Jump to content

mucit41

Üye
  • Posts

    3550
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    12

Posts posted by mucit41

  1. 130212_iphone6.hlarge.jpg

     

    Yeni yılla birlikte Apple ve yeni ürünlerine yönelik söylentiler hız kazandı.

     

    Son olarak Apple’ın, iPhone 6 modelinin üretimi için son hazırlıkları tamamladığı ifade edildi.

     

    iPhone 6’nın 2013’ün Haziran ayında piyasaya sürüleceğine yönelik haberler daha önce gündeme gelmişti.

     

    TASARIMLAR DEĞERLENDİRİLİYOR
    ABD merkezli teknoloji danışmanlığı şirketi Jefferies’in analisti Peter Misek, Apple’ın yeni iPhone tasarımıyla ilgili çizimleri değerlendirmeye başladığını söyledi.

    Teknoloji dünyasında isminin iPhone 5s olacağı söylenen yeni modelin tasarımına yönelik söylentiler de hız kazandı.

    FARKLI RENK SEÇENEKLERİ
    Modelin 4,8 inç genişliğinde ekran genişliği olacağı ifade edildi.

    Yeni modelin geliştirilmiş yüksek çözünürlüklü kamerası olacağı da dedikodular arasında.

    Apple’ın yedinci nesil mobil cihazının pembe, sarı, mavi, yeşil, mor, gri, kırmızı ve gümüş rengi seçeneklerde olabileceği belirtildi.

    Daha önce çıkan haberlerde iPhone 5s ya da iPhone 6 olarak bilinen modelin plastik kasaya sahip olacağı söylenmişti.

     

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25421518/#storyContinued

     

  2. ESET, Facebook üzerinden poker oynayan kişilerin giriş bilgilerini çalan bir truva atını tespit etti.

     

    “Poker Agent-Poker Ajanı“ adı verilen truva atı ile 16 bin kişinin Facebook hesaplarına erişildiğini bildiren ESET, bu amaça ulaşmak için 800 virüslü bilgisayardan oluşan geniş bir botnet ağı oluşturulduğunu tespit etti.

    Doğrudan Facebook giriş bilgilerini elde etmeye odaklanan “Poker Ajanı”, bu hesaplar üzerinden popüler poker sitesi “Texas Holdem Poker”deki kullanıcıların  oyun skorlarına ulaşmaya çalıştı. Saldırganlar, poker oyunundaki kredilerini arttırabilmenin yanı sıra bazı kişilerin Facebook hesap ayarlarında bulunan kredi kartı bilgilerine de ulaşmayı hedeflediler. Oyunun, PayPal hesabını kullanarak kredi kartından gerçek para kullanma özelliği de bulunuyor.

    ESET'in tespitlerine göre kullanıcıların giriş bilgilerine ulaşmak için, hepsi virüslü ve saldırganlar tarafından kontrol edilen 800 bilgisayar kullanıldı.

    Bu botnetdeki virüslü bilgisayarlar, kullanıcının Facebook hesabına giriş yapmak ve Texas Holdem skorlarına ulaşmak için komut alıyorlar. Kredi kartı bulunan ya da düşük skorları olan kullanıcıları bulan virüslü bilgisayarlar, alınan talimatlar doğrultusunda, kullanıcıların Facebook hesabına yemleme sitesi bağlantısı ile virüs bulaştırırlar. Bu site doğrudan ya da dolaylı olarak Facebook oyuncularını cezbetmek için hareket eder. Bu durumda Facebook ana sayfası olarak görünen bu sayfaya giriş bilgileri bildirildiğinde, saldırganlar bilgileri elde etmiş oluyor. Bu botnetin analizi yapılırken ESET, toplamda 16 bin 194 kullanıcının giriş bilgilerine ulaşılabilmiş olacağını tespit etti.

     
    http://takvimhaber.com/haber/sosyal-medya/28377-facebookta-bu-oyunu-oynayanlar-yandi.html

     

     

  3. DFa3MK5.jpg

    Adam otomobil almayı düşünüyor. Gazetedeki ilanlara bakıyor. Derken, o da ne, "250 DOLAR A MERCEDES" Yanlış basılmış deyip sayfaları çeviriyor.
    Ertesi gün yine aynı sayfa, yine aynı ilan

    "250 DOLAR A MERCEDES"

    Hata devam ediyor diye düşünmüş. Ertesi gün yine aynı sayfa, aynı ilan.

    "250 DOLAR A MERCEDES"

    Bir dakika yaa bir arayıp ikaz edeyim, yanlış yapmasınlar deyip numarayı çevirmiş. Çok kibar ve güzel sesli bir bayan cevap vermiş,

    -Buyurun beyefendi.

    -Hanımefendi, gazetede bir mercedes ilanı var, siz mi verdiniz?

    -250 dolar a yeni bir süper lüks mercedes, bunu soruyorsunuz sanırım Evet, zaten sadece siz aradınız.

    -Yani, ilan doğru mu?

    -Evet beyefendi, arabayı almak mı istiyorsunuz?

    -Yani 250 dolar a mercedes öyle mi..?

    -Evet.

    -A ar.. arab.. araba ara.. arabayı gö.. gö.. göreb.. görebilirmiyim?

    -Tabii adresi vereyim yazın.

    Adam hızla yola düşer, şehir dışındaki adresi bulur, görkemli bir malikanedir.

    Bahçeden girer, zili çalar, Bir uşak kapıyı açıp adamı salona alır. Güzel, genç ve alımlı bir bayan gelir, kibarca karşılayıp buyur eder adamı.

    -Hanımefendi, ara.. ara.. aa.. aarabayııı g.. ggö.. görebilirmiyim?

    -Tabii ki, buyurun garaja gidelim.

    Garajın kapısı açılır,... pırıl pırıl, özel yapım, son model mercedes tüm ihtişamıyla orada.

    -Ha ha han hanımefendi, a a ara araba ça çal çalışıyor mu?

    -Alın anahtarları deneyin.

    Adam elleri titreyerek arabaya oturur, anahtarları takıp marşa basar, araba saat gibi çalışmaktadır.

    -P.. pe.. pekii, y.. yü.. yürüyor mu? Diye sorar.

    -Bahçede bir tur atın isterseniz.

    Adam bahçede bir tur atar, evet... Mercedes şahane... Geri döner ve sorar.

    -Şimdi ben, size 250 dolar verirsem bu arabayı alabilirmiyim yani?

    -Evet Beyefendi, aynen öyle.

    Adam yine elleri titreyerek cebinden çıkardığı paraları kadına uzatır. Kadın aracın belgelerini imzalayıp adama uzatır, -Hayırlısı olsun beyefendi, deposu da dolu, arabanızı güle güle kullanın.

    Adam arabaya biner, tam gidecekken döner ve dökülür:

    -Hanımefendi, Allah aşkına ne olursunuz şu işin aslını bana anlatın, yoksa delireceğim!

    Kadın buruk bir kahkaha atarak "pekiyi", der. Ve çantasını açıp bir kağıt Çıkartır.

    -Bu benim geçen hafta sekreteri ile yurtdışına kaçan utanmaz eşimin bıraktığı mektup:

    Bakın ne diyor:

    "Sevgili karıcığım bana çok emeğin geçti, beni affet...Sana evi, çocukları, eşyaları, şirketlerden birini, sahildeki yazlığı bırakıyorum. Senden küçük bir ricam olacak: Lütfen garajdaki mercedesi sat ve parasını bana yolla"

    1o5V7Ht.gif1o5V7Ht.gif1o5V7Ht.gifRbeGGF1.gifRbeGGF1.gifRbeGGF1.gif

  4. Dünya'nın çok yakınından geçecek olan mini göktaşının Dünya'ya çarpma olasılığının bulunmadığı, ancak haberleşme uydularına çarparak tahrip edebileceği belirtildi.

     

    Cuma günü 45.7 metre çapında bir göktaşı Dünya'nın 27.681 km yakınından geçecek. 2012 DA14 adı verilen göktaşının Dünya'ya bir zarar verme olasılığının çok düşük olduğunu belirten gökbilimciler, ancak haberleşme ve diğer uyduların bu geçişten zarar görebileceği uyarısı yaptı.

    Geçen yıl keşfedilen mini göktaşının cuma günü akşam saatlerinde Dünya'nın yakınından geçmesi bekleniyor. Uzmanlar göktaşının Dünya'ya 27 bin 681 km yaklaşacağını hesapladı. Bu uzaklıkta Dünya'nın güvenli olduğunu belirten uzmanlar astronomik hesaplamada bu rakamın çok küçük olduğuna dikkat çekti.

    İngiltere'de Nottingham Trent Üniversitesi'nden Dr. Dan Brown "Telekomünikasyon uyduları tehlike altında olabilir. 20 bin ile 30 bin kilometre hızla (saniyede 8 km) geçen göktaşının Dünya'nın 35 bin km yukarısında bulunan uydulara zarar verebilir. Bu uydular bize hava durumu bilgileri ve iletişim imkanı sağlıyor" dedi.

    Daily Telegraph'ın haberine göre Dr. Brown göktaşının çıplak gözle görülmesinin imkansız, ama teleskopla görülebilir. Ancak Brown'a göre teleskopla da küçük bir ışık şeklinde görülür. Göktaşının Uluıslararası Uzay İstasyonu'na bir zarar vermeyeceği belirtildi. Uzayda başıboş dolaşan 10 bin civarında göktaşı olduğunu söyleyen uzmanlar bunların Dünya'ya zarar verip vermeyeceğini araştırıyor.

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Cuma-gunu-telefonlar-calismayabilir-9790/

     

  5. Japonya’da ele geçirdiği zombi bilgisayarlardan ölüm tehditleri yollayan hacker, polisle oynamak için bir kedinin tasmasına gizlediği ipucu sayesinde yakalandı.

     

    Tokyo polisi, uzun zamandır, aralarında İmparator Akihito’nun torunun gittiği anaokulu gibi yerlere e-posta ile ölüm tehditleri gönderen bir bilgisayar korsanını arıyordu. Geçen temmuz-eylül arasında dört kişiyi gözaltına almış ancak bu kişilerin bilgisayarlarının ‘hack’lendiği, masum oldukları ortaya çıkmıştı. Bu arada ülkedeki bazı gazeteciler, “Enoşima adasındaki kedinin tasmasına bakın, ölüm tehditlerini yollayan virüsün kaynak kodunu bulacaksınız” yazılı bir e-posta aldı. Polis, turistik adadaki kediyi buldu ve tasmasından dijital bir hafıza kartı çıktı. İçinde virüs kodunun yanı sıra, “Masum olmama rağmen 2006’da benzer bir hacker’lık davasında mahkûm oldum. Bu yüzden mecburen hayat tarzımı değiştirdim” yazıyordu. Bölgedeki güvenlik kameralarını inceleyen polis, kedinin tasmasına hafıza kartını yerleştirenin Yusuke Katayama olduğunu saptadı.

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Kedili-hacker-9784/

     

  6. GPS kullanmanın sonu ölüm oldu. Bu seferki "navigasyon cihazınıza çok güvenmeyin" haberinin sonunda acı bir ölüm var!

     

    55999680.jpg

     

     

     

     

     

     

     

     

    Günümüzde teknoloji denildiği zaman akla hep işe yarayan cihazlar geliyor. Nitekim bazen bu "işe yarayan" cihazlar, istenilen performansı veremiyorlar. Bu alışıldık bir durum ama bir de Rodrigo Diaz gibi insanların ölümüne sebep olanlar var ki işte o zaman teknolojiyi sorgulamadan edemiyoruz...

    Rodrigo Diaz, arkadaşları ile buluşup buz pateni yapmak için evinden çıktığında, arabasında bulunan GPS cihazını açtı. Daha önceden gitmediği bir diğer evde buluşacak olan ekibe katılmak için başladığı yolculuğunun sonundaysa, hayatını kaybetti... GPS'in gösterdiği yolu takip eden Diaz ve yol arkadaşı, gideceği ev yerine hiç tanımadığı, 69 yaşındaki Philip Sailor'un Lilburn - Georgia'daki mülküne giriş yaptılar. Diaz'ın arkadaşının anlattığına göre, ev sahibi kısa süre sonra evin girişinde belirdi ve ardı ardına kendilerine ateş etmeye başladı. Mermilerden birisi tarafından ağır yaralanan Diaz, hayatını kaybetti.

    Her ne kadar Sailor cinayete teşebbüsten yargılanıyor olsa da, avukatı Michael Puglise müvekkilinin durumunu şu sözlerle açıkladı: "Müvekkilim, evininin sınırlarını savunmak pahasına bir can almış olmaktan dolayı çok çaresiz. Olay gerçekleştiğinde, kendisi evinde karısı ile oturuyordu. Aniden arazisine giren yabancı arabayı gördüğünde de bunu bir saldırı olarak değerlendirdi."

    Diaz'ın arkadaşıysa, GPS'in istenilenden tamamen alakasız bir yön çizdiğini ve onları bu eve kadar sürüklediğini iddia etti. Mahkeme şimdi GPS üzerinde araştırmaya başlamış bulunuyor. Eğer olay gerçekten yanlış programlanma yüzünden cereyan ettiyse, yaşanan olay yön bulma sistemlerinin en büyük hatası olarak tarihe geçecek.

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Bir-GPS-faciasi-daha-9786/

     

  7. Yere çöp atarken dikkat, bir yerde resminizi görebilirsiniz!

     

    10663127.jpg

     

     

     

     

     

     

     

     

    Artis Heather Dewey-Hagborg, sigara, çiğnenmiş bir sakız ya da bir tutam saç telinden aldığı DNA örnekleriyle hiç tanımadığı insanın üç boyutlu yüz modellemesini çıkarabiliyor.

    Modellemeleri görenler gözlerine inanamıyor. Hagborg, DNA verilerini kullanarak tanımadığı bir kişinin çiğnediği sakızdan birebir yüzşeklini, saç rengini ve göz rengini doğru rengiyle modelleyebiliyor.

    Artis Heather Dewey-Hagborg, bu teknolojiyi kullanan ilk kişi.

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-DNAdan-3-boyutlu-resim-9787/

     

  8. Beş yıl önce teknolojinin gözdesi cep telefonlarıydı; 2010'a gelindiğinde dikkatler tablet bilgisayarlara yöneldi; şimdi ise geleceğin yatırımı olarak görülen internet bağlantılı otomobillere milyarlar yatırılıyor.

    İngiltere'de araba kullanırken cep telefonuyla konuşmak 2003'ten beri yasak.

     

    Ama bugün otomobil imalatçıları, akıllı telefonlarda kullanılan teknoloji sayesinde araba kullanma alışkanlıklarımızın değişmesini öngörüyor.

    Uygulama programlarının arabaların ön panosunda kullanıma girdiğini düşünün: Araba için park yeri bulan ya da ön camda gidilecek yönü gösteren programlar.

    Bütün bunların olması için arabanın internete bağlanması, aramaya ya da düğmeye basmaya gerek kalmadan, sesli komuta verme yoluyla aranan şeylere ulaşılması gerekir.

    Intel'e göre, internet bağlantılı arabalar, telefon ve tablet bilgisayarların ardından üçüncü en hızlı gelişen teknoloji.

    Park yeri bulan araba

    Arabalarda internet bağlantısı yüksek teknolojili uygulamalardan öte basit, ama pratik sorunların çözümünde kullanılabilir.

    130212104154_car_tech_304x171_bbc_nocred

    Örneğin bugün kulllanılan bazı uygulamalar petrol istasyonlarının yerini ve fiyatlarını gösteriyor. Bir başka uygulama ise büyük şehirlerde elektronik sensör ya da caddenin kuşbakışı görünümü yoluyla araç için park yeri bulmaya yarıyor.

    Ama en ilginci de yapılmasının mümkün olabileceği hiç aklımıza gelmeyen konulardaki gelişmeler olacaktır. Trafik lambasında beklerken ön panodaki bir gösterge sayesinde ne kadar zaman sonra lambanın yeşile döneceğini bilmek gibi.

    Elbette bu ucuz bir girişim değil. Bu hizmetlerin geliştirilmesi için bugüne kadar milyarlar harcandığını biliyoruz.

    Intel, önümüzdeki beş yıl içinde, internet bağlantılı araba alanında çalışma yapan şirketlere 100 milyon dolar yatırıyor.

    2014 sonunda büyük otomobil firmalarının birçoğunun internet bağlantılı araçlar piyasaya süreceğine inanılıyor.

    Emniyet sorunu

    Kendi kendine sürülen arabalar konusunda gelişme sağlanmadığı sürece, şoförün bütün dikkati, araba kullanma konusuna yoğunlaştığından, internet bağlantılı arabalar konusunda kaygılarını dile getirenler de var.

    ABD'deki trafik kazalarının dörtte biri cep telefonu kullanımı nedeniyle oluyor.

    Internet kullanımı daha da yaygınlaşırsa kaza riski de artar mı diye soruluyor?

    Bu konuda uzman kişi olarak Ford'da çalışan John Ellis güvenlik sorununun tehlikeye düşebileceğini belirterek "Uygulamalara dalıp araba kullandığınızı unutabilirsiniz. Tüketici daha iyisini, daha hızlısını, daha ucuzunu istiyor, ama güvenli olarak" diyor.

    130212104032_car_tech_304x171_getty_nocr

    Emniyet sorunu Avrupa Birliği'nin de gündeminde. Yeni bir yasal düzenleme ile 2015 sonuna kadar bütün araçlara kaza durumunda acil servisi arayacak eCall sistemi yerleştirilecek.

    'Apple ya da Facebook'

    Bir başka sorun ise arabadaki veri sisteminin 'hack'lanması ihtimali.

    Güvenlik uzmanları, anahtara gerek olmadan, hatta arabaya bile dokunmadan kapı kilitlerini açıp motoru çalıştırmanın mümkün olduğunu biliyor.

    Fakat teorik olarak mümkün olan bu ihtimal oldukça küçük ve güvenlik sistemleri bu konuda sürekli çalışıyor.

    Örneğin Ford'da uygulamalar fiziksel olarak ana bağlantıdan ayrılarak hack ihtimali sıfıra indirgeniyor.

    İnternet bağlantılı arabalarda hangi sistemin kullanılacağı konusunda da çalışmalar devam ediyor. BMW ile bağlantılı çalışan bir şirket Android sisteminin kullanılabileceğini gösterdi.

    Apple da kendi sisteminin otomobillerde en iyi ne şekilde kullanılabileceğini geniş bir kadro ile araştırıyor.

    KPMG'den John Leech, bu konudaki buluşların otomobil imalatçıları tarafından değil de Apple ya da Facebook gibi şirketler olacağını ifade ediyor.

    It will not be car companies but actually someone like Apple or Facebook who will successfully challenge the car manufacturers”

    Çok sayıda şirket bu sektörün hızla gelişeceğine inanıyor ve bu alanda yatırım yapıyor.

    Yakında akıllı arabaların sürülüyor olması ihtimali oldukça yüksek.

     

    http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/02/130212_car_internets.shtml

     

  9. Microsoft İnteraktif TV Kanallarını Yıl Sonundan Önce Yayına Almayı Planlıyor

     

    Xbox Live platformu üzerinde çalışacak bir interaktif TV projesi yürüten Microsoft, yeni kanallarını yıl sonunda kullanıcılarla buluşturmayı planlıyor. Son zamanların yükselen trendi oturma odasına yönelik teknoloji geliştirme alanında kendi tarzında bir hamle yapan şirket, oyun harici eğlence ürünlerine de odaklanmış durumda.

    AllThingsD’nin Dive Into Media etkinliğine katılan Microsoft’un eğlence ve dijital medyadan sorumlu başkanı Nancy Tellem, gelecek planları doğrultusunda şirketin gösterileri Kinect teknolojisi ile interaktif yapabilmenin yolları üzerinde çalıştığını açıkladı.

    tellem.jpg

    Geçmişinde CBS tecrübesi bulunan yöneticinin ifadelerine göre şirket, Los Angeles’ta açılacak yeni stüdyolarla Xbox ve diğer Microsoft cihazları için interaktif yayıncılığa başlayacak. Bu anlamda canlı etkinlikleri de kapsayacak yayınlarda, özellikle çocukların ilgisini çekebilecek eğlenceli programlara da yer verileceğinin altı çiziliyor.

    Kullanıcılarla etkileşim sağlayacak yeni bir döneme girildiğine de dikkat çeken Tellem, geleneksel TV’lerin interaktif bir platforma dönüşecek olması konusundaki heyecanını da gizlemiyor. İzleyici olarak da her zaman böyle bir şeyi hayal ettiğine vurgu yapan Tellem, bunun yıl sonundan önce Xbox ile gerçekleşebileceğini kaydetti.

    İçerik üretimi konusunda da oldukça ciddi bir plana sahip olduklarına değinen Tellem, 2013 yılında Kinect teknolojisiyle interaktif hale getirilmiş 40 ayrı eğlence ve TV programı yayına alacaklarını da aktardı. Son eklenenlerle birlikte stüdyolarda çalışan sayısının 125 çıktığı bilgisini paylaşan Tellem, Microsoft’un bu projeye ne kadar yatırım yaptığı sorusunu ise cevapsız bıraktı.

     

    http://sosyalmedya.co/microsoft-interaktif-kanal/

     

  10. fft2mm1434506.jpg

     

     

    Tamamen cep telefonuyla kontrol edilebilen ilk uydu üzerindeki çalışmalar bitmek üzere.

     

    İngiliz araştırmacılarından oluşan bir takımın meydana getirdiği STRaND-1, yaklaşık 4.3 kg ağırlığında, 30 santimetre uzunluğunda bir küp uydu. Şu sıralarda son testleri yapılan STRaND-1, 25 Şubat'ta Sriharikota, Hindistan'dan uzaya gönderilecek. İngiltere'nin ilk küp uydusu olan STRaND-1, sadece üç ayda bir araya getirilip test edildi.

     

    Surrey Satellite Technology Limited Bilim Başkanı Doug Liddle, takımlarından böyle standart dışı bir işi bilerek istediklerini söylüyor. Uydunun merkezinde Android ile çalışan bir Google Nexus One bulunuyor. Takıma göre akıllı cepler, bu iş için gereken araçların çoğuna sahipler: kameralar, radyo bağlantıları, ivmeölçerler, yüksek performanslı işlemciler - "güneş panelleri ve itici güç dışında neredeyse her şey".

     

    STRaND-1'in ilk görevi, deneysel bazı uygulamalar ile çeşitli veriler toplamak olacak. SCC tarafından geliştirilen Linux tabanlı yüksek hızlı CubeSat bilgisayarı ise uyduyu çalıştıracak. Takım, ikinci aşama sırasında uydunun yörünge-içi işlemlerini akıllı cebe aktarmayı planlıyor.

    Takım, her şeyin yolunda gitme ihtimalinin yüksek olduğunu, ancak bazı riskler almadan gerçek tasarım devrimleri veya yenilikler ortaya çıkmayacağını vurguluyor. Takıma göre STRaND, tam da bunu yapmaya izin veriyor.

     

    http://www.posta.com.tr/yasam/teknoloji/HaberDetay/Cep-telefonuyla-calisan-ilk-uydu-hazir-.htm?ArticleID=162058

     

  11. Chrome darbe aldı, IE barajı aştı! Tarayıcı savaşlarında uzun zamandır yaşananlar, Ocak ayında tersine dönmeye başladı!

     

    Ocak ayı web tarayıcı kullanım raporlarında bir ilke rastlandı. Verilerini yaklaşık 40 bin web sitesindeki 160 milyon eşsiz ziyaretçiden toplayan Net Applications'a göre 2012'nin ikinci yarısından bu yana yükselişini sürdüren Internet Explorer, Ağustos 2011'den beri ilk kez yüzde 55'lik pazar payını aşmayı başardı.

    Ocak ayının yükselen tarayıcılarından Firefox ise önceki aya göre Ocak'ta yüzde 0.18 yükselerek yüzde 19.94 kullanım oranına ulaştı. Opera'nın kullanım oranı yüzde 0.04 artarak son 1 yılın en yüksek oranı olan yüzde 1.75'e erişmeyi başardı. Safari ise yüzde 5.24'lük pazar payını olduğu gibi korudu.

    Ocak, Google Chrome'un sarsıldığı bir ay olarak tarihe geçti. Kullanım oranında yüzde 0.56'lık bir düşüş yaşayan tarayıcı, yüzde 18.04'ten yüzde 17.48'e geriledi.

    Net Applications rakamlarına göre Internet Explorer 8, yüzde 23.54'lük pazar payıyla dünyanın en çok kullanılan web tarayıcısı olmayı sürdürüyor. IE10 ise yüzde 0.33'lük pazar payını yüzde 1.29'a ulaştırmayı başardı. IE9'un pazar payı ise Windows 7 gibi bir miktar geriledi.

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Isler-tersine-dondu-9775/

     

  12. İngiltere'de yapılan bir araştırma, profesyonel futbolcuların amatörlere göre beyinlerini daha verimli kullanabildiğini ortaya çıkardı.

    Barcelona futbol takımının yıldız oyuncusu Lionel Messi'nin kıvrak çalımları, beyin faaliyetleriyle ilgili olabilir.

    İngiltere Brunel Üniversitesi tarafından, profesyonel ve amatör futbolcular üzerinde yapılan araştırma, profesyonel oyuncuların, amatörlere oranla beyinlerinin birçok noktasını aynı anda daha randımanlı kullanabildiğini ortaya koydu.

    Araştırmada, tecrübeli futbolcuların, kendilerinden topu kapmaya çalışan rakiplerine karşı içgüdüsel olarak daha uyanık ve atik olduğu belirtildi.

    Tecrübeli oyuncuların, kontratakta topu hızlıca çalarak ne yöne gideceklerine çok daha çabuk karar verdiği ifade edildi.

    Araştırma kapsamında, beyinleri MR yöntemiyle görüntülenen tecrübeli futbolcuların motor becerilerinin, amatörlere oranla daha fazla geliştiğinin açıkça görüldüğü kaydedildi.

    Profesyonel futbolcularda görülen motor becerilerdeki artışın, yoğun ve sıkı antrenmanlarla ilgili olduğu tahmin ediliyor.

    Bir sonraki araştırmada ise, profesyonel futbolcuların beyinlerinin, rakibinin hareketini zamanla nasıl tahmin edebilir hale geldiğinin gözleneceği ifade edildi.

    Araştırma, Sport and Exercise Psychology dergisinde yayımlandı.

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Futbol-yeteneginin-sirri-beyinde-9761/

     

  13. Vodafone Türkiye’nin son teknolojileri tüketiciler ile buluşturma hedefi kapsamında test şebekesinde gerçekleştirdiği 3G HSUPA 16QAM testi başarıyla sonuçlandı.

     

    Noter huzurunda gerçekleştirilen hız testinde Vodafone Türkiye, 11.3 Mbps veri yükleme (upload) hızına ticari modemle ilk ulaşan operatör oldu. Öte yandan Huawei’nin geliştirdiği modem; ticari olarak 3G veri yüklemede bu hıza ulaşan dünyanın ilk modemi olma özelliğini taşıyor.

    DVD yüklemek 10 kat hızlandı
    Sözkonusu teknolojiyle cepten çekilen 50 megabayt’lık (MB) bir video 70 saniye yerine 35 saniyede, 2 kat daha hızlı video paylaşım sitelerine yüklenebilecek. Bu teknolojinin sahip olduğu kapasiteyi teorik olarak tanımlayan verilere göre, 8Mbps DL/1Mbps UL ADSL bağlantı ile ortalama 10.5 saatte internete yüklenen bir DVD yaklaşık 1 saatte yüklenebilecek.

    Vodafone Türkiye Teknolojiden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Jorge Fernandes, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

    “Mobil internette; resim, video gibi veri yüklemek yükselen bir trend. Tüketiciler, Facebook ve Youtube gibi sitelere ve sosyal medya kanallarında giderek daha çok veri paylaşımı yaparak bu mecralarda kendilerini ifade ediyorlar. Bu nedenle de veri yüklemek giderek veri indirmek kadar önem kazanıyor. Biz de Vodafone Türkiye olarak ‘son teknolojileri, ihtiyaçları doğrultusunda tüketiciye ulaştırma’ amacımız doğrultusunda faaliyetlerimizi şekillendiriyoruz.”

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Vodafone-3G-citasini-yukseltti-9776/

     

  14. Nesnelerin interneti (Internet of Things) kavramı yaygınlaştıkça, akıllı cihazların sunduğu potansiyel de giderek daha fazla ilgi çekmeye başlıyor. IPv6 sayesinde daha fazla cihazın internet erişimine sahip olabilmesi, artan işlemci güçleri ve düşen maliyetler üreticilerin bu alanda daha inovatif bakış açılarına sahip olmasını sağlıyor.

     

    Wall Street Journal ve New York Times’ın iddialarına göre akıllı cihazlar konusunda son dönemin en ilgi çekici adımlarından birini Apple atmaya hazırlanıyor. Aslında bu iddia ilk olarak Aralık ayında ortaya çıkmış ve Apple’ın iPhone uyumlu bir akıllı saati 2013’te piyasaya süreceği söylentisi dile getirilmişti.


    Fakat NYT bu kez konuyu Apple’daki kaynakların isim vermeden doğruladığını yani Apple’ın akıllı saatinin gerçek olduğunu söylüyor…


    Habere göre Apple’ın akıllı saati aynı iPhone, iPod ve iPad gibi iOS işletim sistemine sahip olacak. “Kola takılan kavisli cama sahip” olarak tanımlanan bu cihaz ile ilgili diğer bir bilgi de, bir dönem Apple’da arayüz konusunda çalışmış olan Bruce Tognazzini’den gelmişti. Apple’ın üzerinde çalışmakta olduğu projeleri yakından tanıyan Tognazzini bundan çok kısa bir süre önce blog’unda Apple’ın akıllı saati iWatch ile neler yapabileceğine dair görüşlerini paylaşmıştı.

    Giyilebilir teknolojilerin 1,5 milyar dolarlık bir pazar oluşturmasının beklendiği 2013’te Apple’ın bir katkısı olur mu kesin olarak bir şey söylemek zor. Fakat NYT’ın haberine göre Apple, bu cihazın üretimi için Foxconn’la görüşmelere başlamış bile.


    iWatch hemen akıllılara Kickstarter’dan milyonlarca dolar toplamayı başaran Pebble’ı getiriyor. Webrazzi Summit kapsamında Türkiye’de de gelen Eric Migicovsky, bizlere akıllı saat kavramınında detaylı bir şekilde bahsetmişti.

    Google’ın Project Glass ile giyilebilir teknolojiler konusunda önemli bir adım attığı bir dönemde Microsoft’un da bu yarıştan geri kalmak istemediği iddialarını da hesaba katınca Apple’dan bu alanda bir atılım beklemek yanlış olmaz.

    Görünüşe göre hem Apple, hem de diğer üreticilerden giyilebilir teknolojiler konusunda daha çok haber duymaya başlayacağız…

     

    http://onedio.com/haber/-apple-akilli-saat-uretecek--75509#
  15. Eski ve güçsüz bir Android cebiniz mi var? O zaman diğerlerini bırakın, bu uygulamayı deneyin!

    Güncel uygulamaları çalıştırmakta zorlanan birkaç senelik Android cebinize yeni bir hayat vermeye ne dersiniz? Chrome, Firefox gibi donanımlı (veya ağır) web tarayıcıları eski Android'inizde hızlı çalışmıyorsa, çok hızlı bir alternatifiniz var: Naked Browser .


    Tamamen ücretsiz olan Naked Browser, yüksek hızlıyla öne çıkıyor, üstelik sekme desteği, küçük uygulama boyutu gibi avantajları sayesinde kaynakları kısıtlı olan eski cebinize oldukça uygun. Tarayıcının GPS desteğinin olmaması gibi birkaç ufak eksiği de var, ancak bunlar sunduklarına kıyasla gözardı edilebilir.


    Tarayıcıyı yükledikten sonra kullanmaya başlamak için bir web adresi yazmaya başlayın. Adresin siz yazmaya başladıktan sonra uygun olarak tamamlandığını göreceksiniz. Yeni bir sekme açmak için ekranın sağ üst köşesindeki yeşil "+" simgesine dokunmalısınız. Etkin sekmeyi kapatmak isterseniz, sekmeye bir kez dokunmanız yeterli.

    Naked, 512MB RAM'li bir cepte bile çok sayıda sekmeyi rahatlıkla çalıştırabiliyor. Bunun yanında herhangi bir çökme durumu halinde sekmelerinizi geri yükleyebiliyorsunuz. Naked Browser, siteleri masaüstü görünümünde açmak, bağlantıları arka planda açmak, resimleri engellemek gibi işlevlere de sahip. Sadece 114KB boyutundaki tarayıcı, yaklaşık 50MB'lık mobil Chrome'dan çok daha hafif.


    Sadece 4 izinle çalışan ücretsiz Naked Browser'ı denemek istiyorsanız, Google Play'den hemen cebinize yükleyebilirsiniz.

     

    http://onedio.com/haber/eski-android-iniz-icin-cok-hizli-bir-tarayici-75726#

     

  16. Google, YouTube kanalını yayına sokmak için İngiltere’de uydu televizyon hizmeti veren Freesat firması ile bir anlaşmaya vardı.

     

    Freesat, Birleşik Krallık’taki yayıncıların ve BBC’nin işbirliği ile ortaya çıkmış bir ortak girişim. YouTube’un Freesat anlaşmasıyla attığı bu adım, online video hizmetlerinin web’in sınırlarını da aşması yolunda önemli bir adım.

    Şu anda üyelerine 60′dan fazla kanal sunan Freesat, Mart 2013′ten itibaren, YouTube kanalını da devreye alacak.

     

    YouTube, bu kanal için HTML5 bir yapı inşa edecek ve televizyon entegrasyonlu bir kanal ortaya çıkacak. Bu yapı, aynı zamanda interaktif televizyon deneyimini de yansıtmaya başlayacak ve kullanıcılar, YouTube kanalına geçerek YouTube videolarına erişebilecek. Bildiğiniz gibi YouTube son zamanlarda canlı yayınlarının ve sürekli yayın yapan kanallarının sayısını artırmıştı.

     

    http://onedio.com/haber/youtube-televizyon-kanali-oluyor-75693#

     

    Freesat, hiçbir ücret ödemeden YouTube içerikleri sayesinde müşterilerine sunduğu içeriği önemli bir ölçüde güçlendirirken, YouTube da artık klasik televizyon kanallarına, ciddi bir rakip konumunda olacak.

  17. İkinci kuşak web, internete fotoğraf, video ve diğer multimedyal unsurları katmıştı. Ağır da olsa emin adımlarla gelen üçüncü kuşak web, çok daha ileri boyuttaki teknik yeniliklerin önünü açıyor.

     

    Bilgi teknolojilerinde her gün bir yenilik çıkıyor. İnternet ağı web de yeniliklerden payını alıyor. Kısaca web 2.0 adlandırılan ikinci kuşak web, multimedyal bir boyut kazanmış, kullanıcı, statik rolünden sıyrılarak yüz binlerin ziyaret ettiği sitelere yazı yazıp, fotoğraf ekleyen, video çeken önemli bir unsura dönüşmüştü.

    Üçüncü kuşak web, bir süredir uzmanların dilinde. Semantik web olarak da tanımlanan bu aşama, özetle, “makinelerin insanı anladığı aşamayı” ifade ediyor. Deutschlandradio’ya konuyu değerlendiren Alman uzman Moritz Metz, semantik web’de bilgisayar-insan ilişkisini şöyle tanımlıyor:

    “Anlamak fiili belki burada konuyu tam anlamıyla yansıtmıyor. Bilgisayarlar veriyi tasnif edebilmeli, demek daha doğru olacak. Veriyi bir kelime ya da harf yığını olarak değil, ‘tanımlanabilir bilgi’ olarak değerlendirecekler.”

    Birçok yeniliğin önünü açacak

    World Wide Web’i geliştiren Tim Berners Lee, semantik Web’i birçok yeniliğin önünü açacak bir devrim olarak görüyor. Ancak Lee, bu tespiti yapalı 12 yıl geçti. Alman bilişim uzmanı Metz’e göre birçok şey umduğumuzdan daha yavaş ilerliyor. Semantik web denince hâlâ akla akademik seviyede projeler, ve kullanımı karmaşık uygulama ve platformların geldiğine değinen Metz, sözlerini şöyle sürdürüyor:

    “Henüz yaygın kullanıma geçilemedi. Wikipedia bu çalışmalarda merkezi bir rol oynuyor. İnsanların bilgiden tam olarak neyi kast ettiğini makinelerin kavraması biraz daha zaman alacak. Ama sonuçta henüz tahayyül dahi edemediğimiz birçok yeni imkâna kavuşacağız. İşte o zaman Web’in üçüncü sürümüne geçilmiş olacak.”

    Öne çıkan uygulamalar

    Semantik web arayışında birkaç platform öne çıkıyor. Bunlar arasındaki Alexandria, Alman hükümetince desteklenen Theseus isimli araştırma projesinin bir parçasını oluşturuyor. Proje tamamlanmış olmasına rağmen internet üzerinden kullanılabiliyor. Alexandria, ünlü kişiler, mekânlar ve olaylar hakkında yapılandırılmış bilgi sunuyor. Alexandria'da yer verilen verilerin büyük kısmını Wikipedia içeriğinin oluşturduğuna dikkat çeken Metz, şöyle devam ediyor:

    “Haberler ve sosyal medya platformlarından elde edilen veriler de aktarılıyor. Bununla birlikte Alexandria kolay kullanıma sahip değil. Ayrıca tasarımı da çağdaşlıktan uzak. Wikipedia da ‘Semantic MediaWiki’ benzeri eklentilerle bu tür çalışmalara katılıyor. Wikipedia’nın semantik web projelerine mali destek veren kuruluşlar arasında Google da yer alıyor.”

    Uzman Moritz Metz, Google’ın yalnızca bu alandaki projelere maddi destek vermekle kalmadığını, kendi platformunu da kurduğuna dikkat çekiyor. Google’ın 2012’de açtığı Knowledge Graph ile semantik web’i kitlesel kullanıma sunan ilk büyük platform olduğunu hatırlatan Metz, “Google yönetimi, projenin geliştirilmesine büyük önem veriyor. Microsoft’un arama motoru Bing, bu alanda Encyclopedia Britannica ile işbirliği yapıyor. Wolfram Alpha ise 15 Mayıs 2009’da kullanıma açıldı. Bu semantik arama motoru daha ziyade bilimsel konulara odaklanıyor” diye konuşuyor.

     

    http://www.dw.de/web-30-yolda/a-16589365

     

  18. Telif hakları konusunda oldukça hassas olan FBI'ın başı torrent skandalı ile dertte. Herşey FBI çalışanlarının bazı dizileri BitTorrent aracılığıyla indirmesiyle başladı ve büyük tartışmaları beraberinde getirdi. TorrentFreak'ın ScanEye servisini kullanarak tespit ettiği IP adresleri FBI ile alakalı çıktı. İndirilen diziler ve filmler arasında "The girl who played with fire" "The good wife" "Homeland" "Home and Away" ve "Boss" bulunmakta.

    728x390xfbi-4.png.pagespeed.ic.W3ZMvxbec

    FBI tarafından konuyla ilgili henüz detaylı bir açıklama gelmiş değil. Bu dizi ve filmlerin araştırma amacıyla indirilmiş olabileceği iddia edilse de indirmelerin birkaç aya yayılmış olması bu iddiaları zayıflatmakta. Fikir eserleri konusunda çok ciddi yaptırımlardan sorumlu olan FBI'ın konu hakkındaki tutumunun ne olacağı merakla bekleniyor.

     

    http://www.tamindir.com/fbi-calisanlari-torrent-ile-dizi-indirirken-yakalandi_h-2497/

     

  19. kemik-tedavisinde-yeni-bulus.jpg

     

     

    İskoç ve İngiliz bilim adamları, yeni kemiklerin yeniden büyüyerek oluşmasını sağlayan suni kemik geliştirdi.
     

    Kemik iliğindeki kök hücreler ve yeni üretilmiş bir plastik maddenin birleştirilmesiyle oluşturulan sunikemik sayesinde, parçalanan kol ve bacakların iyileştirilmesi yakında mümkün hale gelecek.

    İskoçya'daki Edinburgh ve İngiltere'deki Southampton üniversitelerinin 7 yıl süren ortak çalışmaları sonucu ortaya çıkan buluş, Advanced Functional Materials adlı bilimsel dergide bilim dünyasına tanıtıldı.

     

    Eriyerek yok olma özelliğine sahip, sert ama hafif bir çeşit plastikten yararlanılarak üretilen implant, kemik içine yerleşiyor ve asıl kemiğin yeniden büyümesine destek oluyor. İmplantın çatısını oluşturan, kan akışına izin verecek şekilde bal peteği biçiminde üretilmiş plastik madde, hastanın kemik iliğindeki kök hücrelerin implanta tutunarak yeni kemik oluşturmasını sağlıyor. Daha sonra zaman içinde yavaş yavaş eriyerek yok olan plastik çatı yerini yeni oluşan kemiğe bırakıyor.

    Araştırmacılar implantta kullanılan, 3 tip plastiğin karıştırılmasıyla elde edilen maddeyi, yüzlerce plastik kombinasyonunu karıştırma ve test etme imkanı veren öncü bir teknik yardımıyla geliştirdi.
     

    Hafif, dayanıklı ve kemik kök hücrelerini destekleme özelliğine sahip maddenin hayvanlar üzerindeki denemesinin başarılı olduğunu belirten araştırmacılar, artık tüm dikkatlerini insanlar üzerinde yapılacak klinik değerlendirmeye verdiklerini kaydetti.

     

    http://www.aa.com.tr/tr/rss/131817--kemik-tedavisinde-yeni-bulus?utm_source=dlvr.it&utm_medium=twitter

     

  20. 517110358198400279.jpg

     

     

    Söylentiler doğru ise, Apple bu sene bizi iPhone'a boğacak gibi görünüyor.

     

    Apple, bildiğiniz gibi yıllardır "2 senede bir yeni telefon, 2 senede bir geliştirme telefon" stratejisiyle ilerliyordu. Şimdiki duruma baktığımızda ise, Apple'ın diğer telefon markaları gibi piyasaya çok sayıda telefon süreceğini görüyoruz.

    Ortaya çıkan yeni söylenti, iPhone Math'ten de büyük 5 inçlik bir telefon üzerinde çalışıldığını gösteriyor. Bahsedilen 5 inçlik modelin iPhone 6 olacağı söylenirken, iPhone 5S'in ise iPhone 5 ile benzer özelliklere sahip olup, A7 çipini kullanacağı söyleniyor. Tabii A7'nin ne kadar performans getireceği hakkında bir bilgimiz yok.

    Eğer Apple 5 inçlik iPhone üretirse, Steve Jobs'ın gerçekleştirdiği sabit görüşün dışına çıkmış olacak ve piyasadaki büyük ekranlı telefonlara kafa tutuyor olacak.

    Apple'ın bu sene yapacaklarını merakla bekliyoruz...

     

    http://www.teknokulis.com/Haberler/Mobil/2013/02/10/5-inc-ekrana-sahip-iphone-6

     

  21. 493867315225400279.jpg

     

    Nokia'nın 25 Şubat'ta tanıtımını yapacağı yeni akıllı telefonu hakkında tahminlerimiz...

    Nokia... Cep telefonu kullanan neredeyse herkesin bir Nokia'sı olmuştur. Mobil dünyada pek çok ilki Nokia ile yaşadık. Yeni telefonlarını görünce şaşırdık, "Bunu satın almalıyım!" gazına geldik. Akıllı telefon kavramını yine Symbian ve Nokia ile gördük. Fakat bir süre sonra Symbian çok hantal kalmaya başladı. Nokia yavaşladı, Nokia durulmaya başladı...

    Gerçek anlamda akıllı telefonların piyasaya çıkışı (iPhone ile başlayan süreç) ile Nokia, bir anda geri planda kalmaya başladı. Adını doğru dürüst duymaz, görmez olduk. iPhone ile başlayan "Kullanıcı dostu, çok işlevli" telefon furyasına ayak uyduramayan firma, donanımsal ve tasarım olarak yine başarılı telefonlar üretiyor olsa da yazılımsal açıdan geride kaldı. Bu durumda Nokia'nın suçu büyük görünüyor. Zira -söylenene göre- firma, akıllı ve pahalı telefonların başa geçeceğini öngörmeyi başaramayıp, en iyi mühendislerini giriş ve orta seviye telefonlar için kullanmış. Bu sebepten dolayı giriş seviyesi telefonlarda inanılmaz bir başarı elde ettiler zamanında.

    Yeni teknolojilere devam

    Zor bir döneme girmiş olmalarına rağmen, hala daha belli başlı başarılar elde etmeyi başardılar. 12 megapiksellik Nokia N8, bunun bir örneği. 12 megapikseli N8'den sonra ilk olarak Xperia S'te görebildik. Telefonlarının yine beton sağlamlığında olması da, yine örnek olarak gösterilebilir.

    Mobil fotoğraf ve video paylaşma konusu ön plana çıktıkça, Nokia güzel bir öngörü ile kameraya eğildi ve beraberinde işletim sistemi konusundaki açığını kapatmak amacıyla Symbian'ı durdurup, Windows Phone 8'e geçti. Kameraya eğilme konusunu biraz fazla abartarak, Nokia 808 PureView cihazını ortaya çıkardılar. Mobil cihazlardaki kamera performansı artışı, hiç bu kadar ciddi oranda olmamıştı. Çünkü 808, piyasada olan cihazların 1 basamak değil, en az 4 - 5 basamak üstü. 41 megapiksellik sensör, kayıpsız dijital zum, başarılı derinlik hissi, video kayıt kalitesi, xenon flaş, videoda stereo ve 140 desibel mikrofon başarısı gibi pek çok güzellik ile karşımıza çıktı. Fotoğraf - video konusu halledildiğine göre, geriye tek bir eksik kalıyordu: Kullanışlılık. Symbian'ın son samurayı 808, firmanın -muhtemelen- sadece nabız yoklama amaçlı piyasaya sürdüğü bir telefon. "En iyiyi" ortaya çıkarmak için...

    Lumia 920, bambaşka bir PureView

    Bir sonraki PureView teknolojisine sahip olan telefon ise Lumia 920 oldu. Lumia 920, Windows Phone 8 işletim sistemi sayesinde çok daha akıcı ve kullanışlı arayüze sahip. Cihazı PureView yapan ise, çok düşük ışık altında çekilen fotoğrafların, ciddi oranda net bir şekilde görülebiliyor olması. Bunun yanında diğer telefonlarda görülmemiş bir titreşim engelleme sistemine sahip olması, cihazın video konusundaki yeteneğini katlıyor. Aşağıdaki videoda 920'nin farkını rahatlıkla görebilirsiniz:

    Tabii hem 808 PureView hem Lumia 920, yine pek çok markanın cihazından çok daha sağlamlar. Ve söylentilere göre MWC 2013'te Nokia, yeni ürününü tanıtacak. Yeni ürünün Windows Phone 8 işletim sistemine sahip, 808 PureView kamerasına benzer kamera özelliklerini taşıyan bir cihaz olacağı söyleniyor.

     

    920 vs 808: Dezavantajlar

     

    [media]http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=LbvhZ-Mq4aQ[/media]

     

    Şimdi aklımda çeşitli soru işaretleri var. Firma, hem 808'i, hem de 920'yi ayrı ayrı deneme amaçlı üretmiş olabilir. Az önce bahsettiğimiz gibi 808'in de kendine has avantajları var, 920'nin de. Dezavantajlar tarafından bakalım şimdi de. 808 PureView'daki en önemli eksiklik, işletim sisteminin son derece başarısız olması. Bir diğer eksiği ise, böyle üst seviye bir kameranın optik titretşim engelleyiciye sahip olmaması. Optik titreşim engellemenin önemini gece, flaşsız fotoğraf çekerken farkediyorsunuz. Tabii bir de telefonu elinizde tutarak video çekerken...

    920'nin en büyük dezavantajı ise sadece 8 megapiksellik bir sensöre sahip olması. Beraberindeki dezavantaj ise stereo kayıt yapamıyor olması. Bu arada farketmişsinizdir, her iki PureView damgalı cihazın birbirlerine göre dezavantajlarından bahsediyorum. Yoksa neredeyse hiçbir telefon stereo ses kaydı yapabiliyor değil.

    Tüm PureView özellikleri birleştirilir mi?

    Günün sorusu: Nokia her iki ürünün de tüm avantajlarını ortaya koyarak "çılgın" Lumia'sını mı sunacak? Optik titreşim engelleyiciyi, 808'in 41 megapiksellik sensörüyle beraber kullanabilir mi?

    Nokia'nın söylentileri dönen yeni Lumia 1000 akıllı telefonun, büyük ihtimalle bunu başaracağını düşünüyorum. Benim gözümde hem 920, hem de 808 birer test telefonuydu. Bu teknolojileri birbirine bağlaması halinde, insanların şu sıralar en çok kullandığı özelliklerden biri olan kamerayı çok üst noktalara taşıyacaktır. Bu da kamera ile az buçuk ilgisi olan herkesin dikkatini çekecektir.

    "Kamera bu kadar mı önemli?" diyebilirsiniz. Akıllı telefon satın alırken ilk sorduğunuz veya araştırdığınız şeylerden biri fotoğraf kalitesi değil mi? Kullandığınız akıllı telefonda kamerayı ne sıklıkta kullanıyorsunuz? Veya daha fazla kullanmak isteyip de neden kullanamıyorsunuz? Gece çektiğiniz boğaz fotoğraflarını neden paylaşamıyorsunuz veya paylaştığınız fotoğraf gürültüden geçilmiyor? Bara gittiğinizde arkdaşlarınızla çekildiğiniz fotoğraflar neden belli belirsiz?

    Nokia'yı uçurur...

    Diyeceğim o ki, yeni Lumia'nın kamerası söylentilerdeki gibi yüksek çözünürlüklü olacaksa ve dediğim gibi 920 + 808 tadında olacaksa, fotoğraf paylaşımları da bir anda çağ atlar, dijital kameralara duyulan ihtiyacı neredeyse sıfıra indirir. Bu da sistemin öncüsü olan Nokia'yı alır, götürür. Beraberinde Windows Phone 8'i de...

     

    http://www.teknokulis.com/Yazarlar/rusen_gobel/2013/02/10/nokia-nereye-gidiyor

     

  22. 2011'de 156 bin 400 olan şikayet 2012'de 575 bin 315'e ulaştı. Şikayetlerin önemli bir kısmı müstehcenliğe yönelik.

    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) verilerine göre Türkiye'de internet kullanıcı sayısı 50 milyona dayandı. Kullanıcı sayısının artmasına paralel olarak güvenlik endişesi de üst seviyeye çıktı. Sonuçlar, BTK Bilgi İhbar Merkezi'ne yansıdı.

    1 YILDA ÖNEMLİ ARTIŞ

    BTK'nın ihbar hattı 2011'de vatandaşlardan 156 bin 400 ihbar aldı. İhbarlar 1 yılda yaklaşık 4 kat arttı. 2012 yılı sonu itibariyle ihbar merkezine toplam 575 bin 315 şikayet ulaştı.

    Şikayetlerin yüzde 68'i müstehcenlik içeren sitelere yönelik oldu. Diğer şikayetlerin yüzde 15'i fuhuş, yüzde 5'i Atatürk aleyhine işlenen suçlar, yüzde 5'i çocukların cinsel istismarı, yüzde 3'ü kumar oynanması için yer veya imkan sağlama ve yüzde 1 değerlerinde intihara yönlendirme, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımını kolaylaştırma konularını içerdi.

    Ebeveynler ihbar yağdırdı

    İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı SerhatÖzeren'e göre şikayetlerin artmasının nedeni internet kullanımının artması ve vatandaşların internette daha fazla vakit geçiriyor olması. Bunun sonucu olarak şikayetlerin arttığını söyleyen Özeren, en çok ebeveynlerin şikayetçi olduğunu kaydetti.

    AİLELER DİKKAT

    Özellikle sosyal paylaşım siteleri üzerinden yaşanan mağduriyetlerin ön plana çıktığını ifade eden Serhat Özeren, "Bugün Türkiye'de kayıtlı 35 milyon Facebook, 10 milyon da Twitter kullanıcısı var. Kişisel hakaret ve siber zorbalıklar bu sitelerde üst seviyede. Bu konuda ailelere görev düşüyor. İnternet hayatın ta kendisi. Gerçek hayatta ne varsa internette de aynısı var. Buna dikkat etmek lazım. Güvenli internet bu aşamada yetersiz kalabiliyor. Aileler siber zorbalığa karşı uyanık olmalı” dedi.

     

    http://www.takvimhaber.com/haber/bilim-teknoloji/27907-internetteki-buyuk-tehlike.html

     

  23. Faturalarının ödenmediğinin farkına varan cep telefonu kullanıcıları fatura ödeme sitelerine sahte bir kredi kartı numarası girince bu sitelerin aslında fatura ödemek için değil kredi kartı bilgilerini çalmak için hazırlandığını fark ettiler.

    Online ödenen cep telefonu faturaları dolandırıcıların iştahını kabarttı. sikayetvar.com'a gelen şikayetlere göre; internetten cep telefonu faturasını ödemek isterken dolandırılan kişilerin sayısı hayli fazla. Birçok kullanıcı cep telefonu faturalarının ödenmediğini eve gelen borç kağıdı ya da telefon hatlarının görüşmeye kapatılması ile öğreniyor.

    SAHTE KART BİLGİLERİ İLE SAHTE FATURA ÖDENDİ!

    İşte sahte online fatura ödeme sitelerinin dolandırıcılık yöntemlerini ortaya koyan Şikayetvar uzmanlarının yaptığı tespitler şöyle:

    "Dolandırıcılar çeşitli yöntemler ile sitelerini arama motorlarında ilk sıraya çıkarıyorlar. Daha sonra 'fatura öde' gibi arama yapan cep telefonu kullanıcılarının karşısına bu siteler çıkıyor. GSM operatörünüzü seçip kredi kartı bilgilerinizi girmeniz isteniyor ve sizde yapıyorsunuz.

    Günün her saatinde ödeme aldıklarını belirten siteler belli bir süre sitede sizi bekletiyorlar. Daha sonra kart bilgilerini girmek için başka bir siteye yönlendiriyorlar. Tüm kart bilgileri girilmesine rağmen bu siteler bir de 3D şifresini istiyorlar. Sözde 3D secure sayfasına yönlendiriyor ama alakası bile yok inceleyenler bu sitenin sahte olduğunu çok rahat anlayabilirler.Tüm bilgiler girildikten sonra faturanız ödendi diyor fakat tamamen sahte.

    Çünkü bu işlemleri gerçekleştirirken tamamen sahte bilgiler ve kart numaraları kullandık ve faturamızın ödendiği söylendi. Böyle dolandırıcı siteler tamamen kart bilgilerini toplamak amaçlı kurulmuş ve cep telefonu kullanıcılarının kart bilgilerini çalıp kötüye kullanan siteler. Birçok kişi faturasını ödediğini düşünürken gelen borç ile adeta şok oluyor. Dolandırılmak için dikkat edin."

     

    http://www.ajansfinans.com/internetten-fatura-odeyenler-dikkat-991.html

     

  24. İlk olarak geçtiğimiz yıl Android için çıkan Kaza Tespit Tutanağı uygulaması iPhone kullanıcıları ile buluşuyor.

    Avea ve Anadolu Sigorta işbirliği ile hayata geçirilen uygulama kullanıcıların maddi hasarlı trafik kazaları sonrasında trafik polisini beklemeden, gerekli işlemleri hızlıca tamamlayıp olay yerinden ayrılabilmelerine imkan tanıyor.

    Avea tarafından yayınlanan uygulama ile sürücüler formda bulunan isim, adres, telefon numarası gibi alanları önceden doldurabiliyorlar. Bunun yanında kaza anında, GPS yardımı ile kaza yeri otomatik olarak forma yansıtılıyor ve kazanın nasıl olduğu gibi kısımlar önceden hazır olan başlıklar işaretlenerek girilebiliyor. Tutanakta yer alan ve çizim yapılmasını gerektiren kısımlar ise fotoğraf çekimi ile pratik bir şekilde çözülüyor.

    Formda, çarpışma yerinin ve anının taslağı çizilebiliyor ya da bu işlem cep telefonlarının fotoğraf çekme özelliğinden yararlanılarak yapılabiliyor. Taslak çizimi sırasında arka planda kazanın yapıldığı sokağın harita olarak yer alması ise kroki çizimi derdini ortadan kaldırılıyor. Ancak kullanıcı eğer isterse arka plandaki haritayı temizleyerek krokiyi kendisi de çizebiliyor.

    Kaza-Tespit-Tutanagi.jpg

    Son aşamada sürücüler imzalama işlemini de uygulama aracılığıyla yapabiliyorlar. Bütün bilgiler tamamlandığında form oluşturularak Anadolu Sigorta Hasar İletişim Merkezi ve her iki sürücünün e-posta adresine gönderilebiliyor. E-posta gönderme işleminin yapılabilmesi için tutanağı düzenleyen sürücünün telefonunda ilgili e-posta kutusunun bulunması yeterli.

    Avea Ar-Ge merkezi bünyesinde faaliyet gösteren AveaLabs’te geliştirilen Kaza Tespit Tutanağı uygulamasını App Store‘dan ücretsiz olarak indirebiliyorsunuz.

     

    http://sosyalmedya.co/kaza-tespit-tutanagi-iphone/

     

  25. Son günlerde siber saldırıya maruz kalan birçok önemli kurum, bu saldırılardan korunmanın yöntemlerini arıyor. Kurumların site güvenliğini arttırmasının yanı sıra kullanıcıların üzerine düşen sorumluluklar da var. Kullanıcıların alabileceği önlemlerin başında güçlü bir şifre geliyor.

    2012 yılının başında e-ticaret sitesi zappos.com’un saldırıya uğramasının hemen ardından, sosyal medya mecrası LinkenIn de kullanıcılarının şifrelerinin çalındığını açıklamıştı. Bu tür siber saldırı haberleri tüm dünyada yıl boyunca yankılanmıştı. 2013 yılına gelindiğinde Twitter, 250 bin kullanıcısının şifrelerinin çalındığını duyurmuştu. Türkiye’deki önemli kurumlar da bu tür saldırılarda ciddi zarar gördü.

    Bu saldırılardan korunmak için site güvenliğinin çok yüksek olması gerekiyor. Kullanıcıların da üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesiyle şifrelerin çalınması imkansız hale gelebiliyor.

    8 haneli bir şifre, yalnızca 9 dakikada çözümlenebilirken, 8 hafli bir sözcük ve bir sayıdan oluşan şifrenizin dolandırıcılar tarafından çözümlenmesi yaklaşık bir buçuk gün sürüyor. Yine 8 harfli bir şifre, bir yabancı karakter ve bir rakamdan oluşan şifrenin çözümlenebilmesi 19 yıldan fazla sürüyor. Bu şifreleri daha fazla harf, rakam ve karakterle karmaşık hale getirerek çözülmesini 17 milyon yıla kadar arttırabilirsiniz.

    BUNU ÖRNEKLERLE AÇIKLAYALIM

    Şifre: Aquarius

    Çözülme süresi: 9.08 dakika

    Şifre: Aquarius1

    Çözülme süresi: 1.59 gün

    Şifre: Aquar$ius1

    Çözülme süresi: 19.24 yıl

    Şifre: Aqu57ar$iu3s

    Çözülme süresi: 17,400,000 yıl

    Hackerların işlerini zorlaştırmak adına kullanıcıların atabileceği adımlar şöyle:

    Şifreleriniz, takım ismi veya kuruluş yılı olmasın.

    Oluşturduğunuz şifreler, mümkün olduğu kadar uzun olsun.

    Şifreleriniz büyük harf, küçük harf, sayı ve özel karakterler içersin.

    Kullanıcı adı ve parolalarınız aynı olmasın.

     

    http://www.zaman.com.tr/teknoloji_bu-sifreyi-kirmak-17-milyon-yil-aliyor_2051138.html

     

×
×
  • Create New...