Jump to content

mucit41

Üye
  • Posts

    3550
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    12

Everything posted by mucit41

  1. Cd yada dvd den veri kurtarma şansınız yoktur.
  2. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] İnternet filtresine ayar ! [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.haber3.com/internet-filtresine-ayar--962047h.htm[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]22 Temmuz 2011[/b] [quote] [b] [img]http://www.haber3.com/images/news/460359.jpg[/img] 22 Ağustos'a 1 ay kala internet profili uygulamasında değişiklik sinyali... 22 Ağustos'ta yürürlüğe girecek olan 4'lü filtre uygulamasına karşın İnternet Kurulu'ndan 'beyaz ve kara listeli' alternatif geldi. Önceki gün BTK’ya ulaşan İnternet Kurulu’nun raporunda, güvenli internette sadece aile ve çocuk profillerinin yer alması, standart profilin ise mevcut profil olarak değiştirilmesi önerildi. Raporda, güvenli internet paketinde yer alacak olan aile ve çocuk profilleri için beyaz ve kara listeler oluşturulması istendi. Buna göre çocukta yalnızca beyaz listeye erişim olacak. İnternet Kurulu, yüz binleri ayağa kaldıran dörtlü filtrenin tek pakete indirilmesini öneren bir rapor hazırladı. Buna göre güvenli internet sadece aile ve çocuk profilinden oluşacak. Çocuklar yalnızca beyaz listeye, aileler kara liste dışındaki tüm sitelere erişebilecek. İnternet Kurulu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) ‘internette sansür’ eleştirilerine yol açan, 22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek filtre uygulamasıyla ilgili tartışmalar üzerine Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın talimatıyla bir rapor hazırladı. Raporda sektörde merakla beklenen şu öneriler yer aldı: [color="#FF0000"]STANDART PROFİL KALKIYOR[/color] BTK’nın, uygulamaya ilişkin kararındaki ‘standart profil’ ifadesi kaldırılmalı ve ‘mevcut durum’ olarak değiştirilmeli. 22 Ağustos’tan sonra mevcut durumda hiçbir profili tercih etmeyen kullanıcıların ‘kayıt yaptırma zorunluluğu ya da şifre kullanımı gerektiren bir durumunun olmayacağı’ net olarak vurgulanmalı. [color="#FF0000"]YURT İÇİ PROFİL KALDIRILSIN[/color] İnternetin küresel doğasına aykırı olarak düşündüğümüz yurtiçi profili tamamen iptal edilmeli. [color="#FF0000"]TEK PAKET OLSUN[/color] Güvenli internet tek paket olmalı. kendi içinde aile ve çocuk profili olarak ikiye ayrılmalı. Mevcut durum ve güvenli internet paketi olarak kullanıcılara seçenek sunulmalı. [color="#FF0000"]KARA LİSTE OLUŞTURULACAK[/color] Güvenli internet paketinde yer alacak olan aile ve çocuk profillerinin hangi sitelere erişeceklerinin belirlenmesi son derece önemli. Bu çerçevede ‘beyaz’ ve ‘kara’ listeler oluşturulmalı. Çocuk profilinde yalnızca beyaz listeye, aile profilinde beyaz liste ile kara liste dışındaki sitelere erişim mümkün olmalı. (Kara liste oluşturulurken, Türk Ceza Yasası’nda suç olarak sayılan unsurlar –terör, kumar, müstehcenlik gibidikkate alınacak) [color="#FF0000"]İÇERİĞİ UZMAN BELİRLEMELİ[/color] Bu içeriklere ait liste kriterlerini İnternet Kurulu bünyesinde oluşturulacak bir çalışma grubu belirlemeli. [color="#FF0000"]E-POSTA İLE BİLGİ VERİN[/color] Abonelerin güvenli internet konusunda posta ile bilgilendirilmesi zorunluluğu kaldırılsın. İnternet Servis Sağlayıcılar, aboneler tarafından tercih edilebilecek farklı bilgilendirme yöntemlerini (kısa mesaj –SMS-, web, e-posta vb gibi) kullanabilsin. [color="#FF0000"]TANITICI BROŞÜR VERİLSİN[/color] İnternet abonelik sözleşmelerinde güvenli internet seçeneği yer almasın. Sözleşme yanında tanıtıcı bir broşür verilsin. [color="#FF0000"]MÜFREDATA GÜVENLİ İNTERNET DERSİ EKLENSİN[/color] Kurul, Milli Eğitim Bakanlığı’na da (MEB) bazı önerilerde bulundu. İlköğretim müfredatına güvenli internet dersi eklenmesi istenen raporda, “Çocuklarımızı internet vatandaşlığına hazırlamak için ilköğretim müfredatına zorunlu ders olarak güvenli internet, internet vatandaşlığı, e-vatandaşlık, bilgi toplumu, internette yaratıcılık ve girişimcilik gibi başlıklardan oluşacak bir ders eklenmesi kaçınılmaz. Bu derste çocuklarımıza internette kendileri açısından sakıncalı olabilecek hususları ve bunlardan korunma yöntemleri ve interneti maksimum fayda sağlayacak şekilde kullanmalarını öğretmek gerekecek” denildi. [color="#FF0000"]HERKES TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYSUN[/color] İnternet Kurulu raporunda Aile Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’ne de şu öneride bulundu: “Son 10 yılda internetin ülkemizde hızla gelişmesinden dolayı özellikle 40 yaş üstü ebeveynlerle çocukları arasında ciddi bir teknolojik uçurum oluştu. Gençlerimiz belki bilgisayar kullanmayı bir şekilde öğrenebiliyorlar ama güvenli internet, evatandaşlık, kişisel haklar kavramlarını ailelere de öğretmemiz şart. Bu konuda en büyük sorumluluk okullarımıza düşmekle birlikte, toplumun tüm kesimlerinin taşın altına elini koyması ve bu konuda sorumluluk taşıması gerekiyor.” [color="#FF0000"]ÖNERİLER ÖNCEKİ GÜN BTK’YA SUNULDU[/color] Uluştırma Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan İnternet Kurulu, internette filtre tartışmasına neden olan uygulama ile ilgili hazırladığı raporu önceki gün BTK’ya sundu. İnternet Kurumu’nun başkanlığını Serhat Özeren sürdürüyor. (Posta) [/b] [/quote]
  3. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Uydu Haberleri ve Frekans Bilgileri. [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code]http://uydudanevar.blogspot.com/ [/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]24.07.2011[/b] [quote] [b] [color="#800080"]Eğitim kanalı ZTV tekrar uyduya çıkıyor[/color] Mediasa Grubu'nun SBS, YGS, LYS, KPSS adaylarına TV üzerinden görüntülü ders imkanı sunan kanalı ZTV geçtiğimiz ay içerisinde Türksat 3A uydusu üzerindeki yayınını sonlandırmıştı. 1 aylık aranın ardından ZTV'nin Türksat 2A Batı paketlerinden tekrar yayına başlayacağını öğrenmiş bulunuyoruz. ZTV yeni frekans değerleri: [color="#0000FF"]11957 V 27500 5/6 - Türksat 2A[/color] [Batı hüzmesi] [color="#800080"]Nickelodeon eski frekansına geri döndü[/color] Çizgi film kanalı Nickelodeon Türkiye, MCD paketteki eski frekansına geri döndü. D-Smart uydu platformuna aktarım için kullanılan tekil (SCPC) frekansın ileriki günlerde sonlanması muhtemel görünüyor. Nickelodeon Türkiye uydu frekans değerleri: [color="#0000FF"]Türksat 2A - 11996 V 27500 5/6[/color] [color="#800080"]Kadınlar için yeni tematik kanal: Viacom Blink[/color] MTV, Nickelodeon, VH1 gibi televizyon sektöründe yer edinmiş kanalların sahibi Viacom International ve  popüler TV programlarının yaratıcısı Endemol şirketleri kadınlara yönelik yeni bir tematik kanalı açıyorlar.Viacom Blink! ismini taşıyan kanal ilk olarak Polonya'nın N platformunda aktarılmaya başlayacak. Kanalda yayınlanacak yapımlar arasında Hot in Cleveland, Make Me A Supermodel, Home and Away, Gok's Fashion Fix, Spirited dikkati çekmektedir. 16-49 yaş kadın izleyiciyi ekrana çekecek Viacom Blink! televizyonunun yakın süreçte Avrupa ve Ortadoğu'daki diğer sayısal platformlara dahil edilmesi bekleniyor. [color="#0000FF"]Uydu bilgileri: HotBird 6 (13 Doğu) Viacom Blink! test card: 11075 H 27500 3/4[/color] [color="#800080"]Yahsat-1A uydusundan ilk sinyaller[/color] 22 Nisan'da uzaya gönderilen Birleşik Arap Emirlikleri'nin ilk uydusu Yahsat-1A 2 aylık test sürecinin ardından sinyal göndermeye başladı. Uyduda bulunan Kuzey Afrika-Ortadoğu merkezli Ku band Widebeam'de 2 transponder aktif durumda Widebeam hüzmesindeki yayınlar Batı bölgelerimiz haricinde 90-120cm antenlerle izlenebiliyor. [color="#0000FF"]Yahsat-1A (52.5 Doğu) aktif frekanslar: 12111 V 27500 8/9 DVB-S2/QPSK - Alwatan HD 12169 H 27500 5/6 DVB-S - FOX, FX, FOX Movies.[/color] Sivil ve askeri amaçlı kullanılan son teknoloji haberleşme uydusu Yahsat-1A'ya yıl sonunda 2.inci bir uydunun eklenmesiyle Yahsat firması Ortadoğu ve Afrika'ya genişbant uydu internet hizmeti sunmaya başlayacak [color="#800080"]HD Austria'dan 4 yeni kanal[/color] 1 Eylül'de normal yayına girecek HD Austria kanalları tanıtım/promo olarak Astra 1KR uydusunda iletilmeye başladı. Yüksek çözünürlük (HD) kalitesindeki kanallar AustriaSat paketi bünyesinde kullanıcılara ulaştırılacak. [color="#0000FF"]Astra 1KR (19.2 Doğu) Frekans: 11671 H 22000 2/3 DVB-S2/8PSK Sat.1 Austria HD promo: S:5300 V:255 A:259 MPEG-4/HD Pro 7 Austria HD promo: S:5301 V:511 A:515 MPEG-4/HD Kabel 1 Austria HD promo: S:5302 V:767 A:771 MPEG-4/HD Puls 4 HD promo: S:5303 V:1023 A:1024 MPEG-4/HD[/color] [color="#800080"]Astra-1N yeni fırlatma tarihi: 26 Temmuz[/color] Aldığımız bilgilere göre geçtiğimiz cuma gecesi ertelenen Astra 1N fırlatışı için öngörülen yeni tarih [color="#0000FF"]26 Temmuz 2011.[/color] [/b] [/quote]
  4. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Battlefield 3, Black Ops'a kafa tutuyor [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.techno-labs.com/1/26667/1/battlefield-3,-black-opsa-kafa-tutuyor.html[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]22.07.2011[/b] [quote] [b]Cowen & Company firmasının yaptığı açıklamaya göre, Dice'ın yeni oyunu Battlefield 3 ilk 12 ay içerisinde 11 milyon kopya satacak. Daha önce 8 milyon satılması beklenen oyun ile ilgili şu anda beklentiler yükselmiş durumda. Gamesindustry.biz sitesinin analizlerine göre ise, Battlefield 3'ün ön siparişleri Black Ops ile aynı düzeyde olacak. [img]http://www.techno-labs.com/image/index/469/battlefield3logo.jpg[/img] Activision'ın Modern Warfare 3 ile karşılık vermesi beklenen Battlefield 3, Xbox360, PlayStation 3, Wii U ve PC platformu için Ekim ayında piyasada olacak. [/b] [/quote]
  5. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Windows 8'in gerçek sürprizi! [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code]http://www.veteknoloji.com/windows-8-in-gercek-surprizi-43437--.html [/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]21 Temmuz 2011[/b] [quote] [b] Windows 8 ile pek çok yenilik gelecek ama bu haber, en çok düşük bütçeli kullanıcıları sevindirecek! Microsoft'un bir sonraki işletim sistemi Windows 8 düşük bütçeli laptop satışlarını hızlandıracak gibi görünüyor. Pazar araştırma şirketi iHS iSuppli yeni nesil, fazla donanım performansına sahip olmayan, düşük bütçeli ARM laptop'ların Windows 8 yüklü olarak gelebileceğini ve bunun da Intel'den alt segmentte büyük bir Pazar payı lokması koparabileceğinin altını çiziyor. Şu anda ARM işlemcili bir Laptop yok, ancak pazar paylarının gelecek yıl yüzde 3, dört yıl içerisinde de yüzde 22.9 olması bekleniyor. Fiyatları 700 doların altında olacak, büyük çoğunluğu ise 500 dolar segmentinin altına inebilecek. Hesaplı laptop kategorisinde yeni bir standart oluşturmaları bekleniyor. Yorum: Intel'in ARM'ın bu atağına yanıtının yeni bir ultraportable laptops sınıfı olacağı tahmin ediliyor. Intel ile ARM arasındaki bu işlemci savaşlarından karlı çıkacak tek tarafın bilgisayar kullanıcıları olacağı kesin! [/b] [/quote]
  6. [quote name='severalnasty' date='22 July 2011 - 10:16 ' timestamp='1311319001' post='1049832'] [img]http://scrapetv.com/News/News%20Pages/Business/images-3/old-shoes.jpg[/img] [b]Gayet hesaplı iş görür... [/b][img]http://www.tnctr.com/public/style_emoticons/default/mellow.gif[/img] [img]http://www.zamazing.org/imaj/tom%20ripley%20matik/ericsson-gh337big.JPEG[/img] [b]Aşırı memnunum... Bluetooth, gprs, wap, wi-fi, çift sim kart, 3g, 4g, renkli ekran, çoklu dokunmatik ekran, android 4.5x... Hiç bir şeyi yok...[/b] [/quote] Bunlar legiona mı ait sanırsam.
  7. [color="#0000FF"][b]Herkese hayırlı cumalar dilerim.Cumanız bereketli olması dileği ile.[/b] [/color]
  8. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] 14 yaşındaki minik dahi! [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.veteknoloji.com/14-yasindaki-minik-dahi-43411-1-.html[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]20 Temmuz 2011[/b] [quote] [b] [img]http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20110720104817_deprem.jpg[/img] 14 yaşındaki minik dahi ile tanışın! Sadece 14 yaşında ama yaptığı büyük işle koca bir hükümeti bile geride bırakmayı başarıyor... En büyük sosyal ağlardan biri olan Twitter'da Şili'de olan depremleri tweet'leyen Şilili 14 yaşındaki Sebastian Algeria, hükümetin kendi deprem bildiri projesinden çok daha iyi bir iş çıkartmayı başarıyor. Kendi hazırlamış olduğu özel cihaz ile depremleri algılayan ve @AlarmaSismos hesabı üzerinden yayınlayan Sebastian, ülkenin dört bir yanına sensör (algılayıcı) yerleştirerek projesini genişletmek istiyor. Bu konuda birkaç nakliyeci ile anlaşmış olan Sebastian, Santiago'da hissedilebilecek büyük depremleri bu yıl Mayıs ayından beri başarılı bir şekilde bildiriyor. Bakalım Şili hükümeti 14 yaşındaki bu küçük dahiye destek verecek mi? [/b] [/quote]
  9. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Gökyüzünde şaşırtan cisim! (Video) [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.veteknoloji.com/gokyuzunde-sasirtan-cisim-video-43404--.html[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]20 Temmuz 2011[/b] [quote] [b] [img]http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20110720101231_ates.jpg[/img] Meksika'nın Mexico City'nin yakınlarındaki Cuernavaca kentinde çekilen görüntüler, izleyenleri hayrete düşürdü. Gökyüzünde kanatlarından alevler saçarak ilerleyen cismin ne olduğu anlaşılamadı. 29 Haziran'da kaydedilen görüntüler, YouTube'a Kimdragon 1 isimli kullanıcı tarafından yüklendi. YouTube'da videonun altına yorum yazan bir kullanıcı, "Aynı cisim aynı gün içinde Yunanistan'da yerel saatle 23.00'da görüldü" ifadesini kullandı. En ilginç detaylardan biri, benzer görüntülerin 11 Şubat'ta Almanya'nın başkenti Berlin'de de görülmesiydi. Son günlerde, Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) giden Atlantis uzay mekiğine bir cismin yaklaştığı belirtilmiş, mekiğin uzay çöplüğüne hedef olabileceği uyarısı yapılmıştı. Bazı analistler, birçok ülkede birden görüldüğü iddia edilen UFO'ların uzay çöplüğü olduğunu iddia ediyor. [media]http://www.youtube.com/watch?v=k6a7WNUxexk[/media] [/b] [/quote]
  10. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Kalbiniz Nasıl Çalışıtığını Canlı Canlı Görün, [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code]http://www.teknoctrl.com/kalbiniz-nasil-calisiyor-canli-kanli-gorun/ [/code] [quote] [b] [img]http://www.teknoctrl.com/wp-content/uploads/2011/07/111111111.jpg[/img] Kalbimiz herşeye rağmen nasıl çalışıyormuş bir bakın bakalım.Bence oldukca canlı kanlı ve gerçekçi yapmışlar. Süper olmuş ben çok beğendim arkadaşlar. Sizde bir izleyin derim. Unutmadan şunu da belirteyim mause ile uzağa gittiğimizde kalbin hızı düşüyor, yaklaştığımızda işe kalbin hızı artıyor. [img]http://i.imgur.com/3d6p9.gif[/img] [color="#FF0000"]İşte O Site “Canlı Canlı İzleyin”[/color] [code]http://www.specialdefects.com/v2/?heart[/code] [media]http://www.youtube.com/watch?v=sGnRU9k_0MI[/media] [/b] [/quote]
  11. chkdsk/x x(buradaki x harici hddnizin harfi olacak, diğer x i değiştirmeyiniz.)bir dene bakalım sorun halledilebilecekmi acaba. [img]http://i.imgur.com/aU1qI.jpg[/img] Normal bios ayarları yukardaki gibi olmasına dikkat edelim.
  12. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Robotlara insan sesini eklediler [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code]http://www.techno-labs.com/1/26602/1/robotlara-insan-sesini-eklediler.html [/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]20.07.2011 12:06[/b] [quote] [b] Geçtiğimiz hafta Tokyo’da düzenlenen Robotech fuarı oldukça renkli görüntülere sahne oldu. Fuarda tanıtılan en enteresan ürünlerden bir tanesi de insan sesi çıkarabilen robottu. [img]http://www.techno-labs.com/image/index/377/Japanese-Robot-Human-Voice51.jpg[/img] Bir insanınkine oldukça benzer ses verebilen cihaz, altındaki basmalı tuşlar sayesinde farklı tonlarda sesler çıkarabiliyor. Robot, silikonla kaplı ağız yapısı sayesinde, ses çıkardığı sırada gerçek bir insan ağzı gibi hareket ediyor. Cihazın sesi dışa vurabilme mekaniğinde hiçbir hoparlör ya da dijital destek bulunmuyor. [img]http://www.techno-labs.com/image/index/377/talking-robot-construction.jpg[/img] Robot, şimdilik anlamlı kelimeler kuramıyor tabii ki ama Japon alfabesinden bazı sesler çıkararak şarkı söyleyebiliyor. Yine de Pop Star olmak için bu cihazın biraz daha kurcalanması gerekecek. [media]http://www.youtube.com/watch?v=lYM17Wj3jWE[/media] [img]http://www.japantrends.com/en/wp-content/uploads/2011/07/Japanese-Voice-Robot6.jpg[/img] [/b] [/quote] [quote]Amongst the array of robots on display at Robotech today out at Tokyo Big Sight, Kagawa University’s artificial voice system robot was possibly one of the most interesting and bizarre looking. The silicone mouth complete with moving lips and tongue aims at replicating human speech without using speakers or digital waves in order to come as close to a real life sound as possible. [img]http://www.japantrends.com/en/wp-content/uploads/2011/07/Japanese-Robot-Human-Voice51.jpg[/img] The silicone mouth robot uses airflow and control valves to replicate a human trachea and vocal chords, and a resonance tube, or a silicone throat further manipulates the air into distinct sounds. The lips and tongue are then used to shape the sounds just as we do when talking in every day life. A microphone records the noises coming out of the silicone lips and is automatically processed through a computer, analyzing the pitch and frequency to match it against the pitch and frequency of a human’s voice. The computer then adjusts the sound automatically as the computer learns the correct valve adjustments and compression in the silicone throat to match a human voice, similar to tuning an instrument. [img]http://www.japantrends.com/en/wp-content/uploads/2011/07/talking-robot-construction.jpg[/img] The robot currently can utter a number of Japanese alphabet sounds as well as sing a basic song, although not quite pop star level yet! The silicone throat-like area is usually controlled by machine valve but was on display today for visitors to see the actual working parts of how the sounds are made. Although only rudimentary in its vocabulary at present (and a certain similarity with a cow!), the fact that this is generating and learning how to shape sound without any speakers certainly makes for a more natural sound than the current digital reincarnations. [img]http://www.japantrends.com/en/wp-content/uploads/2011/07/Japanese-Voice-Robot6.jpg[/img] [quote]http://www.japantrends.com/japanese-robot-replicates-human-speech/[/quote] [/quote]
  13. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] İnternetin insan belleğindeki etkisi [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.techno-labs.com/1/26576/1/internetin-insan-belleğindeki-etkisi.html[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]19.07.2011[/b] [quote] [b] Şüphesiz her geçen gün İnternet’e daha çok bağımlı hale geliyoruz. İnterneti yalnızca Faceook’a girip ileti yazmak ya da arkalarımızla muhabbet etmek için değil aynı zamanda bir ansiklopedi kaynağı olarak da kullanıyoruz. Sonuçta acı ama gerçek; küçücük bir bilgisayar kutusu, evde duran raf raf ansiklopediler, sözlükler ve tüm diğer kitaplardan daha çok bilgi içeriyor. [img]http://www.techno-labs.com/image/index/358/Brain-waves.jpg[/img] İhtiyacımız olan tüm bilgilerin, bu kadar kolay ulaşılabilir bir biçimde elimizin altında olması aslında ilk bakışta göze hoş geliyor ancak uzun vade de düşündüğümüz zaman, tüm bunlar insan belleğine zararlı değil mi? Columbia Üniversitesinden başyazar Betsy Sparrow’un yaptığı bir araştırma bu soruya yanıt veriyor. Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre insan beyni, İnternet’i bir harici disk gibi görüyor. Yani insanlar, ellerinin altında mevcut bir bilgi kaynağı var gibi davrandıklarından, İnternette ki bilgilerin büyük kısmını önemsemeden okuyorlar. Bu da insanların, bilgileri hatırlayamamasına yol açıyor ve tekrar ulaşma ihtiyacı hissettiklerinde hemen Google’ı kullanmasına neden oluyor. Kısacası İnternet’ bir bilgi kaynağı olarak kullanmak beyni tembelleştiriyor. İnternet’i bir bilgi kaynağı olarak kullanmak her ne kadar hayatı kolaylaştırsa da, olayın böyle bir başka yüzü de var. Araştırmayı yapan Sparrow konuyla ilgili, “Google, bizi aptal yapmıyor ancak hatırlama şeklimizi değiştiriyor” diyor. [/b] [/quote]
  14. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] ABD'den Türkiye'ye 'filtre' uyarısı [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.veteknoloji.com/abd-den-turkiye-ye--filtre--uyarisi-43298--.html[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]19 Temmuz 2011[/b] [quote] [b] [img]http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20110719090433_internet.jpg[/img] Türkiye'de Planlanan Yeni İnternet Uygulaması ABD Kongresi'nde Tartışıldı Amerikan Kongresi’nde düzenlenen özel bir toplantıda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üyesi ülkelerde Internet özgürlüğü alanındaki sorunlar ele alındı. Kongre Helsinki Komisyonu diye de bilinen Avrupa’da Güvenlik ve İşbirliği Komisyonu’ndaki toplantıda, Amerika Dışişleri Bakanlığı, Özgürlük Evi adlı sivil toplam örgütü ve AGİT yetkilileri bilgi verdi. Toplantıda üzerinde durulan ülkeler arasında Türkiye, Azerbaycan, Rusya ve bazı Orta Asya ülkeleri vardı. Kongre Komisyonu’nun Başkanı, Cumhuriyetçi Partili New Jersey Milletvekili Christopher Smith toplantıyı açış konuşmasında bazı AGİT ülkelerinde “İnternette sansür” olarak nitelediği sorunlardan sözederken Türkiye’nin bir zorunlu İnternet filtreleme sistemi uygulamaya hazırlandığını, bunun, AGİT üyesi ülkelerde rastlanmayan derecede bir sınırlama girişimi olduğunu söyledi. Smith, 14,000 web sitesine erişimi aktif bir şekilde engellediğini ve içerik üzerinde geniş kısıtlamalar uyguladığını savunarak Türkiye’yi eleştirdi. Kongre üyesi buna karşılık bir diğer AGİT üyesi, Rusya’nın, erişime aktif ve geniş çaplı kısıtlama uygulamadığını ancak Rus hükümetini destekleyen mafya tarzı grupların blog yazarları ve gazetecileri sindirme, dövme, korkutma eylemlerine başvurduğunu söyledi. Dışişleri Bakanı’nın Demokrasi ve İnsan Hakları’ndan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Daniel Baer, İnternet özgürlüğü konusunda Türkiye’deki durumu değerlendirirken, “Türk hükümetinin bu alanda uyguladığı kısıtlamalardan giderek daha çok kaygı duyuyoruz” dedi ve Türkiye’de bugün çoğu hassas nitelikli sosyal ve siyasi konulara değinen 5,000’den fazla İnternet sitesine erişimin engellendiğini söyledi. Bu yasakların Türkiye’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahil olmak üzere bazı yetkililer tarafından bile eleştirildiğini belirten Amerikalı yetkili, yine de bu yıl İnternet özgürlüğünü sınırlamayı hedefleyen iki yeni öneri yapıldığını söyledi. Daniel Baer, yetkililerin, 138 kelimeden oluşan bir liste yayınlayarak, suç niteliği taşıdığı gerekçesiyle, alan adı bu kelimeleri içeren sitelere erişimi yasakladığını ve ikinci olarak da İnternet servis sağlayıcıların ülke çapında uygulaması gereken yeni bir filtreleme sisteminin 22 Ağustos’ta yürürlüğe gireceğini hatırlattı. ABD Dışişleri yetkilisi şöyle dedi: “Bu sınırlamaların çocukları İnternette zararlı içerikten korumak için düşünüldüğünü anlıyoruz. Ancak bazı kelimeleri yasaklayarak bunu yapamazsınız. Önde gelen uluslararası İnternet şirketleri bu tür sınırlayıcı düzenlemeler altında Türkiye’de faaliyet gösterme konusunda kaygılarını dile getiriyor. Türkiye, modern, müreffeh ve barış içinde bir toplum yapısını güvence altına almak istiyorsa, insan haklarının bir parçası olan İnternet özgürlüğünü sınırlamaya son vermelidir.” Toplantıda konuşan Freedom House (Özgürlük Evi) adlı sivil toplum kuruluşunun Başkanı David Kramer, Türkiye’de 22 Ağustos’ta yürürlüğe girmesi planlanan zorunlu İnternet filtreleme sistemini, “AGİT ülkelerinde ilk kez uygulanacak hükümet kontrolundaki filtreleme sistemi” olarak tanımladı. Kramer, Türkiye’de İnternet Yasası olarak bilinen ve 2007’de yürürlüğe giren 5651 sayısı yasanın bu tür uygulamalara zemin hazırladığını söyleyerek bu durumu eleştirdi. Kramer, Türkiye’de zararlı nitelik içerdiği gerekçesiyle İnternet sitelerine karşı önlem alma imkanı veren kuralların yeterince şeffaf olmadığını ve bu durumun, kısıtlamalara itirazı zorlaştırdığını söyledi. Washington’daki toplantıda AGİT’in Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatoviç de konuştu ve Türkiye’de İnternet filtre uygulamasına dayanan yasal düzenlemelerin, uluslararası standartların ihlali anlamına geleceğini ifade etti. AGİT yetkilisi, Türkiye’de sayıları zaten yüksek olan yasaklı İnternet sitesi sayısının daha da artma tehlikesi olduğunu savundu. Türkiye’de ise yetkililer, 22 Ağustos’ta yürürlüğe gireceği açıklanan düzenlemelerin sansür olarak nitelenmesine tepki gösteriyor ve amacın özellikle çocukları zararlı içerikten korumak olduğunu belirtiyor. [/b] [/quote]
  15. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Microsoft'un Sır Gibi Saklanan Projesi [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.haberprogram.com/h/2011/07/19/163555-microsoftun-sir-gibi-saklanan-projesi.php[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]19 Temmuz 2011[/b] [quote] [b] Microsoft planlanan bir sosyal ağ projesini ağzından kaçırdı. Ortaya çıkan sırrı yetkililer her ne kadar "Basit bir iç tasarım projesi" olarak adlandırsa da, servisin yeni bir sosyal ağ projesi olabileceği konuşuluyor. Sır gibi saklanan proje Tulalip’in tanıtım sayfası, yanlışlıkla socl.com adlı internet sitesinde yayınlandı. Yapılan hatanın geçtiğimiz Perşembe günü farkına varılması üzerine, Microsoft projeyle ilgili iletiler yayınladı. Açıklamalarda, Tulalip servisinin reklamının yanlışlıkla yapıldığı socl.com’ un, Microsoft Araştırma Ekibi tarafından geliştirilen bir iç tasarım projesi olduğu ve yanlışlıkla yayınlandığı belirtildi. Microsoft gibi dev bir ismin sosyal ağ trendine kendini dahil etme ihtimalinin yüksekliği ise, “basit bir iç tasarım projesi” iddialarına inanılmasını güçleştiriyor. Konuyla ilgli bir iddiaya göre ise yapılan hata kasıtlı; Ağızdan kaçanlar da planlanmış bir piyasa yoklama stratejisi. Kafaları karıştıran diğer bir ayrıntı ise, Tulalip sayfasına ait alan adının ‘social’ın kısaltması olan Socl.com olarak alınması. Socl.com’da yanlışlıkla açıklanan projenin kısa bir süre içinde geliştirilmesi ve hakkında resmi bir açıklama yapılması bekleniyor. [/b] [/quote]
  16. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Kopya korumasının tarihçesi [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code]http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/18175586.asp?gid=234 [/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]5 Temmuz 2011[/b] [quote] [b] Dijital kopya korumaları 1998'den bu yana nasıl değişti? İşte yaşananlar ve bizi bekleyenler...Eskiden bir filmi seyretmek için sinemaya girerdik veya VHS kasedini ya da DVD'sini kiralamak için birkaç ay beklerdik. Bir kitap okumak istediğimizde kitapçıya gidip satın alırdık veya bir kütüphaneden sıkı şartlar altında kiralardık. Bir grup veya şarkıcıyı dinlemek için Long Play'ini arar veya son zamanlarda CD'sini alırdık. Bir sanatçı veya yazarın ürettiği şey için para verip satın alır veya daha önce satın almış birinden ödünç alırdık. Yaptığı iş için kim para almak istemez ki? Sorun, disk veya kaset satın alanların sanatçı yerine bir grup insana para vermesiyle ortaya çıkıyor. Satın almanın veya kiranın bir kısmı yayıncıya gidiyor. Bunun bir bölümü ise reklam şirketine, sevk eden şirkete, albüm veya kitap kapağını tasarlayan kişiye vb. gidiyor. Son olarak ise eski medya iş modelinin tüketiciyi kullandığı ortaya çıkıyor. [color="#FF0000"]Çağ değişti, kopya korumaları farklı bir hal aldı[/color] Ancak dijital dönemin gelmesiyle beraber, eskiden kalma yöntemler kalıcı bir biçimde değişti. Bu, artık istediği şeyi seçerek alabilen son kullanıcı için çok sevindirici bir haber olsa da yanında bazı sorunları getirmiyor değil. Kopya koruması gibi. 'Kopya' 'koruması'nın anlamı, kullanıcıların izinsiz olarak bu içeriklere erişememesi. Ancak kopya korumaları sözkonusu içeriğe erişmeyi genellikle daha zor bir hale getiriyor. Kopya korumalı içerikler, şu anki ve gelecekteki cihazlarla uyumsuz olabiliyorlar. Buna ek olarak kopya koruması, tüketiciye ek maliyetler getirebiliyor. Digital Rights Management (Dijital izin yönetimi - DRM) olarak ünlenen ve bir cihazı veya dosyayı uygunsuz kullanıma engel olan teknolojinin ucu nihayetinde özgürlük ve sahipliğe dayanıyor. Üreticinin işe yaramaz hale getirebileceği bir şeye gerçekten sahip misiniz? Devam eden diğer bir tartışma ise korsanların tüm kopya korumalarını aşacak bir yolu her zaman bulmaları. [color="#FF0000"]Digital Millennium Copyright Act (DMCA)[/color] Ekim 1998'de ABD senatosu, ABD telif hakkı yasasında kopya koruma yöntemlerini bozmaya yönelik tekonlojilerin üretimini ve dağıtımını suç haline getirdi. Temelde DMCA (Dijital Telif Hakkı Kanunu) için korsanı engellemeye yönelik tedbirleri engellemek, bir suç sayılıyor. Kopya korumasının belki de en uç örneği, Sony'nin 2005'deki rootkit skandalıydı. Sony BMG Music Enteratinment'in, bilgisayarlara yönetici izinleriyle erişilebilmesine izin veren rootkit'leri yüklemekteki amacı neydi? Bu rootkit'in içerisinde bulunan bir kod, hakkınızdaki bilgileri gizlice Sony'ye gönderiyordu. CD'nizi bilgisayarda çalarkan 'kötü' şeyler denerseniz, teorik olarak Sony'nin bundan haberi olabilirdi. Önemli bir sorun ise, birçok rootkit gibi bu rootkit'in de bir hacker tarafından kullanılarak sisteme giriş noktası haline gelebilmesiydi. Daha kötüsü ise rootkit kendini sisteme o kadar derin bir şekilde entergre ediyordu ki, onu kaldırma denemeleri başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Sony BMG Global Digital Business başkanı Thomas Hesse, bu hakkında sorulan bir soruya ise şu cevabı vererek durumu küçümsemişti: 'Birçok kişi rootkit'in ne olduğunu bile bilmiyor. O halde niye umurlarında olsun ki?' Sony yine de süratle rootkit'i kaldırmaya yönelik bir araç geliştirdi ve yayınladı. Ancak bu araç düzgün bir şekilde çalışmıyor, rootkit'i silmek yerine kodu maskeliyordu. Ancak ikinci olarak yayınlanan araç işe yaramıştı. [color="#FF0000"]Limewire ve PSP karşısında RIAA[/color] DRM, medya ve müzik yayımcıları ve korsan severler arasındaki tek tartışma konusu değildi. Sayılı eşten eşe dosya paylaşım sitelerinden biri olan Limewire, 2000'lerin başlarında oldukça popülerdi. Ancak herkesin ücretsiz içerik için kullandığı yazılım, haklı sebeplerle yasalara yenik düştü. RIAA, Arista Records, Atlantic, BMG, Capitol, Motown, Virgin, Warner Brothers ve daha fazlası Lime Group LLC'yi mahkemeye taşıdı. Limewire'da paylaşılan içeriğin yüzde 93'ünün yasadışı olduğu ortaya çıkmıştı. [color="#FF0000"]RIAA ve korsana karşı kampanya[/color] Pek de merhametli olduğu söylenemeyen RIAA'ya göre müzik işletmeleri, 2004'den 2010'a dijital gelirlerini yüzde 1.000 artırdı ve aynı süre içinde piyasanın yüzde 31 daralmasındaki sebep, dijital müzik hırsızlığıydı. RIAA, P2P hizmetleriyle mücadele etmeye devam ediyor, bunun yanında binlerce son kullanıcıyı da telif hakkını çiğnediği gerekçisiyle mahkemeye veriyor (bazı raporlara göre davalı sayısı, 35.000 kişiye ulaşıyor) ve çoğunlukla kazanıyor. Bununla berbaer genellikle ABD telif hakkı kanununa göre teorik olarak şarkı başına talep ettiği 150.000 doları elde edemiyor. [color="#FF0000"]Hurt Locker tartışması[/color] Müziğin tek hedef olmadığı kesin. Ünlü ödüllü film Hurt Locker'ın üreticisi Voltage Pictures, yakın zamanda bu filmi yasadışı olarak indiren 25.000 BitTorrent kullanıcısını dava etmişti. Comcast, Verizon, Charter, Time Warner gibi şirketler, ilgili IP adreslerini açıklamayı kabul etmişlerdi. Benzer durum, The Expendables adlı filmi indirenlerin de başına gelmiş ve hukuk firması Dunlap, Grubb & Weaver'in bir kolu olan 'ABD telif hakkı grubu', 23.000 kullanıcıyı dava etmişti. Yasadışı TV yayını yapan siteler, hatta bu sitelere bağlantı veren siteler de hedef haline geldi. channelsurfing.net adlı site, sadece üçüncü parti spor akışı sitelerine bağlantı veriyordu. Bu sene Mart ayında Immigration Customs Enforcement (ICE) ve Homeland Security Investigations (HSI), sitenin suç işlediğini ilan etti ve 32 yaşındaki Brian McCarthy'yi tutukladı. Sonuç olarak McCarthy, beş senelik hapis cezasına çarptırıldı! [color="#FF0000"]Intel'in işlemcisinde kullandığı DRM[/color] Mart 2011'de HarperCollins, DRM'li eBook'ları kütüphanelere dağıtacağını açıkladı. Kitabın 26 kere ödünç alınması ve silinmesi, kütüphaneyi tekrar tekrar satın almak zorunda bıraktı. Oyun dünyasında ise Call of Duty: Black Ops, milyonlarca kez yasadışı olarak indirildi. Intel ise Core i serisi işlemcilerini sadece hızlı ve verimli bir hale getirmekten öte, yeni 'Intel Insider' özelliği ile bir DRM koruması ekledi. Teknoloji şu şekilde çalışıyıor: Büyük stüdyolar, korsanlık endişesiyle 1080p film akışı işine girmek istemiyorlar. Bu nedenle Intel, 1080p filmlerinin sadece akış yapılabilmesine izin veren ve kopyalanmasını engelleyen bir tedbiri donanımının içerisine yerleştiriyor. Intel bunun bir DRM olmadığını söylese de bu doğru değil. [color="#FF0000"]Steam modeli[/color] Gelecek vaadeden modellerden bir tanesi, çevrim içi oyun sitesi Steam tarafından kullanılıyor. Sürekli bağlı bir bağlantıya ve buluta geçtikçe böyle bir senaryo ile karşı karşıya kalacağımız zaten açık. Bazıları Steam türü kopya korumasının sürekli internet bağlantısı gerektirdiğini ve kafamıza vurmanın bir farklı şekli olduğunu söyleyebilir. Ancak Steam'in gelecekte kullanılacak ve içeriğin biz farkında olmadan 'doğrulanacağı' bir hizmet olduğuna inanıyoruz. Suçlular bundan çok hoşlanmayacak olsa da, adı üzerinde, onlar suçlular. Bazılarının DRM'den tamamen kurtulmasını da bekleyebiliriz. Çok yönlü müzisyen Trent Reznor, bunu yaptı ve müziğini ücretsiz dağıtarak sadece konserlerden, müziğinin isteğe bağlı ücretli sürümlerinden sağladığı gelirlere güvendi. Bulut teknolojileri engellenemez bir şekilde üzerimize gelene ve herkes ona adapte olana kadar DRM/kopya koruma savaşları sadece beş yıl içinde bile oldukça farklı bir boyut kazanabilir. [/b] [/quote]
  17. [quote name='MostWanted' date='11 July 2011 - 02:06 ' timestamp='1310339171' post='1044285'] Evet Allah vergisi bende diyorum Allah vergisi şey bile bunu yapıyor.Kötü bir şey değil bu.Ha tabiki vurun asidin dibine demiyorum fakat asit midenizde de var.Yani o asidin kötü olduğunu ispat etmek için yok şuraya döktüm şu oldu bu oldu derseniz yanlış.Midenizdeki asidi dökseniz orası erir dedim sadece anladın [/quote] [quote]"Kolalı içecekler kemiklere zarar veriyor" Kolalı içeceklerin içindeki yüksek miktardaki fosforun, kan fosforunu yükselterek kemiklerden kalsiyum kemiren hormonun düzeyini artırdığı ve bir süre sonra kalsiyumu azalan kemiklerin sağlamlıklarını yitirmesine yol açtığı belirtildi.Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, obezitenin her geçen gün hızla arttığını ve son yıllarda özellikle çocukların sağlığını tehdit etmeye başladığını söyledi. Obezitenin, sadece aşırı şişmanlık olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayan Hatun, zaman içerisinde obezitenin şeker, kalp gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen kronik hastalıklara zemin hazırladığı uyarısında bulundu. Şekerli gıdalar içerisinde kolalı içeceklerin çok fazla tüketildiğine, bunun da sağlık üzerinde birçok olumsuz etkisinin olduğuna dikkati çeken Hatun, kolalı içeceklerin tüketiminin her geçen gün arttığını söyledi. [b]Prof. Dr. Şükrü Hatun,[/b] "Kolalı içecekler bir taraftan kan şekerini hızlı bir şekilde yükselten, dolayısıyla insülin hormonunu artırarak, vücudun yağ depolamaya yönelmesine yol açan yüksek miktarda şeker içermesi nedeniyle, diğer taraftan süt ve süt ürünleri gibi sağlıklı beslenmenin temeli olan içeceklerin yerine geçtiği için şişmanlık için risk oluşturuyor.'' diye konuştu. Bunların dışında kola içme alışkanlığının fast-food beslenmeye eşlik ettiğini ve kola ile birlikte daha fazla yemek yendiğini belirten Hatun, şunları söyledi: [b][color="#FF0000"]"ABD'deki çocuk sağlığı otoriteleri, çocukların kolalı içeceklerden uzak tutulmasını öneriyor. Kolalı içeceklerin esas zararlı etkisi ise kemikler üzerinde oluyor. Amerikan Tabipler Birliği'nin Çocuk Sağlığı Dergisi'nde kolalı içecek alışkanlığının lise öğrencisi kızlarda kemik kırıkları sıklığını 3 kat artırdığını gösteren bir araştırma yayımlandı.''[/color] [/b] [quote]http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=962037&title=kolali-icecekler-kemiklere-zarar-veriyor[/quote] [quote]Coca Cola İlk defa 1886'da eczacı John S. Pemberton tarafından formülünde kokain adlı uyuşturucu maddeninde olduğu bir şurup şeklinde üretilen cola John S.Pembertonun ölümü ile Asa Candler coca colanın haklarını 2 bin 300 dolara satın aldı ve 1892 yılında the coca cola company adlı firma kuruldu. Reklam adı altındaki görsel kitlesel telkinlerle insanların zihinlerine ''buz gibi,nefis serinletici,hayatın tadı'' gibi tamamen gerçek dışı sunumlarla sunuldu iç yapısı ise anlatılmayıp saklandı üzerinde araştırma yapmak isteyen doktor yada başka kimlikli araştırmacılara bu izin verilmedi ve coca colanın gerçek yüzü saklanarak yaldızlı sunumlarla zihinlere işlenmeye devam edildi. Gerçekte coca cola bilinenin aksine içeriğindeki zararlı bileşimler sebebiyle her açıdan Mutlak Manada zararlı bir içecektir.Gerçek şu ki coca cola içeriği itibari ile ilk üretim tarihinde içerisinde kokain adlı uyuşturucu maddeninde konulması ile başlamıştır. Bir litre kolalı içecek yaklaşık 400 kalori eşdeğeri şeker, 0,15 gram kafein, değişik miktarlarda renk veren maddeler, orijinal tadı sağlayan kola özü ve fosforik asit içerir. Burada kola özü diye sunulan uydurma isim içeriğindeki uyuşturucu maddeler için gizleyici bir çatıdır. kola başlı başına bir kimyevi madde değildir ki onun ona ait birde özü olsun. Dikkat edilirse yüksek oranda şeker,kafein,boya maddeleri,fosforik asit ve benzeri bütün içeriği sağlık için tamamen zararlı bileşimlerdir.Kısaca sıralanacak olursa coca cola ve benzeri gazlı içeceklerin içerisindeki bazı katkılar ve sebep oldukları zararlar şöyledir ; [color="#FF0000"][b]1-Fosforik asit: E338[/b][/color] Ancak sağlık üzerindeki etkileri tartışılmaktadır. Keskin bir tad sağlar ve diğer doğal benzer tad vericilere nazaran büyük miktarlarda ve ucuzca elde edilebildiği için üreticiler tarafından tercih edilmektedir. Genç kadınlarda, kemik gelişiminde gıda eksikliği ile ortaya çıkan osteoporoz hastalığı riskini artırmaktadır. Fosfor fazlalığı, zayıf kemik yoğunluğuna yol açabilmektedir. Beslenme uzmanları, vücudun kandaki fosfor-kalsiyum iyonları arasındaki dengeyi sürdürmeye çalıştığını belirtmektedirler. Fosfor fazlalığı oluşunca vücudun kimyasal balans mekanizması bu dengeyi sürdürebilmek için kemikteki kalsiyumun dışarı çıkarılmasına yol açar. Neticede fosfor-kalsiyum fazlası vücuttan dışarıya atılır ve geride gözenekli ve gittikçe zayıflayan bir kemik yapısı meydana gelir. Böylece kemik kırılmaları olarak bilinen olaylar yaşanmaktadır. [color="#FF0000"][b]Kafein:[/b][/color] Kafeinli maddelerin kullanımının sonucunda karakteristik etkiler, huzursuzluk, sinirlilik, heyecan, uykusuzluk, yüz kızarıklılığı, fazla idrar ve sindirim şikâyetleri gibi rahatsızlıklardır. Bu semptomlar bazı insanlarda, günlük 250 mgr 'dan daha küçük dozajlarda tezahür edebilir. Diğer bazılarında ise daha yüksek dozlarda oluşur. Günlük 1gr 'lık dozlara çıkılması halinde ise, kas seyirmesi, düşünce ve konuşmanın düzensiz akması, yorgunluk duymama ve fizikomotor acitasyonu oluşabilir. Daha büyük dozlarda hafif duyumsal rahatsızlıklar, kulak çınlaması, ışığın parlaması gibi rahatsızlıklar rapor edilmiştir. Kafeinin 10 gr'ı geçen dozu ile, ani krizler, nefes alma güçlüğü ve ölümle sonuçlanmalar oluşabilir. Alınan maddelerle girebilecek kafein miktarının kabaca hesabını şöyle yapabiliriz. Bir bardak kahve yaklaşık 100-150 mgr kafein ihtiva eder, bir bardak çay yarısı kadar, bir bardak kola ise 1/3 'ü kadar kafein ihtiva eder. Bir bardak enerji içeceğinde ise yaklaşık 100 mgr kafein alınmış olur. Reçete ile satılan kafeinli ilaçlar bir bardak kahvenin ihtiva ettiği kafeinin bir tam üçte biri ile bir buçuk arasında değişmektedir. İstisna olarak migren hastalığı için kullanılan tabletlerin her biri 100 mgr kafein ihtiva ederler. Kafein, sindirim sistemi ve kalp rahatsızlıklarının gelişmesine ve ağırlaşmasına neden olabilir. Üst karın ağrıları, bazen peptik ülser ve kanamalar oluşabilir. Ekstrem yüksek dozlarda ise ritim bozukluğu eklenebilir, tansiyon düşer ve kan dolaşımı durabilir. Diğer farklı Teşhisler: Manik olaylar, panik rahatsızlıklar, genel anksiety rahatsızlıkları klinik raporlarda açıklanmıştır. [color="#FF0000"] [b]Boya Maddesi Karamel (E150):[/b][/color] Şekerin yavaş şartlarda 170 C dereceye kadar ısıtılması sonucunda elde edilir. Başta kola olmak üzere çeşitli meşrubat, şekerleme, kek ve bazı hamur işlerinde boya maddesi olarak kullanılır. Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma Teşkilatı(HACSG)'na göre alerjik bünyeli insanların kaçınmaları gerektiği ifade edilmektedir. [color="#FF0000"][b]CO2 Gazı: E290 (Karbondioksit)[/b][/color] Sağlığa zararlı bir gazdır. Meşrubatlarla aşırı miktarlarda alınması halinde çeşitli rahatsızlıklara neden olur.kola ile beraber yüksek miktarlarda alınan co2 gazı ani ölümlere sebep olur. [color="#FF0000"][b]Karmin:[/b] [/color] E120 Renklendirici; böceklerden elde edilir; kozmetiklerde, şampoanlarda, kırmızı elma sularında, şekerlemelerde ve diğer gıdalarda kullanılır; hassas ve asmatik bünyelerde alerjik reaksiyonlara sebeb olabilir. Ayrıca bir Müslüman için kesinlikle haramdır. [color="#FF0000"][b]Sünî Tatlandırıcılar:[/b][/color] Aspartam E951, Asesülfan E950, Sakarin E954 Toz ve sıvı diğer bazı içeceklerdede kullanılır.Bu ürünler'de; Aspartam, asesülfam ve sakarinin kombinasyonu kullanılmaktadır. Şeker hastalarının kullanımı oldukça düşük olması ve kullanan insan ların yaş seviyelerinin yüksek olmasına rağmen alzaymer riski oluşturduğu bildirilmektedir. Fakat içeceklerde kullanımı, özellikle aspartamın içinde bulunan fenil alalin isimli amino asitin çocukların zeka gelişimlerini olumsuz etkilediği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. Türkiyede gazozlar 'Gazlı alkolsüz içecek' (gazoz) adlı, Türk Standartları Enstitüsü'nün Ekim 1992'de yürürlüğe giren TS4080 No.'lu standardına göre üretilir. Bu standart 20 sayfa olup isteyen her vatandaş, bedeli mukabilinde Türk Standartları Enstitüsü Merkezi'nden veya bürolarından temin edebilir. Bu standardın 2. sayfasında 'Gazoz Sınıfları ve Spesifik Maddeleri', 3. sayfasında da 'Gazozun Genel Özellikleri' tablo halinde verilmiştir. İkinci tablo 'Kimyasal Özellikler'in 3. satırında, gazoz cinslerinin litrede 5 gr. kadar etil alkol (bütün alkollü içeceklerde sarhoşluk verici) bulunabileceğinin belirtilmesi dikkati çekiyor. Sade gazozlar da dahil, bütün gazozlarda tat veya koku verici esanslar kullanılar. Bu esanslar, yağ cinsinden maddeler olup suda çözünmezler. Bunları suda çözünür hale getirmek için hem su ile hem de yağlarla tam karışabilen (çözünebilen) ara çözücülere ihtiyaç olur. Bu hususta en bol, en ucuz ve en yaygın olarak kullanılan ara çözücü de etil alkoldür. Etil alkol bunun için gazozların terkibine girer. Kimya bilimi açısından bunun biraz daha açıklaması şöyledir: Kimyada, 'benzer olanlar, birbiri içinde çözünür' kuralı vardır. En mühim ve en çok kullanılan çözücü de su olduğundan suyun dışındaki bütün çözücülerde hidrofil (suyu seven, su ile tam karışan) ve hidrofob (suyu sevmeyen su ile tam olarak karışmayan) olarak ikiye ayrılır. Moleküllerinde hidrofil bulunduran maddeler su ile hidrofil assosiasyon yaparak berrak bir çözelti verebilir. Yağ cinsi maddeler, bu sebeple benzin, eter, toluen gibi çözücülerde çözünür. Etil alkol ise molekülünde hem hidrofil hem de hidrofob grub bulundurduğundan hidrofil grubu ile hidrofil assosiasyon, hidrofob grubu ile de hidrofob assosiasyon yaparak ara çözücü vazifesi görür. Karmaşık gibi görünen bu olayı, aslında herkes çok basit bir deneme yaparak kolayca anlayabilir. Bir iki damla yağ cinsi madde (zeytinyağı, çiçek yağı veya diğer sıvı yağ ve esanslar) bir şişe suya ilave edilse, ne kadar şiddetle ve uzun müddet çalkalansa berrak bir çözelti vermez. Bu bir iki damla yağ-bulunursa, biraz etil alkolde kolayca çözülebilir. Etil alkol bulunamazsa, tuvalet ispirtosu veya kolonya da %75-80 etil alkol ihtiva ettiğinden, bunların az bir miktarları da yağ cinsinden bir iki damla maddeyi kolayca çözerek berrak bir çözelti verir. Bu berrak çözelti şimdi bir şişe suya ilave edilirse, suyun berraklığı bozulmaz. İşte gazozlarda tat ve koku verici yağ cinsi maddelerin berrak bir çözelti.Gerçekte içinde küçücük miktarda alkol olan bir içecek hiç tereddütsüz olarak Müslüman tarafından terk edilmeli kullanılmamalıdır. Kısaca yazılan içerikte görülür ki her şeyden önce coca cola cola özütü adı altında ne kadar gizlenirse gizlensin kokain içermekte hiç gizlenmeden açıkça görüldüğü üzerede yüzde beş oranında alkol içermektedir.Ki bu iki içerik zaten başlı başına ''Ben Müslüman'ım'' diyen herkesin tereddütsüz kaçınması gereken maddelerdir.Aslında hiç şüphesiz coca cola,pepsi,diyet içecekler adı altında sunulanlar bütün insanların kaçınması gereken içeceklerdir. Öyle ya; İçeriğinde alkol gibi istisnasız herkesin zararlarını inkâr edemeyeceği bir madde varken açıkça bir uyuşturucu madde olan kullanımı suç dahi kabul edilen kokain temel taş olarak kullanılıyorken,mide duvarında tahrişlere sebep olduğu araştırmalarla ortada iken,obezite gibi hastalıklara sebep olduğu açıkça görüldüğü için ilk üretim yerleri olan amerika gibi ülkelerde yasaklanırken,sağlık bakanlığı belirgin zararlarından dolayı; '' "Asitli ve gazlı içecekler yerine süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları, bitki ve meyve çayları tercih edilmelidir.'' Şeklinde açıklamalarla dolaylı olarakta olsa zararlı olduğunu açıklamak zorunda kalırken,böbreklerden kalsiyum atılımını hızlandırdıkları, mide mukoza hücre döngüsünü bozduğu, diş çürüklerini belirgin bir şekilde arttırdığı, aşırı içilmesinin kas hastalığına (hipokalemik miyopati) neden olduğu raporlanırken,okul çağındaki 460 kız çocuğu üzerinde yapılan ve "gazlı içecekler kemik kırılmaları ile yakından ilişkili" sonucuna ulaşılan araştırmayı "Pediatri ve Adölesan Tıbbı" dergisi Haziran 2000'de sunup, kemiklerde kırılmalara sebep olduğu sağlık birimleri tarafından itiraf edilirken,dişlerin çürümesine eriyerek yok olmasına sebep olurken,abd nin New Orleans kentinde yapılan konferansta sindirim sisteminde ortaya çıkan kanserlerle gazlı içecekler arasındaki ilişkilerden söz edilirken, hastalık hallerinde kendileri ile yakın temas haline girilen doktorlar "Gazlı içecekler kemikler için çok zararlı. Zaten Türkiye'de süt tüketme alışkanlığı yoktu, üzerine bir de gazlı içecekler gibi zararlı bir etken geldiği için kemiklerin oluşumunda bile sorun yaşanıyor. Süt ve süt ürünlerinin tüketimi yaygınlaştırılmalı" (Prof.Dr. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tümay Sözen) şeklinde açıklamalar yapmak durumunda kalırken,bir bardak gazlı içeceğin dahi diş çürümesine katkıda bulunduğu anlaşılırken ve tüm zararlarının aksine kesinlikle ve hiçbir şekilde Mutlak Manada tek bir faydası dahi bulunmazken hala Mutlak Gerçeğe gözleri kapayıp içmeye devam etmek şüphesiz hiç olmaması gereken bir davranıştır. O halde kişi içinde ne kadar istek olursa olsun tüm bu zararları göz önüne getirerek coca cola-pepsi - enerji içeceği veya benzeri hiçbir gazlı maddeyi kullanmamalı.Yalnızca kendisi kullanmamakla kalmayıp en yakınından başlayarak kırmadan ve üzmeden zararlarını belgelerle göstererek uyarmaya çalışmalı.Şüphesiz hem kendisi hem ailesi ve yakınlarını kullanmaktan vazgeçirmek için kendi çapında çalışma yapan istisnasız herkes hem kendi üzerinde hem çevresinde daha sağlıklı bir hayat ve ortamla karşılaşacaktır[/quote] [/quote]
  18. [quote name='kmlnrikpc' date='11 July 2011 - 02:13 ' timestamp='1310339601' post='1044288'] bende güney kore dnsleri kullanıyorum kardeşlerim... [/quote] 141.211.144.17 141.211.144.15 En stabilleri bunlardır.
  19. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] BMW'den elektrikli scooter [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.veteknoloji.com/bmw-den-elektrikli-scooter--43073--.html[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]10 Temmuz 2011 Pazar[/b] [quote] [b] [img]http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20110710101927_bmw.jpg[/img] BMW yepyeni bir Scooter konseptini gün ışığına çıkarttı. Her ne kadar şimdilik kamuflajlı olarak sokaklara çıktıysa da, elektrik motorlu yeni scooter markanın 2010 yılının kasım ayında Milano’daki uluslararası motosiklet fuarında sergilediği ‘Consept C’ isimli scooter konseptiyle büyük benzerlikler taşıyor. Elektrikli scooterlar Avrupa’dan Asya’nın ücra köşelerine kadar pek çok ülkede pek çok üreticinin üzerinde çalıştığı bir alan. Ancak elektrikli olmalarından ötürü popüler olan bu araçlar, tatmin etmeyen yol tutuş özellikleri ve düşük menzillerinden ötürü ‘gerçek’ motosiklet tutkunlarının ilgisini henüz çekmeyi başaramıyor. Bu olumsuzlukları dikkate alarak çalışmaya başlayan BMW geçen yıl kasım ayında İtalya’nın Milano kentinde düzenlenen fuarda tasarımını gösterdiği ‘Consept C’ isimli konsept motosikletini, motosiklet, özellikle de maxi scooter kullanıcılarının ilgisini çekmeyi başaracak biçimde yollara çıkarmaya hazırlanıyor. Günlük şehiriçi hatta kısa şehirdışı yolculuklarda kullanılması için tasarlanan elektrikli scooter oldukça uzun kabul edilebilecek olan 100 kilometrelik menzili ve bir içten yanmalı motora sahip maxi scooterı aratmayan sürüş özellikleriyle dikkat çekiyor. [color="#FF0000"]600 CC’LİK SCOOTER’IN GÜCÜNE EŞİT GÜÇ [/color] İçten yanmalı motoru olan bir scooter ile karşılaştırıldığında, gücünün 600 cc’ye karşılık geldiği açıklanan E-Scooter’i tamamen şarj etmek 3 saati bulmuyor. Ancak bu süre tamamen boşalmış bir akü için gerekiyor. BMW mühendisleri sürekli kullanılacak bir motosikletin bataryasının çok ender olarak tamamen boşalacağını kabul ederek, şarj süresinin açıklananın çok daha altında olacağını kabul ediyorlar. Dolu bir batarya ile 100 kilometre yol alabilecek olan BMW E-Scooter fren yapıldığında açığa çıkan enerjiyi de bataryasında güç olarak toplayabildiği düşünüldüğünde, özellikle şehir içi trafiğinde kullanıldığında menzilinin yüzde 20 kadar artacağı da belirtiliyor. [color="#FF0000"]İKİ KİŞİYİ RAHATLIKLA TAŞIYABİLİYOR[/color] Elektrikli scooterlerin trafiğe sorunsuzca katılabilmeleri için, şehirlerarası yollarda trafiğin akış hızına uyum sağlayabilmeleri ve yeterli menzile sahip olmaları gerçeğinden hareket eden marka, her iki şartı da yerine getireceğini söyledikleri yeni EScooter’ı ne zaman satışa sunacağını, hatta sunup sunmayacağını henüz açıklamadı. Ancak geliştirilen konseptin, dünyanın Avrupa, ABD ve Japonya’nın içinde olduğu elektrik sistemleri farklı tüm ülkelerde evlerdeki prizlerden şarj edilebilir olarak tasarlandığı belirtildi. [img]http://www.veteknoloji.com/resimler/detay2011/BMW-elektrikli-scooter.jpg[/img] [img]http://motorimpress.com/plugins/content/jw_sigpro/sigpro.transparent.gif[/img] [img]http://motorimpress.com/plugins/content/jw_sigpro/sigpro.transparent.gif[/img] [/b] [/quote]
  20. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Facebook’u sollayacak! [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code]http://www.veteknoloji.com/facebook8217u-sollayacak-43062-1-.html [/code] [b]Konu Tarihi:[/b][b]10 Temmuz 2011 Pazar[/b] [quote] [b] [img]http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20110710125258_linkedin.jpg[/img] Online kariyer sitesi LinkedIn, Facebook’un ardından sektör ikincisi oldu. 200’ün üzerinde ülkeden 100 milyonu aşkın kullanıcısı ile dünyanın en büyük profesyonel ağı olan LinkedIn rekora koşarken MySpaceeriyor. İş arayanlar ile firmaların buluşmasını sağlayan online kariyerlik sitesi LinkedIn, ABD’de Haziran ayında MySpace’i geride bırakarak Facebook’un ardından sektör ikincisi oldu. ComScore veri analiz kuruluşunun araştırmasına göre, haziranda LinkedIn sitesinin ziyaretçi sayısı geçen seneye oranla yüzde 63 artarak 33.9 milyona ulaştı. MySpace’in ziyaretçi sayısı ise yüzde 50 düşüşle 33.5 milyona geriledi. Sektör birincisi Facebook’un ise ziyaretçi sayısı yüzde 14 artarak 160.9 milyona ulaştı. ABD’de sosyal ağlar arasında 4. sırada olan 30,6 milyon kullanıcıya sahip Twitter ise bir önceki seneye göre kullanıcı sayısını yüzde 31 oranında arttırdı. Türkçe dil seçeneği ile uluslararası kapsamını genişleten LinkedIn, görsel harita ve kişiselleştirilmiş ileti gibi seçeneklerle yeni özelliklerle kullanıcı sayısını arttırmayı hedefliyor. Türkiye’de 600 bin kullanıcıya sahip olan LinkedIn üyelerinin çoğunluğunu bankacılık, telekomünikasyon ve eğitim sektörleri oluşturuyor. Türkiye’deki şirketler içinde LinkedIn’e en çok üyesi olan şirketler ise Turkcell, Mynet ve Akbank [/b] [/quote]
  21. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Güneş yanığı acısı tarih mi oluyor? [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.veteknoloji.com/gunes-yanigi-acisi-tarih-mi-oluyor-43013--.html[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]08 Temmuz 2011[/b] [quote] [b] [img]http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20110708114404_gunes.jpg[/img] İngiliz uzmanlar, güneş yanığından kaynaklanan acıya neden olan vücuttaki bir kimyasal maddenin tam yerini belirledi ve bir gün bu kimyasal maddenin ilaçla yenilebileceği umudunu verdiler. Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte milyonlarca insan kızgın güneş altında güneşlenirken yeni araştırmalar güneş yanığı acısına umut oldu. Güneş yanığından kaynaklanan acılara neden olan vücuttaki bir kimyasal maddenin tam yeri belirlendi ve bir gün bu kimyasal maddenin ilaçla yenilebileceği bildirildi. İngiltere King’s College’de yürütülen, Science Translational Medicine Dergisi'nde yayınlanan ve ultra viyole ışınına maruz kalmış 10 gönüllünün incelendiği bir araştırmaya göre, güneş yanığından kaynaklanan ağrılara neden olan vücuttaki bir kimyasal maddenin tam yeri belirlendi. Uzmanlar, bir gün bu kimyasal maddenin ilaçla yenilebileceğini, kronik acı çeken insanlara yardım edebileceğini umut ediyorlar. BBC’nin yansıttığı araştırmada, gönüllüler üzerinde yapılan testlerin, cildin ultra viyole ışınlarıyla yandığı zaman vücutta CXCL5’in üretildiğini gösterdiğine dikkat çekilerek, ultra viyole ışına maruz kalmanın cildin erken yaşlanmasına, kansere diğer değişikliklere neden olabileceği vurgulanıyor. Araştırmada, güneş yanığının oluştuğu bölgenin bir kaç gün içinde giderek artan bir şekilde hassaslaştığı belirtilerek, güneş yanığının olduğu bölgeden küçük örnekler alındığı, bu örneklerin ağrı molekülü olup olmadıklarını bilmek için tarandığı ve CXCL5 kimyasal maddesinin olağandışı yüksek düzeyde olduğu ifade ediliyor. Wolfson Yaşla İlgili Hastalıklar Merkezi’nde görev yapan araştırmanın lideri Profesör Steve McMahon, bu çalışmanın sadece güneş yanıklarıyla ilgili olmadığını, romatizma ve idrar yolu enfeksiyonu gibi diğer iltihaplı durumlarda da acıyı daha iyi anlamak için yararlanılabileceğini umut ettiklerini belirtiyor. [/b] [/quote]
  22. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Bambaşka bir USB bellek! [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.veteknoloji.com/bambaska-bir-usb-bellek-43072--.html[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]10 Temmuz 2011 Pazar[/b] [quote] [b] [img]http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20110710100009_usb.jpg[/img] Bir USB bellekle depolama dışında neler yapılabilir? İşte tarihin en ilginç USB belleklerinden biri! Teknoloji ve müzik birleşince muhteşem aygıtlar ortaya çıkabiliyor. Bunlardan birisi de Etsy firmasının üretmiş olduğu FlashHarp isimli flaş bellek. 2 GB'lık flaş belleğin üzerine mızıka ekleyen Etsy, kullanıcıların bu flaş belleği kullanarak oluşturabilecekleri değişik müzikleri ve değişik tonları gösteren bir video ve kılavuz hazırlamayı da eksik etmemiş. Bu ilginç flaş bellek, 50 dolardan, yurtdışında şu anda satışta. Ülkemize gelip gelmeyeceği ise şimdilik bilinmiyor [/b] [/quote]
  23. [b]Konu Başlığı :[/b] [b] [color="#FF0000"] Süper insan 20 yıl içinde doğacak! [/color] [/b] [b][u]Kaynak Linki :[/b][/u] [code] http://www.veteknoloji.com/super-insan-20-yil-icinde-dogacak-43014--.html[/code] [b]Konu Tarihi:[/b] [b]08 Temmuz 2011[/b] [quote] [b] [img]http://www.veteknoloji.com/resimler/haberler/20110708114807_superinsan.jpg[/img] Dünyaca ünlü İngiliz yaşlanma uzmanına göre, 1000 yaşını görecek insan yirmi yıl içinde dünyaya gözlerini açacak. Önde gelen İngiliz bilim adamına göre, 150. yaşını görecek ilk insan çoktan dünyaya geldi ve 1000 yıl yaşayacak ilk insan da gelecek yirmi yıl içinde doğacak. Dünyaca ünlü İngiliz yaşlanma uzmanı Aubrey De Grey, kendi ömür süresi içerisinde doktorlar, yaşlanmayı 'tedavi' etmek için gerekli tüm araçlara sahip olacak. Tüm hastalıkları ortadan kaldırarak yaşamı süresiz olarak uzatmanın mümkün olacağını düşünen Doktor De Grey, gelecek 25 yıl içinde yaşlanmayı kesin olarak, tıbben kontrol altına alma ihtimalinin yüzde 50 olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Kesinlikten kastettiğim, bugün çoğu bulaşıcı hastalık üzerinde sağladığımız türden bir tıbbi kontrol." İngiliz uzman, insanların düzenli olarak 'bakımdan geçmek üzere' doktora gideceği; bu bakımlara, gen terapilerinin, kök hücre terapilerinin, bağışıklık uyarmanın ve insanları sağlıklı tutmak üzere gelişmiş bir dizi tıbbi tekniklerin dahil olacağı günlerin çok uzakta olmadığını düşünüyor. Yaşlanmayı, bedende çeşitli türlerde moleküler ve hücresel hasarın yaşam süresi boyunca birikimi olarak açıklayan De Grey'in teorisine göre, 150 yaşına ulaşacak ilk insanın doğumunun üzerinden 20 yıldan az bir süre geçtikten sonra 1000 yaşını görecek insanın doğması muhtemel. De Grey'in teorisine göre, gelişen olanaklarla, bu rutin bakımların, moleküler ve hücresel hasarlar hastalık yapıcı düzeyen ulaşmadan yaşlılık önleyici tedaviler söz konusu olacak. [/b] [/quote]
  24. Dikkatle okunmasını tavsiye ediyorum. Büyük olasılıkla az sonra okuyacağınız birçok şeyi siz daha önceden biliyordunuz (!) Ya da bilmeyenler “hadi canım saçma" diyeceklerdir. Eğer öyle olduğunu düşünüyorsanız, burada anlatılanlara inanmadıysanız denemesi bir cola parasıdır. Yani bir kutu Coca Cola veya Pepsi veya Cola Turka yeterli Gelelim bunlarla ne gibi pratik işler yapabileceğinize; TUVALETİ TEMİZLEMEK İÇİN: Bir kutu kolayı klozetin içine dökünüz. Bir saat kadar bekleyiniz ve sifonu çekiniz. Koladaki sitrik asit hela taşındaki lekeleri yok edecektir. CROM TAMPONLARDAKI PAS LEKELERINI YOK ETMEK İÇİN: Arabanın tamponunu Coca Cola''ya batırılmış bir sigara paketinin içindeki alüminyum folyosuyla iyice ovunuz. Tertemiz olacaktır. AKÜ KUTUP BAŞLARINDA ÇAPAĞI TEMİZLEMEK İÇİN: Bir kutu kolayı kutup başlarına dökün ve bütün çapak yok olsun. PASLANMIŞ BİR CiVATAYI SÖKMEK İÇİN: Coca-Colaya batırılmış bir bezi bir kaç dakika paslı cıvataya uygulayınız. Bir kaç dakika sonra rahatlıkla dönecek ve çıkacaktır. ELBİSENİZDEKİ YAĞ LEKESİNİ ÇIKARMAK İÇİN: Bir kutu kolayı lekeli giyeceklerin üstüne boşaltın,Deterjanı ekleyin ve her zaman yıkadığınız gibi yıkayın. Coca-cola yağ lekelerinin yok olmasına yardım edecektir. Ayrıca araba ön camlarındaki her türlü kuş pisliği yapışan sinekler veya ağaçlardan dökülen toz,polen, yapışkan maddelerin çıkarılması en iyi madde COCA COLA + PEPSI + COLA TURKA''dır. Peki nedir bu Cola''nin bu kadar etkileyici temizliklerde bile kullanılabilmesinin sebebi? Coca-Cola ve Pepsi''nin ortalama pH değeri 3.4 tur. Bu asidi de dişleri ve kemikleri eritmek için yeterlidir. Temizliklerde bu kadar etkili olmasının sebebi budur. Aslına bakarsanız Cola ile dünyada kimsenin tavsiye edemeyeceği KARBONDİOKSİT içiyoruz. Hani şu dışarı atmak için devamlı nefes alıp verdiğimiz, atmak için uğraştığımız KARBONDİOKSİT...! 2001 yılında Delhi Üniversitesinde "kim daha fazla Coca-Cola içecek“ diye bir yarışma yapıldığında, sekiz litre Coca-Cola içerek kazanan ve 10 dakika içerisinde herkesin gözü önünde ölen kişinin haberini duymuşsunuzdur Neden öldü? Çünkü çok fazla karbondioksit almıştı ve kanında yeterli oksijen yoktu. Başka bir örnek: Kırılmış dişinizi bir şişe Coca Cola''nin içine koyun ve 10 gün sonra bakın...Diş 10 günde büyük oranda erir. Halbuki dişler ve kemikler ölümden sonra bile en fazla dayanabilen organlarımızdır ... Bir şişe kola içerek midenize ve dişlerinize ve bağırsaklarınıza ne yaptığınızı bir düşünün... Bu kadar zararlı bir içecek nasıl olurda bu kadar bilinçsizce tüketilebilir ve biri Amerikan firması olmak üzere bu şirketler bu kadar kar elde edebilir? İşte bu bilinçsizliği önlemek için çevrenize,sevdiklerinize ve özellikle çocuklarınıza bunları anlatın. Belki bu kampanya fazla bir ses getirmeyecek olabilir. Ama ne kadar kişiye ulaşırsa o kadar büyük etki yapacaktır. Destek olmak için yapmanız gereken tek şey; bu yazıyı olabildiğince fazla kişiye ulaştırmak, anlatmak... Bu Coca-Cola ve Pepsi ile ilgili gönderilen yazı; genç bir grubun ortak platformlarda aldıkları bir kararın ürünüdür. Bu yazı İnternet üzerinden gönderilerek yayılması amaçlanmıştır. Zaten onlar da büyük kartellerden boyalı medyadan ya da yaz eylemcisi kimi sivil toplum örgütlerinden destek beklemiyorlar. Yoksa bu tiplere yaptıkları parasal desteği ya da promosyon adı altında verilen "sus" paylarını vermezler. “Coca Cola içince vücudunuzda neler olduğunun farkında mısınız?" 1. İlk 10 dakikada: Kanınıza hemen 10 çay kaşığı kadar şeker girer. Bu normal günlük dozun 100 katı kadardır. Bulantınızın olmamasının nedeni içinde bulunan ‘fosforik asiddir'. 2. İlk 20 dakikada: Kan şekeriniz aşırı şekilde yükselir. Bunun sonucu pankreasınızda aşırı derecede insülin salgılanır ve kan şekerinin fazlası karaciğerde yağ olarak depolanmaya başlar. 3. 40 dakika içinde: Kafeinin tamamı dolaşıma girmiş olur. Kan basıncı yükselir, karaciğerden daha fazla şeker yapılarak kana geçer ve kan şekeri tekrar yükselir. 4. 45 dakika içinde: Beyinde dopamin yapımı artar, mutluluk hissi başlar (eroinin etkisine benzer bir etki meydana gelir.) 5. 60 dakika içinde: Ani açlık hissi oluşur. 6. Kolaya ve tatlılara saldırırsınız. 7. Bu kısır döngü devam ettiği süre karaciğer ve göbek yağlanması artar, vücudun tüm hücrelerinde LEPTİN ve İNSÜLİN DİRENCİ gelişir. 8. Şişmanlık Hastalığını başlatmıştır ve bütün dejeneratif hastalıkların nedenidir. barsakforum
  25. [size="4"][color="#FF0000"][b]Kantinlerde artık kola yok ![/b][/color][/size] [b]Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıkları kantinlerde yeni bir uygulama başlattı.[/b] [img]http://i.imgur.com/R2dG2.jpg[/img] [size="4"][color="#0000FF"][b]OUT[/b][/color][/size] [img]http://www.sakipaga.com.tr/Ayran330gk.jpg[/img] [size="4"][color="#FF0000"][b]IN[/b][/color][/size] Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıkları kantinlerde hamburger, kola gibi ürünlerin satılmasını yasakladı. Ayran ve meyve zorunlu oldu. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2011-2012 eğitim ve öğretim yılında, okul kantin işletmecileri ve 16 milyon öğrenciyi yakından ilgilendiren yeni bir uygulamayı devreye sokuyor. Okullarda obeziteyi engellemek ve öğrencileri bilinçli beslenmeye teşvik etmek için, iki bakanlığın yapacağı ortak uygulama kapsamında, okul kantinlerindeki hamburger tipi fast food gıda, kolalı içecek, hazır meyve suları, enerji içecekleri, kızartma ve cips tipi ürünler öğrencilere satılmayacak. Bunun yerine ayran, ayran, yoğurt, meyve satışı zorunlu hale gelecek. Zararlı gıda satan kantinin sözleşmesi feshedilecek. Radikal’in haberine göre, Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr.Seraceddin Çom, uygulamayla ilgili şu bilgileri verdi: “Sağlık Bakanlığı, öğrencilerin yaş ve aktivitelerine uygun mönü örneklerini hazırlayarak MEB’e iletti Önümüzdeki eğitim yılı boyunca çocuklar bu mönülere uygun şekilde beslenecek. 2012 ocak ayından itibaren, Türkiye’deki tüm kantinlerde süt, ayran, yoğurt, taze meyve suyu ve taneyle meyve satışı yapılması zorunlu hale getirilecek. Kantinlerde sıkı bir denetim başlatacağız. Ekipler şimdiden hazır. Uyarıları ve denetimleri dikkate almayan kantin işletmecilerinin anlaşmaları feshedilecek.” [b]Kampanya yapılacak[/b] Sağlık Bakanlığı ve MEB işbirliğiyle 2010 yılı sonunda, ‘Beslenme Dostu Okul’ projesini başlattıklarını anımsatan Dr. Çom, “Bu projeyle çocukların sağlıklı beslenmesine yönelik, birtakım kriterler koyduk. Türkiye genelindeki 150 okula ‘Beslenme Dostu Okul’ sertifikası verdik. Yeni eğitim döneminde projeye hız vererek devam edeceğiz” dedi. Çom, sağlıklı beslenme konusunda bilinçlendirme çalışmalarının süreceğini, afiş, broşür, kitap, CD ve bilgilendirici çizgi filmler hazırlandığını söyledi. Öğrencilerin ilgisini çekmek ve sağlıklı beslenmeye teşvik etmek için, farklı yöntemleri de deneyeceklerini belirten Dr. Seracettin Çom, “Öğrenciler ders gördükleri sırada kapı açılacak ve çizgi film kahramanı kostümü giymiş görevliler, onlara sağlıklı beslenmeyi anlatacak” diye konuştu.(AA) [b]Haber3[/b]
×
×
  • Create New...