Jump to content

kitap okumak azınlık işi mi?


mavikiz

Recommended Posts

Murathan Mungan

Kitap okumak keşfedilen ve keşfettirilen bir şey

Saramago’nun bu sözleri hangi bağlamda söylediğini bilemem. Dolayısıyla söyleyeceklerimin ona değil, ortaya konan soruna bir cevap niteliğinde olduğunun bilinmesini isterim.

Olgularla, doğruları karıştırmamak gerekir. Azınlık-çoğunluk ayrımı mutlak değerler düzeyinde yapılabilir mi? Dünya nüfusu göz önüne alındığında, okuma oranının her yerde düşük olduğu öteden beri bilinen bir gerçektir; ama anladığım kadarıyla Portekiz Kültür Bakanlığı’nın girişimi de bu yüzden zaten. Kitap okumak, zaten bir “boş zaman özgürlüğü” değil midir? Hani Marx’ın önemle üzerinde durduğu, eşitsizliğiyle ünlü şu “Boş zaman!..” Kimileri hiç çalışmazken, kimilerinin günde on beş saat çalışmak zorunda olduğu sınıflı toplumlarda insanlara kitaba ayırmaları gereken zaman, ne yolla hatırlatılabilir?

Açlık sorunuyla boğuşan Afrika’nın, Asya’nın kimi ülkelerinde okuma alışkanlığının istatistiki bir karşılığı olabilir mi? Bütçesinde askeri harcamalarla, eğitim harcamaları arasında büyük uçurumlar bulunan; geçmişi kitap yasakları, kitap yakmalarıyla ünlü olan, eğitim müfredatı çocukluktan başlayarak insanı okumaktan soğutmak üzerine kurulu ülkelerde okuma alışkanlığının varlığı-yokluğu üzerine sağlam veriler çatılabilir mi?

Günümüzde görüntü teknolojisinin oyuncaklı gereçlerinin, insanları “okumak” yerine daha zahmetsiz bir yol olan “seyretmeye” yönlendirdiği bilinen bir gerçek. İnsanın kendine ayırdığı zamanı değerlendirmesinde “kitap okuma”nın bu anlamda rakipleri çoğaldı, ama gerçeğin tümü bu kadar mıdır?

İnsanoğlunun “homo ludens” olduğuna inanıyorsanız, onun çocukluktan başlayarak kitap okumaya özendirilebileceğine, yönlendirilebileceğine inanabilirsiniz.

Dahası, “Reklamlar” çağına inanıyorsanız, buna da inanabilirsiniz. Değeri olmayan şeylerden reklam ve manipülasyon yoluyla “değer” yaratılan bir çağda, “kitap” kendi değerini hatırlatmaya çalışıyor yalnızca. Unutmamalı ki, kitap okumak da, keşfedilen ve keşfettirilen bir şeydir. Konunun üzerine dört koldan gitmek gerekir.

Yaşar Kemal

Büyük bir kesim kitap düşmanı!

Evet, kitap okumak bir azınlık eylemidir. Herkes kitap okumaz; hoşuna gitmez, canı sıkılır... Ama öte yandan, yazarları mutlu edebilecek kadar okur da var dünyada. Fakat uğraşılsa, insanlar okumayı bırakmaz. Türkiye’de niçin az kitap okunuyor? Çünkü okur yazar sayısı da az. Bu ülkenin büyük bir kısmı, politika olarak kitap düşmanı. Ne kadar kitap varsa yakıyorlar, ne kadar yazar varsa hapsediyorlar!

Elif Şafak

Yanlış ve tehlikeli bir sav

Bugün okumanın sadece belli bir elit kesim için olduğu savı, premodern toplumda hayli geçerli olan İncil’i (ya da Kuran’ı) okuma ve anlamlandırma yetkisinin sadece din adamlarına ait olduğu savı kadar yanlış ve tehlikelidir. Herkesten okumayı sevmelerini beklemek doğru olmayabilir, ama okuma özgürlüğünü, hakkını ve alışkanlığını toplumun her kesimine istisnasız yaymaya çalışmak, bence uğrunda mücadele edilmesi gereken bir fikirdir.

Adalet Ağaoğlu

Zorlarsanız büsbütün kaçarlar!

Bu görüş, üzerinde durulmaya değer. Çünkü bizde okurun çok az olmasından ileri gelmiş bir baskı var. Ama bir bakıyorsunuz ki kitaplar da hiç olmadığı kadar çok satış gösteriyor. Tamamen tişört seçer gibi marka seçiliyor ve ne reklam edilirse ona koşuluyor. Bu kadar kitabı satın alan herkesin tümü iyi okur değil bence. Ve onlardan bunu bekleyemeyiz. Çünkü Saramago’nun söylediği gibi, eğer zorlarsanız, büsbütün kaçarlar. Çünkü kendisini okumaya hazır hissetmesi lazım. Ancak kendi isteği varsa, merak içinde gelişmişse iyi bir sonuç alır. Zorlarsanız tişörtten bıkıp atar gibi olur... Bazıları futbola nasıl meraklıdır, evde tutamazsınız; okur da böyle okursa sahici okur olabilir.

İnci Aral

Kitap okumak için edebiyat altyapısı gerek

Haklı buluyorum Saramago’yu. Çünkü kitap okumak asgari bir edebiyat altyapısı gerektirir; okuduğunu anlamayı, ondan zevk almayı... Günümüzün eğitim sistemleri içinde bunun pek yeri yok gibi. Çünkü insanlar çabuk tüketilen, orta zekâlar için sunulan zevklere ve eğlencelere şartlandırılıyor. Bu ihmalin biraz da kasıtlı olduğunu düşünüyorum. Öte yandan, derinlik olarak ucuz kitapların, bu çok az eğitim görmüş kitleye pazarlanması için taktikler geliştiriliyor. Ama bu insanları değiştirecek nitelikte kitaplar değil onlar...

Orhan Pamuk

Demek ki daha çok okumamız gerekiyor!

Saramago, okumanın bir çeşit direniş olarak görüldüğü bir kültürden geliyor. Benim kuşak, ama daha çok benden önceki kuşak, okumaya atfedilen bu özel anlamı iyi bilir.

Saramago’nun azınlıklardan kastettiği, okumanın toplumun içindeki küçük bir kesim tarafından yapılan bir iş olduğunu hatırlatmak. Voltaire’den beri insanoğlunun seçkinleri, küçük bir azınlık okuyor, düşünüyor. Keşke ütopyaların dillendirdiği hayallerimiz gerçek olsa da herkes okusa.

Bu arada okuma işini 'azınlık’ işi olduğu için itibarlı görmek de yanıltıcı. Azınlık ile itibarı ilişkilendirdiğine göre Portekiz’de azınlığın yaptığı bir işi yapmak şerefli bir şey. Biz daha oraya gelemedik. Azınlık durumunda kalmak hepimizin bildiği gibi bizde alçakça bir şey. Demek ki, daha çok okumamız gerekiyor.

Hasan Ali Toptaş

Saramago’ya katılıyorum!

Saramago’nun sözlerine tamamıyla katılıyorum. Herkes okumak zorunda değil. Okur olmak da yazmak kadar uğraş isteyen, çileli bir iş. “Okur sayısı azaldı” diye düzenlenen kampanyaların ve bu tür kaygıların çok uzağında biriyim. Okumak da yazmak da kişisel uğraşlar; kimseyi zorlayamayız.

Milliyet

Link to comment
Share on other sites

Okumayı neden hep kitap olarak görüyoruz. Bu şekilde görmeye devam ettikçe kitap okuyucularının sayısı okuyanların sayısının yanında herzaman bir hiç olarak kalacak.

Benim babam düzenli olarak 30 yıldır hergün gazete okur. Babamın bu süre zarfında okuduğu kitaplar toplasanız 10u geçmez.

Yada başka bir arkadaşım; sürekli dergi okur. Yeni çıkan kitapları filmleri bile ondan öğrenirim. Kendisi kitapda okur ama sayısı yüksek değildir. En azından okudu dergiler kadar yüksek değildir.

Okumak ezberci toplumların çilesidir. Bizim eğitim anlayışımızın büyük kısmını ezbercilik oluşturuyor. Maalesef ki durum böyle ve bunu herkes biliyor işin garibi de herkes dert yanıyor ama yapmaya devam ediyor.

Okumak güzel bir alışkanlıktır. Bu alışkanlık illaki kitap okuyarak kazanılmaz.

Bunların dışında ben kitap okumayı çok severim süreklide okurum. Beğendiğim bir kitapsa türü önemli değildir. Bilimkurgu, fantastik bilimkurgu, roman, hikaye, sanat kitapları, ders kitapları, makale yayınları. Okumam için beğenmem yeterli. Bazen aynı anda 2 hatta 3 kitap okuduğum bile olur; bazen de bi kitabı bitirene kadar başka 4 kitap bitirdiğimde olmuştur.

Sonuç olarak kitap okumak çok güzel ve yaratıcılığın sadece sende olduğu bir dünya. Hayal gücün kadar var olabildiğin bir dünya ama "okumak" sadece kitaptan geçmez. Babamın genel bilgisi benden fazladır yada diğer arkadaşımın sanat dallarında ki bilgisi benden çok daha fazladır. Okumak yaralıdır ve bunu sınırlandırmak da anlamsızdır.

Link to comment
Share on other sites

1995 YILINDA KİTABA KİM NE KADAR PARA VERMİŞ BİLMEK İSTİYORMUSUNUZ.

• KİŞİ BAŞINA

• Norveç’li 137 Dolar.

• Alman 122 Dolar

• Belçika’lı 100 Dolar

• Avusturya’lı 100 Dolar

• Güney Kore’li 39 Dolar

• İspanya’lı 39 Dolar

• Dünya Ortalaması 1,3 Dolar

• Türkiye’li 0.45 Dolar( 45 Sent)

KİTAP OKUMAK İÇİN

• Türk’ün ayırdığı zamanın;

• 300 katını bir norveçli ayırıyor.

• 210 katını bir Amerika’lı ayırıyor.

• 87 katını bir İngiliz ayırıyor.

• 87 katını bir Japon ayırıyor.

• Dünya ortalaması bile bizim ayırdığımız zamandan 3 kat fazla..!

• KİTAP OKUMAMIZDA

• PROBLEM VA A A AR...! LÜTFEN DİKKAT EDİN..!

ELİN OĞLU MİLYAR DOLAR BİZ İSE MİLYON DOLAR HARCIYORUZ.

• 1995 yılı kitap piyasasının cirosu 80 Milyar $

• Bir önceki seneye göre %8 oranında artmış.

• Yıllık ciro Amerika 25.5 Milyar $

• Yıllık ciro Japonya 10.5 Milyar $

• Yıllık ciro Almanya 10 Milyar $

• Yıllık ciro Türkiye 30 Milyon $

• Elbette daha çok okuyan daha bilgili olacaktır.

• Bilgili insanların, az bilgili insanlardan daha başarılı olacağı kesindir.

1986 YILI RAPORU

50 MİLYONLUK TÜRKİYE’DE BASILAN KİTAP SAYISI 9 MİLYONLUK YUNANİSTAN’DA BASILAN KADAR

• 1997Yılında ALMANYA’DA SEKSENBİN KİTAP BASILIRKEN TÜRKİYE’DE BASILAN KİTAP SAYISI ALTIBİN CIVARINDA

KİŞİ BAŞINA DÜŞEN KİTAP (Bir yılda basılan kitap sayısına göre)

İsrail 1169 kişiye bir kitap

Almanya 1022 kişiye bir kitap

Japonya 600 kişiye bir kitap

Türkiye 10.600 kişiye bir kitap

• 1990 SENESİNDE İRAN’DA 6289 KİTAP BASILMIŞ

• 1992 SENESİNDE TÜRKİYE’DE 6151 KİTAP BASILMIŞ

• BU SAYI 2000 TÜRKİYE’SİNDE DE PEK FARKLI DEĞİL

Alman Bild Der Wissenschaft Dergisine Yer alan İlginç Tahminlerden Bazıları

Yıl 2025 Ayrıntılı protez el-ayak yapılacak.

Yıl 2028 Dünya nüfusu 8 milyar olacak.

Yıl 2040 Robotların aklı ve şuuru olacak.

Yıl 2050 Atom çekirdeğini eriten ilk santral kurulacak.

Yıl 2061 Halley kuyruklu yıldızı yine dünyaya yaklaşacak.

Yıl 2081 Tam güneş tutulması Almanya’nın güneyinde gözlemlenecek.

Yıl 2100 Deniz seviyesi bugünkünden 96 metre daha yukarıda olacak.

• Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap okuyor.

• Bir İsviçre’li yılda ortalama 10 kitap okuyor.

• Bir Fransız yılda ortalama 7 kitap okuyor.

• Türkiye’de 6 Türk’e yılda bir kitap düşüyor.

• Halen Yurdumuzda 95 kişiye bir kahvehane,

• 65.000 kişiye bir kütüphane düşüyor.

• Milli Eğitim Bakanlığının 1993 yılında yaptırdığı bir ankette niçin kitap okumuyuruz sorusuna verilen cevaplar:

• %50,2 kitap okuma alışkanlığım yok,

• %16,6 yeterince zamanım yok,

• %10,6 Boş zamanım çok yoğun geçiyor.

• %10,5 T.v. Video... Tercih ediyorum,

• %4,6 kitap fiyatları pahalı,

• %3,4 derslerim çok yoğun,

• %1,9 diğer sebepler ve geriye kalan cevapsız.

• TÜRKİYEDE İŞİN KÖTÜSÜ YARIŞMA KAYGISI DA YOK

• Yılda kişi başına 142 $ harcayarak, dünyada Eğitime en az pay ayıran 5. ülkeyiz.

• Bilgisayar kullanmada 140 ülke içinde 20. Sıradayız.

• Bilgi sahibine gerekli değeri vermediğimizden, Üst seviyede yetişmiş her 100 kişiden 59 u yurt dışına gidiyor.

• Özel okullaşma oranı gün geçtikçe aşağıya gidiyor.

<

• SİLAHLANMA...

• Silahlanmaya 30 yılda 150 Milyar $ Harcadık.

• YAZIK DEĞİL Mİ..?

• Bu fakir Milletin parasını Amerika, İsrail, Almanya.. Gibi ülkelere peşkeş çekiyoruz.

• 20. Yüzyılın başlarında ancak basılan kitaplarla beraber tüm Osmanlı’nın kitap mirası 35-40 bin cıvarındadır.

• 1930-1932 yıllarında bir kitap 300 adet basıldımı sevinilirdi.

• 1940-1946 yılları arasında Türkiye’de gazete trajı, İkinci dünya savaşı gibi toplumu ilgilendiren çok önemli bir hadise olmasına rağmen, 30 bin cıvarındadır.

• Bu traj ancak 1947 de 70 bine doğru çıkmıştır.

KAÇ KİŞİ GAZETE OKUYOR

<

(Dünyada Gazete okumada Türkiye yine en kötüler arasında)

<

Bin NORVEÇ’liden 558 i Gazete okuyor.

Bin JAPON’dan 557 si Gazete okuyor

Bin FİNLİ’den 445 i Gazete okuyor Bin İSVEÇ’liden 430 i Gazete okuyor Bin KOSTARİKA’lıdan 412 Gazete okuyor.

Bin ARJANTİN’liden 62 si Gazete okuyor

Bin TÜRK’ten 61 i Gazete okuyor.

Bin ÇİN’liden 36 sı Gazete okuyor

Bin UKRAYNA’lıdan 3 ü Gazete okuyor

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ‘nin Yaptığı Bir Araştırma

KONU

İlköğretim Okulları Ders Kitaplarında Kelime ve Kavramlar

• DERS KİTAPLARINDA Kİ KELİME KAVRAM SAYISI

• A.B.D. Ders kitaplarında 71.618

• ALMANYA Ders kitaplarında 70.400

• JAPONYA Ders kitaplarında 44. 224

• İTALYA Ders kitaplarında 31.762

• FRANSA Ders kitaplarında 30.193

• SUUDİ ARABİSTAN Dre. Kit. 13.576

• TÜRKİYE Ders kitaplarında 7.260

• DERS KİTAPLARIMIZ RESİM, FOTOĞRAF, KARAKATÜR, AFİŞ,ŞEMA, VE TABLO AÇISINDAN DA OLDUKÇA FAKİR.

Link to comment
Share on other sites

Jelibon a verdiği bilgiler için teşekkür ediyorum..

Konuya gelince kitap okumak çok iyi bir alışkanlıktır. Dili kullanmayı geliştirir. İnsanın hayal gücünü geliştirir kısaca dimağını açar..

Şu günlerde ülkemizde kitap satışları ve dolayısıyla okuyanların sayısı oldukça düşüyor fakat bunun nedenini tam olarak çözebilmiş değilim.. İnsanlara baktığımda genel olarak kitap okumayı boş vakit değerlendirme olarak görenlerin sayısı oldukça fazla fakat sorun olan bu insanların kendilerine kitap okumak için boş zaman yaratmamaları. Ülke olarak kitap okumayı bir sanat dalını değerlendirmek için kendimizi için yaptığımız düşüncesini geliştirmedikçe böyle kalmaya mahkumuz.

Sadece kitap okumak işin geçerli değil bu rakamlar bence sanatın hangi dalı olursa olsun; edebityat, resim, müzik, sinema vb gibi, insanımız için bir sanat dalı olmaktan çok bir boş vakit değerlendirme aracı...Ve bu böyle sürüp gittikçe Jelibon un verdiği rakamlarda bu civarlarda kalmaya mahkum olacak.Umarız birgün bu rakamlar değişir.

Saygılar

Link to comment
Share on other sites

brightçım iyi diyorsun, hoş diyorsun da; bizim toplulumuzda baban gibi düzenli gazete okuma alışkanlığı olan kişi sayısı da o kadar az ki... sözel bir toplumuz, sadece sözlü ürünlerimiz rahatlıkla ayakta kalabiliyor. bu geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle. kim bize Orhun Abidelerinden önce Türklerin okuma yazma bilmediğini söyleyebilir ki? oradaki dil o kadar süslü ve kurallı ki şaşar kalırsınız. peki neden ordan önce herhangi bir yazılı kaynağımız yok? cevabı basit: çünkü biz sözlü ürünlerine önem veren ve yazmayı da okumayı da sevmeyen bir toplumuz. konuşmayı o kadar çok seviyoruz ki yazmaya fırsatımız kalmıyor.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...