUDMA düzeni, diskin emirleri optimal bir şekilde sıralamasına izin verir.

Ek bir iyileştirme olarak, diske düzensiz veri dağıtımı (‘out-of-order method’) konusunda izin verilebilir. FPUDMA, bu o an için en verimli çözüm ise diskin bir emir için daha sonra tamamlanmak üzere kısmi veri göndermesine izin verir.

Veri transferinde DMA'nın programlanması için sürücü ana sisteme ‘DMA Setup FIS’ gönderir. Burada DMA'nın programlanması açısından hayati birkaç konu vardır.

TAG alanı DMA'daki transfer emrinin im’ini belirtir. Ana sistem hafızasını korumak için diskin veri transferi sırasında bellekte rastgele fiziksel adres belirlemesine izin verilmez. İm ana sistem hafızasının arabelleği için bir tanıtıcı görevi görür, ki bu durumda diskin ana sistem hafızasındaki fiziksel adres konumlarını bilmesine gerek yoktur. Bunun yerine ana sistem, im’i hangi PRD tablolarını yüklemesi gerektiği ve dolayısı ile DMA'nın programlanması için kullanır.

DMA Buffer Offset alanı, düzensiz veri dağıtımını (‘out-of-order data delivery’) desteklemek için kullanılır. DMA Transfer Count alanı transfer edilecek bayt sayısını belirler. D bit’i yazma veya okuma şeklinde veri transfer yönünü belirler. A bit’i FIS transferini iptal edebilen bir ‘Auto-Activate’ optimizasyonudur.

HBA tasarımcıları için unutulmaması gereken bir nokta da, ‘DMA Setup FIS’in sunulması ile bunun için gerçekleşen veri transferi arasında yeni bir emir alınamamasıdır. Disk için önemli olan, veri transferini gerçekleştirirken bu işlemin herhangi bir şekilde kesilmemesidir. Bu kısıtlama NCQ'ya dahil edilmiştir. Benzer bir şekilde, diskler ‘DMA Setup FIS’i veri transferi tamamlanmadan gönderemezler. İstisnai durum, veri transferi sırasında bir hata durumunda ortaya çıkar. Bu durumda da, disk veri transferinin kesilmesi için hata durumunu belirten bir ‘Set Device Bit’i gönderir.

Disk ‘DMA Setup FIS’i yayınladıktan sonra, sırasız veri transferi için geçerli FIS'ler kullanılarak veriler transfer edilir.

Durum Raporu (Status Return)

Emir durum raporu türden bağımsızdır (race-free), ve birçok emrin topluca bildirimine izin verir. Ana sistem ve disk uyum içinde çalışır ve tarafların ayrı ayrı onayına gerek kalmadan durum raporu oluşturulur. Ana sistem ve disk arasında, hangi emirlerin hazırda beklediği hakkındaki iletişim ana sistemdeki 32-bit'lik SActive ile gerçekleşir. SActive’de her bir emir imi için 1 bit ayrılmıştır. Örneğin x bit’i etkin ise, x imli emrin hazırda beklediği anlamına gelir. Ana sistem ve sürücü SActive’deki kayıtların doğrulunu ortak çalışarak kontrol eder.

Ana sistem SActive’deki bitleri etkin kılar, disk ise bunları siler. Bu da SActive’deki bitlerin güncellenmesi için ana sistem ve disk arasında herhangi bir senkronizasyona gerek olmadığını gösterir. Ana sistem bir emri iletmeden önce, o emrin imine denk gelen SActive’deki bit’i etkin kılar, disk de o emri gerçekleştirdikten sonra SActive’deki bit’i siler.

Disk SActive’deki bitleri silmek için ‘Set Device Bits FIS’i kullanır. FIS’in SActive alanında belirtilen bir bit (dolayısı ile emir imi), sürücünün o emri başarı ile tamamladığı anlamına gelir. Ana sistem denetleyicisi gelen FIS'e bakar ve SActive alanında 1 değeri ile (emrin başarı ile tamamlandığını belirtir) etkin kılınan bitleri SActive kaydından siler.

Başka bir önemli nokta da, ‘Set Device Bit FIS’in birden çok emrin gerçekleştiğini iletebilmesidir. Bu da ana sistemin aynı anda gerçekleşen emirler için ayrı ayrı kesmeler (‘interrupts’) alması yerine bunların tamamı için tek bir kesme yeterli olacağı anlamına gelir. Örneğin, disk 3 ve 7 im'li emirleri çok kısa süreli aralıklarla gerçekleştiriyor. Bu durumda, disk 3 ve 7 no'lu bitleri 1 değerini almış tek bir ‘Set Device Bit FIS’i ile gönderebilir. Bu emirler başarı ile gerçekleşir ve ana sisteme iki emir için tek bir kesme iletilir.

Disk ‘Set Device Bit FIS'lerini ana sistemin onayı olmaksızın gönderebilir. Eğer iki FIS gönderilir, ve ikincisi birincisinden önce ana sisteme ulaşırsa, iki FIS birleştirilir. Bu da ana sistemin aynı anda iki yerine bir işlemi gerçekleştirdiği ve iş yükünün azaltıldığı anlamına gelir.

Sıralama İşleminin Uygulamalara Katkısı

Emir sıralamasının avantajları sadece böyle bir sıra oluştuğunda farkedilebilir. Günümüz masaüstü uygulamalarının en önemli sorunlarından biri, genelde uygulamaların veri taleplerinin teker teker oluşmasıdır. Veri transferi ancak gerçekleştiğinde, uygulamalar yeni bir talepte bulunmaktadır ki bu da hazırda bekleyen emir sayısının biri geçmediğinden, diskin herhangi bir emir zinciri düzenlemesini gerektirmemektedir.

Hyper-Threading teknolojisinin gelişimi ile beraber, uygulamalar birer talepte bulunsalar bile, emir zincirleri oluşturmak mümkün olacaktır. Bu teknoloji, çoklu kullanım imkanlarını genişlettiği için değişik uygulamalar aynı anda değişik taleplerde bulunabilecekler ve bir emir zinciri oluşturulabilecektir. Ancak bundan faydalanabilmek için uygulamalarda küçük bazı değişiklikler yapmak gerekmektedir.

Günümüzde kullanılan uygulamalar genelde senkronize girişçıkış'ları (‘synchronous IO’) talep eder. Bu durumda herhangi bir dosyaya yeni bir yazma veya okuma emri ancak bir önceki emir tamamlandığında iletilebilir. Gelecekte yazılımlar senkronize olmayan girişçıkış yöntemlerini benimseyecektir. Bu durumda bir dosyaya yazma veya okuma işlem çağrısı emir tam gerçekleşmeden geri dönebilecek ve uygulama yeni iş yükleri alabilecektir. Devam eden işlem tamamlandı onayı ise uygulamaya ayrıca iletilebilmektedir.

Aynı anda birçok dosyaya ulaşımı sağlayan uygulamalar senkronize olmayan girişçıkış yöntemleri kullanılarak yazılır. Bu durumda, yazılım işlemler tamamlandı onayı için o işlemlere ait geri çağrılar (‘callback’) kullanılabilir. 4 ila 8 arasında fazla sayıda IO işleminin olduğu ortamlarda, işlemlerin hepsi aynı anda girilebilirse, verilerin elde edilme süresi yarı yarıya azaltılabilir.

Sonuç

NCQ önemli bir performans artırma potansiyeline sahiptir. Bunun avantajının görülebilmesi, diskte komut zincirlerinin oluşması ve bu komutların arama ve dönüş gecikmelerini en aza indirecek şekilde tekrar sıralanması ile mümkün olacaktır. NCQ bu çözüme Seri ATA protokolundeki ‘race-free status return', ‘interrupt aggregation’ ve ‘First Party DMA’ öğelerinden faydalanarak ulaşır.

NCQ'nun faydaları komut zincirlerinin oluşumu ile görülür. Bu açıdan, yazılım ve işletim sistemlerinin mümkün olduğu kadar senkron olmayan GirişÇıkış yöntemleriyle yazılması gerekir ve böylece diskin birçok komutu aynı anda işleyebilmesinden faydalanılabilir. NCQ özellikle 2003'ün sonları ve 2004'ün başlarında yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandığı için, Bağımsız Yazılım Geliştiricileri (Independent Software Vendors) ve işletim sistem sağlayıcıların senkron olmayan programlama yöntemlerini kullanması tavsiye edilir..

Link to comment
Share on other sites

Şimdi sunumu demek istiyorsunuz Sata II nin ve NCQ nun açılması için AHCI nin açılması mı lazım. Amcğlunun pc sinde ne zaman AHCI yi açsam yükleme sırasında mavi ekran veriyordu. Hemde her türlü işltim sisteminde orjinal modifiyeli xp, vista win7...

Link to comment
Share on other sites

Şimdi sunumu demek istiyorsunuz Sata II nin ve NCQ nun açılması için AHCI nin açılması mı lazım. Amcğlunun pc sinde ne zaman AHCI yi açsam yükleme sırasında mavi ekran veriyordu. Hemde her türlü işltim sisteminde orjinal modifiyeli xp, vista win7...

gösterdiğim topikde yazıyor talimatlar o talimatlar yerine gelmeden direk bios ta ahci açarsanız pc açılmaz veya mavi ekran verir. çünkü yolu bulamaz.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...