Jump to content

mucit41

Üye
  • Posts

    3550
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    12

Everything posted by mucit41

  1. [quote name='maxi_cex' date='22 May 2011 - 17:33 ' timestamp='1306074807' post='1015516'] Peki bu program ağ üzerindeki diğer bilgisayarları da engeller mi? onların bilgisayarlarına yüklemek gerekli bildiğim kadarıyla. Ben onların bilgisayarına dokunmadan modem üzerinden bu işlemi yapsın istiyorum. [/quote] [img]http://i.imgur.com/dae3f.gif[/img] Genel Ayarlar İlk Açılacak Kullanıcı: Program başladığında hangi kullanıcının ayarlarının yükleneceğini belirler. 2 Bu Makine Bir Server: İşaretliyse kafe ortamında veya ağ ortamında veritabanının bu bilgisayarda olacağı ve clientların siteleri bu bilgisayara soracağı anlamına gelir. 3 Bu Makine Bir Terminal: İşaretliyse kafe ortamında veya ağ ortamında Server makineden bilgi alınacağı anlamına gelir. 4 Bu Makine Bir Ev Bilgisayarı: İşaretliyse hem yüklendiği makinede yasak siteleri kapatır hemde ağda server işlevini görür. 5 Açılışta Başlamayı Güvenli Yap: İşaretliyse program tüm programlardan önce açılır ve güvenli kipte dahi çalışır değilse msconfig de görünür. 6 Program Skin: İşaretliyse program görüntüsü daha güzel olur. 7 Otomatik Güncelle: İşaretliyse program ilk açıldığında kendini günceller. 8 Açılıştan Kaldır: Programı açılıştan kaldırmaya yarar. Resimden anlaşıldığı üzere tiev onaylı ücretsiz program internet kafe gibi paylaşımlı lokal ağ üzerinede çalışan bilgisayarlarıda engeleyebildiğine göre,ağ üzerinde rahatca kullanabilirsin.Denemende fayda var,geniş içerikli bir programa benziyor.
  2. Üreticinin açıklaması: Çocuklarımızın güvenlice internette gezmesi için [color="#FF0000"][b]Web Filtre v1.0[/b][/color] mutlaka bilgisayarlarınızda yüklü olmalı. Biliyorsunuz internet hem bilgi hemde zararlı içerik açısından çok geniş çocuklarımızı bunlardan korumak için artık bilgisayarımızda bir program şart ÜCRETSİZ olan yazılımız aileler için düşünülmüş tamamen TÜRKÇE olarak hazırlanmıştır. Programımızın en büyük özelliklerinden birisi de PAYLAŞIMLI olması sizin bir kişinin ekledi adres kontrol edildikten sonra bizim tarafımızdan onaylanırsa programı kullanan herkes programı güncelleye bastığında veya programı açıp kapattığında tüm yeni adresler otomatik olarak eklenecektir. Bu sayede yasak site, izinli site, yasak kelime ve izinli kelimeler hergün daha da gelişecek ve programın daha da kararlı olarak sitelere izin vermesi veya yasaklanması sağlanacaktır. Not: Girdiğiniz siteleri paylaşmak istemiyorsanız Web Filtreye bildir seçeneğinin işaretini kaldırmanız yeterlidir. Otomatik güncelleme ile yeni adresleri almasını istemiyorsanız ayarlardan otomatik güncelle işaretini de kaldırın. [b]Programın Çalışma Mantığı[/b] Programımız ilk kurulduğunda ayarları değiştirilmezse sadece adres ve başlığa göre tarama yapar istenirse kullanıcı ayarlarında seviye 3`e getirilerek içerik tarama da aktif yapılabilir. Kelime bazlı taramada program öncelikle site başlığı - site içeriğinde veya ikisinde de (ayarlardan seçilen ayara göre) yasak kelimeyi tarar bu tarama işlemi tam kelimedir yani yasak kelime seks ise seksoloji kelimesi içinde bulunan seksoloji kelimesini yasak olarak kabul etmez bir kelimeyi yasak olarak kabul edebilmesi için seks bilgisi gibi olması lazım yani başında ve sonunda nokta, boşluk noktalı virgül, vs... gibi karakterlerin bulunması veya hiçbir karakterin bulunmaması gerekir. Yasaklı kelime bulununca program izinli kelimeleri yine aynı mantıkla tarar ve izinli ise yasak olan kelimeyi göz ardı eder. Program kelime taramasını bitirdikten sonra izinli sitelerde arama yapar son olarak yasak sitelerde arama yapar ve siteyi gösterip göstermeyeceğine karar verir. [code]http://hotfile.com/dl/109491239/c0e6ce1/homekur.exe.html[/code]
  3. Modem vs şeylerle uğraşmayı bırakıp pc de var olan hosts klasörü ile istediğin siteyi programsız engelleyebilirisin. Aşağıdaki yönergeleri uygulayın sisteler engellenmiş olur. Windows 7 = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC Windows Vista = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC Windows XP = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC Windows 2K = C:\WINNT\SYSTEM32\DRIVERS\ETC Win 98/ME = C:\WINDOWS C:\WINDOWS\system32\drivers\etc altındaki “hosts” dosyasının üzerine çift tıklayalım ve NotePad ile açalım. “127.0.0.1 localhost” satırının hemen altına [color="#0000FF"][b]127.0.0.1[/b][/color] [color="#FF0000"][b]engellemek istediğin site adı www ler ile.[/b][/color] [color="#0000FF"][b][b]127.0.0.1[/b][/b][/color] [color="#FF0000"][b]engellemek istediğin site adı www yok.[/b][/color] Bu satırları ekleyip dosyayı bu şekilde kaydedeceğiz. [color="#800080"][b]Örnek :[/b][/color] “127.0.0.1 localhost” satırının hemen altına 127.0.0.1 www.youtube.com 127.0.0.1 youtube.com [img]http://i.imgur.com/jieKb.jpg[/img]
  4. [center][size="4"][color="#8B0000"][b]Misak-ı Milli'nin orjinal belgesi kayıp[/b][/color][/size][/center] [center][img]http://i.sabah.com.tr/sbh/2011/05/21/Haber/399597789440.jpg?399812010932[/img][/center] [b]Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş belgesi olarak kabul edilen Misak-ı Milli (Milli Yemin) orijinal belgesi bulunamıyor.[/b] Milli Yemin belgesinin Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, TBMM, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, Genelkurmay Tarihi ve Stratajik Etüt Başkanlığı'nda olmadığı ortaya çıktı. Misak-ı Milli'nin 12 Eylül 1980 Darbesi'ni gerçekleştiren Kenan Evren ve arkadaşları tarafından kağıt üretiminde kullanılmak üzere SEKA'ya devredilen siyasi parti evrakları içinde yok edilmiş olabileceği belirtiliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, 15 yıldan beri peşine düştüğü Misak-ı Milli(Milli Yemin) belgesinin devlet arşivlerinde olmadığını ortaya çıkardı. İyimaya "Siyaset Kurumu'nun Ortak Günahı Yasama Reformu" adıyla kaleme aldığı kitabında, Misak-ı Milli belgesinin devlet arşivlerinde olmadığını belgeleri ile ortaya koydu. İyimaya, avukatlık döneminde Ankara Barosu olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş belgeleri ile ilgili bir çalışma yaparken tüm kamu kurum ve kuruluşlarından Misak-ı Milli'nin orijinal metnini talep ettiklerini ancak hiçbir kurumun belgeyi bulup kendilerine veremediğini söyledi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya şu değerlendirmede bulundu: "Ben bu belgeyi daha milletvekili seçilmeden önce aramaya başladım. 15 yıldan beri peşindeyim ama bulamadım. Milletvekili olduktan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü ve Genelkurmay Başkanlığı'na resmi yazı ile başvurarak Misak-ı Milli'nin ıslak imzalı orijinal metnine ulaşmaya çalıştım. Normalde bu belgenin TBMM arşivinde bulunması gerekiyor. Olması, bulunması gereken yer TBMM arşivi. Ancak TBMM'de darbeler sebebiyle büyük kesintiler yaşanmış ve sağlıklı bir arşiv oluşturulamamış. Ya bu belge bir şahıs tarafından alınıp yerine konmadı veya yok edildi." İyimaya'nın 'Siyaset Kurumunun Ortak Günahı Yasama Reformu' isimli kitabında, "Meclis arşivinde aslı bulunmayan Misak-ı Milli belgesinin Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde, Türk İnkılap Tarihi Enstütüsü'nde, Genelkurmay Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı'nda bulunmadığı anlaşılmıştır." deniliyor. Ahmet İyimaya, belgenin Türkiye Cumhuriyeti'nin 'Magna Carta'sı olduğunu anlatırken, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan bir belgenin korunamamış olmasının büyük bir ayıp olduğunu söyledi. İyimaya, "Bu belge Türkiye Cumhuriyeti'nin coğrafi sınırlarını belirlemesi bakımından Magna Carta'dan farkı yok. Üstelik bu belge tüm dünyaya ilan edilmiş bir belgedir. Ulus devletine geçişin en önemli belgesidir. Eğer yok edilmemiş ise bu belgenin mutlaka devletin arşivlerinde yerini alması gerekir." ifadelerini kullandı. [color="#8B0000"][b]MİSAK-I MİLLİ (MİLLİ YEMİN) BELGESİ NEDİR?[/b][/color] Misak-ı Millî (Millî Yemin ya da Ulusal Ant), Türk Kurtuluş Savaşı'nın siyasî manifestosu olan altı maddelik bildirinin adı idi. İstanbul'da toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından 28 Ocak 1920'de oybirliği ile kabul edilerek 17 Şubat 1920'de kamuoyuna açıklandı. Misak-ı Millî'nin ana hatları Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı organize etmek için Anadolu'da gerçekleştirdiği Erzurum ve Sivas kongrelerinde şekillendirildi. Sivas Kongresi'nde alınan kararlar üzerine henüz İstanbul'da bulunan Damat Ferit Paşa Hükümeti 11 Eylül'de genel seçim kararı aldı. Kasım ayında yapılan seçimlerde, Anadolu'nun her ilinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin gösterdiği adaylar kazandı. Seçilen adaylar 1 Ocak 1920 itibariyle Ankara'da toplanmaya başladı. Ankara'ya gelerek Mustafa Kemal Atatürk ile görüşen yeni seçilmiş milletvekilleri Sivas Kongresi'nde alınan kararları bir metinle Misak-ı Milli haline getirdi. 6 maddelik metinde Atatürk ve arkadaşlarının ıslak imzaları vardı. Trabzon Milletvekili Hüsrev Sami Gerede aracılığı ile İstanbul'da bulunan Meclis-i Mebusan'a sunuldu. 12 Ocak 1920'de İstanbul'da çalışmalarına başlayan Meclis, yönetim organlarını seçtikten sonra ilk olarak 28 Ocak'ta gerçekleştirdiği kapalı oturumda "Ahd-ı Millî Beyannamesi" adıyla Misak-ı Milli'yi kabul etti. 12 Şubat'ta Edirne Milletvekili Şeref Bey'in önerisi üzerine, beyannamenin bütün dünya parlamentolarına ve basına açıklanması kararlaştırıldı. Türkiye Cumhuriyeti'nin varoluş felsefesini ve coğrafi sınırlarını dünyaya ilan eden belge, ulusal devlet bünyesinde hangi etnik unsurların da yer alacağını açıklıyordu. Ancak tarihçilerin yıllarca araştırmasına rağmen, Meclis-i Mebusan tutanaklarında da belgenin özgün hali bulunamadı. Bu belgeden en fazla rahatsızlık duyanlar ise o dönemde İstanbul'u işgale hazırlanan İngilizler olmuştu. Dönemin İngiliz Büyükelçisi Horace Rumbold, Misak-ı Milli'nin ilanından büyük rahatsızlık duymuş ve böyle bir belgenin parlamentoda kabul ediliş biçiminin büyük hata olduğunu belirterek, belgenin geçerliliği olmadığını iddia etmişti. Misak-ı Milli'nin ilanı ile birlikte İngilizler İstanbul'u işgal etti. 16 Mart 1920'de İstanbul'u işgal eden İngilizler parlamentoyu da dağıttı. Birçok milletvekili Malta Adası'na sürgüne gönderildi. Kalan milletvekilleri ise Ankara'ya kaçarak Mustafa Kemal'in başlattığı Kurtuluş Savaşı'na destek verdi. Meclis-i Mebusan; 69'u Müslüman ve 46'sı gayrimüslim 115 üyeden oluşuyordu. Londra Konferansı ile tüm dünyaya duyurulan 28 Ocak 1920 tarihinde Misak-ı Milli şu maddelerden oluşuyordu: 1- Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığında Türk askerlerinin elinde bulunan topraklar bir bütündür, parçalanamaz. Mütareke Antlaşmasının çizdiği sınırlar içinde, din, ırk ve asılca birlik oluşturan vatandaşların oturduğu yerler hiçbir biçimde yurttan kopartılamaz. 2-Osmanlı saltanatının ve halifeliğin merkezi İstanbul'un güvenlik içinde bulunması şartı ile Boğazlar açılabilir. Arap topraklarının, Batı Trakya'nın ve Kars, Ardahan ve Batum'da halkoyuna başvurulması gerekir. 3-Osmanlı Devleti'ndeki Arapların çoğunlukta olduğu yerlerde de halkoyuna gidilmelidir. 4-Bağımsızlığımızı sınırlayacak siyasî, ekonomik hiç bir antlaşma kabul edilemez (kapitülasyonlar). 5-Ülke hudutları içinde kalan azınlıklara komşu ülkelerdeki Müslüman halka tanınan haklardan fazlası tanınamaz. 6-Bu şartlar kabul edilmezse barış yapmak imk'nsızdır. [b]Sabah[/b]
  5. [center][size="4"][color="#800080"][b]İsrail siber savaşa hazırlanıyor![/b][/color][/size][/center] [center][b]Ulusal Sibernetik Görev Gücü kuruluyor[/b][/center] [center][img]http://im.haberturk.com/2011/05/21/632777_detay.jpg?1305990124[/img][/center] İsrail Başbakanı Netanyahu, ülkesinin tüm hayati sistemleri felce uğratabilecek siber saldırılara açık olduğu uyarısında bulundu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ülkesinin, stratejik bilgisayar ağlarına yabancı devletlerden yöneltilebilecek siber terör saldırılarını önlemek üzere bir görev gücü kurulduğunu açıkladı. İsrail Başbakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ulusal sibernetik görev gücünün amacının İsrail'i savunma sistemlerine ve altyapı şebekelerine verilebilecek olası zararlardan korumak olduğu belirtildi. Ulusal sibernetik görev gücünün başkanlığını Ulusal Araştırma ve Geliştirme Konseyi Direktörü Prof. İzak Ben-İsrail'in yaptığı bildirildi. Netanyahu, İsrail'in ülke yaşamının dayandığı tüm hayati sistemleri felce uğratabilecek siber saldırılara açık olduğu uyarısında bulundu ve "Elektrik, su şebekeleri, kredi kartları, ulaşım, trafik; bunların hepsi bilgisayarlarla yönetiliyor ve dolayısıyla saldırıdan zarar görebilir. Bu gibi tehditlere cevap verecek bir savunma sisteminin acilen oluşturulması gerekiyor" diye konuştu. Netanyahu, "hükümetin aldığı önlemlerin, tehdidin güvenliği ilgilendiren kısmı ile ilgili olduğunu" sözlerine ekledi. Başbakanlık açıklamasında, bu görev gücünün geçtiğimiz yıllarda dünyada meydana gelen bu tür saldırılardan sonra kurulmasına karar verildiği belirtilerek, Brezilya'da elektrik şebekesinin ve Estonya'da bankacılık sisteminin hacker'ların saldırılarına maruz kaldığı hatırlatıldı. İsrail'in elektronik sisteminin de sürekli olarak bu tür tehditlerin altında kaldığına işaret edilen açıklamada, 2008 yılında İsrail Merkez Bankası'nın sitesinin devre dışı kaldığı, geçen yıl Haziran ayında da Mavi Marmara gemisine yapılan saldırının ardından, Tel Aviv belediyesinin de aralarında bulunduğu bir çok İsrailli internet sitesinin hacker'ların saldırısına uğradığı ifade edildi. [b]Haberturk[/b]
  6. Konuda adı gecen yasaklamalar yanlız serbes piyasada cd ve dvd vs tarzda satışlarına yasaklamalar getiriliyor,yani vatandaşın ödedikleri paraların yurt dışına ucmasına enegellemek için yapılan uygulama,kapsam olarak internetten indirilmesine bir yasak yok gibi bir şey belkide zaman içinde oda olabilir ne malum.
  7. [quote name='dj sms' date='21 May 2011 - 23:49 ' timestamp='1306010949' post='1015045'] Ya bu kaçıncı yasak haberi [/quote] Etraf yasaklarla çalkalanıyor haberin yokmu.Dua edelimde forum sitelerine sıcramasın bu yasaklar zinciri.Sonra hepimizin hali ne olur.
  8. Tamam herşey güzelde belki hepinizde farkındasınız,bir albüm çıkarıyorlar yerli yada yabancı 1 tane şarkısı iyi gerisi vasat,1 şarkı içinmi albüm cd sine para verilecek,tüm parçaları hareketli beğenilir olsa hadi alan alırda.Yazık 1 şarkı için cd almaya.Zaman gelsin göreceğiz uygulamalar yapılıyormu yada yapılmıyormu.Yine paylaşımda bulunanlar çıkar.
  9. [quote name='KintaRo' date='19 May 2011 - 09:33 ' timestamp='1305786790' post='1013322'] abi adam yabancı dizi demiş ne yaptın sen [/quote] Yerden göğe kadar haklısın yanlız ben yabancı dizi takip etmiyorum.Pc ye indiridiğim Chris Angel tüm sezonları arada bir ona bakıyorum.Gıcık oluyorum tvlere 5-10 da bir verdikleri reklamlara.Tek izlediklerim yorumdakiler ama sabırla takip ediyorum onları reklamlardan dolayı.Kendine iyi bak.
  10. mucit41

    Ipv6 Nedir

    [color="#0000FF"][b]Son çıkan haberler doğrultusunda konu tekrar günceldir.[/b][/color] [color="#800080"][b]Bundan sonra değişime uğrayacak internet protokolleri dolayısı ile yukardaki bilgilerden sık sık faydalancaksınız.Yukardakileri iyice okumanızı dilerim.Konuyu yorumsuz bırakmayınız,aranızda seviyeli bilgi alış verişi sağlayınız.Saygılarımla.[/b][/color]
  11. [quote name='tutuklu8' date='21 May 2011 - 14:04 ' timestamp='1305975867' post='1014693'] ip v 6 xp yok acaba eklenebilirmi [/quote] [b]Sorunun cevabına ve konuda adı gecen IPv6 hakkındaki bilgilere alttaki topicten ulaşabilirisiniz.[/b] [code]http://www.tnctr.com/topic/161925-ipv6-nedir/[/code]
  12. [center][size="4"][color="#FF0000"][b]İnternet 8 Haziran'da duracak mı?[/b][/color][/size][/center] [center][img]http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/2010/688120110521074958970.jpg[/img][/center] Son yıllarda internete bağlanan cep telefonu, bilgisayar ve modem sayısındaki patlama sonsuz gibi görünen okyanusun sonunu getirdi ve mevcut IP adresleri bitti: İnternete bağlanan her bilgisayar, modem, server ya da akıllı telefonun, kendine özgü bir Internet Protokol (IP) adresi var. 1977 yılında oluşturulan ve bilgisayar dünyasında IPv4 denilen, 4 haneli ikili numaralardan oluşan mevcut Internet Protokolü, o gün için sonsuz gibi görünen 4,3 milyarlık adres kapasitesiyle oluşturulmuştu. Ancak son yıllarda internete bağlanan cep telefonu, bilgisayar ve modem sayısındaki patlama sonsuz gibi görünen okyanusun sonunu getirdi. Başta Google olmak üzere birçok internet devi 8 Haziran gününden itibaren yeni oluşturulan tam 128 haneli yeni IP formatı IPv6’li adresleri kullanıma açacak ve 24 saatlik deneme süresi başlayacak. İnternette, 8 Haziran günü internetin tamamen durabileceği iddiları dolaşırken, Scientific American dergisinin son sayısında yer alan bir habere göre, geçiş sanıldığında çok da sorunsuz olacak. [b]ESKİ MODELLLER İÇİN YOLUN SONU[/b] Dergiye açıklama yapan ‘’Asia Pacific Network Information Center’’ baş uzmanı Geoff Huston, çok eski modeller dışında tüm bilgisayar ve cep telefonlarının her iki protokolle de çalışabileceğini belirtirken, eski model DSL ya da kablo modemlerin uyumlu olamayabileceği uyarısı yapıyor. Huston, eski model DSL ya da kablo modem kullanıcılarının, IPv6 protokolüne ulaşmaya çalışırken ya yavaşlık ya da hiç bağlanamama sorunu yaşayabilecekleri uyarısında bulunyor. Birkaç yıl boyunca internet şirketlerinin her iki protokol formatını da desteklemeye devam etmek zorunda olduklarını kaydeden Huston, ‘’Ancak bir noktada IPv6 bütün internet iletişimine hakim olacak ve herkes ona uymak zorunda olacak.’’ diye konuşuyor. [b](Haber 7) [/b]
  13. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"] Türkiye'nin En Büyük Crysis 2 Turnuvası [/color] [/b] [color="#0000FF"][b][u]Kaynak Linki :[/b][/u][/color] [code] http://www.haberprogram.com/Haber/149840/2011/05/20-turkiyenin-en-buyuk-crysis-2-turnuvasi.php[/code] [color="#0000FF"][b]Konu Tarihi:[/b][/color] [b][color="#FF0000"]20 Mayıs 2011 Cuma [/color][/b] [quote] [b] [img]http://img.haberprogram.com/2011/05/20/149840-turkiyenin-en-buyuk-crysis-2-turnuvasi-Resim.jpg[/img] TTNET online oyunlara olan yatırımlarına devam ediyor. Firma popüler FPS oyunu Crysis 2 için büyük bir online turnuva düzenlemek için kolları sıvadı. İşte detaylar. TTNET’in oyun pazarına yaptığı katkılar sürüyor. Bundan 2 ay önce Türkiye’nin ilk ve tek çevrimiçi dijital oyun mağazası Playstore.com’u açan firma şimdi ise popüler FPS oyunu Crysis 2 hayranlarını sevindirecek bir organizasyon hazırlıyor. Online Crysis 2 turnuvası düzenleyecek olan firma kazananlara toplamda 40 bin lira değerinde ödül dağıtacak. Bugünden itibaren, başlayan turnuva kayıtları 1 Haziran’a kadar devam edecek. 1 Haziran’da başlayacak olan turnuvada ise ilk 15 gün sadece Playstore üzerinden Crysis 2 satın alan PlayStation 3 sahipleri bulunacak. 15 Haziran, 1 Eylül arasında ise tüm oyuncular bu turnaya katılabilecek. Katılımcılardan 5 kişiye LG 47 inç 3D TV, 5 kişiye LG 3D monitör, 5 kişiye ise LG 3D Bluray Oynatıcı hediye edilecek. Böylece oyuncular dünyanın en gelişmiş 3D teknolojisine sahip bu oyunu dünyanın en gelişmiş 3D TV’leri ile oynama zevkine kavuşacak. Ayrıca yarışmaya katılanlar, Logitech Gaming Klavye ve Fare seti ile Crysis 2 figürü kazanma şansı elde edecek. [/b] [/quote]
  14. [center][size="4"][color="#FF0000"][b]Dünyanın ilk 16.10 MP kameralı telefonu[/b][/color][/size][/center] Elektronik dünyasının köklü firmalarından Sharp, hem ilkleri ile dikkat çeken bir akıllı telefon hazırladı. Hem ilk kapaklı Android 2.3 işletim sistemini kullanan akıllı telefon olan 007SH, ayrıca 16.10 megapiksel kamerası ile de bir ilke imza atıyor. [img]http://www.techno-labs.com/image/index/345/sharp_1_3d.jpg[/img] 3.4 inç büyüklüğündeki 3D ASV dokunmatik ekranı sayesinde, 3D video ve fotoğraf gösterme özelliğine sahip. Sharp'ın aynı seri televizyonları ile HDTV bağlantısı daha hızlı ve pratik şekilde kurulabiliyor. Telefonun bir ilginç yanıda IPX5 / IPX7 standartlarını karşılayan su geçirmez yapıdaki kasası. Bu kadar ilginç özelliklerin bir arada bulunmadığı akıllı telefon pazarında, kendi segmentinde bayağı başarı sağlayacağı düşünülüyor. Hem dokunmatik ekrana, hemde üzerindeki tuşlarla kontrol edebilen, 3D destekli, 16.10 MP kameraya sahip ve su geçirmez yapıdaki telefonun henüz fiyatı ve çıkış tarihi hakkında bir bilgi bulunmuyor. [b]techno-labs[/b]
  15. Kanal T tv de bu akşam yeni haber kuşağına katılan deprem uzmanı prof.ün beyanı doğrultusunda dün oluşan 23:15 teki 5.9 luk depremin beklenen İstanbul depremini tetikleyeceğini söylemiştir.Bilgilerinize sunarım.
  16. [center][size="5"][color="#800080"][b]21 Mayıs 2011 Kıyamet Sendronomu[/b][/color][/size][/center] Arapça “Diriliş” ve “Hüküm Günü” anlamına gelen Kıyamet’e, dünyanın bir gün sona ereceğine, ışıkların söneceğine, yeryüzüyle gökyüzünün birleşeceğine ve şimdiye kadar yaşamış tüm insanlardan hesap sorulacağına inanmak İslamiyet’e özgü değil. Başta Yahudilik ve Hıristiyanlık olmak üzere başka dinlerde de “Kıyamet Günü” inancı var. Özellikle Yahudilerin kıyametle ilgili inançları Müslümanlarınkine çok benziyor. Kıyamet Günü’nün tarihi verilmese de büyük ve küçük işaretleri uzun uzun anlatılıyor. İnsanların itaatsiz, nankör, günahkâr ve acımasız hale gelmesi, anne-babaya saygı gösterilmemesi, Dünya’yı 40 gün boyunca duman kaplaması, Güneş’in batıdan doğması, deprem gibi korkunç doğal afetler, meleklerin borazan çalması ve ölülerin yeniden canlanması gibi. Ortadoğu merkezli üç dinden daha eski inançlarda da diğer kıyamet senaryolarına rastlamak mümkün. Kıyamet, özetle iyi ve kötülerin hesaplaşacağı son gün. [img]http://blogs.voanews.com/turkish/milhan/files/2011/05/apocalypse_800.jpg[/img] [center][size="4"][color="#FF0000"][b]KIYAMET GÜNÜ! 21 MAYIS 2011[/b][/color] [/size] [/center] Bu insanları öldürmelerine değil, beş ay süreyle işkence etmelerine izin verildi. Yaptıkları işkence, bir akrebin insanı soktuğu zaman verdiği acıya benziyordu. Vahiy 9:5 [center][size="4"][color="#FF0000"][b]DÜNYANIN SONU 21 EKİM 2011 [/b][/color][/size][/center] Bu risalenin amacı, şimdi dünyada her bir insanı Tanrı’yla barıştırmanın ne kadar acil olduğunu size bildirmektir. Kutsal Kitap Tanrı Sözüdür! Kutsal Kitap’taki her şey Tanrı’nın Kendisinin tüm yetkisini taşımaktadır. Şimdi, bu zamanda, bilgi dosdoğru bir şekilde Kutsal Kitap’tan gelmektedir ki bu da Tanrı’nın Kıyamet Günü ve dünyanın sonuna dair planını açıkça göstermektedir. Kutsal Kitap tarihin zaman çizgisi hakkındaki sırlarını açmıştır. Bu bilgi daha önce bilinmemekteydi çünkü Tanrı Kendi Sözünü kapatmış, dünyanın sonuna dair herhangi bir şekilde bilgi edinme çabalarını engellemiştir. Böyle olduğunu Daniel kitabında okumaktayız: Daniel 12:9 Şöyle yanıtladı: ‹‹Sen git, Daniel. Bu sözler son gelinceye dek saklanıp mühürlenecek. Ancak, artık günümüzde, Tanrı zamanın sonu (ve daha başka birçok öğreti) hakkında çok büyük bir hakikati açıklamak üzere Kendi Sözünü (Kutsal Kitabı) açmıştır. Ayrıca, Daniel kitabının aynı bölümünde, şöyle denmektedir: Daniel 12:4 Ama sen, ey Daniel, son gelinceye dek bu sözleri sakla, kitabı mühürle. Bilgileri artsın diye birçokları oraya buraya gidecek.›› Zamanın sonuna geldiğimiz için Tanrı artık Söz’ünü açıkça meydana koyuyor. Bu nedenle, dünya tarihinin son günlerinde yaşıyor olduğumuz Kutsal Kitabı ciddiyetle çalışanlar için apaçık ortadadır. Aslında, zamanın sonunda yaşadığımız için, Tanrı artık Kendi insanlarına şu bilgiyi göstermektedir: [color="#0000FF"][b]KUTSAL KİTABIN TARİH TAKVİMİ[/b][/color] [img]http://www.hurriyetport.com/image/32419/thumb/in.jpg[/img] Tanrı Kendi insanlarının algılarını Kutsal Kitapta bulunan “Kutsal Kitap takvimi”ne açmış bulunmaktadır. Yaratılış kitabındaki soyağaçları, özellikle 5. ve 11. bölümler, bu dünyada insanlık tarihinin kesin bir takvimi olarak gösterilebilir. Kutsal Kitabın tarih takvimi tamamen kesin ve güvenilirdir. Bu Kutsal Kitap takvimi Tanrı tarafından Kendi Söz’ünde verildiğinden, ona samimiyetle inanılabilir. Bu kısa risalede, Kutsal Kitap takviminden ve Kutsal Yazılar üzerine yapılan başka çalışmalardan çıkardığımız bazı sonuçları paylaşacağız. Ancak, mevcut olan bilgi miktarı çok fazla ve yoğun olduğundan, bu kısa risalede çok fazla ayrıntıya giremeyeceğiz, ama yine de kesin ve önemli tarihleri belirteceğiz. Bu tarihlere tamamen güvenilebilir çünkü hepsi Kutsal Kitap’ta bulunmaktadırlar. (E-Kutsal Kitap Kardeşliği’nin Aile Radyosu’yla ilişkisi yoktur; ancak, şu adrese yazarak, “Neredeyse Oradayız!” adlı kitabı ücretsiz olarak edinmenizi önemle tavsiye ederiz: Family Stations, Inc., 290 Hegenberger Rd., Oakland, CA 94621. Bu kitap Kıyamet Günü’nün zamanlamasına ve dünyanın sonuna dair çok geniş ayrıntılar vermektedir. Ayrıca, “Neredeyse Oradayız!”ı internet üzerinden okuyabilir veya indirebilirsiniz: www.familyradio.com). [color="#0000FF"][b]TARİHTE ÖNEMLİ OLAYLARIN ZAMANLARI[/b][/color] İ.Ö. 11.013—Yaratılış. Tanrı dünyayı ve insanı (Âdem’le Havva’yı) yarattı. İ.Ö. 4990—Nuh’un Tufanı. Dünya çapında gerçekleşen bir tufanla her şey yok oldu. Sadece Nuh, karısı, üç oğlu ve onların eşleri Nuh’un gemisinde kalarak kurtuldular (Yaratılış’tan 6023 yıl sonra). İ.Ö. 7—İsa Mesih’in doğduğu yıl (Yaratılış’tan 11.006 yıl sonra). İ.S. 33—İsa Mesih’in çarmıha gerilmesi ve kilise çağının başlangıcı (Yaratılış’tan 11.045 yıl sonra; Nuh’un tufanından 5023 yıl sonra). İ.S. 1988—Bu yıl kilise çağını sona erdirmiş ve 23 yıllık büyük sıkıntı dönemini başlatmıştır (Yaratılış’tan 13.000 yıl sonra). İ.S. 1994—7 Eylül’de, büyük sıkıntının ilk 2300 günlük dönemi sona ermiş ve kilise dışındaki çok sayıdaki kişiyi kurtarmak üzere Tanrı’nın planıyla sonraki yağmur başlamıştır (Yaratılış’tan 13.006 yıl sonra). İ.S. 2011—21 Mayıs’ta, Kıyamet Günü gelecek ve Yükseliş (Tanrı tarafından seçilmiş kişilerin cennete yükselmesi) 23 yıllık büyük sıkıntı döneminin sonunda meydana gelecektir. 21 Ekim’de dünya ateşle yok edilecektir (Nuh’un tufanından 7000 yıl sonra; Yaratılış’tan 13.023 yıl sonra). [color="#0000FF"][b]BİR GÜN 1000 YIL GİBİDİR[/b][/color] Tanrı’nın çocuğu Kutsal Kitap’tan Yaratılış 7’nin iki anlama geldiğini öğrenmiştir: Yaratılış 7:4 Çünkü yedi gün sonra yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdıracağım. Yarattığım her canlıyı yeryüzünden silip atacağım. Tarihsel olarak, Tanrı bu kelimeleri buyurduğunda, Nuh, ailesi ve hayvanların güvenle geminin içine girmeleri için yedi gün kalmıştı; ama manevi olarak (ve Kutsal Kitap da manevi bir kitaptır), Tanrı dünyadaki bütün insanlara sesleniyor ve günahkâr insanlığın İsa Mesih tarafından vaat edilen kurtuluşa erişebilmek için 7000 sene beklemeleri gerektiğini bildiriyordu. Bunu nasıl bilebiliriz? Bunu 2. Petrus, üçüncü bölümde okuduklarımıza dayanarak biliyoruz: 2. Petrus 3:6-8 O zamanki dünya yine suyla, tufanla mahvolmuştu. Şimdiki yer ve gökler ise ateşe verilmek üzere aynı sözle saklanıyor, tanrısız kişilerin yargılanarak mahvolacağı güne dek korunuyorlar. Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki, Rab'bin gözünde bir gün bin yıl ve bin yıl bir gün gibidir. 2. Petrus’un üçüncü bölümünde anlatılanlar çok önemlidir! İlk satırlarda, Tanrı Nuh’un zamanında dünyanın tufan ile yok edilmesine gönderme yapmaktadır. Sonra, bir şeye, yani bir gün bin yıl ve bin yıl bir gün gibi olmasına, “cahil” kalmamamıza dair bir ihtarda bulunmaktadır. Bu bilgiyi hemen takiben, şimdiki dünyanın ateşle nasıl yok olacağı etkileyici bir şekilde anlatılmıştır. Tanrı bize bir günü bin günle benzeştirmekle acaba ne söylüyor olabilir? Kutsal Kitabın sayfalarında tarih takvimini yakın zamanda keşfettiğimiz için, Nuh’un zamanındaki tufanın İ.Ö. 4990 yılında gerçekleştiğini öğrendik. Bu tarih tamamen kesindir (tarihin Kutsal Kitap zaman çizelgesi üzerine daha fazla bilgi için lütfen www.familyradio.com’a gidiniz). Tanrı Nuh’a dünyanın sel altında kalmasına 7 gün kaldığını açıkladığı yıl İ.Ö. 4990’dı. Şimdi, eğer o 7 günün her birini 1000 yıl olarak sayarsak, 7000 yıl elde ederiz. Ve İ.Ö. 4990’a 7000 yılı eklersek, elimize geçen yılın 2011 olduğunu görmekteyiz. 4990 + 2011 = 7001 Not: Eski Ahit’ten Yeni Ahit’e doğru bir sayımda, muhakkak bir yıl çıkarınız çünkü sıfır sayılı bir yıl bulunmamaktadır, bu da tam olarak: 4990 + 2011 – 1 = 7000 yıl yapar. İ.S. 2011 yılı Nuh’un zamanındaki tufanın gerçekleşmesinin 7000. yılıdır. Bu, insanlığa Tanrı’nın gözünde lütuf kazanmak için verilen zamanın sonu olacaktır. Bu da İsa Mesih’e sığınmak için kalan zamanın iyice azaldığı anlamına gelmektedir. İ.S. 2011 yılına birkaç adım uzakta bulunmaktayız! Tanrı’nın insanlarına dünyanın sonunun tarihinin verilmiş olması tuhaf değildir. Aslında, Kutsal Kitap bize bunun doğal bir durum olduğunu bildirmektedir. Geçmiş zamanlarda, Tanrı Kendi insanlarına yaklaşan karar dönemlerine dair uyarıda bulunmuştur: Amos 3:7 Gerçek şu ki, Egemen RAB kulu peygamberlere Sırrını açmadıkça bir şey yapmaz. İbraniler 11:7 İman sayesinde Nuh, henüz olmamış olaylarla ilgili olarak Tanrı tarafından uyarılınca, Tanrı korkusuyla ev halkının kurtuluşu için bir gemi yaptı. Bununla dünyayı yargıladı ve imana dayanan doğruluğun mirasçısı oldu. [color="#0000FF"][b]KIYAMET GÜNÜ: 21 MAYIS 2011[/b][/color] [img]http://www.susmayiz.com/wp-content/uploads/abd-21-mayıs-kıyamet-300x128.jpg[/img] 2011 yılının tufandan beri 7000. yıl olduğunu biliyoruz. Ayrıca tanrı’nın bu yılda her şeyi yok ettiğini de biliyoruz. Peki, 2011’de de böyle mi olacaktır? Cevap çok şaşırtıcıdır. Yaratılış kitabındaki tufan bahsine tekrar bir bakalım: Yaratılış 7:11 Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı. Sözüne sadık olarak, Tanrı 600. yıldan 7 gün sonra, ikinci ayın 17. gününde Nuh’un yaşına denk düşecek şekilde tufana meydan verdi. İşte bu ikinci aynı 17. gününde Tanrı, içindekilerin güvenliğini sağlayarak ve gemini dışındaki dünyadaki herkesin kaderini mühürleyerek geminin kapısını kapattı. Artık onların hepsi bu dünya çapındaki felakette kesinlikle yok olacaklardı. Yaratılış 7:16,17 Gemiye giren hayvanlar Tanrının Nuha buyurduğu gibi erkek ve dişiydi. RAB Nuhun ardından kapıyı kapadı. Tufan kırk gün sürdü. Çoğalan sular gemiyi yerden yukarı kaldırdı. Daha önce kilise çağının İ.S. 1988 yılında sona erdiğinden bahsetmiştik. Kilise çağı İ.S. 33 yılında Pentecost gününde (22 Mayıs) başlamıştı. 1955 yıl sonra, kilise çağı 21 Mayıs’ta sona erdi ki bu tarih 1988’de Pentecost’tan bir önceki gündü. Kutsal Kitap kilise çapının büyük sıkıntının başlangıcıyla aynı zamanda gerçekleşeceğini bildirmiştir: Matta 24:21 Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da olmayacaktır. 21 Mayıs 1988’de Tanrı kiliselerin ve dünyadaki dinsel örgütlerin kullanılmasına son vermiştir. Tanrı’nın Ruh’u bütün kiliselerden ve Şeytan’dan, günahkâr insandan ayrılmış ve tam bu zamanda yönetmek üzere kiliselere girmiştir. Kutsal Kitap bize kiliseler üzerindeki bu felaket karar döneminin 23 yıl süreceğini bildirmiştir. 23 yıl (tam olarak 8400 gün) 21 Mayıs 1988’den 21 Mayıs 2011’e kadardır. Bu bilgiye, tufandan 7000 yıl sonrasına dair olan bilgiden tamamen ayrı olarak ulaşılmıştır. Bu nedenle, 23 yıllık sıkıntı döneminin 21 Mayıs 2011’de sonuçlanacağını görmekteyiz. Bu tarik, büyük sıkıntının tam olarak sona ereceği kesin tarihtir, ve bu tarih ayrıca Nuh’un zamanından bu yana geçen 7000 yılın sona ereceği en olası gündür. Tanrı’nın Nuh’un takvimine göre ikinci ayın 17. gününde geminin kapılarını kapattığını aklınızda tutunuz. Ayrıca, 21 Mayıs 2011’in büyük sıkıntı döneminin sonu olduğunu bulmaktayız. Nuh’un takviminin ikinci ayının 17. günüyle Gregoryen takvimimizin 21 Mayıs 2011’i arasında çok kuvvetli bir ilişki bulunmaktadır. Göz önünde tutulması gerekn başka bir takvim olduğunu fark etmden bu ilişkiyi görmek kolay değildir, bu takvim İbrani (veya Kutsal Kitabın) takvimidir. 21 Mayıs 2011, İbrani takvimine göre ikinci ayın 17. gününe tekabül etmektedir. Tanrı, bununla, tufandan sonraki 7000 yıllık süreye dair çok doğru bir anlayışa sahip olduğumuzu tasdik etmektedir. 21 Mayıs 2011 Tanrı Nuh’un gemisinin kapısını kapattığı zamana denk bir zamandır. Bununla ve diğer Kutsal Kitap bilgileriyle, 21 Mayıs 2011’in Tanrı’nın Kendi seçilmiş insanlarını cennete götüreceği gün olduğunu bulmuş oluyoruz. 21 Mayıs 2011 Kıyamet Günü olacaktır! Ve Tanrı’nın dünyadaki kurtuluş kapılarını kapattığı gün olacaktır. Başka bir deyişle, Nuh’un takviminin ikinci ayının 17. gününe denk gelecek bir şekilde büyük sıkıntı dönemini sonlandırmakla, Tanrı bize şüphesiz cennete giriş kapısını ebediyen kapatmaya niyetli olduğu günün bu gün olduğuna onay vermektedir: Yuhanna 10:9 Kapı Benim. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak bulur. Kutsal Kitap, cennete girmenin tek yolunun Mesih olduğunda çok açıktır. Muhteşem cennet krallığına girmenin tek kapısı O’dur: Elçilerin İşleri 4:12 Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur. Kıyamet Günü’nde Kapı (İsa) bir kere kapandığında, artık dünyada kurtuluş olasılığı kalmaz: Vahiy 3:7 …Kutsal ve gerçek olan, Davutun anahtarına sahip olan, açtığını kimsenin kapayamadığı, kapadığını kimsenin açamadığı kişi… Kutsal Kitap bize 21 Mayıs 2011’de, sadece Tanrı’nın kurtuluş bahşedilmek üzere seçtiği gerçek inananların havada Rab’le karşılaşmak ve ebediyen Rab’le birlikte olmak üzere bu dünyadan alınıp Yükselişe geçeceklerini (yukarıya alınacaklarını) bildirmektedir: 1. Selanikliler 4:16,17 Rabbin kendisi, bir emir çağrısıyla, başmeleğin seslenmesiyle, Tanrının borazanıyla gökten inecek. Önce Mesihe ait ölüler dirilecek. Sonra biz yaşamakta olanlar, hayatta olanlar, onlarla birlikte Rabbi havada karşılamak üzere bulutlar içinde alınıp götürüleceğiz. Böylece sonsuza dek Rable birlikte olacağız. İnsanlığın geriye kalanları (milyarlarca insan) Tanrı’nın korkunç hesap gününü, yani 5 ay sürecek felaket bir azap dönemini dünyada çekmek üzere arkada bırakılacaklardır: Revelation 9:3-5 Dumanın içinden yeryüzüne çekirgeler yağdı. Bunlara yeryüzündeki akreplerin gücüne benzer bir güç verilmişti. Çekirgelere yeryüzündeki otlara, herhangi bir bitki ya da ağaca değil de, yalnız alınlarında Tanrının mührü bulunmayan insanlara zarar vermeleri söylendi. Bu insanları öldürmelerine değil, beş ay süreyle işkence etmelerine izin verildi. Yaptıkları işkence akrebin insanı soktuğu zaman verdiği acıya benziyordu. [color="#0000FF"][b]DÜNYANIN SONU: 21 EKİM 2011[/b][/color] [img]http://i.imgur.com/7TaGt.jpg[/img] Tanrı lütfu ve muazzam merhametiyle, yapmak üzere olduğu şeye dair önceden uyarıda bulunmaktadır. Kıyamet Günü’nde, yani 21 Mayıs 2011’de dünyada yaşayan herkes için 5 ay sürecek korkunç bir azap başlayacaktır. 21 Mayıs’ta Tanrı ölmüş olan bütün ölüleri mezarlarından kaldıracaktır. Artık dünya ölülerini gizleyemediğinden, bütün dünyayı depremler tahrip edecektir. (Yeşeya 26:21). Kurtarılmış olarak ölen insanlar bedenlerinin dirilmesini deneyimleyecekler ve hemen Rab’le birlikte olmak üzere bu dünyayı terk edeceklerdir. Kurtarılmamış olarak ölenler de diriltileceklerdir, ancak cansız vücutlarını bütün dünyanın üstünde saçılmış bir halde bulacaklardır. Ölüm her yerde olacaktır. Rab ayrıca bu korkunç 5 aylık yıkım dönemini Yaratılış’ın 7. bölümünün son satırında vurgulamaktadır: Yaratılış 7:24 Sular yüz elli gün boyunca yeryüzünü kapladı. 21 Mayıs 2011’in beş ay sonrası 21 Ekim 2011 olacaktır. 21 Ekim 2011 aynı zamanda Kutsal Kitap’taki Tapınaklar Bayramı’nın (Ürün Devşirme Bayramı’yla aynı anda gerçekleştirilir) son günüdür. Tapınaklar Bayramı İbrani takviminin 7. ayında kutlanılır. Tanrı’nın Kutsal Kitap’ta bu bayramdan söz edişi oldukça önemlidir: Mısırdan Çıkış 23:16 …Yılsonunda tarladan ürünlerinizi topladığınızda Ürün Devşirme Bayramını kutlayacaksınız. Mısırdan Çıkış 34:22 İlk buğday biçiminde Haftalar Bayramı, yılsonunda da Ürün Devşirme Bayramı yapacaksınız. Tapınaklar / Ürün Devşirme Bayramı, İbranilerin yedinci ayında yapılıyor olmasına rağmen “yılsonunda” olduğu söylenmektedir, yani İbranilerin yedinci ayı aslında yılsonu değildir. Bunun sebebi bu bayramın manevi tamamlanması dünyanın sonu olacaktır. 21 Ekim 2011 tarihi Tapınaklar Bayramı’nın son günü olacaktır ve aynı zamanda da dünyanın varlığının sonu olacaktır. Kutsal Kitap, 21 Ekim 2011’de olacakları şu şekilde anlatmıştır: 2. Petrus 3:10 Ama Rabbin günü hırsız gibi gelecek. O gün gökler büyük bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan her şey yanıp tükenecek. Bütün dünya ve kâinatla beraber, Tanrı’ya karşı günah işlemiş olanlar ve geride bırakılanlar aynı şekilde bu ateşle yanacaklar ve ebediyen yok edileceklerdir: 2. Selanikliler 1:8,9 Bütün bunlar Rab İsa alev alev yanan ateş içinde güçlü melekleriyle gökten gelip göründüğü zaman olacak. Rabbimiz İsa, Tanrıyı tanımayanları ve kendisiyle ilgili Müjdeye uymayanları cezalandıracak. Böyleleri Rabbin varlığından ve yüce gücünden uzak kalarak sonsuza dek mahvolma cezasına çarptırılacaklar. 21 Ekim 2011’de, Tanrı bu yaratımı tümüyle yok edecektir ve İsa Mesih’in kurtuluşunu hiç deneyimlememiş olanlar ütün insanları da beraberinde yok edecektir. Tanrı’ya karşı isyanlarının korkunç ödemesi ebedi hayatı tamamen kaybetmek olarak tamamlanacaktır. 21 Ekim 2011’de, bütün bu zavallı insanlar o andan itibaren artık var olmayacaklardır. Tanrı’nın suretinde yaratılmış o asil insanın tıpkı bir hayvan gibi ölecek ve sonsuza dek yok olacak olması ne acı: Mezmurlar 49:12 Bütün gösterişine karşın geçicidir insan, Ölüp giden hayvanlar gibi. Daha paylaşacak çok şey var. Ama lütfen, sevgili ruh, kurtulış zamanının yakında biteceği uyarısını duy! Tanrı tufandan sonra dünyaya 7000 yıl vermiştir ve 21 Mayıs 2011’e sadece az sayıda gün kalmıştır. Biz farkına varmadan, hiç zaman kalmayacaktır. Kum saatimizde kalan azıcık kum tamamen dökülecek ve sonsuza kadar yok olacaktır. Her ne kadar az vakit kalmış olsa da, bugün herkes için hala harika bir umut bulunmaktadır: 2. Korintliler 6:2 Çünkü Tanrı diyor ki, ‹‹Uygun zamanda seni duydum, Kurtuluş günü sana yardım ettim.›› Tanrı’nın birisini kurtarması pek zamanına mal olmaz. Günahkâr bir hayatın son saatlerinde, çarmıha gerilmiş hırsız Mesih tarafından kurtarılmıştır: Luka 23:42,43 Sonra, ‹‹Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an›› dedi. İsa ona, ‹‹Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette olacaksın›› dedi. Duamız bu risaleyi size önerdiğimiz gerçek ilgiyle okuyacak olmanızdır. Bu risaleyi okurken, lütfen Kutsal Kitap’tan alıntıladığımız satırlara dikkat ediniz, çünkü onlar Tanrı Sözleridir ve bu şekilde, mutlak güce ve yetkiye sahiptirler. Kurtuluş için tek umudumuz Tanrı Sözlerini okumaktır. Cennetin kapısı (Mesih) şimdi açıktır. Tanrı dünyanın her tarafında çok büyük sayıda insanı kiliselerden ve dinsel cemaatlerden şimdi kurtarmaktadır: Vahiy 7:9,13,14 Bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık tahtın ve Kuzunun önünde duruyordu… ‹‹Beyaz kaftan giymiş olan bu kişiler kim, nereden geldiler?››, ‹‹Sen bunu biliyorsun, efendim›› dedim. Bana dedi ki, ‹‹Bunlar o büyük sıkıntıdan geçip gelenlerdir. Kaftanlarını Kuzunun kanıyla yıkamış, bembeyaz etmişlerdir. Tanrı, başka hiçbir şekilde değil, sadece Tanrı Sözünü duymakla kurtarır: Romalılar 10:17 Demek ki iman, haberi duymakla, duymak da Mesihle ilgili sözün yayılmasıyla olur. Kutsal Kitabı bütün ailenizle (özellikle çocuklarınızla) okuyunuz ve okurken merhamet görmek için dua ediniz. Kutsal Kitabın merhametli ve bağışlayıcı Tanrı’sına dua ediniz ki sizi yaklaşan felaketten kurtarsın. Tanrı’nın muazzam şefkatini Yunus kitabından biraz biliyoruz. Tanrı Ninova şehrinin insanlarına da kentlerinin yıkılacağına dair daha önceden uyarıda bulunmuştur: Yunus 3:4-9 Yunus kente girip dolaşmaya başladı. Bir gün geçince, ‹‹Kırk gün sonra Ninova yıkılacak!›› diye ilan etti. Ninova halkı Tanrıya inandı. Oruç ilan ederek büyüğünden küçüğüne hepsi çula sarındı. Ninova Kralı olanları duyunca, tahtından kalkıp kaftanını çıkardı; çula sarınarak küle oturdu. Ardından Ninovada şu buyruğu yayımladı: ‹‹Kral ve soyluların buyruğudur: Hiçbir insan ya da hayvan -ister sığır, ister davar olsun- ağzına bir şey koymayacak, otlamayacak, içmeyecek. Bütün insanlar ve hayvanlar çula sarınsın. Herkes var gücüyle Tanrıya yakararak kötü yoldan, zorbalıktan vazgeçsin. Belki o zaman Tanrı fikrini değiştirip bize acır, kızgın öfkesinden döner de yok olmayız.›› Tanrı Ninova’lıları yok etmemiştir. Her ne kadar Tanrı’nın 2011 yılında dünyayı yok etme Niyeti’ni gerçekleştirmeyeceğinin olasılığı yoksa da, Ninova’lılara olan Davranışı’ndan Tanrı’nın ne kadar yumuşak kalpli ve merhamet dolu olduğunu bilmekteyiz. Bu, her birimizi Tanrı’ya gitmeye ve O’nun sonsuz merhametine sığınmaya teşvik etmelidir. [media]http://www.youtube.com/watch?v=n7L_Wf4Fgig[/media] [b]Kaynak:İnternet[/b]
  17. Kütahya valisinden alınan haber doğrultusunda 1 vatandaş sarsıntı esnasından camdan atlayarak öldüğü rapor edilmektedir.
  18. [b]Oğlum Comü Jeoloji mühendisliğinde okuyor 3-4 hafta içinde mezun olcak,ondan aldığım rapor KAF kuzey anadolu fayını ve beklenen İstanbul depremini tetiklemeyeceğini bana rapor etti.[/b]
  19. [b]Haber kaynaklarına düşen şimdiki haberde 4.9 ile giritte salandı.[/b]
  20. [quote]Merkez üssü Kütahya olan deprem; İstanbul, Ankara, Bursa, Yalova ve Tekirdağ’da hissedildi… Reuters Haber Ajansı, depremin şiddetinin 6.0 olduğunu duyurdu… [/quote] [img]http://i.imgur.com/jb7lZ.jpg[/img] [b]Oluşan deprem yukardaki fay zonu üzerindedir.Bundan sonra o bölgede 5 e varan artcılar devam edebileceği uzmanlar taraından söylenmektedir.Güvesiz binalara o bölgede girilmemesi beyan edilmekte,beklenen Marmaraya bir etkisi yoktur.Oluşan deprem p dalagasıdır.[/b]
  21. Merkez üsü Kütahya Simav olan 5.9 şiddetindeki depremi ben Kocaeli Gölcük ilcesinde hissettim.Monitorlar sağa sola hareket etti.[b]Kocaeli Gölcük raporum.[/b] Kandillide bir acıklama yoktur.3.8 diyor. [quote] [img]http://images.beyazgazete.com/haber/resim/marmara-da-siddetli-devrim.jpg[/img] [b]Marmara'da 5.9 şiddetinde deprem Saat 23.16'da İstanbul'da hissedilen deprem meydana geldi. Deprem İstanbul,Yalova ve Tekirdağ'da hissedildi. Depremin merkez üssünün Kütahya olduğu bildirildi.[/b] Merkez üssü Kütahya Simav olan 5,9 şiddetindeki deprem, İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Eskişehir, Yalova, Tekirdağ ve Çanakkale'den de şiddetli bir şekilde hissedildi. Marmara'da 23:16'da Merkez üssü Kütahya Simav olan 5,9 şiddetindeki deprem, İstanbul, İzmir, Ankara, Eskişehir, Yalova, Tekirdağ ve Çanakkale'den de hissedildi. Deprem, İstanbul'un büyük bir bölümünde, Yalova, İzmit, Eskişehir, Ankara, Tekirdağ, Çanakkale ve Bursa'da da hissedildi. İlk gelen bilgilere göre sarsıntı esnasında panik olan bazı vatandaşlar sokağa çıktı... [/quote] [b]Kırklareli ne bağlı Vize[/b] ilçesindede hissedilmiştir sarsıntı.
  22. [center][size="4"][color="#4169E1"][b]Amerikalılar Türk silahı kullanacak[/b] [/color][/size][/center] [center][img]http://images.beyazgazete.com/haber/resim/amerikalilar-turk-silahi-kullanacak.jpg[/img][/center] [color="#8B0000"][b]Yüksek kapasiteli 12 kalibre yivsiz tüfek, henüz piyasaya çıkmadan büyük ilgi gördü. Dünyanın dört bir tarafından talep yağan silaha en dikkat çekici teklif, Amerika Polis Teşkilatı ve Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI)'dan geldi. ABD'nin güvenlik kurumları, şirketten silahın bir an önce üretilmesini istiyor.[/b][/color] Türk şirketi Utaş Makine Sanayi, savunma sanayinde büyük bir başarıya imza attı. Şirket, dünyanın ilk 14+1 mermi atar pompalı silahını üretti. Utaş Makine Sanayi Genel Müdürü Abdullah Güzeldere, silahın Amerikan ordusunun test merkezi olan US Training Center'da denenerek bütün testlerden başarıyla geçtiğini söyledi. Güzeldere, "Amerikan Polis Teşkilatı ve FBI ile satış bağlantısı yaptık." dedi. Son yıllarda Türk savunma sanayi büyük gelişme gösteriyor. Birbiri ardına devreye giren tank projelerinden sonra silah üzerine de ciddi çalışmalar yapılıyor. Konya Beyşehir'de av tüfeği üreten Utaş, 3 yıllık bir çalışma sonucu piyasadaki savunma silahlarının iki katı mermi atma kapasitesine sahip pompalı tüfek tasarladı. Tamamen Türk yapımı olan silahın seri üretimine, İstanbul'daki savunma fuarında yapılacak tanıtımın ardından başlanacak. Tek seferde sağlı sollu 14 mermi atabilen silaha, FBI'ın dışında BAE, Suudi Arabistan, Tayland, Filipinler, Rusya, İngiltere, Ukrayna'dan büyük talep var. Şirket, 20 ülkeyle de satış görüşmeleri yapıyor. Dünyanın peşinde koştuğu silaha Türkiye'den henüz bir talep gelmedi. Silahın 14+1 atması özellikle polislere baskınlarda önemli avantaj sağlıyor. Kısa ve hafif olması da taşınmasını kolaylaştırıyor. Uzunluğu 0,72 metre olan silahın ağırlığı ise sadece 3 kilogram. Ayrıca silahın kendi içinde lazeri de mevcut. Piyasada yivsiz tüfeklerin birçok çeşidinin bulunduğunu belirten Utaş Makine Sanayi Genel Müdürü Abdullah Güzeldere, "Bunlar genellikle 4+1 veya 7+1 kapasiteli. Bizimkisi ise 14+1. Yani iki katı kapasiteye sahip. Savunma ve taktik amaçlı bir tüfek. Bu yüzden daha çok asker ve polise hitap ediyor." bilgilerini verdi. İmalatında özel hammaddeler kullanıldığı için piyasadaki benzerlerinden üç kat daha hafif olduğunu aktaran Güzeldere, silahın uluslararası patentini de aldıklarını kaydetti. Tanıtım için beş numune yaptıklarını, seri üretime geçince en büyük müşterilerinin Amerikan güvenlik kurumlarının olacağını dile getiren Güzeldere şöyle devam etti: "Amerikan polisinin şu anda kullandığı model çok uzun, polis arabasının tavanına kadar uzanıyor. Bu kısa olduğu için yer kaplamıyor. Yüksek kapasiteli ve hafif olması da Amerikan güvenlik kurumları tarafından çok beğenildi. Talepleri daha rahat karşılamak için Amerika'da da üretim ruhsatı aldık. Eylül ayında imalata geçeceğiz." Güzeldere, ilk sene 15-20 bin adet satmayı planladıklarını belirtirken, "Silahın otomatiğini de ürettikten sonra satışlarımız daha da artacak. 2012'den sonra satış adedini 50 bine çıkarmayı hedefliyoruz." dedi. Abdullah Güzeldere, sektörde 10 yıldır faaliyet gösterdiklerini, Türkiye'deki üretimlerini Konya Beyşehir'deki kendi fabrikalarında yapacaklarını da sözlerine ekledi. [b]Beyazgazete[/b]
  23. [center][size="4"][color="#FF0000"][b]Survivor için kaç para aldılar ?[/b][/color][/size][/center] [color="#0000FF"][b]İşte izleyicilerin merak ettiği o sorunun cevabı...[/b][/color] Habertürk yazarlarından Esin Övet, Survivor adasındaki ünlülerden hangisinin ne kadar para karşılığında adaya gelmeyi kabul ettiğini yazdı... [color="#0000FF"][b]İşte o yazı:[/b][/color] İtiraf ediyorum ki, ben sıkı bir Survivor izleyicisiydim, son elemeye kadar. Son eleme sistemini sevmedim. Ve Asena’nın gidişiyle de haksızlık olduğunu düşünüyorum. Ama dünyada ortamı germek kazanıyor. Bunu bir kez daha görmüş olduk. Sevilen sanatçıların da gerçek yüzleri ortaya çıkmaya başlıyor. Biz magazincilerin haber yapsak yalanlanacağımız gerçekler adada gözler önünde. Tabii anlayana... Keşke başka ünlüler de gitse. Bir de şu en çok konuşulan “Kim ne kadar para aldı?” meselesi var. [color="#0000FF"][b]İşte size aldıkları ücretleri söyleyeyim de hepimiz rahatlayalım.[/b] [/color] [color="#8B0000"][b]Nihat Doğan ve Pascal Nouma 200 bin TL, Derya Uncuoğlu 80 bin TL, Ebru Destan 20 bin TL, Zeynep Tunuslu 10 bin TL, Özge, Asena ve diğer isimler ise hep 20-100 bin TL arasında para almışlar. [/b][/color] Hem de adaya gitmeden önce ödenmiş. Aldıkları yüksek gelmedi bana. Çünkü burada kalıp çalışsalardı da bu kadar kazanırlardı. Bir de tabii, yarışma arasında firmaların reklamlarını da yapıyorlar. Hatta oynuyorlar. Onlardan da pay alsalardı daha çok kazanabilirlerdi. Ama ne bu kadar izleneceğini ne de Acun Ilıcalı’nın adayı reklam panosuna çevireceğini düşünmüşlerdir. Yoksa daha çok para isterlerdi kesin.
  24. [b]Gönülçelen Küçük sırlar Önden gidenler[/b]
  25. [center][size="4"][color="#0000FF"][b]Türkiye ‘hayalet gemi’ üretecek![/b][/color][/size][/center] [center][img]http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20110517123423_ship.jpg[/img][/center] [b]Milli imkanlarla savaş gemisi projesinde (MİLGEM) önemli bir değişikliğe gidildi.[/b] Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde İstanbul Tersanesi Komutanlığında inşa edilen savaş gemilerini artık özel sektör üretecek. Bugüne kadar askere karakol botu ve sahil güvenlik gemisi üreten özel sektörün iki firmasına bu kapı açıldı. Yalnızca Dearsan ve Koç RMK Marine bu kapsamda açılacak ihaleye çağrılacak. MİLGEM projesi çerçevesinde 8 gemi inşaasına karar veren Deniz Kuvvetleri bugüne kadar iki gemi inşa etti. İlk gemi Heybeliada, uluslararası savunma fuarı IDEF kapsamında görücüye çıkarken ikinci gemi üzerinde çalışmalar devam ediyor. Özel sektör ise üçüncü gemiden itibaren görevi devralacak ve 8 gemilik seriyi tamamlayacak. İhale şartları belli değil İki firmadan beklentiler henüz belirlenmedi. Firmalardan biri ihalenin tamamını da alabilir, gemiler firmalar arasında paylaşılabilir ya da gemilerin iş payları iki firmaya dağıtılabilir. Bu konudaki çalışmalar ihaleye çıkılmadan önce tespit edilecek ancak bugünkü karara göre bu iki özel tersane dışında hiçbir firma ihaleye kabul edilmeyecek. Radarda görülmesi zor MİLGEM projesinin Korvet inşaası olduğu söylense de boyutları itibariyle inşaa edilen gemiler bir boy büyük fırkateyn sınıfında yer alıyor. Düşman gemilerin radarlarında olduğundan daha küçük görünmesini sağlayan bir yapıya sahip olduğu için görünmez kabul edilen gemiler helikopter taşıyabiliyor. Gemiler birbirine benzer özelliklerle inşa ediliyor. [color="#0000FF"][b]Heybeliada’nın özellikleri[/b][/color] Uzunluk: 99,00 m Azami Genişlik: 14,4 m Deplasman: 2000+ ton Tahrik Sistemi: 2 Dizel + 1 G/T (CoDAG) 30.000 kWs Ekonomik Hızda Azami Menzil: 3.500 Deniz Mili Azami Hız: 29+ kts Silah Sistemleri: 76 mm Baş Topu, 2 Adet 12,7 mm STAMP, 8 x Harpoon Gemisavar Füzesi, 2 x 324 mm Mk32 Çiftli Torpido Lançeri, PDMS (RAM) 21’li Lançer Helikopter: 10 tonluk helikopter [b]Veteknoloji[/b]
×
×
  • Create New...