Jump to content

mucit41

Üye
  • Posts

    3550
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    12

Everything posted by mucit41

  1. 2.WINNTBBU.DLL dosyası incelersin.İçindekiler hazır ister hepsini i386 ya atar yada değişiklik yaparsın. [code]http://hotfile.com/dl/109168707/cc992b9/WINNTBBU.DLL_v2.rar.html[/code] [img]http://i.imgur.com/OEyPc.jpg[/img]
  2. [code]http://hotfile.com/dl/109164422/c4429e6/WINNTBBU.rar.html[/code] Yukardakine bak beğenirsen direk i386 içine atar kullanırsın. [img]http://i.imgur.com/lVmKy.jpg[/img]
  3. Aradığın program iso burner olmalı onu google den bul indir ve iso imaj dosyanı tamamen cd te 16x hızında yazdır.Yaptığın iso içeriğini bozmadan cd yapabilirisin. Buyur alttaki yazdırma programını indir ve sağlıklı bir şekilde 16x hızınla oluşturduğun isonu cd ne yazdır.Kendi uploadımdır,arşivimde buldum. [code]http://hotfile.com/dl/109161138/5066b5f/IsoBurner.rar.html[/code]
  4. Şuan itibari ile çalışan ne program var nede html kod var,kendi sitemdekiler bile gitmiş.Ama izlemek istiyorsan alttaki mms değeri media playere yaz kadıköyü seyret. [code]mms://ibb-media.ibb.gov.tr/KadikoyTurizm?[/code]
  5. [color="#8B0000"][b]5 Günlük Tahmin (Haritalı)[/b][/color] [img]http://www.dmi.gov.tr/FTPDATA/analiz/harita/png/haritatahminkucukgun1.png[/img] [code]http://www.dmi.gov.tr/tahmin/turkiye.aspx[/code] [color="#8B0000"][b]İl ve İlçe Merkezlerinde 5 Günlük Tahmin[/b][/color] [img]http://www.dmi.gov.tr/FILES/imgHarita/tr-520a.gif[/img] [code]http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx[/code] [color="#8B0000"][b]Önümüzdeki 5 Gün Beklenen En Yüksek ve En Düşük Sıcaklıklar[/b][/color] [img]http://www.dmi.gov.tr/FTPDATA/analiz/harita/minsic1.png[/img] [code]http://www.dmi.gov.tr/tahmin/en-dusuk-ve-yuksek-sicakliklar.aspx[/code] [color="#8B0000"][b]Günlük Türkiye Geneli Hava Tahmin Raporu[/b][/color] [img]http://www.dmi.gov.tr/FTPDATA/analiz/1218kucuk.PNG[/img] [code]http://www.dmi.gov.tr/tahmin/gunluk-tahmin.aspx[/code]
  6. [center][size="4"][color="#008080"][b]Rusya'da UFO alarmı! (Video)[/b][/color][/size][/center] [center][b]Sibirya'daki havaalanında görev yapan uçuş sorumlularının kaydettiği video şok yarattı.[/b][/center] [center][img]http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20110303103804_ufo.jpg[/img][/center] Rusya'nın Yakutsk şehrindeki havalimanında görev yapan uçuş sorumluları, radarlarında beliren cismin ne olduğunu anlayamadılar. Radar cihazının kayıtlarında, çevresindeki uçaklardan çok daha hızlı hareket ettiği anlaşılan cismin, uçuş numarası olmadığı için, radar ekranda "00000" rakamlarıyla işaretlendiği dikkat çekti. Ekrandaki diğer uçaklar onun yanında neredeyse "hareketsiz" görünürken, söz konusu cismin sürekli ve hızlı hareketlerinin saatte yaklaşık 9600 kilometre hıza ulaştığı tahmin ediliyor. Video görüntülerinde, Rus yetkililerin kimliği öğrenilemeyen bu cisimle temas kurmaya çalıştıkları duyuluyor. Görüntülerde, görevlilerden birinin, iletişime geçtiği Aeroflot pilotuna "Sürekli bir kadın sesi duyuyorum, sanki kadın miyavlıyormuş gibi geliyor" diyor. Ancak görevlinin yolcu uçağıyla bağlantısı UFO'nun etkisiyle kesiliyor. Video görüntüleri geçen ay ortaya çıkmış ve YouTube üzerinden paylaşılmıştı. Nerede çekildiği belli olmayan görüntünün, Rusya'nın Yakutsk kentinde kayıt edildiği öğrenildi. Ancak Rus yetkililerden UFO iddiasına dair bir açıklama henüz gelmedi. [center][media]http://www.youtube.com/watch?v=UMDCWeAaAGQ[/media][/center] [b]Kaynak : Veteknoloji[/b]
  7. [center][img]http://www.haberprogram.com/h/2011/03/05/126124-ms-office-2012-m2-yapilari-derleniyor-Manset.gif[/img][/center] [center][size="3"][color="#0000FF"][b]MS Office 2012 M2 yapıları derleniyor![/b][/color][/size][/center] [center][img]http://www.haberoku.net/upload/resimler/haber/05032011192303015117115.jpg[/img][/center] Herkes gözlerini Windows 8'e dikmişken, Microsoft sessiz sedasız yeni Office'ini ortaya çıkartıyor! Office paketinin 15. sürümü Microsoft Office 2012, 15.0.2621.1000 yapı numarasına ulaştı. Winreview.ru'nun aydınlığa çıkardığı bu sürüm numarası dışında yeni Office hakkında az şey biliniyor. Rusça'dan çevrilien kaynağa göre Office 2012, M2 aşamasına geçmiş bulunuyor. Microsoft Office, üretkenlik alanında en temel yazılımlardan biri olma özelliğini taşıyor. Office'de Microsoft'a rakip olmaya çalışan bazı diğer firmalardan ise sadece bazıları piyasada kendine yer bulabiliyor. Microsoft'un en büyük rakiplerinden biri olan OpenOffice.org, ücretsiz olmasının yanında birçok şirketin ve kuruluşun ilgisini çekmeyi başardı. [b]Kaynak: chip[/b]
  8. Daha neler görüceğiz Hdd nin tozunu alma Cpuya folyo koyma
  9. [quote name='best_burak' date='04 Mart 2011 - 22:43 ' timestamp='1299275628' post='974169'] Al sana 2 dkda bi player yaptım delphide [b]Download :[/b] http://www.ozgurtopal.net/play.zip [/quote] Seninki güzelde ses kısma acma olsa gibi bir şeyler olsa idi güzel olacaktı basit bir uygulama.Nano nun ki tepki vermiyor denedim hiç açılmıyor iki linkteki paylaşım.
  10. Özür dilerim kintrato belki web sitesi yapıyor arıyor diye düşünmüştüm onun için bende vardı paylaşayım dedim.
  11. [u][color="#8B0000"][b]Acılır Kapanır Yan Menü Kodu[/b][/color][/u] Bu kodlar belki işine yarar sanırım kendi sitene göre uyarlarsın.Html kod editörü ile test et bak işine yarar umarım.Şayet sistemin css destekiliyorsa.İçeriği kendine göre ayarla alttaki örneği. [code]CSS BÖLÜMÜNE <link rel="stylesheet" type="text/css" href="http://hibycocuk.hi.funpic.org/HiBycocuq/sdmenu.css" /> <script type="text/javascript" src="http://hibycocuk.hi.funpic.org/HiBycocuq/sdmenu.js"> /*********************************************** * Slashdot Menu script- By DimX * Submitted to Dynamic Drive DHTML code library: http://www.dynamicdrive.com * Visit Dynamic Drive at http://www.dynamicdrive.com/ for full source code ***********************************************/ </script> <script type="text/javascript"> // <![CDATA[ var myMenu; window.onload = function() { myMenu = new SDMenu("my_menu"); myMenu.init(); }; // ]]> </script> İSTEDİĞİN YERE <div id="my_menu" class="sdmenu" style="margin-top: 1em"> <div> <span>Online Tools</span> <a href="http://tools.dynamicdrive.com/imageoptimizer/">Image Optimizer</a> <a href="http://tools.dynamicdrive.com/favicon/">FavIcon Generator</a> <a href="http://www.dynamicdrive.com/emailriddler/">Email Riddler</a> <a href="http://tools.dynamicdrive.com/password/">htaccess Password</a> <a href="http://tools.dynamicdrive.com/gradient/">Gradient Image</a> <a href="http://tools.dynamicdrive.com/button/">Button Maker</a> </div> <div> <span>Support Us</span> <a href="http://www.dynamicdrive.com/recommendit/">Recommend Us</a> <a href="http://www.dynamicdrive.com/link.htm">Link to Us</a> <a href="http://www.dynamicdrive.com/resources/">Web Resources</a> </div> <div class="collapsed"> <span>Partners</span> <a href="http://www.javascriptkit.com">JavaScript Kit</a> <a href="http://www.cssdrive.com">CSS Drive</a> <a href="http://www.codingforums.com">CodingForums</a> <a href="http://www.dynamicdrive.com/style/">CSS Examples</a> </div> <div> <span>Test Current</span> <a href="?foo=bar">Current or not</a> <a href="./">Current or not</a> <a href="index.html">Current or not</a> <a href="index.html?query">Current or not</a> </div> </div> [/code]
  12. Kendi web sitemde bir tane oluşturup siteme ekledim;güzel bir site daha bir kaç tane daha yapacağım vakit bulursam.
  13. [size="3"][color="#8B0000"][b]Oluşturduğunuz web siteniz için değişik formatlarda slayt yapma sitesi.Oluşturuduğunuz slaytınızın html kodlarını vermekte sitenize ekleme yapabilirsiniz.İsterseniz siteyi inceleyebilirsiniz.Yaklaşık 15 tane foto desteği bulunmakta ve ses düzenlemesi yapmaya izin vermeyen güzel bir online slayt oluşturma sitesi.[/b][/color][/size] [code]http://www.crazyprofile.com/slide_show/Slide_Show.swf?TB_iframe=true&height=500&width=700[/code]
  14. [center][size="4"][color="#0000FF"][b]Delilikten yatıyom ) [/b][/color][/size][/center] [center][color="#8B0000"][b]Arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar. Adam arabayı ...kenara zor yanaştırır. Sonraki işlem malum... Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker. Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer. Mazgal açılır gibi değil, Bijonlar görünmüyor bile. Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker. Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir; - Ula salaaak! Sen ne yapıyorsun orda öyle? - Sorma birader,lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm. - Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar. Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder. Adam hemern denileni yapar. Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir: - Senin ne işin var tımarhanede? Cevap müthiştir.... - Biz burada delilik'ten yatıyoruz kardeşim, salaklık'tan değil...! [/b][/color][/center] [center][img]http://i.imgur.com/j6meQ.gif[/img][/center]
  15. [center][size="4"][color="#0000FF"][b]Intel, McAfee’nin yeni sahibi oldu[/b][/color][/size][/center] [center][img]http://i.tmgrup.com.tr/tkn/2011/03/01/400x279/403104515368400279.jpg[/img][/center] Intel, 7.68 milyar dolar vererek güvenliğini McAfee ile garantiye aldı. 14 nm çip üretimi için Arizona'da açacağı fabrika için 5 milyar doları gözden çıkaran Intel'in parası harcamakla bitmiyor. Bu sefer de 2009 yılında 2 milyar dolar gelir elde etmeyi başarmasıyla dünyanın en büyük güvenlik firmalarından birisi olduğunu kanıtlayan McAfee'yi satın alan Intel, yazılım ve donanımı tek bir çatı altında toplamayı planlıyor. Geçtiğimiz ağustos ayında duyurulan anlaşma geçtiğimiz gün resmiyete kavuşarak sonuçlandı. Intel'in McAfee için hisse başına 48$, toplamda 7.68 milyar dolar ödediği duyuruldu. McAfee'nin eskiden olduğu gibi çalışmaya devam edeceği duyurulurken bu birlikteliğin ilk meyvaları 2011'in sonlarında piyasada olacak. Intel konuyla ilgili olarak "Bu satın alma yazılım ve donanımın bir firma tarafından kullanıcılar, şirketler ve devletin kullandığı online (serverlar ve bulut bilişim ağları gibi) çalışacak milyarlarca cihazın daha güvenli olmasını sağlayacaktır." açıklamasını yaptı. Intel son birkaç yıldır piyasanın en etkili donanım firması haline gelmeyi kafaya koymuştu. Yaptığı son 2 hamle olan 14 nm fabrikası ve McAfee'nin satın alınması da adeta rakiplerine gözdağı verir nitelikte. McAfee'nin satın alınması, son zamanlarda güvenlik açısından son derece tartışmalı bir konu haline gelen Thunderbolt veri aktarımı teknolojisi hakkındaki güvenlik sorunlarını da ortadan kaldırabilir. [b]teknokulis[/b]
  16. [center][size="4"][color="#FF0000"][b]Görmeyen gözler için saat[/b][/color][/size] [/center] [b]Görme engelliler için dizayn edilmiş Haptica Braille adı verilen kol saati [/b] [center][img]http://i.imgur.com/AbKxq.jpg[/img][/center] Teknoloji, özürleri hafifletmeye devam ediyor. Görme engelliler için dizayn edilmiş Haptica Braille adı verilen bir kol saati. Görmeyen gözlerin, zamana dokunmasını sağlayan analog göstergeli elektronik tabanlı saat, görme özürlülere özel evrensel rakam kodlarını kullanıyor. Bir butona basıldığında zamanı söyleyen dijital saatler düşünüldüğünde Haptica Braille’nin gereksiz olduğu düşünülebilir ama gürültülü bir sokakta dijital bir gırtlaktan çıkan sesi işitmenin oldukça zor olacağı da unutulmamalı. Amerika doğumlu Alman tasarımcı David Chavez tarafından dizayn edilen 4 dijit haneli saat, şık tasarımı ile gayet iyi görebilen insanların bile takmak isteyebileceği tarzda ve sürekli yeni trend arayışında olan kişilere de hitap edebilir. Oldukça faydalı olabilecek konsept kol saatinin seri üretimi için henüz kaynak bulamayan David, bu tip ürünlere kaynak yaratmak isteyenlerin toplandığı yeni nesil ticaret ve patronaj form örneği olan Kickstarter.com sitesindeki destek bekleyen projeler listesine, Haptica Braille kol saati projesini 150 bin dolar biriktiğinde başlaması koşuluyla eklemiş. Eğer siz de projenin ihtiyaç duyduğu finansmanı hak ettiğini düşünüyorsanız site üzerinden bağışta bulunabilir, proje tamamlanıp kazanım elde edildiğinde paranızı geri alabilecek şekilde rehin bırakabilir hatta bazı projelere yaptığınız bağışlarla proje kazancına da ortak olabilirsiniz. [b]teknolojide[/b]
  17. [center][size="4"][color="#FF0000"][b]18 milyon Blogger şokta! Blogspot kapatıldı![/b][/color][/size][/center] [center][img]http://i.tmgrup.com.tr/tkn/2011/03/01/400x279/350192293759400279.jpg[/img][/center] Google'ın ücretsiz blog servisi Blogspot'a erişim Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14.01.2011 tarih ve 2011/156 D iş sayılı kararı ile engellendi. Daha önce de Digitürk'ün şikayeti ile engenlenen Blogspot.com sitesine erişimin engellenmesiyle ilgili Superonline twitter hesabından açıklama yaptı. Superonline'ın açıklaması; "Blogspot.com, Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14.01.2011 tarih ve 2011/156 D iş sayılı kararına istinaden engellenmiştir. Blogspot.com'un kapatılması mevcut tüm servis sağlayıcılarını kapsayan yasal bir zorunluluktur. " [b]İŞTE ENGELLEMENİN YANSIMALARI BÖYLE OLACAK[/b] Superonline tarafından yapılan açıklamada bu engellemenin muhtemel etkileri olarak şunlar sıralandı; - Google web sitesine erişimde sorun yaşanması, - Google analytics, Google maps gibi Google uygulamalarını kullanan portal veya web sitelerinde erişimlerin yavaşlaması, - Google Toolbar yüklü bilgisayarlarda bazı sitelere yavaş erişme, - Web siteleri dahilinde "google search" kullanan alan adlarına erişimde yavaşlama, - Firmanıza ait Google uygulamalarıyla entegre ya da Google Search'a dayalı bir takım uygulamalarınızın bu erişim kısıtlamasından etkilenmesi söz konusu olabilecektir. Google servislerinde yaşanabilecek yavaşlık ve erişim zorluklarının Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanan karar sebebi ile yaşandığını, bu durumun Superonline alt yapısından kaynaklanmadığını bilgilerinize sunarız. [b]SANAL ALEMDE "BLOG'UMA DOKUNMA" HAREKETİ BAŞLADI[/b] Blogspot'un kapatılması ve tüm site kapatmalarına karşı büyük bir tepki oluşumu da hemen başladı. Twitter ve Facebook'ta "blogumadokunma" ismiyle yapılan paylaşımlar ve videolarla başlayan tepkiler büyümeye devam ediyor. Twitter'da şuan "blogumadokunma" etiketi trend konularda ilk sıraya yerleşmiş durumda. Şu anda bloglara erişimler sadece yurtdışı çıkışlı server'lar aracılığıyla gerçekleştirilebiliyor. Bu nedenle birçok blogger, twitter ve diğer sosyal ağlarda birbiriyle blogspot'un açılmasına imkan veren DNS ayarlarını birbiriyle paylaşmaya başladı bile. Buna karşılık forum sitelerinde Digiturk'ün şikayetiyle kapatılan blogspot.com'un erişim engelleme kararına hak verenler de var, eleştirenler de. Peki Digitürk Blogspot'u neden şikayet etti? [b]DİGİTÜRK NEDEN ŞİKAYET ETTİ?[/b] İşte bu sorunun birinci ağızdan yanıtı: Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, Google’ın ücretsiz blog servisi blogspot hakkında ‘kapatma kararı’ alan Digiturk, yaptığı açıklamada, yayın hakları Lig TV’ye ait olan futbol maçlarını gerekçe gösterdi. İşte Digiturk’ün açıklaması: “Tüm kamuoyunun bildiği üzere Digiturk, Türkiye Futbol Federasyonu’nun yaptığı ihale neticesinde yıllık 321 milyon dolar ödeyerek süper toto süper ligi maç yayın haklarını almıştır. Yayın hakları Digiturk’e ve Lig TV’ye ait olan maçlar, bazı internet siteleri tarafından kanunlar hiçe sayılarak yayınlanmaktadır. Kanunların kurumumuza yüklediği bütün yükümlülükler eksiksiz yerine getirilip içerik ve yer sağlayıcılar defalarca uyarılmasına rağmen internetten illegal yayın yapılmasına son verilmemiştir., Son çare olarak yüce Türk mahkemelerine başvurulup illegal yayınları yapan sitelerin verdiği zararın durdurulması talep edilmiştir. Mahkeme yasal olarak her şeyin yapıldığını ve ihlalin hala durdurulmadığını tespit ederek bu sitelere erişimin engellenmesi kararı vermiştir. Bu kararın uygulanması ile birlikte blogspot’ta bazı bloglar’a da erişimde problemler ortaya çıkmış olup, bu problemlerin tek sorumlusu uyarıldığı halde illegal içerikleri yapan sitelerin yayınını ısrarla durdurmayan Google ve Blogspot’tur. Halkımızdan almış olduğumuz destekle Türk futboluna yaptığımız yatırımlarla birlikte, illegal maç yayınlayan kişi yada kişilerle mücadelemiz devam edecektir. Kamuoyuna saygılarımızla sunulur.” [b]Veteknoloji[/b]
  18. Onun listesinde Canouna rumuzlu biri var ortak iş yapıyorlar anlaşılan.Sanırım win 8 adı altında fake birşeyler mi! paylaşıyorlar tüm forumlarda anlamış değilim.İlerki zamanlarda gercekler su yüzüne çıkar.
  19. Bilgileri paylaşan Zukona rumuzlu kişinin web sitesi yoktur.Tüm bilgileri Ivan Zukonov (Zukona) adı altında Twitter'den servis yapılmaktadır.Twitter hesabı olanlar http://twitter.com/Zukona'dan kendilerine ekleyerek paylaşılanlara rahat ulaşabilirler.Bende twitter hesabım olmadığından içeriği göremiyorum.Bilginize sunarım.
  20. [center][size="4"][color="#0000FF"][b]Windows 8'in ilk beta sürümü Eylül'de geliyor[/b][/color][/size][/center] [center][b]Microsoft'un şimdilik Windows 8 olarak adlandırdığımız işletim sistemi ile ilgili sızıntılar arttıkça, çıkış tarihi ile ilgili çerçeve de netleşiyor. [color="#8B0000"]Computerworld Türkiye[/color], 22 Şubat 2011[/b][/center] Kapalı geliştirme sürecinde gelinen noktayı gösteren bir şemanın internete sızmasının ardından yapılan değerlendirmelere göre 3. aşamaya Mart ayında giriliyor. Haziran'da tamamlanması beklenen bu sürecin ardından yaz aylarında girilecek beta sürecinin de sona ermesiyle ilk kez Windows 8 ile tanışacağız. Eylül ayında Microsoft Profesyonel Geliştiriciler Konferansı'nda yeni işletim sisteminin görücüye çıkması bekleniyor. Microsoft'un işletim sistemleri arasındaki yaklaşık 3 yıllık zaman dilimleri göz önüne alındığında da Windows 8'in 2012 sonbaharında kararlı sürüm olarak piyasaya sürülmesi de olasılıklar arasında yer alıyor. Tabletlerin yükselen yaygınlığını dikkate alarak tasarlanacak yeni sistemde arabirimin dokunmatik girişlere daha duyarlı olması sağlanacak. [center][color="#8B0000"][b]Tahmin edile son gelişmeler windows 8 yolunda.[/b][/color][/center] [quote] Windows 7 Post-RTM: [color="#48D1CC"]6.1.76xx.x.winmain.xxxxxx-xxxx[/color] Windows 7 Post-RTM: [color="#48D1CC"]6.1.77xx.x.winmain.xxxxxx-xxxx[/color] Windows 8 Milestone 1: [color="#48D1CC"]6.1.785x.x.winmain_win8m1.xxxxxx-xxxx[/color] Windows 8 Milestone 1: [color="#48D1CC"]6.2.7853.x.winmain_win8m1.xxxxxx-xxxx[/color] Windows 8 Milestone 2: [color="#48D1CC"]6.2.79xx.x.winmain_win8m2.xxxxxx-xxxx[/color] Windows 8 Milestone 3: [color="#8B0000"]Coding will start Feb 28th[/color] Roadmap: M1 / M2 / M3 / Beta1 / Beta2 / RC / RTM [color="#0000FF"]GA: Jan 7th 2013[/color] [img]http://i.imgur.com/vlwkP.jpg[/img] [/quote]
  21. [center][size="4"][color="#4169E1"][b]36 Osmanlı Padişahı Özellikleri[/b][/color][/size][/center] [center][img]http://i.imgur.com/RiO3W.jpg[/img][/center] [center][color="#8B0000"][b]OSMANLI PADİŞAHLARI[/b][/color][/center] [center][size="3"][b] ● ERTUĞRUL GAZİ (HAN) ● OSMAN GAZİ (HAN) (1299-1326) ● ORHAN GAZİ (HAN) (1326-1359) ● SULTAN MURAD HÜDAVENDİGAR HAN (1359-1389) ● SULTAN YILDIRIM BAYEZİD HAN (1389-1402) ● SULTAN ÇELEBİ MEHMED HAN (1403-1421) ● SULTAN İKİNCİ MURAD HAN (1421-1451) ● FATİH SULTAN MEHMED HAN (1451-1481) ● SULTAN İKİNCİ BEYAZİD HAN (1481-1512) ● YAVUZ SULTAN SELİM HAN (1512-1520) ● KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN HAN (1520-1566) ● SULTAN İKİNCİ SELİM HAN (1566-1574) ● SULTAN ÜÇÜNCÜ MURAD HAN (1574-1595) ● SULTAN ÜÇÜNCÜ MEHMED HAN (1595-1603) ● SULTAN BİRİNCİ AHMED HAN (1603-1617) ● SULTAN BİRİNCİ MUSTAFA HAN (1617-1623) ● SULTAN İKİNCİ OSMAN HAN(1618-1622) ● SULTAN DÖRDÜNCÜ MURAD HAN (1623-1640) ● SULTAN İBRAHİM HAN (1640-1648) ● SULTAN DÖRDÜNCÜ MEHMED HAN (1648-1687) ● SULTAN İKİNCİ SÜLEYMAN HAN (1687-1691) ● SULTAN İKİNCİ AHMED HAN (1691-1695) ● SULTAN İKİNCİ MUSTAFA HAN (1695-1703) ● SULTAN ÜÇÜNCÜ AHMED HAN (1703-1730) ● SULTAN BİRİNCİ MAHMUD HAN (1730-1754) ● SULTAN ÜÇÜNCÜ OSMAN HAN (1754-1757) ● SULTAN ÜÇÜNCÜ MUSTAFA HAN (1757-1774) ● SULTAN BİRİNCİ ABDÜLHAMİD HAN (1774-1789) ● SULTAN ÜÇÜNCÜ SELİM HAN (1789-1807) ● SULTAN DÖRDÜNCÜ MUSTAFA HAN (1807-1808) ● SULTAN İKİNCİ MAHMUD HAN (1808-1839) ● SULTAN BİRİNCİ ABDULMECİD HAN (1839-1861) ● SULTAN ABDÜLAZİZ HAN (1861-1876) ● SULTAN BEŞİNCİ MURAD HAN (1876) ● SULTAN İKİNCİ ABDULHAMİD HAN (1876-1909) ● SULTAN MEHMED REŞAD HAN (1909-1918) ● SULTAN MEHMED VAHİDETTİN HAN (1918-1922)[/b][/size][/center] [center][media]http://www.youtube.com/watch?v=grnlp0NfbmY[/media][/center]
  22. Proxy uyugulaması ile bu işin üstesinden gelinebilceğini tahmin ediyorum bence.Altta daha önçe paylaşımı incele ordaki proxy leri kayıt ve dene. [code]http://www.tnctr.com/topic/165636-imageshackus-sorunu-coezuldu/[/code]
  23. [center][size="4"][color="#0000FF"][b] Osmanlı Devletinde Ekonomik Hayat [/b][/color][/size][/center] Osmanlı Türkiyesi’nde, İstanbul’un fethinden sonraki 16. asır boyunca hafif, fakat âdeta muntazam bir enflasyon görülür. Kâğıt para (banknot) ve döviz meseleleri meçhul olduğu için, Osmanlı para birimi akça’daki gümüş miktarının azalmasına enflasyon diyoruz. Büyük enflasyon 1593′te oldu ve 1 akçadaki gümüş miktarı yarı yarıya indirildi. Ama maaşlar, aynı akça sayısıyla ödendi. Gerçekte devletten maaş alanlar, eskisine oranla gelirlerinin yarısını kaybetmiş oldular. [img]http://i.imgur.com/TLbog.jpg[/img] 1593, Osmanlı Cihan Devleti’nin doruğa tırmanışının sona erdiği, doruktan inmeye başladığı yıldır. Bu enflasyonun sebepleri çeşitlidir. Devletten maaş alanların, üretim yapmaksızın sadece vakıf geliriyle geçinenlerin sayısı çok şişmiştir. Devlet gelirleri, olur olmaz kişilere fazlasıyla dağıtılmıştır. 1593′e doğru Fas Sultanlığı ve Polonya Krallığı’na kadar birçok ülkeyi himayesine alan imparatorlukta, artık büyük fetihler ve zaferler dönemi kapanmıştır. Ganimet geliri çok azalmıştır. Refah yaygınlaşmış, kolayca lüks yaşama alışkanlığına dönüşmüştür. Olur olmaz kişiler, Kâtib Çelebî’nin tabiriyle “pâdişâhâne” giyinmeye, ziyafetlere, harcamalara alışmışlardır. Asayiş durumu eski mükemmelliğini yitirmiş, bundan etkilenen üretim düşmüş, ticaret zedelenmiştir. Nüfus artmıştır. Köylerden şehirlere akış olmuş, şehre gelen köylü, uyum sağlamak hevesiyle, pahalı alışkanlıklar edinmiştir. [img]http://i.imgur.com/vfTY2.jpg[/img] Şeyhülislâm Hoca Sâdeddin Efendi, Hâce-i Sultanî Ömer Efendi, Sultan II. Osman, Koçi Bey, Kâtib Çelebi, Sultan IV. Murad, Köprülü Mehmed Paşa gibi reformistler zuhur etmiştir. Bunlar devleti, kendi içinde düzenlemeye çalışmışlardır. Hedefleri, az mübalağa ile söyleyeyim ülküleri, devlete Cihan Hakanı Kanûnî Sultan Süleyman dönemindeki (1520-1566) dirlik ve düzenliğini kazandırmaktır. Diyebilirim ki, Sadrıâzam Dâmâd Nevşehirli İbrahim Paşa’nın iktidara gelmesine kadar (1718), dış faktörler kâle alınmamıştır. Hâlbuki dış faktörler de geçerliydi. Osmanlı’nın egemen olduğu Akdeniz, dünya ticaretindeki kapital ağırlığını, okyanuslara bırakmıştı. Amerika madenlerinden Avrupa’ya gümüş akıyordu. Avrupa, Osmanlı’nın birçok teknolojik üstünlüğüne erişmişti. Artık, hemen hemen Osmanlı derecesinde top dökebiliyor, kale yapabiliyor, tabya yapabiliyor, kumaş dokuyabiliyordu. Ham madde bakımından Avrupa’nın Osmanlı’ya bağımlılığı ise devam ediyordu. 1593 yılından günümüze kadar, Türkiye’de memur maaşları sürekli indi, azaldı, küçüldü, ufalandı, nihayet devlet haysiyetiyle bağdaşmaz derekeye düştü. Zira tıpkı vaktiyle olduğu gibi, bugün de memur sayısı çok arttı. İstihdam politikası vasıtası hâline geldi, rasyonelliğini kaybetti. Tabiatıyla, tıpkı eskiden olduğu üzere, memur kalitesi de düştü. Hem yüksek bürokraside, hem yeni girişlerde… Buna rağmen imparatorluk, denebilir ki yıkılışına kadar, memuruna, devletin prestijini koruyacak derecede maaş vermeye gayret etti. En gelişmiş ve zengin devletlerle Osmanlı’daki maaş farkları büyük değildi. 1900 yılında en büyük devlet olan İngiltere’de, korgeneral maaşı 165 altın, Osmanlı’da 100 altın idi. Albay, İngiltere’de 27- 32, Osmanlı’da 25 altın alıyordu. Ancak küçük rütbelerde Osmanlı, artık Batı ile dengeyi tutturamıyordu. Önyüzbaşı Osmanlı’da 12, İngiltere’de 20-25,5 yüzbaşı Osmanlı’da 5, İngiltere’de 17- 19,5, üsteğmen Osmanlı’da 2,5, İngiltere’de 9,5-11, teğmen Osmanlı’da 2, İngiltere’de 7,5-9,5 altın maaşlı idi. Osmanlı’da sivil bürokrasi de, üniformalı bürokrasi gibi rütbe taşıdığı için, mülkiye ve ilmiye sınıflarındaki eşit rütbe sahibi görevliler, aynı durumda idiler. Sadırâzam (imparatorluk başbakanı) maaşı, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde, daha önceleri de olduğu gibi, değişiktir. Her sadrıâzam atanmasında, maaşı da belirtilirdi. Bu son dönemde en düşük sadrıâzam maaşının 250 altın, en yüksek maaşın ise 2.500 altın olduğu görülür. O dönemin 1 altını, bugünün 1 altını değildir. Hayat ve bütün zarurî maddeler, kira ve mülk fiyatları çok düşüktür. 1 altının son Osmanlı dönemindeki satınalma değeri hakkında bir fikir edinmek için, yaklaşık 7 gram altın olan 1 altın liranın bugünkü değerini 2,5 ile çarpmak tavsiye edilebilir. [img]http://i.imgur.com/LeKNX.jpg[/img] Osmanlı İmparatorluğu, dost devletlere sürekli para, mal, silâh yardımı yapmıştır. 1854′e kadar tek kuruş dış borçlanmaya girmemişken, bu tarihten itibaren Avrupa devletlerine borçlanmaya başlamıştır. Dış borç ve faizlerinin, buna ilâveten savaş tazminatlarının ödenmesi, son yarım asrında Osmanlı maliyesini bunaltmıştır. Bütün bu faktörlere rağmen Osmanlı, 1912 Balkan felâketine kadar, ucuzluk, bir ölçüde refah içinde yaşadı. 1843′te imparatorluğun en pahalı şehri olan İstanbul’da, bir kişi, 10 para ile günde 3 öğün yemek yiyebilmektedir (Gerard de Nerval, s. 60, 66). 10 para, 1 altının 400′de biridir. Birkaç altına gene İstanbul’da, hiç de kötü bir semtte olmamak üzere, müstakil ev satın alınabilmektedir. 1908′de Temmuz ayında başlayan enflasyon, 1912 Ekimi’ne kadar hafif bir seyir takip etti. Ekim 1912-Mayıs 1913 yükselişi büyük oldu ve halkın canı yandı. Mayıs 1913-Temmuz 1914′te tekrar hafifledi. Temmuz-Kasım 1914 arasındaki 3,5 ay içinde yüzde 50 oldu ki, yıllık hesaplanırsa korkunçluk derecesi anlaşılır. Artık Osmanlı, dönüşü olmayan bir yola girmişti. Yöneticilerinin kısır görüşlülüğü yüzünden Birinci Cihan Savaşı’na (1914-18) bulaşmıştı. Halkta, yönetime güven kalmadı. Altını olan, yatağının altına attı. İhtikâr ve bir kısmı adetâ devletin himayesinde olmak üzere korkunç yolsuzluklar oldu. 1913′te şekerin kilosu 20 paraya (1 altının 200′de 1′i) çıktığı zaman, halk feryadı bastı. 1916 Ağustos’unda francalanın kilosu 16 kuruşa fırladığı zaman ise, artık ses seda çıkmadı. Zira 16 kuruş verecek o kadar az insan vardı ki… Pahalılık, sosyal âfetleri başlattı. İstanbul orta sınıfında ahlâkî çöküntü başladığı işitildi. O orta sınıf ki, dürüstlük bakımından, yüksek sınıftan çok daha titizdi. Anlı şanlı vezir ve kazasker ailelerinin kızlarının, nereden çıktığı belirsiz, dedesinin adını bilmeyen savaş zenginleri ile evlendikleri görüldü. Verem ve dizanteri dehşet saçmaya başladı… [img]http://i.imgur.com/vLD40.jpg[/img] 1911-1922 sürekli savaşlar döneminde, hangi devletlerle savaştığımızın listesi bile bugünkü nesil için şaşırtıcıdır: İtalya, Karadağ, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan, İngiltere, Fransa, Romanya, Rusya, Ermenistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Güney Afrika… Listenin eksikliği için sevgili okuyucularımdan özür diliyorum. Cihan savaşından Türkiye ordusu, maliyesi, insanı, köyü ve şehri iflâs etmiş durumda çıktı (1918). İmparatorluğun nüfusu 1915′te 29 milyon kadardı. Bu yılın savaş harcamaları 83 milyon lira idi. Henüz 1 TL, 1 altın veya ona yakın değerde idi. Ancak altın para giderek tedavülden uzaklaştı. Hükümet de topladı, halk da sakladı. Banknot emisyonu arttırıldı ve kâğıt lira ile altın liranın değerinin arası gittikçe açıldı. 1917 Ağustosu’nda imparatorlukta banknot emisyonu 80 milyon lirayı buldu. Buna karşılık, sadece 3 yıl içinde 40 milyon altın piyasadan çekilip gizlendi. Böylesine bir malî denge içinde savaş bütçesinin 83 milyon altın olarak tesbiti, rikkat ve heyecan verir. Yabancı altınlar gibi yabancı banknotlar da geçerli idi. Fakat Alman markı biriktirenleri 1918 sonunda yıkım bekleyecektir. Zira savaş sonunda markın değeri kalmamıştır. Yolsuzluk ve rüşvet yaygın hâle geldi. Sefalet başladı. Francaladan başka ekmek yemeyen nazlı İstanbul halkına, kişi başına 150 gram süpürge tohumu karıştırılmış kara ekmek veriliyordu. Tarihte ilk ve son defa, İstanbul halkında açlıktan ölüm başladı. Yolda açlıktan düşüp ölenleri, belediye çöpçüleri topluyorlardı. 1917 içinde kâğıt para, tedavül eden altını geçti. 1.000 liralık kupürler de vardı. Savaştan sonra altınla alış veriş tarihe karıştı. Ancak gümüş sikkeler Cumhuriyet döneminde de uzun müddet kullanıldı. 1930′larda çok güzel basılmış Osmanlı gümüş mecîdiyeleri (20 kuruş, altının beşte biri), yarım ve çeyrek mecidiyeler (10 kuruş ve 5 kuruş) hâlâ geçerli idi. [img]http://i.imgur.com/MPTGC.jpg[/img] Birinci Cihan Savaşı patlamadan birkaç ay önce, 1914 yazında 1 TL=3,70 dolar=18,45 mark=17 İsviçre Frangı idi. 1917′de savaş içinde bile 1 Türk Lirası banknot alabilmek için 4 Amerikan dolarına yakın ödemek gerekiyordu. Ve bu parite, 1908 öncesi Osmanlı Lirasının değerine nisbetle, Türk parası aleyhine yıkım sayılıyordu (Mandelstem, Le Sort de l’Empire Ottoman, Paris 1917, s. 157-. 11 Haziran 1916 tarihli Paris’in Temps gazetesi, Fransa’nın savaş hâlinde bulunduğu Osmanlı devleti aleyhine şu haberi yayınladı: “Türkiye’nin Haleb, Şam, Beyrut eyaletleri ile Lübnan ve Kudüs sancaklarında (il) 1 İngiliz lirası (sterlin)=137 Türk kuruşuna fırladı. Osmanlı hükümeti, 1 sterlin=l TL paritesinde direniyor. Fakat 37 kuruşluk karaborsa farkını ortadan kaldırmaktan âcizdir. Osmanlı ekonomisinin mahva doğru gittiği bu şekilde açığa çıkmaktadır.“ 1908′den önce nazarî olarak 1 Osmanlı altın= 1 Osmanlı banknotu idi ve her ikisine de lira (altın lira, kâğıt lira) deniyordu. Gerçekte 1 altın alabilmek için 1 banknotun üzerine birkaç kuruş sarrafiye ödemek gerekiyordu. Savaş (1914-18) içinde 1 altın alabilmek için İstanbul’da 3, Anadolu’da 4, imparatorluğun Arap vilâyetlerinde 5 Türk banknotu ödemek icab ediyordu. Cumhuriyetin ilânında (1923) 1 altın= 7 TL şeklinde idi. Ve TL hâlâ dolardan değerli idi: 1 TL=0,80 dolar. Altın paritesinin ilk cihan savaşı ile sona erdiğini bütün diğer belli başlı dövizlerin pariteleri arasındaki farkın gittikçe açılması, bambaşka bir bahistir. Ekonomik çöküntünün diğer bir sebebi, halkın varlığına devletçe el konulmasıdır. Bunu önce 1914′te Enver Paşa yaptı. Seferberlikte, tüccarın mağazalarına, dükkânlarına girildi. Ordunun hiçbir işine yaramayacağı aşikâr bulunan havyar ve bebek patiğine kadar her şeye el kondu. Sonra 1921′de Yunan, Sakarya’yı geçtiği zaman, Türkiye Büyük Millet Meclisi, mecburen aynı yönde karar aldı. 1914 yazında İstanbul halkı, pahalılıktan çok şikâyetçi idi. Hâlbuki daha büyük felâket patlamamış, Harb-i Umûmî başlamamıştı. Gazeteler, dergiler, artık hâkan-ı sabık (eski imparator) dedikleri Sultan Abdülhamid’i yermekten usanmışlar, onun devrindeki ucuzluğu, rahatlığı, bolluğu, barışı göklere çıkaran yazılar yayınlıyorlardı. Gerçekten 1908 Türkiyesi, ucuzluk cenneti idi. İhtikâr, karaborsa bilinmiyordu. Sadece ezelî derd olan rüşvet vardı. [img]http://i.imgur.com/zrBPF.jpg[/img] 1914 yazında şekerin kilosu 20 paraya (yarım kuruş) fırladığı zaman, halk, Sultan Hamid devrinin fiyatlarıyla mukayese ederek şikâyet etti. Ama şeker 1916 Ağustos’unda 60 ve 1917 Temmuz’unda 120 kuruşa (1,2 altın) fırladı. Bir bidon gaz (16 kg) 50 kuruş (yarım altın) oldu. Dolayısıyla İstanbul bile karanlıklara gömüldü. Zira elektrik ancak zengin evlerinde, Beyoğlu, Şişli gibi semtlerde vardı ve havagazı ile aydınlanma da bütün şehre yayılmamıştı. Tekrar mum devrine dönen İstanbul, zamanla mum da bulamadı. Çıra, onu bulamayınca ağaç yakarak aydınlanmaya başladı. Vaktiyle Pâytaht-ı Cihan denen belde, mağara devri şartlarına dönmüştü. Zira petrolün bidonu 1917′de 250 kuruş (2,5 altın) oldu. Bütün siyasî partilerimizin atası olan iktidardaki İttihâd ve Terakkî’nin organı gazete şöyle yazıyordu: ”Gecelerinizin karanlık geçtiğine üzülmeyiniz. Yakında zaferin ışıklarıyla bütün Osmanlı dünyası aydınlanacaktır!”. 1916 Kasım’ında İstanbul kasapları dükkânlarını kapattılar. Zira satacak et yoktu. İstanbul’a hayvan gelmiyordu. O zamana kadar Osmanlı toplumunda asla görülmemiş bir problem oluştu: aile fertlerinin ölmesiyle kimsesiz kalan ve akrabaları olsa da onlar tarafından ekonomik şartlar dolayısıyla kabul edilmeyen, terkedilmiş çocuklar… Bu problem, Türk toplumunda, Avrupa’dan asırlarca sonra başlamış oldu. 1917 yılının ilk yarısında, yalnız İstanbul’da böyle 20 bin çocuk bulunup hükûmetin koruması altına alındı. Komşuları tarafından kabul edilmeyen çocuklar… Osmanlı toplumunda böyle bir yüzkarası kesin şekilde görülmemişti. Dehşetli bir sosyal kopukluk oldu. Her fert kendini kurtarmaya çalışıyordu. Kimse başkasının derdiyle ilgilenmiyordu. 24.3.1917 kararnamesiyle, İstanbul’da halka kişi başına karne ile kilosu 20 kuruştan ayda 150 gram şeker ve kilosu 10 kuruştan 300 gram kuru fasulye veriliyordu. Osmanlı ticareti, tarımı, madenleri, sanayi-i mahvoldu. Ama hepsinden vahîmi, o kadar yüz senelik devlete mutlak güven, temelinden sarsıldı…
  24. [center][size="4"][color="#FF0000"][b] Osmanlı'da Aile Hayatı [/b][/color][/size][/center] Bir milletin aile yapısı sağlam ise, devlet yapısı da sağlam ve uzun ömürlü olur. Bunun en güzel örneği; Osmanlı Toplumudur. Zaman zaman devlet bünyesinde görülen çatlaklar, isyanlar aile sayesinde toplumun geneline sıçramış ve bu millet en zor dönemlerinde bile içinde bulunduğu halden sağlam aile yapısı sayesinde rahatça silkinip ayakları üzerinde durmasını bilmiştir. Bizim konumuz olan ‘Osmanlı Ailesi’ çok geniş içerikli bir kavramdır. Bu kavramın içinde her şeyden önce imparatorluğu yöneten ‘hanedan’ girer. Bunun dışında Tuna kıyısında yaşayan Hıristiyan ve Bulgar aileler gibi hicaz da yaşayan Araplar, Anadolu’nun Sünni şerhli, Alevi köylü, Türkleri, Kürt aşiretindeki aile, adalı ve Egeli Rumlar, Müslümanlar Yahudi aileler hepsi Osmanlı ailesidir. Osmanlı aile yaşamındaki farklılıklar dini olmaktan çok bölgeseldir. [img]http://i.imgur.com/UxJYN.jpg[/img] [size="3"][color="#FF0000"][b] Osmanlı da ev hayatı; [/b][/color][/size] Osmanlı evleri genelde ahşaptır. Bahçesi vardır. Apartman sistemi yoktur. Kirada azdır. Ev umumiyetle oturanın malıdır. Eşya az ve basittir.büyük evlerde ve konaklarda haremlik ve selamlık kısımları vardır. Osmanlı evi çok temizdir.ayakkabı eve girerken çıkarılır. Bahçesinde muhakkak bir yeşillik bulunur. Osmanlı ailesinde zina yoktur.annesi babası ölmüş çocuk olabilir. Hemen en yakın akrabasına sığınır. Bu yüzden yetimhane diye bir şey bilinmez. [size="3"][color="#FF0000"][b] Osmanlıda çekirdek aile ve konumuna baktığımızda; [/b][/color][/size] Günlük yaşam ve üretimde Osmanlı ailesi çekirdek ailenin yaşam kalıplarından çok büyük ailenin yaşam ve üretim kalıplarına uymaya meyillidir. Çekirdek aile hayatın sürdürülmesi için uygun bir aile tipi değildir.ailenin üretimi, yıllık tüketim stoklarını hazırlanması, kırsal alandaki iş bölümü, ailenin güvenliğinin sağlanması bakımından üç kuşağın bir arada barınması gerekir. Bu kültür mirasının aktarımı içinde gereklidir. Aile içi eğitimde çocukların eğitimi kuşaklar tarafından yerine getirilir. Tüketime yönelik malzeme yiyecek, giyecek birlikte üretilir. Aile ferdin hayatında bağlarının hiç gevşemeyeceği temel ve tek kurumdu.her sorun orda çözülür, her destek orda bulunurdu.ailenin korunması, parçalanmaması en çok dikkat edilen husustu. [img]http://i.imgur.com/MWQ4e.jpg[/img] [size="3"][color="#FF0000"][b] Osmanlı ailesinin yaşadığı mahalleler;[/b][/color][/size] Osmanlı şehirlerindeki mahallerde sınıf ve statü farkları biçimlenmemişti. Bir paşanın konağının karşısında bir katibin evi bulunabiliyordu. Bütün insanlar birbirleriyle her gün karşılaşır, etiket farklılıklarına rağmen muhatap olurlardı. 18.yy. ve hatta 19.yy. başlarında bile toplumsal sınıflanmaya göre belirlenmiş bir mahalle yoktu. 19.yy.’ ın ilk yarısına kadar mahalleleri yöneten imamlardı, padişah beratı ile tayin edilmekteydi. Doğum, ölüm gibi nüfus kayıtlarını tutarlardı. Zamanla mahalle imamları bu son görevlerini kötüye kullanmışlar ve hakkıyla yerine getirememişlerdir. Osmanlı tebaası ailenin ve mahallenin gözünü ve kulağını üstünde hisseder, evlerin ince duvarları dışarısının duyamayacağı bir sesle konuşmayı icap ettirir. Hane halkı mahalle halkına göre yaşar. Mahalle bir idari birim olmaktan çok bir sosyal birimdir. Osmanlı ailesi ile bir bağ içerisindedir. Doğum, evlenme, ölüm mahalleyi ortaklaşa ilgilendiren ve dayanışmaya sevk eden olaylardır. Bir mahallede akrabalık ve hemşerilik önemlidir. [size="4"][color="#FF0000"][b] TOPLUMSAL TABAKALARI İTİBARİYLE OSMANLI AİLESİ[/b][/color][/size] Osmanlı toplumunda bir aristokrasi yoktur. Üretici ve denetici veya yöneten ve yönetilen sınıfları vardır. Kast sistemi, imtiyazlı sınıfları devam ettiren bir evlilik düzeni, evlilikle doğan soyluluk söz konusu değildi. [size="3"][color="#FF0000"][b]Osman oğulları hanedanı; [/b][/color][/size] Boyunca hiç kimse Osman oğulları ailesini uzaklaştırmayı ve tahtlarına geçmeyi düşünmedi. Osman oğullarına bir kutsallık atfedilmiştir hakimiyet onlarındır [img]http://i.imgur.com/GwBGI.jpg[/img] [size="3"][color="#FF0000"][b] Altı Asır[/b][/color][/size] Osmanlılar 16. asırdan sonra doğulu Müslüman hanedanlarla evlilik bağı kurmadılar. Padişah oğulları cariyelerle padişah kızlarda yabancı ve yerli hanedan olmayan devşirme paşalar veya halktan çıkan rütbe sahipleriyle evlendi. Sultanlar kötü muamele, saygısızlık etme, uygunsuz yaşamak gibi nedenlerle bir sultan kolayca koca boşama talebinde bulunurdu. Padişah eşleri padişah validesi olmadıkça sultan unvanı taşımazdı. Osmanlı hanedanı 16. asırdan itibaren başka hanedanların kadın üyeleriyle siyasi evlilik sistemi terk etmişlerdir. Osmanlıda padişah anneleri de pek çoktur. Bu cariyelerin cahil kadınlar oldukları söylenmektedir, öyle olanlar var ise de ortalamanın üstünde eğitim görenler vardır. Osmanlı sarayında Enderun gibi ‘harem’ genç cariyelerin eğitildiği bir kurumdur. [img]http://i.imgur.com/v6JHo.jpg[/img] Osmanlı haremine gelen cariyeler mutlaka padişah ve şehzadelere sunulmak için gelmezdi. Harem keyif ve zulüm yeri değildir. Osmanlı hükümdarlarının aile ocağıdır. 19. yy. dan sonra Osman oğullarının ailesini yaşadığı saray harem sulatanların yaşam ve eğitimi değişim ve gelişme geçirmektedir. Bu değişim Avrupalılaşma, batılılaşma tarzında olmuştur. [size="3"][color="#FF0000"][b] Ulema aileleri,[/b][/color][/size] Osmanlıda seçkin aileler grubu içinde Müslümanlar arasında ilmiye sınıfı gelir. Burada azda olsa ulema efendilerinin kızlarına değineceğim. Çünkü Osmanlı cemiyetinde ulema sınıfından olan babaların kızlarını eğitmeleri ve bu sınıfa mensup kızların cemiyet içindeki yerleri ve davranışları ilginç ve az bilinen bir konudur. Genelde bu sınıfın muhafazakar bir dünya görüşüne sahip oldukları,bu tutumla kızlarını okutmadıkları ve eve kapattıkları düşünülür.ancak yapılan araştırmalarla bu sınıfın kızlarının hiçte öyle olmadığı ortalamanın üstünde eğitim gördükleri babaları ve kocaları tarafından şımartıldıkları anlaşılmaktadır. Türk tarihinde okumuş kadın öncülerinin bu sınıftan çıktığı görülmektedir. Modernleşme hareketlerinde öncü rol oynamışlardır. [size="3"][color="#FF0000"][b] Gayrimüslim aileler,[/b][/color][/size] Osmanlıda Bizans tan ve çok eski devirlerden gelen aileler devleti Alliye nin değer verdiği aileler olmuşlar belirli devlet hizmetlerinde çalışmışlar imtiyazları ve saygınlıkları vardır ancak bu hukuki bir imtiyaz ve kontrata dayanmadığı için soylulukları söz konusu değildir. Osmanlı devletinde yaşayan Rumlar Osmanlılığı benimseyen ve Osmanlı tarzı hayatına bağlı ailelerdir. Osmanlı kültür çevresinde kalan Rum aristokrasisi renkli kökenleri, Avrupa ya açılmışlıkları ve muhafazakarlıkları ile Osmanlı seçkin aileleri içinde önemli bir yere sahiptirler. Rumlu kadınlar Osmanlı imparatorluğu üst sınıfına mensup hemcinslerinin hayat tarzı ve kültürel kalıplarını paylaşmışlardır. [size="3"][color="#FF0000"][b] Osmanlıda Evlilik Dışı İlişkiler; [/b][/color][/size] Bütün geleneksel toplumlarda olduğu gibi Osmanlı toplumunda da evlilik dışı ilişkiler tepki ile karşılanıyordu. İslam hukukuna göre zina yaptığı sabit olan kadın taşlanırdı buna recm denilirdi. Ancak Osmanlının daha ilk dönemlerinde bu cezanın uygulanmasını adeta imkansız hale getiren hükümler göze çarpıyor. Mahalleli uygunsuz ilişki kuran insanların evine baskın yapıp onları teşhir ve alayla mahkemeye getirdiklerinde verilen hüküm zina isnadı şeklindedir. Kürek ve hapis cezaları verilmiştir. Mesela 1589 yılına ait bir olay, bir imamın karısının Hızır nam kimse ile ilişki kurduğu ve basıldıkları için Hızır müebbet kürek cezasına kadın da müebbet hapse mahkum olmuştur. Recm cezası Osmanlı tarihinde bir kere verilmiş ve uygulanmış ancak hiç hoş karşılanmadığı için bir daha tekrarlanmamıştır. Babasız çocuk doğuran veya nikahsız yaşayan kadınlar toplumca hoş karşılanmamıştır.Osmanlı şehirlerinde konut bölgesinde bekar nüfusun bulundurulmamasına gayret edilmiştir. [size="3"][color="#FF0000"][b]Ailede ölüm,[/b][/color][/size] Osmanlı toplumunda ölüm aile mensuplarını, akrabayı ama her şeyden önce mahalle halkını ilgilendiren bir olaydı. Ölüme define cemaat şahitlik eder ve cenazeyi kaldırmakla bunu tasdik ederdi. Tören ve duanın yapılması hane halkı ve misafirlerin ağırlanması dua ve cenaze yemeği her dinden Osmanlıları birbirine bağlayan müşterek adetlerdir. [size="3"][color="#FF0000"][b] Çokeşlilik,[/b][/color][/size] Osmanlı ailesinin çok eşli bir düzene dayandığı yaygın bir görüştür. Fakat yanlıştır bu durum hoş karşılanmazdı ne gayri ahlaki nede gayri kanuni bir durumdur. [size="3"][color="#FF0000"][b]Ailenin Günlük Yaşamı;[/b][/color][/size] [size="3"][color="#FF0000"][b] Çocuk; [/b][/color][/size] Osmanlı toplumunda ailenin günlük yaşamı çocuklarını eğitimi ve beslenmesi, karı koca ilişkileri ve hayatın yükünün paylaşılması, evin idaresi sağlık ve beslenme sorunlarının çözülmesi gibi gündelik uygulama etrafında oluşur.çocuk ailesi devam ettirecek temel unsurdur ve hayat onun etrafında oluşur. Çok çocuklu aile sayısı kentte pek az kırsal bölgede daha yaygındır. Osmanlı ailesinde çocuk babanın hukuki denetim ve velayeti altındadır. Eğitim Osmanlı toplumunda her din mensubunun önem verdiği kurumdu. Çocuk üzerinde ailenin, akrabaların, mahalle ve cemaatin kontrolü vardır. Doğan çocuğu aile kadar herkes kutlar edepsizlik eden çocuğu herkes kınar yani çocuk aile ve cemaatin ağırlığını üstünde hisseder. [img]http://i.imgur.com/k8til.jpg[/img] 19.yy.’ a kadar her cemaat daha çok dini eğitim çerçevesinde okullarını kurmuştur. Müslüman çocuk, mahalledeki hocanın öğrettiği sıbyan mektebine, Musevi çocuk sinagogun yanındaki ‘heder’ denen küçük okula Hıristiyan papazların eğitimine bırakılıyordu. Devlet bu çocuk konusunda aileye gereken yardımı gösteriyordu. İkiz, üçüz olursa maaş bağlamak gibi kimsesiz çocukların birbirinin yanına verilerek maaş bağlanması gibi. [size="3"][color="#FF0000"][b]Toplumsal Alanda Kadın ve Erkek;[/b][/color][/size] Osmanlı toplumunda kadın ve erkek genelde birazda bulunmaz. Erkek veya kadın cemiyeti olarak ayrı türenler, ayrı eğlenceler tertip ediliyordu Dayak konusunda Osmanlı toplumunda hiçbir zaman tasnif edilmeyen bir davranış olmuştur. Mahkemelerce cezasız bırakılmamıştır. [size="3"][color="#FF0000"][b]Ailenin Tüketimi;[/b][/color][/size] Osmanlı hayatında tüketim kısıtlıydı. Örneğin; ayna lüks eşyadan sayılırdı. Osmanlı ailesi tükettiğini kendi üreten bir birimdir. Ailenin kadınları yüksek düzeyde bir üretim faaliyetinde bulunuyordu. Osmanlı devleti çok mütevazı bir memleketti. Hiçbir zaman Ankara’da muhteşem konaklar olmamıştı. Mevcut binalar son derece mütevazı hayatın yaşandığı küçük konaklardı. Mahalli malzeme kullanılırdı. [size="3"][color="#FF0000"][b]Ailenin Hizmetlileri; [/b][/color][/size] Çok fakir olmadıkça orta sınıf halkın dahi evinde yardımcıları vardı. Köleler sarayda ve konakta kullanılırdı. [img]http://i.imgur.com/VcQns.jpg[/img] Osmanlı toplumunda evlatlık alma olayının her zaman olumlu işlemediğini belirtmek gerekir. Evlatlık kızlardan vakti gelince evlendirilenler olduğu gibi nesiller boyu ailenin çocuklarına boğaz tokluğuna bakan ve sonunda ihtiyar halinde bir köşede bırakılanlar olmuştur. [size="3"][color="#FF0000"][b]Ailenin Sağlığı;[/b][/color][/size] Üfürükçülük ve batıl inanç her toplum gibi Türk toplumunda da vardı. Kadın değersiz görüldüğü için ailenin ona tıbbi hizmet vermediği yanlıştır. Kırsal kesim haklıda dahil tıbbi hizmetlerden kadın erkek elinden geldiğinde yararlanmaktadır. [size="3"][color="#FF0000"][b] Beslenme Biçimleri;[/b][/color][/size] Yerli ve yabancı bazı kimseler Osmanlı denen zenginliği İstanbul’la sınırlandırmak eğilimindedir. Ancak bu zenginlik başkentte ve saray çevresi ile sınırlı değildir. Diğer bölgelerde yemek kültürü bakımından birbirleri ile yarışır durumdadır. Anadolu 17.yy’ da bölgeler arası giden tüketim maddesi değişimi yapılmaktadır. Anadolu kentlerinde ekmek evde pişirilirdi. Şeker olarak akide tatlı olarak helva kentlerde bulunurdu. Ev kadınları turşu, makarna, reçel, salça gibi şeyleri evde hazırlarlardı. [media]http://www.youtube.com/watch?v=49jUx4o-2oQ[/media]
  25. [center][color="#0000FF"][b]Otağ kurulmadan önce bu Osmanlı Devleti'ni Anlatan Program inçelemenizi tavsiye ediyorum.[/b][/color][/center] [center][size="4"][color="#8B0000"][b]Osmanlı Devleti'ni Anlatan Program [/b][/color][/size][/center] [center][img]http://i.imgur.com/46L1L.jpg[/img][/center] “Osmanlı’ya iki kıta üzerinde hükmetmek yetmez. Zira Allah’ın azmi iki kıtaya sığmayacak kadar büyük bir davadır. Selçukluların varisi biz olduğumuz gibi, Roma’nın da varisi biziz.” Orhan Gazi’nin oğlu Murad Bey’e nasihati Kuşkusuz böylesine büyük bir devletin bu kadar uzun ömürlü olmasını yalnızca askeri güçle açıklamak mümkün değildir. Osmanlı Devleti’ni cihan devleti ünvanına layık kılan unsurların başında temelini dayandırdığı ve gücünü aldığı manevi değerler gelmektedir. Herşeyden önce Osmanlı Devleti, devletin kurucusu olan Osman Gazi’ye Şeyh Edebali tarafından verilen şu öğütler üzerine bina edilmiştir: Ey oğul, artık Bey’sin! Bundan sonra öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize, hoşgörmek sana. Anlaşmazlıklar bize, adalet sana. Haksızlık bize, bağışlamak sana. [center][img]http://i.imgur.com/XH1Me.jpg[/img][/center] [center][code]http://rapidshare.com/files/70079450/Osmanl__Devleti.part1.rar http://rapidshare.com/files/70093414/Osmanl__Devleti.part2.rar http://rapidshare.com/files/70096982/Osmanl__Devleti.part3.rar[/code][/center] [center][img]http://3.bp.blogspot.com/_4cubVjDyyag/TG6PVJn-W6I/AAAAAAAAAFA/OFfpTLxxtRE/s320/100.JPG[/img][/center]
×
×
  • Create New...