Jump to content

mucit41

Üye
  • Posts

    3550
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    12

Everything posted by mucit41

  1. [size="3"][color="#FF0000"][b]10 Haziran 2011 Cuma - 12:04 [/b][/color][/size] [size="4"][color="#0000FF"][b]Anonymous'dan 3 kişi İspanya'da yakalandı[/b][/color][/size] [b]İspanyol polisi, uluslararası siber saldırı grubu ''Anonymous''un (Anonim) İspanya'daki 3 temsilcisinin yakalandığını açıkladı.[/b] İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, yakalanan Anonymous üyelerinden birinin evinde kurduğu sistemle tüm dünyadaki hükümet, finans veya özel şirket sitelerine siber saldırdığı yapabildiği ifade edildi. Emniyet Genel Müdürlüğü haberi twitter'daki hesabından da verirken, Anonymous'un yakalanan üyelerinin saldırılarını Play Station, BBVA, Bankia, Enel şirketleri ile Mısır, Cezayir, Libya, İran, Şili, Kolombiya ve Yeni Zelanda hükümetlerinin sitelerine düzenlediklerini bildirdi. Açıklamada, 18 Mayıs'da İspanya Seçim Genel Komitesi'nin sitesine de saldırdığı belirtilen Anonymous üyelerinin, 2010 ekim ayından bu yana takibe alındıkları kaydedildi. Barcelona, Valencia ve Almeria'da yakalanan Anonymous üyelerinin bulunması için, son 9 ay içinde 2 milyondan fazla internet sayfasının ve konuşma sitelerinin araştırıldığı duyuruldu. [color="#0000FF"][b]Kaynak:[/b][/color][code]http://www.beyazgazete.com/haber/2011/06/10/anonymous-dan-3-kisi-ispanya-da-yakalandi.html[/code]
  2. Fakirim sayın [color="#8B0000"]Legion[/color]nun doğum günü kutlar,nice nice sağlık ve sıhatli bol paralı doğum günler nasip eylesin dileği ile.İyiki doğdun iyiki varsın nice senelere.
  3. tib.gov saldırıdan vaz gecilmiş yada durdurmuşlar,site online.
  4. http://www.tib.gov.tr/index.server1471.html atak altında sayfa acılması sürekli refresh hali mevcut,bakanlıkların siteleri online.
  5. Sizlere bir bilgi vereceğim. Konuda adı gecen Anonymous un saldırı işi tam bir fiyasko.Anonymous un sunduğu programla sanki show yapmak istiyor.İlgili programla hiç bir site çökertemezler,programı inceledim bir işe yarar yönüde yok,sundukları programların bir benzerleri uzun zamandır internet ortamında paylaşılmaktadır. Bakalım görecegiz tahaaüt ettikleri saatte neler olacak,hiç kimse bilemiyor nerelere saldırı vs ataklar düzenleneceği,hangi adresler kilit noktada hiç birşey bilinmiyor.Bilinen tek şey internet ortamına bir haber ucuruyorlar topluyorlar etraflarına biliçli yada bilinçsiz kişi ve kurumları.Amaçları show yapamaktan öte giden bir şey yok. Dün içinde bir haber patlatmışlardı interenet ipv6 protokolüne geciş testi dolayısı ile 8 Haziran tarihinde internet kopacak diye,sonuç ne oldu her kes internete girdi kopma diye birşey olmadı.Hepsi fiyasko ve show amaclıdır.
  6. [quote name='register' date='08 June 2011 - 18:17 ' timestamp='1307546255' post='1026189'] [code]http://anonnews.yup.name/?p=press&a=item&i=1005[/code] [code]Yorumlar için; http://anonnews.yup.name/?p=comments&c=press&i=1005[/code] [img]http://anonnews.yup.name/uploads/634588463_OpTurkey.jpg[/img] [/quote] [color="#0000FF"][b]Türkceye ceviri yukardaki yazının.[/b][/color] [quote]Merhaba Türkiye, Son yıllarda, Türkiye hükümetinin internet üzerindeki kontrolunun ne denli arttığına tanık olduk. Binlerce websitesi ve blog engellenirken, aynı zamanda internet gazetecilerine karşı başlatılan yasal kovuşturmalar devam etmektedir. Hükümet şimdi de 22 Ağustos’ta, internet kullanıcılarının tüm aktivitelerinin kayıt altına alınmasını mümkün haline getirecek olan yeni bir filtreleme sistemi uygulamaya koymak istiyor. Böylesi bir sistemin ne zaman ve nasıl uygulamaya konulacağı hala muğlak olsa da, kesin olan şey hükümetin internet sansürünü bir üst seviyeye çıkardığıdır. Bu sansür uygulamaları mazur görülemez. Serbest bilgi akışına erişim ve katılım temel bir insan hakkıdır. Türkiye hükümeti bu temel hakkı ihlal ederken, ‘Anonim’ (Anonymous) eylemsiz kalmayacaktır. Sansürü engellemek için desteğimizi verecek, sansür uygulayan kurumlara karşı harekete geçeceğiz. Türkiye’de yüz binlerce insan internet sansürüne yönelik kararları protesto etti ancak AKP hükümeti insanların seslerini duymazlıktan geldi ve protestocuları polis şiddetiyle bastırdı. Bizler tüm internet vatandaşlarını, Türkiye hükümetini bu absürd politikalardan vazgeçmeye iterek, konuşma özgürlüğünü desteklemeye çağırıyoruz. Serbest bilgi akışı engellenemez. Bilgi paylaşımı durdurulamaz. Korku eşiklerini aşarak, bu temel haklarımızı savunmanın zamanıdır. Bizler ‘Anonim’iz. Bizler çoğunluğuz. Bağışlamayız. Unutmayız. Bizi bekleyin. [/quote]
  7. [quote name='PoweredByAbdullah' date='08 June 2011 - 17:54 ' timestamp='1307544884' post='1026173'] 6 dk kaldı [/quote] Neye 6 dk kaldı,konuda 9 haziran perşenbe diyor. [media]http://www.youtube.com/watch?v=L87SPk6i-hM[/media]
  8. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"]Anonymous`tan Türkiye`ye Siber Savaş İlanı! İnternet 18:00`de Çökebilir!. [/color] [/b] [color="#0000FF"][b][u]Kaynak Linki :[/b][/u][/color] [code] http://www.analizmerkezi.com/Haber/Gundem/08062011/Anonymoustan-Turkiyeye-Siber-Savas-Ilani-Internet-1800de-Cokebilir.php[/code] [color="#0000FF"][b]Konu Tarihi:[/b][/color] [color="#8B0000"][b]08-06-2011 16:49[/b][/color] [quote] [b] İnternette filtre uygulamasıyla temel hak ve özgürlüklerin ihlal edileceğini belirten `Anonymous` (Anonim) adlı hacker grubunun Türkiye`ye yönelik siber saldırı tehdidinin ardından tedbirler artırılıyor. İlk büyük eylemlerini aylar önce Wikileaks`e yönelik ambargo uygulayan Paypal, Visa ve Mastercard gibi online ödeme ve kredi kartı firmalarına karşı gerçekleştiren grup üyeleri, dün kendilerine ait internet sitesinde Türkiye`yi hedef alan bir mesaj yayınladı. Türkiye`de internet kullanıcılarının “filtre” uygulaması ile sansüre uğrayacağını savunulan mesajda “operationturkey” (Türkiye Operasyonu) adıyla “siber savaş” ilan edilirken, öncelikle “sansür” uygulayan kurumlara karşı harekete geçileceği açıklandı. Sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgütlenen grup üyeleri, “IRC” isimli anlık mesajlaşma kanallarında siber saldırının hedefi ve zamanlaması konusunda bilgiler aktararak, uygulanacak olan yöntem ve stratejiler hakkında çeşitli bilgiler verdi. Türkiye`den de bazı internet kullanıcılarının destek verdiği grup üyeleri, bu mesajdan bir süre zonra kimi kamu kurumlarının internet sistemlerine yönelik küçük çaplı siber saldırılar düzenledi. Söz konusu saldırılar karşısında bazı internet sitelerine erişim bir süre engellenirken, “hack”leme girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. İLK ORGANİZE SALDIRI PERŞEMBE SAAT 18.00`DE Türkiye`deki kimi kamu kurumlarını hedef alan ilk organize saldırının 9 Haziran Perşembe günü saat 18.00`de (TSİ) gerçekleştirileceğini duyuran Anonymous, eyleme katılmak isteyenlerin bilgisayarlarına bazı yazılımlar indirerek, bu programları aktif hale getirmesini istedi. Tüm bu gelişmeleri yakından izleyen siber güvenlik uzmanları, söz konusu tehdidin önemine dikkat çekerek, bir çok sitenin “DDoS” olarak adlandırılan saldırı ile karşı karşıya kalabileceğini bildirdi. 2007`de nam salan “DDoS” saldırı yöntemi ile hedef alınan bir internet sitesinin aynı anda yoğun bir ziyaretçi akınına uğratılarak, web sitesi veya DNS (Alan Adı Sistemi) sunucularının kullanılmaz hale getirildiğini belirten uzmanlar, “Bu saldırı yöntemi; 50 kişilik bir otobüse 1000 kişinin binmesi gibi birşey” yorumunda bulundu. Bu tip saldırılarda amacın, “bilgi çalmak” yerine sistemin erişilemez hale getirilmesi olduğunu kaydeden siber güvenlik uzmanları, burada verilmek istenen mesajın “Bizim internetimize karışırsanız biz de sizin internetinizi kapatırız” anlamı taşıdığını öne sürdü. BİLGİSAYARLARI “ZOMBİ” HALİNE GETİRİYORLAR Anonymous grubunun saldırılarda özel bir yöntem kullandığını belirten uzmanlar, “Klasik DDoS saldırılarında `zombi` haline getirilmiş bilgisayarlar kullanılırken, bu grup tamamen `gönüllü zombi` bilgisayarlarla saldırıyor. Gönüllü zombi olabilmeniz için de size bir program yüklettiriyor ve bu programı IRC üzerinden şuraya saldır buraya saldır şeklinde yönlendiriyorlar” bilgisini verdi. Siber saldırı sırasında kendi IP adresleri yerine VPN (Sanal Paylaşımlı Ağ) üzerinden IP adreslerini değiştiren grup üyelerinin bu sayede izlerini bazı kişilerin yönlendirmesi ile kendilerine hedefler seçtiklerine dikkat çekti. TÜRKİYE`DEKİ İNTERNET AĞI ÇÖKEBİLİR DDoS saldırılarından bir sonraki adımın çeşitli devlet kurumlarına ait telefon ve haberleşme sistemlerini çalışamaz hale getirmek olduğunu kaydeden siber güvenlik uzmanları, daha sonra hedefteki kurumlarda çalışan kişilerin bilgisayarlarına “phishing” saldırıları gerçekleştirileceğinin altını çizdi. “Phishing” yöntemi ile kullanıcılara e-mail göndererek, bilgisayarlarından erişim sağladıkları banka, kredi kartı bilgi ve şifrelerinin yanı sıra kurumlarına ait kimi özel bilgi ve belgelerin sızdırılmaya çalışılacağını anlatan uzmanlar, böylesi bir durumun yeni bir “Wikileaks” olayına kapı açacağına vurgu yaptı. Eğer gerekli önlemler alınmazsa ciddi bir siber savaşın başlamış olacağını bildiren uzmanlar, kimi hassas hedeflerin saldırıya uğramısı durumunda Türkiye`deki internet ağının bir süre için çökebileceği uyarısında bulundu. Bu arada Anonymous grubu üyeleri Perşembe günkü saldırıda çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına ait internet sitelerinin yanı sıra siyasi partiler ve kimi medya sitelerini de kendilerine hedef seçtiklerini açıkladı. SİBER GÜVENLİK UZMANLARINDAN UYARILAR Anonymous`un bugüne kadar gerçekleştirdiği hacker saldırılarını yakından takip eden Siber Güvenlik Uzmanı Huzeyfe Önal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hedefteki kurumların kendi bünyelerinde alacağı çeşitli önlemlerin yanı sıra internet servis sağlayıcılarının da ciddi tedbirler alması gerektiğini bildirdi. Bu tür organize saldırılarda, servis sağlayıcılarının saldırının hedef aldığı web sayfasın yönelik tüm girişimlere anında müdahale edebileceğini anlatan Önal, bunun için saldırı yönteminin çok iyi analiz edilmesi ve engelleme sistemlerinin devreye sokulması gerektiğini anlattı. Proxy ve benzeri yöntemler ise IP adreslerini değiştirerek saldırıya katılacakların ciddi bir etkiye sahip olmayacağı görüşünü belirten Önal, kendi IP`leri ile eyleme destek verenlerin güvenlik güçleri tarafından kısa sürede tespit edileceğinin altını çizdi. 5 YILA KADAR HAPİS CEZASI VAR Anonymous`a destek vermek isteyen çok sayıda kişinin, bu grubun internet sitesinden indirdikleri özel programlarla bilgisayarlarını saldırıda kullanılacak birer `zombi` haline getirdiğini belirten Önal, sözlerine şöyle devam etti: “Grup üyelerinin Türkiye`ye yönelik bu saldırı planını `protesto` olarak gören ve gönüllü olarak katılmayı planlayan çok sayıda Türk vatandaşı ile karşılaştık. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus protesto ile `saldırının farklı şeyler olduğu. Protesto amaçlı da olsa böylesi bir saldırıya katılanlara, Türk Ceza Kanunu`na (TCK) göre suç işlediklerini hatırlatmak isterim. İnternet sitelerine bu şekilde zarar verenlen, 5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacaklarını unutmamalı.” TÜRK HACKERLARDAN KARŞI ATAK Türkiye`yi siber savaşla tehdit eden Anonymous`un sitesinin kendilerini "dünyanın ilk siber ordusu" kabul eden Ayyıldız Tim üyeleri tarafından hacklendiği öne sürüldü ancak Anonymous saldırıyı kabullenmedi. Dünyanın en ünlü hacker gruplarından biri kabul edilen Anonymous`un http://www.anonnews.org adlı sitesinin girişlerini kapattıklarını söyleyen ayyildiz.org`un yöneticileri yapılacak her saldırıyı siber savaş sebebi sayacaklarını açıkladı. Saldırıyı kabul etmeyen ve kapasite sorunu yaşadığını söyleyen anonnews.org ise haberin geldiği saatlerde sitede kullanıcıları başka bir linke yönlendirerek "Bize buradan ulaşabilirsiniz" dedi. Grup Ayyıldız Tim`e cevap olarak ise "Biri bize saldırıyorsa bu fark edilmiyor bile, aptallar her şeyi kendilerinden biliyorlar" yazdı. Hem anonnews.org`un hem de ayyildiz.org`un açılmaması akıllara "Siber savaş mı başladı?" sorusunu akla getiriyor. (AA) [/b] [/quote]
  9. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"] Kan dolaşımından elektrik enerjisi! [/color] [/b] [color="#0000FF"][b][u]Kaynak Linki :[/b][/u][/color] [code]http://www.veteknoloji.com/kan-dolasimindan-elektrik-enerjisi-42100--.html [/code] [color="#0000FF"][b]Konu Tarihi:[/b][/color] [color="#8B0000"][b]05 Haziran 2011[/b][/color] [quote] [b] İsviçreli bilimciler, insan bedenindeki kan dolaşımından yararlanarak elektrik enerjisi üreten bir türbin geliştirdi. Bu enerji örneğin kalp pilinin çalıştırılmasına kullanılacak. Klasik bir kalp pili yaklaşık olarak 10 mikrovatlık enerjiyle çalışıyor. Alois Pfenniger ve arkadaşları tarafından geliştirilen mini türbin ilke olarak akan suyun gücünü elektrik enerjisine çeviren hidroelektrik santralı gibi çalışıyor. İnsan kalbi 1 ila 1.5 vatlık hidrolik randımana sahiptir. Bilimciler, İsviçre’nin Luzern kentinde düzenlenen Tıpta ve Biyolojide Mikroteknolojiler konferansında üç farklı türbin modeli tanıttı. En verimlisi yaklaşık olarak 800 mikrovatlık enerji üretiyor. Ancak bu mini türbin şimdilik önemli bir sorunu da beraberinde getiriyor. Türbin tarafından oluşturulan türbülanslarla kanda pıhtılaşmalar meydana gelebiliyor. Alois Pfenniger’n türbinine alternatif olarak başka bir türbin modeli geliştiren Paul Roberts, kan basıncıyla ileri geri hareket eden mıknatıslar fikrine ulaşmış. Bu modelde kan pıhtısı riski olmasa da türbin, kalp pili için gereken enerjiyi üretemiyor. Pfenniger’ın modelindeki kan pıhtısı riski ortadan kaldırılacak olursa, kalp pili taşıyanlar akünün değiştirilmesi için ameliyat olmak zorunda kalmayacak. [/b] [/quote]
  10. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"]Windows'u kırmak: Çok zor! [/color] [/b] [color="#0000FF"][b][u]Kaynak Linki :[/b][/u][/color] [code]http://www.veteknoloji.com/windows-u-kirmak--cok-zor-42161-3-.html [/code] [color="#0000FF"][b]Konu Tarihi:[/b][/color] [color="#8B0000"][b]07 Haziran 2011 Salı, 18:51[/b][/color] [quote] [b] Windows'u hack'lemek sandığımızdan zormuş! Windows'u hack'lemenin çok kolay olduğunu düşünenler... Bu test fikrinizi değiştirecek! PCWorld'ün gerçekleştirdiği bir takım testlere göre Windows'u hack'lemek, sandığımızdan daha zor olabilir. RSA'ya, Google'a yapılan saldırıları ve gelişmiş kalıcı tehdit (APT) saldırılarını, trojanları, solucanları ve daha fazlasını bir araya getirerek müşterilere yönelik hack senaryoları ortaya çıkaramak isteyen PCWorld, bu kullanıcıların saldırıları Windows'da nasıl engelleyebileceğini görmek istemiş. Ancak PCWorld testin sonucunda Windows 7 ve diğer Microsoft programlarının sanıldığından çok daha zor hack'lenebildiğinin farkına varmış. PCWorld'e göre herhangi bir saldırıyı başarılı kılmak için birden çok savunmayı kapatmak ve bir veya daha fazla uyarıyı yok saymak gerekiyor. PCWorld, bunun Microsoft yazılımlarını hack'lemenin imkansız olmadığının da altını çizerken, herhangi bir ortam için en büyük tehlikenin son kullanıcı olduğunu söylüyor. [/b] [/quote]
  11. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"]Win 8 için yeni PC şart mı? [/color] [/b] [color="#0000FF"][b][u]Kaynak Linki :[/b][/u][/color] [code] http://www.veteknoloji.com/win-8-icin-yeni-pc-sart-mi-42157-3-.html[/code] [color="#0000FF"][b]Konu Tarihi:[/b][/color] [color="#8B0000"][b]07 Haziran 2011 Salı[/b][/color] [quote] [b] Windows 8'in yeni PC'ye ihtiyacı yok. Windows 8 çıktığında bugünkü PC'lerimiz çöp mü olacak? İşte Win 8'in donanım gerçekleri... Windows Vista ile sistem gereksinimleri konusunda iyi bir ders alan Microsoft, geçtiğimiz Salı günü yaptığı açıklamada Windows 8'in kullanıcıları yeni bir PC alması için zorlamayacağını söyledi. Salı günü Taipei'de gerçekleşen basın toplantısında Windows 8'i tanıtan Microsoft'tan Michael Angiulo'nun konu hakkındaki sözleri şöyleydi: "Windows 7'yle başlattığımız akımı koruyor ve sistem gereksinimlerini ya aynı bırakıyoruz ya da daha düşük tutuyoruz. Böylelikle Windows 8 de çoğu makinede çalışabilecek çünkü sistem gereksinimleri Windows 7 ile aynı ya da Windows 7'den daha düşük olacak." "Windows 8'le birlikte gelen yeni özelliklerden biri de kullanıcı arayüzüne uyumlu olarak bir zekâ eklemiş olmamız. Bu özellik sayesinde Windows, sahip olduğunuz donanıma göre hareket edecek. Yeni bir PC almanız ya da bilgisayarınızın özelliklerini yükseltmeniz sonucunda Windows buna uyum sağlayacak." Dokunmatik özelliği etkin olarak gelecek olan yeni işletim sistemi, normal PC'lerde de klavye ve fare aracılığıyla gezinmesi akıcı bir halde olacak. Anguilo, bu noktaya değinebilmek için Windows 8'i farklı platformlarda gösterdi [/b] [/quote]
  12. Elinde anakarta yada ses kartına ait orjinal driveri varsa eskilerini kaldır tamamen yeni orjinal driveri yükle sorunun çözülür.
  13. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"] Türk Telekom, IPv6 hizmeti vermeye başladı[/color] [/b] [color="#0000FF"][b][u]Kaynak Linki :[/b][/u][/color] [code]http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/637104-turk-telekom-ipv6-hizmeti-vermeye-basladi [/code] [color="#0000FF"][b]Konu Tarihi:[/b][/color] [color="#FF0000"][b]05 Haziran 2011 Pazar[/b][/color] [quote] [b] Türk Telekom, IPv6 hizmeti vermeye başladı İnternetin zorunlu geleceği IPv6 için hazırlıklar hızlandı [img]http://im.haberturk.com/2011/06/05/637104_detay.jpg?1307265310[/img] Günümüzde yaygın şekilde kullanılan İnternet Protokolü Versiyon 4’ün (IPv4) ihtiyaçları karşılamaması üzerine geliştirilen Internet Protokolü Versiyon 6’ya (IPv6) geçiş çalışmalarını hızlandıran Türk Telekom, IPv6 adreslerinin kurumsal müşterilere tahsis edilmesine yönelik adresleme politikaları belirleyerek hizmet vermeye başladı. Türkiye’nin öncü iletişim ve yakınsama teknolojileri şirketi Türk Telekom, en güncel teknolojileri altyapısına uyarlamak ve müşterilerine en kaliteli hizmet platformunu sunmak için yatırımlarına hızla devam ediyor. Bu paralelde internet protokolünün yeni versiyonu olarak tanımlanan IPv6 için 2003 yılından itibaren çalışmalara başlayan Türk Telekom, 2007 yılı Mayıs ayı itibarıyla IPv6 adreslerini bölgesel dağıtıcı RIPE’tan aldı. 2008 yılı Mart ayında IPv6 DNS denemesini başarıyla gerçekleştiren Türk Telekom, 2010 yılı içerisinde ilk IPv6 tahsisini ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) için gerçekleştirdi ve bu internet protokülünü desteklemek adına 64 adet kurum için IPv6 adresinin tahsisini ücretsiz gerçekleştirdi. IPv6 uluslararası bağlantılara Hurricane Electric, Level3 ve LINX trafik değişim noktaları üzerinden bağlantı sağlayan ve 20 civarında Metro Ethernet müşterisine IPv6 hizmeti sunan Türk Telekom, Türkiye genelinde 81 ilde 2 binden fazla noktada IPv6 Metro Ethernet servisi verebilir hale geldi. IPv4’ten IPv6’ya geçiş sürecinde müşterilerinin haberleşme hizmetlerinin kesintiye uğramaması, geçişin hızlı ve sorunsuz olması için gerekli hazırlıkları altyapısında yapan Türk Telekom, http://www.turktelekom.com.tr adresinden IPv6 uyumlu olarak da hizmet vermeye başladı. [/b] [/quote]
  14. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"]Makineler dünyayı ele geçirecek [/color] [/b] [color="#0000FF"][b][u]Kaynak Linki :[/b][/u][/color] [code] http://www.techno-labs.com/1/25657/1/makineler-dunyayi-ele-gecirecek.html[/code] [color="#0000FF"][b]Konu Tarihi:[/b][/color] [color="#FF0000"][b]04.06.2011[/b][/color] [quote] [b] Cuma günü yapılan bir etkinlikte konuşan Steve Wozniak, gelecekte insanların evcil hayvanlara dönüşeceğini iddia etti. 2000 işadamının karşısında yaptığı konuşmada düşüncelerini ifade eden Wozniak, teknolojinin müthiş makineler geliştirdiğini ve insanoğlunun bu makinelere yenik düşmek üzere olduğunu söyledi. Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde bu sözlerin temelde bir şaka olduğunu itiraf eden Wozniak, Terminator filmindeki SkyNet gibi bir yapının insanoğlunu yenebilmesinin mümkün olmadığını kabul ettiğini fakat makinelerin insanların hayatını olumsuz bir gidişata sürüklediğini de konuşmasına ekledi [img]http://www.techno-labs.com/image/index/547/headline_25657.jpg[/img] İnsanların hayatlarından feragat ederek makinelere yönelmesini kaygı verici bulduğunu belirten Wozniak, bir zamanlar sadece eğlence için kullanılan teknolojik cihazların artık kapatılmasının mümkün olmadığını düşünüyor. Herkes bu düşünceleri onaylamayabilir fakat genel olarak bakıldığında Wozniak'a katılmamak elde değil. Ne dersiniz, sizce insanoğlu elektronik cihazlara yenik düşebilir mi? [/b] [/quote]
  15. [quote name='mutlku_1991' date='06 June 2011 - 17:49 ' timestamp='1307371790' post='1025136'] oyunu kactan aldın ? [/quote] Yılın en çok beklenen oyunlarından biri olan ve 25 Mart’ta piyasaya sürülecek Crysis 2’nin Türkiye satış fiyatı açıklandı ! PC versiyonunun Türkiye özel fiyatı [color="#0000FF"]79.99TL…[/color] PS3 versiyonunun fiyatıysa [color="#0000FF"]139.99TL[/color] olarak belirlendi… Ön sipariş verenlerin, sınırlı sayıda üretilen Crysis 2 tişörtü kazanacağını da not düşelim.
  16. [code]http://www.eset.com/home/products/online-scanner[/code] Şayet internete girebiliyorsan yukardaki linki çalıştır komple online tarat temizler sanırım o virüsü bir dene.
  17. [center][size="4"][color="#FF0000"][b]MBR Regenerator 3.9.2 - Win-7 2011 Tavsiye[/b][/color] [/size][/center] [center][img]http://i11.fastpic.ru/big/2011/0522/08/6f7f8dff2cad3ae7bb1697490ae92b08.png[/img] [color="#FF0000"][b]MBR Regenerator 3.9.2 - Profesyonel Etkinleştirme Fix Tool | 1.2 MB[/b][/color] Özellikler - Windows> Yönetici Hesabı - Windows 7 herhangi bir sürümü>nü full yapın / X86 / X64 full yapın -> Yönetici olarak bu programı çalıştırın denenmiştir %100 çalışmakta [color="#FF0000"][b]Boyut:[/b][/color] 5 MB [color="#FF0000"][b]Sıkıştırma:[/b][/color] zip / Şifresiz [color="#FF0000"][b]Tarama:[/b][/color] Comodo 2011 / Durum Temiz [color="#FF0000"][b]Platform:[/b][/color] Windows 7 [code]http://www.wupload.com/file/8399239/MBR_Regenerator_v3.9.2.rar[/code] [color="#FF0000"][b]Not: Mozilla ile Jdownloader[/b][/color] ile indirin * idm ile indirmeyin linki kırık gösteriyor[/center] [center][color="#0000FF"][b]Window Aktivasyon problemine alternatif çözüm. MBR Regenerator, aktivasyon Çoklu yükleyiciler ile çeşitli sorunları çözmek için bir araçtır .Bu program, bir yükleyici işlevini yerine geçmez veya benzer bir aktivatör değil, sadece yeni bir aktivasyon yöntemi kurulumu için sistem temizler. Temel Özellikleri: Master Boot Record (MBR), uygun aktivasyon, Sistem ve yeni bir deneme anahtarı yükler sıfırlar, Zaten aktivasyonu diğer yöntemlerle kaldıramazsınız. KB971033 gerekli aktivasyon dosyalar, orijinal haline tamamen geri yüklenir. Uygulamak için resimli yönergeler dosya içinde mevcut[/b][/color][/center] [center][code]http://turbobit.net/tlsapixfcsv3.html[/code][/center] [center][code]http://www.uploadic.com/j2x17f3d1o9i/MRG.3.9..rar.html[/code][/center]
  18. Yukarıda verilen site vasıtası ile online işlem yapabilirsiniz desteklediği boyut ölcüleri alttaki resimde görüldüğü gibidir.Kullanışlı bir sitedir. [img]http://i.imgur.com/I9lTT.jpg[/img]
  19. [size="4"][color="#0000FF"][b]Tıp Terimleri Sözlüğü [/b][/color][/size] ABDOMEN:Karın,batın. ABORTUS:Çocuk düşürme,düşük. ABSANS:Kısa süreli şuur kaybı. ABSE:Çevre dokulardan kese tarzında doku ile sınırlı içerisi cerahat ile dolu oluşum. ABSORBSİYON:Emilme, örn.sindirim, gıdaların barsaklarda absorbsiyonudur denilebilir. ADRENALİN:Böbreküstü bezlerinin iç kısımları tarafından salgılanan bir hormondur. Tabiatta bu hormonun görevi, organizmayı acil harekete hazırlamaktır ve etkisini, nabzın atışı, kanın iç organlar ve deriden kaslara sevk edilmesi, karaciğerdeki glikojenin glikoza değişmesi ve böylelikle acil bir enerji kaynağı sağlanması şeklinde gösterir. AFAKİ:Gözde, lensin olmaması. AFAZİ:Beyindeki ilgili alanların tahribi sonucu, konuşma veya konuşulanı anlama yeteneğinin kaybı. Disfazi, aynı durumun daha hafif bir formudur. AFRODİZYAK:Cinsi arzuyu artırıcı maddeler, ilaçlara verilen isim. AFONİes kaybı. Kısmi veya tam olabilir. Afoni sebepleri, genellikle konuşma kaslarını kontrol eden sinirlerin hastalığı veya zedelenmesi, boğaz, gırtlak hastalıkları veya nörozdur. Histerik afoninin nedeni, şuuraltı, hiç konuşamamak veya özel bir durumda konuşmamamk arzusudur. AGLÜTİNASYONıvı bir süspansiyonda, ufak cisimciklerin bir araya gelip birbirlerine yapışmasıdır. AGORAFOBİ:Geniş, açık bir sahada yalnız kalınca hissedilen, kontrol edilemeyen bir korkudur. AJİTASYON:Kişinin etrafa saldırganlığı, aşırı aktivitesi ile karakterize durum. AJİTE:Rahatsız, huzursuz, taşkınlık yapan. AKNE:Yüz, omuzlar, sırt ve göğüsteki yağ bezleriyle ilgili kronik bir deri hastalığıdır. En çok 14-20 yaşlar arasında görülür ve bu hastalığın tipik belirtileri olan siyah noktalar, sivilceler, gençlerin bu en hassas devirlerinde genellikle psikolojik rahatsızlıklara yol açar. Yağ bezlerinin kanalında bir tıkaç oluşur ve bu tıkacın başı sertleşip siyahlaşır. Bazen, kanal tıkalı olduğu halde, bez yağ salgılamaya devam eder ve böylece içi yağ dolu bir kist oluşur. Siyah noktalara tıpta komedon adı verilir. AKONDROPLAZİ:Tedavisi olmayan, sebebi bilinmeyen kalıtsal bir cücelik tipidir. Gövde normal büyüklüte olup, kol ve bacaklar anormal derecede kısa ve baş normalden büyüktür. AKOMODASYON:Gözün optik sisteminin çeşitli uzaklıklara uyum yaparak net görmenin sağlanması. AKROMEGALİ:Beyin tabanında bulunan hipofiz bezinin ön bölümünün aşırı çalışmasına bağlı bir durumdur. Büyüme tamamlanmadan, kemiklerin uzaması sona ermeden erken çağlarda baş gösterirse jigantism adı verilen dev görünüm oluşur. Bozukluk büyüme çağının bitiminden sonra baş gösterirse, el ve ayakların genişlemesi, çene ve burnun büyümesi ve sesin kalınlaştığı görülür. AKUSTİK SİNİR:İşitme siniri. AMBLİYOPİ:Gözde belirli bir bozukluk olmaksızın oluşan görme tembelliği. AMNEZİ:Hafızanın kısmen veya tamamen kaybolması. ANALJEZİK:Ağrı kesici. ANEMİ:Kısaca, halk arasında kansızlık olarak bilinen anemi, alyuvarların sayı olarak az olması ve alyuvarların içerisinde bulunan hemoglobin adı verilen maddenin miktarının azlığıdır. ANEMİK:Kan değerleri düşük olan, yani kan sayımında eritrosit sayıları ve hemoglobin miktarı düşük olan kişi. ANERJİ:Özel bir antijene cevap verilmemesi hali. Organizmanın savunma yeteneğinin kaybolması. ANESTEZİoktorlar, ameliyat sırasında ağrı duymaması için, ameliyattan önce hastaya bir iğne yapar ya da solunum yoluyla bir gaz verirler. Hastanın bilincini yitirerek uykuya geçmesine narkoz, böylece vücudundaki ağrıları duyamayacak duruma gelmesine anestezi, bu duyu yitimine yol açan maddelere de anestezik denir. ANKSİETE:İç sıkıntısı, iç daralması. ANOSMİ:Koku alamama, nezle grip gibi enfeksiyonlarda olabildiği gibi koku siniri ile ilgili beyin bölgesindeki patolojilerde de görülebilir. ANOREKSİ:Anorexia Nervosa, özellikle genç kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bir bozukluktur. Bu durum genellikle kişinin çok şişmanladığı kanısı ile mübalağalı bir şekilde rejim uygulaması ile başlar, önceleri kontrol edilebilen iştah bir süre sonra hakikaten yok olur ve zayıflama normal ölçüleri aşar. ANSEFALİT:Beyin iltihabı. ANTİENFLAMATUAR:İltihabi reaksiyonu önleyen madde, ilaç... ANTİSEPTİK:Mikropları, yani insan, hayvan ve bitkilerin dokularına yerleşerek hastalığa yol açan bakteri, virüs, mantar gibi tek hücreli asalak canlıları yok etmek sağlıklı yaşamın temel koşullarından biridir. Antiseptik, antibiyotik ve dezenfektan gibi değişik adlarla anılan birçok madde bu amaçla geliştirilmiştir. Ama genel olarak "mikrop" öldürücüler denen bütün bu maddelerin bazı özellikleri ve kullanımları farklıdır. ANTİSEPTİKLERİN TARİHİ:İnsanlar, "mikrop kuramının" bulunmasından yüzyıllarca önce neden ve nasıl etki yaptığını bilmeksizin antiseptikleri kullanıyorlardı. Örneğin çiğ etin bol tuz ve baharatla yoğrularak sucuk biçiminde saklanması, sebzelerin yoğun bir tuz ve limon ya da sirke çözeltisi içinde bekletilerek turşu yapılması, bakterileri büyük ölçüde yok ederek bu besinlerin bozulmasını önlüyordu. Bugünkü antiseptikler ise Louis Pasteur'ün değerli çalışmalarının ürünüdür. ANTİSEPTİKLER NASIL ETKİ YAPAR?Kimyasal antiseptiklerin mikroplar üzerinde nasıl etkili oldukları tam olarak açıklanamamıştır. Bu maddeler doğrudan doğruya mikrop hücresine girerek yaşamsal işlevlerini engelleyebileceği gibi, mikrop hücresinin dış zarını eriterek de yıkıcı etki gösterebilir. Ne var ki birçok antiseptik normal hücreler üzerinde de ayn etkiyi yapar. Bu yüzden bu maddelerin dikkatli kullanılması gerekir. Bazı antiseptikler ağızdan alındığında ya da vücuda şırınga edildiğinde ağır sonuçlara, hatta ölüme yol açabilir. ANTİSPAZMODİKpazm çözücü, daha çok iç organlardaki düz kasların kasılmalarını çözen ilaç grubuna verilen isim. ANTİSTATİKtatik elektrik birikimini önleyen madde. ANTİTOKSİK:Toksin giderici. ANTİTÜSSİF:Öksürük giderici. ANTİVİRAL:Virüslara etkili, virusların zararlı etkilerini önleyen. ANÜLER:Halka şeklinde. ANÜRİ:İdrar çıkaramama. ANÜS:Makat, sindirim kanalının bitiş kısmı. AORTA:Kalpten çıkan, vücudun en büyük damarı, kalpten çıktıktan sonraki kavisli bölümüne arcus aorta, göğüs kafesi içersinde seyreden kısmına torasik aorta ve karın içersinde seyreden bölümüne de abdominal aorta denir. AORTİK ANEVRİZMA:Aort damarının her hangi bir bölümünde görülen genişleme. APANDİSİT:Kör barsak (apendiks) iltihabı. APATİ:Çevre ile anormal derecede ilgisizlik, duygusuzluk, kayıtsızlık. APEKS:Uç, tepe, zirve. APİROJEN:Ateş yükselmesine neden olan herhangi bir madde taşımayan. APNEolunumun geçici bir zaman içinde durması. APOPLEKSİ:Felç, inme. ARAKNOİD:Beynin üzerinin örten ince zar. ASETABULUM:Uyluk kemiğinin başının, kalça kemiği ile eklem yaptığı çukurluk ASETİLSALİSİLİK ASİT:Yaygın olarak kullanılan ve bilinen aspirinin kimyasal adı. ASİDOZ: Organizmanın asit baz dengesinde asit istikametinde bozulma sonucu ortaya çıkan entoksikasyon tablosu. ASO:"Antistreptolizin O" için kullanılan kısaltma. Streptolizin, "Hemolitik Streptokok" adı verilen bakterilerin salgıladığı toksinin adıdır. Bu toksinin varlığını tespit için yapılan tetkike de kısaca ASO adı verilir. ASO, romatizma gibi bazı Hemolitik Streptokok enfeksiyonlarında yükselir bu açıdan teşhis te ASO değerleri önem taşır. AŞİL TENDONU:Baldır arka kısmındaki kas grubunun, topuk kemiğine birleşmesini ve ayağın aşağı yukarı hareketini sağlayan yapı(kiriş). ATROPİN:Belladonna (Güzel Avrat Otu) adlı bitkiden elde edilen bir alkaloiddir. Tıpta çok değişik kullanım alanları vardır. Örneğin, göz dibinin muayenesinde, göz bebeğinin genişletilmesi için, ayrıca anesteziden önce üst solunum yollarında salgıların azaltılması için kullanılır. ------------------------------------------------------------------------------------ BAĞIŞIKLIK:Belirli bir mikroorganizmaya karşı vücudun direncidir. Aktif ve pasif olmak üzere iki tip bağışıklık (immünite) vardır. Aktif immünite, hastalığın, çok hafif de olsa, bizzat geçirilmesiyle oluşur. Hastalığa neden olan organizmalar, vücutta antikor reaksiyonları uyandırırlar ve bu reaksiyonlar, bazı vakalarda, hayat boyu devam eder. Pasif immünite ise, antikor reaksiyonu uyandırıcak nitelikte, fakat kuvveti azaltılmış veya değiştirilmiş olan mikropların vücuda aşılanmasıyla oluşur. BAKTERİ:Tek hücreli mikroorganizmalardır. Bunlar, mantarlardan küçük, fakat virüslerden büyüktürler. Bazıları hastalık yapıcı, bazıları zararsızdır; bazı bakteriler ise, faydalıdırlar: Örneğin, toprağın nitrojen yapıcı bakterileri. Bakteriler, şekillerine göre sınıflandırılabilirler: Coccus'lar yuvarlak, bacillus'lar çubuksu, vibrio'lar virgül şeklinde, spirillum'lar dalgalıdır. BAKTERİYEMİ:Bakterilerin veya bakteri toksinlerinin kana geçmesiyle oluşan ateş, titreme ile seyreden klinik tablonun adıdır. Eş anlamlı olarak septisemi de kullanılır. BALLİSMUS:Kol ve bacakların, istemsiz, şiddetli, atıcı hareketleridir. Bu durum, gövdenin yarısında görüldüğü takdirde, "hemiballismus" adını alır. BANDAJ:Yara sarmaya veya yaraları kapatan gazları ve tespit edici tahtaları yerinde tutmaya yarayan kumaş parçasıdır. BARBİTÜRAT'LARinir sistemini uyuşturucu etkileri olan maddelerdir. BASİL:Çomak şeklindeki mikroorganizmalardır. Örneğin Tüberküloz'un etkeni Koch adı verilen basildir. BAZAL METABOLİZMA:Vücut yüzeyi birimine göre hesap edilen, istirahat anında sarf edilen enerji miktarıdır.Vücut yüzeyi şahsın, boyu ve kilosundan hesap edilir.Troid bezinin fazla çalışmasında, bazal metabolizma yükselir. BATIN:Gövdenin, göğüs ve pelvis bölgeleri arasındaki kısmıdır. Göğüsten, bir kas bölme teşkil eden diafragma ile ayrılmış olan batının, alt kısmında pelvis boşluğu ile devamlılığı vardır. BELL PARALİZİSİ:Yüz siniri felcidir. BENCE-JONES PROTEİNİ:Myelomatosis gibi kemik iliğini ilgilendiren hastalıklarda, idrarla çıkartılan bir cins protein. BENİGN:İyi huylu. BERİBERİ:B vitamini noksanlığında meydana gelen ağır bir polinevrit. BİKONKAV:Her iki yüzeyide konkav, iç bükey veya oyuk olan. BİFİD:İki bölüme ayrılmış durumda olan, çatallı, yarık. BİFURKASYON:İki dala ayrılma yeri. BİLATERAL:Her iki tarafa ait olan, iki taraflı. BİLİRUBİN:Hemoglobinin yıkılmasından açığa çıkan kırmızı boya. BİLİRUBİNEMİ:Kanda bilüribinin artması. BİYOPSİ:Canlı bir dokudan muayene edilmek üzere küçük bir parça alınması. BİSEKSÜEL:İki cinsiyetli, hem erkek hem dişi. BLEFARİT:Göz kapaklarının, özellikle kenar bölümlerinin iltihabı. BONE:Kemik. BOTULİSMUS:Basillus Botulismus toksinleri ile meydana gelen zehirlenme. BRAKİYALJİ:Kol ağrısı. BRADİKARDİ:Kalbin dakikadaki atım sayısının azalması. BRONCHİOLİTİSolunum sisteminin en küçük fonksiyonel üniteleri olan bronşiollerin iltihabına denir. BÜL:Ciltte içi sıvı dolu kabarık oluşumlar. Çapları 0.5 cm'den büyüktür. Küçük olanlarına vezikül denir. BÜLLÖZ:Büllerden oluşan lezyon. ------------------------------------------------------------------------------------ CADUCEUS:Mitolojide Tanrı'nın habercisi olan Merkür'ün asasıdır. ABD ordusu tıp mensuplarının sembolü olup, tıp biliminin sembolü olan Eskülap asaından farklıdır. Merkür asaının çevresinde iki yılan vardır, Eskülap'ta ise, bir yılan bulunur. CAISSON HASTALIĞI:Vurgun. Dalgıçlarda ve çok yükselen havacılarda atmosfer basıncının ani değişimlerine bağlı olarak meydana gelir. CALCANEUS:Topuk kemiği. CANDIDA:Bir mantar çeşidi. CERAHAT:Alyuvarlar, bakteri ve yıkılmış doku kalıntıları gibi iltihap ürünlerini kapsayan doku sıvısıdır. CERRAHİ:Tıbbın en eski dallarından biridir. İlaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır. CERUMEN:Kulak kiri. İnsan kulağında normal olarak bulunan balmumu kıvamındaki salgıdır. Bu salgının fazlalığı, kulak tıkanması ve geçici sağırlığa yol açar. CESTODIASIS:Yassı solucan enfeksiyonudur. CLAVİCULA:Köprücük kemiği. COR:Kalp. COXAE:Kalça kemiği. ------------------------------------------------------------------------------------ DAKRİYOADENİT:Gözyaşı bezi iltihabı. DAKRİYOSİSTİT:Gözyaşı kesesi iltihabı. DAKRİYOSİSTEKTOMİ:Gözyaşı kesesinin ameliyatla çıkartılması. DAKRİYOSİSTOGRAFİ:Kontrast madde verilerek gözyaşı kesesi ve kanalının radyolojik olarak incelenmesi. DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ:Gözyaşı kanalının tıkalı olduğu durumlarda uygulanan, kesenin burun boşluğuna diranajını sağlayan ameliyat. DAKRİYOLİT:Gözyaşı taşı. DALTONİZM:Renk körlüğü. DEBİLİTE:Zeka geriliği. DEFEKASYONışkının dışarı atılması. DEFEKT:Eksiklik, kusur. DEFİBRİLATÖR:Kalbin normal dışı hızlı atımını durdurarak tekrar normal kalp ritmine dönmesini sağlayan araç. DEFLORASYON:Kızlık zarının yırtılması. DEFORMİTE:Şekil bozukluğu. DEFORMASYON:Şeklini bozma. DEKÜBİTİS:Yatalak olanlarda hareketsizlik sonucu sırtta ve kalçalarda açılan yaralar. DEKOMPRESYON:Baskı yapan gücün veya baskının kaldırılması. DEKONJESTAN:Konjesyonu (şişme) azaltan, dekonjessif. DELİRİUM:Zehirlenmeler, ateşli hastalıklar, epilepsi, histeri ve akıl hastalıklarında görülebilen, titreme, hallüsinasyonlar ve saldırganlıkla birlikte bilincin kaybolması tablosuna verilen isim. DEMANS:Bunama, muhtelif formları vardır.Senil Demans, Presenil Demans, Toxic Demans. DEMONSTRASYON:Göstererek öğretme. DEJENERASYONokuların normal yapılarının bozulup normal fonksiyonlarını yapamıyacak hale gelmeleri. DEMORALİZASYON:Moral çöküntü. DEMİYELİNİZASYONinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı. DANSİMETRE:Yoğunluk ölçen cihaz. DEONTOLOJİ:Aynı meslek grubunda olan insanların birbirleri ile olan ilişkilerinde uyulması öngörülen ahlaki, moral değerler. DEPİLASYON:Kılların çıkartılması işlemi. DEPRESYON:Ruhsal ve bedensel çöküntü, isteksizlik. DERMABRAZYONeri üzerindeki benler veya yara izlerini ortadan kaldırma amacı ile yapılan kazıma işlemi. DERMATİT:Cildin iltihabi durumu. DERMATOLOJİ:Cildiye, cilt hastalıklarını inceleyen bilim dalı. DERMİS:Ciltte en üst tabaka olan Epidermis'in altındaki tabakaya dermis adı verilir. DÜŞÜK:Fetusun, gebeliğin 28. haftasından önce ölümü, ve rahmin dışa atılmasıdır. ------------------------------------------------------------------------------------ EDEMA:Ödem, vücudun her hangi bir yerinde hücre dışında anormal su birikmesi. E.E.G:Elektroansefalografi kelimesi için kullanılan kısaltma. EFFEKT:Tesir, etki. EFFEKTİF:Etkili, tesirli. EFERVESANuya atıldığı zaman küçük gaz kabarcıkları çıkartarak köpüren, eriyen. EFFÜZYON:Vücut boşluklarında veya doku içerisinde sıvı birikmesi. "Plevral effüzyon" iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesidir. E.K.G:Elektrokardiogram kelimesi için kullanılan kısaltma. EKİNOKOK:Köpek ve kurtlar, nadiren kedilerde bulunan bir parazit olup larvaları memeli canlılarda büyüyerek hidatik kistleri yaparlar. EKLAMPSİ:İlerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem ve idrarda protein yükselmesi ile karekterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali. EKO:Yankı. EKOKARDİYOGRFİ:Kalp, damar sisteminin teşhisinde kullanılan ultrasonik bir yöntem. EKOKARDİYOGRAM:Ekokardiyografi yoluyla elde edilen çizelge. EKOENSEFALOGRAM:Beynin ekoensefalografi ile elde edilen çizelgesi. EKOLALİ:Hastanın kendisine söylenilen sözleri anlamsız şekilde aynen tekrarlaması. EKSİZYON:Bir dokunun çıkartılıp atılması. EKTAZİ:Genişleme. Örn. Bronşektazi. EKTODERMerinin en dış tabakası. EKTOPİ:Her hangi bir organın normal bulunması gereken yerde değilde, vücudun başka bir yerinde olması hali. EKTROPİON:Göz kapaklarının serbest kenarlarının dış tarafa kıvrılmaları. EKZEMAeride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen daha çok psikosomatik nedenli cilt rahatsızlığı. Akut ve Kronik diye ayrıldığı gibi Yaş ve Kuru ekzema cinsleri de vardır. ELEKTROANSEFALOGRAFİ:Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi. ELEKTROKARDİOGRAFİ:Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi. ENDOKRİNOLOJİ:İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır. ENDOKRİNOLOG:Endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi. ENSEFALON:Beyin. ENVAZYON:Yayılma, örneğin kafatasındaki bir tümörün beyin dokusuna envazyonu denince tümörün beyine yayılması kastedilir. EPİTEL: Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası. EROZYONeri veya mukozada görülen, sınırlı bir bölgede epitel kaybı, yüzeyel yaralar. Örneğin; Cervical erozyon, halk arasında rahim ağzında yara olarak bilinir. ------------------------------------------------------------------------------------ FALLOP TÜPLERİ:Her biri yaklaşık 10 ar cm. uzunluğunda, uterusun üst köşelerinden yumurtalıklara kadar uzanan iki borudur. Tuba uterina veya uterus tüpleri de denir. FALLOT'S TETRALOGY:Kalbin doğumsal bir anomalisine verilen isim. FALKS SEREBRİ:Beynin sağ ve sol yarı kürelerini birbirinden ayıran, orağa benzediği için bu isim verilen kalın zar. FAMİLYAL:Irsi, kalıtsal, herediter. FARİNKS:Yutak. FASİAL SİNİR:Yüz siniri, yedinci kafa çifti. FASİAL PARALİZİ:Yüz siniri felci, bu sinirin felcinde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır. Santral ve Periferik olmak üzere iki türlü olur. FAT:Yağ. FATAL:Öldürücü, ölümle sonuçlanan. FEBRİL:Ateşli, hummalı. FEKALİT:Barsakta bir kısım dışkının sertleşmesi sonucu oluşan dışkı taşı. FEÇESışkı. FEMUR:Uyluk kemiği. FERMENT:Bazı organların salgılarında bulunup kimyasal değişikliklere etki eden maddeler. FERMENTASYON:Mayalanma. FERRİTİNemir elementinin vücutta depo edilen şekli. FERTİL:Gelişme yeteneği olan, doğurabilen. FERTİLİTEoğurma yeteneği, verimlilik. FETUS:Üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen isim. FETAL:Fetus'a ait. FİBRİN:Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde. FİBRİNEMİ:Kanda fibrin bulunması. FİBRİNÜRİ:İdrarda fidrin çıkması. FİBROM:İyi huylu bağ dokusu uru. FİBRO-SARKOM:Bağ dokusunun kötü huylu tümörü. FİBRÖZ:Lif dokusu FİBULA:Bacaktaki iki kemikten dış kısımda olanıdır. Üstte Tibia ile eklem yapar diz eklemi yapısına girmez, altta ise ayak bileği eklemine iştirak eder. FİLARİA: Omurgalı canlıların kanında ve dokularında yaşayan kıl kurdu cinsi parazit. Elefantiazis denilen rahatsızlığa neden olur. FRENİK SİNİR:Nervus Frenicus. Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran diafragmanın sinirine verilen addır. ------------------------------------------------------------------------------------ GALAKTEMİ:Kanda süt bulunması. GALAKTOSEL:Memede, içi süt dolu kist. GALAKTORE:Memeden kendiliğinden süt gelmesi. GALAKTOZüt şekeri. GALAKTOZÜRİ:Gebelerde idrarla galaktoz çıkması. GALAKTÜRİ:İdrarın süt görünümünde çıkması. GANGLİON:Lenf bezi, bazı ufak urlara verilen isim. GANGRENokunun ölmesidir, ancak halk arasında daha çok bir uzvun vücuda bağlıyken ölmesi anlaşılır. GASTRİT:Mide iltihabı. GASTRODÜODENİT:Mide ve onikiparmak barsağının iltihabı. GASTROENTERİT:İshalle seyreden mide barsak iltihabı. GASTROENTEROLOJİ:Mide, barsak hastalıkları bilgisi. GASTROENTERELOG:Mide, barsak hastalıkları mütehassısı. GASTROSKOPİ:Hastaya yutturulan bir kamera ile midenin görerek muayene edilmesi. GASTROİNTESTİNAL:Mide - barsak. GASTROLİT:Mide taşı. GASTROMEGALİ:Midenin genişlemesi. GASTRONOMİ:İyi yemek yeme bilimi. GASTROPTOZİS:Mide düşüklüğü. GİARDİA:Tek hücreli organizmalardandır. Esas adı Giardia Lamblialis olup, sindirim sisteminde yerleşir. GİARDİASİS:Giardia İntestinalis adlı mikroorgnizmanın sebep olduğu hastalık. ------------------------------------------------------------------------------------ HABİTÜEL:İtiyadi, alışkanlığa bağlı. HALLÜSİNASYON:Gerçekte olmayan şeyleri algılamak. HALLUKS:Ayak başparmağı. HALOTAN:Anestezik bir madde. HAMARTOM:Yeni oluşmuş kan damarlarında meydana gelen tümör. HAMARTROZ:Eklem boşluğuna kan dolması. HAŞİŞ:Esrar, haşhaş. HEMATOM: Organ içerisinde veya aralarında kan birikmesi. HEMORAJİ:Kanama. HEMAGLÜTİNASYON:Kan yuvarlarının aglütinasyonu. HEMANJİEKTAZİ:Kan damarlarının genişlemesi. HEMANJİOM:Kan damarlarından dogan urlar. HEMATEMEZ:Kan kusma. HEMATOSEL:Testis torbalarında kan birikmesi. HEMATOLOG:Kan hastalıkları uzmanı. HEMATOMİYELİ: Omurilikte kanama. HERPES:Uçuk, içi sıvı dolu vezikül. HERPES SİMPLEKS:Aynı adı taşıyan virüsün sebep olduğu çeşitli deri ve mukoza bölgelerinde yaygın, küçük, içi sıvı dolu oluşumlar ile belirgin virütik enfeksiyon. HİLER:Hilus'a ait. Örneğin, Hiler Lenf Adenopati denildiği zaman Hilus'a komşu lenf bezlerinde büyüme anlaşılır. HİLUS: Organlarda büyük damar ve sinirlerin, akciğerlerde solunum yollarının giriş kapısı. HİPERKROMAZİ: Pigment fazlalığı gösteren. HİPOFİZ:Beyin tabanında burun arkasının üst kısmına uyan bölgede hormon salgılayan bir bezdir. HİPOSPADİAS: Penisin doğumsal bir şekil bozukluğudur. İdrar yolunun son kısmı olan üretra'nın dışa açılan deliğinin normal yerinde değil, penisin alt yüzünde herhangi bir yerde olması halidir. ------------------------------------------------------------------------------------ İHTİYOZİS:Cildin pul pul ve kuru oluşu ile kendini gösteren bir hastalık. İDİOPATİK: Oluşumunda bir sebeb gösterilemeyen. İKTERarılık. İKTUS:İnme. darbe. İDİOToğuştan aptal. İLEİTİS:İnce barsak iltihabı. İLEUM:İnce barsağın son bölümü. İLEUS:Barsak tıkanması. İLLUZYONışarıdan gelen görsel uyarıların olduklarından faklı algılanması. İMBESİL:Geri zekalı. İMİTASYON:Taklit. İMMATÜR:Tam gelişmemiş. İMMİNENT:Tehdit eden. İMMİNENT ABORTUSüşük tehdidi altındaki gebelik. İMMOBİL:Hareketsiz. İMMÜN:Bağışık,bulaşıcı hastalıktan muaf. İMMÜNİTE:Bağışıklık,muafiyet. İMMÜNİZE:Bağışık kılmak. İMMÜNOLOJİ:Bağışıklığı inceleyen bilim. İMMÜNOLOG:Bağışıklık uzmanı. İNFLAMASYON:Çeşitli mikrobik ajanlar veya toksinlerine karşı vücudun göstermiş olduğu; hararet artması, kızarıklık ile karakterize iltihabi reaksiyon. İNTERMEDİER:Arada oluşan, meydana gelen. İNTRAEPİTELİAL: Epital hücreleri içerisinde. ------------------------------------------------------------------------------------ JARGON:Kelimeleri yerinde kullanamama ile karekterize anlamsız ve anlaşılmaz konuşma. JEJUNUM: Oniki parmak barsağından sonra gelen ince barsak bölümü. JEJUNİT:Jejunum iltihabı. JİGANTİZM:Ergenlik çağından önce oluşan hipofiz bezi tümörlerinde büyüme olayının kontrolden çıkması sonucu oluşan dev görünüm. JİNEKOLOJİ:Kadın hastalıkları ile ilgili tıp dalı. JİNEKOMASTİ:Erkeklerde memenin anormal ölçüde büyümesi. JİNJİVİTiştleri iltihabı. JOİNT:Eklem. JUVENİL:Gençliğe ait. ------------------------------------------------------------------------------------ KAKOZMİ: Pis koku. KALYUM: Potasyum. KARDİAK:Kalbe ait. KARİNA:Trakeanın (nefes borusu), sağ ve sol akciğerlere girmeden önce ikiye ayrıldığı kısıma verilen ad. KAŞEKSİ:Genel sağlık durumunun bozukluğu ile ilgili ileri derecede zayıflama hali. KATABOLİZMA:Maddelerin yüksek terkiplerinin, dokularda yakılarak daha basit terkipte maddeler meydana gelmesi. KELOİD:Eski bir kesi veya ameliyat yerinde aşırı nedbe dokusu oluşmasıdır. KERATİN:Tırnak ve boynuzun ana maddesi. KERATİNİZASYON:Boynuzlaşma. KERATİT:Kornea iltihabı. KERATOMA:Nasır. KERATOMETRE:Kornea kavislerini ölçmekte kullanılan alet. KERATOPLASTİ:Matlaşmış korneanın yerine başkasından alınan korneanın konulması ameliyatı. KERATOSKOP:Korneayı muayene aleti. KERNİCTERUS:Yeni doğanın şiddetli ikterinde beynin bazı çekirdeklerinin bilüribinin etkisiyle toksik degenerasyonudur.Çocukta zeka geriliği ve spastisite görülebilir. KETONEMİ:Kanda keton cisimciklerinin bulunması. KETONÜRİ:Idrarla keton çıkarılması. KIZAMIKalgın yapan virütik bir çocukluk çağı hastalığıdır. KİFOZ: Omurganın açıklığı öne bakan kanburluğuna verilen ad. KİST:Etrafı membranla (zar) çevrili içi sıvı dolu oluşumlar. Büyüklükleri muhtelif olup vücüdun her tarafında oluşabilir. KİST HİDATİK:Bazı organlarda (daha çok karaciger, akciğer , beyin) ekinokok adı verilen parazitlerin neden olduğu içi berrak su görünümünde kistler. KİST SEBASE:Yağ bezlerinin büyümesi sonucu deri altında oluşan kistler. KLOSTROFOBİ:Kapalı yerlerden sebebsiz yere korkma reaksiyonudur. KLEPTOMANİ:İhtiyacı olmaksızın patalojik çalma dürtüsüne verilen addır. KOCH BASİLİ:Tüberküloz basiline, bulanın adına izafeten verilen ad. KOLESTEROL:Hayvansal ve bitkisel yağların içerisinde bulunan, karaciğer tarafından sentez edilen bir maddedir. Kanda normalden fazla bulunması halinde, damar sertliğine neden olur, ve bazanda safra pigmentleri ile birleşerek safra taşlarının oluşumunda rol oynar. KORPUS:Gövde. KÜRTAJ:Küretajın kelime anlamı kazımaktır. Ama burada adı geçen Kürtaj halk arasında, küçük hamileliklerde rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahele ile alınması kastedilmektedir. Kürtaj ayrıca teşhis amaçlı da yapılabilir. Yani rahim iç duvarından kazınarak örnek alınıp incelenmeside kürtaj olarak adlandırılır. ------------------------------------------------------------------------------------ LABİL:Kararsız, çabuk değişen. LAKTASYON:Annenin süt verme devresi. LAKRİMA:Göz yaşı. LAKÜN:Küçük boşluk, delik. LAGOFTALMİ:Göz kapaklarındaki bozukluk nedeniyle gözlerin tam kapanmaması hali. LAP:Lenfadenopati'nin kısaltılmış şeklidir. Lenfadenopati, lenf bezlerinde büyüme anlamına gelir. LAPARATOMİ:Teşhis amaçlı veya ameliyat için karın boşluğunun açılması. LAPAROSKOPİ:Ucunda kamera olan, laparoskop denilen aletle karın boşluğunun endoskopik incelenmesi. LARVA:Tırtıl, kurtçuk. LARENKS:Gırtlak. LARENJİT:Larenks iltihabı. LARENGOSKOP:Bogazın muayenesine yarayan aynalı ışıklı alet. LARENGOSKOPİ:Gırtlağın içinin larengoskop ile muayenesi. LENFOMA:Başlangıcını lenfoid dokudan almış ur. LEZYON:Genel anlamda henüz tam olarak niteliği tespit edilmemiş bozukluk. LİGAMENT:Vücudun muhtelif eklemlerinde, organlarında bulunan bağlara verilen isimdir. ------------------------------------------------------------------------------------ MAKRO:Büyük. MAKROSEFALİ:Başın (beynin) normalden büyük olması. MAGNET:Mıknatıs. MALABSORBSİYON:Emilimin bozuk oluşu. MALADİ:Hastalık. MALASİ:Keyifsizlik, kırıklık. MALARYAıtma. MALE:Erkek. MALFORMASYON:Kusurlu oluş, sakatlık. MALFONKSİYON:Her hangi bir organın yetersiz veya dengesiz görev yapması. MALİGN:Habis, kötü huylu. MALLEOL:Ayak ekleminin her iki tarafındaki kemik çıkıntılarına verilen isim. MALLEUS: Orta kulaktaki çekiç kemik. MALNUTRİSYONağlık için şart olan, vitamin, mineral, protein ve benzeri maddelerin yetersiz alınmasından doğan hastalıkları tanımlayan bir terimdir. MALPRAKTİS:Tıpta yanlış, özensiz tedavi. MASTEKTOMİ:Ameliyatla memenin alınması. MAMİLLA:Meme başı. MAMOGRAFİ:Meme filmi. MANDİBULA:Alt çene kemiği. MANİ:Aşırı neşe şeklinde beliren psişik hastalık. MANİFEST:Aşikar, gizli olmayan. MARFAN SENDROMUebebi bilinmeyen herediter genetik bir hastalık. MARİHUANA:Esrar. MASTEKTOMİ:Memenin her hangi bir rahatsızlık nedeniyle alınmasıdır. Basit mastektomi sadece meme dokusunun çıkartılmasıdır. Radikal mastektomi ise, kanser vakalarında baş vurulan memeyle birlikte, memenin altındaki kasların ve koltuk altındaki lenf bezlerinin de çıkartılmasıdır. MASTİTİS:Memenin iltihabıdır, emziren annelerde sütün birikmesi nedeniyle veya meme başındaki çatlak nedeniyle sık rastlanan bir durumdur. MASTOİDEKTOMİ:Mastoid hücrelerin iltihaplanması nedeniyle mastoid kemiğin çıkartılması ameliyatıdır. MASTOİDİT:Kulak arkasında bulunan mastoid kemikteki,mastoid hücrelerinin iltihabıdır. Genellikle orta kulak iltihaplarını takip eder. MAZOHİST:İşkenceden zevk alan, işkence tarzı hareketlerden cinsel haz duyan. MENENJİT:Beyin zarlarının (Meninkslerin) iltihabıdır. MENOPOZ:Adetten kesilme. MENSTRUAL:Menstruasyonla ile ilgili, adet görme ile ilgili. MENSTRUAL SİKLUS:Adet görme dönemleri, iki adet arası. MENTRUASYON:Adet görme, ay başı. (bayanlarda periodik kanama) MENTAL RETARDASYON:Zeka gelişiminde gerilik. METASTATİK:Metastaz yapmış lezyona verilen isim. (Başka bir organdan atlamış tümöral oluşum) METASTAZ:Herhangi bir organdaki kanser hücrelerinin, vücudun başka bir bölümüne atlamasıdır. MİTOZ:Hücre bölünmesi. MİYOM:Uterus adalesinin iyi huylu tümörüdür. MUKOLİTİK:Mukus'u eriten anlamındadır. Yani, akciğerlerde oluşan ve katılığı nedeniyle çıkarılmakta güçlükle karşılaşılan mukus'un (balgam) kıvamını azaltarak, atılmasını sağlayan ilaçlar. MUKOZA:Bazı organların iç yüzlerini kaplayan ve salgı üreten doku tabakası. ------------------------------------------------------------------------------------ N NARKOANALİZ: Psikanalize yardımcı olmak amacıyla, bir narkotik ilacın kullanılmasıdır. NARKOLEPSİ:Önüne geçilemiyecek kadar şiddetli uyuma eğilimi. NARKOZ:Ameliyat yapmak için duyu, hareket ve bilincin damar yolu veya solunum yolu ile narkotik madde verilerek uyuşturulmasıdır. NARKOTİK:Uyutucu, uyuşturucu. NARSİZM:Kendi kendini sevmek anlamına gelir.Aslında gelişimin normal bir safhasını teşkil eder,ancak hayatın ileri devrelerinde varlığı anormal sayılır. NATALoğuşa ait. NAZAL KEMİK:Burun kemiği. NAZOFARİNKS:Burnun arka kısmı ile yutağın komşuluk yaptığı bölge. NATRİUModyum. NATUREL:Normal, tabii. NAUSEA:Mide bulantısı. NEBULİZERıvıyı püskürterek uygulamaya yarayan alet. NEONATAL:Yeni doğana ait. NEOPLAZİ: Patalojik anlamda yeni doku oluşumu. NÖROLOJİ:Asabiye, sinir hastalıkları. NÖROŞİRÜRJİ:Beyin cerrahisi. NODÜL:Yuvarlak, çapı 1 cm'den küçük patolojik oluşumlar. ------------------------------------------------------------------------------------ O OBDUKSİYON: Otopsi. OBEZ:Şişman. OBEZİTE:Şişmanlık. OBJE:Görülebilen veya dokunulanilen herhangi bir şey. OBJEKTİFuyulup, görülebilen, idrak edilebilen. OBLİTERASYON:Vücuttaki boşlukların tıkanması. OBSERVASYON:Müşahade. OBSESYONaimi endişe,fikri sabit, nöroz. OBSTRÜKSİYON:Tıkanma, engel. OBSTETRİoğum bilgisi. ODİOGRAM:Kulağın işitme gücünün kaydıdır, odiometri cihazı ile ölçülür. OEDİPUS KOMPLEKSİ:Erkek çocuğun annesine karşı duyduğu bilinçsiz yakınlık nedeniyle babasını kıskanması ve bununla ilgili ruhsal bozukluklar kompleksine verilen isimdir. ODONTOİDiş şeklinde. OFTALMİK:Göze ait. OFTALMOPLEJİ:Göze ait sinirlerin felci sonucu göz kapağının düşmesi ve gözün hareket edememesi ile birlikte oluşan tablo. OFTALMOLOJİ:Göz ve göz hastalıkları ile uğraşan bilim dalı. OFTALMOSKOP:Göz içi muayenesinde kullanılan bir alet. OFTALMOSKOPİ: Oftalmoskop ile gözün içinin muayene edilmesi. OFTALMOLOJİST:Göz hastalıkları uzmanı, göz mütehassısı. OFTALMOTONOMETRİ:Göz içi basıncın ölçülmesi. OKKULT:Gizli, kapalı. OKLUDE:Kapalı, tıkalı. OKSİPUT:Başın arka kısmı. OKULOMOTORYUS:Gözü hareket ettiren sinirlerden birisidir.(3.kafa çifti Nervus Oculomotorius) OKÜLER:Göze ait. OLEKRANONirsekteki çıkıntı. OLFAKTORYUS:Koku siniri.(Nervus Olfactorius) OLİGÜRİ:İdrarın normalden az çıkartılması OLİGO:Geri,küçük. OLİGODENDROGLİOMAinir sistemi destek dokusuna ait, özellikle beyincikte görülen kötü huylu tümör. OLİGOSPERMİ:Menide spermatozoidlerin normalden az oluşu. OMENTUM:Karın içerisinde, barsakları örten oluşum. ONANİZM:Genital organlar ile oynayarak kendi kendine tatmin. ONKOLOJİ:Tümöral oluşumlarla ilgili bilim dalı. OPAKonuk, şeffaf olmayan. OPERABL:Ameliyat edilebilir, ameliyat edilmekle halen bir şansı olan. ( aksi; inoperabl ) OPERASYON:Cerrahi müdahale, ameliyat. OPİAT:Afyonlu ilaç, uyuşturucu. OPİSTOTONUS:Bazı hastalıklarda vücudun ekstansör (gerici ) kaslarının gerilmesi sonucu gövdenin yay biçimi alarak kasılmış hali. ( Örn. Tetanozda ) OSTEOGENESİS:Kemik oluşumu, kemiklerin gelişimi. OSTEOGENESİS İMPERFEKTA:Kemiklerin kolayca kırılacak şekilde gevrek oluşu ile karekterize kalıtsal nitelik gösteren hastalık. OSTEOJENİK:Kemik yapıcı. OSTEOİD:Kemik gibi, kemiğimsi. OSTEOLİZ:Kemiğin çürümesi, nekrozu, erimesi. OSTEOMALASİ:Kemiklerin yumuşaması ile karekterize bir hastalık. OSTEOMİYELİT:Kemik iltihabı. OSTEOFİT:Kemiklerde patalojik olarak oluşan çıkıntı şeklindeki oluşumlar. OSTEOPLASTİ:Kusurrlu kemiği düzeltme veya sağlam kemikle değiştirme ameliyatı. OVOBLAST:Yumurtanın geliştiği hücre, yumurta hücresi. OVOSİT: Olgunlaşma devresinden önceki dişi cinsiyet hücresi. OVÜLASYON:Kadınlarda yumurtalıklarda ovüm'ün (Yumurtanın) atılmasıdır. Ovülasyon genellikle adet dönemlerinin ortasına rastlayan 11-14. günler arasında olur. ------------------------------------------------------------------------------------ P PAKİMENENJİT:Beynin en dış zarının (dura mater) iltihabıdır. PANDEMİalgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılmasına verilen isimdir. PALİLALİ: Psikolojik bir bozukluk olup, aynı cümle veya kelimenin bir çok defa tekrarlanmasıdır. PALYATİF:Hafifletici. PALPASYON:Elle dokunularak yapılan muayene. PALPİTASYON:Kalp çarpıntısı. PALSY:Felç, inme. PAN:Bütün. PANARTERİT:Bütün arterleri kapsayan iltihabi durum. PANKARDİT:Kalbin bütün zarlarının iltihabı. PANKREAS:Karın boşluğunun üst tarafında ve bel omurlarının ön kısmında yerleşik bir organdır.Salgılarıyla sindirm fonksiyonuna yardımcı olur ve kan şekerini düzenler. PANKREATİT: Pankreas iltihabıdır. PANOFTALMİ:Gözün bütün tabakalarının iltihabı. PANSİNÜZİT:Bütün yüz sinüslerinin iltihabı. PAPİLLOM:Meme başı gibi çıkıntılar yapan iyi huylu tümörler. PAPİLLOKARSİNOM:Kötü huylu papillom. PAPAVERİN: Opiumdan elde edilen, düz kasların spazmını çözücüetkiye sahip bir alkaloid. PAPİLLİT:Görme sinirinin retinaya girdiği yerin(optik papilla)ödemli iltihabı. PAPÜL:Ciltteki, sınırları belirgin, kabarık, 1 cm'den küçük çaplı lezyonlardır. PARA:Yanında, yan. Örn. (Para-aortik aortun yanında) PARAKARDİAK:Kalbin yanında, kalbe komşu. PARALİTİK:Felç olan, felçli kişi. PARALİZİ:Felç. PARAMEDİAN: Orta hattın yanında, orta hatta yakın. PARAMEDİKAL:Bir dereceye kadar tıpla ilgili, hekimliği kısmen ilgilendiren. PARANAZAL:Burun boşluğunun yanında, buruna komşu. PARANKİM:Bir organ yada bezin görev gören dokusudur. Örneğin, karaciğer parankimi denildiği zaman, karaciğerin bütünü anlaşılır. PARAOZEFAGEAL:Özefagusun ( yemek borusu ) yanında yer alan. PARAPLEJİ:Belden aşağı her, iki bacağın tutmaması, felç hali. PARAPAREZİ:Belden aşağı her iki bacağın kısmi felci, örn. hareket olup, yardımsız yürüyecek kadar güç olmaması. PARATİROİD:Tiroid bezi arkasında bulunan dört adet küçük beze verilen isim. PARATİROİDEKTOMİ: Paratiroidlerin ameliyatla çıkartılması. PARATRAKEAL:Nefes borusunun yanında yer alan. PARAVERTEBRAL: Omurganın ( Vertebral Kolon ) yanında yer alan.baktabul PARAZİTEMİ:Kanda parazit bulunması. PARAZİT:Asalak. PARASENTEZ:İçinde su veya cerahat toplanmış bir vücut boşluğundaki sıvıyı çıkarmak için yapılan delme ameliyatı. PARENKİM: Organın kendine özel doku yapısı. PARENTERAL:İlaç veya serumların ağız yolu ile değil damar yolu, adele içi gibi yollarla verilmesi. PARESTEZİ:Uyuşma, karıncalanma veya yanma hissi gibi duyusal bozukluklar. PARİETAL KEMİK:Kafatasının her iki yan tarafındaki kemiklere verilen isim. PAROKSİSMAL:Ani ve geçici krizler halinde gelen. PARONİŞİ:Tırnak yatağı iltihabı, dolama. PARSİYEL:Bütününü kapsamayan, tam olmayan, kısmi. PARTİKÜL: Parçacık, zerre. PARTUSoğum. PAROTİS BEZİ:Kulak altı tükrük bezi. PAROTİTİS:Kabakulak. PATELLA: Diz kapağı kemiği. PATOJEN:Hastalık yapan madde veya mikroorganizmalar. PATOGENEZ:Hastalığın esas ve gelişimi. PATOGNOMONİK:Bir hastalık için çok özel belirti, bu varsa mutlaka o hastalık akla gelmelidir gibi. PATOLOJİK:Normal olmayan, hastalıklı. PATOLOG:Hastalık nedeni ile dokularda meydana gelen değişimleri inceleyen bilimle uğraşan kişi. PEDİATRİ:Çocuk hastalıkları ile uğraşan tıp dalı. PEDİATRİST:Çocuk hastalıkları uzmanı. PELVİS:Leğen kemiği. PENİS:Erkek cinsel organı. PERİTON:Karın içi organları çepeçevre saran, karın boşluğunun iç yüzünü örten zardır. PERİTONİT: Peritonun iltihabıdır. PERORAL:Ağız yolu ile. PETEŞİ:Ciltte nokta biçiminde kanamalar. (Damar dışına kan çıkması) PHENOTYPE:Kişinin kalıtsal yapısının dışa akseden görünümü, aynı tür fertlerini belirleyen, gözle görülebilen özelliklerin tümü. PITRIASISaha çok gövdede ve uzuvların gövdeye yakın yerlerinde yerleşen, bazan kepeklenme gösteren bir cilt hastalığıdır. Çeşitli türleri vardır, bunlardan PITRIASIS VERSICOLOR'da deniz mevsimlerinde hasta olan bölge güneş ışını almadığı için daha belirgin hale gelir. PLAK: Plak, dermatologlar için açık bir anlamı olan ancak başkaları tarafından genellikle anlaşılmayan bir terimdir. Yüksekliğine oranla kapladığı alan geniştir ve keskin bir kenarı vardır. Plaklar en sık sedef hastalığında (psöriasis) görülür. PLEVRA:Akciğerleri ve göğüs kafesinin iç yüzünü örten zar. PLEVRAL: Plevraya ait. PLÖREZİ: Plevra iltihabı. Akciğerin üzerini örten plevra ile göğüs duvarını örten iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesi. PLÖRİT: Plevranın, sıvı birikmeksizin kuru iltihabı. POLİKİSTİK:Bazı organlarda çok sayıda içi sıvı ile dolu oluşumlara verilen addır. Polikistik böbrek, polikistik meme gibi. POLİP: Organların ve vücut boşluklarının iç yüzünü kapsayan mukoza adı verilen tabakadan menşeini almış, saplı iyi huylu küçük ur. PROSTAT:Erkeklerde mesanenin altında ve idar yolunun başlangıcında bulunan genital sisteme ait bir bez. PROSTATİT: Prostat iltihabı. PSORIASIS:Halk arasında sedef hastalığı olarak bilinir. Sık rastlanan, özellikle diz ve dirseklerde ve vücudun diğer bölgelerinde rastlanan simetrik, kırmızı, kabuklanma ve pullanma gösteren bir cilt hastalığıdır. Sebebi bilinmemektedir. PULMONER:Akciğer veya akciğerlerle ilgili. PULMONER ARTER:Akciğerin büyük besleyici arteri. PÜSTÜL:Ciltte, içerisinde cerahat bulunan kabarık lezyonlardır. ------------------------------------------------------------------------------------ R RABİES:Kuduz. RADİUS:Ön kolun dış tarafında (baş parmak tarafında) bulunan kemiktir. RADİKALebebe yönelik, köklü. RADİKÜL:İnce dal, küçük kök. RADİKÜLİT: Omurilikten çıkan sinirlerin (spinal sinir) kök iltihabıdır. RADİKÜLOPATİpinal sinir köklerini tutan herhangi bir hastalık. RADYOAKTİF:Radyasyon yayan özelliğe sahip. RADYODERMATİT:Işına maruz kalmış ciltte meydana gelen dermatit. RADYOLOJİ:Genel anlamda X ışınları,ses dalgaları veya diger yöntemleri kullanarak teşhis hizmetleri veren tıp dalıdır. RADYOTERAPİ:Işınlama kullanılarak yapılan tedavi yöntemi. RAHİM:Uterus, döl yatağı. RAŞİTİZM: D vitamini eksikliğinin neden olduğu, çocuklarda görülen bir hastalıktır.Kemik teşekkülünün tam olmaması nedeniyle tedavisi geciktirilmiş, ihmal edilmiş vakalarda uzun kemiklerde deformiteler teşekkül eder. RAYNAUDebebi bilinmeyen, daha çok orta yaşlı kadınlarda rastlanan bir rahatsızlık olup, özellikle soğuğa maruz kalınca parmaklarda morarma ve hissizleşme ile karakterize bir damar rahatsızlığıdır. REFRAKSİYON:Kırılma. REFRAKTOMETRE:Görme bozuklukluklarını ölçen cihaz. REJENERASYON:Harap olmuş bir dokunun kendini yenilemesi, tamiri. REJİONAL:Bir bölgeye ait. REGRESYON:Bir hastalık belirtisinin gerilemesi, şiddetinin azalması. REGURJİTASYON:Yenilen yiyecek ve içeceklerin, kusma olmaksızın ağıza geri gelmesi. REHABİLİTASYON:Fiziki hareket kusurlarını düzeltme, yeniden kazandırma. RELAKSİN:Gebelik esnasında meydana gelen ve doğum işlevinde gevşetici rol oynayan hormon. REMİSYON:Hastalık belirtilerinin sönmesi. RENAL:Böbrekle ilgili. RENAL ARTER:Böbrek arteri. REPRODUKTİF :Çoğalabilen. RESPİRASYONolunum, nefes almak. RESPİRATUVAR SİSTEMolunum sistemi. RETANSİYON:Birikme, toplanıp kalma. ( Örn. İdrar retansiyonu;idrar tutulması, idrar yapamama.) RETİKÜLER:Ağ gibi, ağ biçiminde. RETİNA:Gözün en iç tabakası, ağ tabaka. RETİNİT:Retina iltihabı. RETROBULBER:Göz küresinin arka kısmı. RETROBULBER NÖRİT:Görme sinirinin, gözün arka kısmındaki bölümünün ani görme kaybı ile karekterize iltihabi durumu. RETROGRESSİV:Gerileyen. RETROPERİTONEAL: Periton zarının arkasında. RETROVERSİ:Bir organın normal konumda değil arkaya doğru eğik durumda olması. REVASKÜLARİZASYON:Yeniden damarlanma. REZEKSİYON:Bir organ veya vücut kısmının bir bölümünün veya tamamının çıkartılması. REZİDÜ:Artık, bakiye. REZİDÜEL:Kalan, artan. ( Örn. Rezidüel İdrar; İdrar yapıldıktan sonra çıkartılamıyarak geride kalan idrar.) REZİSTAN:Mukavim, dirençli. REZİSTANSirenç, mukavemet. REZORBSİYON:Emilme. ------------------------------------------------------------------------------------ S SAFRA:Karaciger tarafından salgılanan, yeşilimsi kahverengi bir sıvıdır.Safra, kısmen yağ sindirimine yarayan bir salgı, kısmende eskimiş alyuvarların tahrip olmaları sonucu oluşmuş bir atılma ürünüdür. SAFRA KESESİ:Karaciğerden salgılanan safranın toplandığı, karacigerin alt kısmında bulunan torba şeklinde bir organ-dır.Kesenin görevi, safrayı depolayıp, yoğunlaştırmak, ve gerekli aralıklarla oniki parmak barsağına safra salgılamaktır. SAK:Kese, torba. SAKKÜLER:Keseye benzer, torba gibi. SAKRUM:Kuyruk sokumu. SAKRALİZASYON:Beşinci bel omuru ile kuyruk sokumu kemiğinin birleşik olmasına verilen isim.Yapısal bir farklılıktır. SAKROİLİAK EKLEMakrumla kalça kemiğinin, sağda ve solda yapmış olduğu eklem. SADİZM:Başkalarına acı vermekten cinsel haz duyma. SADİST:Başkasına işkence etmekten zevk alan kişi. SAGİTTAL:Vücudu sol, sağ şeklinde ortadan ayıran düzlem. SALİSİLİK ASİT:Ateş düşürücü etkisi olan ve aspirin yapımında kullanılan bir madde. SALMONELLA:Bir bakteri türü. SALPİNKS:Tuba uterina, rahimle yumurtalıklar arasındaki geçişi sağlayan, sağlı sollu iki tarafta bulunan tüpler.Tüplerin tıkalı olması kısırlığa neden olur. SALPENJİT:Tuba uterinaların iltihabı. SEDASYON:Hastanın sakinleştirilmesi. SİMPLEKS:Tek maddeden oluşmuş, basit, sade. SİNÜZİTinüs adı verilen yüzdeki kemik boşlukların iç yüzünü kaplayan mukoza iltihabına ve boşlukta cerahat toplanmasına sinüzit adı verilir. SİROZ:Bir organda sertleşme ve nedbeleşme ile karakterize fibröz doku oluşumuna verilen isimdir. Ancak bu terim hemen her zaman karaciğerin görevini yapamamasıyla ilgili, kronik karaciğer iltihabı için kullanılır. SİTOLOJİ:Hücre bilimi. SKOLYOZ (SKOLİOSİS): Omurganın sağ veya sola doğru eğrilikleri ile karakterize şekil bozukluğu. STERNUM:İman kemiği. SUBKARİNAL:Karinanın altında. (Karina: Trakea'nın ikiye ayrıldığı yere verilen isim) SUBPLEVRAL:Akciğer zarının altında. SÜT BEZESİ:Meme dokusu içerisindeki süt üreten bezler. ------------------------------------------------------------------------------------ T TABES DORSALİSfilizin ilerlemiş döneminde sinir sistemi tutulumuna bağlı olarak dengesizlik, yürüme güçlüğü görme bozuklukları ile seyreden tabloya verilen isimdir. TALAMUS: Orta beyindeki bir cekirdek grubuna verilen addır. TALASEMİ:Kalıtsal bir kan hastalığıdır.akdeniz kıyılarında yaşayanlarda daha sık görülür. TAKİPNE:Çok hızlı solunum. TARTARiş taşı. TELENJİEKTAZİeride veya mukozalarda kırmızı lekeler şeklinde görülen kılcal, arteriol ve venüllerin genişlemesinden oluşan lezyonlar. TELEKARDİOFON:Kalp seslerini hastadan uzakta dinleten alet. TELEPATİ:Beş duyu işe karışmaksızın düşüncelerin, bu duyuların üstünde bir yolla aktarılması. TEMPORAL BÖLGE:Şakak bölgesi. TENDİNİT:Tendon iltihabı. TENDON:Kasların kemiklere yapışmasını sağlayan yapılar. TENESMUS:Rektum veya mesanenin iltihaplı durumlarında görülen, ağrılı işeme veya defekasyon duygusu. TENYA:Barsak paraziti, şerit, yassı solucan. TESTOSTERON:Erkek seks hormonuna verilen addır. TREMOR:İrade dışı titremelere verilen addır. Örneğin, Hipertiroidi (Tiroid bezinin fazla çalışması) adı verilen rahatsızlıkta ellerde görülen ince amplitüdlü titremelere tremor adı verildiği gibi, Parkinson da görülen kaba ve büyük amplitüdlü titremelere de tremor denir. TROMBOZ:Kan damarlarının pıhtı veya ateron (kolesterol) plakları oluşarak tıkanmasıdır. ------------------------------------------------------------------------------------ U ULNA:Önkolun iki kemiğinden içte (serçe parmağı tarafında)bulunanıdır. ULTRASOUND:İnsan kulağının duyamıyacağı kadar yüksek frekanslı ses dalgaları.Ultra-ses. ULTRASONOGRAFİ:Ultra-ses kullanılarak elde edilen görüntüler.Bir çok hastalığın ön teşhisinde kullanılan, ancak daha çok karın organları gibi ses dalgalarının kolayca geçebileceği konumdaki organların tetkikinde etkili bir inceleme yöntemidir.Şua söz konusu değildir. ULTRAVİOLEalga boyu 2000-4000 arası olan mor ötesi ışınlar. UTERUS:Rahim, döl yatağı. UTERUS BİCORNİS:Uterusun iki boynuzlu olması anlamında bir terimdir.Uterusun üst kısmının çökük olması nedeniyle her iki uç kısımlarının beligin hal alması sonucu ortaya çıkan görünümdür. UVULA:Küçük dil. ------------------------------------------------------------------------------------ V VAGOTOMİ:Vagus sinirinin etkisini ortadan kaldırmak amacıyla dallarından birisinin kesilmesidir. VAGUS:Nervus Vagus onuncu kafa siniridir, kafatasından çıktıktan sonra mide , barsak sisteminin bir kısmına, kalp ve akcigerlere dallar verir.Bu sistemlerin fonksiyonlarında önemli rol oynayan bir sinirdir. VAJEN:Kadın cinsel organı. VAJİNİT:Vajina iltihabı. VAKSIN:Aşı VARİS:Kirli kan taşıyan damarların, fonksiyonel bozuklukları sonucu ya da kan akımının önündeki bir engel nedeniyle genişliyerek kıvrımlı bir hal almasıdır.Yüzeyel olduğu gibi derin venlerde de varis gelişebilir. VARİKOSEL:Erkeklerde spermatik kordon venlerinin genişlemesi sonucu torbalar içersinde varis oluşumu. VASKÜLİTamar iltihabı. VAZODİLATASYONamar genişlemesi. VAZODİLATATÖRamar genişletici etkiye sahip ilaç, madde. VAZOKONSTRÜKSİYONamarları büzülmesi, kasılması. VAZOKONSTRÜKTÖRamarları büzen etkiye sahip ilaç, madde. VAZOSPAZMamar kasılması, büzülmesi. VEJETERYAN:Bitkisel gıdalarla beslenen, etyemez. VEN:Kirli kanı kalbe taşıyan damarlar. VERTİGO:Genel anlamda baş dönmesi, hareket duygusu demektir. Ancak tansiyon düşmesi ile ilgili baş dönmeleri bu kapsamda değildir. Vertigodan kastedilen labirentit, iç kulak iltihabı, Meniere hastalığı gibi durumlarda olan baş dönmesi hissi Vertigo diye adlandırılır. VİTİLİGO:Bir cilt hastalığı olup, vücudun çeşitli bölgelerinde, yer yer renk (pigment) kaybı ile karakterize, normal bölgelerden keskin sınırlarla ayrılan beyaz lekeler. ------------------------------------------------------------------------------------ Y YABANCI CİSİMLER:Vücudun belirli bir yerinde, normalde bulunmayan her hangi bir madde yabancı cisimdir. Bunlara özellikle çocuklarda, barsaklar, kulak ve burunda rastlanır. Yutulan yabancı cisimler, yemek borusunda takılabilir, ya da tehlikeli olabilir.Bu nedenle bazen ameliyatla çıkartılmaları gerekebilir. YAĞ EMBOLİSİ:Büyük kemik kırıklarında görülebilen bir komplikasyondur. Kemik iliğindeki yağın bir kısmı açığa çıkar ve yağ damlaları kan dolaşımına karışıp damar tıkanmasına neden olur. YAĞLI DEJENERASYON:En çok kalp, karaciğer ve böbreklerde görülür. Bu organlarda, hücreler normal çalışma yeteneklerini kaybederler ve içlerinde yağ tanecikleri birikir. YALANCI GEBELİK:Tüm gebelik belirtilerinin olmasına rağmen, uterus boştur. Bu duruma yalancı gebelik denir. Daha çok psikolojik menşelidir. ------------------------------------------------------------------------------------ Z ZAR: Anatomide makroskopik ya da mikroskopik boyutlu, az ya da çok farklılaşmış ya da karmaşık yapıda, geniş ve yassı katman biçimli oluşumların genel adıdır. ZATÜRREE (PNÖMONİ): Akciğer dokusunun iltihabı. Çeşitli etkenlere bağlı olarak gelişmekle birlikte, genellikle birincil ya da ikincil mikrobik etkenlerin yol açtığı akut ya da subakut hastalık tablolarını belirten bir terimdir. ZAYIFLIK: Kişinin vücut ağırlığının yaşına, cinsiyetine ve boyuna göre hesaplanmış normal değerlerden daha düşük olması. ZEHİR: Hücrelere ve yaşayan dokulara kimyasal ya da biyokimyasal nitelikte zararlar veren her türlü madde. Zehrin en tipik özelliği bu zararlı etkisini en küçükdozlarda bile göstermesidir. ZEHİRLENME: Bir zehrin vücutta emilmesiyle ortaya çıkan belirtileri anlatan genel terim. Görece küçük miktarlarda kimyasal ya da biyokimyasal etki gösteren zehir, süresi ve ağırlığı değişebilen bir hastalıkhaline ya da ölüme yol açar. ZEKA: Yeni sorunları karşılayarak uygun çözümler bulmak amacıyla, zihnin tüm ögelerini amaca uygun kullanabilme yeteneği ya da gücü. ZEKA GERİLİĞİ: Zihinsel gelişmenin yavaşlığı. Doğuştan gelen ya da bebeklik çağında ortaya çıkan zihinsel yetersizliğe bağlı olarak ruhsal gelişimi duraklayan kişilerde görülür. ZEKA YAŞI: Psikolojide, zeka testleriyle saptanan ve takvim yaşından farklı olarak belirli bir yaş grubuna özgü becerilerle zihinsel yetkinliği ifade eden ölçü. ZİGOMA: Gözlerin alt ve yan kısımlarında, elmacık kemiklerine karşılık düşen yüz bölgesi. ZİGOT: Döllenme sırasında spermatozoitin yumurtayla birleşmesi sonucu oluşan hücre. ZONA: Etkeni su çiçeğine de yol açan virüs hastalığı. Herpesvirüs. ZOOFİLİ: Hayvanlara karşı aşırı düşkünlükle belirlenen hafif bir duygulanım bozukluğu. Genellikle aşırı duygusal, destek konusunda saplantılı ve normal yoldan bu desteği sağlayamamış kişilerde (bekarlar, çocuksuz çiftler vb.) görülür.
  20. [color="#0000FF"][b]Bölüm 3:[/b][/color] [b] [spoiler][quote] [b] IPv6 1998 yılında standartlaştırılmasına karşın IPv6 hala çok yaygın bir kullanıma ulaşamamıştır. Buna sebep olarak ise IPv4'ün günün ihtiyaçlarını karşılayabilmesi gösterilebilir. Fakat son yıllarda internet erişimine sahip kullanıcıların sayısının ciddi biçimde artmasıyla, NAT ve CIDR gibi IP adreslerini daha verimli olarak kullanılmasını sağlayan yöntemlere karşın IPv4'ün limitlerine yaklaşıldı ve adres konusunda ciddi bir darboğaz yaşanmaya başlandı. ABD, Fransa ve Rusya gibi ülkelerde hala %1'in altında bir oranla kullanılmasına karşın, IPv6'nın 2011 yılı itibariyle hızla yaygınlaşıp IPv4'ün yerini alması bekleniyor. 2003 yılında yapılan bir yaklaşımda IPv4'ün adres kapasitesinin 2023 yılına kadar yeterli olacağı öngörülürken, 2008 yılında IANA tarafından yapılan yaklaşımda bu tarihin 2010-2011 arasında olacağı öngörülmüştür. Bu da internetin ne denli hızlı büyüyen bir pazar olduğunu ve sektörün içindeki uzmanları bile ne kadar şaşırtabileceğini gösteriyor. Çin ve Hindistan gibi ülkeler ise müthiş kullanıcı potansiyelleri dolayısıyla IPv6 altyapılarını hazırlamış durumdalar bile. [img]http://cdn.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/06/display_imagecgi.jpeg[/img] IPv4 ile IPv6'yı karşılaştıran eğlenceli bir karikatür IPv6 adresler 128 bitlik bir bilgi yığınıdırlar ve uzun yapıları daha fazla IP adresi olarak bize geri döner. IPv6 ile 2^128 tane, yani yaklaşık olarak 3.4*10^38 adet IP rezervi sağlanmıştır. Tabii bu uzun yapı bize paketlerimizde ekstra yük olarak geri dönmektedir. Adreslerin uzun yapısı dolayısıyla IP paketlerinin uzunluğu ciddi boyutlarda artmıştır. Örnek olarak IPv6 bir IP'nin yapısını inceleyelim: [quote] [b]2001:0db8:85a3:0000:0000:8a2e:0370:7334 – 16'lık (hexadecimal) yapıdaki IPv6 adres |0010|0000|0000|0001| : |0000|1101|1011|1000| : |0000|0000|0000|0000| : |0000|0000|0000|0000| : |1000|1010|0010|1110| : |0000|0011|0111|0000|: |0111|0011|0011|0100| -İkilik sistemdeki karşılığı[/quote] [/b] IPv6 adreslerde tıpkı MAC adreslerinde olduğu gibi, son kullanıcı sunumunda 16'lık sistem kullanılmaktadır. Görüldüğü üzere 16'lık sistemdeki adres yapısı bile oldukça karışık görünüyor. IPv6'nın paket yapısına bakacak olursak: [img]http://cdn.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/04/ipv6header-550x238.jpg[/img] IPv6'nın IPv4'e göre paket yapısında avantajlı ve dezavantajlı olduğu noktalar var. Geliştiriciler öncelikle paket yapısını mümkün mertebe yalınlaştırmaya çalışmışlar. Bunun için de yukarıdaki resimden de farkedebileceğiniz üzere kaynak ve hedef IP adreslerinin üzerindeki versiyon, TTL (Bu yapıda Hop Limit olarak geçiyor), protokol (Bu yapıda next header olarak geçiyor) gibi bilgilerin bulunduğu kısım azaltılmış durumda. Tabii ki buradaki bant genişliğinden olan kazanç IP adreslerindeki kayba göre daha düşük düzeyde ancak asıl kritik olan protokolün yapılan sadeleştirmeler ile hızlandırılmış olması. Mesela IPv4'te bulunan başlık kontrolü -header checksum- IPv6'da kaldırılmış durumda ve bu da özellikle paketleri işleyen ve bu kontrolü yapan yönlendirici cihazların yükünü hem azaltıyor hem de protokolün daha hızlı çalışmasını sağlıyor – bu kontrol zaten taşıma katmanında TCP ve UDP gibi protokollerce yapılıyordu. Sonuç olarak IPv6 adresler, IPv4 adreslerin 4 katı büyüklüğündeyken; IPv6 başlık yapısı, IPv4 başlık yapısının iki katından daha az bir veri yükü getiriyor sistemlere. [img]http://cdn.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/06/ip1-388x550.jpg[/img] Eğlenceli bir IPv7 yaklaşımı IPv4 – IPv6 karşılaştıştırması ve IPv6'nın getirileri için sonuç bölümüne alalım, siz değerli okurlarımızı. [/quote] [/b][/spoiler] [color="#0000FF"]Sonuç:[/color] [spoiler] Sonuç olarak belirtebileceğimiz bazı bilgileri yazı içinde aktardık aslında . Tabi ki bu yazdıklarımızı sonuç bölümünde toparlamak da boynumuzun borcu . IPv6'nın yakın zaman içinde yoğun şekilde kullanılmaya başlayacağını söyleyebiliriz rahatlıkla. Zaten sayıca yetersiz kalmaya başlayan IPv4, otomasyon sistemlerinin gelişmesi ve hayatımıza daha da ciddi boyutlarda girmesiyle yerini IPv6'ya bırakmaya mahkum görünüyor. Hayatımızı sürekli kolaylaştıran teknoloji bizi bir kez daha kendine hayran bırakacak otomasyon sistemlerinin daha da gelişmesiyle. Örneğin; işinizden evinize dönerken internet bağlantınız vasıtasıyla kombinize çalışması yönünde komut verebilecek ve evinize ulaştığınızda sıcacık bir yuvayla karşılaşabileceksiniz. TV, klima, çamaşır-bulaşık makineleri ve aklınıza gelebilecek bilumum elektronik cihazı internet aracılığıyla kontrol edebileceksiniz. Tüm bunlar ise standart bir evde dahi onlarca IP'nin kullanılması anlamına geliyor ki oda eşittir IPv6 . IPv6'nın çıkış noktasının protokolü iyileştirmek değil de yetersiz kalmaya başlayan adres sayısını arttırmak olduğunu söyleyebiliriz. Geliştiriciler bu yönde bir çalışma yapmışken eski yapının yetersiz kalan yönlerini ve geliştirilebilecek yönlerini de gözden geçirip protokolü revize etmişler. IPv6'nın dezavantaj oluşturduğu yönlere değinecek olursak; öncelikle 160 bit (20 byte) olan başlık bilgisinin 288 bite (36 byte) yükseldiğini belirtebiliriz . Fakat; geniş bant internetin hızla yayılması ve sunulabilen bant genişliklerinin yüksekliği dolayısıyla bu durumun pek de bir sıkıntı teşkil etmeyeceğini söyleyebiliriz. Asıl sıkıntı ise IP adreslerindeki müthiş uzunluk dolayısıyla, adresleri akılda tutmanın çok zorlaşması. Internet ortamında IPv4'de de kullanıcılar bağlandıkları sunucuların IP'lerini bilmezler ve bilmeye de ihtiyaç duymazlar. DNS servisleri yardımıyla bizim tarayıcımıza yazdığımız www.google.com.tr gibi adresler, IP adresleriyle eşleştirilir ve kullandığımız PC'lere bildirilirler. Bu bilgi yardımıyla paket hazırlanır ve iletişime başlanır. İnternet ortamına çıkmadan, ağ içinde iletişim sağlanırken ise (dosya paylaşımı gibi) genellikle IP adresleri direkt olarak yazılarak iletişim sağlanabilir. IPv6'da ise bu yönde bir durumun söz konusu olması uzun adres yapısı dolayısıyla pek de mümkün görünmüyor. Hem adres yapılarının uzunluğu hem de direkt IP tabanlı erişimin güçleşmesi dolayısıyla DNS sunucularına çok daha fazla yük binecek ve daha fazla DNS sunucusuna ihtiyaç duyulacak gibi görünüyor. 128 bitlik adres bilgisi mevcut 32 bitlik adres bilgisine göre oldukça fazla ki bu da yönlendirici cihazların daha fazla RAM ve ROM'a ihtiyaç duyması anlamına geliyor, çünkü bu cihazlar aynı anda binlerce IP adresini bünyelerinde barındırarak yönlendirme tabloları tutuyorlar. Birçok cihazın yetersiz donanımları sebebiyle IPv6'ya geçilirken servis sağlayıcıların altyapısında güncellemelere gitmesi kaçınılmaz görünüyor ki bu da ciddi maddi külfet anlamına geliyor, servis sağlayıcılara. Tabi tüm bunlara karşın birçok da avantaj getirecek IPv6'ya geçiş. Özellikle paket yapısında gidilen revizyonlar dolayısıyla yönlendirici (router) cihazlara binen yük ciddi boyutlarda azalacak. Öncelikli olan servislerin daha iyi kalite entegrasyonu sağlanacak -Quality of Service (QoS) olarak bilinir ve ses, video konferans gibi veri akışlarına öncelik vererek bu tip servislerin kaliteli çalışmasını sağlar. Daha başarılı güvenlik sistemi sağlayarak, kimlik doğrulama ve gizlilik gibi özellikler barındıracak. Son olarak ise tabiki ve tabiki çok daha fazla IP adresi sağlayacak ve IP gruplarının daha iyi ölçeklenmesiyle (sınıflara ayırma) daha başarılı bir IP yönetimi sağlanacak. Ayıca olması gerektiği üzere IPv4 ile IPv6 ağlar tünelleme yöntemleri yardımıyla birlikte çalışabiliyorlar ve ağlar arası geçişler sağlanabiliyor. Son olarak ise tüm bu avantaj ve dezavantajları tablo halinde vererek yazıyı kapatmış bulunalım . Artılar/Eksiler + Çok uzun süre yeterli olacak sayıda IP adresi + Başarılı ölçekleme ile IP gruplarının daha verimli bölümlenmesi + Daha başarılı servis kalitesi yönetimiyle öncelikli servislerin kalitesinin sağlanması + Başlık yapısındaki revizyonlar ile paketlerin yönetiminin kolaylaşması ve cihazların işlemci yükünün azalması + Tümleşik güvenlik sistemleriyle kimlik doğrulama ve gizliliğin daha başarılı şekilde sağlanması + Ipv4 ile birlikte çalışma kabiliyeti - IP paketlerinin boyutlarındaki artış - DNS servislerine binecek olan yükün artması - Donanımsal güncellemelerin kaçınılmaz olması (uzun IP adresleri dolayısıyla daha fazla RAM ihtiyacı) [/spoiler]
  21. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"]Internet protokolü ve IPv4'ten IPv6'ya geçiş [/color] [/b] [color="#0000FF"][b]Konu Detayları:[/b][/color] [b] [color="#FF0000"] Internet protokolü ve IPv4'ten IPv6'ya geçiş tam döküman[/color] [/b] [color="#0000FF"][b]Bölüm 1:[/b][/color] [b] [spoiler][quote] [b] Belirli bir birikime sahip olan tüm bilgisayar kullanıcıları TCP/IP'yi duymuşlardır ve az da olsa TCP/IP hakkında fikir sahibidirler. Kısaca değinmek gerekirse TCP/IP şu anda tüm dünyada ağ (network) haberleşmesi için kullanılan ortak modeldir. TCP/IP protokol grubu 4 farklı katmandan oluşur, bunlar: Fiziksel (Network Access Layer) Ağ (Internet Layer) -Internet Protokolü bu katmanda bulunuyor. Taşıma (Transport Layer) -TCP bu katmanda bulunuyor. Uygulama (Application Layer) [img]http://cdn.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/06/tcp-ip-encapsulation.jpg[/img] İki PC'nin haberleşmesi sırasında TCP/IP katmanlarında verinin akışı (Akış yönünün oklarla gösterildiğine dikkat ediniz) olarak sıralanabilir. Kullanıcılar uygulama katmanında çalışan yazılımlar aracılığıyla haberleşir ve kullandığımız her türlü tarayıcı, messenger, ftp türü yazılımlar bu kategoride bulunur. Taşıma katmanı ise TCP ve UDP gibi protokollerin bulunduğu, haberleşmenin yapılacağı cihazlar arasındaki el sıkışma, iletim kontrolü, paket yönetimi ve port adresleme gibi iletişimin temel özelliklerinin yönetildiği katmandır. Internet katmanı ise ağlar arası erişimi sağlayan protokol grubunu barındırır -internet protokolü olmaksızın sizin bulunduğunuz ağın dışıyla haberleşemezsiniz. Örneğin sitemize erişmezsiniz fakat aynı internet bağlantısını paylaştığınız evinizdek ikinci bir bilgisayarla haberleşebilirsiniz. Fiziksel katman ise haberleşmenin elektriksel olarak yapıldığı katmandır. Sizin göndermek istediğiniz veri (0'lar ve 1'ler), bu katmanda elektriksel olarak (örneğin 0 için 0 V, 1 için +5V gibi değerlerle iletilebilir) hatta verilerek iletişim fiziksel olarak sağlanmış olur. Network bilgisi olan kulllanıcılar OSI referans modelini de muhakkak duymuşlardır. OSI, TCP/IP'nin katman yapısına nazaran daha düzenli -7 katmandan oluşur ve daha oturmuş bir modeldir- bir yapıda olmasına karşın, oldukça geç standartlaştırıldığı için bu yapı hedef alınarak tasarlanan IPX/SPX protokolü yaygınlık kazanamamıştır. Bu kadar ön bilginin ardından bu yazımızda anlatmak istediğimiz konuya girelim. Bu yazımızda, sizi TCP/IP protokol suitinin internet protokolünün adresleme metodu olan IPv4 ve IPv6 hakkında bilgilendirmeye çalışacağız ve IPv6'nın yaygınlaşmaya başladığı şu günlerde iki adres yapısını inceleyip, IPv6'ya geçişi değerlendireceğiz. [/b] [/quote] [/spoiler] [color="#0000FF"][b]Bölüm 2:[/b][/color] [b] [spoiler] [quote] [b] Internet protokolü ve IPv4 IPv4'ten bahsetmeden önce IP (Internet Protocol) adresinin ne olduğundan ve de ne sebeple kullanıldığından kısaca bahsedelim. IP adresi, isminden de anlaşıldığı üzere bilgisayarımız ağ üzerinden haberleşirken kullandığı kimliğidir. Bir IP adresi aynı anda sadece bir istemci tarafından kullanılır ve bu adres ile herhangi bir sunucudan ya da makineden istek yapıldığında, cevap bu adrese bakılarak dönülür. Aslında noktadan noktaya haberleşmede IP adresi direkt olarak kullanılmaz. Ağ altyapılarında ve noktadan noktaya sistemlerde Ethernet, FDDI, ATM, Frame Relay ya da Token Ring gibi teknolojiler kullanılır. Günümüzde ATM ve Ethernet teknolojileri kullanılmakla birlikte, güncel sistemlerde ethernet altyapısı düşük maliyeti ve yüksek veri hızları sunabilmesi dolayısıyla tercih edilmektedir. [quote] [b] Yakın zamana kadar çok pahalı olmasına karşın yüksek bant genişliği sunabilmesi dolayısıyla ATM, servis sağlayıcılar tarafından kullanılmaktaydı; fakat ethernet sistemlerinin hızla gelişmesi ve 10 Gb/s gibi hızlara ulaşılabilmesiyle ethernet altyapısı iyiden iyiye yaygınlaştı.[/b] [/quote] Şu anda ethernet altyapılı sistemlerde gönderilecek paket ve kaynak IP adresleriyle paketlendikten sonra (temel olarak IP paketi) noktadan noktaya haberleşen iki makinanın MAC adresleri eklenerek (ethernet çerçevesi -frame- bu MAC adresleriyle haberleşme sağlanır. Bir örnekle açıklarsak daha belirleyici olur sanırım bu durum: [img]http://cdn.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/04/lan_topoloji.jpg[/img] Yukarıdaki sistem görüldüğü üzere en basit ağ topolojilerinden biridir. PC0, PC1'e herhangi bir paket göndermek istediğinde paket kaynak ve hedef IP'ler ile öncelikle başlıklandırılır. Daha sonra ise ethernet mimarisinde kullanılmakta olan MAC adresi -kaynak ve hedef MAC adresleri- ile etiketlenir. Ağ içinde bu yönde bir yapı kullanılırken, IP temel olarak işlev gördüğü ağ dışı -internet- ortamda ise durum biraz daha karışıktır. İstemci paket göndermek istediğinde, hedef ve kaynak IP adresleriyle veriyi etiketledikten sonra, ağ çıkış cihazı olan yönlendiricinin -router- MAC adresini hedef MAC adresi, kendi MAC adresini ise kaynak MAC adresi olarak etiketleyerek pakedi yollar. Paketi alan yönlendirici ise (hedefimizin yönlendiricinin hemen diğer ucunda olduğunu varsayalım) paketteki MAC bilgilerini ayıklar ve hedef – kaynak IP adreslerini inceleyip, ilgili portuna paketi aktarır. Bu portun MAC adresi kaynak, alıcı tarafın MAC adresi de hedef olarak etiketlenip paket alıcıya ulaştırılır. En basit şekilde yukarıdaki gibi yapıda çalışan internet altyapısı genellikle Ethernet mimarisi üzerinde TCP/IP kullanılmasıyla çalışmaktadır. Ethernet'ten başka Frame Relay, ATM gibi şu anda pek de tutulmayan mimariler de mevcut olmasına karşın modern sistemler Ethernet üzerine kurulmaktadırlar. Kısa bir özetle Google'ın ABD'deki sunucusuna erişmek istediğinizde her yönlendirici geçişinizde paketiniz açılır MAC bilgileri çıkarılır, IP bilgileri incelenir ve yeni MAC bilgileriyle tekrar etiketlenir. Bu işlemler sırasında ise IP bilgisi kesinlikle değiştirilmez, aski takdirde Google sunucusuna istekte bulunduğunuzda isteğiniz size dönmez ya da bu bilgilerin her yönlendiricide tutulması gerekir ki bu da cihazlara inanılmaz bir yük bindirir. Tüm bunları neden anlattığımızı merak etmekte olabilirsiniz yazının bu kısmında . İşte iletişim sırasında paketlenen IP adresleri şu anda IPv4 adresler ile paketleniyor genellikle, ancak son birkaç yıldır ABD ve Hindistan gibi internet kullanımının yoğun olduğu veya IP ihtiyacının hızla arttığı ülkelerde IPv6'ya geçiş yavaş yavaş yapılmaktadır. [img]http://cdn.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/04/ipv4-6vista.jpg[/img] Windows XP'de ise IPv4 desteği varsayılan olarak sunulurken IPv6 desteği protokoller sekmesinden yüklenerek edinilebilir. Örnek bir IPv4 ağ ayarları aşağıda verilmiştir: [img]http://cdn.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/04/ipv4conf.jpg[/img] Yukarıdaki resimden de görüldüğü üzere IP bilgisi 4 bölükten oluşan ve her bölükteki rakamların 0 ile 255 arasında değişmesi ile elde edilen bir yapıdır ve 32 bitlik -4 byte- veri yığını içerir. Aşağıda IP adresimizin 2'lik sistemde -bilgisayar sistemi- karşılığı gösterilmiştir. [quote] [b] 192.168.1.1 11000000.10101000.00000001.00000001 [/quote] [/b] Yukarıdan da görüldüğü üzere 32 basamaktan yani 32 bitten oluşan bir yapıdır IPv4 adresler. Biraz da IPv4 paket yapısına kabaca bakalım. Gönderilecek data sadece hedef ve kaynak IP adresleriyle değil; paket boyutu, versiyon bilgisi, protokol bilgisi, TTL değeri gibi birçok bilgi içerir. [img]http://cdn.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/04/ipv4header-550x163.jpg[/img] Bir IP paketinin yapısı yukarıda gösterilmiştir. 160 bitlik -20 byte- bir kısım resimden de görüldüğü gibi IP protokolünün ve paketin çeşitli bilgilerini içerir ki bu da kullandığınız bant genişliğinin bir kısmını data transferi dışındaki bu bilgilere harcadığımız anlamına geliyor. Bu noktada daha da can alıcı bir noktaya değinelim. Her cihazın işleyebileceği maksimum bir data uzunluğu vardır. IP protokolü teorik olarak 65535 byte'lık paketler oluşturabilse de günümüzde kullanılan cihazlar 1500-2000 byte'a kadar uzunluğa sahip paketleri işleyebilirler. Bu da verimizin maksimum 1500-2000 byte'lık paketler halinde bölünmesi gerektiği anlamına geliyor ki, böylece her seferinde 20 byte'lık başlık bilgisi bu paketlere ekleniyor. Yani işin özü bant genişliğimizin %1,3 gibi bir kısmı protokol bilgileri için kullanılıyor. Bu standart ev kullanıcıları için komik bir rakam olsa da servis sağlayıcılar için oldukça ciddi bir kayıptır. Bu paket yapısı protokoller belirlenirken sağlıklı haberleşmenin sağlanabileceği minimum uzunlukta yapılmaya çalışılır. Başlık yapısı hakkında bu kadar bilginin, başlangıç için yeterli olduğu inancındayız. İlerleyen yazılarımızda IP başlığını ve içeriğini daha detaylı olarak inceleyebiliriz. Adresleme yeteneği hakkında ise IPv4'ün yapısını biraz daha inceleyelim. 4 farklı bölükten oluşan IPv4 adres bilgisi, teorik olarak her bölüğün 0 ile 255 arasında değerler almasıyla 256*256*256*256=2^32 farklı şekilde kullanılabilir. Yani 4,294,967,296 farklı adres IPv4 ile sunulabilir durumdadır. Ancak bu adreslerin hepsi malesef kullanılabilir durumda değildirler. 0.0.0.0 ve 255.255.255.255 gibi adresler geçersiz adreslerdir, örneğin. Bunun da ötesinde her ağda; ağ adresi, ağ geçit cihazının adresi ve yayın adresi (broadcast) gibi adresler atanmıştır ve son kullanıcılar tarafından kullanılamazlar. Yani anlayacağınız bu adreslerin sayısında bir azalma söz konusudur. Bunun da ötesinde bazı IP adres blokları büyük şirketlerin ellerinde olup, ciddi bir kısmı kullanılmamaktadır. IP Sınıfları IPv4 adresler çeşitli gruplara ayrılmıştır. Söz konusu adreslerin bir kısmı network adresini betimlerken, bir kısmı ise istemcileri belirtir. Örneğin 10.2.5.7 IP adresini ele aldığımızda; adresin 10 olarak belirtilen kısmı ağ kimliğini oluştururken, 2.5.7 kısmı ise istemciyi belirtir. A sınıfı IP adresleri için ilk bölük, B sınıfı IP adresleri için ilk 2 bölük network kimliğini oluştururken C sınıfı için de ilk 3 bölük bu bilgiyi verir. Aşağıdaki tabloyu inceleyerek verdiğimiz bu bilgiyi pekiştirebilirsiniz: [img]http://cdn.pclabs.com.tr/wp-content/uploads/2009/08/sinan-550x383.png[/img] not: Bu anlatılanlar subnetting yapılmadığı zaman geçerlidir. Subnetting konusuna ilerleyen yazılarımızda açıklamayı düşünmekteyiz. Tüm bu bilgilerden sonra aşağıdaki IP sınıflarını daha iyi anlayabileceğinizi düşünmekteyiz. A sınıfı IP'ler: İlk adres grubu 0 ile 127 arasında olan IP'lerdir ve diğer üç bölüğü tümüyle kullanma hakkına sahiptirler. Bu IP grubuna sahip kurum ya da kuruluşların IP'sinin ilk bölüğü ağ adreslerini tanımlar ve diğer üç bölüğü kullanarak 256*256*256=16,777,216 tane IP adresine sahiptirler. İstemciler tarafından kullanılabilecek IP sayısı ise 16,277,214 tanedir, çünkü x.0.0.0 ağ adresi x.255.255.255 ise broadcast adresidir ve kullanılamazlar (IP bloğunun alt ağlara bölünmesi durumunda ağ ve broadcast adresi sayıları artacaktır ve istemcilerin kullanabileceği IP sayısı azalacaktır). A sınıfı toplam 128 ağa ayrılmıştır. Türk Telekom, şu anda internet hizmetini A sınıfı IPv4 IP'ler ile vermektedir. [quote] [b] 0.0.0.1 ile 127.255.255.255 arasındaki IP'ler[/quote] [/b] not: 0.0.0.0 geçersiz bir IP adresidir. B sınıfı IP'ler: İlk adres grubu 128 ile 191 arasında değişen IP adres gruplarıdır. IP adresinin ilk iki bloğu sabit olup ağ adresini tanımlar ve diğer iki blok değiştirilerek 256*256-2=65,534 (subnetting yapılmazsa) tane IP adresi istemcilerce kullanılabilir durumdadır (x.x.0.0-ağ, x.x.255.255-broadcast). Ülkemizde İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi B sınıfı IP'ye sahiptirler.Örneğin 160.75 ile başlayan bütün IP'ler İstanbul Teknik Üniversitesi'ne aittir. B sınıfı toplam 16,384 ağa ayrılmıştır. [quote] [b] 128.0.0.0 ile 191.255.255.255 arasındaki IP'ler[/quote] [/b] C sınıfı IP'ler: İlk bölüğü 192 ile 223 arasında değişen IP adres gruplarıdır ve ilk üç blok sabit olup ağı tanımlarken, son blok değiştirilebilir durumdadır ve 256-2=254 (subnetting yapılmazsa) tane IP adresi kullanıcılara sunulabilir durumdadır (x.x.x.0-ağ, x.x.x.255-broadcast). C sınıfı toplam 2,097,152 ağa ayrılmıştır. [quote] [b] 192.0.0.0 ile 223.255.255.255 arasındaki IP'ler[/quote] [/b] D sınıfı IP'ler: İlk bölüğü 224 ile 239 arasında değişen IP adres blokları D sınıfıdırlar. Multicast iletişim için kullanılırlar ve son kullanıcılar tarafından kullanılamazlar. [quote] [b] 224.0.0.0 ile 239.255.255.255 arasındaki IP'ler[/quote] [/b] E sınıfı IP'ler: İlk bölüğü 240 ile 255 arasında değişen IP adres gruplarıdır. Deneysel IP adresleridir ve yalnızca araştırmalar için kullanılırlar. [quote] [b] 240.0.0.0 ile 255.255.255.254 arasındaki IP'ler[/quote] [/b] D ve E IP grupları internet trafiği için son kullanıcılar tarafından kullanılamazken; A sınıfı olan 10 IP uzayı (10.0.0.0-10.255.255.255), B sınıfı olan 172.16-172.31 aralığı (172.16.0.0-172.31.255.255) ve C sınıfı olan 192.168.0-192.168.255 aralığı (192.168.0.0-192.168.255.255) da özel IP adresleri olarak ayrılmış olup, ağ içi erişim ve NAT gibi hizmetlerin kullanılması için ayrılmışlardır. Kullanılabilir IP'lerin sayısında bu bakımdan da bir azalma söz konusudur. A, B ve C sınıfındaki tüm bu ağlar IP'lerin çeşitli kurumlara IANA isimli uluslararası şirket tarafından sağlanmıştır. Uzun zaman önce geleceği çok da iyi göremeyerek yapılan bu işlem günümüzde ciddi sıkıntılar doğurabilmektedir. Aslında IPv4'ün sağladığı kullanılabilir IP sayısı günümüz şartlarında yeterli olurken, özellikle A sınıfı IP grubunun servis sağlayıcıları dışındaki şirketler tarafından da alınmış olması IP'lerin ciddi bir kısmının kullanılamamasına sebep olmaktadır. Örneğin 9.x.x.x IP grubu IBM'e aittir ve IBM 16,277,216 tane IP adresine sahiptir ki, bu IP'lerin ciddi bir kısmı kullanılmamaktadır. Benzer şekilde MIT, FORD Motor gibi çeşitli kurum ve kuruluşlar A sınıfı IP'ye sahiptirler. A sınıfı IP'ye sahip olan bu tür kuruluşlar bu haklarını zaman zaman servis sağlayıcılara kiralayabilmektedirler ancak gene de kiralamaya yanaşmayan şirketlerin de olduğu düşünülürse vaktiyle yapılan bu atamanın yarattığı darboğaz görülebilmektedir. Aşağıdaki linkten ilk adres bloğuna göre IP bloklarına sahip olan kuruluşları inceleyebilirsiniz: http://www.iana.net/assignments/ipv4-address-space/ipv4-address-space.xml Öte yandan internetin hızla yayıldığı, gelişmekte olan birçok ülkenin internet ile daha yeni yeni tanıştığı ve internet protokolünün yakın gelecekte sadece bilgisayarlar tarafından değil televizyon, buzdolabı, klima gibi cihazlar tarafından da kullanılarak hayatımızı kolaylaştıracakları düşünülürse yüzmilyarlarca belki de trilyonlarca IP'ye ihtiyacımızın olduğu aşikârdır. İşte bu noktada teknoloji bize IPv6'yı sunmuştur.[/quote] [/b][/spoiler] [size="4"][color="#0000FF"]Devamı gelecek[/color][/size]
  22. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"] Sanal kumar oyun siteleri tehlikeli[/color] [/b] [color="#0000FF"][b][u]Kaynak Linki :[/b][/u][/color] [code] http://www.beyazgazete.com/haber/2011/06/04/sanal-kumar-oyun-siteleri-tehlikeli.html[/code] [color="#0000FF"][b]Konu Tarihi:[/b][/color] [color="#8B0000"]04 Haziran 2011[/color] [quote] [b] Bahis ve kumar içerikli internet sitelerine her an ulaşabilen bireylerin beyinlerindeki ödül ve ceza sistemi bozuluyor ve bağımlı kişiliklerin tedavisi aynen uyuşturucu bağımlılığında olduğu gibi kişi hastaneye yatırılarak yapılıyor. İnternet üzerinden oynanan kumar ve bahis sitelerine kendini kaptıran bireyler, buralarda kaybettikleri paranın peşine düşüyor ve zamanla bağımlı hale geliyor. Nöropsikiyatri Hastanesi psikiyatristlerinden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kumar veya bahis oyunlarının para karşılığında oyun oynamayı ve şansa dayalı olaylara yatırım yapmayı içerdiğini anlattı. Bahis oyunlarının kısa süreli ve emek vermeden oluşumunun kumar oynama problemlerinin gelişimi açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Tarhan, bu durumun kişinin sadece beklemeye odaklanmasını ve sonucu beklerken bir heyecan hissi yaşamasını sağladığını ifade etti. Tarhan, bu durumun ardından kumar oynayan kişinin kaybettiklerini geri kazanmaya kendini mecbur hissettiğini ve bunun etkisiyle de daha özensiz kumar oynamaya başladığını belirtti. Kumar bağımlısının giderek kayıplarının katlandığına ve kayıplar arttıkça da kumar oynamanın aciliyet kazandığına ve yegane uğraş haline dönüştüğüne işaret eden Tarnan, kumar bağımlılığında kayıpları kapatmak için yalana başvurma, aile çevresinden para sızdırma, borçlanma ve devamlı olarak servet peşinde koşmanın sıklıkla rastlanan faaliyetler olduğunu anlattı. [color="#0000FF"]-SANAL KUMAR-[/color] Klasik bağımlılıklardan pek farkı olmayan kumar bağımlılığının internet sayesinde olağanüstü yaygınlaştığını belirten Tarhan, "Sanal kumar görünmeyen bir endüstri olarak dikkati çekmektedir. Kumar, diğer bağımlılıklar gibi beynin ödül ceza sistemini bozarak para ödülünü yücelten kişilikleri kendine bağlar ve tutsak eder" diye konuştu. İnternet sayesinde bahis oyunlarının hacminde büyük bir artış olduğuna dikkati çeken Tarhan, şöyle konuştu: "Böylece bahisçiler, gerçek para üzerine oynama ve kazanma imkanı bulmuştur. Kumar nedeniyle ciddi endüstri oluştu. Erişkinler, sanal kumarı artık gerçek kumar gibi casinoya gitmeden oynayabilir hale geldi. Para ile oynanan sanal kumar, kredi kartı ticaretini büyük etkileyecek seviyeye geldi. Özellikle ABD’de bu durum çok yaygın. Dünyada bu sorunla ilgili bilişim hukukunda sürekli düzenlemeler yapılıyor." [color="#0000FF"]-"SANAL KUMAR BAĞIMLILIĞI NASIL BAŞLIYOR?"[/color] Prof. Dr. Tarhan, şans oyunlarına kolay kazanç beklentilerini karşılama amacıyla başlandığını dile getirerek, "İnternet üzerinden yasal şekilde bu sitelere erişim imkanı çok yüksek. Kişi sanal sitelerde ilk başta kazanmaya başlıyor ve onun verdiği heyecana ulaşabilmek için daha çok parayla bahis ve kumar oyunlarına yöneliyor. Bu oyunlardan uzak durma konusunda başarısız girişimlerde bulunuyor. Bırakmak istiyor ancak geri dönerek tekrar oynuyor" dedi. Kişinin bu durumun ardından kumarı durdurma girişimlerinde huzursuzluk yaşadığını vurgulayan Tarhan, bu sırada baş ağrıları ve bağırsak hastalıklarının baş gösterdiğini, depresyon görüldüğünü ve en sonunda da intihar girişimlerinin başladığını kaydetti. Tarhan, "Parasını kumar ve şans oyunlarında kaybeden kişi, bir sonraki oyunda bunu hep telafi edeceğini düşünüyor. Bu konuda kendini sürekli yanıltıyor. Yani kaybettiği paranın peşine düşme dürtüsü başlıyor. Kayıplarını peşine düşme davranışı bağımlılık davranışıdır" dedi. [color="#0000FF"]-"ŞEKER HASTALIĞI GİBİ"-[/color] Tüm bağımlılıkların şeker hastalığına benzetildiğini belirten Tarhan, "Şeker hastaları nasıl şeker zevkini kontrol ettiğinde sorun yaşamazsa, bağımlılar da bu zevklerini kontrol altına alırlarsa yeniden bağımlılıkları nüksetmiyor. Hafif durumlarda kişi bununla kendisi başa çekebiliyor. Ancak bağımlılığa dönüştüğünde ileri aşamalarda yatarak tedavi gerekebiliyor" diye konuştu. [color="#0000FF"]-"ÖNLEMLER İÇİN GEÇ BİLE KALINDI"-[/color] Tarhan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) internetin güvenli kullanımına ilişkin belirlediği usul ve esaslarla ilgili görüşünü açıklarken de "Tercihe bırakılmış uygulamalar gerekiyor. Uluslararası kongerelerde artık sanal kumar ve sanal pornografi konuları konuşuluyor. Bunun önlemini şimdi almazsak bundan 5 sene sonra mecburen alır durumuna geleceğiz" dedi. İçeriği zararlı sitelerin filtrelenmesinin dünya genelinde tercihe bırakıldığını aktaran Tarhan, "Tercih kişilerin olacaktır ancak ben bu uygulama için Türkiye’de geç bile kalındığını düşünüyorum" dedi. Esaslara ilişkin tartışmaların "güvenlik" nedeniyle ortaya çıktığını, ancak kişilerin kendine güvenmesi halinde bu sorunun yaşanmayacağını belirten Tarhan, şunları kaydetti: "Bu nedenle bilimsel olarak savunulacak çok konu var burada. Bir aile, 11-12 yaşındaki çocuğunun pornografi sitelerine girmesini onaylıyorsa, burada ciddi bir risk vardır demektir. Bilimsel olarak çocukların odalarına televizyon ve bilgisayar konulmaması öneriliyor. Çünkü çocuk, ruhsal olgunluğa oluşmadan, fiziksel bir olgunluğa erişiyor. O nedenle yetişkinler tarafından bunlara bir filtre sisteminin getirilmesi gerekir." İnternetin kontrollü kullanımında ebeveyn gözetiminin de çok önemli olduğunu vurgulayan Tarhan, çocukla aile arasında sağlıklı iletişim kanallarının bulunması gerektiğini söyledi. [color="#0000FF"]-SANAL PORNOGRAFİ DE GÜNDEMDE-[/color] Bir süre önce ABD’de siber pornografi turizmi konusunda bir sempozyum yapıldığını, kendisinin de bu sempozyuma katıldığını aktaran Tarhan, "Orada ciddi boyutlara ulaşan çocuk seks turizmi için kullanılan yolun internet olduğu belirtildi. Bununla ilgili yasal değişikliklerin yapılması konusunda görüşler ortaya kondu" dedi. Prof. Dr. Tarhan, siber seks bağımlılığının da tedavi gerektiren bağımlılık türlerinden biri olduğunu sözlerine ekledi. [/b] [/quote]
  23. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"] En paylaşımcı biziz [/color] [/b] [color="#0000FF"][b][u]Kaynak Linki :[/b][/u][/color] [code]http://www.haber3.com/en-paylasimci-biziz--877795h.htm [/code] [color="#0000FF"][b]Konu Tarihi:[/b][/color] [color="#FF0000"]04 Haziran 2011[/color] [quote] [b] Yaklaşık 1.2 milyon kişi internetini paylaşıyor Brüksel’de, Türkiye’de internet kullanımı araştırmasının sonuçlarını açıklayan TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz, “Türkiye’de bilgisayarı olup interneti olmayan 1.9 milyon hane var. Çoğu şifre paylaşımıyla internete giriyor. Yaklaşık 1.2 milyon kişi internetini paylaşıyor” dedi Türkiye’deki 18 milyon hanenin 7.8 milyonunda bilgisayar olduğuna ancak sadece 5.9 milyonunda internet bağlantısı bulunduğuna dikkat çeken TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz “Toplam 5.3 milyon hanede bilgisayar da internet bağlantısı da yok. 6.5 milyon hanede ise internet bağlantısı yok ama internetle tanışmış internet kullanıcısı olan en az bir kişi var. Şirket olarak hedefimiz bu kitle” dedi. TTNET’in Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlediği toplantıda konuşan Yılmaz, Ipsos KMG ile yaptıkları ve Türkiye’nin kırsal kesimi de içine alan internet penetrasyonu (dağılım) araştırmasının sonuçlarını açıkladı. [color="#0000FF"]İSTANBUL’DA İKİ EVDE BİR İNTERNET VAR[/color] Buna göre internet penetrasyonu en yüksek iller yüzde 51 ile İstanbul, yüzde 49 ile Ankara, yüzde 47 ile Kocaeli, yüzde 43 ile Tekirdağ ve yüzde 42.7 ile Antalya; en düşük iller ise yüzde 10 ile Muş, yüzde 11 ile Ağrı ve yüzde 12 ile Adıyaman ve Şanlıurfa oldu. Araştırmaya göre Türkiye’de 30 milyon internet kullanıcısı bulunduğunu belirten Tahsin Yılmaz şöyle konuştu: “Türkiye’de bilgisayarı olup interneti olmayan 1.9 milyon hane var. İnternet yoksa o evlerde niye o bilgisayarlar var? Bunların büyük bir kısmı şifre paylaşımı yoluyla internete giriyor. Bir kısmı da modemine şifre koymayı unutuyor. Türkiye’de yaklaşık 1.2 milyon insan internetini paylaşımlı kullanıyor.” [color="#0000FF"]"BTK'DAN ERTELEME İSTEDİK"[/color] Belçika İnternette sansür tartışmalarını sağlıklı bulan Yılmaz “Ancak 22 Ağustos’a altyapı olarak hazır değiliz. Ertelenmesi için BTK'ya başvurduk” dedi. (HT Ekonomi) [/b] [/quote]
  24. [color="#0000FF"][b]Konu Başlığı :[/b][/color] [b] [color="#FF0000"] Bilim ve İletişim Teknolojileri Bakanlığı kurulmalı [/color] [/b] [color="#0000FF"][b][u]Kaynak Linki :[/b][/u][/color] [code] http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/636955-bilim-ve-iletisim-teknolojileri-bakanligi-kurulmali[/code] [color="#0000FF"][b]Konu Tarihi:[/b][/color] [color="#8B0000"]04 Haziran 2011 Cumartesi[/color] [quote] [b] CHP, bilişim, bilgi teknolojileri ve iletişim konusunda hazırladığı "Bilgi Toplumu Raporu"nu açıkladı CHP, son dönemde tartışma konusu olan iletişimin yasadışı izlenmesi ve telefon dinlemeleri konusundaki ihlalleri incelemek üzere İletişim Güvenliği ve Denetimi Üst Kurulu adında bağımsız bir üst kurul oluşturmayı, ayrıca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Bakanlığı kurarak bu konudaki "karmaşayı" gidermeyi hedefliyor. CHP'nin hazırladığı "Bilgi Toplumu Raporu", CHP Genel Başkan Yardımcıları Sencer Ayata ve Emrehan Halıcı tarafından Göksu Lokantası'nda düzenlenen toplantıda açıklandı. Toplantıda ilk olarak konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ayata, Türkiye tarihinde ilk kez CHP'de Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı makamının oluşturulduğunu, bu durumun da CHP'nin konuya verdiği önemi işaret ettiğini söyledi. Ayata, Türkiye'nin bilgi toplumuna doğru yol aldığını ve bu geçişi çok hızlı bir şekilde yapması gerektiğini belirtti. Ayata'nın ardından konuşan CHP Genel Başkan Yardımcı Emrehan Halıcı, CHP'nin Bilgi Toplumu Raporu'nu açıkladı. Türkiye'nin bilgi toplumuna dönüşme çabalarının hükümetler tarafından ele alınmasının, 2001 yılında E-Türkiye girişimiyle başlatıldığını ve 2003 yılından itibaren E-Dönüşüm Türkiye çatısı altında devam ettiğini anlatan Halıcı, 2006-2010 dönemini kapsayan Bilgi Toplumu Eylem Planı'nın 26 Temmuz 2006'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesine karşın 2010 yılı başında Eylem Planı'nda bulunan 111 eylemin 22'sinin tamamlandığına dikkat çekti. Bilgi teknolojileri konusunda en yüksek karar organı olan E-Dönüşüm Türkiye İcra Kurulu'nun en son 15 Temmuz 2009'da toplandığına işaret eden Halıcı, "2 yıldır böyle önemli bir kurulun toplanmamış olması hiçbir şekilde kabul edilemez. Ben geçtiğimiz Aralık ayında bu konuyu bütçe görüşmelerinde gündeme getirmiştim ama maalesef geçen süre içerisinde de toplantı yapılmamıştır" dedi. AKP'nin "bilgi toplumu" hedefine ulaşamadığını ifade eden Halıcı, mevcut durumdaki karışık bir modelle ve toplanmayan, çalışmayan kurullarla bu hedefe ulaşmanın mümkün olmadığını dile getirdi. Halıcı, daha sonra, CHP'nin "bilgi toplumu" hedeflerini anlattı. CHP'nin "Bilgi Toplumu Raporu"ndaki hedefler ve vaatleri şöyle: [color="#0000FF"]"BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ BAKANLIĞI KURULACAK"[/color] "-Bilişim toplumuna dönüşme sürecinin ardında bulunması gereken siyasi iradeyi oluşturma amacıyla "Bilgi ve İletişim Teknolojileri Bakanlığı' kurulacak. Konuyla ilgili tüm kuruluşlar bu bakanlığa bağlanacak. -İnternet erişimi temel bir ihtiyaç olarak kabul edilecek ve 1 megabitlik internet erişimi "temel hizmet' olarak tanımlanacak. -Üniversite öğrencileri ve engelliler internet hizmetlerinden ücretsiz yararlandırılacak. -Bilişim sektörü ayrıcalıklı bir sanayi kolu olarak tanımlanacak ve desteklenecek. -Ar-Ge yatırımları desteklenecek, Ar-Ge harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki oranı önce yüzde 2, sonra yüzde 3'e yükseltilecek. -Yazılım odaklı teknokentler kurulacak. Teknokentler arasındaki iletişim ve eşgüdüm arttırılacak. [color="#0000FF"]"İLETİŞİM GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ ÜST KURULU OLUŞTURULACAK"[/color] -E-devlet uygulamaları yurttaş odaklı bir anlayışla yeniden yapılandırılacak, gerçek e-devlet yaratılacak. -Elektronik Haberleşme Kanunu'nda gerekli değişiklikler yapılarak Rekabet kurulu ile BTK arasındaki yetki karmaşasına son verilecek. -5651 sayılı yasa kaldırılacak ve uluslararası standartlara uygun yeni yasal düzenleme ile internet üzerindeki yasaklar kalkacak. -Özel yaşamın ve haberleşmenin gizliliği çerçevesinde, iletişimin yasadışı izlenmesi ve telefon dinlemeleri konusundaki ihlalleri incelemek üzere İletişim Güvenliği ve Denetimi Üst Kurulu adında bağımsız bir üst kurul oluşturulacak. -Mahkemelerin toplu dinleme yetkisi vermesini önleyecek yasal düzenlemeler yapılacak, aksi yönde hareket eden devlet yetkilileri cezalandırılacak. -Başta internet olmak üzere dinleme kayıtlarının basın-yayın organları aracılığıyla yayınlanmasına ilişkin cezalar yeniden düzenlenerek arttırılacak. [color="#0000FF"]"TELEKOMÜNİKASYON YÜZDE 15 UCUZLAYACAK"[/color] -Telefon ve internet hizmeti üzerindeki vergi yükü azaltılacak. Mevcut durumda mobil iletişimde yüzde 25, sabit telefonda yüzde 15, internette de yüzde 5 olan özel iletişim vergisi ve yüzde 18'lik KDV ile birlikte yüzde 43'lere varan dolaylı vergilerde indirime gidilecek. Yapılan araştırmalar yüzde 15'lik bir vergi indiriminin yol açacağı talep artışının alınan toplam vergi miktarında bir azalmaya yol açmayacağını gösterdiğinden yüzde 15'lik bir vergi indirimine gitmek mümkün olacak. " [color="#0000FF"]"YANLIŞ YAPANLARIN YAPTIKLARI YANLARINA KAR KALMAYACAK"[/color] Sunumun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Halıcı, "Yasal olarak telefonları dinlendikten sonra dinleme içeriğinde bir suç olmamasına karşın dinlenilen vatandaşlara bilgi verilmiyor. Siz bu bilgiyi verecek misiniz? Dinlemeleri dışarıya sızdıran kamu görevlileri hakkında geriye dönük bir yaptırımınız olacak mı?" sorusu üzerine "Karanlıkta hiçbir şey bırakmayacağız. Her şey çok şeffaflaşacak. Bu konuda yanlış yapan, haksızlık yapanların yaptıkları yanlarına kar kalmayacak" dedi. [/b] [/quote]
  25. Daha önce acılmış konu ile birleştirilmiş mevzu.Bu program bende 2005 yılından beri var,güzel bir çalışma yapmışlar.İsteğiniz komutu vererek pc de her şeyi yapabilirsiniz.İster pc yanınızda olsun ister size 2 mt uzakta hiç birşey fark etmiyor.İnternete komut yüklüyorsunuz siz uzaktan sesleniyorsunuz internet acılıyor,ikinci bir komut daha yüklerseniz örn:Tnc acıl derseniz şuan bulunduğunuz forum karşınızda,buna benzer daha çok işlemleri de gercekleştirebilirsiniz.
×
×
  • Create New...