Jump to content

mucit41

Üye
  • Posts

    3550
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    12

Everything posted by mucit41

  1. [center][size="4"][color="#FF0000"][b]Bilgisayardaki kamera sizi izliyor olmasın[/b][/color][/size][/center] [b]Türk korsan Akhmenrah şirketlerdeki güvenlik kameralarının güvenli olmadığını, üçüncü kişilerin şirketin bütün bilgilerine bu sayede sahip olabileceğini iddia ediyor 08 Şubat 2011 Salı, 10:18:10[/b] [center][img]http://im.haberturk.com/2011/02/08/599132_detay.jpg?1297197373[/img][/center] TÜRKİYE’deki korsanlar sadece spor karşılaşmaları sonrası ya da Türkiye’ye yönelik bir tehdit olduğunda mı ortaya çıkıyorlar? Bilişim dünyası ışık hızıyla ilerlerken bilgisayar korsanlarına kimlerden, ne tür teklifler geliyor? Cyberwarrior. org sitesinin yöneticisi Türk korsan Akhmenrah bilgisayarın ve rekabetin girdiği hemen hemen her sektörden kendilerine ‘ahlaksız teklifler’ geldiğini söyledi: “Öyle teklifler geliyor ki, birkaç saat içinde birkaç yüz bin lira bile kazanabilirsiniz. Büyük şirketler de zaman zaman bizimle temas kurar. Sanayi kuruluşları genellikle kendilerine rakip olarak gördükleri şirketlerin ne yaptıklarını, neleri planladıklarını merak ediyor. Projeleri hakkında fikir sahibi olmak istiyor.” Peki bu isteklere nasıl cevap verilebilir? Akhmenrah “En sık başvurulan yöntem e-mail dinlemesidir” dedi ve ekledi: “Özellikle büyük şirketler projelerini, toplantı raporlarını yazılı olarak bilgisayarda tutar. Yöneticiler arasında sürekli bir email trafiği olur. Patronun asistanına önemli tüm e-mailler yönlendirilir. Eğer e-mail dinlemesi yapılmak isteniyorsa, öncelikle yönetici asistanlarının ve yöneticilerin bilgisayarına sızılır. Bunun için türlü programlar da kullanılabilir. email şifreleri kırılır ve neticede şirketin gizli birçok bilgisine ulaşılır. Şirket yöneticisi ne zaman, kiminle görüşecek, toplantıda hangi kararlar alındı, şirketin yeni hedefleri neler, tüm bunlara rahatlıkla ulaşılabilir. Bunların yapıldığını biliyorum, ama biz daha önce de söylediğim gibi bu tür teklifleri hep reddettik.” KAMERALAR GÜVENSİZ Akhmenrah güvenlik kameralarının çok da güvenli olmadığının altını çizdi ve ilginç açıklamalarda bulundu: “Hemen hemen bütün şirketler güvenlik kameralarıyla donatılmıştır. Ve bu güvenlik kameraları yüzde 99.9 internete bağlıdır. Neden? Patron izlesin diye. Şirket içindeki gizli toplantılar, konuşmalar, planlar, projeler tümü bu kameralara yansır. Siz kendi güvenliğiniz için şirketinizi güvenlik kameralarıyla donattığınızı sanırken, kendi elinizle casus yerleştirmiş de olabilirsiniz. Çünkü güvenlik kameraları internete bağlı olduğunda, o görüntülerin toplandığı bilgisayara sızar ve tüm bu görüntüleri üçüncü kişiye yönlendirebilirsiniz. O üçüncü kişi de genellikle o şirketin en büyük rakibi olur. Benden bunu yapan kişiyi bulmam istendi. 1 haftada o kişiyi tespit ettim.” ‘Karım beni aldatıyor ispatlayın’ diyen oldu AKHMENRAH e-mail aracılığıyla kendilerine birbirinden ilginç teklifler geldiğini, kendilerinden bir bakıma dedektiflik yapmalarının istendiğini söyledi. “Türkiye’de gizli zenginler var. Medyanın pek tanımadığı, ortalıkta pek gözükmeyen kişilerdir bunlar. İşte bir örnek... İstanbul’da yaşayan bir adamdan bir e-mail aldık, e-mail’de ‘acil görüşmem lazım’ diyordu. Biz de ‘size nasıl yardımcı olabiliriz?’ diye cevap yazdık. Adam 45 yaşlarında. Gayrimüslim. 30’lu yaşlardaki karısının kendisini aldattığını düşünüyor. Bizden bunu öğrenmemizi istedi. O kişiye yardım eden arkadaşlarımız oldu. Öncelikle eşinin e-mail şifresi kırıldı. Kadının e-mailleri kontrol edilmeye, kopyalanmaya başladı. Ama bu kadına hissettirilmeden yapıldı.” Akhmenrah hikâyenin devamını şöyle anlattı: “Adam eşinin telefonlarını dinlemek, mesajlarını takip etmek istiyordu. Bunu sağlayan programlar var. O programı yüklediğinizde o kişinin tüm konuşmalarını dinleyebilir, mesajlarını görebilir, hatta o konuşurken araya bile girebilirsiniz. Adam eşine pahalı bir cep telefonu hediye etti. Tabii o telefonda söz konusu program yüklüydü. Sonuçta adam konuşma ve mesajlardan karısının kendisini aldattığını ispatladı. Bunları mahkemeye kanıt olarak sundu ve tazminat ödemeden eşinden boşandı.” Akhmenrah’ın ağzından dikkat edilmesi gereken noktalar... * “SIK başvurulan yöntemlerden biri de ağ dinlemesidir. Evde kullanılan kablosuz ağların şifresi mevcut programlarla kolaylıkla kırılabilir. Daha sonra ağ dinleme programı çalıştırılır. Bu program devreye girdikten sonra sizin bilgisayarda yazdığınız tüm yazışmalar, banka şifreleriniz, resimleriniz artık karşı taraf tarafından takip edilmektedir.” * “Hiç dikkat ettiniz mi, dizüstü bilgisayarlardaki kamera neden tam ortadadır? Sağda, solda değil de tam ortada? Acaba o kamera sizi de izlemek için kullanılabilir mi? Bilgisayara yüklenen yazılım o kamerayı aktif hale getirebilir ve siz bunun farkına bile varmazsınız. Ayrıca bazı bilgisayarlarda parmak izi uygulaması yapılır. Parmak iziniz ile yaptığınız her şey bir yerlere raporlanabilir. Hiçbir zaman o uygulamayı kullanmadım.” LOPEZ’İ TIKLADIĞINIZDA... KEYLOGGER programlarıyla haber siteleri de hedef konumunda olduğunu belirten Akhmenrah, “Gazetelerin internet sitelerini ya da bağımsız haber sitelerini günde milyonlarca kişi tıklıyor. Diyelim ki o sitelerin ana bilgisayarı çok iyi korunuyor. Ama o sitelere haber girme yetkisi olan editörlerin bilgisayarları ne kadar güvenli? İstenirse o editörlerden birinin bilgisayarına girilir, oradan da istediğiniz haber ve fotoğrafları haber sitesine koyabilirsiniz. Hatta o siteye keylogger programı yüklü fotoğraflar da koyabilirsiniz. Diyelim ki Jennifer Lopez fotoğrafları. Kimsenin de dikkatini çekmez. Haber sitesine giren yüz binlerce kişi o fotoğrafları tıkladığı anda keylogger programı onların bilgisayarına yüklenir ve siz bir anda yüz binlerce kişinin bilgisayarına sızıp şifrelerini ele geçirebilirsiniz.” AKHMENRAK keylogger adlı programlar sayesinde sadece şifrelerin kırılmadığını, tüm yazışmalarınızın tespit edildiğini söyledi: “Keylogger adlı programlar klavye tabanlı çalışır. Yazdığınız her şeyi kaydeder. Banka şifrenizi de kaydeder, MSN görüşmelerinizi de. Önemli olan bu programı karşı tarafın bilgisayarına yüklemektir. Bu da oldukça basittir. Keylogger yüklü birçok internet sitesi var. Genellikle bunlar porno sitelerdir. Bir fotoğrafı tıkladığınızda o program sizin bilgisayarınıza yüklenmiştir artık. Ya da belli bir kişinin bilgisayarına bu programı yüklemek istiyorsunuz. O kişiye e-mail atarsınız, e-mail’de de ‘fotoğrafı görmek için tıklayın’ yazar. O fotoğrafa tıkladığınızda artık keylogger programı bilgisayarınıza casus olarak sızmıştır.” Bankalar arasındaki rekabette de korsanlar var KORSANLAR denilince ilk akla gelen sektörlerden biri de bankacılık oluyor. Son küresel mali krizde Avrupa’daki birçok bankanın zor duruma düştüğünü, kiminin ise battığını hatırlatan Akhmenrah, “Bu kriz döneminde Ortadoğu’daki bir bankanın temsilcisi bizden Avrupa’daki bir başka bankanın güvenlik ağını delip, kredi kartlarını kopyalamamızı istedi. Böylece o banka hakkında güvensiz olduğu intibaı uyandırılacaktı, o bankanın müşterilerini de kendine çekecekti. Böyle bir oyunun içinde olmayacağımızı söyledik. Zaman zaman haberlere konu da olur, şu bankanın on binlerce müşterisinin kredi kartları kopyalandı diye. İşte bu hep korsanların yaptığı ama bir başka bankanın isteğiyle yaptığı iştir” dedi Her yazdığınız takip edilebilir AKHMENRAK keylogger adlı programlar sayesinde sadece şifrelerin kırılmadığını, tüm yazışmalarınızın tespit edildiğini söyledi: “Keylogger adlı programlar klavye tabanlı çalışır. Yazdığınız her şeyi kaydeder. Banka şifrenizi de kaydeder, MSN görüşmelerinizi de. Önemli olan bu programı karşı tarafın bilgisayarına yüklemektir. Bu da oldukça basittir. Keylogger yüklü birçok internet sitesi var. Genellikle bunlar porno sitelerdir. Bir fotoğrafı tıkladığınızda o program sizin bilgisayarınıza yüklenmiştir artık. Ya da belli bir kişinin bilgisayarına bu programı yüklemek istiyorsunuz. O kişiye e-mail atarsınız, e-mail’de de ‘fotoğrafı görmek için tıklayın’ yazar. O fotoğrafa tıkladığınızda artık keylogger programı bilgisayarınıza casus olarak sızmıştır.” Haberturk
  2. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/02/08/116984-korlugun-faili-belli-oldu-Manset.gif[/img][/center] [center][img]http://img.haberprogram.com/2011/02/08/116984-korlugun-faili-belli-oldu-Resim.jpg[/img][/center] [center][b]Körlüğün 'Faili' Belli Oldu 08 Şubat 2011 Salı 21:20[/b][/center] Körlüğe yol açan başlıca hastalıklardan biri olan makula dejenerasyonunun kaynağı, uluslararası bir ekibin yaptığı çalışmalar sonunda bulundu. Yaşa bağlı makula dejenerasyonu her yıl milyonlarca kişinin görüşünü kaybetmesine yol açıyor ve tedavisi bulunmuyor. Nature dergisinde yayınlanan anlaşmaya göre, uzmanlar bu gibi vakalarda DICER1 adlı bir enzimin salgılanmadığını farketti. Hastalığa da bunun yol açtığı düşünülüyor. Hastalığın nedeninin bulunması, tedavisinin geliştirilebilmesi yolunda önemli bir adım olarak görülüyor. Makula (sarı nokta) retinanın ortasında yer alan ışığın odaklandığı; dolayısıyla da keskin görmeden sorumlu bir alan. Sarı nokta harabiyeti (Makula dejenerasyonu) 50 yaşın üzerindeki her 50 kişiden birini etkiliyor; bu oran 85 yaş üzerindekilerde beşte bire yükseliyor. Hastalık ilerledikçe görüş azalıyor; okumak, araç kullanmak, televizyon izlemek, insanları tanımak güçleşiyor. Hastalığın kesin nedeni bilinmiyor, ancak sigara kullanımı, yüksek tansiyon ve kalıtsal nedenler risk faktörleri arasında sayılıyor. Uzmanlar hastalığın "kuru formu"nu çekenlerde, DICER1'in başkalarına göre daha az aktif olduğunu belirledi. Farelerde bu enzimin salgılanması genetik olarak durdurulduğunda, retina hücreleri harap oldu. DICER1'in ayrıca Alu RNA denilen küçük genetik maddeleri yok ettiği belirlendi. DICER1 olmayınca Alu RNA maddeleri birikiyor ve bir tür zehir etkisi yaparak retina tabakasını öldürüyor. Kentucky Üniversitesi'nden Profesör Jayakrishna Ambati, BBC'ye açıklamasında "Bu çalışma pek çok yeni kapı açıyor" dedi. Uzmanlar şimdi, DICER1 düzeylerini yükseltecek ya da Alu RNA oluşumunu önleyecek çözümler geliştirmeye çalışacak. [b]Kaynak: ntvmsnbc [/b]
  3. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/02/08/116940-2011de-dunyayi-bekleyen-tehlikeler-Manset.gif[/img][/center] [center][b]2011'de Dünyayı Bekleyen Tehlikeler 08 Şubat 2011 Salı 17:27[/b][/center] Dünyanın önde gelen araştırma şirketlerinde Eurasia Group son raporunda 2011 yılında dünyanın karşılaşacağı riskleri yer verdi. İşte dünyayı bekleyen ekonomik ve politik riskler... Dünyanın yaşadığı ikinci büyük finansal kriz sonrası kurulacak yeni düzeninde politik ve ekonomik değişikler bekleniyordu. Ekonomik krizin politik etkileri ise zamana yayılmıştı ancak çok geçmeden ekonomik krizin desteklediği siyasi krizler ses getirmeye başladı. Krizin iyice yoksullaştırdığı özellikle totaliter rejimle yönetilen ülke halkları daha refah ve insanca bir yaşam için başkaldırmaya başladı. Tunus'ta başlayıp Mısır'dan patlayan ayaklanmaların Ürdün, Yemen gibi yan coğrafyalarda da etkili olması bekleniyor. İçine Türkiye'yi de alan 2011'de dünyayı bekleyen riskler... Raporda, 2010 yılındaki ekonomik performansının yanında AKP hükümeti ile islamlaşma hareketlerinin gözlendiği ancak iktidarın sırtını Batı'ya dönmeyeceğinin de altı çiziliyor. [b]HERKES KENDİ DERDİNE DÜŞECEK[/b] G20 , G7 ya da G-8 gibi küresel siyasi ve ekonomik kararların aldığı gruplar bir kenara bırakılıp , lider ekonomiler tek başlarına kendi ülkelerini ilgilendiren politikalar eğilecek.. [b]AVRUPA KONTROLDEN ÇIKACAK[/b] 2011'de Avrupa'da belirsizliğin önüne geçilemeyeceği bir yıl olacak. Euro bölgesi dağılmayacak ama yaşanan kriz kontrolsüz kalacak., [b]ŞİRKETLERE SİBER TEHDİT[/b] Siber saldırılar artacak. Şirketler tehlikede! Bilgisayar korsanları şirketler için risk olmaya devam edecek. İşletmelere bireysel değil organize suç şebekeleri saldıracak.Siber güvenliğe yönelim artacak. [b]ÇİN'İN AYAKLARI YERE BASACAK[/b] Krizde dünyanın lokomotifi olan Çin'în ayakları yere basacak. Çin efsane olarak kalacak ama büyüme yavaşlayacak. [b]KORELER ÇARPIŞACAK[/b] Çin'in tüm baskılarına rağmen Kuzey Kore Güney Kore için risk olmaya devam edecek. [b]TÜRKİYE'DE İSLAMLAŞMA TEHDİDİ[/b] AKP iktidarında Türkiye islamlaşma görüntüleri yaratsa da demokrasiden kopmayacak. ABD ve AB dışına çıkacağı endişeleri devam edecek ancak Türkiye jeo-stratejik adımlara atsa da Batı'ya sırtını dönemeyecek. [b]SERMAYE PATLAMALARINA DİKKAT![/b] Gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkelerin ekonomik gelişemede gösterdikleri hızların farklılığı sermaye patlamaları 2011'de artacak. Gelişmekte olan ülkelerden sıcak para akışı çıkması yanında gelişmekte olan ülkelerin aldıkları sıcak paraya karşı önlemler nedeniyle başıboş kalan likidite yön bulmakta zorlanacak. [b]PAKİSTAN YİNE PAKİSTAN[/b] Pakistan-Afganistan çatışmaları yerini Pakistan iç çatışmalarına bırakacak. Pakistan'da merkezi bir hükümet olmayışı politik ve ekonopmik riskleri körüklüyor. Korku, çatışmaların Pencap ve Sindh bölgelerine yayılması. [b]KARTELLER MEKSİKA'NIN BELASI[/b] Meksika yıllardır uyuşturucu kartelleri ile mücadele ediyor.Düzeni sağlamak sanıldığı kadar kolay olmayacak. [b]DÜNYANIN YENİ CAZİBE MERKEZLERİ[/b] Sıcak para yine doğuya yönelecek ancak geçen yılın favori ülkeleri yerine Arjantin, Macaristan Peru, Güney Afrika, Sri Lanka ve Tayland yeni caizbe merkezleri olacak. [b]HİZBULLAH GERÇEĞİ[/b] Hizbullah Lübnan' da güçlenmeye devam ediyor. İsrail ile savaş riski artıyor. Yemen ve Afrika' da terörist faaliyetler hız kazanacak. Bu bölgede militan savaşları kaçınılmaz görünüyor. [b]İRAN-İSRAİL SAVAŞI ZOR[/b] İran, nükleer çalışmalara tüm engellemelere rağmen devan edecek. Ancak ,İsrail buı süreçte daha ılımlı bir siyaset izleyecek. İran ü-Srail gerginliği ihtimali zayıf görünüyor.Ancak bölgede artan tansiyon endişe yaratıyor. [b]SUDAN'DAKİ ÇATIŞMALAR[/b] Çıkan çatışmalara ve meşrutiyet sorununa rağmen Sudan' da iç savaş beklentisi zayıf da olsa var. Güney Sudan da şiddet artabilir ancak enerji kaynakları çıkarlar iki tarafları istikrar için ikna edebilir. [b]KANLI AFRİKA[/b] Afrika'nın en kanlı ülkelerinden Nijerya'da Müslüman -Hristiyan çatışmaları alevlenebilir. [b]Kaynak: veteknoloji.com[/b]
  4. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/02/08/116900-dunyanin-ilk-cift-ekranli-telefonu-Manset.gif[/img][/center] [center][img]http://img.haberprogram.com/2011/02/08/116900-dunyanin-ilk-cift-ekranli-telefonu-Resim.jpg[/img][/center] [center][b]Dünyanın İlk Çift Ekranlı Telefonu 08 Şubat 2011 Salı 16:13[/b][/center] ABD'nin önde gelen telefon operatörlerinden Sprint, dünyanın ilk çift ekranlı dokunmatik telefonunu kullanıcılarına tanıttı. ABD'nin önde gelen telefon operatörlerinden Sprint, dünyanın ilk çift ekranlı dokunmatik telefonunu kullanıcılarına tanıttı. 2 adet 3.5 inç'lik ekrana sahip olan Kyocera Echo, Android işletim sistemini kullanıyor. İki ekran bir arada kullanıldığında tablet bilgisayardan farkı olmayan cihazın diğer teknik özellikleri ise şöyle: - 5 megapiksel dahili kamera - 720p HD formatında görüntü kaydı - 1 GHz Snapdragon işlemci - 1 GB dahili hafıza (MicroSD ile 32 GB'a kadar hafıza artırılabilir) Cihaz, 199 dolardan iki yıllık kontratlı olarak kullanıcılara satılacak. [b]Kaynak: hurriyet.com.tr[/b]
  5. [center][size="4"][color="#8B0000"][b]Matrix gerçek mi oluyor[/b][/color][/size][/center] [b]Amerikalı bilim adamları, beynine mikroçipler takılan bir maymuna istenilen bilgiyi göndermeyi başardı. Çığır açan gelişme, akıllara Matrix filminde, beynine bilgi gönderilerek dövüş sanatlarını ve helikopter kullanmayı öğrenen Neo’yu getirdi[/b] [center][img]http://www.haberokur.com/resim/15102159.jpg[/img][/center] Amerika’nın saygın eğitim kurumlarından Duke Üniversitesi, iletişim, sanayi ve tıp dünyasını kökünden değiştirecek bir adım attı. Bir maymun üzerinde araştırmalar yapan bilim adamları, maymunun zihnine bilgi göndermeyi başardı. Nörobilim alanında çalışan profesör Miguel Nicolelis tarafından yapılan incelemelerde, bir maymunun kafatasına ufak delikler açıldı. Beynin birkaç milimetre içinde, her deliğe 700’den fazla saç benzeri mikroçip ve elektrotlar yerleştirildi. Elektrotlar, dışarıdan gönderilen verilerin maymuna iletimini sağladı. Bilgilerin, maymunlar tarafından anlaşılıp anlaşılamayacağını başlangıçta bilemeyen Nicolelis “Maymunlar çok hızlı bir biçimde gönderilen bilginin ne olduğunu anladılar. Bunun üzerine fareler üzerinde araştırmalarımızı hızlandırdık. Şimdi iki hayvanın, zihinleri aracılığıyla bilgi alışverişi yapabilmesi üzerinde çalışıyoruz” açıklamasında bulundu. Maymunun önüne kapalı iki kutu konulduğunu belirten bilim adamları maymuna hangi kutuda besin olduğunu bildirdiler. Maymun önceden aldığı bu bilgi sayesinde doğrudan besin olan kutuya gitti. 1999 yılında Wachowski biraderlerin yönettiği Matrix filminde de, başrol oyuncusu Keanu Reeves’in beynine uzak doğu dövüş sanatları ve helikopter kullanmak öğretilmiş, karakter daha sonra öğrendiklerini kullanmıştı. Geliştirilen sistemin öğretimi hızlandıracağı tahmin ediliyor. Hem bilgi alacak hem verecek AMERİKALI, İsviçre ve Brezilyalı bilim adamlarının yürüttüğü projenin devamı için tek eksiğin beyin gücünün kapasitesini arttırmak olduğunu belirten Prof. Nicolelis, araştırmaların devam etmesi gerektiğini açıkladı. Nicolelis “Yürürken sadece görmek önemli değil. Hız, eğim ve yürüyüş şeklini de hesaba katmak gerek. Eğer dış iskelet robotu başarılı bir biçimde geliştirilirse hem kullanıcı robota bilgi gönderebilir hem de robot kullanıcıya bilgi gönderebilir” dedi. Bu yöntem sayesinde gelecekte beyin gücüyle robot ve iş makinelerinin kullanılabilmesi, bilgisayarlara zihin aracılığıyla giriş yapılabilmesi ve zihinler arası iletişime geçilmesi bekleniyor. [center][quote]http://www.haberokur.com/haber-Matrix-gercek-mi-oluyor-145239/[/quote][/center]
  6. Konuda vermiş olduğun yazılımsal derece ölçerdeki değerler ile biostaki değerler aynımı onu kontrol et.Pc kasa içindeki power suppliy güçü düşük ve eski ise yeni ve wat değeri yüksek psu ile değiştir ki anakart isdeği tam güçü alabilsin.Eski psu ların wat değerleri düşük ve zaman aşımı ile güçten kaybolması nedeni ile anakart elemaları zorlanmakta ve layık olduğu verimi göstermek için kendileri aşırı çaba göstermelri aşaırı ısınmalara sebep vermektedir,onun için yeni güçlü psu ile pcni terfi etme zamanın gelmiş demektir.2 cisi de cpu fanları.Kullanmakta olduğun cpu fanları zaman ve çalışma aşamasında eski potansiyeli gösteremediğinden işlerini tam göstermiyor,bu aşamada bir terfide cpu fanlarına gelmiş demek oluyor.Bilhassa piyasada bulunan bakır alaışımlı zalman cpu fanları kaliteli olup epey pahalıdır,pcnizi uzun zaman kullanmayı planlıyor iseniz burda bir harcama yaparak zalman marka bakır alışımlı fan alıp sisteminize takmanız gerekiyor bu da bir terfi yöntemidir ki aşırı ısınmayan sisteme sahip olman aşamasında. Ayriyetten pc nize aşırı sistemi zorlayan programlar yükleyerek pc nizin üzerine yük vermeyiniz ki bazı programların sistemi aşırı derecede kasması işlemciye yük bindirmeside ısınma nedenleri olabilir.Yazılarımı iyi okursan sorunun nedeni rahaca bulabilirsin. 3 ayda bir kasa içi temizlik yapmayı sakın ihmal etmeyiniz.Selametle kalınız.
  7. İlginç bir işletim sistemi oluşturulmuş.
  8. [center][size="4"][color="#0000FF"][b]Zeka Kask'ı Geliyor[/b][/color][/size][/center] Yetenekleri, süper yetenek haline çevirecek! Öğrencilerden yaşlılara, sanatçılara ve muhasebecilere kadar herkesin doğal yeteneklerini süper yeteneklere dönüştüreceği iddia edilen bir kask icat edildi Sidney Üniversitesi’nden bilim adamlarının geliştirdiği kask, beyne elektrik akımları göndererek dil, hafıza, dikkat ve matematik problemleri çözme gibi yetenekleri üçe katlıyor. Araştırmacılara göre insanlar geçmiş deneyimleri nedeniyle farklı açılardan düşünemiyor, beynin bir şekilde sorun çözmeye alıştığı için yeni çözümler üretemiyor. Bilim insanları bir kask aracılığıyla beyne elektrik akımları göndererek bir süre için uzun dönemli hafıza yerine kısa dönemli hafızayı harekete geçirdi ve orjinal fikirlerin ortaya çıkmasını sağladı. Deney sırasında bu kaskı takan kişilerin matematik problemlerini hem üç kat daha iyi hem de farklı yöntemlerle çözebildiği görüldü. [b]Kaynak: veteknoloji[/b]
  9. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/02/07/116265-gunese-meydan-okuyan-netbook-Manset.gif[/img][/center] [center][img]http://img.haberprogram.com/2011/02/07/116265-gunese-meydan-okuyan-netbook-Resim.jpg[/img][/center] [center][b]Güneşe Meydan Okuyan Netbook! 07 Şubat 2011 Pazartesi 11:38[/b][/center] Bilgisayar kullanıcılarının en büyük dertlerinden biri daha sona eriyor: İşte bu sorunu çözen şey... Dizüstü bilgisayar kullanıcıları başta olmak üzere, monitör üzerinde çalışan herkesin ortak bir sorunu vardır: arkadan gelen ışığın görüntüyü yok etmesi. Bu durumun çok can sıkılı olduğunun farkına varan "Clover" isimli şirketse, ürettiği yeni netbook'u olan Sunbook'da teknolojinin geldiği yeri bir kez daha gözler önüne serdi. Sunbook kullandığı "glare-resistant" teknolojisi sayesinde üzerine gelen ışığı içeriye almaktansa, anında dışarıya yansıtıyor. Bildiğimiz LCD monitörlerden fazlasyıla farklı bir şekilde çalışan cihaz, 10.1 inç'lik Pixel Qi sistemi kullanıyor. Pek tabii böyle bir özellik bedavaya gelmiyor. Hali hazırda bulunan 300 - 400 dolara arası netbook fiyatlarına bakacak olursak, Sunbook'un 795 dolarlık fiyatı neredeyse iki kat fark atyor. Cihazın kalan özellikleriyse gayet sıradan. Intel Atom N450 1.66 GHz işlemci, Windows 7 Starter işletim sistemi ve 1 GB DDR2 Ram. Yine de sahip olduğu ışık geçirmez sistem sayesinde, birçok kullanıcının gözbebeği olacağı da kaçınılmaz bir gerçek. [b]Kaynak: veteknoloji.com [/b]
  10. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/02/07/116354-masaustu-bilgisayar-haziranda-turkiyede-Manset.gif[/img][/center] [center][img]http://img.haberprogram.com/2011/02/07/116354-masaustu-bilgisayar-haziranda-turkiyede-Resim.jpg[/img][/center] [center][b]Masaüstü Bilgisayar Haziran'da Türkiye'de 07 Şubat 2011 Pazartesi 13:19[/b][/center] Microsoft'un 4 yıldır üzerinde çalıştığı Surface nihayet ticarileşti. Masa şeklindeki dev tablet bilgisayar, Samsung markasıyla piyasaya çıkıyor. Microsoft ve Samsung Electronics, LCD panellerine kamera kullanmadan görme özelliği kazandıran PixelSense teknolojili yeni nesil Microsoft Surface SUR40'ı tanıttı. Microsoft Surface’ın ilk versiyonunun yenilenmesi ve Samsung’un lider ekran teknolojisinin birleşmesi sayesinde, üzerine koyulan parmak, el ve diğer nesneleri tanıyan geniş ve ince ekran kullanılarak dosya paylaşımı, ortak çalışma ve incelemeler yapılabiliyor. Microsoft'un yaklaşık 4 yıldır üzerinde çalıştığı Surface masa tipi tablet bilgisayarın ticarileşmiş hali olan SUR40, Samsung’un dağıtım ve satış ağı aracılığıyla satılacak. Ürün, Haziran'da Türkiye’de de satışa sunulacak. Samsung Electronics Ekran Satış ve Pazarlama ekibi Kıdemli Başkan Yardımcısı Jeong-Hwan Kim, “Samsung 2002 yılından beri küresel LCD pazarının ve sektörün lideri. Surface deneyimini güçlü görüntü bazlı yeteneklere, yeni ve ince bir tasarıma kavuşturmak için Microsoft’la işbirliğine gittik. Samsung SUR40 for Microsoft Surface, şirketlerin müşterileriyle olan ilişki kurma yöntemlerini de değiştirecek bulunmaz bir interaktif deneyim sunuyor” dedi. Microsoft Surface Genel Müdürü Panos Panay, “Microsoft dokunmatik tasarım ve görüntülü etkileşim alanında yeniliklerine devam ediyor. PixelSense teknolojisi kullanan yeni nesil Surface ile insanların keyfini birlikte çıkaracakları, şaşırtıcı doğal deneyimler sunacak yeni masaüstü ve duvar ürünleri geliştireceğiz” diye konuştu. Panay, şöyle devam etti: “LCD teknolojisi, donanım tasarımı ve üretimi ile geniş formatlı ekranların pazarlama ve satışı alanlarındaki gücü nedeniyle Samsung’la ortaklık yaptık. Şirketler, yenilikçi ve yüksek kaliteli ürünümüzün ortaya çıkışından geliştirilmesine, üretiminden satışına kadar her alanda inanılmaz başarılı bir işbirliği gerçekleştirdiler”. [b]Ürünün Özellikleri[/b] •PixelSense. PixelSense teknolojisi sayesinde LCD ekran üzerine koyulan parmak, el ve nesneleri tanırken, aynı anda 50’den fazla noktadaki dokunuşları algılayabiliyor. PixelSense ile ekrandaki pikseller ekrana değenin ne olduğunu algılarken; bu bilgi anında işlenip yorumlanıyor. •Microsoft Surface yazılımı. Microsoft Surface yazılımı, kurumsal müşterilere son kullanıcıları için yeni bir bakış ve hisle birlikte doğrudan etkileşim ve birlikte programlama ilkelerine dayalı üst sınıf bir dokunmatik deneyim yaşatıyor. Ayrıca ticari uygulama geliştiricilerinin PixelSense’in geniş çaplı çoklu-dokunmatik ve nesne tanıma avantajlarından tam olarak yararlanabilmeleri için yeni versiyon Microsoft Surface SDK ve benzer Microsoft geliştirme araçlarını kullanmalarına olanak sağlarken, başka hiçbir platformda mümkün olmayan deneyimler sunuyor. •İnce tasarımla birlikte birden çok yapılandırma seçeneği. Yatay kullanımı kolaylaştıran 4 inç (10,2 cm) genişliğe sahip ürün, VESA monitör arkasıyla duvara asılabildiği gibi, duvara ya da istenilen yerlere monte edilebilir. Ürünün standart ayakları mevcut ancak isteyen kendine özel bir tasarım da uygulayabiliyor. •40 inç yüksek çözünürlüklü ekran. 40 inç (102 cm), 1920x1080 piksel yüksek çözünürlüklü ve 16:9 formatındaki ekran, benzersiz bir çoklu-dokunmatik, çok kullanıcılı deneyimi sağlıyor. •Güçlü tümleşik sistem. Ürün, yüksek işlem gücü ve üstün grafik yetenekleri sağlamak üzere AMD Athlon II X2 Dual-Core 2.9GHz işlemci ile eşleştirilmiş DirectX 11 destekli AMD Radeon HD 6700M serisi ekran kartına sahip. [b]Kaynak: ntvmsnbc [/b]
  11. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/02/07/116502-obama-markali-cep-telefonu-cikti-Manset.gif[/img][/center] [center][img]http://img.haberprogram.com/2011/02/07/116502-obama-markali-cep-telefonu-cikti-Resim.jpg[/img][/center] [center][b]Obama Markalı Cep Telefonu Çıktı! 07 Şubat 2011 Pazartesi 16:53[/b][/center] Obama, teknoloji dünyasının gündemine de sık sık konu olacak gibi görünüyor. Obama markalı cep telefonları piyasaya çıktı bile. İşte ilginç gelişmenin detayları. Obama markalı cep telefon, Çin'de üretiliyor ve Obama'nın babasının doğduğu yer olan Kenya'da satılıyor. Mi-Obama olarak adlandırılan cihazın fiyatı da oldukça iyi sayılır. Cep telefonu üreticisi Nokia'nın bazı modellerine çok benzeyen ürünün fiyatı, 30 Dolar. [b]Telefon da, Slogan da Düşük Puan[/b] Mi-Fone isimli şirketin ürettiği telefonlar, Amerika'da satılmıyor ve satılmayacak. Telefonun arka kısmında ise yeni başkanın seçim sloganı olan "Yes, we can" yazıyor. Telefonun 128x128 piksellik ekranı ve FM radyosu da bulunuyor. [b]Kaynak: Mailce[/b]
  12. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/02/07/116582-ipv4-adresleri-bitince-Manset.gif[/img][/center] [center][b]IPv4 Adresleri Bitince 07 Şubat 2011 Pazartesi 21:30[/b][/center] Bundan 30 yıl kadar önce, internet kavramı henüz yeni yeni şekillenmeye başlamışken internet üzerindeki kaynakların adreslenmesi üzerine bir çalışma yapılması gerekiyordu. Bu çalışmaların sonucu olarak 1981 yılında bugün hâlâ kullanımda olan IPv4 protokolü ortaya çıktı. IPv4, yerel ağ veinternetüzerinde yer alan her türlü aygıtın varlığını belli etmek ve diğer kaynaklarla iletişim kurmasını sağlamak üzere bir IP (Internet Protocol - İnternet Protokolü) adresine sahip olmasını öngören ve yaygın kullanıma girmiş ilk düzenleyici protokoldü. Fakat internetin özellikle 1990'lardan sonra büyük bir hızla yaygınlaşması, farklı bir problemi gündeme getirdi: IPv4 ile sağlanan adres çeşitliliği bu genişlemeyi uzun süre taşıyabilecek şekilde tasarlanmamıştı. IPv4 toplamda 32 bit, yani yaklaşık 4 milyar farklı IP adresine izin veriyordu. Bu 1981 yılı perspektifinden bakıldığında ulaşılması güç bir rakam olarak değerlendirilmiş olsa gerek. Ancak internete bağlanan kişi sayısının artması, internet sitelerinin çeşitlenmesi, internete sürekli bağlı aygıt kavramının ortaya çıkması vemobilinternet erişiminin yaygınlaşması, bu miktarın öngörülenden çok daha hızlı tükenmesine neden oldu. Neticede IANA (Internet Assigned Numbers Authority - İnternet Atanmış Numaralar Otoritesi), Ocak 2011 itibariyle IPv4 adres bloğunun % 97'sinin tükendiğini ve elinde sadece 120 milyon civarında adres kaldığını açıkladı. [b]Adres darlığı sorunu nasıl çözülecek?[/b] Neyse ki mevcut IPv4 adreslerinin tükenmesi, internetin de tükendiği anlamına gelmiyor. 1990'ların başından itibaren IPv4 un mevcut şekliyle ağ üzerindeki kullanılabilir adres sayısını genişletemeyece-ğini gören araştırmacılar, IPv6 adını verdikleri yeni bir standart geliştirmeye koyuldular. 2000'li yılların başından itibaren hazır hale gelen bu yeni standart zamanla işletim sistemleri, ağ altyapıları ve ağa bağlanan aygıtlar üzerinde yaygınlaşmaya başladı. IPv6 ile gelen büyük yeniliklerin başında genişletilmiş adres aralığı geliyor. IPv4 32 bit adres aralığına sahipken, IPv6 128 bit, yani 2 128 adet bağımsız adres atayabil-me özelliğine sahip. Bu hayli büyük bir rakam (340.282.366.920.938.463.463.374.60 7.431.770.000.000 adet). Bunun yeterlili-ğiyle ilgili şöyle bir örnek veriliyor: Bu yeni adresleme sistemiyle dünyada yaşayan her bir kişiye yaklaşık 50 oktilyon (50.00 0.000.000.000.000.000.000.000.000 adet) farklı IP adresi atamak mümkün. Diğer bir deyişle yeni adresleme sisteminin, en azından kapasite olarak bakıldığında zamanın aşındırıcı etkisine karşı bir hayli dirençli olduğu görülüyor. Tabii IPv6'nın getirecekleri sadece adres genişlemesi sorununu çözmekten ibaret değil. Örneğin IPv4 protokolünün adres darlığı sorununu hafifletmek için ara çözüm olarak geliştirilen ve ev ağınıza bağlı tüm aygıtların tek bir IP adresi üzerinden internete çıkmasını sağlayan NAT (Network Address Translation - Ağ Adresi Çözümleme) gibi teknolojiler de IPv6 ile birlikte gereksiz hale gelecek. Bunun yanı sıra IPv6, güvenlik ve birlikte çalışabilirlik gibi konuları iyileştirmek üzere de bir takım yenilikler içeriyor. [b]IPv4 adresleri bitince ne olacak?[/b] Dünya IPv4 adreslerinin bu hızla giderse kısa zamanda tükeneceğinin uzun zamandır farkındaydı, ancak bu konuyla ilgili somut adımlar ve IPv6 destekli altyapıların yaygınlaştırılmasına dair çabalar ancak 2008 yılından sonra hızlanmaya başladı. Şu anTürkiyede dahil olmak üzere dünyanın hemen her yerinde ağ altyapılarını IPv6 standardına uyumlu hale getirmek üzere çalışmalar devam ediyor. Fakat bu çalışmaların her yerde aynı hızda devam ettiğini söylemek mümkün değil. Ayrıca mevcut işletim sistemlerinin hemen hemen hepsi IPv6 protokolünü desteklemekle birlikte, kullanımda olan çoğu ağ cihazı henüz bu protokolü desteklemiyor. Bu da IPv6'nın IPv4 un yerini almasını değil, onunla paralel olarak uygulanmasını gerektiriyor. Şimdi gelelim asıl soruya: IANA, elimdeki adresler 8-9 aya kadar tükenecek, diye bir açıklama yaptı. Peki IPv4 adresleri bitince ne olacak? Öncelikle 2012 yılından itibaren sadece IPv6 protokolü üzerinden erişilebilen bir takım aygıtların ve servislerin piyasaya çıktığını göreceğiz. Eğer sadece IPv4 protokolü kullanan bir aygıt veya ağ üzerinde kalırsanız, altyapınız veya aygıtlarınız yenilenene kadar bu yeni servislere erişebilmek için özel ağ geçidi hizmetlerini kullanmanız gerekecek. Sonuç olarak IPv4 ve IPv6'nın birlikte var olacağı uzun bir döneme ilk adımı atmak üzereyiz. Gelecekte teknolojik evrimin bir sonucu olarak IPv6 giderek yaygınlaşacak ve hâkim standart haline dönüşecek. Tabii yeni nesil IPv6 destekli servislere erişim için bu geçiş dönemi sırasında bazı konuları da sizin halletmeniz gerekecek. Kullandığınız işletim sisteminde IPv6 protokolü etkin değilse etkin hale getirmek, evinizdeki ağ aygıtının yazılımını, varsa IPv6 destekli sürüme güncel-lemek gibi. [b]Kaynak: samanyoluhaber.com [/b]
  13. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/02/07/116509-internette-rekabet-uyduyla-hizlanacak-Manset.gif[/img][/center] [center][img]http://img.haberprogram.com/2011/02/07/116509-internette-rekabet-uyduyla-hizlanacak-Resim.jpg[/img][/center] [center][b]İnternette Rekabet Uyduyla Hızlanacak 07 Şubat 2011 Pazartesi.[/b][/center] Merkezi Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan Eutelsat firması, bugüne kadar televizyon yayınları için tasarladığı uyduların dışında ilk kez internet yayıncılığı için özel tasarladığı KA-SAT uydusu sayesinde internet rekabetine giriyor Firma televizyon yayıncılığı için tasarladığı uydulardan maksimum 3.6 Mbs indirme ve 384 kbs gönderme hızlarında verdiği uydudan internet hizmetlerini oldukça pahalıya verdiği için bu hizmetlerden yalnızca profesyoneller yararlanabiliyordu. Şirket, KA-SAT uydusuyla Avrupa, Akdeniz havzası, doğuda Azerbaycan'a kadar 2,5 milyon kişiye ADSL hızında ve fiyatlarında abonelikler vermeye hazırlanıyor. Eutelsat yetkilileri, 31 Aralık 2010'da yörüngeye fırlattıkları KA-SAT uydusunun testlerini sürdürüyor. Mayıs ayında bu uydudan verilecek internet aboneliği ile ADSL ağının ulaşamadığı en ücra köy ve dağlara 68 cm'lik bir çanak anten ve router ile 10 Mbs indirme ve 1 Mbs gönderme hızlarında kesintisiz internet sunulacak. Şirketin Türkiye Sorumlusu Ali Korur, Eutelsat'in KA-SAT uydusuyla bir ilki gerçekleştireceğini belirtti. 4 GB'lik en küçük paketin Türkiye'deki tüketiciye ayda 60 lira civarında bir rakama mal olacağını vurgulayan Korur, şunları söyledi: "2,5 milyon bağlantı kapasitesine sahip KA-SAT için Türkiye'ye 200 bin abonelik planlıyoruz. Eğer talep artarsa bunu 250 bine kadar arttırabileceğiz. 68 cm'lik Tooway anteni, router ve kurulumun Türkiye'deki fiyatının 900 TL civarında olmasını hedefliyoruz. Daha sonra aboneler sadece seçecekleri paket ücretiyle Türkiye'nin her noktasından ADSL hızı rahatlığı ile internete bağlanabilecekler. Bu anten sayesinde Hotbird uydusu üzerinde bulunan Avrupa televizyonlarını da seyredebilecekler." Profesyoneller ve kurumlar için internet bağlantı hızlarının 40 Mbs indirme 4 Mbs göndermenin mümkün olacağını söyleyen Korur, "bu hızlarda lokal tv yayıncılığı yapmanın maliyetlerinin oldukça düşeceğini" belirtti. [b]Kaynak: AA[/b]
  14. [center][size="4"][color="#48D1CC"][b]EA gözünü Facebook'a dikti[/b][/color][/size][/center] Facebook gibi milyonlarca üyesi olan bir sosyal paylaşım sitesinde oyun oynayanların da sayısı az değil. EA, Farm Ville gibi milyonların oynadığı oyunun başarısından etkilenmiş olacak ki; Facebook sitesine özel oyunlar yapmaya karar verdi. 2011 yılında özel olarak Facebook'a odaklanacak olan EA geçen yıl 290 milyon üyenin Facebook'da oyun oynadığını belirterek konunun önemini vurguladı. [center][img]http://www.techno-labs.com/image/index/357/haberici111.jpg[/img][/center] [center][quote]http://www.techno-labs.com/1/22763/1/ea-gözunu-facebooka-dikti.html[/quote][/center]
  15. [b]NET Framework 4 xp ye yüklenebiliyormu? Yüklenme sonrası pc de neler değişiyor? Kurulumda pc de kasma yapıyormu acaba? NET Framework 4 + ları ve - leri nelerdir.Bu konuda bir ayrıntılı bilgi verilebilirmi herkes bilgilenmesi açısından.[/b]
  16. Amerikalı birine aşık oldunuz diyelim ve karar verdiniz o kişi ile Amerikada yaşamaya o zaman çok kazançlı bir iş bulmanız gerekiyor.ABD newyorkta bir daire kira bedeli 500 ile 600 dolar arası aylık kira bedelleri,daire satın almak istiyorsanız daire fiatları da 30 bin doları gecen fiatlar,hele birde Alman a gönül verirseniz tek oda aylık kira bedeli 250 avro bina daire satın almak isterseniz 100 bin avroyu gözden çıkarmanız gerekir ki aylık kazancınız astronomik olsun ki karşınızdaki manitaya iyi bakınız.Buda yabancıya gönül vermek ve aşık olmanın ekonomik tablosu. Hele filim artisi gibi birnin yanına bile sokulmayınız,berberliğiniz ancak 3 ay olur sonra koltuğunuzun altına bavulu vermiş kapının önünde bulursunuz ki sizlerden akan dolar yada avro musluktan su bitene kadar.Ona göre yabancıya gönül verirken bunları düşününüz.
  17. Neden yabacıya aşık olmak için o kadar caba sarfediyorsunuz,konuyu okurken aklıma 1975 yılı geldi,o senelerde gecici gittiğim almanyada ki hauptschule 8 sınıf aklıma takıldı.O gecici eğitim yılında benim peşimde 6 tane vardı 2 alman 2 ispanyol 2 türk hepsi benim peşimde dolaşan manitalardı hiç birine yüz vermedim.Soracak olursanız neden yabancı manitaların peşinden koşuyorsunuz bırakın onlar sizlerin peşinde koşsunlar.
  18. [img]http://portforward.com/english/routers/port_forwarding/Tenda/W541R/W541R2.jpg[/img] Resimdeki ana tablodaki sanırım Running Status yada wlan seting bölümünden senin modeme girenlerin mac adresleri ile görebilirsin.
  19. [color="#008080"][b]YÖNERGE 1:[/b][/color] [quote] [color="#0000FF"][b]Pc Açılışını Hızlandırmak[/b][/color] [size="3"][color="#FF0000"][b]*Boot açılışını Biostan hızlandımak:[/b][/color][/size] Bilgisayar açıldığında Bios, Post (Power On Self) denilen bir kendi kendini test etme aşamasından geçer. Bu aşamayı “(advenced) Bios Featunes Setup” tan (Award Bios ‘ta) “Quick Power On Self Test” seçeneğini “Enabled” durumuna getirerek iptal edebilir ve PC ‘nin açılış hızını hızlandırabiliriz. Böylece örneğin RAM belleği baştan sonra tekrar tekrar sayılmaz. Bunu yaparak 128 MB anabelleğe sahip PC ‘yi Boot aşamasında 40 saniye hızlandırdık. “Standart CMOS Setup “ ta bu anlamda ikincil IDE arabirimi modunu “none” olarak ayarlamalıyız. Bios bu şekilde CD ve DVD sürücülerini bulacaktır ve daha hızlı bir şekilde olacaktır. Sabit disklerde ise “ IDE Detection “ ile doğru sektör ve silindir değerleri girilirse hızını birkaç saniye daha arttırabiliriz. [size="3"][color="#FF0000"][b]*Boot esnasında Floppy testini iptal etmek:[/b][/color][/size] Şimdi de sıra disket sürücünün Boot sırasında aranmaması için “ Disabled” seçeneği ile iptal edilmesi gerekir. Bir sonraki adım Boot sırasında “ Boot Sequence “ ile “C,A “ olarak değiştirilmesi gerekir. Böylece Bios ilk önce sabit diskte işletim sistemini arayacaktır, bu da disket sürücüsünde sistem disketini aranmasını ve bu sırada rahatsız edici bir sesin çıkmasını engelleyecektir. Sadece açılış disketiyle Boot etmek istediğimizde bu seçeneği geri alabiliriz. İlk açılışta Floppy ‘nin devrede boot disketi aramaması ve sistemin diskte aranması PC ‘nin açılış hızını arttıracaktır. Ayrıca Bios setup ‘ta “ Advanced Bios “ seçeneğinde Boot aşamasını hızlandırmaya yarayan diğer seçenekler de vardır. “Quick Power On Self Test “ “ Boot up Floppy Seek “ ve “Boot Sequence “. “ Advanced Chipset Features “ seçeneğinde “RAV” ve “CAS” değerleri ne kadar düşük olursa bellek hızı o kadar yüksek olur. [/quote] [color="#008080"][b]YÖNERGE 2:[/b][/color] [quote]XP nin Açılışını Hızlandırın Her şeyden önce, bu ipucunun birincil IDE kanalında bir sabit disk, ikincil IDE kanalında ise bir CD-ROM ve/ veya DVD-ROM sürücüye sahip olan kullanıcılara hitap ettiğini belirtmek gerekiyor. Windows XP her açılışında (%SystemRoot%\Prefetch) klasöründe yer alan ve NTOSBOOT-*.pf olarak adlandırılan dosyanın güncellenmesini sağlar. XP’de yeni prefetch dosyaları arasından bundan başka hiçbir dosyanın silinmesi sistemde kurulu programların yüklenme süresini daha fazla hızlandıramaz. Bu ipucunun sadece Windows XP açılışını hızlandırıldığını, bunun dışında herhangi bir performans artışı sağlamayacağını da unutmayın. IDE kanalı da dahil olmak üzere aşağıda adım adım açıklanan iki ipucunun sistem açılışını inanılmaz derece de hızlandırdığını göreceksiniz: 1-) Notepad.exe dosyasını çalıştırın ve aşağıdaki satırı yazın. del c:\windows\prefetch\ntosboot-*.* /q Yukarıdaki satırı yazdıktan sonra bu dosyayı "ntosboot.bat" ismiyle C:\ bölümüne kaydedin. 2-) Başlat menüsünden "Çalıştır"ı seçin ve "gpedit.msc" yazın. 3- "Bilgisayar Yapılandırması" altında yer alan "Windows Ayarları"na ve sırasıyla sağ penceredeki Komut Dosyaları… ve "Kapat"a çift tıklayın'' 4- Kapat Özellikleri penceresinde "Ekle / Gözat" üzerine tıklayın ve "ntosboot.bat" dosyasının kayıtlı olduğu konumu gösterip "Aç"a tıklayın.''Tamam'' diyerek bütün pencerelerden çıkın. 5-) Başlat menüsünden "Çalıştır"ı seçin ve "devmgmt.msc" yazın. 6-) "IDE ATA/ATAPI" denetleyiciler kaydına çift tıklayın."Birincil IDE" Kanalı’na sağ tuşla tıklayın. ve "Özellikler"i seçin'' 7-) "Gelişmiş Ayarlar" sekmesine geçin. Aygıt Türü gri olmayan Aygıt 0 veya 1 seçeneği altında "Aygıt Türü"nü Otomatik Algıla’dan "Yok" seçeneğine getirin ve "Tamam"a tıklayın. 8-) "IDE ATA/ATAPI" denetleyiciler kaydına çift tıklayın."İkincil IDE Kanalı" Kanalı’na sağ tuşla tıklayın ve " Özellikler"i seçin. 9-) "Gelişmiş Ayarlar" sekmesine geçin. Aygıt Türü gri olmayan Aygıt 0 veya 1 seçeneği altında " Aygıt Türü"nü Otomatik Algıla’dan "Yok" seçeneğine getirin ve "Tamam"a tıklayın. 10-) Bilgisayarınızı baştan başlatın. Windows XP’nin çok daha hızlı başlatıldığını göreceksiniz. [/quote] [color="#008080"][b]YÖNERGE 3:[/b][/color] [quote] Bu paylaşımsanırım henüz pek fazla kişi tarafından bilinmeyen bir yöntemle bilgisayarınızın açılışını hızlandıracak... Özellikle HOŞ GELDİNİZ yazısı çıkmadan önce çıkan ekrandaki kurtçuğun sayımı azalacak. Bu yöntemi uygulamadan önce 8-9 defa kurtçuk hareket ederken bu yöntemi uyguladıktan sonra kurtçuk sayımı 2 ye düştü.... [img]http://img201.imageshack.us/img201/8775/1lk5dh3.jpg[/img] [img]http://img143.imageshack.us/img143/346/2uh4mm4.jpg[/img] [/quote] [b]Yukardaki yönergeleri uygula belki bir değişiklik olabilir sisteminde.,[/b]
  20. Maçlara ilgi duyanlar ve ilgilendikleri macları çanlı izlemek isteyenler için tam bir site.Alttaki linki açınız ve içeriğini orda takip ediniz.Tam bir spor severler için bir site.Buyurun inceleyiniz. [code]http://www.myp2p.eu/index.php?part=sports[/code]
  21. [center][size="4"][color="#0000FF"][b]İntel'den büyük hata![/b][/color][/size][/center] [center][img]http://www.haber5.com/img/intel-ic.jpg[/img][/center] [center][b]Dünyanın lider işlemci üreticisi Intel,ciddi bir üretim hatası...[/b][/center] Dev işlemci üreticisi Intel, yeni seri i5 ve i7 işlemcileriyle gelen bir destek yongasında ciddi üretim hatası tespit etti. Tüm çipler değişecek. Dünyanın lider işlemci üreticisi Intel, en son piyasaya sürdüğü Core i5 ve Core i7 işlemci setlerinin destek yongalarından birinde ciddi üretim hatası olduğunu açıkladı. Bilgisayarda yerleşik olarak henüz pek az tüketiciye ulaşan yonga setlerindeki değiştirme süreci firmaya 1 milyar dolara mal olacak. Firmadan yapılan açıklamada, hatanın ana işlemcide değil, işlemcinin DVD ve sabit disk arasındaki iletişimi düzenleyen destek yongasında olduğu belirtildi. Yongadaki hatanın, ‘Sandy Bridge’ adıyla anılan teknolojiyle üretilen ana işlemcinin performansını zaman içinde düşüreceği ve üniteler arasındaki veri transferini çok yavaşlatacağı ifade edildi. Piyasaya yeni çıktığı için henüz az sayıda dizüstü veya masaüstü bilgisayar müşterisine giden sözkonusu yongalar, yakın zamanda sorun çıkarmayacağı için endişelenmeye gerek yok. Ancak firma, bir an önce yerel firma yetkilileriyle temasa geçilip değişim sürecine başlanmasını öneriyor. [b]iha[/b]
  22. [center][size="4"][color="#FF0000"][b]Hacker'ların bu oyununa gelmeyin![/b][/color][/size][/center] [center][img]http://www.haber5.com/img/1ybeztw9.jpg[/img][/center] [center][b]Teknoloji gelişirken hacker'lar da boş durmuyor[/b][/center] Teknoloji gelişirken hacker'lar da boş durmuyor: İşte 2011 yılına damga vuracak Facebook hack'leri. Facebook yüz milyonları aşan kullanıcı sayısıyla hacker'ların da tam bir hedefi haline geldi. Sahte anketler, bilgisayarınıza girmek isteyen uygulamalar... artık hepsi Facebook'u kullanarak boş bir anınızı kolluyor. Sophos Security'nin yaptığı araştırmaya göre; yeni yeni ortaya çıkan ve bilgisayarlarınıza girmek, bilgilerinizi almak isteyen hacker'lar yeni yöntemler kullanıyor. Size anlatacağımız dört yöntemden üçü tabii ki Facebook için geçerli. [color="#8B0000"][b]1.Clickjacking:[/b][/color] Sophos Security'nin açıklamasına göre bu yöntem, Facebook kullanıcılarının çokça karşısına çıkıyor. Bu yöntem kötü yazılım içeren sayfaları kullanıyor ve genellikle bu sayfalardaki tıklayacağınız tuşun aslında ne olduğu kullanıdan saklanmış bir şekilde yer alıyor. Bazen bu gibi şeyleri beğenmek ya da paylaşmak, otomatik olarak ana sayfanızda kötü niyetli bağıntının yayınlanmasına neden oluyor. Bu yönteme karşı korunmak istiyorsanız, eğer size istek e-posta şeklinde geldiyse dönüş adresine bakmanız. İçersinde Facebook geçse de adreste gariplik seziyorsanız, e-postayı silmeniz yararınıza olur. [b]Sahte anketler... [/b] [color="#8B0000"][b]2. Sahte anketler:[/b][/color] Bu yöntem de clickjacking'e bağlı olsa da daha farklı. Facebook'ta bolca vakit harcıyorsanız karşınıza bunun gibi anketler mutlaka çıkmıştır. Sophos Security, bu anketlerin size öncelikle çok cezbedici bir başlıkla geldiğini söylüyor ve örnek veriyor; "Aman Tanrım! Bu çocuk okuldan atıldıktan sonra ne yaptı öyle! Bu 11 yaşındaki çocuk okuldan atıldıktan sonra çılgına döndü!" Bu başlığı gördükten sonra merak ediyorsunuz ve tıklıyorsunuz. Ama size hikayenin tamamanı vermeden önce bir anket doldurmanız isteniyor. Anketi dolduruyorsunuz ama bazen hikayenin tümüne bile ulaşamıyorsunuz. Bu şekilde hem anketi doldurduğunuz için bu uygulamayı hazırlayanlara para kazandırmış hem de anketi bütün arkadaşlarına göndermiş oluyorsunuz. [color="#8B0000"][b]3. Sahte uygulamalar:[/b][/color] Bazen sahte anketler sizlere sahte uygulamalar yükletebilir. Bu uygulamalar hem bütün arkadaşlarınıza anketi gönderiyor hem de bilgisayarınızdaki verileri gizlice toplamaya çalışıyor. [b]E-postayla gelen tehlike![/b] [color="#8B0000"][b]4.Spearphishing:[/b][/color] Bu yöntem ise genellikle e-posta yolunu kullanıyor ancak yine Facebook ya da Twitter tarzındaki sitelerden geliyormuş gibi de davranabiliyor. Çokça mesajlaştığınız birinden ya da PayPal, eBay gibi büyük sitelerden gelen bir e-posta gibi davranan bu yöntem, sizi kötü niyetli sitelere yönlendiriyor. Daha sonra o sitedeki hesabınızın donduğunu ya da e-posta kutunuzun dolduğunu iddia eden sahte e-posta, sizden giriş yapmanızı istiyor. Tabii "phishing" yöntemini bilenler bunun yeni olmadığının farkındadır ancak, "Spearphishing" sizi daha iyi kandırmak için kişisel bilgilerinizi de size veriyor. Böylece daha çok kullanıcı bu oyuna düşüyor. Bu gibi olaylardan en az zararla kurtulmak için size gelen e-postalara bazı bilgiler girmeden önce iyi araştırmanız gerekiyor. Biraz dikkat ve azıcık da merakınızın üstesinden gelirseniz bu basit yöntemlere düşmeyebilirsiniz. [b]Chip.com.tr[/b]
  23. [center][size="4"][color="#FF0000"][b]İnternet ne kadar büyük?[/b][/color][/size][/center] [center][img]http://www.haber5.com/img/84FHinternet.jpg[/img][/center] [center][b]İnternet denilen bu dünya gerçekten ne kadar büyük?[/b][/center] İnternetin ne kadar büyük olduğu, hergün daha çok insanın internete girmeye başladığı söylenir durur. Peki, internet denilen bu dünya gerçekten ne kadar büyük. Rakamlar sizi şaşırtacak. İnternet kullanımı tüm dünyada büyük bir hızla artıyor. Tüm dünya yavaş yavaş tek bir ağın altında toplanmaya adım adım ilerliyor, internetin insan hayatındaki önemi her geçen gün artıyor. (Büyük Buhran Kapıda) Peki, internet gerçekten ne kadar büyük? Bu konuda kesin rakamlar vermek zor olsa da bazı kaynaklardan elde edilen verilerle yaklaşık değerler sunmak mümkün. [color="#8B0000"][b]Hangi Kaynaklar?[/b][/color] Focus adlı bir kurum da Netcraft, Verisign, Internet World Stats, Facebook, Twitter, Comscore, Pew Research Center, Flickr gibi kaynaklardan elde ettiği verileri bir araya getirerek internetin ne kadar büyük olduğunu ortaya koymaya çalışmış. Çıkan sonuçlar ise epey ilginç. Elde edilen verilere göre, tüm dünyada hergün toplam 294 milyar e-posta gönderiliyor. Dünya çapında 2,9 milyar adet e-posta hesabı varken bunların %25'ini kurumsal hesaplar oluşturuyor. [color="#8B0000"][b]Yeni Siteler[/b][/color] Aralık 2010'da elde edilen veriye göre internet üzerinde toplam 255 milyon adet site var. Bunların 21,4 milyon adedi 2010 yılı içerisinde kurulmuş. Tüm dünyada yaklaşık 2 milyar internet kullanıcısı olduğu belirtiliyor. 2010 yılında internet kullanıcısı sayısında bir önceki yıla göre %14'lük bir artış yaşanmış. [color="#8B0000"][b]Sosyal Ağlar[/b][/color] Yapılan çalışmada sosyal ağların popülerliğine de değinilmiş. 2010 yılının sonunda yaklaşık 600 milyon üyeye ulaşan Facebook, bu üyelerin 250 milyonunu 2010 yılında kazanmış. Twitter'da da durum pek farklı değil. 2010 yılında yaklaşık 100 milyon yeni üye kazanan sitede bu yıl içerisinde toplam 25 milyar adet ileti gönderilmiş. [color="#8B0000"][b]Video ve Fotoğraflar[/b][/color] Video ve fotoğraf paylaşımı da artan bir hızla yaygınlaşmaya devam ediyor. Verilere göre YouTube'da her gün 2 milyar video seyrediliyor. Siteye her dakikada 35 saatlik video eklendiği belirtiliyor. Popüler fotoğraf paylaşım sitesi Flickr'a ise dakikada 3000 adet resim eklenirken, Facebook'a bir yıl içinde eklenen fotoğraf sayısı 36 milyarı buluyor. [b]Haber5[/b]
  24. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/02/05/115856-karbon-dokunmatik-ekranlar-Manset.gif[/img][/center] [center][size="3"][color="#0000FF"][b]Karbon Dokunmatik Ekranlar[/b][/color][/size][/center] Hiç çaba sarf etmeden dokunmatik ekranda yazı yazabilir, dolaşabilir, menüyü açabilir ya da resimleri döndürebilirsiniz. Dokunmanız saniyeden daha kısa bir sürede bilgisayarın anlayabileceği bir komuta çevrilir. İlk bakışta, bu teknoloji mucizevî gibi görünebilir ancak gerçek hayatta bu gizem, indiyum-kalay-oksitten (ITO) yapılma cam ekranın altına yerleştirilmiş yonga plakası inceliğinde elektrottan oluşuyor. Bu madde dokunmatik ekranlarda kullanım için ideallikten uzak değil çünkü küçük elektrik akımları yaratmakta mükemmel bir seviyede ve ekran renklerinin engellenmeden geçmesini sağlıyor. Ancak küçük bir sorun var: dünyadaki indiyum kaynakları yeterli değil. Uzun vadede, elektronik alet üreticileri ham madde tedarikçileri tarafından belirlenen fiyatlara bağımlı olmaktan korkuyorlar. Bu yüzden indiyum “stratejik madde” olarak adlandırılıyor. Dolayısıyla özel sektör aynı etkilere sahip ITO’ya alternatif bir madde bulma konusuyla ilgili. Fraunhofer’deki araştırmacılar elektrotlar için ITO’yla aynı seviyede ve daha ucuz bir madde bulmayı başardılar. Bu maddenin temel bileşenleri karbon nanotüpler ve düşük maliyetli polimer. Yeni elektrot folyosu iki tabakadan oluşuyor. Bunlardan biri plastik şişe yapımında kullanılan ucuz polietilentereftalattan (PET) oluşan ince bir folyo. Daha sonra karbon nanotüp ve elektrik ileten polimer karışımı solüsyon olarak PET’e uygulanılıyor ve bu maddeler kuruyunca ince bir tabaka oluşturuyor. ITO’ya kıyasla, bu plastik kombinasyonları nem, basınç ya da UV ışınları polimerler üzerine bir baskı uyguladıkları için dayanıklı değil. Tabakalar incelip kırılabiliyor. Sadece karbon nanotüpler bu tabakayı sağlamlaştırıyor. Karbon nanotüpler elektik ileten polimelerin sağlam bir şekilde bağlanabilmesi için PET’in üzerinde sertleşerek bir ağ oluşturuyor. Yani bu tabaka uzun vadede daynıklı. Fraunhofer Enstitüsü Mühendislik ve Otomasyon Üretimi bölümünde projenin yöneticisi Ivica Kolaric, “bizim ürettiğimiz tabakanın elektriğe dayanıklılığı ITO’dan daha büyük ancak bu elektrik sistemlerinde bir uygulama için oldukça kolay” dedi. Bu tabakanın hünerleri rakip tanımaz: karbon sadece düşük maliyetli değil, aynı zamanda tüm dünyada elde edilebilir bir madde. Aynı zamanda odun gibi organik bir maddeden elde edilebilen yenilenebilir bir madde. Kolaric ve meslektaşları, dokunmatik karbon ekranlarını 2011 nano teknoloji fuarında sergileyecekler. 2003’ten beri Fraunhofer araştırmacıları her yıl düzenlenen ticari fuarda başardıkları gelişmeleri sergiliyorlar. Yeni teknoloji için bir seri uygulama mevcut. Bu tabaka esnek birçok yolda kullanılabilir. Kolaric konuyu “dalgalı çatıları ya da diğer düzensiz yapıları kaplamak için ışık gerilimsel tabakalar bile üretebilirdik” diyerek özetledi. Araştırmacı, tabakanın çeşitli uygulamalarda kullanılabilmesi için pilot bir üretim projesini çoktan başlattı. [right][b]Kaynak: yakindunya.com[/b][/right]
  25. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/02/05/115890-coklu-online-hesaplarini-korumak-icin-parmak-izi-Manset.gif[/img][/center] [center][size="3"][color="#0000FF"][b]Çoklu Online Hesaplarını Korumak İçin Parmak İzi[/b][/color][/size][/center] Bu sistem, Internet kullanıcılarının kimliklerini sorunsuz bir şekilde doğrulamalarını ve kimlik ya da para kaybı korkusu yaşamaksızın güvenli bir ortamda aktivitelerini gerçekleştirmelerini mümkün kılacak. Southampton Üniversitesi’nde bir araştırmacı tarafından geliştirilen yeni bir hizmet, parola olarak parmak izi taramasını kullanarak kullanıcıların çoklu online hesaplarını korumalarını sağlıyor. FingerID olarak bilinen bu yeni hizmet, üniversitenin Elektronik ve Bilgisayar Bilimleri Fakültesi, Web Teknolojisi alanında yüksek lisans eğitimini henüz tamamlamış ve bu araştırma için grubunda başarılı olan Sara Alotaibi tarafından geliştirildi. Alotaibi, “FingerID, kullanıcılara sadece bir parmak izi kullanarak, tek bir kaynaktan çoklu web hesaplarını koruma rahatlığı sağlıyor ve çoklu kullanıcı adı ve parolaları hatırlama zorunluluğu konusundaki endişelerini ortadan kaldırıyor,” dedi. FingerID’yi geliştirmek için Alotaibi, web’de kullanıcı adı ve parola kullanılan kimlik doğrulamanın geleneksel şeklinin yerine geçmeye yönelik mevcut ve önerilen sistemleri değerlendirdi ve bu alanda pek de fazla çalışma yapılmadığını keşfetti. Ezberlenen parolaların yerine konulan parmak izi verisi ile tüm kimlik doğrulama mekanizmasını temelde değiştirebilen bir fikir üretmesinin bir sonucu olarak güvenlik, erişilebilirlik ve kullanılabilirlik gibi kriterlere göre bu sistemleri değerlendirmeye devam etti. Bu, kullanıcının parmak izi ile çoklu web hesaplarını koruma hizmeti olan FingerID’nin temellerini attı. FingerID sistemi, kayıt esnasında kullanıcının parmak izi taramasını istemeye programlanmıştır. Kayıt sonrasında, kullanıcı bir servis altında çoklu web hesabına erişebilir. Kullanıcının kayıt işlemi sadece bir kez yer alacak ve daha sonrasında, taramalar web hesaplarına erişimi sağlamak için kullanıcı doğrulamada kullanılacak. FingerID sistemi, iki temel parçadan oluşuyor: web sitesi ve yazılım (tarayıcı). Alotaibi, “Kullanıcı adı/parola kimlik doğrulama mekanizması artık amacına hizmet etmemektedir. Bu nedenle FingerID iyi bir zamanda ortaya çıktı,” dedi. “Biz internet üzerinden güvenli bağlantıları garanti etmek için uygun maliyetli, kolay ve güvenli kimlik doğrulama çözümü öneriyoruz. Bu sistem, Internet kullanıcılarının kimliklerini sorunsuz bir şekilde doğrulamalarını ve kimlik ya da para kaybı korkusu yaşamaksızın güvenli bir ortamda aktivitelerini gerçekleştirmelerini mümkün kılacak. Alotaibi, avuç içi izleri ve yüz mimikleri gibi kimlik doğrulamanın diğer yönlerinin kullanımınıda göz önüne alarak, Southampton Üniversitesi’nden Dr. David Argles ve Dr. Mike Wald denetlenen doktorası süresince bu yaklaşımını geliştirmeye devam edecek. O, aynı zamanda çalışmalarını geliştirmesine yardımcı olacak bir online anket yürütüyor [right][b]Kaynak: yakindunya.com [/b][/right]
×
×
  • Create New...